30-03-2008, 21:33
Filin ayakları
|
31-03-2008, 23:44
Normalde filin 4 ayağı var Ama bu resimde ben 8 ayak saydım
FI-NA İhsan KILIÇ - Siirt
01-07-2008, 14:05
Bir de file sorsak?
01-07-2008, 15:21
Abdullah Sen "tertip" yapıyorsun... İhsan külyutmaz bir tavırla gelmiş ama külyutmam derken yutmuş bence. Çünkü "normalde 4 ayağı vardır" demek normal olmayan durumlarda ayak sayısının artıp eksileceğini önermektir aynı zamanda, Galiba Siirtte'ki fillerin ayak sayısı duruma göre değişiyor. Galiba demeyelim kesin böyle. Çünkü İhsan canlı Oyunda yenip duruyor beni Filleri sekiz ayaklı olmasa yenemezdi. Atları kaç ayaklı kimbilir?
01-07-2008, 23:07
Hüseyin abi dediklerinizi anlamakta hala güçlük çekiyorum açıkcası :lol: :lol:
Bence 4 ayağı var,umarım komik bir şey söylemiyorumdur
02-07-2008, 02:27
1-Filler her koşulda dört ayaklıdır. "Normal koşullarda da", "sıkıyönetim ve olağağanüstü hal koşullarında da", "demokrasi ve diktatörlük rejimlerinde de" ve doğal koşullarda da, filler dört ayaklıdır.
2-İhsan kardeşimiz, "normalde filin dört ayağı" var diyerek, normal olmayan koşulları düşündürdü bana. Sanki bazen fillerin ayak sayısı farklı olabilir gibisine... 3-İhsan çok iyi bir oyuncu "Canliyun.net" sitesinde beni yenip durunca, İhsan'ın satranç tahtasındaki Fillerinin 13 kareden daha fazla alan kontrol ettiğinden kuşkulandım(!). Keza atlarının da kenardayken bile 8 kareyi kontrol ettiğinden kuşkulandım(!). Şimdi kendisiyle son maçımızda, dört gözle bu konuyu araştırıyorum!! Resimdeki filin de dört ayağı var ama çizen adam herkese "ayak çekiyor" işte... Evet buradan felsefi (!) bir çıkarımda bulunursak "hiçbir şey (ve filler) göründüğü gibi değildir". Sena da bu yazıda felsefe aramasın fazla. Yazın sıcağında foruma biraz su serpeyim dedim o kadar...
02-07-2008, 08:59
Ayak: Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü.
Bu filde 5 tane ayak var. Soru kaç bacağı şeklinde sorulsaydı büyük bir karışıklık olabilirdi tabii
● T a ş l a r ı · y e r i n d e n · o y n a t m a · z a m a n ı !
02-07-2008, 11:08
Soldan sağa sayalım:
1. Ayak "ayak"! Çünkü ayak çeneye bağlı değildir. 2. Ayak "ayak"! Çünkü toynağı yok, boşluk. 3. Ayak adam gibi ayak, tabanı da tavanı da doğru. 4. Ayak "ayak"! Toynak yok, boşluk. 5. Ayak "ayak"! Çünkü karın boşluğuna bağlı ayak olmaz. 6. Ayak "ayak"! Toynak yok, boşluk. 7. Ayak adam gibi ayak. 8. Ayak ayak gibi ayak. Sonuç olarak filin doğru şekilde çizilmiş ÜÇ ayağı var! Erken mi oldu ne ayak? :roll: (Yani Abdullah sadece bastığın yere değil, ayakların bağlandığı yere de bak!)
02-07-2008, 14:14
Fil, Fil değil!
Ayak, Ayak değil! İyiki, biz biziz!
● T a ş l a r ı · y e r i n d e n · o y n a t m a · z a m a n ı !
03-07-2008, 11:23
Fil fil değil, ayak ayak değil ama biz biziz derken , biz neyiz? Belki de resmi çizen adam, bize "bakmak ve görmek" konulu bir ders vermiştir. Ne dersiniz? Ya da Biz dünyaya nasıl bakıyoruz? Evet Biz işte şuracıkta olduğu gibi, dünyaya türlü türlü bakıyoruz. Bazen bakıp görmüyoruz, bazen görüp bakmıyoruz. Çoğu zaman ne bakıyor ne de görüyoruz. haydi baktığımızı kabul edelim. Ama şu file bakışımız kanıtlamıştır ki: Bazen "yüzeysel" bakıyoruz. Bazen "öylesine" bakıyoruz. Bazen "derinlemesine" bakıyoruz. Bazen "boş" bakıyoruz. Hah! işte bu! "Boşbakış" Bu çok bir hoş bakıştır. "Sporcu bakışı " da denir. Özellikle futbol, basketbol, ve voleybolda çok önemlidir. Tüm alana topun nereye gideceğine ilişkin önyargısız bakıştır. Heryere ve hiçbir yere gidebilir top! Hepsine hazır olmalıdır "sporcu duruşu" sporcunun, "yer tutuşu". İnsan bunun için spor yapar zaten. Önyargısız bakabilmek, Doğru yerde doğru duruşu, davranışı belirleme yeteneği kazanmak için spor yapar insan. Evet; "marifet" "boş bakışla" "doluyu" görebilmekte!
Herkese hoş bakışlar!...
03-07-2008, 11:31
Yahu bizim zamanımızda böyle miydi bu işler a dostlarım?Gözünüzü seveyim bir düşünün eski günleri..Aah ah..Kalmadı dostlar, kalmadı..Antalya'nın doğal dokusu bozuldu..Eskiden her köşe başında bir fil vardı garanti..Markete giderken bir fil, sinemaya giderken iki fil, çarşıya giderken en az beş fil sayardınız..Yaa, yaa..
Hem ayaklarını saymayı bırakın açıp ağzını dişlerini bile sayardınız..O denli uysal, o denli efendi hatta beyefendi mahluklardı o cânım filler..Necmi Abi vardı, fildi kendisi..Takım elbisesini giyip çarşıda bir dolaştı mı bütün filler ona imrenerek bakardı..Gitti azizim, kalmadı bir tane şimdi..Bu yüzden eski Antalyalılardan Abidin ÜNAL'ın da içi parçalanmış olacak ki bakın fil muhabbeti açıyor..Neden efenim?Çünkü eskiye özlem, geçmişe muhabbet..Bazen ben de başımı alıp gideyim buralardan diyorum eski fil mezarlıklarına..Yolum açık olsun, yolum selamet... Damacana suyu kadar kaliteli sevgi ve saygılarımla.. Ve de yüksek, kafayı kırmış olma kaygılarımla..
03-07-2008, 12:47
Sevgili Ethem, yazılarında bir yaşlılık sendromu seziyorum git bir gençlik aşısı yaptır kendine...:
03-07-2008, 12:54
Aslında her şey mahalledeki veletlerin bana amca demesiyle başladı..Sonra göbek fln da oldu bende..Bir baktım ki elimde file, içinde portakal falan, eve geliyorum..Dedim iyice aile babası oluyorsun kendine dikkat et..Bir anda kese kağıdı içindeki domatesler yere düşünce çocuklar yanıma gelip, 'Ethem Amca domates ver, domates' dediler...Ben de onlara parayı veren düdüğü çalar deyip bir nanik çaktıktan sonra eve geldim..Anneciğimin yemeklerini yedim, babacığımla hasbihal ettik.Sevgili kardeşim Yunus'la havaların sıcaklığından, romatizmalardan fln söz ettik..Derken saat sekiz olunca çizgili pijamalarımla uyuyakaldım televizyonun karşısında..Rüyamda altmış yetmiş tane çocuğun babası olmuştum..Etkisi devam ediyor herhalde..
|
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi