BİR DAHİNİN ANATOMİSİ
#1
Sayın Ilgaz Gümüştaş gazetesindeki köşesinde" bizim" küçük İllya'dan bahsetmiş.
İllya'yı TSF forumunda defalarca yazdım.Tabii o zaman bu kadar meşhur değildi.En son girdiği Avrupa bireyselde Yakup Erturanı yenen İllya ,daha önce de Mustafa Yılmaz ve Kıvanç Haznedaroğlunu yenmişti.Bu turnuvadaki ELO su 25OO ün üstünde idi.GM olması yakındır.
Sn Gümüştaş bir dahiyle karşıkarşıya olduğumuzdan bahsediyor ve satrançta yeteneğin önemine değiniyor.
Tsf forumunda mühendis bir bey bana "yetenek nedir ki ?" diye sormuştu.Ünlü bir doktorumuz da "sorun yetenek ve zekada değildir"deyip duruyor.Sorun ana statüde .Onu bir okuyup anlayabilsek sorun hemencecik hallolacak.
Küçük İllya ,her antremandan önce ana statüyü mü okuyor ?

http://www.zamansizhamleler.com/pdf/birg...tomisi.pdf
Ara
Cevapla
#2
Küçük İllya her antrenmandan önce Çerçeve statüyü ve Ana statüyü okumuyor.Çünkü onun ülkesinde bu işi yapan başkaları var.Onun ülkesinde mevcut statü ihtiyaçları karşılayabilecek durumdadır.Onun ülkesinde bizim içinde bulunduğumuz Satranç sorunları yoktur.Turnuvaya girme,turnuvada oynama imkanları çok daha fazladır.Satranç oynamanın maliyeti bizimki ile kıyaslanamaz.Bizim oyuncularımız kendilerini geliştirebilecekleri oyuncularla oynama imkanını bulamıyorlar.Kendilerini geliştirebilme imkanı bulan oyuncu sayımız sadece Federasyonun havuz kavramı içine girebilenlerle sınırlıdır.Yine bunların arasında tek başına Büyükustadan ders alan az sayıda yetenek vardır.Yakın gelecekde sizin çocuğunuzun da Satrançda ilerleyip ilerlememesi özel Büyükusta tutup tutmamanıza bağlı olarak ortaya çıkacaktır.Öncelikle çocuğunuz Satrancı sevmiş ve devam etmeye karar vermiş ise,bundan sonra iş maddi gücünüze dayanacaktır.Maddi gücünüzün iyi olduğunu varsayalım ve bir Büyükusta ile anlaştığınızı farzedelim, bu defa da Federasyonun zaman zaman yapacağı "izinsiz menecerler,ruhsatsız Büyükustalar ortalıkta dolaşıyor"açıklaması sizi ürkütecektir.
Ne yazık ki aynı düşünceleri söylemek zorunda kalıyorum.
Türk oyuncularının dikey gelişmesinde bugünkü imkanlarla ters orantılı bir yavaşlama vardır.Bu yavaşlamanın nedeni Zeka ve Yetenek değildir.Türk çocukları Satrancını geliştirebilecek yeteneğe sahiptir.Zekası normal olan ve çok çalışan Satrancını geliştirebilir.
Siz bugün dışardaki yeteneklerle bizimkileri kıyaslarken henüz bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamadan görüşlerinizi yazdınız.Birgün çocuğunuz Milli Eğitim turnuvasına girmek istediğinde Milli Eğitim lisansının nasıl çıkarıldığını yaşadığınız zaman bizim içinde bulunduğumuz koşulları daha iyi anlamanız mümkün olacaktır.Biz çok sıkıntı çektik.Ben sonunda sıkıntılardan kaçmaya başladım.Henüz Kızılay çadırında tek ayak üstünde beklememiş,üşümemiş ve saatlerce lavaboya gitmeden durmak zorunda kalmamış isem,nedeni sıkıntıları tanımaya başlamam ve sıkıntılardan kaçmam sayesindedir.
Bu toplum Ana statüyü okumaktan kaçtığı sürece parlak bir Geleceğe kavuşamıyacaktır.Ana statüyü okumayanlar ve okutmayanlar var oldukça hep dışardaki yetenekleri konuşarak zaman geçireceğiz.
Gerçekten önemli midir bu Ana statü?Şimdilik bir örnek vereceğim:
Seçimlerin kaderini tayin eden en önemli etken 1 nci lig kulüplerinin delegeleridir.Çünkü 1 nci ligde oynayan her kulüp 5 delege ile temsil edilir.Bu sayı da genelde tüm kulüp delegelerinin % 60 ıdır.Hal böyle olunca 1 nci ligde kaç kulüp takım bulunduracaktır?Ana statünün bunu belirtmesi gerekmez mi?Peki seçimden önce 1 nci ligdeki kulüp sayısı (x) iken seçimden sonra (x-4)olabilir mi?Neden olur?Olmalı mıdır?Bunu sabitleştiren bir yönetmelik yazılmalı mıdır?Sayı 2010 yılında (x-4)iken 2012 yılında (x+4)olabilir mi?Ne fark eder?
Ve yerli yetenekleri için tek satır yazmayan gazeteciler var oldukça bir arpa boyu yol katetmemiz mümkün olmayacaktır.
2008 yılı içinde en az bir turnuvaya katılmış oyuncu sayımızı,2008 yılı içinde lisansı olan oyuncu sayısına böldüğümüz zaman ortaya çıkan oranı Satranç toplumuna açıklayamıyorsak ömrümüz yabancıların başarılarını anmak ile son bulacaktır.
Kimi konforlu otel odasında,kimi bir cephesi açık ve rüzgarı alan çadırda olmak üzere eşit olmayan koşullarda yarışan sporcu ve refakatçıları varsa,ömrümüz sansasyonel başlıklara yanıt vermekle son bulacaktır.
Türkiye'nin 3 ncü büyük ilinde yapılan turnuvaya Türkiye'nin en kalabalık ilinden katılan oyuncu sayısı 3-5 kişi ise,dikey gelişmeyi ancak torunlarımız görecek,bizim ömrümüz boş tartışmalar yapmakla son bulacaktır.
Dünyanın zirvesindeki bayan oyunculara hitap eden bir turnuvayı neden düzenlediğimizi sorgulayan yoksa ve bu turnuvaya hiç kimse ilgi göstermemişse,ömrümüz İllya gibi yetenekleri aramakla son bulacaktır.
Ilgaz Gümüştaş'a,İstanbul'da düzenlenen FİDE Bayanlar turnuvasını neden yazmadığını soran yoksa,ömrümüz verimsiz çekişmelerle son bulacaktır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#3
Hele şükür Sayın Ateş Ülker size bir şeyler yazdırabildim.
En son; iki kişinin bu sorunları konuşmasıyla bir yerlere varılamıyacağından bahsetmiştiniz.Belki başkaları da konuşur.Bir yerlere varırız..
Federasyonu eleştiriyoruz.Peki bizlerin eleştirilecek yönlerimiz yok mu ?Belki bizlerde bazı yanlışları yapmasak ,federasyonda yanlışlıklara devam etmeyecek.Bu insanlar uzaydan gelmedi.Bizim içimizden çıktı.Toplum yanlışsa içinden çıkan doğru olabilir mi ?
Yazdıklarınızı satır satır tahlil edelim.Doğrular nedir ? Yazdıklarınızda eleştirilebileceklerimiz nelerdir ?
Her söylediğimiz doğrudur , dersek zaten hiç bir yere varamayız.Hepimiz eleştirilebilmeliyiz.
Ara
Cevapla
#4
Şöyle yazmışsınız;
“Onun ülkesinde bizim içinde bulunduğumuz Satranç sorunları yoktur.Turnuvaya girme,turnuvada oynama imkanları çok daha fazladır.Satranç oynamanın maliyeti bizimki ile kıyaslanamaz.Bizim oyuncularımız kendilerini geliştirebilecekleri oyuncularla oynama imkanını bulamıyorlar.Kendilerini geliştirebilme imkanı bulan oyuncu sayımız sadece Federasyonun havuz kavramı içine girebilenlerle sınırlıdır.”

Yazınızda çok değişik konulara değindiğinizden, önemli varsaydıklarımı bölüm bölüm alıp kendi görüşlerimi yansıtmak istiyorum. Şöyleki ; (Onun ülkesinde bizim içinde bulunduğumuz Satranç sorunları yoktur),belki doğrudur.Ama başka değişik sorunları mutlaka vardır.Başka ülkelerin sorunlarının bir kısmıda bizde yoktur. Bir sporcunun başarısında bunlar sudan sebeplerdir.Sorunlar dünyanın her yerinde vardır.Başarılı olmak istiyorsanız bunları da göz ardı etmeyeceksiniz. Siz, şampiyon olan,başarılı olan her sporcunun bir eli yağda bir eli balda mı bu zirveyi yakaladığını zannediyorsunuz ?

(Turnuvaya girme,turnuvada oynama imkanları çok daha fazladır.Bizim oyuncularımız kendilerini geliştirebilecekleri oyuncularla oynama imkanını bulamıyorlar) Belki 10-15 sene öncesine kadar söyledikleriniz doğru kabul edilebilir.Gözlemlediğim 3-4 senedir,ülkemde başka hiçbir federasyonun TSF kadar ulusal ve uluslar arası faaliyet yaptığını göremedim.Gözümden kaçan varsa lütfen bir arkadaşımız belirtsin.Sizde GM olacak malzeme varsa,bu girilen turnuvalar sonuç için yeterlidir.Gerisi boş bahanedir.Kendinizi geliştiremiyorsanız,sorunu kendinizde arayın.

Satranç oynamanın maliyetine gelince;ne yazı ki bunda da baş sorumlu bizler yani veliler ve oyunculardır.Dünyada hiçbir ülkenin halkı kış günü, yaz fiyatlarıyla pazarlanan bir otele ,satranç turnuvasında oynamaya bu kadar istekle, koşarak gitmez.Bu kadar parayı vererek, 10 günde çocuğunun satranç oynayarak zekasının gelişeceğini zannetmez.

Bir arkadaşımız forumlarda yazmıştı.Şu “merkep- semer “ hikayesi gibi. Siz-biz merkep olursak ,size-bize semer vuracak birileri de her zaman olacaktır.Bu federasyon gider öteki gelir, bakarki siz-biz merkebiz semeri gene vurur.
Ara
Cevapla
#5
Şöyle devam etmişsiniz..
(Yakın gelecekde sizin çocuğunuzun da Satrançda ilerleyip ilerlememesi özel Büyükusta tutup tutmamanıza bağlı olarak ortaya çıkacaktır.Öncelikle çocuğunuz Satrancı sevmiş ve devam etmeye karar vermiş ise,bundan sonra iş maddi gücünüze dayanacaktır.Maddi gücünüzün iyi olduğunu varsayalım ve ...)

Eren, ayrı bir konu.Bunu daha sonra farklı bir başlıkta yazmak istiyorum.

(Türk oyuncularının dikey gelişmesinde bugünkü imkanlarla ters orantılı bir yavaşlama vardır.Bu yavaşlamanın nedeni Zeka ve Yetenek değildir.Türk çocukları Satrancını geliştirebilecek yeteneğe sahiptir.Zekası normal olan ve çok çalışan Satrancını geliştirebilir. )
Nereye kadar geliştirebilir,Sn Ülker ? Şimdikiler kadar mı ? Biz 2600 elo üstüne yetenek diyoruz.2700 ELO üstü olup şampiyonluğa oynayabilene de süper yetenek diyoruz. Çalışarak normal bir insanı 2700 ün üstüne çıkartacak bilginiz varsa bunu neden kullanmıyorsunuz.Biz 2200-2300 elo aralığını tartışmıyoruz.
Zeka ve yetenek sorun değilse sorun nedir ? Neden insanları yanlış yönlendiriyorsunuz ? Bu konuda bilerek veya bilmeyerek Türk Satrancına büyük zarar veriyorsunuz.Satrancın yetenekle ilgisi olmadığını söyleyen bir lobi var.Kimse çalışmadan olur demiyor.Yetenek çalışırsa 2700 üstü olur.Normal insan çalışırsa 2400 e ancak gelir.3-5 yanılmayla bu böyledir.
Böyle söylemlerle ,zaten kısıtlı olan yeteneklerimizin değerleri bilinmemekte,yetenek küçümsenmekte,yıllardır havanda su dövülmektedir.
Çok çalışarak ancak çok iyi satranç öğretmeni olursunuz.Bilmekle ,bildiğinizi tahtada uygulamak farklıdır.Öğrenip,bildiklerini tahtada uygulayabilene yetenek diyorlar.Öğrendiklerini anlatana değil.
Ara
Cevapla
#6
Siz doktorsunuz.Bir hastalığın tedavisinde teşhisin önemini bilirsiniz.1991 den beri olan devlet desteği "çok güzel organizasyonların" gerçekleşmesini sağlamıştır.Satranç oynayan ,öğrenen insanların sayısı bir hayli artmıştır.Yatay gelişme olmuştur.Dikey gelişmeyi ise araki bulasın.
Türkiye Satranç Federasyonunun misyonu, "satrancı yayma,geliştirme ve sevdirme derneği" görevleriyle sınırlı olmamalıdır.
Dikey gelişmedeki bu rahatsızlıkla ilgili teşhis doğru konmalı ve tedaviye geçilmelidir.Bazı şeylerin söylenmesi üzücü olsa bile..
Ara
Cevapla
#7
Dikey gelişmeye bugünkü imkanlara göre kazandırılabilecek hız beklenen ölçüde kazandırılamamıştır.Dikey gelişmenin yavaş olduğu konusunda hemfikiriz.Nedeni üzerinde farklı görüşler sergiliyoruz!
Ben çok açık söylüyorum:
Dikey gelişmenin hızlanması için Havuzdan çıkıp kalabalık kitlelere açılmak gereklidir.Bunun anlamı "havuzdakileri boğalım,onların haklarını ellerinden alalım"demek değildir.Havuzdakiler yine mevcut uygulamalara devam edebilirler.Havuzun dışındakilere de az olsun,küçük olsun birtakım fırsatlar yaratılmalıdır!Mahalli çalışma grupları,yarı kapalı yerli turnuvalara katılma şanslarının kolaylaştırılması gibi çalışmalar yapılabilir.
Başkaları da benim düşüncelerimin tersini söyleyebilir veya kendi önerilerini ortaya koyabilir.
Yetenek konusunda ise asla kuşkum yoktur!Çalışmak Satrançta yetenekden önce gelmektedir!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#8
Ekmeği az yiyen ülkelerin spordaki başarılarını gözlemlerken bir şey daha dikkatimi çekti.Bu ülkelerdeki bazı birimlerin, çocuk yaştaki farklı yetenekleri normal çocuklardan ayırıp,yetenekli oldukları spor branşında eğitimlerine ağırlık verilmesiydi.Yani ilk önce çocuğun atletizmde mi,jimnastikte mi,satrançta mı vs özel yeteneği belirleniyor,sonra konusuyla ilgili yoğun çalışmaya geçiliyor.Sizin anlayacağınız ismi A harfi ile başlayanlar atletizm,B harfi ile başlayanlar yüzme, C harfi ile başlayanlar müzik,D harfi ile başlayanlar satranç çalıştırılıp içlerinden rast gele biri çıkar türü hababam seçmesi yapılmıyor.

Tekrar yazıyorum, önce çocuğun varsa yeteneği belirleniyor sonra yeteneği ile ilgili uzmanlık bilgileri veriliyor, çalıştırılıyor.Halterci olup rekorlar kıracak birini 15 yıl satranç çalıştırıp,pardon denmiyor.. Çalışmak şüphesiz çok önemli,ama kimi ne çalıştıracağız ?

Çalışmadan hiç bir yetenek şampiyon olamaz.Çalışarak ta hiç bir normal insan satrançta 2600 elo ya gelemez.

Lütfen velileri yanlış yönlendirmeyin.Yetenek küçük yaşta belirlenip üstüne eğilinirse ilerleme kaydeder.Yoksa zaman içinde körelir.
Ayrıca her çocuk yetenekli olacak diye bir şey de yoktur.Yetenek istisna bir durumdur."Bekleyelim ilerde görürüz" manyelitesi boştur.Ekmeği az yiyen ülkelerin uzmanları böyle demiyor.Bakıyor ve görüyor.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi