Satranç Taşlarına Bakınca Ne Görüyorsunuz?
#1
Bu yazı anketler bölümünde Zahide Hanım'ın açtığı anketten esinlenerek yazılmıştır...

Taşlara baktığım zaman ben şunları görüyorum, ama her zaman değil:)Yani genelde pek bir şey görmüyorum, ama güzel laflar etmek için bakmak değil görmek gerekir malumunuz...

Şah: Önemli olmak..Bütün ilgi ve dikkat sizin üzerinizde!Çünkü siz Şah'sınız! Çoğu zaman bir köşede savaşın bitmesini bekleseniz de, etrafınızda kaleler ve piyonlar canlarını sizin için feda etmeye hazır olsalar da, zamanı gelince iş başa düştü diyerek belinizden kılıcınızı çekip savaşa siz de dahil olabilirsiniz!Tabii yürekli bir liderseniz!Oyunun sonuna kadar o köşede beklerseniz sadece ömrünüzü biraz daha uzatmış olursunuz!

Vezir: Güç..Vezir bana gücü çağrıştırıyor.Özel yetkiyle donatılmış..Ama kaybedecek çok şeyi var!Yakışıklı ile çirkinin kavgası gibi..Yakışıklı için ağzı burnu daha değerlidir:) Vezir de aynen öyle, oyunun başında dışarı çıkıp fazla ortalarda görünmez!Çünkü bir at, bir fil hatta bir piyondan korkup kaçması gerekebilir...Karşısındakinin kaybetcek pek az şeyi vardır çünkü..

Kale: Halkın biraz zengin kesimi..Altları var, üstleri var..Emir alır, emir verir.Meydanı boş buldu mu eser gürler.Sahte delikanlıdır.Oyunun sonuna kadar ortaya çıktığı pek görülmez.Vezir bile arada çıkıp boy gösterirken o şahın dibinden ayrılmaz.Yalakadır.Ciğeri beş para etmez.

Fil: Sanıldığı gibi ağır, tonton bir taş değildir.Bilakis, aralardan sıyrılıp çoğu kez rakip şahın civarındaki piyonların birinde patlar.İyi fil, arkadaşlarıyla uyum içinde çalışan, onların gitmediği karelere giden, onların yapmadığı işleri yapandır.Kötü fil de diğer arkadaşlarına çarpar durur, bir yere gitmez.Kendisine sorsanız hep diğer piyonlar suçludur.Onlar başka kareye gitse sorun çözülecektir.

At: Diğer taşların üstünden atlar geçer.Çok sabırsız bir taştır çünkü.Oyuna girmek için önünün açılmasını-kapanmasını beklemez.İlk hamlede bile rahatlıkla oyuna sokabilirsiniz.Çok vefakar bir taştır.At-Avrat-Silah üçlüsü zaten bize millet olarak yakın gelmiştir.Ata laf söylemeyin, at satranç tahtasının gözünün nurudur, gönlünün aydınlığıdır.

Piyon: Ben bir piyoncuyum.Baştan söyleyeyim, o yüzden duygusal davranacağım...
Ben piyonda sabrı görüyorum.Yani satrancın özünü!Sonra umudu görüyorum, son kareye bir hamle kala oracıkta düşüp giden piyonlar vardır, onların gözü arkada gittiklerini ama onların da huzurlu öldüklerine inanırım.
Her piyon huzurla ölür!Mücadelenin en çok bilincine varmış taştır piyon.Arkadaşlarının, kardeşlerinin birer birer öldüğünü görür ama hedefe ilerlemeye devam eder.Dayanışma piyonlarda çok önemlidir.Biri diğerinin önüne geçmeye, ötekinden evvel vezir olmaya çalışırsa biz onlara "bingeç piyonlar" deriz.O zaman güçsüzleşirler..Ayrık piyonlar da maalesef ağır taşlara fazla dayanamazlar.
Piyonlar sadece şah olamazlar!Kapasiteleri sınırlıdır çünkü.Birilerinin kendileri için feda olmasından çok, birileri için feda olmaya alışmışlardır.Bu da "şah" olmanın ruhuna aykırıdır!
Bir piyon şah olsa, emin olun, bırakın rok atmayı, gider merkezde dövüşür.
Son olarak şunu da ekleyeyim.Bazen hedefe ulaşırız ama hiçbir şey istediğimiz gibi olmaz.Piyon gider, gider, gider, bir bakmışsınız at olmuştur!Kale olmuştur!Bütün hayalleri suya düşer..Bu da bana çalıştığı halde hak ettiği yere gelemeyen insanları çağrıştırıyor.Bir türlü iş yerinde terfi edemeyen ama çok çalışkan insanları...

Saygılarımla...
Ara
Cevapla
#2
satranç taşlarına baktıgım zaman 64 kareyi goruyorum ama oyuna baslayınca sanki 64 milyon kare ortaya çıkıyor
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi