26-03-2016, 00:03
Öncelikle Sayın Mojo Jojo'ya bir teessüfte bulunmak istiyorum:
Overlokçuluğu satranç antrenörlüğü kadar basit bir iş mi sandınız? Lütfen!
Röportajdan özetle anladığım şu:
Vizyon sahibi olmakla hayal aleminde yaşamak arasında ince bir çizgi olmalı.
Bir insan, olmasını hayal ettiği şeyleri anlatırken olacak şeylermiş moduna bu kadar kolay geçiveriyormuş demek ki.
"Yoldan gelene-geçene sertifika verelim, kasamız para dolsun!" cümlesinden öte bir anlam varsa, lütfen biri açıklasın.
Lisans = Para, sponsor = Para, her bir sertifika zaten para. Daha ne isteniyor, anlamak güç.
İnsanları satranç oynamayan fakat ısrarla "Satranç Ülkesi" olarak lanse edilmeye çalışılan bir ülkede yaşıyoruz. Bu oldukça tuhaf bir durum.
Tuhaf olmayan ne biliyor musunuz?
Satrançla zerre kadar alakası olmadan Federasyonu başkanı olan bir kişinin, satrançla zerre kadar alakası olmayan insanlara satranç antrenörlüğü yapmalarını tavsiye etmesi. Biraz insaflı ve empatik olun lütfen! Siz olsanız tavsiye etmez miydiniz? Hem bakın satranç oynayarak para da kazanılabiliyormuş ülkemizde. Bunu bilmiyor muydunuz yoksa?
Emlakçılık terimleriyle açıklayacak olursak: Tarlaya imar izni geldi (satranç okula girdi), arsa oldu. Ardından arsa parsel parsel bölündü (yıllarını bu işe vermiş gerçek antrenörlerin yanısıra müsveddeleri de satranç merkezi açtı). Şimdi ise imar izni verilen arsada kim, hangi sağlamlıkta bina yapmış meselesi denetlenmeden, anlaşılmadan komşu tarlalara göz dikilip imar izni için çalışmalara başlandı. Nicelikle övünmenin geçer akçe olduğu yerde niteliğe kimse bakmıyor nasılsa!
Hala duruyor musunuz yoksa? Yardımcı antrenörlük sertifikanızı kredi kartıyla sitemiz üzerinden alabilirsiniz. Adresinizi iletin, kargolayalım!
Overlokçuluğu satranç antrenörlüğü kadar basit bir iş mi sandınız? Lütfen!
Röportajdan özetle anladığım şu:
Vizyon sahibi olmakla hayal aleminde yaşamak arasında ince bir çizgi olmalı.
Bir insan, olmasını hayal ettiği şeyleri anlatırken olacak şeylermiş moduna bu kadar kolay geçiveriyormuş demek ki.
"Yoldan gelene-geçene sertifika verelim, kasamız para dolsun!" cümlesinden öte bir anlam varsa, lütfen biri açıklasın.
Lisans = Para, sponsor = Para, her bir sertifika zaten para. Daha ne isteniyor, anlamak güç.
İnsanları satranç oynamayan fakat ısrarla "Satranç Ülkesi" olarak lanse edilmeye çalışılan bir ülkede yaşıyoruz. Bu oldukça tuhaf bir durum.
Tuhaf olmayan ne biliyor musunuz?
Satrançla zerre kadar alakası olmadan Federasyonu başkanı olan bir kişinin, satrançla zerre kadar alakası olmayan insanlara satranç antrenörlüğü yapmalarını tavsiye etmesi. Biraz insaflı ve empatik olun lütfen! Siz olsanız tavsiye etmez miydiniz? Hem bakın satranç oynayarak para da kazanılabiliyormuş ülkemizde. Bunu bilmiyor muydunuz yoksa?
Emlakçılık terimleriyle açıklayacak olursak: Tarlaya imar izni geldi (satranç okula girdi), arsa oldu. Ardından arsa parsel parsel bölündü (yıllarını bu işe vermiş gerçek antrenörlerin yanısıra müsveddeleri de satranç merkezi açtı). Şimdi ise imar izni verilen arsada kim, hangi sağlamlıkta bina yapmış meselesi denetlenmeden, anlaşılmadan komşu tarlalara göz dikilip imar izni için çalışmalara başlandı. Nicelikle övünmenin geçer akçe olduğu yerde niteliğe kimse bakmıyor nasılsa!
Hala duruyor musunuz yoksa? Yardımcı antrenörlük sertifikanızı kredi kartıyla sitemiz üzerinden alabilirsiniz. Adresinizi iletin, kargolayalım!