Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: AYNI ÜLKE, AYNI BÜTÇE; FARKLI YÖNETİM, FARKLI SONUÇ!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Yazım tablo içerdiği için word dosyası olarak eklenmiştir.
Saygılarımla.
Fatih DEMİRBAŞ
Trabzon Feda Satranç Derneği Başkanı
Satranç spordur ama her şeyden önce bilimdir,sanattır.
Gerçek değerini bilmek için felsefesini de bilmek gerekir.
Doping kontrolu analiz giderlerinin TSF için 8 400 karşılaştırılan federasyonun sıfır olması ilgi çekici değilmi?
(25-03-2015, 11:08)Ayhan Mansız Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Doping kontrolu analiz giderlerinin TSF için 8 400 karşılaştırılan federasyonun sıfır olması ilgi çekici değilmi?
benim de dikkatimi çok çekti. doping kontrol görevlilerin parasını çoğu branşta milli olimpiyat komitesi tarafından ödeniyor( futbol tmok tarafından değil).
ve eminim ki judoda satranç müsabakalarından kat ve kat fazla örnek alınıyordur.
Fatih bey her 2 Federasyon tarafından kazanılan madalya sayılarını verdi.Ancak öncelikle madalyanın tanımı yapılmalıdır.Takım halinde veya Bireysel Avrupa ve Dünya Birinciliklerinde kazanılmış madalyalar,ödül yönetmeliklerinin aradığı madalya tanımına girer!Dünya ve Avrupa Bireysel Yaş Grupları Birinciliklerinde kazanılmış madalyalar da gençler için en önemli(en üst) yarışma olduklarından bu tanıma girer.Ama benim düşünme süresi 15 dakika olan yerel turnuvada kazandığım madalya bu tanıma dahil değildir.Eğer bütün madalyalar hesaba katılsa size yaklaşık 50 madalya gösterebilirim.Madalya almadan dereceye girmek de mümkündür.Madalya bir başarı kriteridir.Ancak ödül yönetmeliklerinin hangi yarışmalarda kazanılmış olan madalyaları tanıdığı bellidir.Bu tanımı bilmek ve gerçekçi olmak gerekir.
Doping konusuna gelince Satranç sporcuları için doping kontrolü yapılmasına gerek yoktur.Bunu evvelce çok konuştuk.İlla yapılması yönünde bir yasa varsa "adet yerini bulsun" diye yapılır.Doping gideri olarak gösterilmiş 8400 liranın kurs ve konu ile ilgili Eğitim gideri olduğunu sanıyorum!
Değerli büyüğüm sayın Ateş Ülker'e madalya konusunda bulunduğu tespitlerden dolayı teşekkür eder ve affına sığınarak bu konuya net bir açıklama getirmek isterim.

Türkiye Taekwondo Federasyonunun 2014 yılında ülkemize kazandırdığı 164 madalyanın 29'unun hangi turnuvalarda kazanıldığını aşağıda belirtiyorum:

Büyükler Avrupa Şampiyonası:1 Altın, 4 Bronz
Grand Prix 3 Seri: 2 Bronz
Dünya Gençler Şampiyonası: 1 Gümüş, 3 Bronz
Dünya Yıldızlar Şampiyonası: 2 Altın, 8 Bronz
Ümitler Avrupa Şampiyonası: 2 Altın, 1 Gümüş, 1 Bronz
Gençlik Olimpiyat Oyunları: 1 Gümüş, 1 Bronz
Gençlik Olimpiyat Elemeleri: 1 Altın, 1 Bronz

Yukarıda yazdığım turnuvaların Dünyanın ve Avrupanın en prestijli turnuvaları olduğunu, tüm ülkelerin en iyi sporcuları ile katıldığını öğrenmek için uluslararası turnuvaları takip eden herhangi bir taekwondo antrenörüne sorabilirsiniz. Bu yazdıklarımın içinde yine bir çok madalyanın kazanıldığı Dünyaca takdir gören açık turnuvalara yer vermedim.

Türkiye Satranç Federasyonunun 2014 yılında ülkemize kazandırdığı 34 madalyanın malesef 4 tanesini yazacağım, nedenini yazımın sonunda bulabilirsiniz.

Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası 16 Yaş Altı: Altın madalya
Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası 12 Yaş Altı: Gümüş madalya
Avrupa 18 Yaş Altı Genç Takımlar Şampiyonası: Altın madalya(Takımımızda 5 sporcu yer aldığı için 5 madalya dememiz doğru olabilir ve bu turnuva hakkında da gerekli bilgi yazımın devamında olacaktır.)
Avrupa Bireysel Şampiyonası: Dördüncülük( Dragan Solak, kendisi Türk Satranç sistemi ile yetişmiş biri değildir ama kendisini ülkemiz adına yarışmayı tercih ederek turnuvalarda ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiği için kutluyorum.)

Avrupa 18 Yaş Altı Genç Takımlar Şampiyonasında yarışan takımlar:

Rk. Bşl.No. Takım Oyun + = - EB1 EB2 EB3 EB4 EB5
1 3 TURKEY 7 6 1 0 13 0 21.5 308.3 102.0
2 2 POLAND 7 5 0 2 10 2 17.5 216.5 98.5
3 8 MOLDOVA 7 4 2 1 10 0 18.0 218.0 94.0
4 1 HUNGARIA 7 3 2 2 8 1 14.5 207.8 109.0
5 5 ROMANIA "A" 7 3 2 2 8 1 14.5 178.5 98.0
6 4 GERMANY 7 3 1 3 7 0 13.5 164.5 94.0
7 6 AUSTRIA 7 3 0 4 6 0 14.5 173.5 94.5
8 9 SLOVENIA 7 2 0 5 4 0 9.5 106.5 98.5
9 7 ROMANIA "B" 7 1 1 5 3 0 10.5 132.0 93.5
10 10 ROMANIA "C" 7 0 1 6 1 0 6.0 72.5 98.0

Avrupa 18 Yaş Altı Genç Takımlar Şampiyonasında ülkemiz adına yarışan gençlerimiz, Ali Nihat Yazıcı döneminde Gurevich gibi çok önemli hocaların ülkemize kazandırılarak yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmış bir nesil yani Altın Çocuklarımız!

Peki kazanılan diğer madalyaların olduğu turnuvaları niye sona bıraktım, isterseniz öncelikle turnuvalarımızın isimlerini size yazayım.

Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası 10 madalya
22. Uluslar arası Çanakkale Troya Festivali B kategorisi 3 madalya
Altın Kayısı Satranç Turnuvası B Kategorisi 3 madalya
İstanbul Açık Satranç Turnuvası B Kategorisi 3 madalya
İstanbul Açık Satranç Turnuvası A Kategorisi 2 madalya
5. Uluslar arası Gezbe Bel Kurtuluş Hamlesi S. T 12 Yaş Altı 3 madalya
5. Uluslar arası Gezbe Bel Kurtuluş Hamlesi S. T Açık 1 madalya
Çeşme Açık Satranç Turnuvası B Kategorisi 3 madalya
Çeşme Açık Satranç Turnuvası A Kategorisi 1 madalya
Avrupa Amatörler Satranç Şampiyonası 1 madalya

Bu yazdığım turnuvaların gücünü, Dünya ve Avrupa çapındaki prestijini sizlerin benden daha iyi bildiğine eminim.

Bu yazdıklarım ile bizim çocuklarımızın kazandıkları başarıları küçümsüyor düşüncesi çıkmasını kesinlikle istemem. Hepsi çok değerli, yetenekli ve daha büyük başarıları hak eden çocuklar. Hepsinin alınlarından ve onları yetiştiren anne, baba ve antrenörlerin de ellerinden öpmeyi bir borç bilirim.
Saygılarımla.
sayın gülkız tülay'a muhalefet edenler ve daha öncekiler ağızlarına ''satranç zengin sporu oldu'' lafını dolamışlar .. ama bu sloganı başta ben olmak üzere , cengiz keleş te beğenmiyor . gülkız tülay 'ı başarısız bulmak mümkündür . ama olimpiyat 21. liği onun zamanında gelmiş bir derecedir. bundan hiç bahsedilmiyor . onu en ağır şekilde eleştiren ali nihat yazıcı'da bahsetmiyor. sayın gülkız tülay 'ın en büyük özelliği satranççıların , antrenörlerin işine karışmamasıdır . federasyonu kendi kulübü olan ''tarsus zeka'' gibi yönetiyor. antrenörlerin işine karışmamasını ben artı bir kazanç olarak hanesine yazıyorum . o daha ziyade federasyonun mali konuları ile ilgileniyor.

eğer muhalefet yapılacaksa satranççıların yönetime nasıl geleceği tartışılır , bu ise öyle gizli kapaklı yapılmaz . her hangi bir şeye muhalefet ederek, sloganlar üreterekte yapılmaz . açık açık ''türk satranççılarının yönetime gelmesi gerekir'' diyerek yapılır.bu işin nasıl yapılacağıda burada açık açık yazılır .

daha önce yazdım , tekrar yazayım. kulüp oyuncuları ''federasyon delegelerini ben seçerim'' der, o şekilde kulüplerle sözleşme yapar , siyaset yapmayan, sadece satranç için çalışan, herkes tarafından tanınan biri etrafında toplanarak bu iş olur . satranççı siyaset yaparsa, siyasi iradede kendi gardını alır ve ne olursa satranca olur . öncelik satranççıların yönetime gelmesidir. dışarıdan satrancı yönetemeyiz. satrancı layıkı ile yönetebilmek içinde , yönetimde en azından 10 yıllık bir deneyim gerekir.

eğer bir çalışma varsa , buradan açık açık paylaşın ve bizde neyin ne olduğunu bilelim .

muzaffer şekerli
muğla , datça
Muzaffer bey,meselenin özünü çok iyi anladınız.Son görüşlerinize aynen katılıyorum.Son dönemde Gülkız hanıma yönetilmiş başlıca eleştiri çevresinde Satrancın içinden gelmiş kimselerin sayısının az olması şeklindedir.Mali konularda ise kendisinin titiz ve dikkatli olduğu söylenmektedir.
Muzaffer bey,Siz "kulüp oyuncuları federasyon delegelerini seçmelidir"dediniz.2004 de biz de aynı şeyi söylüyorduk.Sizin veya bizim söylememizin hiçbir anlamı yoktur.Bir araştırın! Büyük kulüplerimiz Genel Kurulda nasıl temsil edilmişler?
Sizin deyiminizle "satranççıların Yönetime nasıl geleceğini" tartışmak için önce görünen sorunların Siyasi İradeye anlatılması gereklidir.2000-2012 döneminde bu sorunlar çözülmedi.2012-2024 döneminde de çözülme ihtimali bana göre yoktur.İnşallah kehanetlerimde yanılırım.
[color=#0000CD]Muzaffer bey,Siz "kulüp oyuncuları federasyon delegelerini seçmelidir"dediniz.2004 de biz de aynı şeyi söylüyorduk.Sizin veya bizim söylememizin hiçbir anlamı yoktur.Bir araştırın! Büyük kulüplerimiz Genel Kurulda nasıl temsil edilmişler.[/color]

ateş bey;

bu fikrin patenti bende sanıyordum. özel federasyon döneminde federasyon kongreleri 15, 20 kişi ile yapılırdı. orada bulunanlarda ya federasyon yöneticileri yada bir avuç satranççı idiler . sizin daha önce bunu düşünmenize bu nedenle şaşırmadım .

bu günde 15 - 20 satranççı bir araya gelse, satrancımızın geleceğini tartışsa , neyi nasıl yapacaklarını kararlaştırsa her şey o günkü günlere rahatlıkla dönebilir .benim fikrim hiç bir şeyi kırıp dökmeden tabiri caizse tereyağdan kıl çeker gibi bu iş hallolur ve önemli bir sıkıntıda gündemimizden kalkar .

elbette muhalefet etmenin , bu işin peşinden koşmanın bir maliyeti vardır . ama sosyal medya ortamında, bu günün şartlarında böyle şeylerin çok daha kolay olacağı herkesce malumdur .

yeterki niyet olsun ve herkesin önüne düşebilecek bir veya bir kaç kurtarıcı çıksın . saygılarımla .

muzaffer şekerli
muğla, datça .
Geçenlerde Aşkın Bey'in genel kurulun delege yapısı ile ilgili açtığı başlığı aradım, bulamadım. Konu burada da tartışıldığına göre müdahil olayım;

Birkaç hafta önce TSYD ile ortaklaşa düzenlediğimiz bir konferansta konu döndü dolaştı genel kurul yapılarına geldi. SGM Hukuk Müşaviri de oradayken (Son TSF genel kurulunda SGM adına gözlemci olarak bulunan meslektaşımız Coşkun Bey) herkes fikirlerini beyan ederken en iyi öneri (ben de aynısını düşündüğüm için bana en iyi öneri olarak geldi) Türker Arslan'dan geldi. Türker Hoca'nın kim olduğunu araştırırsanız, şuan ülkemizde Spor Hukuku alanında 1 numaralı isim olduğu sonucuna ulaşırsınız. Öneri şu şekildeydi:

Alıntı:Türker Arslan: Federasyon seçimlerinde taban birliklerinin delege sayısı ağırlıkta olmalı.

"Taban birliği" ne demek peki? Sporcular Platformu, Menderes Sargın'ın kurduğu Satranç Antrenörleri Derneği, Hakemler Birliği gibi oluşumlar. Şuan bildiğim kadarıyla Menderes Sargın'ın kurduğu Satranç Antrenörleri Derneği haricinde sporcular ve hakemleri kapsayan bir oluşum yok. Bu tür oluşumların kurulması ve, belirli bir sayıda, hatta ciddi bir sayıda oy oranı olması gerekir. Sonuç olarak bakıldığında satrancın sinir merkezi sadece kulüpler değil, kulüpleri de oluşturan sporculardır. Ve sporcuların daha iyi bir turnuva geçirmesi için önemli katkılarda bulunan antrenörler ve hakemlerdir. Süper Lig kulüplerinden de, alt ligde olduğu gibi belirli bir sayıda kulüp 3'er oy kullanabilir. 2. ligden belirli bir sayıda kulüp 2'şer oy ve yine yöresel ligden belirli bir sayıda kulüp 1'er oy kullanırsa, buradan açığa çıkan oy sayısı %50-30-20 olarak sırasıyla sporcular, antrenörler ve hakemler tarafından kurulan, kurulacak oluşumlara devredilebilir. Böylece satrancın kurucu unsurları da, satrancın en önemli organı olan genel kurulda daha aktif olarak temsil edilecektir.
Tutku bey merhaba,
Konu benim ÖSF da olma sebebim idi. İki yıl yazdım ve araştırmalar ile toplumu bilgilendirmeye çalıştım.
Son üç tüzüğü (2004-2008-2012)karşılaştırdım, yayınladım.
Okunmadı, bir kaç kişinin dışında...
İddialı arkadaşların de hiç bir fikirlerine de raslayamadım.
Hukuki değerlendirme de alamadım hukukçu arkadaşlardan...
Samimi olmadıklarını düşünüyorum.

26. Ekim. 2014 tarihli yazılarıma bakabilirsiniz.

Bu konuyu çok önemsediğim için (sn. ŞEKERLİ'NİN izni ile...) böylesine bir dönüş yaptım.
SELAMLAR...
Bu bölümde Aşkın beyin yazdığın mesajın iyi anlaşılmadığını düşünüyorum.Konu başlığı iki spor federasyonunun bütçesinin ve aldığı sportif sonuçların kıyaslanmasıdır.Son tartışılan konu ise Federasyon Genel Kurulunda delegelerin kimler olması gerektiği sorusudur.Bu konuyu çok uzun zamandan beri incelediğim için bazı ilkeleri veya gelenek haline gelmiş düşünceleri çok iyi biliyorum.Çok eskiden beri yaygın uygulama şu şekildedir:Sporcular delege olamazlar!Ankara'da hangi bürokrata sorsanız aynı yanıtı alırsınız!"Sporcular delege olamazlar"noktasından yola çıktığımız zaman bir arpa boyu yol gidemiyoruz.Gidemedik.Gelecekde de gidemeyeceğiz.Geçmişde sporcular delege olamadılar.Belediyede çalışan memurlar delege oldu.Ateş Ülker delege olmadığı gerekçesi ile 2004 seçiminde susturulmak istendi.Oysa o seçimdeki başlıca görevim yeni hazırlanmış tüzüğün aleyhinde 10 dakika konuşmaktan ibaretti.Tüzük benim 10 dakika konuşmamı öngörüyordu.Aynı konuda konuşma yapabilecek şekilde hazırlanmış başka aday da yoktu!"Değil konuşmak yerinden bile kalkamaz"diyenler oldu.Şimdi bu noktadan yola çıkarak konuşalım!Siz delegelerin nasıl seçilmesi gerektiğini düşünürsünüz?Mevcut tüzükler delegelerin liglerde takım oynatan kulüplerin temsilcilerinden oluşmasını öngörüyor.Öte yandan gerçekten Satranç için kurulmuş kulüp sayısı da oldukça azdır.Haliyle Satrancı ve sorunlarını yakından tanımayanlar delege olmaktadır.Siz şimdi bu tabloyu nasıl değiştireceksiniz?Aklınıza herhangi bir çözüm önerisi geliyor mu?Tüzükler sadece Avrupa şampiyonluğu gibi büyük başarılara imza atmış ve bilahere Sporu bırakmış kimselere delege olma imkanı tanıyor.Bu tanıma uyan sporcumuzun Sporu bırakmasını bekleyeceğiz.Ancak onun kullandığı oy sonucu değiştirmeyecektir.Hukukçular ne yapabilir?Tüzük maddelerini inceler ve sizi bilgilendirir.Tüzükleri değiştirmek onların elinde değildir.
Yukardaki bilgilerin ışığında bir ilimizin beklenenden çok fazla sayıda kulübü varken, bir diğer ilimizin liglerde takım oynatan hiçbir kulübünün olmaması bugüne kadar kurulmuş olan dengelerin uzun süre değişmeyeceğini düşündürmektedir!
Ateş ÜLKER:
"Bu bölümde Aşkın beyin yazdığın mesajın iyi anlaşılmadığını düşünüyorum.
1-Konu başlığı iki spor federasyonunun bütçesinin ve aldığı sportif sonuçların kıyaslanmasıdır.
2-Son tartışılan konu ise Federasyon Genel Kurulunda delegelerin kimler olması gerektiği sorusudur."


Aslında ayrı görmüyorum Ateş Bey. Her bir diğerinin tamamlayıcısı ya da diğerinin sebep-sonuç ilişkisi içinde yer aldığı durumdur. Ben böyle algıladım, yanılabilirim de...

Konu 1'e dönersek;
Ben sportif kıyaslamaların yeterince hakkaniyetli bir çerçevede yapıldığını düşünmüyorum. Elbette bu anlamda en iyi federasyon olduğumuzu iddia edemem. Ama anlatıldığı kadar kötü değiliz. Bir çok konuda da hem öncü hem de açık ara öndeyiz.
Bakınız somutlaştıracağım.

Şöyle ki;
Forumdaki ilgili yazıyı ve tüm yorumları dikkatle okudum. Fikirlere hak ve değer veriyorum. Elbette sorgulanacak, hesap sorulacak ve hatta tespitler yayınlanabilecektir.

Ama haksızlık yapmadan!
Vurun da öldürmeyin.


Kıyaslama yapılan federasyon ile asla olumlu ya da olumsuz bir rekabete girmeden söylemek isterim ki, madalyonun öbür yüzü de yazılmalıydı.
Tabi, bakılmayınca arka yüz görülmüyor.

TABLOLARDA SADECE RAKAMLAR KIYASLANMIŞ.
Bunlar yanlış değildir. İlan edilmiş, delegelerin kontrol ve onayına sunulmuştur. Ama çıkarımlar bende hayal kırıklığı yarattı.

Yani;
1- 8400 TL tutarında doping harcamasını görüp de, TTF nun 291.376.27 TL tutarındaki; kambiyo, geçen dönemden kalan zararlar, olağan dışı zararları görmemek madalyonunu bir tarafına bakmak değil mi?
Ya da;
2- Aynı federasyonun 369.000 lik gider fazlasını fark edememek gibi !!
3- 969.000 TL spor malzemesi gideri var.
4- Oysa TSF nin 318.000 TL ayni yardımı var.
5- TSF nin 191.000 TL ödül harcamalarından da bahsedilmemiş.
6- Bunlar diğer federasyonda neden boş acaba?
Birkaç yanlış tespit daha var. Bakınca görebilirsiniz.

Sadece rakamları kıyaslarsak diğer federasyonlar ile daha farklı alanlarda aramızda uçurumların olduğu tablolara ulaşırız.

Gerekirse bunları açıklayabilirim.
Ben toplumsal kazanımların da değerlendirme kriterleri arasında yer almasını da beklerdim.
Sadece rakamlar bazı şeyleri söyler de, her şeyi anlatmaya yetmez.

Ateş ÜLKER:
"Bu bölümde Aşkın beyin yazdığın mesajın iyi anlaşılmadığını düşünüyorum.
"

Ateş Bey,
Benim yazdığım mesaj "konu başlığını yeterince anlayamamış olabileceğim için" tarafımdan mı anlaşılmadı, yoksa yazdığım mesaj okuyucular tarafından mı iyi anlaşılmadı?

Bunu anlayamadım.
Aydınlatır mısınız?
Selamlar...
Aşkın bey,Bir önceki kısa mesajınız ile bu bölümün başlığı ve delege olma koşulları hakkında bağlantı kurulması zordur.Hukukçulardan hangi konuda yorum(değerlendirme) istediniz?Yine anlaşılmamıştır.(Tüzükleri yayınladığınızı ama ilgi görmediğinizi yazdınız!?)Ama son mesajınız kanımca daha iyi anlaşılmıştır!Biz bu konularda deneyimliyiz.Öbür federasyonun bilançosu ile bizimkini kıyaslamak doğru değildir.Biz kendi koşullarımızı nasıl iyileştirebilirz?Bunun peşindeyiz.Elma ile armut aynı terazide tartılmaz!
Biz ne istiyoruz?Ne bekliyoruz?Federasyon yönetiminin bazı küçük yenilikler yapmasını bekliyoruz.Bu yenilikler kimseyi ürkütmeyecek türden olacaktır.Örneğin Karpos Açık turnuvasına Türkiye'den 48 kişinin katılmış olması güzel bir haberdir.Federasyon onların katılımı için en küçük bir destek sağlamışsa doğru bir iş yapmıştır.Belki de uzun zamandır ilk defa Havuzun dışında kalan çimenler sulanmıştır.
Harcamaları eleştirmek isteyen bunu daha açık bir şekilde ifade etmeli ve olması gerekeni bildirmelidir.Doping konusu ile ilgilenenlere yardımcı olmak için şunu söyleyebilirim:Satranç alanında, Doping araştırması için harcama yapmaya gerek yoktur.Ancak adıgeçen 8.000 kusür TL sının kurs,eğitim gideri gibi mecburi uygulamalardan kaynaklanması muhtemeldir.İlla da Federasyonu eleştirme çabası içinde değiliz!Eleştirileri önce muhatabımızı sonuna kadar dinledikten sonra yapmalıyız.
Ateş bey,
Delege, statü konularına hiç girmeyeceğim artık.

Bu sayfalarda haftalarca KARŞILAŞTIRMALI STATÜ başlığı adı altında dikkate sunduğum kritik maddeler vardı. Toplumsal alt yapı desteği istiyordu. Örgütlü bir toplum olmadığımız/olamadığımız süre içinde bu tip sızlanmalar da (adeta bize müstehakça) sizin ta yazdığınız 16 seneden beri devam edip gidecek gibi... Biz koyun ile keçiyi bir tutup ABDURRAHMAN ÇELEBİYİ benimseme durumda kalıyoruz.
Benim tepki yazılarından anladığım budur.
Çözüm ise söylemden değil eylemden geçer, ben bunu bilirim.

Hukukçulardan hangi konuda yorum istediniz diye sordunuz.
Ben yazılarımda gerek hukukçulardan ve gerekse spor hukukçularından öncelikle değiştirtilmiş olan maddelerin yorumunu istemiştim. Bunu da tarih olarak delegelerin belirlenme tarihlerinden önceye denk getirmiştim.
Birazcık olsun toplumsal uyanış için...

Uyanamayacak kadar uykusuz kalmışlar, umutlarını yitirmiş ve sorumluluk almaktan uzak... Sunulan yazıları bile okumadan... Tabi farkedilemez, tren kaçtı. Sistemin her zaman kendisini seçtiren STATÜ MADDELERİNİ KOYU OLARAK altını çizmeme rağmen...

Harcamalar konusu ise tablolardaki değerlendirmeler kadar çok açık. Tekrar girmeyeceğim. Siz tekrar inceleyebilirsiniz.
SELAMLAR...

Elmalar ile armutlar o tabloda talihsizce kıyaslanarak yanlış ve yanlı sonuçlara ulaşılmış. Bu da çok açık...
Satrancın toplumsal kazanımları uzak ara öndedir. Bunun için arkamızda dev sponsorlar yoktur. Sadece İş Bankası var!

Ben bir şeyleri yarıştırmıyorum. Aynı tabloda başka şeyler görüyorum. Oysa aynı tablo.

Gelir kalemleri incelenmiş ama;
TSF nin -12- adet gelir kalemine karşılık, -9- adet gelir kalemi var.

Spor müsabakalarında personel, transfer,sponsorluk, kira işletme gelirleri,katılım,ürün satış gelirleri gibi ek gelir kalemleri ile bir federasyon kendine hayat bulmuş.

Diğer federasyonda bu etkinlikler yok, gözükmüyor.

Kulüpler arası etkinlikler olmayınca personel geliri-gideride olmamış. Yoksa eksik mi yazılmış bunlar?

Giderlere bakınca çok eleştirildiğimiz toplantı giderleri de bizden çok fazla!

Yani bir federasyonda ülke genelinde yüzlerce ifade edilen kulüpler düzeyinde, bir kaç kategoride düzenli etkinlikler yapacaksınız. Bunları önceden planlayan toplantılar düzenleyip, personel görevlendirecek, yolluk ödeyeceksiniz. Diğer tarafta bu kadar etkinliğin esemesi okunmazken, toplantı giderleri bizden 5.000 tl fazla olacak. Mutlaka bir açıklaması vardır elbette.
Ama gözüken köy....

Diğer federasyonun sadece uluslararası yarışmalarda giderleri sıralanmışken, TSF olmazsa olmazı uygulamış ve yurt içi etkinliklerine elbette bütçe ayırmıştır. Bunu mu kınıyorsunuz?

Çünkü aynı yazıda şu söylenmiş;
"Türkiye Taekwondo Federasyonu; 01/01/2014 - 31/10/2014 tarihleri arasında uluslararası turnuvalarda 46 altın, 40 gümüş ve 78 bronz olmak üzere toplam 164 madalyayı ülkemize kazandırmıştır.
Türkiye Satranç Federasyonu; 01/01/2014 - 31/10/2014 tarihleri arasında uluslararası turnuvalarda 12 altın, 12 gümüş, 9 bronz ve 1 dördüncülük(Dragan Solak, Avrupa Bireysel) olmak üzere toplam 34 madalyayı ülkemize kazandırmıştır. Bu madalyaların 19'unun ülkemizde yapılan uluslararası turnuvalarda kazanıldığını da özellikle belirtmek isterim."


YANİ TSF ÜLKE İÇİ TURNUVALARI YAPMAMALI MIYDI?
YA DA AYNI YAZIDA;
" Sonuç ortada!
Aynı bütçe ile altyapı ve kamplara önem veren federasyon ile sporcusuna eğitimi lüks gören ve gelir fazlası açıklayan federasyonun başarısı tabi ki aynı olmayacak. "


DERKEN SPORCU DEYİMİNDEN SADECE ÜLKESİNİ TEMSİL EDEN SPORCUYU MI ANLIYORUZ?
ÜLKE İÇİ TURNUVA VE YARIŞMALARDA YARIŞANLAR İÇİN BİR ÖDENEK AYRILMAMALI MIYDI?

Evinizde elektrik giderleri tavan yapmışken, sudan ya da doğalgazdan kısmaz mısınız?
Ama tabloda böyle bir şey de göremedim.

Mesela yurt dışı kamp giderleri neden yok? Kamp olmalı mı, elbette olmalı.

Ama anatomik kas gücüne bağlı sporlarda değişik ülke rakımlarına ayak uydurabilmeniz için o ülke koşullarında çalışırsınız. Ülkemizin tüm coğrafi bölgeleri dünya ülkelerinin koşullarının aynısını taşır. Bu yüzden ülkemiz böylesine bir şans varken neden dışarıda kamp yapılsın ki? Bu şans kullanılmışsa neden eleştirilsin ki? Ama illaki gerekirse de yapılabilir tabi.

Ben diğer federasyonda ülke içi kamp giderini TSF den çok fazla gördüm. Yurt dış çok daha fazla. Bu anlamda bütçe dışarı kaçmış diyebilirim.
Elbette kamp yapan sporcu sayıları da önemlidir.
Ya da spor malzemesi giderleri?
SADECE BU İKİ KALEM GİDER BİLE BAZI GELİŞMELERDE HANGİ FEDERASYONUN NASIL PLANLAMA YAPTIĞINI GÖSTERMEZ Mİ?

Ama sonuçta her federasyonda eğitim alan, etkinlik yapan bizim çocuklarımız değil mi?
Eğer yerinde harcama yapılmış ise helal olsun derim.
(1)
Bir yıllık TSF itiraz geliri 375 TL, hiç kimse bir şeylere itiraz etmiyor anlaşılan. Manidar geldi.

(2)
Hoş geldiniz efendim.
Sefalar getirdiniz.
İyi oldu. Kısa ve öz yazılarınızı bekliyoruz.
TSF'NU eleştirmek her satranççının hakkıdır. Doğru ve temel bilgilere dayanmalıdır. Kıyaslama yapılırken şartları,kaynakları,toplumsal kazanımları en azından eşdeğer veya benzerlik teşkil edenler arasından da yapılabilirdi.

Şimdi şöyle bir örnek versem;


Türk Ekonomi Bankası (TEB),
“Türkiye’nin lider sağlık kuruluşu Acıbadem,
Türkiye'nin en köklü kurumlarından biri olan ve 170 yıllık birikime sahip PTT,
Türkiye'de müşterek bahsin öncüsü Spor Toto Teşkilatı,
Türkiye'nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell,
Bunların hepsi Türkiye Tenis Federasyonunun sponsorlarıdır.

Bundan 3 yıl önce 16.000 civarında lisanslı sporcusu olan bu federasyonumuz bence arkasındaki bu dev kuruluşlar ve sponsorlar ile değil dünya belki gezegenler arası düzeyde sporcu çıkarması gerekirdi.

O zaman,
Vay bizin tek sponsorumuz İş Bankası’na… Tek başına neler ile uğraşıyor?
Futbol, Basketbol, Voleybol Federasyonlarımızı hiç saymıyorum bile…
...
Asla küçümsemeden;

Türk tenisinin en büyük iki raketi Marsel İLHAN ve Çağla BÜYÜKAKÇAY'IN da ana sponsoru olan TURKCELL’ İ ve diğer tüm sponsor kuruluşları ülke sporuna katkılarından dolayı da içtenlikle kutlarım. Spora desteklerinin devamını dilerim.

Ateş Bey,
Benim bu sayfadaki ilk mesajım, Tutku Bey'in benim bir yazımı arayıp da bulamadığını bildirmesine yönelik yazılmıştı. Aslında konu başlığına uymuyor farkındayım. Özelden yazmam gerekirdi belki. Sizen eski bir tanık olarak o konuyu ne kadar önemsediğimi biliyorsunuz.
Bu sayfadaki konuyu açan arkadaşım Fatih Bey'i tanıyorum. Satranca olan sevgi ve sevdasının, katkılarının ve emeklerinin farkındayım. Tüm bunlara ve kendisine saygı duyuyorum.
Ben sadece gördüğüm tartı hatalarını yazdım. Kendisinin hoş göreceğini umarım.
(01-04-2015, 13:24)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Hukuki değerlendirme de alamadım hukukçu arkadaşlardan...
Samimi olmadıklarını düşünüyorum.
(02-04-2015, 14:46)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Hukukçulardan hangi konuda yorum istediniz diye sordunuz.
Ben yazılarımda gerek hukukçulardan ve gerekse spor hukukçularından öncelikle değiştirtilmiş olan maddelerin yorumunu istemiştim.

Aşkın Bey, kürkçü dükkanına hoşgeldiniz. Samimi olmamakla kimi itham ediyorsunuz? Eğer beni kastediyorsanız hangi sebeplerle olduğunu merak ettim. Forumda yazmayacağınızı söylemiştiniz. Bu sebeple ben sizi yazmaya zorluyormuş gibi görünmek istemem. Bana özel mesaj ile cevap verebilirsiniz.
Tutku Bey, bu konu GENEL KURUL YAPILANMASI na kadar gidiyor.
Ben zamanında aylarca son üç statüyü yayınlamış ve karşılaştırmalarını yapmıştım. Aslında bunu talep edenlerden biri sizdiniz sanırım.
Siz, ben yayınlarken okuma fırsatı bulamadığınızı, hatta konuyu arayıp da bulamadığınızı da yazmıştınız.
Ben de onun üzerine bir hatırlatma ile bana sorduğunuzu cevapladım, hatırlarsanız.

2012 genel kurul ve onun yaptığı statüyü incelemenizi istemiştim.
Ama siz de dahil olmak üzere bu forumdan kimseden bir fikir gelmedi.

Ben de "hata herhalde bende, herkes memnun bu durumdan " diye düşünmeye başladım ?!