TSF GENEL KURULU ÖNCESİ AÇIK ÇAĞRI
#1
10/10/2012-ADANA

TSF 2012 GENEL KURULU ÖNCESİ AÇIK ÇAĞRI


Satranca gönül vermiş, onu yaşamının bir parçası haline getirmiş, amatör bir ruhla, heyecanla zamanını bu işe ayıran değerli arkadaşlarım…40 yıldır satranç oynuyorum.33 yıldır satrançla ilgili her kademede, hakemlik, antrenörlük, kulüp yönetim kurulu üyeliği, kulüp başkanlığı, satranç il temsilciliği görevlerinde bulundum. Türkiye Satranç Federasyonu tarafından 2003 yılı Türkiye yılın il temsilcisi ödülü ile ödüllendirildim.2002 yılında Truva Satranç Spor Kulübü’nü kurarak Türk Satrancına katkı sunmaya başladık. Truva, gerek kulüpler şampiyonasında gerekse İş Bankası Satranç Liginde’ 2’lik,3.lük gibi derecelerinin yanın da yenilgisiz 2008 ve 2009 yıllarında iki defa İş Bankası Ligi Şampiyonu oldu…
Biliyorsunuz 05.Kasım 2012 tarihinde Türk Satranç Tarihinin önemli kongrelerinden birisini yapacağız…
Göründüğü kadarıyla iki değerli arkadaşımız Türkiye Satranç Federasyonu Başkanlığına adaylığını koydular…
Siz dostlarımdan, arkadaşlarımdan isteğim; Bu güne kadar bizlere ulaşan aday arkadaşlarımıza, desteklerimizi lehte ya da alehte belirtmiş olabiliriz. Ama bir daha düşünelim diyorum. Önümüzdeki zamanı iyi değerlendirelim. Bu güne kadar birçok olumsuz olaylara şahit olduk. Gönül kırgınlıkları oldu, birbirlerini en ağır şekilde eleştirenler oldu, satrancın sorunlarını birlikten kuvvet doğar felsefesi ile çözmek yerine, yıllardır iki parçaya bölündük. Bu bölünmüşlükten faydalanarak kongre kazanıp yönetmeye çalışmak işin kolay yoludur. Karşı tarafı yok saymak ta işin cabasıdır. Her iki tarafta da çok değerli satranç gönüllüleri, emektarları, emek verenleri vardır. Şu sorunun yanıtını her satranç gönüllüsü yürekten vermelidir?
S-1- O HALDE NE YAPMALIYIZ ?
Yanıt çok basit ve nettir. Aklımızı kullanarak satrancı daha ileriye taşımak için Satranç Kamuoyunun birlik ve bütünlüğünü sağlamalıyız.
S-2- Ama nasıl?
Gayet kolay. Centilmence el sıkışıp birlik ve bütünlüğü sağlayarak.
S-3- Birlik ve bütünlük nasıl sağlanacak?
Gayet basit. Aday arkadaşlarımız kişisel düşüncelerini bir yana bırakarak el ele verip tek bir liste ile seçime girip bizleri birleştirerek satranca en büyük iyiliği yaparak..
Muhalefet-iktidar kısır döngüsüne bir son vermeliyiz. Güçleri birleştirerek, mezradan köye, köyden kasabaya, ilçeden ile, tüm Türkiye’ye satrancı ulaştırmalıyız. Evden işyerine, bürodan fabrikaya, sivil toplum örgütlerinden, örgütsüz her yaştan insana satrancı ulaştırmalıyız. Birbirimizi ötekileştirmeyen, destekleyen, desteklemeyen, senin adamın, benim adamım anlayışına sapmadan, satrancın sorunlarını çözmeli,başarıyı paylaşmalı, aradaki ayrı-gayrıya son vermeliyiz.
Hedefimiz ülke satrancı olarak,Rusya,Çin,Ukrayna,Ermenistan gibi ülkeleri yakalayıp geçmek olmalıdır.Neden olmasın.Bu ülkelerden çok daha fazla kaynak ve olanaklara sahibiz.Satrancımız gelişip güçlendikçe, ülkemiz kazanır,satranç kazanır,kulüplerimiz kazanır…

Birleşmeliyiz, kaynaşmalıyız güçlenmeliyiz…

Adaylardan tek isteğimiz bu yönde olmalıdır. Varsa kişisel talep ve beklentilerimizi bir yana bırakmalıyız. Adaylarda kişisel düşünce ve hedeflerini bir tarafa bırakmalılar…
Aday arkadaşlara çağrım: Değerli arkadaşlar her ikinizden de bir ricam var. Lütfen Türk satrancı için tüm içtenliğinizle, sadeliğinizle ön yargısız bir araya gelin. Bir masaya oturun ve lütfen satrancın geleceği için birleşin, birlikte güçlü bir destek ve güçlü bir federasyon yönetimi ile satrancı yönetin…

Birlikten güç doğar…


Menderes ÇOBAN
Adana Truva Satranç Spor Kulübü
Başkanı[color=blue][/color][size=24][/size]
Ara
Cevapla
#2
Menderes bey,

Dilekleriniz oldukça güzel kısacası muhalefetsiz bir koolisyon yönetimi düşlemişsiniz.

Bu yapılabilir tabiki ancak belirttiğiniz gibi birçok kişisel fedakarlık yapmak gerekir. Adaylar kişisel çıkarlarını bir yana bırakıp tek amaç satranca hizmet adına birbirlerinin ağız kokularını çekermi? Okadar büyük bir satranç aşkları, Vatana millete yayma aşkları varmıdır?

İnşallah vardır, fikriniz oldukça mantıklı. Satranca gerçek anlamda hizmet işte budur.
Ara
Cevapla
#3
Anlaşıldı Menderes bey.
Ne de olsa biz büyük bir aileyiz.
En iyisi aileyi ayırmayalım.
Sayın Keleş babamız, sayın Tülay anamız olsun
Evin iki direği gül gibi geçinip evimizi idare ederler.
Biz çocuklarını gelecek için yetiştirirler.

Fakat aklıma bir soru geldi, bir türlü cevabını bulamadım.
Çocuklardan birkaçı haylazlık yapar ve aile kurumuna zarar verirlerse ve aile mahkemelik olup boşanma aşamasına gelirse çocuklar hangi tarafı tutmalılar ?
Veya mahkeme çocukları acaba hangi tarafa verir ? Kim kime ne kadar nafaka verir ?
Bir türlü cevabını bulamadım.

Neyse sormamış olayım. Nasıl olsa mahkemelik falan olacağımız yok.
Etliye sütlüye karışmadan gül gibi geçinip gideriz.
Ara
Cevapla
#4
Sayın Çoban,
Yöntem ne olacak?
Çarşaf liste mi?
Yani yönetimde görev almak isteyen arkadaşlar, hangi mevkide görev yapmak istiyorlarsa, o mevki için yarışmış olacaklar ve her hangi bir mevki için en çok oyu alan arkadaş o mevkideki görevi üstlenmiş olacak...

Bu fena bir fikir değil aslında. Çünkü her iki taraftaki gerçekten çalışkan insanları gözeten bir yaklaşım. Ancak uyumlu bir yönetim ekibi oluşmayacağı düşüncesiyle itiraz edilecektir. Oysa bu asgari müşterekte birleşemeyen bir ekip üyesinin de satranç toplumu ile uyuşabileceğini söylemek zordur...

Kendi arasında anlaşmış ekipler halinde seçime gidildiğinde bir kez "iktidara" gelenler, 12 yıldır olduğu gibi rakiplerine yarışma şansı bırakmayacak şekilde uygulamalara başvurmaktadır. Bunlardan birisi son çare disiplin cezaları yoluyla rakiplerini yarış dışı bırakmak şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Taraflar anlaşamasa bile, bir başka ekibin çarşaf liste ile üçüncü bir yol önermesi de mümkün olabilir mi?

Olamaz. Çünkü yöntem üzerinde hem fikir olmak gerekir.

Nereden bakarsanız bakın bu sefer olağan genel kurul, olağan olmayan nedenlerden dolayı erkendir ve bu nedenle sakat bir doğum olacaktır. 5 Kasımdan çok kısa bir süre sonra "Olağan üstü genel kurul" kararı alındığını görür gibiyim...
Cevapla
#5
Sayın Menderes Çoban'ın yazısını büyük bir zevkle okudum. Kendisini kutluyorum.

Ardından yazılan üç yorumun da "iyi söylüyorsunuz da, bu dediğiniz olmaz" cinsinden ifadelerle dolu olduğunu görünce de biraz üzüldüm, biraz kızdım.

Neden olmaz? Olmaz, çünkü birileri "olmaz kardeşim mümkün değil!" der sürekli. Böyle söylerler, çünkü deneyimleri böyledir. Önyargıları vardır malesef.

Oysa söylenen şey ne olursa olsun, imkansız gibi görünse de yapılabilir. Ben hayatımda bunu defalarca uyguladım ve başardım. Menderes bey'in çağrısı için geniş geniş düşüncelere dalmaya gerek yok. Adım adım ilerlemek yeterlidir. İlk adım en önemli olanıdır. Onu atarsanız, gerisi gelir. "Kervan yolda düzelir" atasözümüzü unutmayalım yeter.

Herkese saygılarımla.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#6
Menderes beyi,başkanlık seçimi öncesinde forum yazarları arasında gördüğüme sevindim.Sevindim.Çünkü kimliği açık olan kimselerin forumda çoğalması yararlıdır.Kendisinin seçimden sonra da burada zaman zaman görüş bildirmesini dilerim.Bu forumda seçimden sonra yaklaşık 3.5 sene çok az yazı yazılacağını veya önemsiz konularla zaman kaybedileceğini öne sürüyorum.Örneğin Japon asıllı süper büyükustanın form durumu veya bir öğretici arkadaşımızın sitesinde problemlerin kaynağını belirtmeyi unutmuş olması bana göre önemli değildir.Peki hangi konular önemlidir?Örneğin liglerdeki yabancı sayısı çoğalsın mı?Azalsın mı?Önemli bir konudur.Havuz sisteminde yapılan üst düzey çalışmalar aynı kadrolarla devam etmeli midir?Yoksa bazı reformlar gerekli midir?Oyuncuların oluşturduğu piramid için neler yapılabilir?Satranç çalıştırıcıları ve satranç hakemlerinin kendilerini geliştirmeleri ve durumlarını iyileştirmeleri için neler yapılabilir?Bence bu konuları konuşalım!Sorunlara çözüm arayalım!Bu vesile ile Menderes bey de aramıza gelmişken kendisine bir soru sormak istiyorum.Şimdilik yukardaki sorulardan sadece birine yanıt vermesini rica ederim.Kendisi "liglerdeki yabancı sayısı" hakkında ne düşünüyor?Aynen kalmalı mıdır?Azaltılmalı mıdır?Çoğalmalı mıdır?Bu sorunun dayandığı gerekçeler var.Örneğin ben yabancıların maliyetinin yerlilerden daha az olduğunu öne süren kulüp yöneticileri tanıdım.Acaba Menderes bey ne düşünüyor?
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
Abdülkadir Bey,
Kızmayın ama yazdığımız yazıları sek sek oynayarak mı okuyorsunuz?

"Olmaz" dedim, niye olmazını da açıkladım. Ben adayların kendi aralarında birleşerek tek bir liste çıkarma olasılığına "olmaz" demedim. Anlaşamadıkları takdirde bir başka grubun "çarşaf liste oluşturarak seçime katılma durumuna" olmaz dedim. Kendim sordum kendim yanıtladım. Seçime ekip olarak katılan iki ayrı grup olduğu takdirde, üçüncü bir grubun çarşaf liste ile seçime girme olanağı var mıdır? Bir delege kaç listeye oy verebilir? Olmayacak olan budur. Bu konuda bir "olurunuz" varsa öfkenizin önüne durmaya hazırım!Smile

Ya da iki ayrı ekip kendilerini seçtirmek üzere geldiğinde üçüncü grubun daha divan seçiminden sonra vereceği bir önerge ile seçimin çarşaf liste usulü ile yapılmasını sağlayabileceğini aklınız kesiyor mu?

Buna gücünüz yetiyorsa buyrun!

Ateş abi,
Konuya girişin güzelde bir de Menderes beyin önerisine ilişkin bir şeyler söyleseydin daha iyi olurdu.
Cevapla
#8
Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı:bir öğretici arkadaşımızın sitesinde problemlerin kaynağını belirtmeyi unutmuş olması bana göre önemli değildir.

abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Daha ciddi meseleler var, insanlar onlarla ilgilensinler.

Sadece önemli ve ciddi konular konuşulmayabilir. Böyle bir zorunluluk yoktur.
Ara
Cevapla
#9
Sayın Menderes Çoban'ın önerisini son derece olumlu ve içten buluyorum.
Dilerim adaylar bu öneriyi bir dakikalığına bile olsa gerçek olarak hayal ederler.
Hiçbirşey olmazsa bile daha ılımlı bir seçim sürecine imza atacaklarından kuşkum yoktur.

Ne var ki şimdiye kadar yaşananlar, Feti Bey'in senaryosunun, Menderes Bey'in temennisinden daha gerçek olduğunu defalarca göstermiştir.

Bunun önyargıyla alakası yoktur. Forum içerisindeki başka bir başlıkta yazanları okumak, olaylarda sergilenen tavrı algılayabilmek için kanımca yeterlidir. Geçmiş tecrübelerin yanı sıra günümüzde yaşanan ikna turları da, seçim sürecinin güllük gülistanlık geçmeyeceğinin erken sinyalleridir.

Tam yerinin burası olmadığını biliyorum, ama Ateş Bey'in sorusunu ben de Menderes Bey'e yöneltmek arzusundayım: Yabancı oyuncuların sayısıyla ilgili büyük bir kulübün başkanı olarak görüşleriniz nelerdir? Sizce bir sınırlamaya veya artırmaya gidilmeli midir? İki Türk takımı karşı karşıya geldiğinde 10 masadan en az kaçının Türkiye vatandaşı olması gerektiğini düşünür? Bu konularla ilgili kendisinin görüşlerini samimi olarak çok merak ediyorum.

Sevgi ve saygılarımla...
Ara
Cevapla
#10
Birlik, beraberlik ?

İmkansız diye bir şey yoktur ama çok zor diye bir şey vardır ve iyi dileklerle bu iş olmaz.Yanlışla doğru homojen bir şekilde karışmaz.

Hedefler,yöntemler farklıyken bu iki kesim nasıl birlikte uyum içinde çalışabilir?
Cevapla
#11
Bu yıl Türkiye İş Bankası Lig'inde ;kulüp yöneticileri bir araya geldi, bazı konuları konuşup,isteklerini federasyona bildirdiler.Sayın Hakan ERDOĞAN TSF adına bulunuyordu.Konuşulan konulardan biri de, yabancı oyunculardı.Bunların sayısının düşürülmesiyle ilgili öneride bulunanlar oldu 3+3 yerine 2+2 şeklinde.
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi