Galatasaray'ın Yeni Stadı (Başbakanlığa Gönderilmiştir)
#26
Konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum ama ;

1-Ülke için önemli bir proje olan HES için bile "ırmaklar satıldı, köylüler
susuz kaldı" diye konuyu çarpıtmanı,

2-Sorduğum soruya:
Yazınızda geçen Marmaray için ne düşünüyorsun çok merak ediyorum .
Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi ve bu hükümetin hizmeti.
Peki ; 2002 yılında 53 devlet, 23 vakıf olmak üzere toplam 76 üniversite
bulunduğunu, 2003-2010 arasında 49;u devlet, 29;u vakıf Üniversitesi
olmak üzere 78 yeni üniversite kurulması hakkında ne düşünüyorsun?
Yada 2002 ye kadar olan duble yolların 2 katı duble yapılmasını?


Soruma "tebrik ederim adamlar çalışıyor" yazma erdeminde bile
bulunamayıp "yazacak vaktim yok" seklinde geçiştirmeni gerçekten çok
iyi anlıyorum.

3-Ayet çok açık: Nur süresi 31. ayet

31.Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz."

Kuranın emri açık sen çıkıpta bunu yalanlarsan senin neye hizmet ettiğini
merak ederim.

İslamda bunun olup olmamasını sorgulamak senin işin değil, Ozaman
başkasında çıkar Aleviliğin olup olmamasını sorgular .İnsanların inancını belirlemek kimsenin haddine değildir. Sünni yada Alevi neyi kutsal kabul etmisse neyi uyguluyorsa buna saygı duymak zorundayız. Sen çıkıpta insanların inancını sorgularsan bu çatışmadan başka bir şey getirmez.

Dersenki "Böyle giyinmeyin İslamda böyle şeyler yok , böyle
giyinemezsiniz, benim çağdaş giyim anlayışımda bu yok" diye karışırşan
bu bas bayağı FASİZM dir.

Avrupada ,ABD de baş örtüsüyle üniversiteye gidipte burada gidemiyorsa
bu FASİZM dir.

Sen daha bu hakkı bile tanımadığından, başörtüsü sorununa bu kadar
holiganca yaklaştığından sana gerçekten hiç bir şey söylemeyeceğim.

Sen başkalarının hayatına müdahele etme hakkını kendinde gör,
yönetmeliğe göre giyinmedi diye memurluktan atılanlar bir bayan içinde
"bunlar bizim hayatımıza , karışıyorlar" diye olayı çarpıtma, 9 senedir kimsenin hayatına karışıldığı yok

Aslında çıkıp harbi harbi "başörtüsüne karşıyım, giyinmesinler, görmek
istemiyorum" gibisinden mis gibi fasizm kokan düşüncelerini yazmak
yerine lafı dolandırmıssın. (böyle düşünüğünede eminim yani)

------------------------
Son olarak;
Yazdıklarını okuduktan sonra aşağıdaki olayı daha iyi anladım gerçekten,
demek "yabancılar ülkede ticaret yapmasın" "herkes bizim istediğimiz gibi
giyinsin" türünden 1930 model insanlar halen yaşıyor..
2011 Türkiyesinde de bile "Kağıt Kaplandan" güzel bir DARBE
bekleyen CHP ideolojisini nede güzel açıklıyor.

http://www.marksist.org/tarihte-bugun/29...dam-edildi-

[size=18]4 Şubat 1926: İskilipli Atıf Hoca "şapka giymemek" suçundan idam edildi[/size]

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Türkiye'nin tek hakimi olan Kemalistler, bir yandan emperyalist devletlere ne kadar "batılı" olduklarını göstermek, öte yandan da her türlü muhalefeti ezmek için hızla harekete geçmişlerdi. Mustafa Kemal, kapitalizmle bütünleşmenin önemli bir unsuru olarak kılık kıyafeti görüyor, insanlara zorla kendi tercihleri olmayan giysileri dayatıyordu. İskilipli Atıf Hoca gibi yüzlerce kişi, şapka giymek istemediği için idam edildi.

Mustafa Kemal, 24 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu'ya elinde Panama şapkasıyla giderek, Kastamonululara hitaben yaptığı konuşmada, "...Uygar ve milletlerarası kıyafet, bizim için, çok cevherli milletimiz için lâyık bir kıyafettir" demişti, "onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantolon, yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve tabiatıyla bunları tamamlamak üzere başta siper-i şemsli serpuş. Bu serpuşun adına şapka denir. Redingot gibi, bonjur gibi, smokin gibi, frak gibi, işte şapkamız!.. İsterseniz bildireyim ki, bu kadar yüksek ve önemli bir sonuca varmak için, gerekirse bazı kurbanlar da verelim..." dedi.

Aynı yılın Mart ayının 4. gününde kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu, Mustafa Kemal'in sözünü ettiği kurbanları vermeyi kolaylaştırıyordu. Halk, Kemalistlerin tepeden inme "devrimlerini" büyük bir nefretle karşıladı. 2 Eylül 1925'de Şapka Kanunu" yapılan itirazlara rağmen kabul edildi. Bundan böyle şapkadan başka başlık giyenler cezalandırılacaktı.

Ancak Şapka Kanunu başta Erzurum olmak üzere Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Trabzon ve Gümüşhane'de protestolarla karşılandı. Kemalistler ise direnişi ve muhalefeti şiddetle yok etme yoluna gittiler. Trabzon'un Of ilçesi Hamidiye Kurvazörü tarafından topa tutuldu. Halkın saygı gösterdiği muteber kişiler, kanaat önderleri şapka giymediği bahanesiyle hızla tutuklandı. Bu kişiler, kurulan özel İstiklal Mahkemeleri'nde yargılandı. Bazıları ağır hapis cezalarına, bazıları ise idam cezasına çarptırıldı.

İstiklal Mahkemeleri'nin düzmece duruşmalarında yargılanan bu kanaat önderlerinden biri, İskilipli Atıf Hoca'ydı.

İskilip'in Tophane Köyü'nde dünyaya geldiği için "İskilipli" unvanını kullanan Atıf Hoca, İstanbul'da medrese eğitimi aldıktan sonra Daru'l-Fünun'da ilahiyat öğrenimi görmüş bir aydındı. Bu kimliği daha erken dönemlerde ortaya çıkmış, gerici bir ayaklanma olduğu anlatılan, ancak aslında İttihat ve Terakki milliyetçiliğine ve baskısına karşı bir hareket olan 31 Mart (13 Nisan 1909) vakasında parmağı olduğu gerekçesiyle Sinop'a sürüldü. Oradan Sungurlu'ya sevk edildi. Nihayet "bir yanlışlık" olduğu söylenerek serbest bırakıldı.

İskilipli Atıf Hoca, 1919 yılında Teal-i İslam Cemiyeti'ni kurdu, İttihatçıların devamcısı saydığı Kemalistlere karşı İslam ümmetçiliğini savundu. Kemalistlerin milliyetçi fikirlerini şiddetle reddetti. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Kemalistler kendilerine muhalif olanların üzerindeki baskıyı iyice arttırdılar.

Atıf Hoca da şapka "devrimi"nden bir buçuk sene önce yayınlanan "Frenk Mukallitliği ve Şapka" isimli kitabından dolayı 26 Aralık 1925'de tutuklandı. Giresun İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı. Esas amacı muhalifleri sindirmek olan Giresun İstiklal Mahkemesi, Atıf Hoca'nın davasında takipsizlik kararı verdi. Atıf Hoca İstanbul'a döndü, ancak yaptıkları "yanlışlığı" anlayan Kemalistler onu ve arkadaşlarını tekrar tutuklayarak Ankara'ya gönderdiler.

Atıf Hoca bu kez Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. İsnat edilen suç, şapka giymemek suretiyle halkı kanunlara karşı gelmeye kışkırtmaktı. Savcının 3 yıl hapis istemesine rağmen, mahkeme başkanı Kel Ali (Ali Kılıç) akla gelebilecek tüm hukuk kurallarını çiğneyerek iki gün içinde Atıf Hoca'yı idam cezasına çarptırdı.

Savunma yapmaya gerek görmeyen İskilipli Atıf Hoca, 4 Şubat 1926 sabahı idam edildi. Naaşı bütün geleneklere aykırı olarak yıkanmadan ve cenaze namazı kılınmadan, Mamak Mezarlığı'nın kimsesizlere ayrılan kısmına gömüldü. Yıllar boyunca korkudan kimsenin yanına uğrayamadığı mezarın yeri üç yıl önce tespit edildi ve Atıf Hoca'nın kemikleri İskilip'te usulüne uygun bir şekilde toprağa verildi.
Ara


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Kasim_Demircin - 23-01-2011, 02:23
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 23-01-2011, 13:35
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 23-01-2011, 13:40
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Kasim_Demircin - 23-01-2011, 18:24
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 24-01-2011, 21:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 24-01-2011, 21:44
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 24-01-2011, 22:40
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Attorney at Law - 25-01-2011, 10:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 25-01-2011, 23:59
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 26-01-2011, 13:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 26-01-2011, 22:58
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 27-01-2011, 18:09
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Attorney at Law - 27-01-2011, 21:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 29-01-2011, 18:23
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 30-01-2011, 23:08
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 31-01-2011, 16:14
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 31-01-2011, 19:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 02-02-2011, 01:43
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 03-02-2011, 15:34
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 03-02-2011, 18:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 03-02-2011, 19:37
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 04-02-2011, 02:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 05-02-2011, 19:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 06-02-2011, 10:25
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 09-02-2011, 20:30
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 10-02-2011, 01:55
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: kitaro - 10-02-2011, 13:34
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: firatsalepci - 11-02-2011, 10:54
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: serhad kangöz - 11-02-2011, 17:48



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi