Fikri olanlarla fikir tartışmak gerek, diğerlerini ise zarre kadar umursamaya değmez.
Çin'in 50 yıldaki evrimini okuyan bir adam falanca yönetmelikten bahsediyor, fikir falan hak getire.
Cevap vermeye değmez, kendi kum havuzunda takılsın bu zat.
Gelelim esas konuya. Gözlemlerimi paylaşacağımı ifade etmiştim. Elden geldiğince yazayım:
1.AZERBAYCAN:
Dünya Şampiyonu çıkarmış bu topraklarda satranca verilen önem, bizdeki futbol seviyesinde. Haber bülteninde ilk sırada "Sayın seyirciler, bugün Tata Steel turnuvasında Recebov siyahla Van Wely'yi yendi." gibi bir haber bulunabiliyor. Kendim şahit olmamakla birlikte bunu en az 5 kişiden teyit ettim. Dağılan SSCB'nin süren olumlu etkileri diyebiliriz.
Adamların idol sorunu yok, eskisiyle, yenisiyle, agresifiyle, sakiniyle genç satrançseverlerin idol edinebileceği en az 5 büyükusta var.
Devlet Başkanı İlham Aliyev satranç faaliyetlerini bizzat takip ediyor ve ihtiyaçlarla birebir ilgileniyor. Bilmiyorum daha fazla yazmama gerek var mı. İllerde devasa satranç merkezleri var, ELO kriterleri belli ve kaynaklar hizmete her anlamda sunulmuş.
2. ERMENİSTAN:
Azerbaycan'daki koşulların çok benzeri Ermenistan için de geçerli diyebiliriz. Dağılan SSCB'den geriye satranç adına hep olumlu şeyler kalmış. Yeni inşa ettikleri dev satranç merkezleri şimdiden uluslararası turnuvalara evsahipliği ediyor.
Devlet Başkanı Sargissian bizzat Ermenistan Satranç Federasyonu Başkanı! İnanmakta zorluk çekiyoruz, fakat satranç emin ellerde.
İdol sorunu yok: Eski Dünya Şampiyonlarından Tigran (Demir) Petrosyan mı dersiniz? Yoksa şu anda tekrar eski formuna kavuşan dünyanın 2 numarası Aronian mı? Belki de Fransız Savunması'nın kitabını yazan Akopian'ı idol alan gençler vardır.
3. İSRAİL:
Yahudiler öteden beri çok iyi satranç oynarlar. Dünya Şampiyonluğu ve adaylığı seviyesine gelmiş olan isimlere göz gezdirmek bu gerçeği anlamaya yeter. Bu ağırlık, İsrail devletinin kurulmasından çok önce bile satranç dünyasında hissediliyordu.
Doğu Bloku'nun yıkılışından sonraki süreçte Yahudi kökenli birçok büyükusta temelli olarak İsrail'e taşındılar. Eğitim sistemleriyle ilgili hiçbir bilgim yok, dolayısıyla yorum yapamayacağım. Ancak idol bulmayla ilgili hiçbir sorun yaşamayacakları bariz ortada bir gerçek.
4. BULGARİSTAN:
Yaşamımın ilk sekiz yılını geçirdiğim bu ülkede satrancın yeri çok ayrıdır. Henüz bir çocukken oradan ayrılmış olsam da büyüklerimden dinlediğim, sorup öğrendiğim birçok şey var.
Herşey kıraathanede başlar esasında: Tahta oyunlarında tavla yerine satranç, kağıt oyunlarında ise batak, pişti yerine 32 kartlık bir briç türü olan "belot" oynanır.
Bu bilgileri vermemin nedeni, halkın satranca ve satranç gibi akıl yürütme gerektiren bir kağıt oyununa gayet alışık olmalarıdır.
Çin'deki satranç aşinalığının bir benzerini Bulgaristan'da görmek mümkündür.
Bulgaristan'ın gelmiş geçmiş en güçlü satranççısı eski Dünya Şampiyonu Veselin Topalov'dur. Bununla birlikte Bulgaristan'ın en önemli satranç idolü, Topalov, Cheparinov ve Chatalbashev gibi önemli ustalara ilham veren ilk idol isim Kiril Georgiev'dir. İdoller tam da bundan dolayı önem arz ederler: Kendileri Dünya Şampiyonu olamasalar bile, Dünya Şampiyonu olma potansiyeli taşıyan genç yeteneklere ilham, güç ve cesaret verirler.
Öyle sanıldığı gibi okullarda satranç falan okutulmaz. Bundan çok daha etkili bir şekilde GM'ler şehirlerin, kasabaların Halk Eğitim Merkezi dengi diyebileceğimiz Kültür Merkezlerini ziyaret ederler. Buralarda simültane veren, konuşma yapan veya bir saatlik konferans şeklinde ders anlatan büyükusta oradaki genç yeteneklerin yüreğine dokunmuş olur.
Milyonlarca öğrenciye zorla satranç oynatmak gibi bir işe kalkışmayan Bulgaristan Satranç Federasyonu ve Bulgaristan Eğitim Bakanlığı, ilgi duyan, uzmanlaşmak isteyen satranç heveslisi öğrenciye antrenörden ders imkanı sağlar. Gelişimine göre "Tamam, sana faydamız bu kadar." veya "Seni daha üst seviyede bir antrenöre yönlendirelim, gelişme potansiyelin var." der. Genç satranççı kararını verir.
Buradaki gibi devlet çocuğun peşinde "Ne olur satranç oyna!" diye koşturmaz. Tam tersi, çocuk daha çok çalışarak kendisini geliştirmeye çalışır ki, daha üst seviyede bir antrenörün çalıştırdığı gruba katılabilsin. Bizdeki gibi havuza kapak atmak oralarda yetmez. Havuza giren şezlonga uzanıp bütün zamanını yatarak geçirmez. Bölgesel havuz belli bir zaman dilimine kadar belli bir rating ölçütü getirir ve bunu takip eder.
Ünvan olarak GM, IM, FM'nin yanısıra 2200 ELO'ya ulaşana verilen Ulusal Usta ünvanı vardır. FIDE nezdinde geçerliği olmayan ve teşvik niteliği taşıyan bu ünvan, oyuncuya maddi ödülle birlikte o yerin en büyük idari amiri tarafından törenle verilir. Proje avcıları son iki cümleyi yavaş yavaş ve tekrar tekrar okusun, belki ülkemizdeki 2100-2200 aralığındaki sıkışmaya bir çözüm üretirler!
Şimdilik aklıma gelenler bunlar, konu çeşitlendikçe yazarım.