07-02-2011, 00:08
Aşağıdaki yazı Satranç ve Life dergisinin bu ay ki sayısından alınmıştır.
Zeki Demircan-Mum Işığında Satranç
"Azdur Satranç Kulübünü 2006 yılının Kasım ayında Ordu Merkez'de kurduk. Amacımız ilimizde henüz olgunlaşmamış olan satranç bilincini yerleştirmek, nitelikli kulüp-veli-sporcu diyaloğunu kurmak ve satranç sporunu geliştirmekti. Çok kısıtlı imkanlarla kurmuş olduğumuz kulübümüz gayretli çalışmalarımız sayesinde düşündüğümüzden de hızlı bir gelişim katetti. O yıllarda böyle bir kulüp anlayışından bahsetmek hayaldi. Merkez ve ilçelerimizde bulunan satranç sporcularını hem tanımak hem de kaynaştırmak adına 2007 yılının Mart ayında (şimdi gelenekselleştirdiğimiz) Levent Kuyumculuk ve Azdur Satranç Kulübü ödüllü turnuvamızın birincisini 630 kişinin katılımıyla gerçekleştidik. Hiç unutmam '7'den 77'ye' sloganıyla yola çıktığımız ilk turnuvamıza katılan 630 kişi satranç adına daha önceden ilimizde böyle büyük bir organizasyon ile karşılaşmamışlardı. Hem bol ödüllü hem de muhteşem bir kaynaşmaydı. 2006 yılında ilimizde lisanslı satranç sporcu sayısı 200-250 civarındayken bugün bu sayı 3000'e ulaşmıştır.
4 yıl gibi kısa bir zamanda bu kadar hızlı büyümenin en önemli nedeni profesyonel bir tutum sergilememizden geçmektedir. Birçok ihtiyacımızın olmasına rağmen bunları görmezlikten gelerek işimize odaklandık ve başarıya giden yolu hiç bırakmadık. Bugün baktığımızda kulübümüz 4 yıllık bir dönemde satranç camiasına 500'e yakın sporcu kazandırmıştır. Eğitimlerine hız kesmeden devam eden kulübümüzün çalışmaları federasyon tarafından mercek altına alınmış, birçok kez değişik illere örnek olması açısından övgü ile kulübümüzden bahsedilmiştir. 2008 yılında federasyonumuz, bu çalışmalarımıza destek olmak amacıyla bir laptop ve bir projeksiyon cihazı ile kulübümüzü ödüllendirdi. Federasyonumuzun bu desteği kulübümüzde eğitim gören minik satranç sporcularını çok mutlu etmişti. 2009-2010 yıllarında çalışmalarımız hem nitelik hem de nicelik açısından bütün hızıyla devam etmiştir. Bunlar transferler, milli takım havuzu, 1000 kişilik katılımlı turnuvalar, ulusal turnuvalar, eğitimler vs. Artık ilimiz Azdur satranç kulübünün başarılı çalışmalarıyla anılır olmuştur.
TARİH: 27 Kasım 2010... Türkiye Satranç Federasyonu Mali Genel Kurulu kulübümüzde bir deprem etkisi yaratmıştır. Neden mi? Düşüncelerimizi özgürce söylediğimiz için. Neden mi? Federasyonumuzun yönetimini ibra etmediğimiz için. Neden mi? Birileri gibi yalakalık yapmadığımız için. İnanın bu 'neden'leri saymakla bitiremem.
Sevgili federasyon yönetimini ibra etmediğim için kulübümüzün ölüm fermanını imzaladılar. Önce çalışmalarımızı Türkiye'de destekleyen kişileri yanımızdan uzaklaştırma çabaları, daha sonra ise ödül olarak kulübümüze göndermiş oldukları laptop ve projeksiyon cihazının elimizden alınması. Kendilerini Türkiye'de en güçlü 3 büyük federasyon arasında gördüklerini söyleyen değerli federasyon yetkililerimize soruyorum. "Kulübümüze ödül olarak verdiğiniz bir laptop ve projeksiyon cihazına mı kaldınız?" Şimdi de siz satranç severlere soruyorum, "Federasyonumuzun sergilemiş olduğu bu tutum satranç etiğine sığar mı?" Kulübümüze eğitim adına yaptığınız bu desteği kendi cebinizden mi karşıladınız? Madem geri alacaktınız 3 yıldır almadınız da neden şimdi alıyorsunuz? Sevgili satrançsever dostlarım, derginin bir önceki sayısında yazdığım gibi hesap soranın, sesini duyurmak isteyenin başının ezilmek istendiği bir anlayışla karşı karşıya kaldığımızın en çarpıcı örneklerinden birini sizlerle paylaşmak istedim. Bunun gibi engellemeler, transfer çalışmalarımızda ve eğitim çalışmalarımızda da sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Federasyonumuzun internet sayfasında lisanslı sporcu sayısı ülke genelinde ilk 10'da olan bir kulübün başkanıyım. Bu seviyelere bir laptop ve projeksiyon cihazıyla gelmedik.Satranç sporu bizim kalbimizde, beynimizde ve bütün vücudumuzdadır. Bazıları gibi ezber bilgilerle dilimizde değildir. Kulübümüzün minik satranç sporcularını mum ışığında satranç oynamaya mahkum edenlerin Ordu satrancına ne katkı sağlayacağını merak ediyorum. Belki benim yaşadığım örnekleri yarın siz de yaşayacaksınız. Bugün piyon gibi bizi kullanmak isteyenlere, yarın vezir olabileceğimizin de hesabını iyi yapmalarını öneririm...
Zeki Demircan-Mum Işığında Satranç
"Azdur Satranç Kulübünü 2006 yılının Kasım ayında Ordu Merkez'de kurduk. Amacımız ilimizde henüz olgunlaşmamış olan satranç bilincini yerleştirmek, nitelikli kulüp-veli-sporcu diyaloğunu kurmak ve satranç sporunu geliştirmekti. Çok kısıtlı imkanlarla kurmuş olduğumuz kulübümüz gayretli çalışmalarımız sayesinde düşündüğümüzden de hızlı bir gelişim katetti. O yıllarda böyle bir kulüp anlayışından bahsetmek hayaldi. Merkez ve ilçelerimizde bulunan satranç sporcularını hem tanımak hem de kaynaştırmak adına 2007 yılının Mart ayında (şimdi gelenekselleştirdiğimiz) Levent Kuyumculuk ve Azdur Satranç Kulübü ödüllü turnuvamızın birincisini 630 kişinin katılımıyla gerçekleştidik. Hiç unutmam '7'den 77'ye' sloganıyla yola çıktığımız ilk turnuvamıza katılan 630 kişi satranç adına daha önceden ilimizde böyle büyük bir organizasyon ile karşılaşmamışlardı. Hem bol ödüllü hem de muhteşem bir kaynaşmaydı. 2006 yılında ilimizde lisanslı satranç sporcu sayısı 200-250 civarındayken bugün bu sayı 3000'e ulaşmıştır.
4 yıl gibi kısa bir zamanda bu kadar hızlı büyümenin en önemli nedeni profesyonel bir tutum sergilememizden geçmektedir. Birçok ihtiyacımızın olmasına rağmen bunları görmezlikten gelerek işimize odaklandık ve başarıya giden yolu hiç bırakmadık. Bugün baktığımızda kulübümüz 4 yıllık bir dönemde satranç camiasına 500'e yakın sporcu kazandırmıştır. Eğitimlerine hız kesmeden devam eden kulübümüzün çalışmaları federasyon tarafından mercek altına alınmış, birçok kez değişik illere örnek olması açısından övgü ile kulübümüzden bahsedilmiştir. 2008 yılında federasyonumuz, bu çalışmalarımıza destek olmak amacıyla bir laptop ve bir projeksiyon cihazı ile kulübümüzü ödüllendirdi. Federasyonumuzun bu desteği kulübümüzde eğitim gören minik satranç sporcularını çok mutlu etmişti. 2009-2010 yıllarında çalışmalarımız hem nitelik hem de nicelik açısından bütün hızıyla devam etmiştir. Bunlar transferler, milli takım havuzu, 1000 kişilik katılımlı turnuvalar, ulusal turnuvalar, eğitimler vs. Artık ilimiz Azdur satranç kulübünün başarılı çalışmalarıyla anılır olmuştur.
TARİH: 27 Kasım 2010... Türkiye Satranç Federasyonu Mali Genel Kurulu kulübümüzde bir deprem etkisi yaratmıştır. Neden mi? Düşüncelerimizi özgürce söylediğimiz için. Neden mi? Federasyonumuzun yönetimini ibra etmediğimiz için. Neden mi? Birileri gibi yalakalık yapmadığımız için. İnanın bu 'neden'leri saymakla bitiremem.
Sevgili federasyon yönetimini ibra etmediğim için kulübümüzün ölüm fermanını imzaladılar. Önce çalışmalarımızı Türkiye'de destekleyen kişileri yanımızdan uzaklaştırma çabaları, daha sonra ise ödül olarak kulübümüze göndermiş oldukları laptop ve projeksiyon cihazının elimizden alınması. Kendilerini Türkiye'de en güçlü 3 büyük federasyon arasında gördüklerini söyleyen değerli federasyon yetkililerimize soruyorum. "Kulübümüze ödül olarak verdiğiniz bir laptop ve projeksiyon cihazına mı kaldınız?" Şimdi de siz satranç severlere soruyorum, "Federasyonumuzun sergilemiş olduğu bu tutum satranç etiğine sığar mı?" Kulübümüze eğitim adına yaptığınız bu desteği kendi cebinizden mi karşıladınız? Madem geri alacaktınız 3 yıldır almadınız da neden şimdi alıyorsunuz? Sevgili satrançsever dostlarım, derginin bir önceki sayısında yazdığım gibi hesap soranın, sesini duyurmak isteyenin başının ezilmek istendiği bir anlayışla karşı karşıya kaldığımızın en çarpıcı örneklerinden birini sizlerle paylaşmak istedim. Bunun gibi engellemeler, transfer çalışmalarımızda ve eğitim çalışmalarımızda da sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Federasyonumuzun internet sayfasında lisanslı sporcu sayısı ülke genelinde ilk 10'da olan bir kulübün başkanıyım. Bu seviyelere bir laptop ve projeksiyon cihazıyla gelmedik.Satranç sporu bizim kalbimizde, beynimizde ve bütün vücudumuzdadır. Bazıları gibi ezber bilgilerle dilimizde değildir. Kulübümüzün minik satranç sporcularını mum ışığında satranç oynamaya mahkum edenlerin Ordu satrancına ne katkı sağlayacağını merak ediyorum. Belki benim yaşadığım örnekleri yarın siz de yaşayacaksınız. Bugün piyon gibi bizi kullanmak isteyenlere, yarın vezir olabileceğimizin de hesabını iyi yapmalarını öneririm...
Kötülerin hakim olmaması için tek şart iyilerin gayret göstermesidir.