'Satranç Yok!' Gm Suat Atalık'ın Mükemmel Analizi.
#26
Değerli Dostlarım,
Mümkün olduğu kadar buradan hiç bir konuda tartışmalara dahil olmamaya özen gösterdiğimi sadece ufak tefek konulara katıldığımı dikkat etmişsinizdir. Ancak Suat Atalık'ın yukarıda yaptığı röportajda görüleceği gibi hakkımda asılsız ve mesnetsiz konuşması üzerine açıklama yapmak mecburiyetinde kalmış durumdayım.
1990 yılında Kuşadası Belediye Başkanlığı adına düzenlediğim turnuvada benden istenen yabancı ülke oyuncularının katılımını sağlamak, düzenlemesini kusursuz yapmak ve basında yer almasını başarmaktan ibaretti.
SSCB'nin henüz tek ülke olarak kabul edildiği dönemde turnuvaya 19 ülkenin gelmesini ve yine o dönemde dünya sıralamasında ilk 50 içinde bulunan GM'lerin önemli kısmını getirerek oyuncu meselesini başardım. Turnuvanın ne denli başarılı organize edildiği yurt içi ve dışı yazılı basında geniş biçimde yer aldığı gibi TRT ve TRT INT tarafından bu turnuvanın her gün 18 gün boyunca toplam 180 dak. yayınını sağlatarak ve yine bu organizasyonun Romen TV'si tarafından Novi Sad Olimpiyatı esnasında FIDE delegelerine örnek turnuva olarak gösteriminin sunulmasını sağladım. Yani özetle benden bekleneni fazlası ile yerine getirdim.
Turnuva esnasında Kuşadası Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu'nun kendi Belediye Meclisi ile ters düşmesi neticesinde bu organizasyon için verilen taahhütlerin hiç biri yerine getirilemedi bir kuruş para ödenemedi. O yıl Belediye Başkanı ibra edilmedi. Maliye Bakanı Adnan Kahveci'nin devreye girmesi ve bu şekilde olayların tekrarlanmaması ve TSF'nin yetkili federasyon olabilmesi için İlhan Aküzüm'e yazdığı tavsiye yazısı ile dernekler yasasına göre kurulu TSF 1954'ün GSGM bünyesinde yeniden tesis edilerek TSF 1991 'in kurulması sağlandı.
Organizasyon 100 000 USD'ye mal olmuş ve tek kuruş para ödenmemişti! Bunda benim ne suçum olabilirdi ?
Bu yaşanan olumsuz olay üzerine peki ben neler yaptım ! Bir de onu görelim: Gelen konukların ülkelerine rahatça dönebilmelerini ve dört yıldızlı İmbat Oteli'nde rehin kalmamaları için 50 000 USD tutan otel ve yol masraflarını cebimden ödeyerek karşıladım. 50 000 USD tutan ödülün önemli kısmını yine kalan mal varlığımı satarak ödedim. Kuşadası Belediye Başkanlığına ve Başkanına karşı dava açtım. Açılan davada Belediye Başkanının ve Başkan Yardımcısının konu ile alakalı imzalı belgelerinin bulunmasına rağmen konu ile ilgili Meclis kararı bulunmadığı gerekçesi ile davayı kazanamadım. Kısa bir süre sonra da Belediye Başkanı'nın öldürülmesi nedeni bu konuda artık yapacak bir şeyim hukuken kalmadığı ortadadır. Olaya verdiğim sözlü kefalet nedeni ile kalan yaklaşık 22 000 USD ödülün ödenmesi için çeşitli girişimlerde bulundum. Bunları sırasıyla hatırlayalım:
1. 1994 yılında İzmir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın konunun çözümüne yönelik düzenleyeceği Uluslararası organizasyon TSF tarafından yıllık faaliyet programımızda böyle bir organizasyon bulunmamaktadır diye akıl almayacak bir gerekçe ile Kahraman Olgaç'ın imzalı yazısı ile red edilmesi konunun uzamasına neden olmuştur.
2. 1997 yılında Sitebank ile yapılan yazılı iade i itibar anlaşmasına yine TSF Başkanı Emrehan Halıcı'nın kişisel ihtirası ve görevini kötüye kullanması nedeni ile izin verilmemiş ve üstüne üstlük bu organizasyon anlaşmasını yaptığım bankaya TSF giderek organizasyonun kendileri ile yapılmasını talep ederek sponsorumu çalma teşebbüsünde bulunmuşlardır. Bu şekilde hm bakiye ödülün ödenesi hem de zararımın kısmen karşılanması bizzat TSF tarafından engellenmiştir.
3. TSF Başkanını Cumhuriyet Savcılığına şikayet etmem üzerine TSF Başkanı Emrehan Halıcı'nın hakkımda FIDE'ye ve bir çok ülkeye hakkımda yazdığı yalan mektuba gelen yanıtlar gerekçe gösterilerek hakkımda organizasyon yapamaz tedbir kararı getirilmiş ve yasaların kendilerine vermediği yetki ile beni cezalandırma yoluna gitmişler hakkımdaki bu yöndeki tedbir kararı ile ilgili dosyayı hiç bir zaman GSGM Ceza Kuruluna göndermeyerek görevlerini kötüye kullanmayı sürdürmüşlerdir.
4. 2000 yılı Olimpiyat B Takımı seçmelerinde Milli Takıma girmeyi başarmama rağmen beni KKTC'ye siyasi amaçlarla gittiğim gibi saçma gerekçe ile beni olimpiyat takımından çıkartarak yerime TSF As Başkanı'nın oğlu alınmıştır.
5. 2004 yılında Bulgaristan'ın Varna kentinde ISCU Avrupa Antrenörler Blitz Satranç Şampiyonu olmamın ardından İspanya'da Calvia'da düzenlenen satranç olimpiyatına Cumhuriyet Gazetesinin adına gitmem için yapılan başvuruya TSF'nin onay vermemesi üzerine Bulgaristan Federasyonu FIDE'yeve İspanyaya başvuruda bulunarak benim için gerekli akreditasyonun ve Vize'nin alınmasını sağlamışlar ve bu şekilde olimpiyata gidebilmem sağlanmıştır. FIDE'ye olimpiyatlar esnasında düzenlenen Genel Kurulunda hakkımda yapılan tüm haksızlıkları belgeleri ile dosyasını sundum. Bu gelişme sonrasında 2005 TSF Genel Kurulu esnasında Onursal Başkan Kahraman Olgaç tüm delegeler önünde şahsımdan özür dilemiş ve hakkımda yapılan tedbir kararı isteksizce de olsa kısmi şekilde kaldırılmıştır.
6. Bu gelişme üzerine Büyük Adada çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteği ile Uluslararası Satranç Festivali düzenlenmiş, TSF ile varılan mutabakat neticesinde organizasyona katılanların ücretlerinin Kuşadası turnuvası ödül borcuna mahsuben ödeme yapılması ve ücretlerin TSF hesabına yatırılması kararı alınmıştır. 5000 USD'ye yakın bedel toplanmış bu parayı almaya gelen GM Vasyukov'a TSF bu parayı ödemeyerek ikinci bir skandala neden olmuşlardır. Halen bu para TSF'de emanete alınmış biçimde durmaktadır. Tüm gayretlerime karşın bu bakiye borcun ödenmesi daima bizzat TSF'nin o dönemdeki yöneticileri tarafından engellenmiştir. Bu durumda ben ne yapabilirim !! Kaldı ki 1995 yılında aynı bu TSF fesih edilmemek için beni Yönetim Kuruluna almış ve Cumhuriyet Gazetesi ile düzenlediği Karma Takımlar Ligini çekirdek olarak alarak Türkiye Ligini başlatmış ve bana 1996 yılında " Gelmiş geçmiş en başarılı öğretmen ve organizatör" plaketini düzenlediğim Can Arduman- Turhan Yılmaz Türkiye Şampiyonası unvan maçı ödül töreninde herkesin gözü önünde vermişlerdir. Çelişkiler ortadadır.
2007 yılında TSF Başkanlığına aday olacağımı açıkladıktan sonra başıma gelenler ile ilgili açıklamalara halen yargı sürecim devam ettiği için şimdilik açıklamasını yapamamaktayım. Zamanı gelince bu konudaki açıklamaları yapacağım. Ancak Vatan Gazetesine karşı açtığım tüm ceza ve tazminat davalarını kazandığımın, Yargıtay da onanmasını beklediğimin de bilinmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
Sevgi ve saygılarımla
Halil Sertaç DALKIRAN
hsdalkiran
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Sürpriz - Yazar: Hüseyin Gümüştekin - 17-12-2010, 00:56
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 17-12-2010, 19:20
Çatışmak-Çakışmak?? - Yazar: Cengiz Keleş - 18-12-2010, 11:47
Re: Çatışmak-Çakışmak?? - Yazar: kitaro - 18-12-2010, 16:55
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Günay Alnan - 19-12-2010, 06:52
5 Yıldızlı Oteller - Yazar: Cengiz Keleş - 19-12-2010, 09:09
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hoca - 19-12-2010, 14:37
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 20-12-2010, 15:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 20-12-2010, 23:18
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Atilla Alpaslan - 05-10-2011, 08:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Atilla Alpaslan - 24-05-2012, 05:20
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Atilla Alpaslan - 07-07-2012, 11:02
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Atilla Alpaslan - 15-07-2012, 15:51
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: orheen - 11-10-2012, 14:00
Suat Atalık'ın röportajına yanıt - Yazar: hsdalkiran - 06-10-2013, 23:24
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: mesutcetinoglu - 28-10-2013, 19:15



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi