Yorum Sayısı: 198
Konu Sayısı: 18
Üyelik Tarihi: Oct 2012
edörtebes in il temsilcileri başlığındaki merakını gidermek adına ayrı bir başlık açma ihtiyacı hissettiğimden müsadelerinizle burada tekrar yazıyorum.
1800 raiting bütün dünyada kabul görmüş olan asgari satranç bilme sınırıdır. bizimde gerçek nitelikli camiamız 1800 raiting ve üzeridir . satrancın kurmayları ; (hakemler, antrenör yardımcıları, il temsilcileri, genel kurul delegeleri, kulüp yöneticileri,kulüp kurma yetkisi olan kişiler) onlar arasından seçilmelidir . ama bu kesinlikle çerçeve statümüz ve yönetmeliklerimizle desteklenmelidir .
daha öncede söyledim . il temsilcilerini seçme yetkisi ince bir siyasi manevra ile bölge müdürlüklerinden ve valiliklerden alınıp GSGM ye verilmiş . bir gün siyaset abdullah gül ü, kemal kılıçtaroğlu'nu, devlet bahçeli'yi siyaseti bıraktıklarında bizim başımıza başkan , yönetici yaparsa şaşırmamak lazım . bir gün cumhurbaşkanlığı yapmış birini size başkan yaptık yine yaranamadık derler .
satranççı kesinlikle siyasetle uğraşmamalıdır . elbette içimizden siyasetçi çıkacaktır ,ama kim gelirse gelsin herkesle uyum sağlayabilmeli ve satranççı olarak satrançtan başka bir şey düşünmemeliyiz. siyasete gücümüz yetmez , içimizde siyaset yaparsak parça parça bölünürüz.
peki ne yapmalıyız.
satranç camiamızın 1800 raiting ve üzeri olduğunu görmeli ve çerçeve statümüzü ona göre dizayn etmeliyiz . böylece gelen her hangi bir siyasetçi ne yaparsa yapsın karşısında yine muhatap olarak satranççıları bulacaktır .
buna kurumsallaşma denir .
saygılarımla. muzaffer şekerli ADANA .
Yorum Sayısı: 4
Konu Sayısı: 0
Üyelik Tarihi: Jan 2013
Sayın MuzafferŞekerli,
Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Yazınızın son kısımlarına kalbi olarak katılıyorum. Kurumsallaşma dileklerimizin gerçekleşmesi dileğiyle selam ve saygılar.
Yorum Sayısı: 78
Konu Sayısı: 10
Üyelik Tarihi: Nov 2010
Sayın Şekerli'nin kurumsallaşma adına söylediklerine tamamen katılıyorum.
Gerçekten de, satranca dair verilen hizmetlerin her çeşidi ve her kademesinde görev alan arkadaşların "bir miktar" satranç bilmeleri elzem. Bu konudaki sıkıntıların sıklıkla dile getirildiğini de görüyoruz.
Gelgelelim, 1800 rakamının dünyada ne şekilde kabul gördüğüne bakmak lazım. Soğuk rakamlar kişinin satranç bilgisi hakkında her zaman en net bilgiyi sağlayamayabilir. Konu bu olduğu için baktım, Sayın Şekerli elan 1884 UKD sahibi. Acaba bu yazıda koyduğu 1800 çıtasını, kendi 1800'ün altında olduğunda da aynı yerde tutacak mıydı, ya da ben "2000'in altı satrançtan anlamaz" desem, bu konudaki yorumum en az Sayın Şekerli'nin yorumu kadar değer taşıyor olmayacak mı? Herhalde olacaktır zira satranç bilgisini ve kültürünü yalnız UKD'ye indirgediğimiz vaziyette, benim Sayın Şekerli'den daha iyi bir pozisyonda olduğum ve dolayıyla sözümün daha değerli olduğu gibi bir sonuç çıkacaktır.
Satranç hakeminin ve eğitmeninin satrançtan anlaması şart. Bunun için somut bir takım kriterler de konulmalı; bu da makbul. Ancak, camiada öyle adamlar tanıyorum ki tek resmi turnuva oynamadığı için (sevmiyor adam müsabaka stresini örneğin) UKD'si olmayan, ama en az sizin-benim kadar hem satrancın hem de camianın içinde kişiler var.
Örneğin efsanevi Naci San'ın adı UKD listesinde yok, ne yapacağız?
Kişileri sayılara indirgeyip ölçebileceğimizi düşünenlerin sayısının çok fazla olmadığını düşünüyorum.
Yorum Sayısı: 198
Konu Sayısı: 18
Üyelik Tarihi: Oct 2012
naci san ve diğerlerinin müktesep hakları var . hak kazanmış kişilerin hakkı ellerinden alınmaz .
1800 raiting satrançcının diploması demektir . sayın başkanımız kusura bakmasınlar FİDE nin ilk yüz listesine giremedik ama hamdolsun 1800 raitingi geçip satarnççı diye diploma aldık . eğer FİDE nin ilk yüz listesine girmiş satranççılardan federasyona bir danışman alınırsa , sanırım onunda diyeceği bizim söylediklerimiz olacaktır . bizim dediklerimizi yapmasın sayın başkanımız , bari onun dediklerini yapsın . acaba danıştığı ve görev verdiği kişiler FİDE nin ilk yüz listesindemidir ve nasıl kişilerdir ...
ayrıca şunu anlamak zor değil sanırım . satrançta raitinge göre liyakat verilmez ama kurumsallaşmış bir satranç federasyonunda 1800 raitingin altında iken görev alanlar, ancak ve ancak vekaleten görev yaparlar .
Yorum Sayısı: 78
Konu Sayısı: 10
Üyelik Tarihi: Nov 2010
Daha önce belirtmiş olduğum gibi benim görüşüm de yönetimde ve eğitimde görev alacakların belirli bir satranç anlayışına sahip olmaları gerektiği yönünde. Yalnız 1800 gibi bir kriterin tek başına kullanılmasının uygun olduğu hususunda çekincem var.
Bunun yerine, belki bir kaç kriter belirlenip söz konusu kişinin o kriterlerden çoğunu tutturuyor olması beklenebilir.
Örneğin:
1- Ratingi 1800'ün üzerinde mi?
2- En az 20 resmi turnuva oynamış mı?
3- En az beş yıldır lisans sahibi mi?
Bu kriterlerin en az ikisini tutturan kişinin satranç bilirlik açısından uygun olduğu düşünülebilir.
Bu kriterler ve kriter sayısı elbette afaki ve yalnızca fikri geliştirebilmek açısından varlar.
Bir şekilde 1800 üstüne çıkamamış da olsa, en az beş yıldır 20 turnuva oynamış birine de görev alabilme olanağı sağlanmış olabilir böylece.
Ayrıca Naci Bey örneğindeki gibi istisnai durumlar için ise, yukarıdaki kriterleri tutturan belirli (yüksek; örneğin 30) sayıda kişinin "Camiamızdandır, satrancı bilir" kabilinden bir ifadenin altına imza atmasıyla da böyle bir hak tanınabilir.
Böylece hem yönetici ya da eğiticide bulunması zorunlu olan satranç kültürü ve altyapısının varlığı sağlanmış, hem de gerçek satranççıların görev alırken bürokratik engellere takılmasının önüne geçilmiş olur.
Yorum Sayısı: 198
Konu Sayısı: 18
Üyelik Tarihi: Oct 2012
il temsilciliklerindeki sıkı tartışmayı anında ve yakından izliyorum . buradaki konu oranın tamamlayıcısı ve benim açtığım konudur . fikirlerimin dağılmaması amacıyla buradan yazacak ve olaya iştirak edeceğim .
il temsilciliği modern teşkilatlanmanın olmazsa olmazıdır.bölge, il, ilçe, mahalle hatta apartman temsilciliği olarak devam eder . spor bakanlığı kurulunca devlet illerde il temsilciliği ihdas etti . memur kategorisinde , spor bölge müdürlükleri tarafından önerilen ,valilik tarafından atanan, maaşı olmayan kimselerdir bunlar . maaşı olmadığı için bölge müdürlükleride spor kulüplerinin katıldığı seçimle belirlemeyi bir gelenek ve teamül olarak benimsemişti . son düzenlemeyle bunun merkezi otoriteye bağlandığı , federasyonların önerisi, GSGM nin onayı ile atanacağını anlaşılıyor .
bu şu demektir. eski çamlar bardak oldu . siyasi otorite işin içine girdi artık. siyasi otoritenin istediği olacak ve spor bakanlığı hangi siyasi partinin ise o siyasi partinin milletvekilleri , parti il başkanları işin içinde olacak demektir .il temsilcisi olmak isteyen akadaşlara buradan özellikle öneriyorum , hemen parti il başkanları ile temas kurun onlarıda bu konuda uyandırın .
bundan sonra ne değişecek:
eskidende siyasi otorite işin içinde idi ama satranç federasyonu kendi bölge ve il temsilcileri ile devletin il temsilcilerini denetleyebiliyordu , merkezi siyasi otorite vasıtası ile bölge müdürlükleri ve il temsilcilerine her türlü baskıyı yapabiliyorlardı . görevden aldırabiliyorlardı . peki şimdi ne olacak
sırtı kalın bir il temsilcisi bile satranç federasyonu ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynayabilecek, hatta özellikle istanbul , ankara izmir , bursa antalya , adana gibi üç dört il temsilcisi bir araya gelince federasyonu bile görevden aldırabilecektir . iş böyle bir noktaya gelince ne olacak peki!!!!!!!
türkiye satranç federasyonu
mojo jojo ve benim dediklerime gelecek
il temsilciliklerini zaten bir devlet yapılanmasıdır deyip onu yok hükmünde sayacak , ben nev-i şahsına münhasır bir federasyonum diyerek 1800 raiting ve üzerleri ile ilgilenme bilincine varacaktır . ıvır zıvır bölge turnuvalarını o düzenlesin, hatta ne yapacaksa yapsın ama bana dokunmasın , ben kendi içimde teşkilatlanayım , kendi kurumumu kurayım deyip, asli görevi olan 1800 raiting üzeri ile ilgilenmenin ne demek olduğunu anlayacaktır . bu hayırlı neticeyi sanırım 3- 5 yıl içinde göreceğiz .