KULÜPLERE YARDIM
#1
Saygıdeğer Satranç Camiası, genel kurula katılmadım. Satranç TV den izledim. Benim dikkatimi çeken bir konu var ki bu hayhuy arasında güme gitsin istemedim.Sayın Başkan Ali Nihat Yazıcının açıkladığı kulüplere yardım konusu. Bu nedir? Bu olacak şey midir? Bu açıkça 2008 seçimlerinin para vaadiyle kazanıldığının ve daha sonra bu vaadedilen paraların dağıtıldığı anlamına gelir ki, bu KOCAMAN BİR AYIPTIR. Ben konuyu sadece açıp burada bırakmak istiyorum. Açıklama Federasyon Başkanından geliyor. Çok önemli. Adı geçen kulüpler buradan açıklamak zorundalar, bu paralar neyin karşılığı idi. Federasyon Başkanı açıklamak zorundadır.Kendilerine oyvermeyen kulüplere de bu yardım adı altındaki paradan verilmiş midir. Çünkü ben de o tarihlerde bir kulübün başındaydım ve böyle bir para kesinlikle almadık.Şimdi her kulüp yöneticinden bu açıklamayı bekliyorum. Bu çirkin yükün altında kalmamak için bir açıklama yapmaları gerekir. Yine federasyon yetkililerinden bir açıklama bekliyorum. Bu paralar seçim rüşveti midir? Şimdi ayrı düşselerde Ali Nihat Yazıcı ile Kuvay Sanlı o tarihlerde bu rüşvetlerle bir seçim kazanmışlardır.Adı geçen kulüplerin oy toplamı hiçte küçümsenmeyecek bir sayı tutumaktadır.Yine genel kurulda Sayın Cengiz Keleş'in sorusu cevapsız bırakılmıştır. Bu para kimin parasıdır?
Lütfen bir açıklama.
Selamlar saygılar.
İlyas Ümit-ANTALYA
Ara
Cevapla
#2
Sayın İlyas Ümit

Yazınızdan anlaşılan siz bu yardımları anlamamışsıznız. Açıklaması gayet basit.


Büyük ihtimalle bu paralar için TSF sponsor bulmuştur. Kulüplerede sponsor aracılığı ile dağıtılmıştır.

Yada sosyal girişimcilik olarak ödenmiştir.

Yada kendilerine rozet, anahtarlık, şapka, tshirt masrafı olarak verilmiştir.

Yada kendilerine Türk gecesi düzenlemeleri için verilmiştir.

YOKSA OY İÇİN, DESTEK İÇİN VEYA İBRA İÇİN DEĞİLDİR:

Bu kadarda art niyetli olmayın canım. Demokratik ortamlarda yıkamadıklarınız !!!!! için neden böyle ithamda bulunuyorsunuz
Ara
Cevapla
#3
...
İncecik yanlarına sar beni
Bu nasıl ateştir ki
He uzaklıkta yakar beni...
...


Gelin Bakalım Arkadaşlar!

İstediğiniz gibi oturmak serbest;
eğri
doğru
yan
kaykılarak
ama DOĞRU konuşalım!

Abidin Ünal Yazmıştı:
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2075
Bu linkteki mesaj içerisinde Abidin Ünal'ın antrenörlük ettiği klübün başkanı olan Hasan Arat kardeşimiz de şunları yazmıştı:

Emellerine ulaşanları kutluyorum,başta Antalya camiasını, devamında TSF yönetimini...
Seçim öncesi ve sonrasında Başkan ve şu anda TSF dışında bulunan Asbaşkan verdikleri sözleri tutmadılar.
Başkanın seçim arefesinde ASEM önündeki sohbet toplantısında üst düzey çalışmaların nasıl yapılabileceğini anlatması hala gözümün önünde.Ne yazıkki kendi içlerindeki kısır çekişme verilen sözlerin tutulmasını engelliyor.3 yıllık yapılan protokole sadık kalmalıydılar.
Böyle bir büyükustayı Antalyaya getirebilmek için Abidin ile birlikte nasıl çırpındığımızı düşünüyorum,bir kez daha kahroluyorum.
Yıllardan beri çocuklarımızın üst düzey satranç eğitim alamadıklarından şikayet eden veliler,hocalar nerede.
Hakikaten lüksmüş!! Antalyamızda ki mevcut üst düzey antrenörlerle devam ederiz artık.
Çalışamaların başından beri destek olan velilerimize bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum.Zor anlarımızda hep yanımızda oldular.
Şimdi onlar için sevinme zamanı,arkalarına yaslansınlar,sigaralarını,purolarını yaksınlar,rahatça çaylarını viskilerini yudumlasınlar.Başka nerede faydalı birşey yapmaya çalışıyorlar onu araştırıp çomak soksunlar.
Saygılarımla...


Böyle bir yazıyı "saygılarımla" diye bitrebilecek denli centilmen, cana yakın, fedakar olarak tanıdığım Hasan Arat arkadaşım birisi...

Bu konuda forumu açan, bugüne değin üstümdeki emeğini hiç bir koşulda reddedemeyeceğim Abidin Ünal arkadaşım diğeri..

Şimdi diğer sorulara geçmeden önce Mali Genel kurula bir göz atalım:

RAMAZAN SAVAŞ
ULUDAĞ
PAMUKKALE
ODTÜ
DENİZ GENÇLİK

Ali Nihat Yazıcı'nın federasyon tarafından para ödediğine dair ismini zikrettiği kulüpler bunlardır ve bunlar içerisinde bir tek DENİZ GENÇLİK spor kulübü başkanı TAYFUN TÜRKER kükreyerek yerinden fırlamış ve "BEN BEŞ KURUŞ PARA ALMADIM" haykırarak diyerek kürsüye yürümüştür...

Tayfun arkadaşımı orada zor durdurdum. Çünkü öfkesi fiziki şiddete dökülmek noktasındaydı. Atılan iftira ve divanın bu iftira karşısında kendisine söz bile vermeyişi, öfkeyi "silah çekmeye" zorluyordu!
Böylesi bir onursuzluğa belki de gösterilmesi gereken tepki bundan daha fazla olmalıdır. Ancak Diğer kulüp temsilcileri bu olaya karşı niye ses çıkarmamışlardır?

Bu konu konuşulurken Abidin Ünal arkadaşı salonda aradım. Buldum ve "Burayı iyi dinle" dedim. Abidin Ünal Ramazan Savaş SK Antrenörü ve delegesidir. Ramazan Savaş'ın "tek karar vericisi" konumu herkesçe biliniyor.

Ramazan Savaş Spor kulübü 2010 Yılı Konya Seçmelerine az daha katılamayacaktı. Bu konudaki öyküsü dillere destan olmuştur Antalya'da. Parasızlıktan neredeyse Konya'ya gidemeyecekken, son anda Yapı Kredi Bankasının Müdürü sponsor olarak devreye girmiş ve kulüp Konya'ya gidebilmiş ve şampiyon olarak da turnuvadan çıkmıştır.

Ancak Yapı Kredi bankası müdürü (Bu sponsorluğun spekülasyonlarla alakası yoktur!) devreye girinceye değin gelişen süreç içler acısı bir süreçtir. Kulüp kendisi için oynayacak oyunculara "Konya'ya gidemiyoruz" diye haber yolladığı bir noktada iken, Konya'ya gitme şansı doğmuştur.

Şimdi buraya dikkat:

17.500 YTL para aldığı iddia edilen Ramazan Savaş SK bu rakamı inkar etmemiştir salonda. Edemez de! TSF'nin “Kulüpleri Destekleme Proğramı” (?) doğrultusunda bu rakam kendilerine ödenmiştir. Çünkü daha fazlasını alamadığı için Konya'ya gidemeyecek duruma düşmüşlerdir. Daha fazlasını alamadıkları için de o tarihlerde federasyon temsilcisi Kuvay Sanlı ile araları açılmıştır.
Tam bu Noktada Abidin şunu söyler:

-Kuvay siz bize söz verdiniz bizi yarı yolda bıraktınız!
-Abidin, ben sizi yarı yolda bırakmadım, Federasyon kesti parayı. Ben nerden vereyim sana parayı?
-Ama söz verdiniz!?...

Şimdi burada Federasyon’un Kulüplere para aktardığı aşikardır.
Federasyon bazı kulüplere niye para vermiştir?
Federasyonun "Kulüplere Yardım" adı altında ayırdığı bir fon var mıdır?
Varsa eğer bu fondan hangi kulüpler neye göre, ne kadar para almışlardır? Bu aktarma işinde de Kuvay Sanlı görev aldı mı?

Eğer Kuvay Sanlı böyle bir görev aldı da, bu “görevi” yönetim kurulu kararı olmadan yerine getirmişse bu bir ilke ihlalidir. Aynı zamanda kasa açığıdır. Bu kasa açığı nasıl kapatıldı ya da bu giderin adı nedir kayıtlarda?

Ali Nihat Yazıcı'nın genel kurulda "Kuvay söz verdiği için biz bu paraları ödedik" demesi nasıl bir ilkedir?
Kuvay söz verdiyse Kuvay ödesin, ferderasyona ne oluyor?
Federasyon ödüyorsa Kuvay'ın suçu ne?

Beni Kuvay Sanlı ile tanıştıran Abidin Ünal arkadaştır.
Kadim dostu Kuvay Sanlı’yı terk eden Abidin Ünal, 2008'de Kuvay ile olan dostluğu nedeniyle yönetimi destekleyen Abidin Ünal, bu kez hangi gerekçe ile Ali Nihat Yazıcı’nın yanında olmuştur?

Para sözü veren Kuvay görünse de, parayı ödeyen Federasyondur. Parayı ödediklerini Ali Nihat Yazıcı açıkladı. İyi de bu açıklama bir "açık" değil mi? her şey apaçık değil mi? 67 kişi neye el kaldırdı acaba?

Son olarak, Sarhan Guliyev'in "biletini kesen" bu yönetime, Ramazan Savaş SK. delegeleri Sarhan Guliyev ile ilgili hesap sormuş mudur?

"Sarhan Guliyev Antalya için bir lükstür" diyenlerle nasıl oldu da anlaştınız? Neydi sizi Antalya'da çatıştırıp da, Ankara'da kolkola sokan?
Sarhan Guliyev'e nasıl bir açıklma yaptınız? Ahde vefa bu mu? "Yazık.." diye başlık koymuştu Hasan Arat yazısına. Bu başlık hakkında bize biraz Türkçe dersi verebilir mi?

Kuvay Sanlı size verdiği para sözünü(?) tutamadı diye hem Kuvay'a hem Ali Nihat Yazıcı'ya vermiş veriştirmiştiniz, yukarıda görüldüğü gibi tavır almıştınız.
Peki Ali Nihat Yazıcı ne yaptı da sizi bu tavrınızdan vaz geçirdi?... Beni ikna edin ben de sizinle olayım...

Evet; Deniz Gençlik Spor Kulübü orada haykırdı. Onun haricinde orada adı geçen ve para aldığı halde adı geçmeyen kulüpler;
Dökün bakalım eteklerinizi!...
Ya da rica edin de, Satranç AŞ. ürünleri arasına "Şakira Kemeri" de koysunlar. İndirimli olarak ya da "Kulüplere Yardım Fonu" kapsamında sizlere bire tane yollasınlar, eteklerinizdeki taşların sesini bastırsın!...
Cevapla
#4
Yukardaki mesajımdan sonra Hasan Arat arkadaş tarafından arandım.
Konya'ya giderken herhangi bir Yapı Kredi Bankası Müdürünün sponsor olmadığını iletmiştir.

Bu sponsorluk konusunun esasen tartışılan konu ile alakası yoktur. Ayraç içerisinde bunu belirtmiştim zaten. Ancak Hasan arkadaşın itirazı benim bu bilgimin doğru olmadığı yönündedir. Yarın kulak doktoruna gitmem gerektiğini düşünüyorum. Ben yanlış duymuş olayım. Ancak zaten konu bu değildir. Ramazan Savaş Spor Kulübünün o sıralar içinde bulunduğu ekonomik kriz anlatılmak istenmiştir. Bu krizin nedeni olarak da Federasyon tarafından söz verilen para yardımının yerine getirilmediği söylenmekte ve bunun sorumlusu olarak d ozaman için federasyonun temsilcisi konumunda olan Kuvay Sanlı'yı suçlamaktaydılar. Konunun bu bağlamda ele alınması gerekmektedir.

Yapı Kredi Bankası Sponsorluğu konusu bu konu ile alakalı değildir zaten. Bu nedenle bu konudaki satırlarımı geri alıyorum. (Şimdilik...)

Saygılarımla.
Cevapla
#5
Sevgili Hüseyin,

Yukarıdaki alıntında söz konusu olan; ileri seviye eğitim çalışmaları ve Sarhan'la ilgili konudur. Benim Sarhan için verdiğim emek ve mücadele ortadadır. Herkesin bilgisindedir.

Diğer konularda biraz yanlış ve eksik bilgi ile çıkarımlarda bulunmaya çalışıyorsun. Bu konularda gerekli zamanda gerekli açıklamaları yapacağım. Ancak yukarıdaki satırlardaki yanlış düzlemi dikkate alarak değil. İşittiğin herşeyi, isimleri de anarak buraya taşımak konusunda biraz daha hassasiyet göstermeni dilerim. Böyle olunca bir irdeleme değil, sadece bilgi kirliliği oluşmaktadır.

Şu kadarını hemen söyleyebilirim: Satranç için 1996 yılından bu yana, bir çok zeminde elimden gelen maddi desteği verdiğimi hemen herkes bilir. Antalya kulüpleri ile yakınlığım da bilinir. Bir çok kulüp yöneticimiz, yönetim kurulu ve diğer kurullarda görev almaktadır. Kulüpler hep, bu işi sevgiyle üslenmiş kişilerin özverisi ile yaşamaktadırlar. Satranç kulüplerimiz için kurumsal bir yapıdan, düzenli bir gelirden söz edebilmek mümkün değildir. Öğretmen arkadaşlarımız, kredi kartlarına borçlanarak ve benzeri örneklerle birçok kulübümüz ancak yaşayabilmektedirler. Koskoca Beşiktaş dahi bu yılı zorlukla geçirmiştir. Satranç kulüplerinin gelir elde edebilecekleri bir konjonktür bugün için yoktur.

Hal böyleyken, oynadığımız, birlikte kurduğumuz ve yaşatmaya çalıştığımız kulüpler için çevremdeki hemen herkes yardımlarda bulunmuştur. Türk Satranç Vakfı'nı da kurarken de, hep kişilerin öz verisi söz konusu olmuştur. Ogün sizlerle ASEM'e üye olurken de aynı düşünceyle hareket ettim: Yaşatmalıyız!

Arkadaşlık ilişkileriyle yürüttüğümüz konuların, federasyonla ilgisi varmış gibi gösterilmesi anlamsız ve yanlış bir tutumdur. Böylesi bir ödemeyi federasyon hiçbir kalem altında yapamaz. Meydan o kadar da boş değildir.

Kulüp kulüp diyoruz: Sanki kurumsal yapıda onlarca kulüp, yıllık bütçeleri dahilinde hareket ediyor. Şu isimlere bir bakalım. Mesela Abidin: Hakem, eğitici, oyuncu, veli, teknik kurul başkanı, ilde görevleri var ve kulüp yöneticisi! Mesela Halk Eğitim: Sevgili Hasan Kara'nın bireysel emekleri olmasa Halk Eğitim mi var? Bursa'da Mustafa Bayır Hocamız, İhsan Dirican ellerini cebien atmasalar Tophane yaşar mı? Hemen her takım satranç gönüllüsü kişilerin özverileri ile yaşamaktadırlar. Bu kişiler yarın yönetime geldiklerinde geçmiş desteklerinden ötürü suçlanacaklar mı hemen?

Antalya'da onlarca toplantı yaptık, onlarca arkadaşımız uzaklardan ilçelerden geldiler. Harcırah mı aldılar? Yol parası mı aldılar? Satranç için orada zaman harcadılar. Herkes kendi ölçeğinde elinden geleni yapmıştır ve bir süre daha bu konu ancak ve ancak böyle yürütülebilecektir.

Gül Tülay Hanım Tarsus'u bıraksa, Duman ailesi Ezgi takıma para harcamasa, Manisa'da arkadaşlarımız Doruk Koleji için harcama yapmasalar, Bülent Bey İSEK'i desteklemese, İbrahim Şencan, Çallı için harcamalar yapmasa, sen, ben, diğerleri çekilse . . . Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

Kendimizi kandırmayalım, bir avuç insanız. Birlikte başlayıp birlikte birşeyleri yürütmeye çalıştık hep. Arkadaşlık zemininde. Bu zemini başka yerlere çekmeye çalışanlara bu işten malzeme çıkmaz.

Yazıcı mı? Onun ne yapmaya çalıştığını ben anlayamadım. Sorulara yanıt vermemek için, bir mühendislik çalışması yapmış ve bir sunum hazırlamış.

Aynı mühendislik çalışmasını, yakında yönelteceğim sorular için de yapacaktır umarım.

Konular bu denli yanlış bir zemine çelikip, olmayacak derecede hassas bir terazi de tartılmaya çalışırken yapılan yanlışa dikkatlerinizi çekerim.

Saygılarımla

Kuvay Sanlı
Ara
Cevapla
#6
Kuvay Arkadaşım,

Demişsin ki; "Diğer konularda biraz yanlış ve eksik bilgi ile çıkarımlarda bulunmaya çalışıyorsun."

Ben çıkarımlarda bulunmaya çalışmıyorum!

Mali Genel Kurulda Ali Nihat Yazıcı'nın senin de adını karıştırarak, güya senin 2008 seçimlerinden önce kulüplere destek sözü verdiğini söyleyerek, senin bu sözün doğrultusunda Federasyon kasasından Kulüplere gönderildiğini söylediği paralardan söz ediyorum.
Bunu ben çıkarmadım. Ortaya çıkan bu tablo ile Antalya'da tanık olduğum "fotoğraflar" arasındaki bağları söylüyorum.

Bunları bir ben mi duydum? Tüm genel kurul duydu! Basın duydu!
Merak eden herkes kayıtlardan yeniden izleyebilir. Eğer sansür edilmediyse.

O halde bırakalım da döksün herkes eteğindeki taşı.
Çünkü orada tartışılamadı bunlar. Yalnızca el kaldırılmaya gelinen bir genel kuruldu ki, bu en büyük ayıbıdır genel kurulun. Biz böyle okumadık genel kurul kavramını. Demokrasi dersi başka şeyler anlatır.

Ben konuyla ilgili herkesten kamuoyu önünde açıklama bekliyorum. Yalnızca RAMAZAN SAVAŞ SK. değil,
ULUDAĞ
PAMUKKALE
ODTÜ
Bu kulüplerin de adı geçti, çıksınlar konuşsunlar. Susunca aklanacaklar mı? Bu forum aynı zamanda onların bu konuda üzerlerine atılı suçlamalar konusunda konuşma fırsatıdır bu arkadaşlar için.

Bunlar konuşulmadığı zaman yok mu sayılacak?

Kimseye karşı sırtımda yumurta küfesi yok! Buna rağmen günlerdir uykularım kaçtı. Hasta oldum, yataklara düştüm, kim hangi hakla bize bu eziyeti yapıyor?
Nedir bu kepazelik?
Yeter ya!
Bir ben isem rahatsız olan tamam, bırakıyorum satrancı, neresinden dokunursam, orasından kazanırım ben hayatı.
Yapacak bir yığın mesleğim var benim. Ama başka ülkem yok, anlıyor musunuz? Orada dursun herkes!

Saygılarımla.
Cevapla
#7
Not: İşittiğim her şeyi buraya taşımadım!
Cevapla
#8
Not 2: İşittiğim her şeyi de değer görürsem buraya taşırım.
Cevapla
#9
Ben kendi adıma, kendi eylem ve tasarruflarım hakkında açıklamada bulundum. Tutumum, çizgim, yıllardır bilinir aslında. 2008 seçimleriyle ilgili böyle bir yardım vb. benim yakınımda, çevremde hiç gelişmemiştir.

Yazıcı eğer, federasyon kasısından böyle bir harcama yapıldığı gibi bir beyanda bulunduysa dediğin gibi "ben işitmedim" hemen istifa etmelidir. 2012 İstanbul ve ECU seçimleri için yurt dışında böylesine basiretli davranabilen birisi için bir yorumda bulunamıyorum.

Takım içerisindeyken, dışarıya karşı eleştiri elbette yazmadım. Ancak içeride yazdığım kimi eleştirileri ve kişilerin de yanıtlarının bir kısmını, doğru kanaatin oluşması açısından yakında sizlerle paylaşacağım.

Ben, Yazıcı'ya elbette en yüksek krediyi açarak çalışmaya başladım. Zaman içerisinde, farklılıklar ortaya çıkınca yollararımız zaten ayrılmıştır. Düşününki bu denli olumlu yaklaşan birisi, yaklaşık 13 - 15 ay sonra bütünüyle kişiden uzaklaşmıştır. Onun düşünce şekli, benimkinden oldukça uzaktır. Alt yapılarımız farklıdır. Başkan vekili konumuna getirdiği bir kişinin, sürekli "haset" kokan, kişileri bireysel olarak karşısına alan üslubundan rahatsızlık duymamaktadır. Geçelim diyor ama geçemiyor. Suat Atalık, ne yapmış bu kişiye ki, sürekli onu anara, karşısına alarak kalem oynatıyor. Bu düşük seviyeden ben rahatsızım. Mahalle delikanlısı tarzı, satranç federasyonunun dili olamaz. Bu kişinin de bazı e-postalarını sizlerle paylaşacağım. Madem öyle, herkes herşeyi öğrensin.

Federasyonun maaşlı personeli adeta kelem tetikçiliği yapmaktadır, başkan ise, bundan çekince duymamaktadır. Oysa bu kişi hakkındaki olumsuz kanaatlarının yer aldığı mesajları da yakında sizlerle paylaşacağım.

Bugün Yazcı'nın kalesini koruyan isimlerin kendi aralarında iyi bir iletişim olduğunu mu sanıyorsunuz? Ben çalışma zamanımda bunun aksi çok örnekler gördüm. Belki böyle olduğu için bu kişi hala federasyonda çalışamamaktadır.

Sevgili Betül ilk tur kazandı işittik, ikinci tur kaybetti, haber dahi olmamıştır. Betül ve diğerleri hep kazansınlar isteriz ama mağlubiyeti hiç anmamak bir anlayış sorundur. Yazıcı'nın çizgisiyle benimkisi o kadar farklıdır ki. . . 13 - 15 ay bizi bir arada tutan sadece ve sadece aşırı özverili, üretken çalışma yapımdır.

Özgür forumdaki mesajlar hakkında, kişilere dava açmak gibi bir düşüncede olduklarını dahi işittim. Ne demeli? Hayırlı olsun.

Düşünsenize Malta Federasyon Başkanı'nın karşıladığı tüm giderlerini son derece normal ve doğal karşılayan bir anlayış bu. Ben harcarım diyor. Başkan adayıyım diyor. Kendi adaylığı için yaptığı seyahatlerden harcırah alıyor. Bu tutum bana son derece yanlış gelirken, bu kişiye son derece doğal geliyor. Bu harcamalardan dolayı rahatsızlık hissetmiyor.

İşin içine girince, işlerin iç yüzünü öğrenebiliyorsunuz ancak. Çok yeni bir dava daha kaybettiler. Adana'da tekrar. Gökhan Ölmezoğlu'na karşı.

Ben adımın, Yazıcı'nın eylemleri ile yanyana anılmasından bile rahatsızım. Bunları onaylamadığım için bugün onunla çalışmıyorum. Bana teşekkür mesajlarını da dikkatlerinize sunacağım. Söylediği gibi mi gelişmiş herşey göreceğiz.

Bu seviyeye inmeyi istemezdim ancak, şartlar bunu getirdi.

Ucucuna ibra edilen tek federasyon biziz. Bunun sorumluluğundan başkalarını karalayarak kaçmaya çalışan bu kişiler, hatalarının sorumluluğunu üslenmek durumundadırlar.

Bu açılardan bakıldığında, bu kişinin beyanlarının ve eylemlerinin sorumluluğunu üslenemeyeceğimi açıklıkla tekrar ifade ediyorum.

Saygılarımla
Ara
Cevapla
#10
Foruma girip yazı yazmayı sevmiyorum,ama her yazsısında bizi anmaya devam eden Sayın Hüseyin Aktaş arkadaşımdan inciler olanca hızıyla devam ediyor.Duyduğunu iddia ettiği,daha da duyacağı varsa ve yazmaya gerek duyarsa ki yazacaktır,hayaller kurarak kimleri kırıp incittiğini düşünmeden almadığımız paralarla Konya'ya nasıl gidemiyor olduğumuzdan,son anda okul müdürü ve birkaç velinin katkısı ile son gün karar verip gidip şampiyon olmamızdan duyulan rahatsızlık mı vardır anlayamıyorum.
Benim bu kulübü hangi zorluklarla ayakta tuttuğumu,bir önceki yıl 7000 TL sı kredi çekerek 24 ay kredi taksidi ödediğimi zannediyorum kendiside biliyor.
Benim Sayın Kuvay Sanlıyı'da,Sayın Ali Nihat Yazıcıyı'da geçmiş günlerde eleştirdiğim yazılarım olmuştur.Muhakkak eleştirdiğimiz yönlerde olacak,takdir ettiğimiz zamanlarda olacak.
Bir şey öğrendim,eğer bir mesele varsa kişi ile karşılıklı konuşma gereğidir.Forum köşelerinde birileri hakkında yazı yazmak kolay,bazen ölçüde kaçabiliyor ama karşılıklı konuşunca haksızlık yaptığınızı düşünebiliyorsunuz.
Sayın Tayfun Türker'inde bu sene aynı imkansızlıklarla kredi çekerek takımını başarıya ulaştırmıştır,kendisini tekrar kutluyorum.

Sarhan hocanın Antalyada çalışması için ben Abidin ve Sayın Kuvay Sanlı büyük uğraşlar verdik.Başka kimsenin konuşmaya hakkı yok.Olmadı,bu kadar çalışmaya federasyon da destek olmadı ve hocamız gitti.Federasyona bu yüzden kırgınlığım vardır.Bu konu daha da konuşulacaktır,içimde dinmeyen bir yaradır,ama bunu senin sorgulamaya hakkın yoktur.Bu konuda bir çivi bile çakmayan kimse bizi yargılayamaz.
Aldığımız katkı olsa şu anda hala borç içinde olmazdık.Çıkar ilişkisi ile kimseye oy vermem,bana kimse yönetim kurulu üyeliği falan da teklif etmedi,geçen seçimde olduğu gibi.
Herkes evvela kendi evinin önünü süpürsün.
Saygılarımla...

Hasan Fehmi Arat
Ara
Cevapla
#11
Sevgili Arkadaşlar;
Siz neyi tartışıyorsunuz. Bu paraların seçimden önce söz verildiğini ve seçimden sonra da ödendiğini kimse iddia etmiyor ki. Federasyon başkanı resmen genel kurul salonunda isim vererek açıklıyor. Aynı isimlei ben kullansam ne olur.Hüseyin Arkadaş kullansa ne olur. Benim asıl beklediğim bu aldığı açıklanan(söylenen ya da iddia edilen demiyorum üstüne basa basa açıklanan diyorum ) kulüplerden ve hatta benim yaptığım açıklama gibi diğer kulüplerden de açıklama bekliyorum . Çok basit biz aldık ya da almadık. Acaba adı açıklanmayan başka kulüplerde varmı şaibesinden uzak durmak için.
Yoksa Hüseyin Aktaş ile Kuvay Sanlı nın tartışması toplumun vijdanını tatmin etmiyor. Başkanın açıklamasına göre parayı veren zaten Kuvay . EEE o da vermedim demiyor zaten. Adı geçen kulüplerde almadık demediğine göre şimdi merak edilen başka kulüpler de var mı acaba? Şimdi diğer kulüplerin temsilcilerinin açıklaması bekleniyor.
Esen kalın.
İlyas Ümit-ANTALYA
Ara
Cevapla
#12
Sayın Arat ın yazısı ile benim yazım çakışmış. yazıyı yazdıktan sonra okuyabildim. Kontrpiyede kalmamak için ek bir yazı yazma gereği duydum. Sayın Arat katkıyı alsaydık borç içinde olur muyduk diyorsunuz. Katkıyı almak (hoş buna katkı demek de hafif kalıyor bu resmen seçim rüşvetidir.) başka şey ,borç içinde olmak başka şey.Bağıracaksınız beyefendi bağıracaksınız. BİİİZ ALMADIIIK !!!! diye ve bununla da yetinmeyip bunu ortaya atanlarda hesap soracaksınız. Buraya yazı yazanlardan değil.
Esen kalın
İlyas Ümit-ANTALYA
Ara
Cevapla
#13
Kulüp isimlerini ve bu klüplere ödenen miktarları, bilgisayarından projeksiyonla fona yansıttıktan ve teker teker okuduktan sonra şunu dedi Ali Nihat Yazıcı;

"'Bunlar ne', dedim"
"'Ben seçimde onlara söz verdim', dedi"
"'Olmaz' dedim, derhal kestim, ama bu kulüplere de bu para ödendi!"

Yazıcı'nın bu konuşmalarda "suçladığı" kişi Kuvay arkadaşımızdır.
Parayı aldığını söylediği kulüpler yukarda yazdığım gibidir.

Mantık çok basit aslında:

1- Federasyon bu parayı ödedi mi ödemedi mi?
2- Adı geçen kulüpler bu paraları aldı mı almadı mı?

E, şimdi tüm kulüpler reddederse Ali Beyin konuşmasını nereye koyacağız? Kabul ederlerse paraları nereye koyacağız? Bu paraların TSF muhasebesindeki gider kalemi nedir?

Klüplerden yalnızca Deniz Gençlik orada haykırdı; "BEN BEŞ KURUŞ PARA ALMADIM"...
Ya, Tayfun TÜRKER niye bağırmıştı orada?!
Deli mi tepek mi bu adam?
O deli de diğerleri mi akıllı?
Diğerleri niye haykırmıyor?
Ali bey doğru söylüyorsa Ali beyi niye akladılar?
Ali bey yalan söylüyorsa niye akladılar?

Namert dostun olacağına mert düşmanın olsun!
Yiğidi öldür hakkını yeme!

Ali Nihat Yazıcı orada yalan söylemedi!
Onun yanlışı yalnızca bu işi Kuvay Sanlı'nın üstüne boca etmesi ve "ben sütten çıkmış ak kaşığım" demesiydi!

Yoksa demezler mi adama; -Sen başkansın madem de, ak kaşıksın madem de, yönetim kurulundan biri seçimlerde söz verdiği için kasaya el uzatmış madem, madem böyle şey olmaz, o halde buna niye izin verdin? Haydi yolu şaşırdılar sen görmeden aşırdılar, niye mahkemeye vermedin? Mahkemeye vermedin madem, haksızlıkları giderecek şekilde niye diğer kulüplere de yardım etmedin?
E tabi TSf bu, Türk Kızılayı değil ki...

Herkes konuşacak bu konuda. Tek tavsiyem var; Hiç kimse yalan söylemesin!
Sevgili Hasan,
Sen artık kıpırdamasan?!
Kaz ile kozu karıştırmasan?!
Bir de, sakın ola Sarhan Hoca ile ilgili beni suçlamaya kalkmasan?!

"Drema köprüsü dardır Hasan, dardır geçilmez"...

Paradan geçilir Hasan onurdan geçilmez!...
Cevapla
#14
Sayın Aktaş;
Seviyesiz tartışmanızın içine beni çekmeyi başardınız,sizi tebrik ediyorum.

[color=red]“Dökün bakalım eteklerinizi!...
Ya da rica edin de, Satranç AŞ. ürünleri arasına "Şakira Kemeri" de koysunlar. İndirimli olarak ya da "Kulüplere Yardım Fonu" kapsamında sizlere bire tane yollasınlar, eteklerinizdeki taşların sesini bastırsın[/color]!”

Seviyesiz demekteki kastımı anlamışsınızdır,sayın devrimci olduğunu zanneden arkadaşım.Bu konu neden seni bu kadar çok ilgilendirdi.Sana ne vaad edilmişti de ulaşamayınca kuyruğuna basılmış kedi gibi sağa sola saldırıyorsun.Hangi masa,sandalyeyi kaybettin,mali genel kurulda kimin tetikçiliğini yapıyordun.Eğer samimiysen,onurluysan benim onurumu o lüzumsuz ağzına alacağına bunları açıkla.

Başkasının onuru ile uğraşacağına bi tarihte Limraya yaş gruplarına gitmek için benden aldığın borcunu ödeyerek kendi onurunu kurtarmaya bak.

Sayın Aktaş;

Ben Mali genel kurulda verildiği söylenen yardımın bir kısmını aldım,doğrudur.Bunu benim aldığımı sende biliyorsun.Kimden aldığımı da biliyorsun ama birlikte hareket ettiğin için söyleyemiyorsun.Bu para Sayın Kuvay Sanlı tarafından verilmiştir.Yoksa kulübün kapısına kilit vuracaktık.O ana kadar binbir güçlükle ve kendi imkanlarımı zorlayarak götürebildiğim kulübü kapatmaktan bu şekilde kurtulabildik.Yoksa şimdi böyle bir kulüp olmayacaktı ve bunları yazmıyor olacaktık.Sayın Sanlı o tarihlerde Sarhan hocanın Antalyada ikamesi ilede ilgili yardımlarda bulunmuştur.

[color=red]“Şu kadarını hemen söyleyebilirim: Satranç için 1996 yılından bu yana, bir çok zeminde elimden gelen maddi desteği verdiğimi hemen herkes bilir. Antalya kulüpleri ile yakınlığım da bilinir”[/color]
Sayın Sanlı nında yukarıdaki alıntıda belirttiği gibi yapılan yardım Sayın Sanlı ile kulübümüz arasındadır.Federasyon ile hiçbir alakası yoktur,bunu Kuvay bey’de yukardaki alıntıda zaten belirtmiştir.Kuvay bey ile geçmişte bir hukukumuz oldu,verilen sözler tutulmadığı ve dolayısıyla bende oyuncularıma karşı zor durumda kaldığım için ters düştük,durum bundan ibarettir.


Mali Genel kurul öncesinde Antalya da tüm kulüplerden oy oy diye gezerken neden benim yanıma gelemediniz de Ramazan Savaş’ın arka bahçesinden oy toplamaya çalıştınız.Hani bahsediyorsun ya “Kulüpte tek yetkili” diye zannettiğin Sayın Abidin Ünal neden sizi desteklemedi.Beni çiğneyeceğinimi düşündünüz.

Evet!
Mali Genel kurulda Federasyon lehinde oy kullandık,başka türlüsü düşünülemezdi.Kulüp yönetimi olarak ortak verdiğimiz bir karardır.Bunu kimse sorgulayamaz,sen asla…

Bu şekilde muhalefetle bir yerlere gelemeyeceğinizi sende biliyorsun, kimin kalemşörlüğünü yaptığını zannediyorsun.Senin bu pervasız,haddini aşan tutumunun muhalif kanat içinde hoş karşılanacağını da sanmıyorum.Senin durumun muhalefet için bir kazançmıdır!! düşündürücü.İlginç bir tesbit olacak ama aslında sen konuştukça muhalefet kan kaybediyor,birileri dur diyebilecekmi acaba...

Bu arada;
Sayın Ümit’in bir şeyler bulup çıkarmak için uğraşması boşunadır.O hala kendisine giren kazığın acısı ile düşündüğünü yazarken zorlanıyor sanırım.Fakat bir konu varki değinmeden geçemeyeceğim.Benim bu kulübü kurmama etken Sayın Ümit dir.Ben çocuklarımla ferdi olarak yarışmalara giderken o andaki mevcut kulüplerki bunlardan önemlisi Çallıspor dur,bizlere sahip çıkmamıştır.Kendisi hatırlar Marmaris Yaş gruplarında bizi Antalya kafilesinden ayrı tutup çocuklarımızın Barış’dan maç sonlarında analiz yapmalarına engel olmuştur,sağolsun Barış yinede gizli saklıda olsa bizimle ilgilenmiştir.Ben o zaman kulüp kurmaya karar vermiştim,bu anlamda kendisine teşekkür ederim.


Gündeminizi bu pervasız saldırılara karşı savunma gereği duyarak yazdığım yazı nedeniyle meşgul ettiğim için tüm kamuoyundan özür diliyorum.

Saygılarımla…
Ara
Cevapla
#15
Sayın Arat,

Seviye konusunu okuyucuların yorumuna bırakalım.
Benim kimin kelam ve kalemşörü olduğunu da okuyucuya bırakalım.
Bir tek ayıbına yanıt vereceğim. Diğerlerini satranç kamuoyuna bırakıyorum.

Şöyle demişsin: "Başkasının onuru ile uğraşacağına bi tarihte Limraya yaş gruplarına gitmek için benden aldığın borcunu ödeyerek kendi onurunu kurtarmaya bak."

Ben senden hiç bir zaman Limra'ya gitmek için borç almadım! Ben zaten Limra'ya gidiyordum, kredi kartım ile rezarvasyonu yaptıracaktım, ama sizin parasını ödediğiniz odalardan elinizde fazladan oda kaldığını Abidin bana söyledi ve sizin bu zarardan kurtulmanız için benim size ait odalarda kalmamı önerdi. Kendisine nakdim olmadığını, kredi kartı ile rezarvasyon yapacağımı söyledim! Paranın önemli olmadığını, gerekirse daha sonra ödeyebileceğimi söyledi ve böylelikle size ait odalardan birinde, Abidin ile birlikte kaldık. Abidin'in horlaması ile uyuyamadığım da cabası... Ozaman için "önemli değil" demenize rağmen benim ısrarımla hesabımızı netleştirdik ve sana 150 YTL bir bakiyem kaldı. Çünkü benim yeterli nakdim, senin de post makinen yoktu.

Sonraki günlerde kısa zamanda bende para olmadı. Paranın olduğu zamanlar unutttuğumuz da olmuştur. Bu konudaki rahatsızlığımı ya da "denk getiremeyişimi" seninle konuştuğum da oldu. En son konuşmamızda da çok kötü günler yaşadığımı, borcumu unutmadığımı sana söyledim, sen de "Tamam rahat ol" dedin. Yani ödenmemiş olsa da, aramızda anlaşma içinde olduğumuz bir paradır bu. İnkar ettiğim, aramızda husumet oluşturan bir borç değildir. Bu yüzden buraya malzeme yaparak beni değil, kendini malzeme yapmış oluyorsun.

Abidin'in şöyle bir anekdotu vardır: "Arkadaşını nerde tanırsın?" diye sorar ve yanıtlar: "Yolda, işte, yatakta".

Bu yazıyı yazarken içimden bir ses, "Senin bu adama 150 YTL borcun var, onu öde" dedi. Ama hiç korkmadan o sesten "Bakalım bu konuyu açacak mı" diye bir merak içinde de yazdım yazıyı. Yazıyı yazma nedenlerim konusunda yanılmadığımı gördüm. Herkes de gördü.

Bir insanı tanımak için 150 YTL değil, 50 milyar gibi paralardan vaz geçtiğim olmuştur. Bu kez senin "çekirdek" paranı, senin de iznini alarak, bir müddet elimde tutmuş oldum ve seni 150 YTL'ye tanımış oldum... Bu bir "paranın ağırlığı" öyküsüdür...

İstediğin yerde ve saatte, gerekiyorsa faiz de koyarak alabilirsin 150 YTL'ni. Karşılaşmışken kafan yerinde olursa, bir iki öykü daha anlatırım da, hayatın boyunca nazarlık gibi taşıyacağın bir utancın olur...

TSF'in neden 177 Miyar tanıtım masrafı yaptığı böylece anlaşılıyor. Bu kadar ucuzluğun olduğu bir ülkeyi tanıtmak çok pahalı bir iş olsa gerek. 177 Milyara tanıtabilmişse Ali Nihat Yazıcı, büyük iş başarmış demektir...

Şimdi "bir kısmını aldım, doğrudur" gibi yarım yamalak konuşmayı bırakın da, adam akıllı anlatın. Bana değil, satranç kamuoyuna anlatın. Ben soruları bu ülkenin çocukları adına sordum. Söz konusu olan senin benim ya da şahısların arasındaki alış veriş değildir.

Bir tek ülkemin ve ülkem çocuklarının "tetikçisi" olabilirim ben ve onlar için yalnızca yazı yazmakla kalmayıp, gerektiğinde çok daha fazlasını yapabilirim. Bu yüzden bir daha beni "tetikçilik" gibi aşağılık sözlerle suçlamaya kalkmasın hiç kimse!

Değerli satranç ailesi,

Bu arkadaşlara diğer soruları sizlere bırakıyorum. Benim açımdan yeterlidir bu kadarı...
Saygılarımla.
Cevapla
#16
Herkese merhaba,

Konuya vakıf bir insan değilim o yüzden içerik hakkında bir yazı yazmamın uygun olmayacağını düşündüm.

Bu tarz konuların bu şekilde tartışılmasını doğru bulmuyorum. Birtakım rakamlar içeren konuşmalarda yapılacak en ufak yanlışlar bile insanların şerefine, gururuna dokunabilir. O yüzden bu tartışmaları başka ortamlarda yaptıktan sonra foruma net bilgilerin girilmesini öneriyorum.

Ayrıca Hüseyin bey bu tartışmayı gerçek anlamda başlatan sizsiniz fakat son mesajınızla konuyu 150TL üzerinden bir insanı tanımaya getirdiniz. Bunu da yanlış bulduğumu özellikle belirtmek isterim.

İyi günler...
Ara
Cevapla
#17
Antalya'daki klüplere yardım yapıldığını yaklaşık 1.5 yıl önce duymuştum.Ama bu bilgiyi 1-2 arkadaş dışında kimse ile paylaşmamıştım.Çünkü dedikoduyu yaymak doğru değildir.İftira edenlere yardım ve yataklık etmek anlamına da gelebilir.Ancak 2010 Mali genel Kurulunda yapılan açıklamalar ve bu forumda yazılan yazılardan sonra olaylar dedikodu aşamasını geçmiş,hiç alışık olmadığımız bir şekilde doğrulanmış durumdadır.Antalya ile ilgisi olan herkesin başını ellerinin arasına alıp düşünmesi gereklidir.Eteklerdeki taşların hepsi dökülmüştür.Antalya için belki de bir kan değişimi veya yeniden yapılanma gerekli görünmektedir.Bundan sonraki yazışma ve konuşmalar için daha çok kırıcı olmamaya özen gösterilmelidir.
Sadece Antalya'yı değil tüm satranç toplumunu ele aldığımızda önemli bir gerçeği görebiliriz:Geçmişde bile bile yapılan yanlışlar Gelecekde içinden çıkılamayan sorunlara neden olmaktadır.Yanlış derken bir örnek vereceğim.Herkes tercihini özgürce yapabilir.Hiç değilse birbirimizi kırmadan,dökmeden ve haksız yere kötülemeden ilişkilerimizi sürdürmemiz gerekir.Basit hesaplar için tartışmak kimseye birşey kazandırmaz.En çok Satranç faaliyetinin yapıldığı bir ilin önde gelen yöneticisi kazık gibi batıcı ve batırıcı ifadeler kullanıyorsa tartışma bitirilmeli ve konu kilitlenmelidir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#18
Değerli Arkadaşlar;
Herşeyden önce itidal tavsiye ediyorum. Hırçınlaşmaya sataşmaya belden aşağı vurmaya gerek yok. Ateş Bey in de dediği gibi bu koku 2 sene önce çıkmaya başlamıştı. Eğer ben bir şeylerin peşinde olsaydım o zaman yazardım. Ben dedikodu yazmıyorum. Federasyon başkanı tarafından genel kurulda 170 kişinin önünde ifade edilen ve hala da sitede yayında bulunan bir açıklamadan bahsediyorum.Bu para vaadedilmiş. karşılığında şu veya bu şekilde oylar verilmiş, daha sonra da dağıtılmış. Bunu açıklayan sayın başkandır. Kimse başkana karşı yalandır, yanlıştır diye birşey söylemiyor ya da söyleyemiyor. Saldır Hüseyine Saldır İlyas a ya da çağrıda bulun biri susturur mu diye.
Bana giren bir kazık yoktur. Sadece seçimi kaybettik. o da normaldir. DEMOKRATİK ORTAMLARDA seçim de kazanılır. seçimde kaybedilir. Bunun adı niye kazık olsun ki.Kimseye karşı bir husumet beslediğim yoktur. Kimseye karşı kin beslemem. Sayın Arat bu yazınıza da güler geçerim.
Tekrar ediyorum eğer böyle bir para almadıysanız Sayın Federasyon Başkanının açıklamasına karşı dimdik durun, hesabını sorun. Yok eğer aldıysanız ki (Bu büyük bir ayıptır) diğerleri gibi susup sineye çekin lütfen.
Selamlar saygılar,
İlyas Ümit-ANTALYA
Ara
Cevapla
#19
Sayın Aydoğdu,

"...bu tartışmayı gerçek anlamda başlatan" ben değilim.

Konular mali genel kurulda ortaya döküldü. Siz de oradaydınız. Sizin kulübünüz de suçlandı. Bunu tüm Türkiye biliyor. Basın da oradaydı. Basına kapalı bir genel kurul olsaydı, yazmazdım burada.

Suçlanan arkadaşlar çıkacak konuşacaklar. Alakası yok diyecekler. Alakası var diyecekler. Eğri diyecekler, doğru diyecekler. Diyecekler ki, aydınlansın ortalık. Ama nedense karartılmaya çalışılıyor.

Ben suçlanan arkadaşların kendilerini aklamalarına olanak vermiş olabilirim ancak. Niye burasını konuşmuyorsunuz?

Sayın Arat'a değil 150 YTL, 150 Trilyon borcum olsa, dünyanın en büyük rakamıyla borcum olsa dahi, konu içeriği ile ilgili olarak sorduğum soruları ben yine sorardım. Ortaya dökülmesi gereken konu benim Arat ile aramdaki alışveriş değildir. (Ayrıca bu gerçek anlamda bir alış veriş bile değildir. Benim onlardan ne para ne de oda talebim yoktur. Onlar istemediği halde borcu kendime tahakkuk ettiren benim. Onlar unuturken hatırlatan benim. Onların ikramlarını ben borç saydım. Hal böyleyken, Arat'ın aramızda anlaşma halinde olduğumuz bir alış verişi, buraya taşımasının bir "maddi", bir de "konumsal" değeri var. O yüzden bu tepkimi hak etmiştir.)

Sayın Aydoğdu, "içerik hakkında vakıf olmadığın bir konuda" biçimsel bir söz söylemen de doğru olmaz. Biçimi üreten içeriktir çünkü. O yüzden bana yaptığın uyarıyı haksız buluyorum. Sen şimdilik sor yalnızca. İçeriğe vakıf olunca yorum yazarsın nasıl olsa. Ancak sen de genel kurulun içeriğine vakıf değil misin?

Siz şimdi şunu sorun:
Hasan Arat'ın söylediği gibi bu paralar Kuvay Sanlı'nın onlara dostça yardımıdır, kabul, pekiyi o zaman; Ali Nihat Yazıcı'nın ağzında ne geziyor bu rakamlar? Bu yardımlaşmayı oraya duyuran kim? Bunu bir seçim rüşveti gibi açıklama cesaretini nerden alıyor Ali Nihat Yazıcı? Kuvay'a neden tavır aldılar da Ali Nihat Yazıcı'nın yanında oldular? Bunca şahsi yardımı yapan bir insanı böyle suçlayan Ali beye neden tek sözcük konuşmuyorlar?

Ben kimseyi suçlamıyorum; suçlananları aklanmaya çağırıyorum.
Bahsi geçen onur sözü Hasan Arat'ın onuruna yönelik bir söz değildi. Ülke satrancında onurluca bir duruştan vaz geçilmeyeceğidir söz konusu olan. (Benim türkülerimi yeni mi öğreniyor Hasan?...) Ancak Hasan arkadaşımız kendi kendine etti. Yakışıksız bir savunma idi... Üzgünüm... Ama pişman değilim!...

Yeryüzünde çok az sır gizli kalmıştır.
Qrianna Fallaci'nin "Bir İnsan" adlı romanında okumuştum: "Yavru engereğin doğumu anne engereğin ölümü demektir. Çünkü engerek yavruları annenin karnını parçalayarak doğarlarmış..."

İşte engerek yavrusu gibidir sır. En son sahibini parçalayarak çıkar dışarı! O yüzden çok basit bir tavsiyede bulundum: Kimse yalan söylemesin!
Çok basit bir öğüt bu, ama kimse basite almaya kalkmasın!...
Cevapla
#20
(...)
Üfleye üfleye yazarken ekrana Ateş ve İlyas ağabeyin yazıları düşümüş. İletimi gönderdikten sonra gördüm. Her ikisine de teşekkür ediyorum.
Beni yanıt hakkı doğuracak şekilde yazmazsanız artık yazmayacağım.
Soru sorulması gereken bundan sonra ben değilim.
Saygılarımla...
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 6 Ziyaretçi