Açıklama
#1
Sayın Özgür Satranç Forum üyeleri ve ziyaretçileri,

Sayın Aktaş forum kurallarına aykırı mesajları sebebiyle 2008 Aralık ayının başında yazılı uyarı aldı. Bunu takip eden haftalarda aynı tutumunu sürdürdü ve ne yazık ki kendisini aynı ayın son haftasında bir ay süre ile uzaklaştırmak zorunda kaldık.

O günden bu güne kadar iki yıl geçti ve üyelerimizi küçük gören, alaycı ve hakarete varan ifadelerini ara ara tekrar okumak zorunda kaldık. Bu tutumunu özellikle ilk mesajlarını yazan üyelerimize karşı göstermiş olması ayrı bir talihsizlik. Eğer biz bir aileysek, ailemize katılmaya çalışanlara yapılması gereken muamele bu mudur?

Verilen son ceza ile ilgili yönetim bölümünde açılan yazı Kasım 2010 tarihli ve 6 yönetici tarafından 67 yorum yapılmış. MSN üzerinden yapılan toplantılar tabii ki bu görüşmelere dahil değil.

Bu görüşmeler sırasında Sayın Aktaş karar vermemizi kolaylaştıracak bir çok yazı yazmayı sürdürdü. (Bu yazıların bir kısmını yazının sonunda ek olarak görebilirsiniz.)
Bu kadar uzun süreye yayılmış tartışmalar ve toplantıların sebebi ceza vermeye hevesli bir yönetim anlayışı mıdır? Bunun cevabını sizlere bırakıyoruz.

Sık sık forumumuzun adıyla tezat oluşturulmaya çalışılarak Özgürlük kavramı konu edilmekte.

Burada uzun felsefi tartışmalara girmeye gerek yok. Adımızın ilk kelimesini değil, tamamını okuyunca konu netlik kazanıyor. Bir forumdasınız ve yalnız değilsiniz. Bireyler bazı özgürlüklerinden fedakarlık ederek bir araya gelir ve bir topluluk oluştururlar. Biz sizden beklediğimiz fedakarlıkları katılış sözleşmesinde açıkça ifade ettik.

Gündem oluşturan başka bir konu ise üyelerimizin yazdıkları yazılarda değişiklik yapamamaları ve yazdıkları yazıları silememeleriyle ilgili.

Forumumuz da daha büyük bir topluluğun kurallarına taabi ve bu bizim bazı hukuk kurallarına bağlı olmamız anlamına geliyor ve bu kurallara göre bizden istendiğinde içerik ve kimlik tespitinde kullanılacak bilgileri Türk Adalet Sistemi'ne sunmamız gerekiyor. Bu noktada bazı üyelerimiz üye oldukları başka forumlardan örnek göstermek isteyebilirler. Bu konunun başka forumlar veya siteler tarafından dikkate alınmıyor olması ne yazık ki bizi sorumluluktan kurtarmıyor.

Bu sebeplerden dolayı forumdaki üyelik hesabının ve yazıların silinmesine izin verilmesi mümkün değil.

Yorumların belirli bir süre içinde düzeltilebilmesi ise mevcut forum yazılımımızın teknik yetersizliği sebebiyle mümkün olamıyor. Bu konuyla ilgili olarak tespit edilen bir başka forum yazılımına geçiş için gerekli çalışmaları başlatmış durumdayız. Geçiş tamamlandıktan sonra yazılar üzerinde belirli bir süre içinde düzeltme hakkı sağlanmış olacak.


Sayın Aktaş'ın ceza almasına neden olan yazılardan alıntılar aşağıda yer almaktadır.

Forumda genele ve üyelere karşı isim kullanarak sert ve alaycı bir tarzda hakaret içeren mesajı

Alıntı:
[code]Yazım kurallarını katleden yazarlara hiç saygı duyamıyorum. Haydi yazım kurallarını katlettiniz, anlamı katletmeyin bari!
Taktım bu dil meselesine. Bundan sonra kimseyi bağışlamayacağım!
Yok yok, siz beni katledin gitsin, yoksa ben, "yoksa ben"... Diyemedim işte; sözün bittiği yer!... [/code]

http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2345

Doğrudan kişileri hedef alan yazıları;
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2339&start=20

Alıntı:
[code]"Evet; Deniz Gençlik Spor Kulübü orada haykırdı. Onun haricinde orada adı geçen ve para aldığı halde adı geçmeyen kulüpler;
Dökün bakalım eteklerinizi!...
Ya da rica edin de, Satranç AŞ. ürünleri arasına "Şakira Kemeri" de koysunlar. İndirimli olarak ya da "Kulüplere Yardım Fonu" kapsamında sizlere bire tane yollasınlar, eteklerinizdeki taşların sesini bastırsın!..." [/code]

http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2370

Sayın İnce'ye hitaben yazdıklarından sadece bir bölüm

Alıntı:
[code]Vay be, kim doğurdu sizi böyle, babanız kim sizin?

Yıllardır kan ticareti yapan hükümetlerin soysuzluğunu, kendinize payanda yaparak, düşüncelerinizi meşru kılmaya çalışıyorsunuz. Aşağılık bir tavır bu. İçinde bulunduğu koşullara teslim olan, kişiliğini sıfırlayan, kendini baştan yok sayan, var olmak için kendisinden güçlüye boyun eğen, uşaklık eden... [/code]


http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?p=10267#10267

Sayın Yazanlar'a hitaben

Alıntı:
[code]Şöyle yazmanız gerekiyordu:

Selamlar,
Ankara'da anasınıfı öğretmeniyim. Bu yıl ilk kez anasınıfları için, 4 saatlik bir egzersiz çalışması yapacağım, ama yıllık plan örneği bulamıyorum. Lütfen, yardımcı olur musunuz?...


Hülya hanım,
Siz bir öğretmen olarak önce şu yazınızı bir düzeltin, sonra satranç öğretmeye soyunun.
Eğer kaç tane yanlışınız olduğunu bulursanız, ben size bir yıllık plan hazırlayıp yollayacağıma söz veriyorum.
Saygılarımla. [/code]

http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?p=10500#10500

Sayın Kutlu'ya hitaben,

Alıntı:
[code]Bazı arkadaşlara mizah doğuştan vergi gibi geliyor bana. Ağızlarından çıkan gülmece oluyor. Biz bu işin eğitim işi olduğunu sana duralım, onlar ne dese yerli yerine ve anlamlı bir şekilde oturtuyorlar!!...

Günaydın Turgutcuğum.
İyi seneler Can kardeşim.
Yeni Yılın Kutlu olsun.

Yetiştirdiğim öğrencilerin başarısının altında yatan faktörlerin biri de Türkçe ve Türkçeye verdiğim önemdir. Sizin bunu anlamanız için biraz kilo vermeniz gerekiyor...

Ama haklısın, bu işler "boş işler" ve bundan sonraki boşlukları siz doldurun artık! Hayırlı işlerSmile) [/code]

http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?p=10826#10826

Saygılarımızla
Özgür Satranç Forum Yönetimi
Ara
Cevapla
#2
Gerekçelerinizi paylaştığınız için teşekkürler ama Hüseyin Bey'i üç ay uzaklaştırmanızı orantısız yetki kullanmanız olarak görüyorum.
Ara
Cevapla
#3
Bence bunlar forumdan uzaklaştırılması için gerçekçi sebepler değil Türkçeyi doğru kullanma konusunda ki eleştirisine o yazıyı yanlış yazan kişi de hak verdi. Hüseyin Bey'in dili biraz sivri olabilir ama bu forumdan uzaklaştırılması için bir sebep değildir. Biraz hiciv biraz mizah ile yazılan yazılara tahammülümüz yoksa eğer bu ülkede nasıl özgür bireyler olacağız nasıl özgür bireyler yetiştireceğiz bilemiyorum ?
Empati
Ara
Cevapla
#4
Özgür Satranc Forumu'nun sayın yöneticileri,

Bazı üyelerin haklı uyarısına karşın adımı vermeden yazıyorum.

Ancak, bu özgürlüğümü kullanırken muhatap aldığım sizlerin, ihtiyac duyduğunuz takdirde, adımı rahatlıkla saptayabileceğiniz gerceğinin huzuru icindeyim.

Yasaklama gerekcesi olarak verdiğiniz linkleri okuduğumda, asıl muhatapların %90'nının, anılan ifadeleri -en azından bilahare ve en azından- hoşgörüyle karşılamış olduklarını kolaylıkla anlayabiliyorum.

Hoşgörü kenti Mardin'de, yılbaşı kutlamaları konusunda, demokrat (!) bir milletvekilinin yaklaşımını gördükten sonra Özgür (!) Satranc Forumu yöneticilerini, 'kraldan cok kralcılıkla' olmasa bile en azından 'hoşgörüsüzlük'le suclamak ne denli uyarıcıdır bilemiyorum ama...
Ara
Cevapla
#5
Özgür Satranç Forum'un değerli yöneticileri, yasaklamaya sebep olan mesajları okuduğumuzda birebir sert ifadeler içerseler de bağlamlarına bakıldığında bir iletişim arayışını ifade ettiklerini görürüz.

Şu anda 40.000 üyesi bulunan ve ortalama 1.000 kişinin online olduğu bir forumun 6 yıllık admini olarak ilgili konularda buradaki herkesten daha fazla bilgi ve deneyim sahibi olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu açıklamayı bile neredeyse yapmayacaktınız, birçok ses aynı anda yükseldiği için zorunluluk hissettiniz.

İncelediğimde gördüm ki:
3. ve 4. alıntılarınız kişilere yönelik olduklarından dolayı uyarı gerektirebilirler. O da ilgili muhatapların yönetime başvurmasıyla olur, etik olanı budur. Daha sonradan tatlıya bağlanan bir konuşmaya hemen müdahil olmak ya da bunu bir gerekçe olarak öne sürmek bir yöneticiye yakışmaz.

Ayrıca, forum yöneticisi olarak sizlerin, dili özensiz kullananları uyarmanız gerekir; bu konuda düzeltme çabasında olan üyeleri değil!

2. alıntınızda ise "yarası olan gocunur" türünden bir genelleme var. Şahıs, adres gösterilmemiş. Gösterilmediği gibi olası muhataplara bir seslenme var, ki bu seslenmeye ne şiddette cevap verildiği, ilgili başlıkta hala durmaktadır. Merak edenler açıp tekrar okusunlar, belden aşağı vurulan darbeleri ibretle izlesinler.

Kusura bakmayın ama 1. ve 5. alıntınızı sebep olarak gösterebiliyorsanız sizler olayları ve konuşmaları tarafsız ve sağlıklı değerlendirme becerinizi yitirmişsiniz demektir. Son gelişmelerin ve yazışmaların ardından objektifliğinizi yitirdiğinizi düşünüyorum.

Diğer konuya da değinmişsiniz, yazı düzenleme konusuna. Çok basit bir yazı düzenleme isteğine bile uzlaşmadan uzak bir tutum sergiliyorsunuz. Yazım kurallarına ve dil kullanımına azami ölçüde dikkat eden benim gibi üyeler için her zaman rahatsızlık verici bir konu olacaktır bu, her ne kadar önemsemeseniz ve çözüme yönelik bir adım atmasanız da.

Son gelişmelere baktığımda amacınızın üretken ve canlı bir satranç platformu sunmak olduğundan ciddi şekilde şüphe duymaya başladım. Sanırım satranççılar başka platformlarda seslerini duyurmaya çalışacaklardır.

Haklı bir şekilde tamlamanın tamamını okumamızı öğütlemişsiniz, çok teşekkür ederiz, bu inceliği hiç düşünememiştik. Tek kelimeye takılıp kalmıştık.

Tamlama olarak baktığımda şunu görüyordum oysa:
Özgür: Boyunduruk altında olmayan, bağımsız.
Satranç: Birçok olasılığı bünyesinde barındıran, sınırsız.
Forum: İnsanların konuşabildiği yer.

Maalesef tamlama olarak da giderek anlamınızdan uzaklaşıyorsunuz. Son gelişmelere baktığımda tahammülünüzün azalabileceğini öngörmüştüm ama bunun böylesine sert ve ani olacağı aklıma gelmezdi.

Sevgi ve saygılarımla,
OKTAY
Ara
Cevapla
#6
Öncelikle belirteyim ki, tıpkı İbrahim Ethem Ay gibi ben de bu forumun özgürlük açısından hiç de fena olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki sınırsız bir özgürlük olmaz ve bazen bazılarının sesini kesmek gerekir. Ancak, konuştuğumuz kişi olan Hüseyin Aktaş, sivri dilinden dolayı, isteyen bir takım kişiler tarafından bu sınıfa en kolaylıkla sokulabilecek türden bir kişi olmasına rağmen, bu sınıfın adamı değildir.

Hüseyin Aktaş’ın Forum’dan uzaklaştırılmasının ardında başka nedenler yattığı daha en başından hissediliyordu zaten. Yukarıda gösterilen gerekçeler, Hüseyin Aktaş’ın içinde bulunduğu duruma bundan sonra da düşürülmeye olanak bırakmaması için, belki kendince bir iki ders çıkarması gereken alıntılardır. Öte yandan bu gerekçelerin gerçekte, Hüseyin Aktaş’ın uzaklaştırılma nedeni değil, bahanesi olduğu da çok açık.

Bir tartışmada, kişilere kendini savunma olanağı tanınmalı, gerekirse kendini savunmaya zorlanmalıdır. Bunun için de o kişiyi bazen yalnız bırakmak, hiç karışmamak gerekir. Konu hoş olmayan bir yere doğru gidiyor gibi gözükebilir. Bu durumda bile taraflara konuyu tatlıya bağlama fırsatı tanınmalıdır. Bu fırsatı tanımak, yazı yazan kişilere güven duyulduğunu göstermektir, yazarlara sorumluluk yüklemektir. Bu ikisi, yani yazan kişinin güven duyulduğunu hissetmesi ve forum ortamında olmanın sorumluluğunu yüklenmesi de, çoğu zaman o tartışılan konudan daha önemlidir.

Herkesin son derece duyarlı olduğu bir veya birkaç konu vardır. O duyarlı olduğu konulara dokunulduğunda gözü dönmeyen bir tek kişi bile dünyaya gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecek. Hüseyin Bey’in, Türkçe konusundaki duyarlılığını veya Türkiye’deki satranç ortamına ilişkin kaygılarını ve rahatsızlıklarını herkes o oranda paylaşmayabilir. Ama kimse de kendi duyarsızlığını ölçüt alarak “Hüseyin Bey şu şu konuda asabidir, hırçındır” demesin. Hüseyin Aktaş’ı Forum’dan uzaklaştıran kişilerin hemen hepsinin, Hüseyin Aktaş’ın bu konulardaki duyarlılığı ölçüsünde duyarlı oldukları kendi özel konularında, Hüseyin Aktaş kadar kibar olmadıklarından da hiç kuşkum yok.

Türk satrancının durumu böylesine içleracısı olmasaydı, acaba Hüseyin Aktaş böylesine gergin olacak mıydı, bunu bir düşünmek gerek. Konfüçyüs’ün çok sevdiğim bir sözü vardır: “Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adaletin olmadığı yerde cesaret sahibi olunca asi olur. Küçük insanlar ise adaletin olmadığı yerde cesaret sahibi olunca haydut olur”. Forum yöneticisi olsun, forum okuru olsun, Türk satrancına az yada çok bir biçimde önem veren herkesin kendisine şunu sorması gerek: “Türk satrancında adalet var mıdır? ‘Asi’, adaletli bir ortamda mı asidir, yoksa adaletsiz bir ortamda mı? Adaletsiz bir ortam sözkonusuysa, ‘haydut’ kimdir? Ve ben kimin yanındayım yada kime çalışıyorum?” Hüseyin Bey’in uzaklaştırılmasına da o gözle bakmak gerek: Böyle bir karar neye veya kime hizmet eder?

Bir de şu açıdan bakmak gerek: Türkiye’de hemen herkesin üzerinde bulunan genel öfke şundandır: Önemsenmediğimizi, yok sayıldığımızı düşünüyoruz. Bu da üzerimizde bir öfke yaratıyor. Ben, Meclis’teki kavgaları da genel olarak buna bağlarım. Kaygılandığı konuda söylediği sözlerin hakettiği değeri görmediği, gerekli etkide bulunmadığı düşüncesi herkeste öfke yaratır. Böyle bir durumdaki hemen herkes, gösterdiği tepkilerde gereksiz aşırılıklara kaçar. O kişinin o sözlerine o değer verilmeli, verilmemeli; orasını geçtim. Peki o kişiye, kaygı duyduğu konuda etkisiz kaldığını sandığı o sözlerinden dolayı yasak koymanın, uzaklaştırmanın, o kişiyi dinginleştirmesini mi beklemek gerek, yoksa daha da öfkelenmesini mi? Artniyeti olmayan yöneticiler, bunu bir kez düşünecektir. Tabi başkalarının gözünde daha itici gözüksün diye o kişiyi bilerek yasaklamak gibi ayakoyunları da var. Bu forumda herhalde böyle bir niyet yoktur, ama Hüseyin Bey’in böyle bir olasılığı gözardı etmemesi, belki yararlı olur.

Son olarak, bir kişi, Forum’dan uzaklaştırılmasına gerekçe gösterilen tüm o sözlerine rağmen, hiçbir çıkar ilişkisi olmadan bunca destek görüyorsa, bunu da ayrıca biraz düşünmek gerek.
Ara
Cevapla
#7
Bir forumdan uzaklaştırma kararının bu kadar düzeyli bir şekilde tartışıldığını bugüne kadar hiç görmedim. Hüseyin Bey'in varlığı kadar yokluğunun da canlı bir tartışma, sorgulama ortamı yaratması çok ilginç ve öğretici oldu. Bu canlı tartışma ortamının teşvikiyle Forum Yönetiminden ve Hüseyin Bey'den hiç beklemediğimiz uzlaşmacı hamleler görürüz müyüz? Derdimiz satranç ise neden olmasın?
Ara
Cevapla
#8
Anılan duruma dair forum yönetimi bir açıklama yapana kadar ve aynı konuyla ilgili üst üste iletiler göndermemek açısından şimdiye kadar beklemeyi uygun buldum.
Forum yönetiminin açıklamasını dikkatle okudum.
Hukuk tekniği açısından söz konusu açıklama nasıl değerlenirilir; uzman değilim. Bir hukukçu arkadaşımız açıklarsa daha fazla tatmin olabiliriz ancak sayduğu sahibi bir birey olduğumu düşünerek ve adımın geçtiğini göz önüne bir kaç not da ben eklemek isterim:

"Vay be, kim doğurdu sizi böyle, babanız kim sizin?

Yıllardır kan ticareti yapan hükümetlerin soysuzluğunu, kendinize payanda yaparak, düşüncelerinizi meşru kılmaya çalışıyorsunuz. Aşağılık bir tavır bu. İçinde bulunduğu koşullara teslim olan, kişiliğini sıfırlayan, kendini baştan yok sayan, var olmak için kendisinden güçlüye boyun eğen, uşaklık eden... "

Yukarıda karar açıklamansından alıntılanmış, Hüseyin Bey'in bana karşı sarf ettiği bu sözler, yenilir-yutulur sözler değildir. Şüphesiz kimse bu tür yaklaşımlarla karşılaşmak istemez. Buna karşın, bu konu zaten forum yönetimi, ben ve Hüseyin Bey arasında görüşülmüş ve halledilmiştir.

Elbette bir forumu yönetmek ve bunu herkesi memnun ederek yapmak kolay iş değildir ve ayrıca diğer karar gerekçesi olarak örneklenen durumların içinde olmadığım için bir yorum yapmam da mümkün değildir.

Ancak ve ancak, şu durumu yorumlamam mümkündür:
Görünen odur ki, Hüseyin Bey, özetleyecek olursak "şu tarihte, şuna, şunu yazmıştın, bu tarihte bunu yazmıştın ve bunların genel bir neticesi olarak üç ay forumdan uzaklaştırıldın." durumuyla yüz yüzedir.

Herkesin bir gün adalete işi düşer. Yukarıda bahsettiğim gibi, özellikle camiamızdaki hukuk uzmanlarının, bir hatam varsa düzeltmelerini isterim ancak bildiğim kadarıyla her suçun kovuşturulması ayrı yapılır. Örneğin sizin ya da benim "şu kadar adamı öldürmüşsün, şu kadar da yumurta çalmışsın" davasında yumurta çalmak ayrı, adam öldürmek ayrı görüşülür.
Oysa görebildiğim kadarıyla yapılan ve yapıldığı açıklama olarak bize aktarılan, "zaman içinde birikmiş suçlara toptan ceza kesmek" olarak algılanacaktır. Hal bu ki, örneğin karar gerekçesinde alıntılanan bana hitaben ifade ile ilgili "bir isteğim olmadığını" forum yöneticilerine ilettiğimi başka bir başlıkta da söylemiştim. Bu durum başka kişiler nezdinde de, yarın ya da başka bir gün, söylenmesi istenenden farklı bir görüş dile getirdiği vakit, "sen şu zaman şunu demiştin, bu zaman da bunu demiştin, haydi bakalım üç ay sus!" denileceği endişesini uyandırabilir.

Tekrar ve tekrar vurgulayarak söylemek isterim ki, biri Hüseyin Bey'in bana sarf ettiği o sözleri kendine söylese, herhalde kendi de en az benim kadar sinirlenirdi ve büyük ihtimalle yalnız sinirlenmekle kalmazdı. Ancak, kendi bana üzüntüsünü iletmiş ve bu iş benim açımdan o günlerde bitmiş ve unutulmuştur. Böylece, en azından gerekçenin benimle ilgili kısmı dayanaksız kalmaktadır zira "kamu yoluyla kişiye hakaret" gibi bir suçun oluşması gibi bir durum varsa bile, bu durum da benim şikayetime tabidir ve ben de aynı kamu yoluyla böyle bir şikayetten feragat ettiğimi bildirmiştim.
Elbette bu yalnız beni bağlar, diğer alıntılara konu olan satranççıların farklı fikirleri olabilir.

Hüseyin Bey'in hiç bir görüşünü paylaşmak zorunda değilim; siz de değilsiniz. Bana laf düşecekse, yazılarında haklı ve haksız olduğu durumlar vardır ama bunları ifade ediş tarzı hiç şık değildir. Tüm bunları da Hüseyin Bey'in, örneğin bana karşı ifadelerinden zevk aldığım için yazmıyorum; aksine, bir daha böyle bir durumun ortaya çıkmaması için ne yapabileceğimizi tartışmak için yazıyorum.

Sonuç olarak, forum yönetiminin Hüseyin Bey'i iyi niyetli biçimde uyarmak için böyle bir yönetm seçtiğini düşünmek istiyorum ancak bunun için de seçilen yöntem bana göre teknik olarak sakattır ve yapıcılıktan yoksundur.
Bu tür ve benzer durumlar, "turksatranc" mail grubu günlerinden beri olageliyor ve her çaba bir öncekinden daha iyi olmakla birlikte, bu durumların nihai olarak önüne geçilmesi, görülüyor ki bugüne kadar denenen uygulamaların hiç biriyle hal olamadı. Kanımca burası özgür bir forum ise, "özgürlüğün ihlali" durumunda ne yapılacağı da özgürce forum katılımcıları arasında tartışılmalı ve ortaya çıkacak uzlaşmaya göre hareket edilmelidir.
"Vay babam bana saldırıyor!" diye kılıcı çekmek her gün sokakta gördüğümüz şeydir. Satranç camiası "farklı" ise, farkını bu sorunu da en uygun şekilde çözerek göstermelidir.
Ara
Cevapla
#9
Sıkışık bir vaktimde yazmak durumunda kaldığım yazıdaki yazım hataları için yeniden özür dilemek durumunda kalıyorum. Forum yönetimi yazıların düzenlenmesi konusuyla da bir ara ilgilenirse çok sevinirim.

Bunun için, bir örnek öneri olarak, herhangi bir wikide -ya da ekşi sözlükte- uygulanan şekilde, iletilerin son halinin ziyaretçiye gösterilmesi, ancak o ileti üstünde yazarın yaptığı değişiklik tarihçesinin ayrıntılarıyla gösterilmesi uygun olabilir.
Ara
Cevapla
#10
Ben konuşmayı seven bir adamım. Pek forumlarda bu sebepten dolayı yazmayı sevmem ne yalan atayım yazılanlarıda pek okumam.Sakın yanlış anlaşılmasın değersiz olduğundan değil.
Bu forumu canlandıralım diye Abidin beyin ilk geldiği kişi benim.Ulusal bir satranç forumu olsun diye yönetimdeki herkesle büyük kavgalar vermişimdir.Bunları neden antıyorum o bahsedilen toplantılara bolca katılmışımdır. O toplantılarda en sert kararları alınması için ısrar eden ben olmuşumdur.
2008 seçimlerinde Hüseyin Abinin yazılarını okuyacak olursanız bu ceza alaması için emesal gösterilen yazıların 10 kat daha serttir, o dönemde verilen ceza 1 ay şimdi verilen ceza 3 ay.

Satranç camiyasında insanların söz söyleme hakkının elinden alınması alışkanlık haline geliyor.NE ÜZÜCÜ Sad
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi