28-10-2014, 11:23
İl temsilciliği suni bir oluşumdur ve il temsilcilikleri kaldırılmalıdır.
Turnuva ve tüm satranç organizasyonları derneklerle ve satranç merkezleri üzerinden yapılmalıdır. Devlet derneklerle satranç merkezlerine kaynak ayırmalı, denetlemeli ve somut performans kriteri ile (yılda kaç ELO ortalamalı, kaç turnuva yapıldı, kaç eğitim verildi) bu tahsisi belirlemelidir. Turnuvalar ücretli olmalı, ligler ve kulüpler yapılandırılmalıdır. Yurtdışında ve tüm dünyada uygulanan model budur.
Bu model antrenörlerin daha iyi iş bulmasını, öğrencilerin daha iyi eğitim almasını, istihdamı ve somut performansı destekler.
"İl temsilciği meslek olsun" düşüncesi ise mizahi değer taşıyor ama kavramsal olarak mümkün değil. Meslek ancak bir eğitimden ve öğrenimden geçen insanların yasalarla tanımlanmış ve sisteme kayıtlı profesyonel işlerinin tanımıdır. Marangozluğun bir tanımı vardır mesela, beni atama yolu marangoz yapamazsınız. Bunun gibi kimseyi atama yolu ile tıp doktoru, zeytin eksperi, hemşire, bilgi işlem uzmanı da yapamazsınız. Somut meslekler ancak arka planında uzun süren öğrenim ve eğitim süreçlerinden sonra kazanılır.
Ha keza marangozların ticaret odasında sektör temsilcisi var mesela, meslek odaları var, çıraklık meslek yüksek okullarında öğrenim süreçleri var.
O sebeple kafanıza göre seçip atadığınız birine meslek payesi veremezsiniz, böyle bir tanım yok (kusura bakmayın ben beden öğretmenliği yapamam, ne tekniğini ne pedagojisini ne de süreçlerini bilmiyorum; cerrahlık da yapamam, veya tarihçilik yapamam, Ateş beyin veya İskender beyin uzmanlığı o. Sizde şu hukukçuluk özentisinden vazgeçseniz diyorum).
Ayrıca bu ülke satrancına hiçbir katkısı olmayan Ankara, İstanbul gibi il temsilcilerine bir de ofis hediye edip maaş verdiniz mi kamu vicdanı fena sızlar.
Ayrıca "emekli veya işsiz biri de olabilir" lafı tam bomba olmuş. Ben hiç değilse kaldırılsın diyorum, siz yerin dibine sokmuşsunuz
Turnuva ve tüm satranç organizasyonları derneklerle ve satranç merkezleri üzerinden yapılmalıdır. Devlet derneklerle satranç merkezlerine kaynak ayırmalı, denetlemeli ve somut performans kriteri ile (yılda kaç ELO ortalamalı, kaç turnuva yapıldı, kaç eğitim verildi) bu tahsisi belirlemelidir. Turnuvalar ücretli olmalı, ligler ve kulüpler yapılandırılmalıdır. Yurtdışında ve tüm dünyada uygulanan model budur.
Bu model antrenörlerin daha iyi iş bulmasını, öğrencilerin daha iyi eğitim almasını, istihdamı ve somut performansı destekler.
"İl temsilciği meslek olsun" düşüncesi ise mizahi değer taşıyor ama kavramsal olarak mümkün değil. Meslek ancak bir eğitimden ve öğrenimden geçen insanların yasalarla tanımlanmış ve sisteme kayıtlı profesyonel işlerinin tanımıdır. Marangozluğun bir tanımı vardır mesela, beni atama yolu marangoz yapamazsınız. Bunun gibi kimseyi atama yolu ile tıp doktoru, zeytin eksperi, hemşire, bilgi işlem uzmanı da yapamazsınız. Somut meslekler ancak arka planında uzun süren öğrenim ve eğitim süreçlerinden sonra kazanılır.
Ha keza marangozların ticaret odasında sektör temsilcisi var mesela, meslek odaları var, çıraklık meslek yüksek okullarında öğrenim süreçleri var.
O sebeple kafanıza göre seçip atadığınız birine meslek payesi veremezsiniz, böyle bir tanım yok (kusura bakmayın ben beden öğretmenliği yapamam, ne tekniğini ne pedagojisini ne de süreçlerini bilmiyorum; cerrahlık da yapamam, veya tarihçilik yapamam, Ateş beyin veya İskender beyin uzmanlığı o. Sizde şu hukukçuluk özentisinden vazgeçseniz diyorum).
Ayrıca bu ülke satrancına hiçbir katkısı olmayan Ankara, İstanbul gibi il temsilcilerine bir de ofis hediye edip maaş verdiniz mi kamu vicdanı fena sızlar.
Ayrıca "emekli veya işsiz biri de olabilir" lafı tam bomba olmuş. Ben hiç değilse kaldırılsın diyorum, siz yerin dibine sokmuşsunuz