Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: Bir talep.
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Sn. Erşan GÖKERMAN,
Adınızı kullanarak ÖSF' da açmış olduğum başlık benim gerçek amacımın dışında algılanma sürecine girmiştir.

Gerçek amacım bu değildi!

Kişilik haklarınızın zarar görmüş olabileceği düşüncesi ve bilinciyle, şu an bu durumdan gerçekten rahatsız olduğumu aynı forum ortamında içtenlikle belirtmek isterim.

Bu yazı benim kendi öz vicdanım ve özgür irademle tarafımdan, hiçbir tüzel kişilik söz konusu olmadan ve kendimi temsilen yazılmıştır.
Tıpkı tartışma boyutunda olduğu gibi...

Tartışmanın bu boyuta gelmesinde etken olan fevri çıkışlarım olmuşsa da şahsınızdan kamu huzurunda özür dilerim.
Saygılarımla...

_________________________



ÖSF Yönetimine,

30.Ekim.2013 tarihli Sn. Erşan GÖKERMAN başlıklı yazımın söz konusu kişinin toplum tarafından "kişilik haklarına zarar vermek amacıyla yazıldığı " şeklinde algılanabileceği düşüncesiyle forum panosundan kaldırılmasını, ya da yönetiminizce uygun görülecek işlemin yapılmasını talep ederim.
Gereğini bilgilerinize sunarım.
Sayın Taşan;

Konuyla ilgili görüşümü soran forum yetkililerine de bildirdiğim gibi, ben başlık nedeniyle herhangi bir rahatsızlık duymamıştım. Ancak cevapların ve tartışmanın yönü sonradan değişebildiği için genel olarak isme hitaben açılan başlıkların sakıncalı olabileceğini kabul etmek gerekir, uyarıda bulunan üyelere teşekkür ederim.

Başlık altında başka üyelerin de yazıları olduğundan silinmemelidir diye düşünüyorum. Örnek olmaması açısından ismi değiştirilebilir.

Şahsım için özrü gerektiren bir mağduriyet hissetmiyorum, yine de teşekkür ederim.

Beklediğim tek özür, İstanbul Kulüpler Şampiyonasının Elo hesaplamalarına gönderilememesi nedeniyle mağdur olan Gökhan Demir ve diğer satranççılar için, konunun sorumlularından gelecek olandır.

Saygılarımla
Günlerce yapılmış olan tartışmaları sabır ile izledik.Ne yazık ki bu tartışmalar ulaşılması gereken amacın dışına taşmış,yaralayıcı ve karalayıcı ifadelere de dönüşmüştür.Bu ifadeleri görmezden gelmek bize ne kazandırır?Bence hiçbir şey kazandırmaz.Sadece birbiri ile darılmış olanların sayısı artar.
Gökhan Demir'in açtığı konuyu inceleyenler ve sözü edilen yarışmanın Elo hesaplarına alınması gerektiğini kabul edenler tezlerini iyi savunamadılar.Çünkü bu tez sayfalarca yazının arasında kayboldu.Pek çok kimse de bu kadar çok yazıyı sonuna kadar okumadı.
Ben Türk satranççısının alışageldiğimiz düşünce yapısını oldukça iyi tanıyorum.Türk satranççısı mağduriyet gelip kendisine zarar verene kadar konuşmayan kimsedir.Peki zarar ortaya çıkmadan konuşmak nasıl olur?Çok kolaydır?Bütün tezlerimizi yönerge,talimat,yönetmelik veya yasa sınırları içinde ele alırsak henüz bize dokunmamış olan yanlışları daha ortaya çıkmadan önlemek kolaylaşır.
Bu konuyu açan arkadaşlarımızın tezlerini şu şekilde ortaya koymaları gerekirdi: İstanbul Kulüpler Birinciliği her zaman Elo hesaplarına dahil edilmelidir.Çünkü bu yarışmada pek çok takımda ünvanlı oyuncular ve yabancı ustalar yer almaktadır.Çünkü bu yarışma federasyonun resmi yarışmasıdır.Federasyonun bütün resmi yarışmaları düşünme
süresi ve diğer koşullar uygun olması halinde Elo hesaplarına dahil edilmelidir.Çünkü FM ünvanı olan Ateş Ülker bile kendini Kulüpler Birinciliğinde oynamaya yeterli bulmuyorsa o Birinciliğin Elo hesaplarına alınması gerekir.Öte yandan sözü edilen yarışmada fazla sayıda hükmen sonuç olması Elo hesaplarına alınması için engel teşkil etmez.Hükmen yenilgilerin sorumluluğu hiç hükmen puan almamış olan sporcuya ait olamaz.
Kulüpler Birinciliği sadece 2013 yılı için değil 2014 de ve 2015 de de Elo hesaplarına alınmalıdır.Önce bu son cümlede uzlaşmamız gerekir.Eğer olayı Gökhan Demir lehine verilmesi gereken 11 puan neden verilmedi?şeklinde ele alırsak tezimizin haklılığı son derece zorlaşır.Konu çok farklı mecralara kaydırılır.Arkadaşlarımız konuyu neden yukardaki son cümle ile ifade etmiyorlar?Çünkü önce yasayı hazırlamak sonra da Gökhan Demir'in 11 puanını aramak hatırlarına gelmiyor.Doğrudan hak arayışı içine giriyorlar.Öyle olunca da karşılarına hükmen sonuçların çok olması,veya "yönergede yazılı değildi" gibi sürprizler çıkıyor.
Bu tartışmalar sırasında ne yazık ki Aşkın beye "herşeye maydanoz olma"gibi tavsiyeler bile yapıldı.Sanal ortamda yazılanlara bakarak karşımızdaki insanın niyetini anlamak her zaman mümkün değildir.Aşkın bey muhtemelen işin başında karşısındaki yaralamak veya tezini çürütmek amacıyla konuya girmedi.Ama tartışma uzadıkça o da uslubunu değiştirmeye ve hatta isme hitaben başlık açmaya bile başladı.1991 den beri 4 değişik Federasyon Başkanı ile çalıştık.Bu Başkanların hepsine Eğitim kurulu için Aşkın bey tavsiye edilmiştir.Kendisi de değişik dönemlerde bu Başkanlarla çalışmıştır.Eğitim konusunda önemli adımlar atmıştır.Bundan sonra da önemli çalışmalar yapacak bir potansiyele sahiptir.Aşkın beyin hevesini kırmayalım!Eğitim kurulunda çalışmaya hevesli bir başka arkadaşımız varsa ismini Federasyonumuza bildirelim!
Gerektiğinde küçüğün büyükten veya büyüğün küçükten özür dilemesi bir erdemdir.Özür dileyen şanını kaybetmez.Tersine gönülleri fetheder.
"Kulüpler Birinciliği her zaman Elo hesaplarına dahil edilmelidir"tezinde mutabık isek bu konuyu kapatalım!Görüşmenin yeterli olduğuna karar verip konuyu tatlıya bağlayalım!Hak kaybına uğradığını öne süren arkadaşımız hak arayışını Federasyona vereceği dilekçe ile sürdürmelidir.Çünkü bu forum Federasyonun muhatap almak zorunda olduğu bir ortam değildir.
Ateş Bey Merhaba,

Haklısınız herhalde mesajların çokluğu ve uzunluğu dolayısıyla konunun takibi zorlaşmıştır. Herhalde siz de bu yüzden tartışmanın konusunun ne olduğunu es geçerek başka bir konu hakkında görüş bildirmişsiniz.

Gökhan Demir'in açtığı konuyu inceleyenler ve sözü edilen yarışmanın Elo hesaplarına alınması gerektiğini kabul edenler tezlerini iyi savunamadılar. (AÜ)

Değişik başlıklar altında yazılan 100 kadar mesajdan sadece bir tanesinde, turnuvanın başhakemi Çiğdem Aktuz kendi görüşü olarak şu ifadeyi kullanmıştır;

Kişisel görüşüm ise bu kadar hükmen sonucun olduğu bir turnuvanın ELO hesaplarına gönderilmemesi. (ÇA)

Bu cümle dışında bu turnuvanın ELO hesaplamalarına dahil edilmesi gerektiği konusunda tam bir görüş birliği vardır. Görüşlerini bildiren tüm üyelerin hiç tartışmasız kabul ettiği bir konuda neyin eksik anlatılmış olduğunu anlayamıyorum? Dahası elbette sadece 2013 turnuvasının değil, 2014,2015,2050 yıllarında yapılacak turnuvaların da ELO hesaplamalarına dahil edilmesi konusunda herhangi bir kafa karışıklığı yoktur.

Türkiye Satranç Federasyonu bir turnuvanın ELO hesaplamalarına dahil edilmesi için gereken şartları ve yol haritasını anlatan 3 sayfalık bir kılavuz hazırlamış. Bu kılavuzda başvurunun kim tarafından ve nasıl yapılacağı ve diğer ayrıntılar bence oldukça net bir biçimde anlatılmış. İsterseniz size ulaştırabilirim. Yani yasa, yönetmelikler açısından da düzeltilmesi gereken bir sorun göremiyorum. Aynı şekilde halihazırda FIDE yönetmelikleri de oldukça iyi hazırlanmış ve olası tüm durumları aydınlatır nitelikte.


Tartışmanın konusu (Neden?) sorusunun yanıtını bulamamasıdır.

Öncelikle İl temsilciliği Gökhan Demir'e yazılı olarak 'Tüzükte yazmadığı için' cevabını vermiş ve bu cevabın yanlış olduğu anlaşılmıştır.

Oyuncuların turnuva öncesinde ve sırasında itiraz etmedikleri için kusurlu olabilecekleri iddia edilmiş ancak turnuvanın kaydının zamanında yapılmaması nedeniyle bu görüş de geçerli değildir.

Hükmen mağlubiyetler gündeme getirilmiş, sizin de güzelce açıkladığınız üzere ve FIDE yönetmelikleri ortaya konarak bunun geçerli bir sebep olmadığı kanıtlanmıştır.

Gökhan Demir ilk mesajında evet hakkı olan 11 puanı sorguluyor ama şunu da yazıyor;

''Her oynanılan turnuva, oyuncuların güçlerini ölçmede ayrı bir mihenk taşıdır. Doğal olanı da resmi her turnuva sonucunun FIDE'ye gönderilmesidir. Turnuva tüzüğünde yazıyor veya yazmıyor olması bunu değiştirmemeli.'' (GD)

Konu ile ilgili en çok yazanlardan biri olarak benim ve diğer üyelerin mesajlarında böyle bir sorgulama yok bile. O nedenle ''Eğer olayı Gökhan Demir lehine verilmesi gereken 11 puan neden verilmedi?şeklinde ele alırsak tezimizin haklılığı son derece zorlaşır.'' (AÜ) sözlerinizi biraz haksızlık olarak görüyorum.

Şöyle demişsiniz;

Kulüpler Birinciliği her zaman Elo hesaplarına dahil edilmelidir" tezinde mutabık isek bu konuyu kapatalım (AÜ)

Evet bu konuda mutabıkız ama tartıştığımız konu bu değil. Tartıştığımız, mutabık olduğumuz bu noktadan hareketle İl Temsilciliklerinin turnuva kayıtlarını zamanında yapması gerektiği, TSF tarafından da ilgili verilerin FIDE'ye sağlıklı bir biçimde ulaştırılması, eksik uygulamalar nedeniyle sadece İstanbul'da değil tüm illerimizde zarar gören satranççılar için bir açıklama yapılarak, konunun bundan sonra daha sıkı takip edilmesi gerektiğidir. Hala da sorumlular tarafından açıkça kabul edilmemiştir.

Saygılarımla
Sn Ülker,

Bildiğiniz gibi ben satranç ile profesyonel olarak ilgilen(e)miyorum. Fakat içimdeki satranç aşkı, ayrı kalmama izin vermiyor, yılda 1-2 kez de olsa turnuvalarda oynamaya gayret ediyorum.

Hal böyle olunca, ne forumu takip edebiliyorum, ne değişen FIDE kurallarını, ne de federasyonun resmi uygulamalarını. Gözümün önünde bilfiil gerçekleşiğini izlediğim tek konu, federasyonun bir önceki ve şimdiki başkanlarının milli menfaatlerimize tamamen aykırı bir şekilde Türkiye'nin en kuvvetli erkek ve kadın oyuncularını türlü entrikalarla milli takım dışında bırakma, cezalandırma, ve hatta daha da öteye giderek nerede ise tüm uluslararası müsabakalardan yasaklamaya çalışma noktasına gelen kişisel hırs ve kaprisleri.

Hasbelkader katılabildiğim turnuvalarda, hayatımın satranç ile ilgili kısmı süreklilik arz etmediği için hali ile istikrarlı bir form tutturabilmem nerede ise imkansız hale geldi. Bu nedenle satranç tahtası başındaki eski hırsımdan bir zerre kaybetmemiş olmama rağmen son zamanlarda genel olarak rating kaybeden bir grafik çiziyorum. Böyle bir ortamda kendi adıma kazandığım 11 rating son derece önemlidir.

Oynadığım İstanbul Kulüpler Şampiyonası sonrasında en azından 11 rating kazandığımı düşünürken bir türlü ratingime yansımaması sonucu ilgili konu başlığını açtım. Kimse, amatör bir satranç oyuncusundan profesyonel ilgi bekleyerek Anadolu'daki, Trakya'daki ratinge girmeyen turnuvaları, veya diğer haksızlıkları takip etmesini beklememeli (ki bu şekilde bir turnuva olduğuna da pek inanmıyorum, zira ilgili iddia sadece lafta kaldı, onca soruya rağmen somut bir turnuva ismi zerkedilemedi). Ancak bir olay kendi başıma geldiğinde gidişattaki aksaklıktan haberdar olmam mümkün olabilir benim. Günün birinde tekrar profesyonel olarak satranç ile ilgilenmeye başlar isem, o zaman bana diğer haksız uygulamalar konusunda ne düşündüğümün hesabı sorulabilir, itiraz etmemi imkansız kılarak. Ancak o vakit de hesap soranlar, hesap sormalarına saygı gösterilebilecek derecede satrancın içinde olmalıdırlar.

Konu gerekli gereksiz cevaplar ile kimi üyeler tarafından çarpıtıldığı için çok uzadı, doğrudur. Yapımdan dolayı, açmış olduğum konu başlığının kirletilmesine, sormuş olduğum son derece basit soruların yanıtlarının bir türlü verilmemesine istinaden konuyu kirleten kişi ve kişilerin hatalarını bir bir ortaya koydum, konuyu hiç idrak edememelerini de önce kibarca söyleyip, ardından üslup yerini hakarete ve ithama bıraktığında da satranç konusunda kim olduklarını sorguladım/hatırlattım.

Bana göre aklıselim hiç kimse, ünvanı olmayan, yabancı dil bilmeyen, Türkçe imla bilmeyen, idrak sorunu olan, satranççı olmayan ve hiç bir zaman da olması mümkün olamayacak olan ve yazılarında tehdit, itham ve hakaret etmekten imtina etmeyen birinin Türkiye Satranç Federasyonu'nun Eğitim kurulu başkanı olmasını kabul etmemeli. Özellikle de siz.

Şimdi, bu kadar ön girişten sonra şu noktaya gelelim. Siz yazdığınız yazıda, bütün bu konu başlığının sadece benim gümbürtüye giden 11 elo ratingimi kazanmaya yönelik olarak açıldığını iddia etmişsiniz. Belki konu başlığı altına yazılan yazılar çok uzun olduğu için tümünü okuyamamış olabilirsiniz. İki sorum var:

1. İstanbul Kulüpler Birinciliği ELO'ya neden gönderilmedi? başlığı altına 23 Ekim 2013 Çarşamba günü 12:12'de gönderdiğim yazıyı okudunuz mu? Bu yazıda dikkate alınması gereken kısmı buraya alıntılıyorum:

Gökhan Demir, İstanbul Kulüpler Birinciliği ELO'ya neden gönderilmedi? başlığı altına 23 Ekim 2013 12:12'de Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Benim kazandığım halde haneme yazılmayan 11 ELO ratingim kendi açımdan çok önemli olmakla birlikte açtığım başlık aslında tüm satranç oyuncularının haklarını korumaya yöneliktir.

2.Yine İstanbul Kulüpler Birinciliği ELO'ya neden gönderilmedi? başlığı altına 1 Kasım 2013 01:01'de gönderdiğim yazıyı okudunuz mu? An itibarı ile bu konu başlığı altındaki son yazı olan bu yazıda, FIDE handbook'tan ve değişik konu başlıkları altına TSF Eğitim Kurulu Başkanı olan şahsın yazılarından kesitler sunarak en az 2 kural ihlali olduğunu vurguladım.

Yazının tümünü alıntılıyorum:

Gökhan Demir, İstanbul Kulüpler Birinciliği ELO'ya neden gönderilmedi? başlığı altına 1 Kasım 2013 Cuma 01:01'de Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Aşkın Taşan, konuyu açıklığa kavuşturma çabalarına değişik konu başlıkları altında devam ediyor. Konu oldukça uzadı. Üstelik başka konu başlıkları altına kendisi tarafından dallandırıldı. Bu nedenle bu kadar uzamış bir konu başlığını okuyan kişilerin en son mesajları okuyup konunun genelini kaçırmış olması ihtimaline karşı, son yazılardan alıntılar yapıp bir kez daha ortaya konan tezleri somut bulgularla çürütelim:

FIDE Rating Regulations valid until 30 June 2013, Madde 02 Nickli Kullanıcıdan Alıntı:In principle, all important events should be rated. All top level tournaments may be rated by FIDE even if no rating report is submitted by the federation of the territory in which the event is held.

Tercümesi: Prensipman tüm önemli turnuvalar ratinge dahil edilmelidir. Tüm üst düzey turnuvalar düzenleyen bölge veya federasyon tarafından rating raporları gönderilmese bile FIDE tarafından ratinge dahil edilebilir.

Tespit 1: FIDE kuralına göre tüm önemli turnuvaların prensipman ratinge dahil edilmesi gereklidir.

Aşkın Taşan, 31 Ekim 2013 12:12, Sn. Erşan Gökerman başlığı altında Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Her ne sebeple olursa olsun, böylesine önemli bir turnuva ELO hesaplamalarına gönderilmeliydi.? ( 22.10.2013 12:12) derken bir temennide bulunarak görüşümü açıklamıştım. Savunuculuğunu yaptığımı söylediğiniz kişilere o zaman böyle yaklaşmaz, farklı bir biçimde ifadeler kullanırdım.
?Ama ön şartları da oluşmamış. Onun için gönderilme şansı, başvurusu yapılmadığı için kalmamış.?
Ön şart, yani FİDE ?ye kayıt için TSF ye ön bildirim!
Bu da araştırmalarım sonrası ortaya koyduğum saptamamdır.

Aşkın Taşan'ın bu konu başlığı açıldığından beri devam eden yazışmalarda konuyu dağıtma çabalarına rağmen forumdan ve kendi kaynaklarından öğrendikleri ile geldiği son noktada sunduğu savı değerlendirelim.

Kabul 1: İstanbul Kulüpler Birinciliği'nin TSF tarafından FIDE'ye ön kayıt ettirilmesi için TSF'ye ön kaydı yapılmamıştır.


Aşkın Taşan, 30 Ekim 2013 21:09, İl Temsilcilerimize Kısa Kısa başlığı altında Nickli Kullanıcıdan Alıntı:ELO hesaplamalarına dahil olması düşünülen yarışmaların aşağıdaki bilgileri ile en geç yedi (7) gün önceden ön kayıtlarının web üzerinden yapılması gerekmektedir. Bu nedenle İl Temsilciliği tarafından yarışmaya ait aşağıdaki bilgilerin e-posta yoluyla [email protected] adresine en geç on (10) gün önceden gönderilmesi gerekmektedir. Bu süreler hem ELO hem de Norm hesaplamalarına dahil olacak yarışmalar için en geç otuz (30) ve TSF?ye gönderim tarihi olarak en geç otuz beş (35) gün olarak geçerlidir.

Tespit 2: Turnuvanın TSF'ye ön kaydı, TSF İstanbul İl Temsilciliği tarafından yapılmamıştır.

Aşkın Taşan, 31 Ekim 2013 12:12, Sn. Erşan Gökerman başlığı altında Nickli Kullanıcıdan Alıntı:... vaktiyle herkesin gözünden kaçmış. Oyuncuların da. Hepimiz insanız. Nasıl olurda bu gözden kaçma hali yönetim için bir eksiklik, suçlama ve yargılama konusu yapılabiliyorsa, oyuncuları bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda onca oyuncudan hiçbirinin fark etmemesine hiç değinilmez.
Hataların azaltılmasını, yok edilmesini paylaşarak, elbirliği yaparak yok edemez miyiz?
Turnuvada fark edilip düzeltilme şansı da varken?
Benim bu saptamam bundan sonra aynı olayların tekrar etmemesi için küçük bir adım değil midir? Elbette yönergelerin daha açık ve bağlayıcı olması yapılacak düzenlemelerle sağlanabilir.
5 GM var diyorsunuz. Tamam, o 5 GM ? de fark etmedi, diğerleri gibi. Hesaplamalara gireceğini düşündü herkes doğal olarak. Ama TSF ye vaktinde bildirimi hiç yapılmamış olabileceği kimsenin aklına gelmedi. Dolayısıyla FİDE? ye kaydı da yasal süresini aştı tabi.

Hata olarak nitelenen şudur: TSF İstanbul İl Temsilciliği tarafından turnuvanın TSF'ye ön kaydının gerçekleştirilmediği, dolayısı ile TSF tarafından da turnuvanın FIDE'ye ön kaydının gerçekleştirilmediği.

Tespit 3: Bu hatayı oyuncuların tespit etmek gibi bir zorunluluğu ve görevi yoktur.

Tespit 4: Üzerlerine vazife olmamasına rağmen oyuncular bu hatayı tespit etmiş olsalardı bile, hatanın düzeltilme şansı yoktu. FIDE kuralları açık bir şekilde turnuvaların en geç ne zaman ön kayıt ettirilebileceklerini tarif ediyor.

Tespit 5: Başhakem, FIDE Rating Regulations madde 9.2'ye göre bu hatayı tespit etmek ve oyuncuları bilgilendirmekle mükelleftir. Aşağıda bu maddeyi de alıntılıyorum:

FIDE Rating Regulations, 9. Reporting Procedures, 9.2 Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Results of all international competitions must be submitted for rating unless the original invitations have made it clear the event was not to be FIDE rated. The chief arbiter must also announce this to the players before the tournament starts.

Tercümesi: Tüm uluslararası turnuvaların sonuçları, orijinal davetler turnuvanın FIDE rating hesaplarına alınmayacağını açık bir şekilde belirtmiyorsa FIDE'ye gönderilmek zorundadır. Turnuvanın başhakemi böyle bir durumu turnuvada oynayacak oyunculara turnuva başlamadan önce bildirmek zorundadır.

Tespit 6: Başhakem, turnuva başlamadan önce ilgili duyuruyu/uyarıyı oyunculara yapmadığı için kural ihlali yapmıştır.

Yeter Aşkın, yazdıkça batıyorsun.

Saygılarımla,
Gökhan Demir

Ateş Bey. Bana göre bu tartışma şu ana kadar hiç bir satranç oyuncusunun bilmediği, bir turnuvanın FIDE'ya nasıl kayıt ettirileceği ve ELO'ya nasıl dahil edileceği ile ilgili süreci gözler önüne serdi ve anlaşılmasını sağladı. Hayatlarında hiç satranç oynamamış bazı satranç hakemlerinin satranca yaklaşımlarını ve bu konuda nasıl kural ihlali yaptıklarını görmemizi sağladı. Dolayısı ile satranç camiası, bu konu başlığı altında daha önce bu kadar detaylı olarak sorgulanmamış bir çok konuyu öğrendi.

Ben bunları kazanım olarak görüyorum.

Konu ile ilgili ihmalleri bulunan TSF İstanbul İl Temsilciliği ve temsilcisi, turnuva başhakemi ve TSF FIDE rating coordinator'unun benim nezdimde satranç camiasından özür dilemeleri erdemli olur ama bu kadar yazıdan sonra bunu yapacaklarına da açıkçası hiç ihtimal vermiyorum.

Ben şu ana kadar okuduğum kurallardan, bu turnuvanın şu andan sonra rating'e dahil edilebileceğinin de mümkün olmadığını görüyorum. Bu nedenle dilekçeye gerek yok. İleride başka hakkı yenen kişiler olursa dilekçe versinler. Benim ne dilekçe ile uğraşacak zamanım var, ne de giden 11 ratingi telafi edemeyecek durumdayım.

Son sözüm: Sadece İstanbul Kulüpler Birinciliği değil, FIDE rating regulations madde 02'de söylendiği gibi, tüm önemli turnuvalar prensipman ratinge dahil edilmelidir. Tüm İl Temsilcilerinin ve turnuva başhakemlerinin ve TSF'deki FIDE rating yetkilisinin, bu konuya daha sıkı eğilmesini ve takip etmesini tüm satranç oyuncuları adına rica ediyorum. Bu noktalarda görev yapan ve hala ratingin önemini idrak edememiş olan tüm resmi yetkililerin de bu konuyu idrak edebilmelerini diliyorum.

Saygılarımla,
Gökhan Demir
--Kulüpler Birinciliği her zaman Elo hesaplarına dahil edilmelidir--cümlesi uzaktan göründüğü kadar basit bir cümle değildir.Bu cümlede hepimiz uzlaştığımız takdirde aynı yarışma 2014 de de Elo hesaplarına gönderilecektir.Bu cümlenin doğru ve haklı olduğunu belki bu bölümdeki yazarlar kabul ediyor ama bütün sporcularımızın kabul edeceğini sanmıyorum.Mutlaka itiraz edenler ve çeşitli sorular soranlar olacaktır.Çünkü itiraz edenler bilinç altında kişisel hesap yapmaya başlayacaktır.
Kulüpler Birinciliği 2013 de de,2014 de de ,2015 de de Elo hesaplarına gönderilmelidir,tezini kabul ettiğimiz anda neden gönderilmediği tartışması biter.Bu tezi doğrulayan bir yönerge,bir talimat,bir yönetmelik veya FİDE kuralı varsa o zaman Aşkın beyle günlerce yazışmalar yapmaya da gerek kalmayacaktır.
Turnuvanın Elo hesaplarına gönderilmesi için sporcular tarafından yazılı başvuru da yapılabilir.Önceden FİDE ye kayıt ettirilmesinin unutulması sporcuların hak kaybına neden olmamalıdır!Kanımca sonradan düzeltme yapılabilir!
(Birkaç yıl önce Bursa'da oynanan bir lig maçında rakip takım gelmedi.Rakibimizin gelmeyeceği 2 gün önce Federasyon Asbaşkanı tarafından yazılı olarak açıklanmıştı.Gelmeyeceği bilinen bir takımı 60 dakika beklememize de gerek yoktu.Hakemlerimiz buna rağmen beni ve takımımı 60 dakika bekletti.60 dakikanın sonunda 6-0 hükmen kazandığımızı ilan etti.Ayrıca duvara (Ateş Ülker 1-0 hükmen) yazıldı.Hükmen kazandığım rakip Dünya Üçüncülüğü olan çok tanınmış bir Büyükusta idi.Duvardaki hükmen skorun fotografı da internet ortamında çeşitli sitelerde yayınlandı.Oysa bu skorun açıklanmaması gerektiğini ben önceden söylemiştim.Nedendir bilinmez bu hükmen galibiyet sanki oynanmış oyun gibi Elo hesaplarına intikal etti.Benim Elo puanım birden arttı!3 ay kimse bu yanlışlığın farkına varmadı.Sonra düzeltildi.Ben de puanımın önce arttığını sonra da düşürüldüğünü tesadüfen öğrendim!Unutulan veya yanlış bildirilen bir sonuç sonradan da düzelebilir!)
Ama bunun düzelmesini istemek için konunun hangi kurala dayandığı belirtilmelidir.Kulüpler Birinciliğinin Elo hesaplarına gönderilme konusu esnek bir kurala bağlı olamaz.Esnek kurala bağlı olduğu takdirde hakem veya Teknik Kurul sonuçları bazan gönderir bazan da göndermemenin gerekçelerini saymaya başlar.
Konuyu kısa yoldan çözmek ancak --Kulüpler Birinciliği sonuçları Elo hesaplarına gönderilir--kuralı kabul edildiği anda gerçekleşir.Bu kuralı çerçeve içine almadan ve öncelikle hatırlamadan ancak akıntıya doğru kürek çekmiş oluruz.Tabii bu konu ile ilgili olarak Teknik Kurul da bir görüş bildirmek durumundadır.Şu sorunun yanıtı verilmelidir:
Kulüpler Birinciliğinin sonuçları Elo hesaplarına gönderilir mi?yanıt-her zaman gönderilmez-ise nedenlerini saymak gerekir.Öte yandan --gerekli koşullar sağlandığı takdirde gönderilir-şeklinde bir madde Kulüpler Birinciliği için geçerli olamaz.Bir noktayı daha hatırlatmak isterim.16 Kasımda İstanbul'da Köln'den gelen bir kulüp takımı ile 2 turlu maç yapacağız.10 kişilik takımlarla yapılacak olan karşılaşma Elo hesaplarına dahil edilecektir.Demek ki önceden bildirilince bir maç dahi Elo hesaplarına alınmaktadır!Tur sayısının azlığı,hükmen sonuçların ortaya çıkma ihtimali gibi önceden kestirilemeyen nedenler Elo hesabına girmek için engel teşkil etmez.
Ateş Bey,

2013 yılında 5 GM ve 3 IM barındıran İstanbul Kulüpler Birinciliği ELO'ya gönderilmemiş ama aynı tüzüğü kullanan ve hiç bir ünvanlı oyuncu barındırmayan Antalya, Hatay, Samsun, Osmangazi, Manisa ve Ankara Kulüpler Şampiyonaları ELO'ya dahil edilmiştir.

Bunun nedeni, yukarıdaki illerin il temsilcilerinin, turnuva tüzüğü ek-1'de yer aldığı şekilde turnuva programını TSF'ye 20 Şubat 2013 tarihine kadar kayıt ettirmiş olmasıdır. Yani, görevlerini yapmış olmalarıdır. Bu illerin il temsilcilerini kutluyorum.

İstanbul il temsilcisi ise görevini yapmamıştır. Turnuva bu yüzden ratinge girmemiştir. Başhakem de turnuvanın ratinge girmeyeceği duyurusunu oyunculara yapmayarak kural ihlali yapmıştır.

Konu başlığı altındaki tüm yazıları okuyun demiyorum, sadece bu konu başlığı altındaki bir önceki yazımı, tüm alıntıları ile birlikte okuyun diyorum. Burada, sadece İstanbul Kulüpler Birinciliği'nin değil, tüm önemli turnuvaların prensipman ratinge dahil edilmeleri gerektiğine ilişkin FIDE kuralına rastlayacaksınız.

Saygılarımla,
Gökhan Demir
Sn. Ateş ÜLKER,
Bu konuda geçmişten hiçbir alıntı yapmayacağım. Konuyu okuyup okumadığınızı da bilmiyorum.
Ama en başından beri bu arkadaşımıza ELO mağduru olarak verdiğim bireysel destek, konuyla ilgili olarak yapmış olduğum araştırma sonuçları, toplumu bilgilendirmek ve olası başka mağduriyetleri önleyebilmek adına "İl Temsilcilerimize Kısa Kısa" başlıklı yazımda sunduğum belgeler ve samimi niyetim bu satırlarda duruyor olmasına rağmen olay şahsıma yazılan ilk cevaplardan itibaren bir türlü anlam veremediğim,üslup bozukluğu, aşağılama ve toplum önünde küçük düşürme çabalarıyla elbette boyut değiştirdi.
Ben artık sosyal içerikli olmaktan çok bireysel bir çıkış olduğuna inandığım bu konu ile ilgili son sözlerimi söylemiştim.
Ama sonuçlarında yine toplumumuz bir ders çıkaracaktır herhalde.

Oysa ne sizin, ne de benim hayatın içinden sunduğumuz örneklere rağmen, hala bu örneklerin yaşanıp yaşanmadığından şüphe uyandıracak bir ima üslubu ile gerçek dışı beyanlarda bulunduğum ve toplumu yanıltmaya çalıştığım göstermeciliği ile ÖSF' da üyelerin gündeminde tutma çabaları devam etmektedir.
Sizin de tespit ettiğiniz gibi ülkemiz satranççıları " mağduriyet gelip kendisine zarar verene kadar konuşmayan" ve hayatın içinde olmayan kimsedir.
Eğer öyle olmasaydı; sadece sanal ortamlarda konuşmayı ve şikayet etmeyi
tercih etmek yerine , hayatın içinde diyalog, uzlaşma kültürü ve örgütlenebilme cesaret ve kararlılığı gösterilebilseydi eğer, bugün bu sorunların yerine çok da farklı projeleri konuşuyor olabilirdik.
Ben duruşumla, hitap tarzımla, üslubumla, içinde olduğum kararlı mücadelem, "maydanozluğum" ve imla hatalarımla uzun yıllardır bu camia içinden bir olarak hevesimin kırılmadığını size belirtmek için bu yazıyı yazdım.
Selamlarımla...
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sizin de tespit ettiğiniz gibi ülkemiz satranççıları " mağduriyet gelip kendisine zarar verene kadar konuşmayan" ve hayatın içinde olmayan kimsedir.
Aşkın bey,

Değerleme sisteminiz kökten yanlış olduğu için kavramları ele alış biçiminiz sıkıntılı. Bunu size yazarken lütfen kişisel almayın genel bir tespit olarak görün.

Bir insanın veya örnekteki gibi bir satranç oyuncusunun mağdur olana kadar konuşmaması doğal olandır. Konuşması gerekenler, o genel sistem içinde seçilen ve konuşmaya çözüm bulmaya amade olmuş adamlardır.

Çünkü kimse Gökhan beyi il temsilcisi olarak seçmedi. Veya Vasıf Durarbeyli, "maç oynarken teknik kurulun bildirim görevine de talibim" demedi.

Ateş beyin de çok afaki olarak verdiği şu arguman bir yandan çok tehlikeli ve gerçek görevlilerin tembelliğine sağlam liman oluyor. Bu gerekçe hakkını mahkemede arayan bir insana da yöneltilebilecek saçmalıkta "Bu ülkede yıllardır hırsızlık oluyor, adam öldürülüyor, hiç sesin çıktı mı ey davacı; şimdi karşıma gelmiş çalınan 3 kuruşluk malın için adli sistemi meşgul ediyorsun" demekten farkı yok.

Ben net söyleyeyim:

Hayır, hiçbir satranç oyuncusu veya satrançsever, gördüğü aksaklıları rapor etmek, bildirmek, genel sistem sorunlarının takipçisi olmak zorunda değildir.

Bir satranç oyuncusu satranç oynar. Kendisine yönelik bir aykırı eylem olursa, şahsi zararını arar. Bu kadar.

Eğer sistem herkesin kendi hakkını araması üzerine kurulacaksa o zaman benim "TSF Acilen Kapatılsın" sözüm gerçekten anlam kazanıyor, desteğiniz için teşekkür ederim ama bu manada yazmadığınızı sanıyorum.

Bir görev, o göreve amade olan kişiler içindir. Ben bir mühendis isem, benim mesleki haklarımı Mühendisler Odası savunur. Bir tıp doktoru isem mesleki haklarımı Tabibler Odası savunur. Vatandaş isem TBMM ve onun şahsında milletvekili savunur.

Parlamenter sistemlerde bu baskı gurupları ve seçilmiş aktörler o yüzden var.

Eğer bir satranç oyuncusu genel aksaklıkları savunmak ve takip etmek zorunda ise -özür dilerim- zatı alinize, bu iş için seçilen kişilere, hukuk kuruluna, denetleme kuruluna, teknik kurula, 107 toplantıyı 1 seneye sığdırma kuruluna, pastaneden ara sıcakları sipariş etme kuruluna, başkan yardımcılarına, il temsilcilerine, ilçe temsilcilerine, hatta TSF Başkanına ne gerek var?

Çünkü sizler oraya "biz seçilelim ama sorunların peşinde siz oyuncular koşun" diye gelmiyorsunuz.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:ve hayatın içinde olmayan kimsedir.
Tersine. Gökhan beyin vakasında kanlı canlı bir hayat örneği sunulmuş, tartışılmış ve camianın gözü açılmıştır.

Hayatın içinde olmayanlara gelince acaba özür vazifesini yerine getirmeyen resmi yetkililer olabilir mi (benzetmek gibi olmasın bana göre TSF yetkililerinin 6. His filminde "I see dead people" diyen çocuk dışında kimseye görünme niyetleri olmadığını düşünüyorum. Bu yaklaşımla giderlerse ancak bize de ölürsek gözükecekler gibi geliyor).

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Eğer öyle olmasaydı; sadece sanal ortamlarda konuşmayı ve şikayet etmeyi tercih etmek yerine, hayatın içinde diyalog, uzlaşma kültürü ve örgütlenebilme cesaret ve kararlılığı gösterilebilseydi eğer, bugün bu sorunların yerine çok da farklı projeleri konuşuyor olabilirdik.
Siz bu foruma yazarken galiba canlı bağlantı yapıyorsunuz.

Yahu şu küçümsediğiniz sanal ortam sayesinde birşeyler açıkça konuşulup da düzeliyor. Bakın il temsilcilerine bile anlı şanlı TSF'nin web sitesinden yazamıyorsunuz.

Hangisi sanal?

Daha bir tane raporunu aylardır kamuoyuna sunamayan onlarca komisyon, kurul, alt kurul, yüzlerce üye, yapılan toplantılar, Venüs Pastanesi kurabiye-cola servisleri, alt kurullar falan mı sanal; yoksa şu forumda iyi kötü tartışılan konular mı?

Bu arada "hayatın içinde diyalog, uzlaşma kültürü ve örgütlenebilme cesaret ve kararlılığı" hakikaten çok soyut şeyler.

Gerçek hayat farklı ve somut şeyler söylüyor. İl Temsilciniz bildirim yapamıyor, hakeminiz cevap veremiyor, teknik kurul üyeniz uyuyor, koca TSF'de elinizi sallasanız çarpacak yüzlerce gerçek kişiden şu sanal ortama bir net cevap veya özür gelemiyor.

Ateş bey de kusura bakmasın, yazdığı 10 yazının 10'u "bunları çok konuştuk, tartışmakla vakit kaybediyoruz, piramidin ortası ne olacak ona bakalım" tekrarından öteye gitmiyor.

Ve birazdan yazacağınız "sizi tanımıyorum, ben gerçek hayatın içindeyim, sanal siperlerden atış yapıyorsunuz" temalı yazınız için de peşin sevgi ve teşekkürlerimi şimdiden ileteyim Big Grin

TSF Acilen Kapatılsın 8)
Sayın Jojottin Bey,

Oturup benle aynı masada rakı içebiliyorsanız Aşkın Ağabey olsun, başkası olsun, istediğinizi söylersiniz.
Önce benim gözümün içine bakmalısınız.
Bu şu açıdan önemli: Belki engellisiniz. Bu durumda sizi kırmak ya da üstünüze fazla gitmek istemem.
Belki de eliniz-ayağınız (temenna) yerindedir, o durumda karşınızda daha farklı dururum ve siz benim gözlerimin içine bakamazsınız.
Geleneksel ''Çabuk ismini açıkla şenlikleri'' bu sefer bir adım öteye gitmiş, ''İsmini açıklarsan bu sözleri söyleyemezsin, çünkü eğer söylersen, elin ayağın da sakat değilse ben seni çok fena döverim'' boyutuna taşınmış, bravo..

Burada günlerdir bir konu tartışıyoruz. Bu tartışmanın içerisinde ileri gidilmiştir, geri dönülmüştür, komik olmuştur, agresif olmuştur, sert eleştirilmiştir vs ama neticesinde oyuncusundan , başhakemine, il temsilcisinden kurul üyesine, adı gizli yazardan müzmin muhalefetine hepimiz birşeyler öğrendik. Bu konuyu okuyanların tümü, bir turnuvanın ELO hesaplamalarına dahil edilmesinin ya da edilmemesinin hangi şartlarla mümkün olduğunu ve hak ve görevlerinin neler olduğunu öğrendi. Tartışmanın sonunda ortaya çıkan 'mavi ceketliler' ise 'Siz ne konuşuyosunuz boş boş' eşiğini aşıp daha daha da ilerisine yelken açıyor.

Can İnce daha birkaç gün evel, oğlunun geleceği için adım atmaktan ,endişelerinden bahsediyordu. Benim de kendi oğlumun geleceği için en büyük korkum, kabadayılığın hüküm sürdüğü bir ülkede yaşaması ama galiba olacağı o.

Hangimiz, yeter tartışmayın doğrusu şudur diyecek yeterlilikteyiz acaba? Ateş Ülker bir yıldırım partisinde meydana gelen olayı yorumlarken 'Oyuncu saati durduramaz' diyor mesela. Ama açıp kurallara bakıyorum 6.12 b maddesinde

Hakemin yardımı gerekliyse oyuncu saati durdurabilir; örneğin, piyon terfisinin söz konusu olduğu bir durumda, gereken taş oyuncunun elinde olmayabilir.
yazıyor. Doğrusunu bulmak için tartışmayacak mıyız?

Bu forumun bir anayasası var. Buna göre bir üye kendi ismini kullanabileceği gibi takma bir isim de kullanabilir. Hala durmadan bu üyelerin ismini açıklamasını talep etmek açıkça haklarını ihlal etmek bana göre. İleriye gidelim hatta foruma üye olurken adres bilgilerimizi de verelim, gözümüzün içine bakmak isteyecekler olursa kolaylık olsun isterseniz.

Forum yönetimi bu konuda bir önlem alsın. Bir konu başlığı altında takma isim konusunu tartışmaya diyecek sözüm yok ama kişileri rahatsız edecek mesajlara karşı bir yaptırım olsun.Ya forum kuralları değiştirilsin, bizler de ona göre davranalım, ya da bu ismini açıkla talepleri engellensin.
Sn. Jojo MOJO,
Gerçek sıkıntı ve çelişki nerede biliyor musunuz?
ELO mağduru olmanın çok ötesinde, hakkımdaki düşüncelerine rağmen hala başından beri bu konuda haklı olduğuna inandığım bu arkadaşın beklediği bir özür var ortada. Bu özür dilenir veya dilenmez ,benim dışımdadır. Çünkü kişiyi bağlar.
Ancak böyle bir özür beklerken, görev alanı ayrı ama oyuncu hakları açısından tamamen destek sunup, olaya önce tahmini-temennilerle yaklaşmış sonrada olumlu bir hedef uğruna araştırmaya yönelmiş olan şahsıma olan bu davranış ve hitap modeli de sizin söylediğiniz ve burada çizmeye çalıştığınız "sadece satranç oynar" dediğiniz satranççı tipiyle uyuşmak zorunda mıdır?
Vazgeçtim teşekkürden, gereksiz özürden. Ama ya şu,"otur oturduğun yerde maydanoz,IQ suz... demeler. Bunlarda sizin çizdiğiniz satranççı tipine dahil galiba öyle mi?
Şöyle makul bir tablo çizmiş ve hayatın içinden kendi bölgemden de örnek vermiştim.
Gerçi testi çoktan kırıldı ya...
Yine de;
Bir turnuva düşünün, her özelliği ile ELO hesaplamalarına gönderilmeye hak kazansın. Ama sadece yönergede ELO hesaplamalarına gönderilecektir ibaresi olmasın.
Turnuvaya katılan onca sporcunun en azından makul sayıda bir kısmının bu olmayan maddeyi bir eksiklik olarak fark etmesi gerekmez mi?
Çünkü onca maddi konuları içeren başka yönerge maddeleri bu sporcuların gözünden kaçmaz.Nakit ödüller gibi, konaklama şartları gibi, yol giderleri gibi...
Bunları tabi Vasıf Bey , Odaev vb.okuyacak. Allah gani gani versin...
Ama en azından onlar için bu ELO maddesinin yer almaması ne ifade ediyordu merak ederim. Ya da sordularsa ne cevap aldılar ? O cevaba rağmen tutumları ne olurdu?
Sonra turnuva devam ederken bu durum ilgili kişi ve makama hatırlatılıp, yine aynı süreç içinde önce TSF bildirimi sonra da ELO süreci başlatılamaz mıydı?
Çünkü yerel maçlar haftalar süren zaman diliminde yapılır.
Yani fark edilen bu eksikliğin giderilmesi için yeterince vakit varken...
ELO yönergelerinde böyle maddeler varken...
ELO da böyle durumları tolere edebilecek yönetici konumunda yetkili kişiler varken...
Ve uygulama emsalleri varken...
Ama siz ülkemizdeki bu örnekten yola çıkıp da, "...şu zaman doldu zaten oyuncular gerekli itirazda bulunsalar da ne olacaktı ? "şeklinde yaklaşırsanız elbette öneri dışı sonuçlara ulaşırsınız.
Başka devam yolları da var sn. JOJO, BULABİLİRSİNİZ!
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bir turnuva düşünün, her özelliği ile ELO hesaplamalarına gönderilmeye hak kazansın. Ama sadece yönergede ELO hesaplamalarına gönderilecektir ibaresi olmasın.
Turnuvaya katılan onca sporcunun en azından makul sayıda bir kısmının bu olmayan maddeyi bir eksiklik olarak fark etmesi gerekmez mi?
Gerekmez.

Yukarıda da açıkladığım gibi. Oyuncunun görevi maçına konsantre olmaktır. O da şahsına karşı görevdir. Oyuncunun "makul oyuncu davranışı göstermek" haricinde, dışa dönük hiçbir ödevi yoktur.

1) En az 3 kurumun görevi, o görev kendisine tahsis edilmemiş kişiye yüklenemez.

2) FIDE'ye önceden akredite edilen bir turnuvanın sonuçlarının bildirilmesi mecburidir. FIDE El Ktabındaki hüküm, amir hüküm.

Bildirilmedi ise de zaten yapacak birşey yok (our case). O yüzden bir oyuncuya isteseniz de FIDE uygulaması yüzünden böyle bir görev yükleyemezsiniz.

3) Turnuvada durumu kötü olan ve hanesi eksi olan bir oyuncu zaten bu dediğinizi yapmayacaktır.

4) Cevabınız, 2014 yılına 70 gün kala hala yönergelerde bir standart oluşturamayan kurulların varlık nedenini açıklamıyor.

5) Yönerge genellikle ilan edildikten önce veya eşzamanlı olarak bir turnuvanın FIDE'ye 7 gün önce pre-register (akredite veya ön kayıt) edildiği veya edilmesinin atlandığı düşünülürse, turnuva günü orada yapılacak bir itirazın hiçbir hüküm doğurmayacağı zaten açıktır.

Anakronik olarak olmaz.

Tekrar ediyorum, ön kayıt atlandıysa zaten itiraz hiç anlam taşımayacaktır.

6) Karine olan ve genel uygulama içinde var olduğu hep kabul edilen vakalar yazılmaz. Hiçbir yönergede "turnuva salonunda sigara içmek yasaktır" yazılmaz. Zira makul uygulama budur.

Beş GM'nin katıldığı ve daha alt düzeyde birçok turnuvanın bildiriminin yapıldığı bir sistemde her makul insan bu turnuvanın FIDE'ye bildirileceğini bekler.

7) Sistem üçlü bir kontrol mekanizması kurmuş. TSF tüzel kişilik olarak ön bildirim yapacak bu birinci kontrol. Başhakem sonuçların submit edilmesinden sorumlu, bu ikinci kontrol. TSF'ningörevlendirdiği bir kişi sistemden giriş yapacak, bu da 3.kontrol.

Siz bu kadar triple check'li sisteme rağmen atlama yapıyorsanız, yarısı eksi ELO almış, üçte biri Türkçe bilmeyen ve kalanı 1 gün oynamış bir oyuncu grubundan neden ve nasıl böyle bir takip düzeni beklersiniz?

8.) Bu kadar laf yedikten sonra acaba neden hiçbir TSF görevlisi, bir mücbir sebep uydurup hiç değilse bu vakitten sonra da olsa şu bildirimi FIDE'ye yapmıyor? Yahu burada bize aynı sözleri tekrarlayacağınıza madem TSF'de göreviniz var, basitçe şu turnuvanın gecikmiş bildiriminin yapılmasını force edemez misiniz?

9) TSF acilen kapatılsın.

10) Hagi.

Sizinle rakı içmiş kadar oldum valla Big Grin
Anladığım şu ki ben konunun özünde kaldıkça farklı benzetmelerle asıl söylediklerimin üstünü örtmüş, etik bulmadığımı söylediğim konuya değinmemiş, bir çift laf bile etmemişsiniz.
Belki de söyleyecek bir lafınız yoktur!

Anlattığım ve yaşanmış bir örnek olarak sunduğum turnuvayı da anlamamak veya kabul etmemekte ısrarcı olmuşsunuz.
Anlıyorum.
Tıpkı önceki konuları da bilinçli olarak es geçtiğiniz gibi...
Oysa yaşanmış ve ilimizin ELO hesaplamalarına açılan turnuvasıydı bunlar.
Hayatın içinde yaşanmış ve mağdur olmuş , halen hayatta sporcular da varken...

İstanbul Kulüpler Birinciliğine dönersek...

Ben oyunculara görev yüklemiyorum!
Nedense siz öyle algılayıp, algılanmasını sağlamak istiyorsunuz. Sizde böyle bir davranış modeli gelişiyor farkında mısınız?
Tabi şu an ayıksanız eğer.

Farkındalıkları üzerine bir düşüncemi söylemiş ve kendi bölgemden yaşanan örnekle belirtmiştim.
Tüzük ya da yönerge sporcular için yazılır ve ilan edilir.
Sporcular da kendilerini ilgilendiren öncelikli olan maddelere yoğunlaşır.

Yılda iki defa ELO HESAPLAMALRINA GÖNDERİLEN TURNUVAYA KATILMA ŞANSIM VARSA EĞER BENİM DE ÖNCELİĞİM ELO MADDESİNE BAKMAK OLUR sn. JOJO.
Mutlaka ödül ya da konaklama için katılmam şart değil. Belki ELO yükselteceğim, böyle bir önceliğim olamaz mı? Gözüm elbette o maddeye yoğunlaşacak. Arar ve sorarım. Sizden farklı olarak ben bunu yaparım.
Sonra bu satırlarda sizinle papaz olmak da var.
Oyunculardan ELO hesaplamalarına gönderilip gönderilmeyeceği belli olmayan turnuvada kendi maçlarına konsantre olabileceğini bekliyor olmalısınız ?!
Bravo!
Vay canına bu benim aklıma nasıl gelmez?
Ayılma zamanınız geldi galiba.
Akşamdan kalma olmayın...
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Tıpkı önceki konuları da bilinçli olarak es geçtiğiniz gibi... Oysa yaşanmış ve ilimizin ELO hesaplamalarına açılan turnuvasıydı bunlar.Hayatın içinde yaşanmış ve mağdur olmuş , halen hayatta sporcular da varken...
Ciddiye almadım zira bu bile TSF'nin beceriksizliğinin tescili niteliğinde.

Aynı ihlal gözünüzün önünde olmuş, yaşamışsınız işte. Hani yönerge standartları, hani kurum içi eğitim, hani taşın altındaki o elinizin maharetle hazırladığı kısa kısa bildirimler. Bakın aynı rezillik daha da katmerlenerek devam ediyor. Demek ki sorun oyuncuların uyarmasında değil.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Size önerim ya IP numaranızı değiştirin, ya da aynı cesaretle yazmaya devam edin.
Yazılarınız ihbar kabul edilebilir. Ama hakkınızda resmi ve adli bir süreç de başlatılabilir, ilgili makamlarca... Tanımadığınız veya kendinizi medenice tanıştırmadığınız insanlar hakkında rumuz arkasında yazarken dikkatli olun.
Önce tehdit.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Tabi şu an ayıksanız eğer.
Sonra sövme.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ayılma zamanınız geldi galiba. Akşamdan kalma olmayın...
Ve vıcık vıcık kötü espri.

Sarhoş değilim hiç endişeniz olmasın. Buraya çatır çatır gerekçe ve hukuk yazan insanlar hangi saatte ve hangi ortamda içilip içilmeyeceğini sizden daha iyi bilirler.

Bu tartışmanın bana en büyük yararı TSF eğitim kurulunun kimlerin eline bırakıldığını göstermesi oldu.

Ve galiba başkanınız sonunda diğer yüzde elliyi sokağa saldı.

dipnot: Forum yönetiminden şu "ayık olmakla" ilgili ifadeleri kaldırmamasını önemle rica ediyorum. Hiçbir çaba ve yazma becerisi, bu ülkede eğitim denilen kutsal kurumların kimlerin eline kaldığını bundan daha çarpıcı gösteremezdi zira.

Malum söz uçuyor ama bir dönem bu ülkede bir zihni melekenin Eğitim Kurumlarının başında "bu da vardı" denmesi için, bu yazı, bu kayıt önemli.

Ah kafa, vah kafa :cry:
Sevgili Arkadaşlar
Mağdur olmadıkça sesi çıkmıyor eleştirisine katılmıyorum. Hepimizin bir hayatı, işi, geçim derdi, ailesi vs var. Ne yapalım bunlara ara verip, etrafta neler oluyor, şunları düzeltelim, eleştirelim mi diyeceğiz? Mağdur olanın sesi çıkmayacak, o oturacak da başkası mı bağıracak. Tabii ki önce ve en çok mağdur olan şikayet edecek, hak arayacak. ELO kazanamadın da yaygara yapıyorsun demeye getirmek açıkça ayıptır.
Bu işte İl Temsilciliği, Başhakem ihmali var ama, daha önemlisi neden Teknik Kurul el atıp da Lig Ayaklarını tek yarışma gibi raporlamıyor? Bu yapılsa, o girdi, bu girmedi şeklinde bir şikayet yaşanmayacak. Lig takvimi müsait, genel tüzükte yazar ELO hesabına sokarsınız. Başka bir zahmete gerek yok ki!
Selamlarımla
Cengiz Keleş
Cengiz Bey merhaba,
Yazınızdaki teknik önerinize katılıyorum. Bu tabi Teknik Kurulu ilgilendirir.

Ancak "mağdur olmadıkça sesi çıkmıyor" tespiti bence sadece satranç için söylenmiş bir söz de değil.
Ülkemizin sosyal, kültürel ve siyasal yaşamını göz önünde tutarsanız içinde çok büyük halk katmanlarının da bulunduğu tablonun sadece satranca yansıyan bir örneğidir.
"Elo kazanamadın yaygara yapıyorsun " demedim veya demeye getirmedim.

Bilakis destekleyip konunun aydınlatılmasında araştırmalar da yaparak katkı sunmaya çalıştım. Yeri geldi toplumsal adım atıp belge de sundum. Olayın tekrarlanmaması için kendimce önlem de aldım. Diğer üyelerin aksine sadece eleştiri ya da eleştiri cevaplamanın ötesinde bir adım olarak görüyorum bunu. Zaten ana sıkıntıda bu inkar noktasından başlıyor. Bu olmamış bir şey değil ki.
Tüm üyeler görüp okuyorlar.
Bunları da şu saatte bile bir satır olsun yazmayan ve yazmamakta ısrar eden üyelerimizin yazıları da burada yerini almıştır.
Temel rahatsızlığın bu olumlu adımların atılmasında olduğu besbelli.

Dediğiniz gibi bir tutum sergilenseydi bunları değil, yine bu satırlarda olayı sulandıran başka bir üyenin de yaptığı gibi "vıcık " şeritten gidilirdi.

Ben toplumdan bir şey saklamadan, ciddiyetle çözümün içinde bir tutum sergiledim.
Selamlarımla...
------------------------------------------------------
c. Sigara içmek, ancak oyun sahasının hakem tarafından belirlenen bölümünde olanaklıdır.
------------------------------------------------------

Yukarıdaki alıntı FIDE kural kitabının türkçe çevirisinden. Oynadığımız turnuvaların tüzüklerinde oyun sırasında, masa başında sigara içilemeyeceğine dair bir maddeye ihtiyaç yok. Çünkü zaten bu FIDE kurallarının bir parçası.

Daha önce Gökhan Demir'in bize aktardığı madde de ise (aynen kopyalıyorum)
----------------------------------------------------
Kod:0.2
In principle, all important events should be rated. All top level tournaments may be rated by FIDE even if no rating report is submitted by the federation of the territory in which the event is held.


Tercümesi: Tüm önemli turnuvalar ratinge dahil edilmelidir. Tüm üst düzey turnuvalar düzenleyen bölge veya federasyon tarafından rating raporları gönderilmese bile FIDE tarafından ratinge dahil edilebilir.

------------------------------------------------------

Aynı sigara içme durumundaki mantıkla, bir turnuvanın ELO hesaplarına dahil edilmesi için tüzükte bir maddeye gerek olmadığı net biçimde görülebiliyor ve uygulamada da böyle bir şart yok.

Bu durum Gökhan Demir, Mojo Jojo ve benim tarafımdan ve hatta Aşkın Taşan tarafından herhalde bir 10 defa dile getirildi.

Bu tip turnuvalar, eğer ELO hesaplamalarına gönderilme şartlarını taşıyor ve il temsilciliği aracılığıyla da süresi içinde TSF' ye kayıt için başvurulmuşsa, tüzükte de yazmamasına rağmen hesaplamalara gönderilebilir, kaydı yapılır, harcı sorumlu kurum(TSF) tarafından yatırılır. Aşkın Taşan

Yukarıdaki mesaj 31 Mayıs Tarihli, aşağıdaki de yine Aşkın Taşan tarafından dün yazılmış;

Yılda iki defa ELO HESAPLAMALRINA GÖNDERİLEN TURNUVAYA KATILMA ŞANSIM VARSA EĞER BENİM DE ÖNCELİĞİM ELO MADDESİNE BAKMAK OLUR sn. JOJO.
Mutlaka ödül ya da konaklama için katılmam şart değil. Belki ELO yükselteceğim, böyle bir önceliğim olamaz mı? Gözüm elbette o maddeye yoğunlaşacak. Arar ve sorarım. Sizden farklı olarak ben bunu yaparım.
Sonra bu satırlarda sizinle papaz olmak da var.
Oyunculardan ELO hesaplamalarına gönderilip gönderilmeyeceği belli olmayan turnuvada kendi maçlarına konsantre olabileceğini bekliyor olmalısınız ?!

Aşkın Taşan


Gerçekten burada kaybettiğimiz enerji üzüntü verici.

Dahası yine defalarca söylenmesine rağmen turnuva başlangıcından en az 1 hafta önce kaydı yapılmamış turnuvaların ELO hesaplarına dahil edilemeyeceği kuralına rağmen, kuralların yumuşatılabileceği, FIDE ye bu turnuvanın kabul ettirilebileceği söyleniyor. Edilebilir miydi? Belki de. Ancak bunun eğer alındıysa 5 dakika kala takım listesi almaktan bir farkı var mı?

Masa başında sigara içilmesine tepki gösteren bir oyuncuya, tüzükte yazmıyor ne yapalım demekle, oyunculardan rating maddesinin takipçisi olmalarını, yazmıyorsa, turnuvanın ELO hasabına girip girmeyeceğini araştırmalarını beklemek aynı derece mantıksız değil mi?

Aşkın Bey, yazı boyunca , sadece alıntılar ve basit tespitlerde bulunmaya çalıştım. İlk mesajınızda verdiğiniz desteği hatırlıyoruz hiç merak etmeyin. Ancak kamuoyu bu şekilde aydınlanmıyor. Ortada ne bir sorumlu var ne atılmış bir adım. Eğer artık bu konuyu kapatmak istiyorsak yukarıdaki gibi oyuncuların kusuru olduğuyla ilgili zorlama sebepler bulmaktan kaçınmamız gerekiyor.

Ne yazık ki, hep herkes sürecin bir noktasına el atsın, destek olsun, eleştiri yerine öneri gelsin istiyorsunuz. Bunlar güzel olmakla birlikte, 70 milyonluk bir ülkede koca bir kurum herkesin iyi niyeti ve dayanışmasıyla yürümez. Yıllardan beri satrancı satranççılar iyi yönetemez, siz oyununuzu oynayın biz yönetelim, başkanın, yönetim kurulu üyelerinin satranççı olmasına gerek yok hatta olmamalıdır denmiyor mu? Son genel kurulda lisansı vizeli satranççıların, hakemlerin oy kullanma hakları ellerinden alınmadı mı? Madem öyle herkes işini iyi yapsın.

Saygılarımla
By. Mojo JOJO,
" Ciddiye almadım zira bu bile TSF nin beceriksizliğinin tescili niteliğinde" dediğiniz yazıdan temel sorununuzu orta koydunuz.
Ciddiye almamak!
Bir çok konuya olan bakış açınızda olduğu gibi ciddiye almadığınızı söylediğiniz o Kocaeli turnuvamız bize yol gösterdi ve olması gerekeni öğretti. Kurallara uyan, ELO hesaplamalarına gönderilen turnuva ce yönerge yapılanmalarını getirdi.
Yine o turnuvamız sayesinde ilimizde artık İstanbul'da yaşanan bu olayın benzeri olaylar yaşamamamızı sağladı.
Bu durum katıldığı turnuvayı sorgulayan ve sahip çıkan sporcularımızın o toplum içindeki otokontrol bilinciyle sağlandı.
Bu kişilerden kuruma bir katkıdır.
Siz anladınız bunu ama ciddiye almayıp sulandırmaya "vıcıklaştırma"ya devam ediniz.
1- Sizi izlemeye devam ediyoruz.
__________________________
"Sizinle rakı içmiş kadar oldum valla" dedikten sonra benimde kaldığı yerden devam edip " tabi şu an ayıksanız eğer" dememi sövme olarak algılanmasını sağlamaya çalışan tespitinizi gördüm.
2- Konuyu buralara siz taşıdınız!
________________________
" Ve galiba başkanınız sonunda diğer yüzde elliyi sokağa saldı".
Bu ne demektir?
Siz gezi bir öteki öyle mi?
Bırakın "gezi" yi karıştımayın, o temiz kalsın bari!
3- Ama iftiranız, konuyu başka kişiler üzerine sıçratarak yanıltma ve toplumda yanlış algılanmasına yönelik bilinçli ve ısrarlı gayretiniz bu satırlarda ibret olarak kalacak.
________________________
4- Eğitim Kurulu ve hakkımdaki düşüncelerinize giremem. Sizinle ilgilidir.
Ben duruşumla ve ürün dosyamla topluma açık ve şeffafım.
______________________________
Ama ;
Yeniden Yapılanma ve Genel Kurul ile ilgili olarak yazdığım bir yazımda o seçim sistemini eleştirmiş ve önerimi sunmuştum. Aynı, hayatın içinde küçük bir model olarak sistemin yine kendisini seçtirme refleksi üzerine kurulu olduğunu ve ülkemizdeki son 20-30 yıl içindeki seçimlerin niteliksiz ve güvenirliliğini kaybettiğini anlatmıştım. Ama yine o sütunlarda size komşu ve hayranlığını gizleyemeyen bir arkadaşımız bana yine" bu ülkenin savcıları..." diye üstü kapalı tehdit ve hedef gösteren yazısına nasıl suskun kaldıysanız, bu gün de benim bazı yazılarımı alıntılayıp tehditkar bulabiliyorsunuz.
5- Ben tehdit ve hedef göstermeciliği lanetlerim.
_________________________________________

6-Bu olay sizin olaylara ne kadar sübjektif ve yanlı baktığınızın kanıtıdır!
____________________________________________________________
7- Siz kişi-kurum-olay pencerelerinden bakarak toplum önünde küçük düşürme ve aşağılama yöntem ve amaçlarınıza devem edeceksiniz bu çok açık!
____________
8-" Fakat TSF kapatılsın" söyleminiz 12 Eylül uygulamalarıyla çok yakından ilişkili.
______________
9-" TSF kapatılsın!" Bu emir kipiyle o çok özlediğimiz dernekler kapatılmadı mı? Belki de ÖSF kapatılsın. O zaman da işsiz kalmaz mısınız by. JOJO?
Tek icraatiniz de elinizden alınmaz mı?
___________________________
10- Evet ,yüzde yüz G.HAGİ...
_________________________

Selamlar...
_______________
Sayfalar: 1 2