seçim anketi ve adaylar üzerine açıklamalar
#5
Alıntı:Bu dönemde TSF'nin gerçekten başarılı bulduğum çalışmaların yanında, hiç de doğru bulmadığım çok sayıda yanlışlar ve eksikliklerde bulunuyordu. Bunları zaten bir kısmının neler olduğunu izliyoruz. Bu nedenle aynı teklif geçen yıl cumhuriyet mitingleri esnasında da yapıldı. 22 Temmuz seçim sonuçlarına göre aday olabileceğimi açıkladım. Bu açıklamamın kısa süre ardından sonra bu inanılması güç olay ile karşılaştım. Çok şükür bu derdi aşmak üzereyim.
Ailem ve çevrem çok üzüldü bu nedenle bu davam bitince gerekli kişilerden yargı önünde hesap elbette soracağım. Ancak en azından şu kısa dönemde Başkanlığa aday olmayı hiç düşünmüyorum. Bundan sonrası için de kolay kolay düşüneceğimi sanmıyorum.

Yani siz şimdi çözümlemekte olduğunuz bu olayın şu an ki TSF Yönetimi tarafından adaylığınızı engellemek amacıyla başlatıldığını mı söylüyorsunuz? Kusura bakmayın ama inanılması güç geliyor bana. Sizcede çok zahmetli bir komplo değil mi bu? Tabi dediğiniz gibi siz benden daha çok şey görüyor olmalısınız.

Alıntı:Benim şu an desteklediğim herhangi kişi ya da oluşum yoktur. Ancak mevcut iktidar ve muhalefetin elle tutulur yanları hiç yoktur. Bu nedenle camiamızdan tertemiz yepyeni insanların gelmesi , kan değişikliği huzuru getirecek ve pek çok düzelmesi gereken konular düzelecektir. Mevcut bu şahıslarla gelen gideni aratır misali dertler büyüyerek artmaya devam edecektir.

Sizin söylediklerinizin aksine ben şu an ki TSF Yönetimini başarılı buluyorum. Tabi ki eksikleri var ama bunlar çokta anormal sorunlar değil. Yani demek istediğim iktidara gelen her yönetimin aksikleri olacaktır. Önemli olan yararın zarardan fazla olmasıdır. Bence son beş senedir yarar zarardan çok daha fazladır.

Sözünü güvenilir biri olarak gördüğüm Sn. Selim Gürcan'ın geçen gün yazmış olduğu yazıyıda okuyunca, seçimleri Sn. Ali Nihat Yazıcı ve ekibinin kazanmasını ister oldum.

Sn. Selim Gürcan'ın 20.08.08 tarihinde Tsf Forumda Yazmış Olduğu Yazıdan Birebir Alıntı:

Alıntı:Ne şanslıyız ki 2000 yılı öncesindeki TSF ile şimdiki TSF arasında dağlar kadar fark var. Eski TSF'nin bürosu 30 metrekare civarındaydı. Başkan ve Genel Sekreter dışında da bir sekreter vardı (Telefonu "alo" diye açan) Aktif olarak satranç oynadığım 1990 ile 2000 seneleri arasında Türkiye sadece 2 Uluslararası Turnuva organize edebildi. Antrenör ise yoktu. Sadece belli bir dönem Ankara'da GM Vasiukov istihdam edildi. İstanbul'a gönderilmesi teklif edilince de "Oyuncular aralarında para toplayıp otelini halletsin" dendi. 2000 yılında olimpiyat öncesi kamp yapıldı. 2 gün boyunca demonstrasyon tahtası yoktu. 20 yaşındakilerin altı için hayal edilemeyecek kadar kötü bir satranç ortamı vardı.

Tüm eski dönemi yaşamış biri olarak bugünleri mucize olarak değerlendiriyorum ve şimdiki yönetimin yaptıklarına büyük sempati ve takdirle baktığımı söylemekte de sakınca görmüyorum. Bununla beraber her zaman için herşeyin daha iyisi yapılabilir ve diğer Başkan adayları bu konuda delegeleri ikna edebilirlerse bunu deneme fırsatına da kavuşurlar.

Forum ortamında karşılıklı yazışmalar başladı. İleride umarım projeler de tartışılacaktır ama şu ana kadar muhalefetin yönlendirdiği sorular açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı.

Türkiye Satranç Federasyonu sıklıkla Devlet ve FIDE Başkanlarını (Kirsan Ilyumzhinov aynı zaman Kalmukya'nın başkanı'dır) Bakanları ve pek çok üst düzey yöneticileri (İş Bankası vs) ağırlamakta ve gerektiğinde onları ziyaret etmektedir. FIDE'den daha büyük bir bütçeye sahip olduğu söylenen TSF'nin makam arabasına sahip olmasından daha doğal ne olabilir. Başkan'ın veya yöneticilerin toplantılara belediye otobüsü ile mi gitmesini beklemek lazım? Sonuçta Başkan TSF'yi, dolayısıyla Türkiye'yi temsil etmektedir. Ve bu kadar büyük bütçeli bir federasyon da bir makam arabasına sahip olabilir.

Aynı şekilde Asbaşkan'a da bir aracın tahsis edilmesinin de bir sakıncasını görmüyorum. Sonuçta fahri bir görev yapılıyor. TSF bir holdingten daha karmaşık bir yapıya sahip ve eminim ki özel bir kuruluşta benzer bir sorumluluğa sahip bir yönetici 10.000 dolar mertebelerinde bir maaş alacaktır. Murat Kul benzin parasını ödetmiş midir, yoksa araba tahsis edilmiş midir, fikrim yok. Ama tutun ki Asbaşkan yoğun bir çalışma döneminden sonra bir dönem başka bir işe yoğunlaşacağını söyledi. Başkan da Asbaşkanının rahatı için ona boşta olan bir aracı tahsis etti. Burada bahsi geçen rakam kaç para? Ayda 150 YTL mi yok 200 YTL mi? Murat Kul sayesinde basında fazladan kaç haber çıktı acaba? TSF ile ilgilenmediği dönemde basından o tahsis edilen araçla bazı arkadaşlarını ziyaret edip fazladan 4-5 haber çıkarsa bile benzin parasıyla ölçülebilir mi? Yine tekarar edeyim araba tahsis edilmiş mi edilmemiş mi bilmiyorum. Ama yukarıdaki sorular da aklıma gelmiyor değil.

Özgür Solakoğlu TSF YK'sında bulunmasının yanı sıra Milli Takımlar Menajerliği görevini de almış durumda. YK dışında bir başka kişinin göreve getirilmesi için araştırmaların olduğunu hatırlıyorum ama demek ki uygun aday bulunamadığı için Solakoğlu'nda karar kılınmış. Solakoğlu,nun aldığı maaşı herhalde bilgi edinme yasası ile öğrenmek mümkündür. Ne var ki sanki çalışanın maaş almasını bir suçmuş gibi sorgulamak bence garip. Sonuçta Özgür Solakoğlu bankacılık kariyerini satranç uğruna bırakıp bu görevi almış. Sene boyunca evden ve eşinden uzak kalmasını gerektirecek bir görev. Bu görevin layıkıyla yapılması için bir maaş belirlenmesinden daha doğal birşey olamaz ama tahminim Özgür Solakoğlu'nun bankacılık kariyerini devam etmesi halinde daha iyi bir maaş alabileceği yönünde. Açıkçası bunları yazınca da üzüldüm. Satranç camiasının sevilen ve görevini üstün başarıyla yerine getiren bir ismin maaşı, şudur budur diye tartışma konusu yapılıyor.

Kaç federasyonda kaç Başkana ve Asbaşkana makam aracı tasil edildiğini tartışmayı da akılcı bir muhalefet yöntemi olarak bulmuyorum. Demek ki diğer federasyonlar çok ufak ve bütçeleri yetmiyor. Veya büyük federasyonların başında çok zengin iş adamları var, kendi makam araçları zaten var ve yönetimi de başkalarına havale ettikleri için gerek duymuyorlar. Benzer şekilde kaç federasyonun forumu var diye de bir araştırma yapabilirsiniz ama o zaman da göreceksiniz ki TSF dışında dışında foruma sahip olan yok. Muhalefete tahammül edilemediğine dair hiçbir eleştiri diğer federasyonlara yönlendirilemez çünkü hiçbirinin zaten forumu yok. Benzer şekilde başka kaç federasyonun Atatürk Satranç Merkezi gibi konforlu ve bizlere yakışan bir merkeze sahip olduğu da araştırılabilir. Veya diğer federasyonların ne kadar lisanslı sporcuya sahip olduğu, senede ne kadar uluslararası turnuva organize ettikleri gibi konularla ilgili mukayeseler de yapılırsa objektife yakın bir değerlendirme elde edilebilir.

Seçimlerde veya seçimlerden sonra TSF ile ilgili hiç bir görev alma niyetinde değilim. Şu anda da hiçbir görevim yok. 2 sene önce kendi isteğimle Teknik Kurul'dan ayrılmıştım. Zamanında aldığım bu kısa görev sonunda bu tür fahri görevlerin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu satırları yazma sebebim ise başta belirttiğim gibi duyduğum hayal kırıklığı. Yönetime talip olanlar demek ki temelde benzin parası, harcırah, makam aracı, Milli takımlar Menajerine ödenen maaş gibi konulara odaklanacak.

Bu kadar kapsamlı işlerin yapıldığı bir federasyonda eksikler de olacaktır. Emrahan Halıcı ve Kahraman Olgaç döneminde
sadece 2 şikayet konusu olurdu: Turnuva ve antrenör. Ne forumdan şikayet edilirdi ne web sitesinden. Menajerin aldığı maaştan da şikayet edilmezdi. Kampların tarihinden ise hiç şikayet olmazdı. Alınan kredi konusunun bahsi olmazdı. Oyuncular maaşları azlığından da şikayet etmezdi. Çünkü zaten bunlar yoktu!
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: IhsanKILIC - 24-09-2008, 11:29
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 24-09-2008, 20:45
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: hsdalkiran - 24-09-2008, 22:20
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 24-09-2008, 22:45
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: hsdalkiran - 25-09-2008, 00:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 25-09-2008, 00:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: huseyinekli - 25-09-2008, 19:12
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Venom - 25-09-2008, 20:32
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 26-09-2008, 00:32
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: hsdalkiran - 26-09-2008, 13:19
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: hsdalkiran - 26-09-2008, 15:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: hsdalkiran - 07-10-2008, 14:40



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi