Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı:... Kapalı turnuvaların doğru format olduğuna şüphe yok. Yalnız o zaman sponsor bulmak zorlaşıyor ve profesyoneller için katılmanın cazibesi daha da azalıyor. İki koşulu birden sağlamak gerekiyor. Şampiyonanın 11 tur yapılması da dikkate değer bir doğruydu. Yıllardır ısrar edilen yanlıştan dönüldü.
Bu noktada farklı düşünüyorum. TFF kışın, Kemer'deki Otelleri Kalkındırma başlığı altında güzel bir open turnuva düzenleyebilir. Bu turnuva verilecek ödüller, sponsorlar, belli ünvan ve geçmişte derece alanların konaklama masraflarının karşılanması ile cazip hale getirilir ve zamanla gelenekselleşebilir.
Türkiye Birinciliği ise bir itibar turnuvasıdır. Kazanan, Boysan'la, Onat'la, Süer'le, Atalık'la aynı sayfada yer alır, tarihe mal olur. Bu sebeple diğer turnuvaların formatı ile, zamanlaması ile, ödülleri ile oynanabilir ama Türkiye Birinciliği yüksek standartlara sahip olmalıdır.
Bu çerçevede:
1) Bir ülkenin birinciliği Ocak - Şubat ayında olmaz. Mantık açısından 2012 yılında seçmeleri yapılan bir turnuvanın adı 2013 Birinciliği olmaz.
2) Bu şampiyona merkezi ve olanakları makul bir yerde yapılır. Kemer Otellerine para kazandırma işi, ayrı bir open turnuva ile yapılsın.
3) Davet ve hak edilme esası ile yapılır. Uyduruyorum, 2400 üzeri oyunculara açık olan ve il birinciliklerinde şampiyon olan oyunculardan süzülen elit ve formda bir kitle gelir.
4) Döner turnuva olmalıdır. Bu, oyuncuların, rakiplerine çok evvelden ön hazırlık yapmasını sağlar ve oyun kalitesini doğrudan etkiler. Teorik ve uygulama açısından nitelik artar.
5) 1500'lük bir oyuncu Türkiye Birinciliğine katılırsa mutlu olur ama bu mutluluk kısa vadelidir. Orta vadede bir marka niteliğinde olan ülke birinciliği kavramı sıradanlaşır, sulanır ve zamanla bu turnuva marka değerini yitirir.
6) Sponsor konusunda ben ciddi birşey yapılmadığjnı sanıyorum. Bu bir algı yaratma işidir. Wozniacki'yi bu ülkede 500 kişi tanımıyorken THY ona sponsor oldu ve bildiğim kadarıyla ciddi bir kazık yedi.
Satranç okullar, veliler, öğrenciler için cazip bir spor; tümünün reklamcılar için ciddi bir potansiyeli var. Satranç bir akıl oyunu. Hafif ulaşılamaz bir yanı var. İnsanlar mistik veya yüksek akıl gerektiren şeylere doğal olarak hayrandır. Bunu kullanmak, işlemek lazım.
Fazladan, bir Türkiye Satranç Birinciliği için gerekli sponsorluk çok pahalı birşey değil. THY, Turkcell, İş Bankası gibi devasa kurumların başka sponsorluklar için savurdukları paranın yanında hafif kalır.
7) Eşzamanlı olarak aynı mekanda yapılacak Türkiye Kadınlar Birinciliği, Türkiye Görme Engelliler Birinciliği ve Türkiye Gençler Şampiyonluğu mekanı ve olayı zenginleştirir. Corus'un A-B-C kategorisi (ve istenirse eklenebilecek bir open turnuva) ile organizasyonun sadece 20 kişi etrafında dönmemesi sağlanabilir.
8.) Yine eşzamanlı olarak hakemlerle yıllık seminer, sponsorlarla büyük satranç oyuncularının bir araya geleceği toplantılar, davet edilen bazı büyük uluslararası oyuncularla bir şenliğe dönüşebilir. Bilemiyorum Kramnik masrafları karşılanıp 1 günlüğüne seminer vermek ve turnuvada bulunmak için davet edilemez mi? Veya Karpov, veya Anand, Magnus Carlsen... Bence mümkün.
Federasyon yıllık kararlarını bu mekanda alabilir. Siyasiler, basın, halkın gözünde belli yere gelmiş kişiler, şahsi ilişkiler kullanılarak davet edilebilir. Kimse satranç ilgi çekmeyen bir oyundur demesin, bunlar denenmiyor.
Yahu bu ülkede "metropoliten ikonografileri bienaline" gitmeyen aydını dövüyorlar.
9) Turnuva bülteni... Bu aslında bir ritüel olmalı. Turnuva bülteni, oraya gelen en elit ve formda oyuncularının maçlarının basılıp dağıtılacağı bir materyal. Hem tarihsel önemi var (kayıt altına alma) hem motivasyon değeri.
Aklıma gelenler bunlar. Ha bir de:
10) Hagi. Valla büyük oyuncuydu