13-02-2013, 05:32
Sayın Şekerli'nin kurumsallaşma adına söylediklerine tamamen katılıyorum.
Gerçekten de, satranca dair verilen hizmetlerin her çeşidi ve her kademesinde görev alan arkadaşların "bir miktar" satranç bilmeleri elzem. Bu konudaki sıkıntıların sıklıkla dile getirildiğini de görüyoruz.
Gelgelelim, 1800 rakamının dünyada ne şekilde kabul gördüğüne bakmak lazım. Soğuk rakamlar kişinin satranç bilgisi hakkında her zaman en net bilgiyi sağlayamayabilir. Konu bu olduğu için baktım, Sayın Şekerli elan 1884 UKD sahibi. Acaba bu yazıda koyduğu 1800 çıtasını, kendi 1800'ün altında olduğunda da aynı yerde tutacak mıydı, ya da ben "2000'in altı satrançtan anlamaz" desem, bu konudaki yorumum en az Sayın Şekerli'nin yorumu kadar değer taşıyor olmayacak mı? Herhalde olacaktır zira satranç bilgisini ve kültürünü yalnız UKD'ye indirgediğimiz vaziyette, benim Sayın Şekerli'den daha iyi bir pozisyonda olduğum ve dolayıyla sözümün daha değerli olduğu gibi bir sonuç çıkacaktır.
Satranç hakeminin ve eğitmeninin satrançtan anlaması şart. Bunun için somut bir takım kriterler de konulmalı; bu da makbul. Ancak, camiada öyle adamlar tanıyorum ki tek resmi turnuva oynamadığı için (sevmiyor adam müsabaka stresini örneğin) UKD'si olmayan, ama en az sizin-benim kadar hem satrancın hem de camianın içinde kişiler var.
Örneğin efsanevi Naci San'ın adı UKD listesinde yok, ne yapacağız?
Kişileri sayılara indirgeyip ölçebileceğimizi düşünenlerin sayısının çok fazla olmadığını düşünüyorum.
Gerçekten de, satranca dair verilen hizmetlerin her çeşidi ve her kademesinde görev alan arkadaşların "bir miktar" satranç bilmeleri elzem. Bu konudaki sıkıntıların sıklıkla dile getirildiğini de görüyoruz.
Gelgelelim, 1800 rakamının dünyada ne şekilde kabul gördüğüne bakmak lazım. Soğuk rakamlar kişinin satranç bilgisi hakkında her zaman en net bilgiyi sağlayamayabilir. Konu bu olduğu için baktım, Sayın Şekerli elan 1884 UKD sahibi. Acaba bu yazıda koyduğu 1800 çıtasını, kendi 1800'ün altında olduğunda da aynı yerde tutacak mıydı, ya da ben "2000'in altı satrançtan anlamaz" desem, bu konudaki yorumum en az Sayın Şekerli'nin yorumu kadar değer taşıyor olmayacak mı? Herhalde olacaktır zira satranç bilgisini ve kültürünü yalnız UKD'ye indirgediğimiz vaziyette, benim Sayın Şekerli'den daha iyi bir pozisyonda olduğum ve dolayıyla sözümün daha değerli olduğu gibi bir sonuç çıkacaktır.
Satranç hakeminin ve eğitmeninin satrançtan anlaması şart. Bunun için somut bir takım kriterler de konulmalı; bu da makbul. Ancak, camiada öyle adamlar tanıyorum ki tek resmi turnuva oynamadığı için (sevmiyor adam müsabaka stresini örneğin) UKD'si olmayan, ama en az sizin-benim kadar hem satrancın hem de camianın içinde kişiler var.
Örneğin efsanevi Naci San'ın adı UKD listesinde yok, ne yapacağız?
Kişileri sayılara indirgeyip ölçebileceğimizi düşünenlerin sayısının çok fazla olmadığını düşünüyorum.