Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: İşi gücü olan insanlar elo turnuvalarına nasıl katılacak
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Oyun gücüm belki 1700-1800 civarı ancak benim elom 0. Çünkü elo turnuvalarına bir türlü katılamıyorum. Benim gibi bu dertten muzdarip olan birçok satranç oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Zaten bu nedenle türk oyuncularının çoğunun elosuda gerçek oyun gücünğü yansıtmıyor diye düşünüyorum.

Eğer bu yazdığım yazıyı okuyacak bir tsf yetkilisi olursa, yada bu problemi bir tsf yetkilisine iletecek birisi olursa belki ilerde bu durumda düzenleme olur diyerekten yazıyorum yazıyı.

1) İşi gücü olan tüm satranç severler hafta içi 8:30-17:30 çalışıyorlar bu nedenle hafta içine denk gelen turnuvalara istesekte katılamıyoruz.
2) Çok az sayıda elo turnuvası oluyor.

Turnuvaların bu çalışma saatleri dikkate alınarak düzenlenmesi mümkün olursa benim gibi çalışan bir çok insanında katılımı sağlanır diye düşünüyorum. Sonuçta birçok dünya satranç şampiyonuda meslek sahibi insanlardı. Şu anda yapılan turnuvalar işi gücü olmayanlar oynayabilir gibi bir biçimde diye düşünüyorum.

Örneğin çok istememe rağmen istanbul satranç festivalinede katılamadım. Maçlar yanlış hatırlamıyorsam 16:30'da idi. Nasıl katılabiliriz ki? Hadi işyerinden izin alsanız her turnuva için iş yerinden izin mi alacaksınız?

Ne yapalım bizede satranç sever olarak sadece turnuvaları uzaktan izlemek düşüyor...

Teşekkürler...
Çok haklı ve birinci elden bir çığlık!

Sn. Ateş ÜLKER’ in yazdıklarıyla bu günlere o günlerden tercüman olmuş.
Aklıma hemen şöyle taslak bir program düştü;
Hafta içi 5 gün boyunca tur saatleri: 18.30_21.30 gerekirse diğer turlar da hafta sonu uygun saatlerde.

Düşünme süresi: 90 dakika, ya da 90+30 sn. eklemeli

Bu saatlerde katılıma açık bir turnuva her halde yapılabilir. Tabi önce bu saatlerde bu turnuvaya katılacak yeterli sayıda elo sahibi oyuncu, o saatlerde görev alacak hakem ve personel vb…sağlanabilir.

Bu notu teknik kurulun mail adresine kendim bir oyuncu olarak iletiyorum.
Sizde yapabilirsiniz.
En azından iletmek ve taleplerin olduğunu göstermek açısından…
Toplumsal talepler olmadan harekete geçilmesini beklememek gerekli.

Yine bir oyuncu olarak talebimin takibini de yapacağım.

Saygılarımla…
Sayın İngenieur,duygularımıza tercüman olmuş,önemli bir konuyu hatırlatmıştır.Uslubundan da amacının bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğu belli olmaktadır.Bu sorunun çözümünü aşağı yukarı hepimiz biliyoruz.Tatil günlerinden ve saatlerinden olabildiğince yararlanmalıyız.Ben aynı nedenle yurtiçinde pek çok turnuvaya katılamıyorum.Ama Kurban bayramını içeren hafta Almanya'daki bir turnuvaya katılmayı düşünüyorum.Çünkü o tarihde bir tek turnuva var.
Bu sorunu tamamen çözmek mümkün olmayabilir.Ben hiçbir zaman "yarışma saatlerini bizim istediğimiz günlere ve saatlere koyun" demedim.Ama Pazar günü hakemlere istirahat verip Pazartesi günü tur oynatılınca veya 23 Nisan adı verilen turnuvayı 22 Nisanda bitirince şaşırıyorum.Çünkü çalışanların katılmakta zorluk çektiğini biliyorum.Şöyle düşünmek mümkündür:"Satrancı bundan böyle profesyonel koşullara uyum sağlayanlar oynayacaktır.Amatörlerin katılması önemli değildir" Ama bu düşünce şekli zaten uzun yıllardır ön planda olmuş ve önemli bir yarar sağlamadığı görülmüştür.Şu halde yeniliklere ihtiyacımız var.Bu yenilikler masraf gerektirmeyen ve mevcut düzene dokunmayan uygulamalar olacaktır.Piramidin ortasına canlılık getirmeliyiz.Bu cümleyi okuyanlar arasında beni anlayamayanlar oluyor.Ama mutlaka anlayanlar da vardır.Türkiye'de 35.000 lira ödüllü turnuva düzenleyebilir duruma geldik.Ama bu turnuvaya Piramidin orta kısmından kaç kişi katılabilecek?Bekleyeceğiz ve göreceğiz.Turnuva katılım ücretleri ve konaklama masrafları makul sınırlarda kalmalıdır.Katılım ücretlerinin hızlı bir yükselme gösterip asgari ücreti yakalamasından çekiniyoruz.Elo puanı olan oyuncu sayımız henüz 1220 civarındadır.Bu sayının yükselmesinin ne yararı vardır?Dikey gelişme başka türlü hızlanmaz.Havuzdaki sınırlı sayıdaki oyuncunun Elo puanının yükselmesi genel ortalamayı yansıtmaz.Genel ortalama da yükselmelidir.Bir açık turnuvada yer alan yabancıların Elo ortalaması ile yerlilerin Elo ortalamasını karşılaştırdığımız zaman arada büyük fark olduğunu görüyoruz.Bu farkın şimdilik azalması ancak 2000-2300 aralığındakilerin katılmasına bağlıdır.Ama onlar da katılamayınca yapılan turnuvalar sadece yabancıların yararına yapılmış olmaktadır.
Benim fikrimde sanırım bütün herkesle aynı olacak. Benim ve birçok kişi gibi hem çalışıp hemde satranç oyunculuğu yapan insanlar satranç turnuvalarını hep kaçırıyoruz. Hafta içi malum zaten meşgulüz. Ah birde cumartesi günlerimiz tatil olsa ya! Turnuvaların hemen hemen hepsi okul zamanı yapılıyor ve çocuklar hafta içi okula gittikleri için hafta sonu cumartesi pazar yapılması tercih ediliyor. Düzen buna göre kurulmuş ve boş zamanların her anı doldurulmaya çalışılıyor. Öğrencilerin açısından turnuva sistemi süper. Ancak bizim için çaresizlik ön planda. okul takvimi devam eden zamanlarda hiçbir turnuvaya katılamıyoruz. Sadece pazar günlerine özel yapılan turnuvalarda ya 25 dakika yada 20 dakika hızlı satranç turnuvaları oluyor. Tabi bunlardan kimse tatmin olmuyor. Tek çare patronlarımızdan cumartesi günlerini de tatil yapmalarını istemek olacak galiba Smile

Ne yazık ki bizler turnuva haberlerini okuyup okuyup 'Vay be kayıpsız birinci olmuş veya bu turnuva oldukça iyi geçmiş' demek zorundayız. Tek çare UKD ve ELO puanlamalarına dahil olmayan hızlı veya yıldırım turnuvalara katılmak. Çok kederli bir durum Smile

Öte yandan da birtakım turnuvalar 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi tarihlere atfedilerek yapılıyor. Turnuvanın adı 23 Nisan Çocuk Bayramı Turnuvası ancak final sıralaması 20 nisanda temsilciliğin web sitesinde açıklanmış. Veya 7 eylül Turgutlunun kurtuluşu adına yapılan bir turnuva ve turnuva 15 eylülde yapılıyor. Bunlar şaşırtıcı durumlar. Bunların önüne geçilmeli midir söz sizlerin!
Söylenenlerin tamamına katılıyorum.Bu durumu senelerdir hissetmekteyiz.Bugün il satranç temsilciliğinin websitesini açtığımda MEB'in ya da özel okullar birliği vs. gibi bir oluşumun websitesini açmış gibi hissediyorum.
"İstanbul Satranç Festivali" turnuvasının turlarının saat 16:30'a gelmesinin çalışan kişileri katılmaktan alıkoyacağını organizatörlere e-posta atmak ve bu forumda yazmak yoluyla iletmeye çalışmıştım ancak kendileri cevap yazmak gereği duymadılar.Üstelik kişi başı 100 TL gibi yüksek bir katılım ücretine sahip böylesi bir turnuvada 1. turda eşlendirmeyi hatalı oluşturarak alışılmadık bazı güçlüklere neden oldular.
Bu yazdıklarımız ülke genelinde önceki dönemlerde de vardı,son yıllarda şiddetlendi,bundan sonra da böyle olacak gibi geliyor bana.Sayın Ülker'in belirttiği "piramitin orta kısmındaki" oyuncular için çare olarak belki de Balkan turnuvalarına gitmek kalıyor,zamanı ve harcırahı bulabilirsen tabi.
Konu çekici bırakamıyorum.

Böyle bir turnuva için tur sayısı kadar en az ELO puanına sahip oyuncu gerekecektir. Bu oyuncuları bulmak, davet etmek ve misafir etmek ya da başka özel durumlarının çözümlenmesi gibi gereksinimlerinin karşılanması gerekebilir. Bu bir SPONSOR demektir.

Teknik Kurul arkadaşlarımla aynı fikirdeyim.

Turnuvaların mutlaka belli saatlerde olsun gibi bir zorlaması yok. Ancak şartlar zorluyor. İllerin koşulları, planlamaları ve turnuva koşulları turnuvanın yapısını oluşturuyor.

Ancak iller bazında düzenlemelerde özellikle il düzenleme kurullarının bu konulara yoğunlaşması gerekiyor. Tabi burada da yerli ve yerel dinamiklere ulaşabilme önem kazanıyor.
Bu İL ÖRGÜTÜ, görev paylaşımı demektir.

Ayrıca bazı kötü alışkanlıkları da değiştirmek gerçekten çok zor. Hafta sonu turnuva düzenleme geleneği dediğimiz yapı genellikle il temsilcilerinin kendi zamanlarına uygun turnuva düzenleme ve çocuk turnuvalarının kısa zamanda bitirilmesine yönelik alışkanlıklardan kaynaklanıyor.

Kendi mantığı ve zamanlaması içinde adeta zorunlu gibi. Hafta içi 5 gün turnuva yapmak için uygun ama yapılamıyorken, hafta sonu ne turnuvalar yapılıyor?
Ama konunun özüne göre hafta içini katılabilecek oyuncuların zorunlu gereksinimlerine göre düzenleme mantığı uygulanmalıdır.

Örneğin geçmişte benim de İzmir, Adana, Sivas ve Kocaeli’ de tanık olduğum bu tip turnuva önerileri katılım olmaz diye bir gerekçe ile ayak direyen bu seçeneği denemeye bile kalkışmayan bir zihniyetle yıllardır uğraşan arkadaşlarımı tanıyorum.

Büyükşehirlerde ulaşım sorunu hep söylenen konudur ancak sizde bilirsiniz ki eskiden İstanbul’ da turnuvalar hep bu şekilde 2 saat 40 hamle + 1 saat 20 hamle + ajurne ile oynanırdı. Günde bir tur. Çok nadiren belki 2 tur, ama hatırlamıyorum bile. O zamanlarda İstanbul’un en büyük sorunu da şimdiki gibi ulaşımdı. Seksenli yıllarda katıldığım turnuvaları hatırlıyorum. Sabahtan saat 10.00’ da ajurne, saat 15.00’ de sıradaki tur.

Düşünce ve öneri bu format (90 dk+ 30 sn) günde tek tur elo turnuvalarının rahatlıkla yapılabileceğini sadece biraz sabır ile olabileceği şeklinde. Tabi bu şartlara uyacak katılımcılara yönelik olarak.

Sadece uygun bir salon yeterlidir.
Çok sayıda hakeme ihtiyaç olmaz.
Çünkü çocukların turnuvaları gibi olmaz.

Akşamları saat 18.30 veya 19.OO gibi başlayacak format bir süre sonra yeterli katılıma rahatlıkla ulaşabilir.

Elbette ki ödülleri iyi seçmek gerekir ki cazibesi artsın.

Aklıma gelen aslında elbette bir özel kulüp, sadece satranç ve satranççılar için. Belki küçük bir restoranı ya da kafeteryasıyla. Yine satranççılar tarafından kurulmuş ve onlara layık.

Örnekleri geçmişte de vardı, bugün de var. Geçmişte nasıl yapılmıştı anlamak gerek.

Bu günde aynı!

Belki anasponsoru yerel, belki federasyon destekli…

Ama işbirliğiyle!
bu konu bizim uzun yıllar tartıştığımız bir konu .yer darlığından tam olarak anlatamıyoruzzz.. bu işin çözülmesi için türkiye de düzenin köklü olarak değişmesi gerekir . çünküü....

turnuva düzenliyenlerde her şeyden önce turnuva kültürü yok . satranççı değil. hakem olmanın ilk şartı oyuncu olmamak. satranççıların derdinden anlamıyorlar .karar verenler , uygulayanlar , hepsi öğretmen . hakemler öğretmen, karar verenler öğretmen . hakemlik ise para getiren bir iş değil . turnuva saatleri onların durumuna göre ayarlanıyor .hepsinin evi var ailesi var . bir an önce görevlerini bitirip evlerine gitmek onlar için en önemli şey . tabiii ki kendi durumlarına göre tur saatlerini ayarlayacaklar .satranççıların isteğine göre değil .

satranç fedakarlık isteyen bir iş . satranççıların halinden ancak satranççı anlar .hiç bir öneri getirmiyorsun deniyor. çok öneri getirdim burada .getirdiğim öneriler cevaplanmadı bile . işte bu konudaki önerim .ne yapılıp ne edilip oyuncularada hakemlik yetkisi verilmeli . karar verici hakemler ve organizatörler satranççı olmalı .özellikle il ve millli hakemlerde +1800 şartı aranmalı. yoksa bu iş çözülemez .

denecek ki yönetmelikler böyle diyor . biz spor bakanlığına bağlıyız . sporcudan hakem olmaz . bende diyorum ki ''kardeşim satranç nev-i şahsına münhasır'' bir branştır, spor değildir . bir sporcu 25 yaşında ''ben bu sporu yapamam'' der ve hakemliğe soyunur . bizde ise bu işi en az 50 yaşına kadar götürür . bir yolunu bulup satranççıya hakemlik yetkisi sağlamak lazım . yoksa bu iş düzelmezzz..

deniyor ki 6.30-9.30 . turnuva saatleri . sanki bu iş bu kadar kolay.. 6.30 da başlayan bir tur, eli yüzü düzgün bir turnuvada turnuva salonunu toparlamayıda sayarsan 11- 12 ye kadar sürer . nerede bu zamanı ayıracak hakem. biz bulamıyoruz . bulan söylesin . böyle bir şey yapmak için satranççı olmak lazım mm .fedakarlık lazımm ..
Merhaba,
Konu bizim de oyuncularımızdan gelen talepler nedeniyle gündemimizdeydi, ve bizler Balıkesir merkezdeki turnuvaları özellikle 19 yaş ve yukarı tüm oyuncularımıza hitap etmesi için çocuklar ve yıldızları 16:00~18:00 arası oynatıp bitirdikten sonra büyük yaş grubunu 18:30 ve 21:00'de başlamak üzere 2 tur Cumartesi, 2 tur Pazar, 2 hafta sonunda toplamda 7 tur olacak şekilde planlayıp uygulamaya karar verdik, ve tüm turnuvalarımıza 7'den 70'e tüm oyuncularımızı almayı, büyük yaş grubu oyuncularımızın iş yoğunluğunu dikkate alarak başlama saatlerini Cumartesi Pazar 18:30'dan sonrası olacak şekilde yapacağız.
Özellikle yine bu forum sayfalarında sıkça tartışılan, irdelenen "çocuk turnuvalarından geçilmiyor" ifadeli satırlarından sonra kafalarımızda böyle bir sistem vardı ..
Mental Aritmetik Eğitim Kurumumuz Dahi Atölyesi'nin özel izinle yapılan turnuvalarında bu sistemi uygulamaya başladık. https://balikesirturnuvalari3.wordpress.com/ adresinden inceleyebilirsiniz
Şimdilik UKD'ye dahil ama ELO turnuvaları da planlarımız arasındadır.

Naci Erdem
Balıkesir
Naci Bey,
Balıkesir’ deki başarılı çalışmalarınızı ve getirdiğiniz yenilik ve gelişmeleri hem yakından izliyor hem de gelen mail’ lerden takip ediyorum.
Kurumlarla yaptığınız işbirliği çok yerinde ve umut vericidir.

Görev paylaşımını tamamladığınızda daha büyük beklentilerinize çok daha kolay ulaşacaksınız.

Özverili ve başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.
Henüz 3-4 ay oldu Ankara Birinciliğine katılalı. En son 1996'da katılmış, yanlış hatırlamıyorsam 3. olmuş veya paylaşmıştım. 17 yıl aradan sonra yine 3.lüğü paylaştım.

Turlardan birisinde sıkıntılı bir oyun dönüp dururken oyun sonuna doğru önümde kaldı, ne satranç ama Smile. Sona doğru üst üste üç hatalı, hem de kaba hatalı hamleler yapıp kaybettim, nasıl oldu diye düşünürken gözüm saate takıldı, 23:00 olmuş, benim normalde uyku saatim!

Bu saatlerde beden sporu da, satranç da insan bünyesine uygun değildir. Oldum olası akşam turnuvalarına karşıydım, unutmuş buna girmiş bulundum. Bir daha da girmem.

Ben büyük şehirler için bir öneride bulunmak istiyorum. Aynısını satranç ligi için de öneriyorum ama maliyet artıyor diyorlar.

Sadece haftasonu yapalım

- Olmuyorsa Cuma akşamını da ekleriz, süreye göre 5 veya 7 tur sığar. Yetmiyorsa kalan turlar bir sonraki haftasonuna kalır.
- Gündüz oynanır, gece maçı yapmaz, çocukları zorlamayız.
- Çalışanlara engel olmaz, katılımı arttırır.
- Başka ilden katılım azalır (maalesef), ama ödül varsa il içinde kalır Smile
- Çocukların ustalaşması için benimle oynaması şarttır, yani 2000-2300 aralığındaki oyuncularla. Bunların %90'ı çalışma hayatı içinde fırsat bulamamaktadır, bunları turnuvalara çekmek lazımdır. Sadece yıllık izinle satranç turnuvası olmaz.

Selam ve saygılarla
Naci Bey, cevabım size değil yanlış anlamayın. Sizden önceki yazıyı yeni fark ettim.
Ama cevapsız bırakılacak türden değil!
*********************************************************
“turnuva düzenliyenlerde her şeyden önce turnuva kültürü yok”
__ Acaba bu turnuva kültürü nasıl bir şey miş de turnuva formatını yapan onlar, sponsor arayanlar onlar, duyuru yapanlar onlar, salon arayışında olan onlar, salon düzenlemesi yapan onlar, masa sandalye taşıyan onlar, turnuva ödül düzenini verenler, turnuvadan sonrası herkes gittikten sonra salonu toparlayanlar, malzemeleri taşıyanlar, belki kargoya verenler hep onlar. Bu “turnuva kültürü yok demek bariz haksızlık”.
*********************************************************************************************************************************
“…satranççı değil. hakem olmanın ilk şartı oyuncu olmamak. satranççıların derdinden anlamıyorlar .”
__ Satranç sporcusu kökenli hakem sayısının çok az olması olmansın temel nedeni hakemlik müessesesin de değil, sporcuların tercihinde aranabilir. Ama hakemlik ücretleri yetersizdir fikrine tamamen katılırım. Burada gerçek uygulama şudur ki ücretlerin uygulandığı bir yönetmelik var, bunun değişmesi en az iki bakanlığın (spor ve maliye) onayına bağlıdır. Ama sponsor kaynaklı turnuvalarda durum farklı olabiliyor.
*********************************************************************************************************************************
“karar verenler , uygulayanlar , hepsi öğretmen . hakemler öğretmen, karar verenler öğretmen . hakemlik ise para getiren bir iş değil turnuva saatleri onların durumuna göre ayarlanıyor .”
__ Hepsi öğretmen derseniz olmaz, bir garaz kokusu var. Halbuki çok çeşitli kesimlerden ve meslek gruplarından da hakemlik yapan insanlar var. Ayrıca bu insanlar turnuvalarda görevlendirildikleri zaman kurumlar arası koordinasyonla “görev-izin” onay yazıları valilikçe kurumlarına yazıldıktan sonra resmen görev yerlerine giderler. O gün/günler asli görevlerinden izinli sayılırlar. Çoğunun da o günler ücretleri kesilir.
Kamuoyunu yanıltmayalım!
*********************************************************************************************************************************
“hepsinin evi var ailesi var . bir an önce görevlerini bitirip evlerine gitmek onlar için en önemli şey . tabi ki kendi durumlarına göre tur saatlerini ayarlayacaklar .satranççıların isteğine göre değil .”
__ Bu arkadaşlarımızın gerçekten kendi durumlarına göre tur saatlerini ayarlaması mümkün değil! Çünkü zaten asli görevleri o8:00__17:00 SAATLAERİ arasında. Bunun için onlara izin alınıyor. Hatta asli görevlerinin ücretleri bile kesilenler oluyor. Eğer söylendiği gibi kendi saatlerine göre ayarlamak yetkisi kendilerinde olsaydı mesai saatleri dışındaki saatlerde turnuvalarına gider, hakemliklerini yapar, kendi asli ücretleri kesilmediği gibi ek hakemlik ücretleri de alırlardı. Ama tam tersi. Yıllarca bu konumda olan birisi olarak yazıyorum ki asıl fedakarlık yapan arkadaşlarımız bu beğenmediğiniz hakem arkadaşlarımızdır.Bu konularda hiç bilginiz yok, ama maşallah fikriniz çok.
Yanlış tespit ve haksız yorumlarla genelleme yaparak toplumu yanıltmayınız!
Hakemliği yetersiz olan insanları ise ayrı başlıkta tartışınız!
*********************************************************************************************************************************
“satranç fedakarlık isteyen bir iş . satranççıların halinden ancak satranççı anlar .hiç bir öneri getirmiyorsun deniyor. çok öneri getirdim burada .getirdiğim öneriler cevaplanmadı bile . işte bu konudaki önerim .ne yapılıp ne edilip oyunculara da hakemlik yetkisi verilmeli . karar verici hakemler ve organizatörler satranççı olmalı .özellikle il ve millli hakemlerde +1800 şartı aranmalı. yoksa bu iş çözülemez .”
__ Oyuncuların hakemlik yetkisi basit bir uygulamadır. Hakem seminerine katılacak, başarılı olacak ve yükselecek. Sorun bu değil. Sorun hakemliğin cazip hale getirilmesi, yerel öz şartların zorlanması ve aktif sporcuların hakemlik tercihinde bulunabilmesidir. 1800 üstü sporcularımızın satranç hakemliğini satranç oyunculuğuna tercih meselesini araştırın bakalım, sonuç ne çıkabilir?
*********************************************************************************************************************************
“sporcudan hakem olmaz . bende diyorum ki ''kardeşim satranç nev-i şahsına münhasır'' bir branştır, spor değildir . bir sporcu 25 yaşında ''ben bu sporu yapamam'' der ve hakemliğe soyunur”
__ Hem satranç spor değildir diyorsunuz', hem de bir sporcu 25 yaşında ''ben bu sporu yapamam'' der diyorsunuz.
Hem satranç spor değildir diyorsunuz', hem de sporcunun hakemliğe soyunmasından bahsediyorsunuz. Ama hakemlik ücretini hangi kurum ödeyecek, ondan bahsetmiyorsunuz.
Öyle ya satranç nev-i şahsına münhasır'' bir branştır. hakemlik yap, ama ücretini kendin bul!
**********************************************************************************************************************************************
“deniyor ki 6.30-9.30 . turnuva saatleri . sanki bu iş bu kadar kolay.. 6.30 da başlayan bir tur, eli yüzü düzgün bir turnuvada turnuva salonunu toparlamayıda sayarsan 11- 12 ye kadar sürer . nerede bu zamanı ayıracak hakem. biz bulamıyoruz . bulan söylesin . böyle bir şey yapmak için satranççı olmak lazım mm .fedakarlık lazımm ..”
__ Gün 24 saat. Ama TSF- YK kararıyla 36 saate falan çıkabilir belki.
Öğretmenlerin tur saatlerini kendilerine göre ayarladıkları için o saatleri beğenmediniz.
18;00 dan sonraki saatleri de beğendiremedik. 00:00’ dan sonraki saatler nasıl? Belki ücretler 4 katına çıkabilir.
*************************************************************
Kullandığım üslup çin özür dilerim ama bu kadar yanlış değerlendirmeye, yanlış yönlendirmeye ve sonuçlarından bu kadar basit sıyrılmaya, özveriyle çalışan tüm meslek kesimlerindeki insanlara haksızlığa karşı duramıyorum!
Yazının içinde aslında tartışılması gerekenler de var. Ama lütfen genelleme yapılarak suçlamalar yapılmasın!
Sn. Forum üyeleri herkeze merhabalar,

Yaklaşık 10 gündür işlerimin yoğunluğu nedeniyle forumdan kopuk kaldım. Bu arada da epeyi gelişmeler yaşanmış anlaşılan...

Öncelikle Sn. Cemil Sabahi beye almış olduğu cezadan ötürü geçmiş olsun dileklerimle başlamak isterim.
Yapmış olduğunu açıklamalar konusunda ne kadar haklı olduğunu tekrar burdan pekiştirmeye gerek olmadığı aşikardır.
Zaten bu toplumun onlarca hatta yüzlerce Cemil hoca gibi dimdik ayakta durarak değerlerine sahip çıkacak insanlara bolca ihtiyacı vardır. Kendisine tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Gelelim şimdi uzun zamandır gündemi meşgul eden asıl konuya:

Yani turnuvalara ve özellikle ELO turnuvaları konusuna;

Bakın yurt dışındaki uygulamaları şöyle basitçe incelediğimizde şunları göreceğiz:

En basitinden herhangi bir Avrupa ülkesini bile ele aldığınızda o ülkenin belli başlı metropol 3-5 ilinde sürekli devam eden yapı şöyledir:

Yani her ülkenin metropol 3 veya 5 ilinde her hafta sonu o illerin yerel halkı için düzenli olarak C.tesi- Pazar günleri 5 turluk 2200 ELO altı 60'+30'' ELO turnuvaları aynı şehirde hem de 3-4 farklı noktada başlayarak yapılmaktadır.

Yani sözün gelimi 4 il x 4 turnuva = 16 adet değişik ELO turnuvası her hafta o ülkenin mevcut yerel satranççıları için yapılmaktadır.
Peki bizim ülkede her hafta 1 tane hatta ayda 1 tane yapılmakta mıdır?

Bunun 3 turu C.tesi + 2 tur Pazar günüdür... Hatta bazıları 6 turluk olup Cuma akşamına 1. tur eklenerek de yapılmaktadır.Bu turnuvalar 25-30 EURO katılım bedelli olup ilk üçe kayda değer para ödüllü verilmekte ve katılım 30 kişi- 40 kişi bilemediniz 50 kişi olmaktadır. Bu turnuvaların çoğunda kayıt önceliğine göre değil ELO önceliğine göre katılımcı alınmaktadır. Buda turnuvayı daha cazip kılmaktadır.Biliyorsunuz ki tek şart 2200 ELO altı olmaktır !

Bu bahsetmiş olduğum hafta sonu ELO turnuvaları o illerde bir yandan devam ederken diğer yandan aynı illerde hafta içi akşamları günde tek turluk 90'+ 30'' ELO turnuvaları 2 değişik koldan biri 7 tur diğeri 9 tur olarak farklı noktalarda ve farklı turnuvalar olarak devam etmektedir.
Bu turnuvalar 90'+30'' olduğu için üst ELO sınırlaması olmaksızın fakat yine ELO önceliğine göre kayıt alınarak 60 kişi- 80 kişi veya 100 kişi olarak yine 30 -40 EURO katılım bedelli olup ilk üçe ciddi para ödülü verilerek o ilin yerel halkı için düzenli olarak yapılmaktadır. Yani özet olarak o ülkede 4 il X 2 turnuva = 8 adet (90'+30'') turnuva her hafta mevcuttur.

Peki bizim ülkemizde haftada1 adet onu bırakın ayda 1 adet hatta 3 ayda 1 adet mevcut mudur ?

Benim daha öncede söylediğim gibi başta İstanbul olmak üzere metropol illerimizde ki durum çok vahimdir.

Ülkemizde ki satrancın gelişmesi ve dünya çapında bir yerlere gelebilmesi için yani 40.cılıklardan çok daha yukarılara çıkabilmesi için bu turnuvalar olmazsa olmaz şartların en önemlilerindendir.

Böylelikle bu başlık altında bahsedilen tüm sorunlarda kendiliğinden çözülecektir. Çalışan ve piramidin orta kesimini kapsayan arkadaşlar için hangi ay daha müsaitlerse her akşam katılabilecekleri 90'+30''bir turnuva mutlaka bulabilecekleri gibi hafta sonu da müsait olanlar için 60'+30'' 2200ELO altı hafta sonu turnuvalarına istedikleri hafta sonu katılabileceklerdir.

saygılarımla,

VELİBABA
yıl 1993-yıl 2013

halâ türkiyede bir turnuva nasıl yapılırı tartışıyoruz .1222 elo lu satranççı ve onların ancak 300 ü işe yarar. işte 1944 de izmirde selim palavan ile başlayan türk satranç serüveninin hal ve vaziyeti. burada bir konu gündeme gelir ve o konu etrafında tartışılır . ben yukardaki yazımda halen bir turnuvanın nasıl yapılacağı konusunda halen niçin fikir sahibi olamadığımızın tesbitini yapıyorum, bunu yaşayarakta görüyorum. herkese laf yetiştirmeye çalışanlar yine konuyu dağıtıyor . VELİ BABA ne güzel örnekleri ile konuyu gündeme getiriyor.. . demek ki 1993 den beri hiç bir federasyon bir VELİBABA kadar olamamış..

olamamış ki şimdiki federasyon ÖZGÜR SATRANÇ FORUM dan umut bekliyor .fikir arıyor. neyin ne şekilde yapılacağı dünyada örnekleri ile dururken buradan bir şeyler beklemek sadece saflıktır .burada benden sadece türk satranççılarına bir mesaj bulursunuz . ve bundanda sadece kendim ve fikirlerimi benimle canlı paylaşanlar sorumludur .

yukardaki sözlerimi aynen yazmaya çalışacağım . altyapınızı öğretmenlere dayadığınız müddetçe siz istesenizde eli yüzü düzgün bir turnuva yapamazsınız.. onlar sadece yardımcı hakem pozisyonundadırlar .çünkü öğretmenlerin evi var, barkı var, çocukları var, sorumlulukları var . yani onlar satranççı değil..

satranççılara hakemlik yetkisi vermeden alt yapıyı oluşturmadan bunu başaramazsınız..

herkes ama herkes bulsun +1800 ü benden satranççı muamelesi görsünn ..başımın üstünde yeri var. bu kimseyi ötekileştirmek değill ..satranç camiasına kabulün olmazsa olmazıdır ..
Sayın VELİBABA,
Sadece elo turnuvaları için örneklendiriyorum.

Ülkemizin dışındaki turnuvalar elbette olumlu örnekler olarak ele alınabilir.

Ancak bu turnuvaların finansı için bilgileri de vermelisiniz.
Sadece katılım ücretlerinden mi ödül dağıtımı yapılır?
Bu turnuvaların düzenleyicileri belli bir federasyona mı dayalı yoksa, özel, yerel, bölgesel teşebbüsler midir?

Ya da turnuva bir sponsor kuruluşa mı dayalıdır?

Sponsor olmadığında ya da bulamadığınızda formülünüz nedir?
Turnuvayı cazip hale sokamazsanız amatörleri geçelim ama profesyonelleri nasıl tatmin edeceksiniz?

Yoksa başka sistemler mi vardır, aydınlanmak isterim.
….
Bir ilimizde kendi imkanlarımızla bir elo turnuvası düzenlemek istedik vaktiyle.
Sponsoru bulamadığımız zamanlardı.

Tabi en azından hakemler belli bir aşamada olacaktı, en az iki hakem FİDE olmalıydı. Sonra tur sayısı kadar el olu oyuncu da gerekiyordu. Bulduk ve taleplerini dinledik. Masraflar, barınma, yeme içme, ulaşım ve şu kadar katılım harcı istendi. Bu da kabul edildi. Aynı imkanları hakemlere de sağlamalıydık elbette. Yedi turlu turnuva da en az on kişinin toplam masrafları kayda değer olmaya başladı. Maddi sıkıntılar ve turnuva süresince ek talepleri saymıyorum.

Taslak aşamasında geleceğini beyan eden arkadaşlarımızın çoğu katılmadı. Hele sürpriz puan kayıplarından sonra bazı elo lu oyuncular turnuvayı terk edince birçok amatör arkadaşımız hayal kırıklığı yaşadılar.

Turnuvamız da beklendiği gibi olmadı.
Ama bitirdik. Tabi sonuçta masraf + ödül, çağırdığımız misafirlerin oldu.

. Elo kırıntıları da bize kaldı. Sonuçta elo lu oyuncularla oynamıştık ama bir daha da yapamadık.

Çünkü oturmamış bir sistemi taşıma suyla oluşturamıyorsunuz.
Tabi günümüzde şartlar çok değişti ve gelişti.

Örnekte verilen Avrupa şehirlerinde satranç kültürü çok köklü ve yeterlidir. Adeta sponsora bile ihtiyaç duyulmayabilir. O kadar çok satranç oynanır ki parklarda bile ister zevkine amatörce, isterse parasına oynanır. Bu o kültüre göre yıllar içinde boy vermiş bir süreçtir.

Göçmen arkadaşlarımdan, meslekdaşlarımdan ve öğrencilerimden bilirim, neredeyse her ailede satranç bilinir ve büyüklerinden öğrenerek gelmişlerdir.

O ülke ve şehirlerde nitelikli alt yapısı olan satranç üst yapıda çok talep bulan etkinlikleri beraberinde getiriyor. Bir turnuvanın kendi yerelinde çok katılımcısı olabiliyor. Meslek endişesi taşımayan insanlar, keyfi yaşantılarına zaman ayırabilecek sisteme sahipler.
Satranç orada meslek olarak itibar da görebilir.
Nitekim nice dünya şampiyonlarını meslekleriyle değil önce satranç yönleriyle tanıyoruz.

Yetmişli yıllardan Yugoslav göçmenlerini hatırlarım İzmir ‘den. Belki ülkelerinin amatör sınıfı oyuncuları sayılabilirler ama bizim ne usta oyuncularımızı ne hallere getirmişlerdi.

Satranç bizim ülkemizde aynı toplumsal ve devlet desteğini bulamadı o yıllarda.
Doksanlı yılların başından beri bir atılım, büyüme ve gelişme olmasına rağmen.
Ancak yeterli değil elbette.
Çok eksiğimiz olduğunu düşünüyorum…
Önerilerim ise;

Yapılan güzel örnekler de var bunları çoğaltabilmek olasıdır.
Satranç yükselen bir değerdir.

Birçok yerel ve yerli dinamikler, kuruluşlar da bunun farkındadırlar. Buralara ulaşabimek önemlidir. Hiç beklemediğiniz destekler alabiliyorsunuz.
ELO puanına sahip oyuncularımız mütevazi koşulları kabul edip zaten koşup geliyorlar sağ olsunlar. Gerçekçi bir programlamayla illerimiz bu iş için hem komşu illerle hem de il içi birliktelik kurabilirler. TSF hakem atamalarını yapacaktır herhalde. Zamanla da oturan sistemlere kavuşacaklardır.

Oluşacak oyuncu kitleleri, bu turnuvaların başlangıçları olacaktır. Turnuvası geleneksel hale gelen turnuvalar böyle başladılar, diğerleri niye olmasın?
Zamanla otomatiğe de bağlanabilir.

Formüller vardır, yeter ki niyette samimi ve girişimci olalım!
Saygı ve selamlarımla...
Öğrenci olduğum için bu başlıkta sıkıntısını dile getirenleri
%100 anlıyor olmam zor.
Ama son derece haklı görünüyorlar.

Önerilerin çoğu gayet mantıklı. Hepsini tebrik ederim.

Sadece pazar günleri bir tur oynanarak birkaç ay devam eden
bir turnuva olamaz mı?
İlle de birkaç güne sığmak zorunda mı bu turnuvalar?
Yani bununla ilgili bir yasal düzenleme filan mı var?

Saygılarımla.
Sn .M. Aşkın Taşan,

Ben size sadece yurt dışında yapılan uygulamaları örneklendirdim. Sizin edinmek istediğiniz diğer bilgiler ise teferruattır. Zaten siz de yazınızın sonunda kendi sorduğunuz soruların cevabını kendiniz bulmuşsunuz…

Ana konu nedir? Metropol illerde yerel halkın katılabileceği düzenli ELO turnuvalarıdır.

Bu da atla deve bir iş değildir! Ben size 60kişi -80 kişi bilemediniz 100 kişilik kompakt yerel ELO turnuvalarından bahsettim.

Siz ise geniş katılımlı İstanbul Open, İzmir open, Çanakkale open veya geniş katılımlı Festival turnuvaları gibi bir şeyler anladınız herhalde…

Bu ulusal olmayan yerel turnuvalara sizin bahsettiğiniz o yurt dışından veya yurt içinden yüksek ELO’ lu veya ünvanlı sporcular davet edip angarya ve ağır masraflar yapmak da enayilik olmaz mı? Bir de ödülleri de onlara kaptırarak üstelik … Eğer isterlerse gelir oynarlar. Paşa gönülleri bilir…Gelmezlerse de çok bir kayıp olmaz…Hem yazık değil mi bu yerel halka da…

Benim anlatmaya çalıştığım şey örneğin il birinciliği turnuvaları gibi turnuvalar ama daha esnek ,isteyen katılımcıya açık ve şartlar sağlandığında ELO ‘yada dahil olan fakat daha sınırlı sayıda örneğin 80 kişi veya 100 kişi kapasiteli ve katılımın başvuru sırasına göre değil de kayıtlar kapandıktan sonra ELO veya UKD sıralamasına göre olacak şekilde 7 veya 9 turluk ELO’ya dahil turnuvalardan bahsettim.

Bu tip turnuvaları 3 büyük ilde düzenli olarak en azından ayda bir sefer yapmanın ne gibi bir sıkıntısı olacak pek anlayamıyorum.

Bu turnuvalar için ne gibi bir sponsor gerekli olacak onu da pek anlayamıyorum?

İl temsilcileri yerel belediyelerden ücretsiz olarak bu küçük yerelleri temin edebilirler herhalde değil mi?

Max 100 kişilik bu turnuva için il temsilcisinin 50 adet satranç takımı ve 50 adet satranç saati de vardır sanırım.

O zaman mekana, saate ve takıma para ödenmeyeceğine ve hiçbir sporcu da beleş ağırlanmayacağına göre geriye 3-4 hakem (gerekirse TSF desteği) ücreti ve dağıtılacak ödüller kalıyor sanırım. O zaman 50-60 TL katılım ücreti bu işi çözer sanırım. Toplamda 5000 TL toplanmış olursa tatminkar nakti ödüller dağıtılamaz mı? Bilmem ki acaba hesaba katmadığım atladığım bir şeyler mi var ?

Saygılar,
VELİBABA
Geçmişte nasıl yapılıyordu ona bakarak belki bugün için sağlıklı bir çözüm önerebiliriz.

İstanbul örneğinden gidersek, geçmişte il birinciliği seçmelerinden, final maçlarına; anı turnuvalarından (Musa Tebi, Nevzat Süer ilk aklıma gelenler) dernek ustalarının katıldığı özel kapalı turnuvalara kadar bu işin lokomotifi İstanbul Satranç Derneğiydi.

Dernek turnuvaları tamamen çalışan ve öğrencilerin (yani turnuva katılım profilinin) gereksinimlerine göre yapılıyordu. Zaten Tolunay Kafkas'ın futbol hocalığı için dediği gibi, bazı şeyler basittir, burada atomu parçalamıyoruz.

Dernek de basit bir sistem uyguluyordu, hafta içi akşam 18.00 ve pazartesiden cumaya 5 tur, hafta sonu 2 tur olmak üzere 1 haftada 7 tur İsviçre sistemli bir turnuva bitiyordu.

Ben 2-3 hafta süren çok turnuva biliyorum. Derneğin zamanla neden turnuva düzenlemekten tecrit edildiğini de bilmiyorum.

Dernek yıl içinde 10-15 turnuva yapınca (veya yaparsa) İstanbul'daki biriken yükün bir kısmını alır. İstanbul'da bana göre Şişli'de, Bakırköy tarafında, Kadıköy'de ve Kartal civarında toplam 4 dernek olsa, buna 5 ile 10 arası özel satranç merkezi eklense, her biri en kötüsü 2 ayda bir turnuva yapsa 15 x 6 = 90 turnuva eder.

Hani Beşiktaş Belediyesi ile Kartal Belediyesinin çadır turnuvalarını saymazsak + Nisan ortasına kadar İatanbul'da hiçbir turnuva olmadığını belirtirsek, il temsilciliğinin 2013 yılı turnuva katkısı, tarihte Arap alimler tarafından sıfır sayısı bulunmasaydı hakikaten tanımlanamayacaktı.

Tabii dernek ve özel satranç merkezlerini desteklemek, geçmişteki aksaklıkları görmemek anlamına gelmemeli. Bu konu ayrı bir çerçevede biraz konuşulmalı (sağlıksız lokasyon, kötü yönetimler, arka odalarda at yarışı, kumar gibi kötü alışkanlıklar ve satranç merkezlerinde yaşanan bazı tatsız adliyelik olaylar).

Bir de dernek ve özel kurumların izin almadan turnuva yapması sağlanmalı. TSF bu konuda izin makamı değil, denetim ve gözetim makamı olmalı (nedenleri yine ayrı yazı konusudur).

Ama bu sistem devlet gözetiminde ve desteğinde rehabilite edilirse, esasen bir okul olan dernekler bu ülkede bana göre satrancın motoru olmaya devam eder.

Unutmayalım Suat Atalık da bu okuldan geçmiştir, rahmetli Nevzat Süer ve Ali İpek de ve isimlerini yazmaya sığdıramayacağımız gelmiş geçmiş bütün büyük oyuncular da.
Merhaba Mojo Jojo,
Aslında özel turnuvalara fırsat verilerek il temsilciliklerinin turnuva yükü alınmalı konusunda zaten TSF'nin uygulamaları vardır. Özellikle izin verilmesinin takibi konusunda hızlı bir uygulamaya başladılar, TSF web sayfasının "Kurullar" sekmesindeki Teknik Kurul tıklandığında 2. satırda "İl faaliyetleri&Turnuva izinleri" bölümünden anlık takip yapılabiliyor.
Ben aynı zamanda Balıkesir'de kurulu bulunan Aloha Mental Aritmetik Kurumu "Dahi Atölyesi" ticari ismi ile kurulan, satranç eğitimi de verilen merkezin satranç bölüm sorumlusuyum, biz bu yıl içinde I ve II. Dahi Atölyesi Satranç Turnuvası adı ile UKD'ye dahil olan 2 tane özel turnuva yaptık, şimdi de 3. için hazırlıklarımızı yapıyoruz, 2013 yılı için en az 7 turnuva yapılması planlanıyor. Yine burada Özel Fırat İlkokulu da özel turnuvalar yapabilmek için hazırlıklara başladı, diyeceğim şu ki özel kurum ve kuruluşlara turnuva izni verilmesi konusunda TSF'nin kolaylaştırıcı tavrı vardır, marifet bu kolaylıkları kullanabilmektedir.
Turnuvaların az yapıldığı fikrinize katılıyorum. Daha çok olmalı, Daha çok kesime hitap etmeli, Daha çok sayıda katılım sağlanmalı ve Daha fazla kalite olmalı ..

Naci Erdem
Sadece hafta sonları olmak uzere haftada 2 veya 3 maç yapılarak toplam 9 turluk bir turnuva yapılabilir bundan kolay ne var. yani toplam 3 hafta sonunda bitecek bir turnuvadan bahsediyorum.
boylece çalışan herkes katılabilir.
tabi birde şu belediyelerin duzenledigi turnuvalarda birazcık maddi ödül olsa. belediyelere bizim vergilerimizle tonla para gidiyor. ama her nedense belediyelerin yaptıgı turnuvalarda 5 liralık madalya-kupadan başka birşey verilmiyor.
En önemli destek devlet desteğidir.
bu pazar 23 nisan turnuvasında idim . uzun zaman görüşemediğim arkadaşlarla hal ve durumu değerlendirme fırsatı buldum . bunları sizinle bu konu altında paylaşmam en uygunu .

adana da yeni il temsilcisi ile yeni bir yapılanma oluşmuş .adana satranç derneği ile selim palavan dan gelme köklü bir satranç geleneği olan adana aslına dönmüş . federasyonun karşı çıkmasına rağmen yeni bir turnuva tertip kurulu kurulmuş ve çok değerli arkadaşlar bu kurulda görev almış .

artık her ay herkesin katılabileceği turnuvalar yapmaya karar verilmiş .satranççılar +1400 ve -1400 olarak ikiye bölünmüş .özellikle turnuvasızlıktan 1400- 1500 raitingte çakılı kalmış olan aslında +1800 olan 25 - 30 satranççı tesbit edilmiş ve onların raitinglerinin rehabilitasyonlarına çok önem verilmeye başlanmış .- 1400 lükleri zamanla bir üste terfi ettirmeyi düşünüyorlar .

elo turnuvalarına gerek olmadığını söyledim . artı masraf gereken elo turnuvalarının talep üzerine yılda iki defa yapılabileceğini söyledim . tmm dediler .

ayrıca buradan paylaşamayacağım türk satrancı adına çok önemli kararlar almışlar . hepsine başarılar diliyorum .adana satrançta önder bölgelerden biri olma özelliğini devam ettiriyor .

hepinize saygılar . muzaffer ŞEKERLİ . adana .
Sayfalar: 1 2