16-05-2013, 12:02
Bana çok enteresan gelmeye başladı. “
“Okumadım!”
…
Hem böyle söyleyip, hem de eleştireceksiniz. Okumadığınız bir şeyi mi eleştiriyorsunuz? Yoksa uzun oluş şeklini mi?
E bravo yani…
Haber niteliği taşıyan satırları ben il temsilciliklerine ve ilgilenenlere bilgi amaçlı yazdım. Sözüm ona sabote ediliyor.
Ama aldığım mailler, gelen sorular, beklediğimden de fazla okunduğunu gösteriyor bana.
Katkılarınıza da teşekkür ederim. Tartışma ilgi getirdi.
Forumda sadece kişisel boyutta tartışma yazılarını takip eden arkadaşlarımızda sayenizde okumaya başladılar.
Bu, beklentimin ötesinde bir şeydi!
*****************************************
Bu arada ısrarlı bir soruya şöyle bir yanıt vermeye çalışacağım. Bakalım başarabilir miyim?
Kahve satranççısı deyimi, satranç oynamak için başlangıçtan beri mekan olarak kahvehaneyi seçmiş, o ortamın atmosferinde satranç oynama şeklini ve tekniğini yeterli görmüş ve benimsemiş kişidir. Örnek olarak ülkemizden bazı oyuncuların ismini verebilirim ama onların gıyabında bu haklarını izinsiz kullanmak istemem.
Ama bilimsel bulmayacaksınız bu cevabı.
Çünkü komisyon talebiniz var. Sırf bu deyim için bir komisyon kurulmalı diyorsanız, bu gibi işler için yönetimde olduğunuzu düşünmeye başlıyorum da…
*************************************************
Danışmanlık konusundaki düşünceleriniz ise apayrı bir çelişkidir!
Bir işin yönetimine talip olunca ve yönetime gelince danışma kurulu kurulsun diyorsunuz. Size güvenerek oy vermiş seçicilerden aldığınız yönetim emanetini, başka kişilere danışarak yönetecekseniz YÖNETİM KURULU’ nun işlevi nedir? Zaten camiamız en doğal kaynak değil midir?
Bunu kimse ret etmiyor ki!
İllerdeki danışmanlık komisyonları da satrancın tabanda yayılması, çemberin içine daha çok kişi girmesi amaçlıdır!
Yine sizin deyiminizle;
“…biz satranççılar tasfiye edildik . yönetime gelirsek, bizim dahi böyle bir danışma kuruluna kesinlikle ihtiyacımız var . çünkü yönetim dışında iken ne bürokrasiyi ne de dünya satrancını layıkı ile yakından tanıma imkanımız kalmamıştır …”
Cümleyi aynen aldım.
Fakat başka bir satırlarınız bununla şöyle çelişiyor;
“…1980 öncesinden daha katı bir bürokratik oluşum. böyle bir yapıyı 1990 dan sonra hindistan bile terketmişti …”
Hatırladınız sanırım il komisyonlarındaki yönetmeliklerde vardı.
Hem ret edip, hem destekler durumdasınız. Bu çok açık bir çelişkidir. Bunu bana (öm) ile belirten forum üyeleri var.
Demek yakından ilgiyle takip ediyorlarmış.
Bu, şuna benzer; ülkede genel seçimler yapıldı ama iktidara gelen parti ülke dışından danışmanlar getiriyor! Toplumun buna razı olacağını mı sanıyorsunuz? Dışa bağımlılıktır bu. Gerçi biraz da öyle ya!
Ama TSF yi bu duruma benzetme çabanızı ve böylece toplum nezdinde küçük düşürme amacınızı burada fark etmek çok kolay!
Onun için yapılanları izleyin!
Ama siz TSF sitesini de okumuyorsunuzdur. Sadece başlıklara bakıp bir şeyler yazıyorsunuzdur. Bunu ben değil kendiniz söylüyorsunuz.
Ben ülkedeki tüm gazeteleri ayırmadan okurum. Herkes ne düşünüyor, neyi hedefliyor, karşı düşünce nedir, bunları öğrenmek için.
Bizim bir tane TSF’ muz var. Bir tane de ÖSF.
Her ikisini de gereği gibi kullanalım. Bilgilendirelim, bilgilenelim, eleştirelim, öneri getirelim.
“Okumadım!”
…
Hem böyle söyleyip, hem de eleştireceksiniz. Okumadığınız bir şeyi mi eleştiriyorsunuz? Yoksa uzun oluş şeklini mi?
E bravo yani…
Haber niteliği taşıyan satırları ben il temsilciliklerine ve ilgilenenlere bilgi amaçlı yazdım. Sözüm ona sabote ediliyor.
Ama aldığım mailler, gelen sorular, beklediğimden de fazla okunduğunu gösteriyor bana.
Katkılarınıza da teşekkür ederim. Tartışma ilgi getirdi.
Forumda sadece kişisel boyutta tartışma yazılarını takip eden arkadaşlarımızda sayenizde okumaya başladılar.
Bu, beklentimin ötesinde bir şeydi!
*****************************************
Bu arada ısrarlı bir soruya şöyle bir yanıt vermeye çalışacağım. Bakalım başarabilir miyim?
Kahve satranççısı deyimi, satranç oynamak için başlangıçtan beri mekan olarak kahvehaneyi seçmiş, o ortamın atmosferinde satranç oynama şeklini ve tekniğini yeterli görmüş ve benimsemiş kişidir. Örnek olarak ülkemizden bazı oyuncuların ismini verebilirim ama onların gıyabında bu haklarını izinsiz kullanmak istemem.
Ama bilimsel bulmayacaksınız bu cevabı.
Çünkü komisyon talebiniz var. Sırf bu deyim için bir komisyon kurulmalı diyorsanız, bu gibi işler için yönetimde olduğunuzu düşünmeye başlıyorum da…
*************************************************
Danışmanlık konusundaki düşünceleriniz ise apayrı bir çelişkidir!
Bir işin yönetimine talip olunca ve yönetime gelince danışma kurulu kurulsun diyorsunuz. Size güvenerek oy vermiş seçicilerden aldığınız yönetim emanetini, başka kişilere danışarak yönetecekseniz YÖNETİM KURULU’ nun işlevi nedir? Zaten camiamız en doğal kaynak değil midir?
Bunu kimse ret etmiyor ki!
İllerdeki danışmanlık komisyonları da satrancın tabanda yayılması, çemberin içine daha çok kişi girmesi amaçlıdır!
Yine sizin deyiminizle;
“…biz satranççılar tasfiye edildik . yönetime gelirsek, bizim dahi böyle bir danışma kuruluna kesinlikle ihtiyacımız var . çünkü yönetim dışında iken ne bürokrasiyi ne de dünya satrancını layıkı ile yakından tanıma imkanımız kalmamıştır …”
Cümleyi aynen aldım.
Fakat başka bir satırlarınız bununla şöyle çelişiyor;
“…1980 öncesinden daha katı bir bürokratik oluşum. böyle bir yapıyı 1990 dan sonra hindistan bile terketmişti …”
Hatırladınız sanırım il komisyonlarındaki yönetmeliklerde vardı.
Hem ret edip, hem destekler durumdasınız. Bu çok açık bir çelişkidir. Bunu bana (öm) ile belirten forum üyeleri var.
Demek yakından ilgiyle takip ediyorlarmış.
Bu, şuna benzer; ülkede genel seçimler yapıldı ama iktidara gelen parti ülke dışından danışmanlar getiriyor! Toplumun buna razı olacağını mı sanıyorsunuz? Dışa bağımlılıktır bu. Gerçi biraz da öyle ya!
Ama TSF yi bu duruma benzetme çabanızı ve böylece toplum nezdinde küçük düşürme amacınızı burada fark etmek çok kolay!
Onun için yapılanları izleyin!
Ama siz TSF sitesini de okumuyorsunuzdur. Sadece başlıklara bakıp bir şeyler yazıyorsunuzdur. Bunu ben değil kendiniz söylüyorsunuz.
Ben ülkedeki tüm gazeteleri ayırmadan okurum. Herkes ne düşünüyor, neyi hedefliyor, karşı düşünce nedir, bunları öğrenmek için.
Bizim bir tane TSF’ muz var. Bir tane de ÖSF.
Her ikisini de gereği gibi kullanalım. Bilgilendirelim, bilgilenelim, eleştirelim, öneri getirelim.
- MATRANÇ -