09-12-2011, 08:13
Sayın Nilüfer Çınar Çorlulu, bu söyleşiyle yaratıcılığını, üretkenliğini ve hızını da bir kez daha göstermiş oldu. Kendisini kutluyorum. Türkiye'nin ilk WIM'i ile ilk WGM'sinin söyleşisi de bence çok önemli bir yazı olarak satranç tarihine kaydedilmiş oldu.
Ülkemizin en başarılı öncü-ilk kadınlarının kendi elleriyle açtıkları bu yolda yeni kuşaklara çalışma azimleriyle örnek olduklarını, ilham ve en önemlisi umut vererek önlerini açtıklarını, satranç kültürüne ve sevgisine değer kazandırdıklarını düşünüyorum. Satranç kültürümüzde, yönetimlerde kadınca bir bakış açısının eksikliği ortada. Yönetimlerde ve düşünce alanında kadın yazarlar çoğaldıkça, bu spora gönül verip devam ettiren kadın satrançcılar çoğaldıkça, satrancın, satranç kültürünün daha nitelikli gelişeceği de aşikâr.
Bir kaç kez yazdım üşenmeden yine yazayım. Ancak Ananneler-Babanneler ve torunları turnuvası yapabildiğimiz zaman satrancın tüm topluma yayıldığını söyleyebiliriz. Anadan doğma satrançcı yetiştirmek için önce annelerini yetiştirmek şart. Anadilimiz gibi, satrancı da ilk önce anneler öğretirse en iyisini öğreteceğine, satranca bebeklikten başlayacak çocuklar yetiştireceklerine şüphe yok.
Uluslararası bu başarı tüm Türkiye'nin başarısıdır. Türkiye için, satranç için emek veren herkes bu başarının haklı gururunu yaşar. Türkiye için emek veren, gönlünü veren herkese doğduğu yere bakılmaksızın saygımız büyüktür. Bize de İzmir'le beraber anmakla kendimizi daha mutlu hissettiğimiz için; Abdullah İlhan'dan yadigâr çocuklarımızın başarısını, vefasını, insanlığını takdir etmek düşer.
Ülkemizin en başarılı öncü-ilk kadınlarının kendi elleriyle açtıkları bu yolda yeni kuşaklara çalışma azimleriyle örnek olduklarını, ilham ve en önemlisi umut vererek önlerini açtıklarını, satranç kültürüne ve sevgisine değer kazandırdıklarını düşünüyorum. Satranç kültürümüzde, yönetimlerde kadınca bir bakış açısının eksikliği ortada. Yönetimlerde ve düşünce alanında kadın yazarlar çoğaldıkça, bu spora gönül verip devam ettiren kadın satrançcılar çoğaldıkça, satrancın, satranç kültürünün daha nitelikli gelişeceği de aşikâr.
Bir kaç kez yazdım üşenmeden yine yazayım. Ancak Ananneler-Babanneler ve torunları turnuvası yapabildiğimiz zaman satrancın tüm topluma yayıldığını söyleyebiliriz. Anadan doğma satrançcı yetiştirmek için önce annelerini yetiştirmek şart. Anadilimiz gibi, satrancı da ilk önce anneler öğretirse en iyisini öğreteceğine, satranca bebeklikten başlayacak çocuklar yetiştireceklerine şüphe yok.
Uluslararası bu başarı tüm Türkiye'nin başarısıdır. Türkiye için, satranç için emek veren herkes bu başarının haklı gururunu yaşar. Türkiye için emek veren, gönlünü veren herkese doğduğu yere bakılmaksızın saygımız büyüktür. Bize de İzmir'le beraber anmakla kendimizi daha mutlu hissettiğimiz için; Abdullah İlhan'dan yadigâr çocuklarımızın başarısını, vefasını, insanlığını takdir etmek düşer.