27 Kasım 2010 Mali Genel Kurul Delegelerine Açık Mektup!
#1
Sayın delege,

Önümüzdeki Mali Genel Kurul, hepimizin bildiği gibi, bir seçim değildir.
Orada bir isim veya bir ekip tercihi yapılmayacak, Sayın Başkan’ın ibra edilmemesi durumunda, mevcut yönetime karşı başka bir listeye görev verilmeyecektir.

Mali Genel Kurul, bir hesap sorma yeridir.
Delegeler, başta tüm satranç camiası olmak üzere, vergisini veren tüm yurttaşlar adına Ali Nihat Yazıcı yönetiminden hesap soracaktır.

Kaldı ki Sayın Başkan’ın aklanmaması, kesinlikle paraları cebe indirdiği anlamına gelmez. Elindeki olanakları ne denli doğru yerlere kullandığını kamuoyuna ve delegelere izah edemeyen bir başkan da Mali Genel Kurul’da indirilebilir!

Ne yazık ki Başkan Yazıcı, kötü alışkanlıklarından kurtulamamakta, her zaman olduğu gibi konuyu kişiselleştirmektedir. Aldığım haberlere göre, Sayın Yazıcı yaptığı bazı il ziyaretlerinde, bunun bir seçim olmadığını kendisini ibra etmeyen delegelerin, şahsına hakaret etmiş olacağını ve haysiyetiyle oynanmış olacağını iddia etmektedir.

Günlerdir federasyonumuz hakkında Newyork Times’dan tutun da, Sözcü ve Sabah gazetelerine kadar pek çok yerde, rüşvet iddialarını içeren haberler çıkmaktadır. Maalesef sözkonusu gazetelerde dile getirilen iddialar, camiamız açısından yenilir yutulur şeyler değildir.

Bunların yanı sıra Sayın Başkan, son dönemde köşesinden tam dört defa camiamıza seslenmiştir.

Bunların üç tanesi, tehditkar bir üslupla kaleme alınmış yazılar olup; bir tanesi de bundan sonrasıyla ilgili, federasyonun yeni lisans projesini anlatan bir propaganda yazısıdır.. Diğer asbaşkanların da köşe yazılarına baktığımızda, Sayın Kuvay Sanlı’ya yönelik bir saldırı kampanyası başlatıldığını görmekteyiz.

Kuvay Sanlı kimdir?
Ne iş yapmaktadır?
Neden istifa etmiştir?

Bunların hiçbiri şu anda bizleri ilgilendirmemektedir.

Sizlere soruyorum; hakkındaki iddialar Avrupa’nın pek çok ülkesinde tartışılır hale gelmiş olan bir federasyonun, Mali Genel Kurul’da konuşacağı konu bu mudur?

Hakkında, Dünya’nın dört bucağında rüşvet iddiaları dillendirilen bir yönetimin, Kuvay Sanlı’dan başka konuşacak konusu yok mudur?

Mali Genel Kurul’da zaten ilgili raporların yanıtlanması için yeterli süre olmayacağı malumunuzdur. O halde kendini bir an evvel aklamak isteyen bir yönetim, hesabını veremeyeceği hiçbir şeyi yapmadığını iddia eden bir başkan, kendini aklamak için Mali Genel Kurul’u neden beklemektedir? Sayın Yazıcı’ya yakışan, bir an evvel bizleri aydınlatarak, hepimizin olmasını istediği masumiyetini ispat etmek değil midir?

Şu andaki yönetim, Mali Genel Kurul’da kendini aklama adına, iddialara yanıt vermek için ayrılan sürenin yetersiz olmasından endişe etmemekte midir? Ve anlamıyorum; neden sürenin kısıtlı olduğundan yakınması gerekenler bizleriz?

Bir şey daha merak ediyorum..

Sayın Yazıcı Mali Genel Kurul’daki konuşma süresinin ne kadarını Kuvay Sanlı’ya ayırmıştır? Artı, geriye kalan sürenin ne kadarı geçmişte yaptıkları icraatlarla ilgilidir? Ve ne kadar sürede gelecek güzel(!) günlerden bahsedecektir?

Bütün bunlardan arta kalan zamanda mı sorularımıza cevap verecektir?

Sayın delege,

Vakit; yasaların bizler adına sizlere verdiği hakları kullanarak, Başkan’dan ve onun yönetiminden hesap sorma vaktidir.

Kişisel husumetlerinizi de, dostluklarınızı da bir kenara bırakmanız bu kadar zor mudur?

Başkan’ın her şeyi kişiselleştirerek, hiçbir şey açıklamaksızın, önümüzdeki Mali Genel Kurul’u şahsına yönelik bir güvenoylamasına dönüştürmesine hiç kimse ses çıkarmayacak mıdır?

Ankara’da cumartesi günü, Başkan’ın defalarca edeceğini tahmin ettiğim yeminlerini delil kabul eden bir Mali Genel Kurul yapılacaksa, bunca prosedüre ve masrafa ne gerek vardır?

İki yılda bir başkanlar çıkıp, mali durumla ilgili hiçbir bilgi vermeden “namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum” diye bağırırlarsa, onlar artık aklanmış mı sayılmalıdır? Hukuk devletinde olması gereken bu mudur?

Mali Genel Kurullar, yalnızca alıngan olmayan başkanların federasyonlarında mı yapılmalıdır?

Sayın delege,

Sırtınızdaki yük; vergisini veren dürüst yurttaşların, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkıdır, ve bilmelisiniz ki çok ağırdır.

Ya gerçek anlamda hesap soracak ve ilgili raporlara, harcamalara bakarak Ali Nihat Yazıcı’yı ibra edecek veya tercihinize göre ibra etmeyeceksiniz; ya da gözünüzü kapatıp Ali Nihat Yazıcı lehine veya aleyhine elinizi kaldıracaksınız.

Kararınız her ne yönde olursa olsun, Sayın Başkan’ın mali raporlarla ilgili sözlerine bağlı olarak bir karar vermelisiniz! Eski Asbaşkan Kuvay Sanlı’nın istifası, Sayın Yazıcı’nın Dünya’da satranç efsanesi olduğumuz yönündeki iddiaları, bizi bekleyen güzel(!) günler, Başkan’ın bol “hodri meydan”lı yazıları ve hatta geçmişte yaptığı olumlu işler; 27 Kasım’daki toplantının konusu değildir!

27 Kasım 2010 günü sonuç ne olursa olsun, camiamıza hayırlı olması dileklerimle..
Ara
Cevapla
#2
Kısa bir ek:

Bu mektubu okuması gerekenlerden biri de Sayın Yazıcı'dır..

Bir satranççının yapacağı iyi hamleler tahmin edilebilir, bu mümkündür.

Eğer birisinin yapacağı kötü hamleler de tahmin edilebiliyorsa, o iyi bir satranççı değildir!

Sayın Yazıcı'nın yaptığı ve yapacağı hatalar ortadadır, sonumuz hayır olsun!
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi