Dedikoduculuk
#1
Başka hiçbir şeyden üzüntü duymam, dedikodunun ve dedikoducuların vereceği zarardan duyduğum üzüntü kadar.

Kendi hanesinde, geçmişte yaşadığı bir olayı anlatan sayın başkanın dediklerini okudukça koskoca federasyonun kimlerin elinde kaldığını daha bir üzüntüyle fark ediyorum.
Başkan dedikodu yapamaz, yapmamalı. Başkanlık koltuğunda oturanlar vakur bir şekilde olayların önünde gitmeliler. Geçmişe sarılarak, etrafa çamur atarak değil.

Belgesi olmayan her şey benim için dedikodudur.

Zayıflar dedikoduyla, güçlüler düşüncelerle uğraşır.
Zayıflar dedikodudan, güçlüler düşünceden medet umar.
Dedikoducular yalan yanlış söylediklerine kendileri de inanarak işlerini yürütmeye çalışırlar.
Güçlüler düşünce üreterek sorunları nasıl halledeceklerini planlarlar.
Başkanlık koltuğunda oturanın güçlü düşünceyi ve davranışı seçmesi gerekir.

Dedikoducular karşılarındakilerin sözlerini keserler, onlara baskı uygulayarak dedikoduya inanmalarını isterler. Bunun için çaba gösterir, mesai harcarlar. Fakat, “Sen sus, sus ve sesini çıkartma” alışkanlığı bitti artık. Artık çok seslilik revaçta, öyle de kalacak.

YAZICI’lar büyük harfle yazılmamalı. Onlar da diğerleri gibi, etrafındakiler gibi küçülmeliler. Küçüklüklerinin farkına varmalılar. Küçülerek toplulukla kaynaşmalı, hemhal olmalılar. Sonra küçük küçük bireyler birlikte olarak yekvücut, yetkin bir vücut olmalılar.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Dedikoduculuk - Yazar: Feti - 12-10-2012, 19:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 13-10-2012, 17:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Kasim_Demircin - 13-10-2012, 23:08



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi