ŞIRACININ ŞAHİDİ BOZACI
#1
Sözüm meclisten dışarı bir fıkra paylaşmak istiyorum.

Bundan yüz sene kadar evvel, İstanbul'da Sultanahmet Adliyesi'nin karşısında, Binbirdirek yakınında bir kahvehane varmış. Mahkemeye yakın olmak dolayısıyla aylakçı takımından bazı uyanıklar burada oturur, yalancı şahit lazım oldukça kadı huzuruna çıkarlarmış.

Yine bir seferinde kadı efendi davalıya "Şahidin var mı?" diye sorunca adam "Dışarıda efendim, bir çeyrek müsaade ederseniz hemen getiririm!" cevabını yapıştırmış. Sonra da malum kahvehaneye koşup rastgele birini "Yürü şahitliğe gidiyoruz!" diyerek peşine takmış.

Birbirini tanımayan bu iki adam bir yandan hızlı adımlarla mahkemeye gidiyorlar, bir yandan konuşuyorlarmış:

-Ağam nedir dava konusu?
-Alacak verecek meselesi!..

Şahit atılmış:

-Hâlâ ödemedi mi o şerefsiz borcunu?
-Sus bre, borçlu olan benim!

Şahit bu sefer işi pişkinliğe vurmuş:

-Ödedin ya ağam, kaç kere ödeyeceksin!..
Ara
Cevapla
#2
Sayın Alnan,
Tarih konusunda emin misiniz?
100 yıl önceden bahsediyorsunuz da... Big Grin
Ha bir de her yer konusu muallak geldi bana... Big Grin
Cevapla
#3
Sayın Aktaş,
Tarih ve yer konusunda emin olsak bile olabilecek benzerlikler tamamen tesadüftür notuyla yazmak gerekirdi.

Bir gece ansızın posta kutularının kilitlerinin zarar görmesine yada Sultanahmet adliyesinden yalancı şahitlerin kişilik haklarına hakaret davasına tebligat almaya gerek yok. Smile

Ama hangi çağa ilişkin olduğuna dair bir iki işaret var. Bu kahvehanenin duvarında bir mızrak bir de delik çuval asılıymış. Smile
Ara
Cevapla
#4
Evet evet; "söz, meclis, içeri, dışarı" daha çok benzerlikler varmış. Ama sakin olun, "mızrak ve delik çuval" dediniz ya, bunlar orta çağ silahları olduğuna göre, 100 yıldan dada da öncelerine ait bir hikaye olsa gerek bu. :wink:
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi