NE YAPMALI?
#3
csbh01 Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Arkadaşlar,
"SATRANÇ ve SPOR AHLAKI" ile "GALİBİYETE 3 PUAN ..." başlıklı yazılarımda ülkemiz satrancının ilerleyememesi sorununa bir neşter vurduğumu sanıyorum.
Cemil bey,

Önce yazılarınızı keyifle okuduğumu belirteyim. Çok barışık ve neşeli bir üslubunuz var. Sizi okurken moral buluyorum. Bunu belirteyim ama bu başlık için yazdıklarınızı afaki veya yüzeysel bulduğumu da söyleyeyim.

Türk satrancının sorunları sadece galibiyete 3 puan vermekle çözülecek kadar basit değil. Ve tabii sorunu netleştimemizde de fayda var:

1 - 2600 civarı oyuncumuz yok.
2 - Olimpiyatlarda başarısız bir ülkeyiz.

Herşey bu iki sorunun etrafında dönüyor.

2600 civarı oyuncumuz yok, yani dünya ölçeğinde temsil sorunumuz var ve bu boşluğu sadece Suat Atalık dolduruyor.

Aslında Ateş beyin hep saydığı sorunlar, piramidin üst tarafını güçlendirme, ligde oynayan yabancıları sınırlandırma, belli kuvvette döner turnuvaların arttırılması gibi konular, sadece şu 2 problemin çözülmesi için gerekli olan alt sorunları ifade ediyor.

Bunun dışında profesyonel satranç oyuncularının maddi durumlarının iyileştirilmesi, kaliteli turnuva koşullarının sağlanması, telif hakları, bilgisayardan hamle çalarak doping yapma, kalitesiz hakemlik, kötü sponsorlar gibi tüm dünyayı ilgilendiren sorunlardan da bağımsız değiliz.

Ama TFF'nin başına kim gelirse gelsin başarısı veya başarısızllığı şu 2 sorunu çözmesi etrafında dönecek. Zaten iktidarı döneminde de Ali Nihat bey var gücüyle 2600 üzeri oyuncu yetiştirmek için çırpındı, bunda hem Atalık'a karşı duyduğu büyük hayranlık 8) hem de kriterlerin net ve somut olması gibi bir realite vardı.

Benim dönemimde 2600 seviyesini geçen 3 büyükusta çıkarttık / Olimpiyatlarda 11. olduk...

diyemeden gidiyor olması da kendi kişisel trajedisi tabii.

Bahsettiğiniz puanlama sistemine dönersek, salt puanlama parametresini değiştirmek temel soruna katkı sağlamaz.

İki nedenle: İlki, amatör düzeyde de üst düzeyde de beraberlik kötü birşey değildir. 1500'lük bir oyuncu, 1800 bir oyuncuyla berabere kalmak için uğraş verirken bir satranç eforu harcar. Ona 1/2 puan verilmesi hakkaniyete uygundur.

Öbür tarafta, meşhur Fischer-Tal maçından, Capablanca-Alekhine maçlarına kadar berabereye giden sanatsal düzeyde ve kıran kırana onlarca örnek verilebilir.

Sadece futbol ve satranç için oluşmuş bu imtiyazı terk etmek, satrancın genetiği ile oynamak olur.

Üst düzeyde sponsorların beraberliğe karşı olmasını da karıştırmayalım, sponsorların derdi beraberliklerin önlenmesi değil, kısa ve anlaşmalı beraberliklerin olmamasıdır.

Yani orada bile kavga konusu kavram başlı başına beraberlik değil. Naklen yayınlanan ve sponsorların uzun sürmesini istediği üst düzey maçların kısa sürede bitmesi (kim berabere, kim kazanmıştan çok, maçlaırn kısa sürede bitmesi).

Ama bu da Linares'i, Dortmund'u düzenleyenleri ilk planda ilgilendiriyor. Bizde kategori o düzeyde olmadığından, yukarıda erken berabere biten maçların sponsorları üzecek bir tarafı yok, çünkü ortada para ve sponsor yok Big Grin

Oktay'ın çok doğru sınıflandırdığı gibi ve sizin de haklı olduğunuz konu, takım maçlarındaki anlaşmalı berabereler ile bunun uzantısı olarak başka takımların mağdur olması. Veya maç satın alınarak önceden berabere anlaşmaları yapılması.

Bunun üzerine mutlaka gidilmeli ama genel resim içinde bu sorun, resmin tamamını ilgilendirmiyor.

Ha bana sorarsanız ödüller cazip hale gelmeli. İlk 3'e değil kategori ödülleri ile birlikte 20 kişiye ödül verilmeli. Birinciye de çeyrek cumhuriyet altını, cezve takımı ve narenciye sıkacağı değil elbette; 20.000 TL gibi.

csbh01 Nickli Kullanıcıdan Alıntı:5-Ülkemizde yapılan "Grand Prix", "Süper Lig" ve her türlü turnuvamıza katılan yabancı oyuncular,yukarıda sözü edilen taktikleri aynen uygulayarak turnuva ödüllerini (Belki de işbirliği içinde) kapmaktadırlar.

İşbirliğinden çok, güçlü oldukları için ödülleri kaptıkları kanısındayım.

----------

Tüm bunlar dışında Türkiye'de kapalı turnuvaların sayısının artması önemli. Bir önemli nokta da derneklerin eski gücüne kavuşması. İl Müdürlüklerinin ülkeyi bürokrasi üzerinden işgal ettiği tuhaf bir politbüro dönemindeyiz.

Geçmişte her biri ayrı bir okul olan dernekler satranç sahasından silindi. Bu ciddi bir sorun ve belki daha sonra etraflıca tartışılmayı hak ediyor.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
NE YAPMALI? - Yazar: csbh01 - 01-11-2012, 15:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 01-11-2012, 16:20
Re: NE YAPMALI? - Yazar: Mojo Jojo - 01-11-2012, 22:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: csbh01 - 03-11-2012, 04:12
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 03-11-2012, 06:36



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi