"Mum Işığında Satranç"- Zeki Demircan
#3
Yıl 2007: Ordu ilimizde düzenlenen bir satranç turnuvasına katılan, 630 kişi.
Yıl 2011: Türkiye Şampiyonası’na katılan, 257 kişi.

Türkiye’de satranca gönül vermiş, ellerindeki küçük olanaklarla büyük yüreklerine yakışır işler yapmaya çalışan, başka amaçlar taşıyan TSF yönetiminin aklının ve mantığının alamayacağı nedenler ve büyük fedakâlıklarla önemli işler yapan kişi, kulüp ve dernekler... Öte yanda, bir yandan bunların bazılarını ezerken diğer yandan bu kişilerin çalışmalarını ve başarılarını sahiplenip “şu kadar lisanslı sporcu çıkardık” diye çevreye caka satan bir Federasyon...

Türkiye’de satranç takımı üreten hepsi hepsi birkaç firma teker teker kapanıyor, görevi ticaret değil, yalnızca toplumsal hizmet olan Türkiye Satranç Federasyonu, “Satranç A(ile) Ş(irketi)” adı altında satranç takımı üretimine giriyor. Toplumsal hizmet karnesinde ise, çoğu ilde yıllardır bir tek turnuva olsun, yapılmayı bekleyen satranç turnuvaları, 257 kişilik Türkiye Şampiyonası, soğuk otellerde çocuk turnuvaları, çadırlar, rezillikler, rezillikler... Yolsuzluklar, usülsüzlükler...

“Kendisi için oy kullanmamış bir satranç kulübüne, başarılarından dolayı verilmiş teşekkür armağanlarının üç yıl sonra geri alınması...” Birincisi, o armağanları vermek, veren için onurdur; alan için değil. İkincisi, verdikleri armağanın kendileri için bir onur olduğunu, sözünü ettiğimiz kişiler anlayamaz. Çünkü verilen bir armağanı geri almak gibi bir davranış, onurlu insanların davranışı değildir. Üçüncüsü, verilen küçücük armağanların “üç yıl” sonra geri alınmaya tenezzül edilmesi... Demek ki hesaplar kapatılmıyor. Üç yıl önceki küçücük hesaplarla uğraşan, küçücük insanlar... Kimi insanları anlatmaya kütüphane kütüphane kitap yetmez, kimilerini ise anlatmaya, bu paragrafın başında bulunan tırnak içindeki bir tanecik cümle yeter.

Ali Nihat Yazıcı, TSF sitesindeki kendi köşesinde, “forum köşelerinde” yazı yazanlardan sözetmişti. TSF Forum’u kapattı. Kendi köşesine de yorum yapılamıyor, yanıt verilemiyor. Mali Genel Kurul’da kendisini eleştirecek kişilere söz bırakmamak için türlü oyunlar oynandı. Şimdi demek ki bu forumda da yazılmasını istemiyor. Sık sık, özenle ve özellikle takip ettiği bir foruma, “forum köşeleri” diye saygısızca ifadelerde bulunan bir federasyon başkanı... Sanki forum ortamının sağlıklı olmasına önem veriyormuş gibi, kendisini eleştirenlerin forum ortamını bozduğunu alttan alttan kulaklara fısıldadığına hiçbir kuşku olmayan bir federasyon başkanı... Sözleri ve içtenliği ne kadar ciddiye alınmalı?

Bir yandan kendisini eleştirenlere takındığı davranışlar, kendisi için oy kullanmayanların başını ezmeye çalışmalar... Diğer yandan, Mali Genel Kurul’da söylediği “muhalefet benim için değerlidir, hepiniz benim için değerlisiniz” sözleri kulaklarımda çınlıyor. Oğul, “adam olamazsın” diyen babasının karşısına “bak, doktor oldum” diye çıkınca, babası, “ben sana doktor olamazsın demedim ki” demiş.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Cesaret ve Sabır - Yazar: Cengiz Keleş - 07-02-2011, 10:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 07-02-2011, 11:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: bahtiyar - 07-02-2011, 11:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Kuvay Sanlı1 - 07-02-2011, 15:13



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi