Ayrı bir başlık açmamak için burada belirtmek istedim. Bugün Hürriyet Gazetesinde çok başarılı bir pr çalışması vardı, 4 genç yeteneklerimiz Vahap, Cemil Can, Handenur ve Nezihe olağanüstü güzel röportajlar vermiş. Hürriyet Cumartesi'nin tam orta 2 sayfasını kapatan bu 4 röportaj, para dökseniz binlerce lira tutacak bir satranç reklamına eşdeğer.
Arman röportajı çok güzel kurgulamış. Az soru, hedefe yönelik ve net sorular, harika görseller, Handenur'la birlikte meselenin toplumsal yönüne mükemmel dokunduruş, diğer yeteneklerin de enerjik ve yetenekli cevapları üzerinden nefis bir sunum.
Satranca hiç ilgi duymayan binlerce insan için bu röportaj, bambaşka bir algı oluşturacak nitelikte. "Satranç sıkıcı, bunaltıcı ve içe kapanık zor bir oyundur" genel algısının tam tersine, "kreatif, estetik, keyifli ,gençler için çok havalı, engelliler için hayata bağlayıcı ve renkli bir dünya" mesajları veriyor.
Kim düşünmüş bilmiyorum ama işin içine Arman girdiğine göre belli ki TSF oturup iyi çalışmış.
Daha önce Galatasaray Satranç Kulübü açılması sırasında TSF'ye teşekkür yazmıştım, bu da ayrı bir teşekkür hak ediyor. Çok eleştirdiğim TSF'nin en önemli işlerinden ve başarılarından biri diyebilirim.
Satranç mutlaka üst yapıdan gitmesi gereken bir oyun. Dünyada da bu işin propaganda veya halkla ilişkiler tarafı maalesef rezalet. Kimsenin anlamadığı poker oyunları Eurosport'tan naklen yayınlanırken, satranç hiçbir zaman ekrana, gündeme veya manşetlere giremiyor.
Bence algı yönetimi açısından bu seviyede fırça darbeleri gerekli. Eğer satranç yukarıdan parlatılabilirse, gelir kaynakları da, oyuna katılım çapı da büyüyecek.
TSF yönetimi gerçekten güzel iş yapmış. Zordur biliyorum ama bu halkla ilişkiler ve olumlu propaganda çalışmasının bir plana da bağlı olarak, süreklilik arz etmesini umut ederim.
Ve son not. Toplumsal tarafı bir yana bu röportaj, bu 4 oyuncu için 100 ELO getirecek bir motivasyondur. Herkes kendisini Türkiye'deki en önemli gazetenin orta sayfasını işgal ederken görmek ister. Bu yönüyle de özellikle bu 4 çocuğumuz açısından da bu işin gerçekleşmesine ön ayak olanların aklına sağlık.
Bir kaç harika highlight:
-Satranç senin için ne ifade ediyor?
- Çok şey. Beni hayata bağlıyor. Güç veriyor. Bir de inanılmaz renkli bir dünya. (...)
- Maç öncesi dikkat ettiğin şeyler var mı?
- Uykuma dikkat ederim. Bir de ayran içmem (Handenur Şahin).
- Sence zekilerin oyunu mu bu?
- Bence en önemli kriter zeka değil. Zekadan çok çalışma ve azim. Düzenli çalışmadıkça kimse kimse seni bir adım öteye götüremiyor. Satrancın en önemli kuralı, kendi kendine çalışmayı bileceksin (Nezihe Ezgi Menzi)
- Bu oyunun en çok hangi tarafında iyisin?
- Yaratıcılığımı ön planda tutuyorum. En önemli tarafım bu.Bilmediğim bir pozisyona, yaratıcılığımla farklı bir bakış açısıyla girebiliyorum. Genelde insanlar güvenli suları severler, rahat olmadıkları alanlarda çökerler. Ben asıl orada daha rahat oynuyorum (Cemil Can Ali Marandi)
- Nasıl bir programın var?
10 senedir düzenli çalışıyorum. İki ay çalışmayı bıraktım kafam yavaşladı. Tahta bana eskiden küçücük bir şey gelirdi. Oynamayı bıraktım kontrol edemedim, büyük gibi geldi. Sürekli antrenman yapmak gerekiyor (Vahap Şanal)
Ve en sevdiğim:
- Kızlar çok konsantre olamıyor. Ben mesela tam konsantreyim, aklımdan çok az şey geçiyor ama karşımda saçıyla oynayan bir kız var
(Vahap Şanal)