Yaş Grupları İl Birinciliğinden bir kesit.
#28
[size=large]Sevgili Enis BİLYAP'IN açtığı konu haklı olarak derneklere geldi.[/size]


[size=large]Çünkü konu başlığı ile dolaylı ilişkisi olan bu durum bir çözüm sunabilir.[/size]

[size=large]Gözlemlerimi bazen resmi bir dernek yöneticisi, bazen de bir satranç derneğinin fahri-doğal bir üyesi olarak paylaşıyor, çeşitli illerde yaşadığım olayları kişi ismi vermeden yazıyorum.[/size]
[size=large]…[/size]
[size=large] [/size]
[size=large]Eskiden ne vardı?
[/size][size=large]Tam yazılmamış.
[/size]
[size=large]Evet dernekler vardı. İl birinciliğinin yanı sıra da birkaç turnuva...
Bir de TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ.
[/size]
[size=large]İstanbul’da zamanla yerel takımlar ligi oluştu. İzmir ve Ankara’da ben yetmişli ve seksenli yıllarda takımlar turnuvası hatırlamıyorum.
[/size]
[size=large] Derneklerin yeri çok ayrı idi. Kokusu heyecanı ve kendine özgü havası satranççılara yeterdi. Kendi derneğinde satranç için yaşayan yönetici insanlar  tanır ve bilirdik. Hiç birisi de 3 kuruşluk dernek aidatını kendisine harcamadığı gibi kendi cebinden de katarak, açıkları kapatarak derneğin kira ve zorunlu giderlerini karşılardı.
[/size]
[size=large]Üyeleri özverili ve kararlı insanlardı. Bu kararlılıklarından olsa gerek, her birisi de  hep aynı rüyayı görürler, derneklerini yaşatabilmek için sürekli üye arayışlarına girerlerdi.  Keza buldukları üyeler de 2-3 ay hatır aidatı ödeyip sonradan ya kaybolurlar ya da ödemeyi bırakırlardı. İş yine özverili insanların gönüllerinden kopacak bağışlara kalırdı.Bu yöneticilere aldıkları sorumluluklar ve altına girdikleri külfetler zamanla ağır gelmeye başladı. Bıraktılar. Bir kısmı da onurlu yaşamıyla aramızdan ayrıldı.

[/size]
[size=large]Zamanla bir kaçı dışında diğerleri azalarak yok oldular. Bazıları kuruluş amaçları dışına çıkmak zorunda kaldılar. Çünkü düzenli olmayan üye aidatları kira ve diğer zorunlu giderleri karşılayamadı. Gelir bulmaları gerekti. Bunun yolu da ya da ders- kurs idi, ya da katılım ücretli turnuva düzenlemek... Bunun için emek ve zaman harcamak gerekiyordu. Siz emek ve zaman harcarken karşılığını bireysel olarak kazanmalısınız. Oysa dernekler, kazançlarını üyeleri arasında paylaştıramazdı.
[/size]
[size=large] 
 Arada bir 12 Eylül gördük.
 Dernekler tırpanlandı. Dernek lafı bile neredeyse terör ile eş değer sayıldı. Bu konuda kapatılan, kapısı defalarca mühürlenen dernekler bilirim.
[/size]
[size=large] Bizim ülkemizde ki en katı kanuni zihniyet ve denetleme burada devreye girdi:
 "Ülkedeki her bir derneğin kuruluş özünde var olan insan, amaç, bilgi birikimi ve emek ta başından beri iktisadi olmayan, kazanç paylaşma amacı dışında bir amaca yönelmesi isteniyordu. "
[/size]

[size=large] [/size][size=large]Yani sen 7 kişi bir araya gel, amacını belirle, bilgi birikimini paylaşacak sınırlı etkinliklerde bulun, zaman ve emek harca didin dur, zorunlu giderlerini karşıla, ama bireysel olarak kazanma!
[/size]
[size=large] Oldu!
...

Katılım bedelli turnuvaların düzenlenemediği, kurs ve ders ücretlerinden üyelerinin faydalanamayacağı bir anlayıştı ülkemizdeki dernekçilik. Tabi hiç bir maddi sorunu olmayan diğer dernekleri ayrı tutuyorum.

 Kahvelere taşındı dernekçi insanlar. Orada her şey hazır. Kira yok! Isınabiliyorsun, çay, kahve, sigara, sohbet...
Zamanla da daha cazip geldi kahveler. Daha serbest bir ortam vardı. Böyle bir kuşak da oluştu tabii.
[/size]
[size=large]Ama eski derneklerin gerçek ciddi havası, kalitesi hiç bir zaman olmadı buralarda. Dernek satrancı ölmüştü. Bugün o günlerden kalma 'türünün son örneklerinden' bir kaç tanesi yaşam savaşı vermektedir.
[/size]

[size=large]Günümüzde bazı derneklerin kulüplere, gençlik ve spor kulüplerine dönüşme sebebi budur.
Artan sporcu kitlesinin talebini karşılayabilmek için kalitesiz hizmetle ticari anlayış!
[/size]
[size=large] Kiralanan yerler, yapılan yatırımlar bu amaca yönelikti: ticari amaçlı kazanmak![/size]
[size=large]Para gelmesi gerekiyordu. Oysa 2-3 yıllığına peşin ödenen kirası, malzemelere ve eşyalara yapılan harcama yatırımının yerine konması gereken para kazanmak gerekiyordu. Bu açılan özel merkezlerin de bir kısmı kısa sürede yapamadı, kapandı.

Kaliteli hocalarla kaliteli eğitimi ve başarı hedefini yakalayanların günlük hikayelerini ise sosyal medyadan izlemekteyiz.
 [/size]
[size=large]Sonuçta ben de özlüyorum.
Arada bir nostaljik bir foto yayınlanır, bazen de bir video...[/size]
[size=large]Ama zaman değişti. Onunla da bizler...
[/size]
[size=large] 2000 den sonra insan yaşamı çeşitlendi, zaman çok daha hızla akmaya başladı. 30 yıl öncesinin ajurneli 9-10 saat süren maçlarından asla keyif almayan kuşaklar türedi.
[/size]
[size=large] 1987  TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ'NE 27 gün süreyle bıkmadan giden 18 sporcusundan kaçını artık turnuvalarda görüyorsunuz? Bu anlayışta olan bir avuç sporcudan daha fazlası var mı artık?
[/size]
[size=large]Katıldığını sandığı turnuvayı 2. gününden terk ederek kaçanlar, satrancın içindeki büyülü dünyayı asla görememiş ve tadamamış olanlardır.
[/size]
[size=large]Bu insanlara geceler boyunca play-chess oynamak yeterli oluyor artık. Sevinçleri, egoları, zaferleri hepsi sanal...
[/size]
[size=large] Ben kendimi her biri bir ekol olan merhum Türkiye Birincileri, unvanlı oyuncuların hemen  yan sandalyesinde onların satranç sohbetlerini izleyen şanslı bir insan olarak görürüm. Yüz ifadeleri bile bazen bir aylık derse bedeldi. Sır vermeyenler bile en azından yol gösterirdi tavırlarıyla. Kaynağından öğrenir ve güven duyarak çalışırdınız. Oyunlarını izler, derin düşünceye nasıl daldıklarına tanıklık yapardınız. Bu tutku içinizde giderek büyür ve bir dahaki günü sabırsızlıkla onlardan önce orada olmak için iple çekerdiniz. Yanlarında hiç kimsenin yanında olmadığı kadar ölçülü olmak zorunda hissederdiniz kendinizi.[/size]
[size=large]Dernekler bir hayat dersi ve okuluydu. Orada yaşam tarzlarınız şekillenir, hayata bakış açısı kazanırdınız.
[/size]
[size=large]Bunu başarmak için en öncelikli görev satranççılara ve onların tek kurumu olan TSF ye düşmektedir. Bu konuda yapılacak çalışmalara destek sunmak camia içinde birleştiriciliği de sağlayacaktır.[/size]
[size=large] [/size]
[size=large]Saygı ve selamlarımla...[/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Yaş Grupları İl Birinciliğinden bir kesit. - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 13-01-2016, 23:17



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi