(28-08-2016, 05:32)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: internette 7 kasım olarak bir kaç yerde rastladım.
Aday şimdilik yok sanırım.
Benim merak ettiğim konu Rio olimpiyat oyunlarından sonra bakanlık ilginç açıklamalar yapmıştı, bu aşamadan sonra bakanlık, ne tür kafa yapısı ile hareket edecek?
Yine, etiket meraklısı bekçilerle mi? uğraşacağız, yoksa, işten anlayan, gerçek bir yönetime izin verecekler mi?
Bakan Akif Çağatay Kılıç ve AKP' nin zihniyetinin değişeceği konusunda çok fazlaca kuşkuluyum.
Selamlar.
Asla vermeyecek!
Değişik görüntü ama aynı içerik devam...
Bu saatten sonra çerçeve yönerge bile değişse bir ucundan tutarak (aslan payı kendilerinde kalacak şekilde) federasyonları kontrol etmeye, içlerinde olmaya ve yönlendirme mekanizmalarını kurmaya her zaman hazırlar.
O dediğiniz 50-60 yıldan bu yana demokratik yaşamı oturmuş ve refleks yansımaları bugün imrenerek gördüğümüz İskandinav ülkelerinde-toplumlarda olur. Biz ise ulus devletten himmet ve ümmetçiliğe doğru yol alırken...
Satranç gibi hitap ettiği kitle (okulları da düşünün...) gittikçe genişleyen ve artan spor dalları içinde barındırdığı potansiyel sponsor-rant ilişkileri açısından her zaman devlet kontrolündedir.
Ama aynı kontrol devlet tarafından alt yapı yatırımları olarak programa alınmayıp bütçe ayrılmamaktadır.
Son mali genel kurulda oradaydınız, gördünüz işte yapılan konuşmayı...
Bu saatten sonra GERÇEK TEMELLİ GENEL KURUL YAPILANMASI OLURSA YA DA DEVLET BUNA İZİN VERİRSE BENİM İÇİN ÇOK BÜYÜK SÜRPRİZ OLUR.
...
Peki aday neden yok?
Yasal süreç değişti mi?
Sanki 4 ay öncesinden ( yanlış hatırlıyor olabilirim) adaylar hedef ve programlarıyla ortaya çıkarlardı.
Toplumu bilgilendirirlerdi.
Onca eleştiri varken alternatif çözüm sunulamaması enteresan geliyor bana.
Muhalefetin ya kaynağı yok, ya da kalıcı sponsor bulunamadı.
İş Bankası'nın bu yönetime olan güveni ve geçen sene yapılan 4 yıllık sponsorluk sözleşmesi olduğunu biliyoruz.
Gerçek-ciddi niyetli adaylardan, eleştirdikleri her konuda gerçekçi-uygulanabilir çözüm önerilerini şimdiden duyma hakkımızın olduğunu düşünüyorum. Bir kaç köşede sadece eleştiri ve hakaret okuyoruz. Bunun yol açtığı güvensizlik, berarberinde getirdiği okurlardaki bıkkınlık ve iticilik, çözümün konuşulmadığı eleştiriler artık toplumumuza güven vermemektedir. Tüm bunlar iş başındaki yöneticilerin hanelerine artı değer olarak kaydedilmektedir.
Düşünün gerçekçi çözümün sunulmadığı ortamda iş başındaki yöneticilerin icraatleri var. Bu ise muhafazakar anlayışa yaramaktadır.
Bu durumun bizim toplumumuzda nasıl değerlendiğini siyasetten görmekteyiz. Toplum her zaman güven veren adayları arar tutar ve korur.
Son sözüm seçim sistemi değişmelidir. Bunun nasıl olacağını da toplumun kendisi yapmalıdır.
Ne dersiniz?
Selam ve saygılarımla.