Küresel Ekonominin Durumu
#1
Sayın satrançseverler,

Bilebileceğiniz gibi küresel ekonomilerdeki buhranların ardı arkası
kesilmiyor. Bugün, yorgun bedenim dinlenceye muhtaç iken, sağ dizim
ve baldırım resmen defunct durumda olmasına rağmen, taktım sony
dvd player'ıma "The old man down the road" single'ını, düştüm yollara.
Maksadım apaçıktı: Bu küresel ekonomik buhranlara kesin bir son
vererek dünyayı kurtarmak ve torunlarıma sağlam bir ekonomi miras
bırakmak. Zeus'un sakalı adına! Ne göreyim. Hiç kimse benim fikirlerime
selam sarkıtmıyor.

Bu vahim-ötesi durumu bilgilerinize sunarım.

Dr Harun Taner
Ara
Cevapla
#2
Alıntı:Rekabet Kurulu'ndan bankalara ceza!
Hangi bankaya ne kadar ceza kesildi?

08 Mart 2011 Salı, 15:01:01

HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ

Rekabet Kurulu'nun, maaş promosyonları konusunda rekabeti ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla 8 banka hakkında 19 Ağustos 2009 tarihinde başlattığı soruşturmaya ilişkin kararını açıkladı.

Açılan soruşturma çerçevesinde 1 Mart 2010 tarihinde banka temsilcilerinin sözlü savunmaları alınmıştı.

Yasa gereği Rekabet Kurulunun, bankalara kararın çıktığı yıldan bir önceki yılın cirosunun yüzde 10'una kadar idari para cezası vermesi yetkisi bulunuyor. Buna göre Kurul, rekabet aykırı durum belirledi ve insiyatif kullanarak bankalara 2010 aktiflerinin binde 4 oranında ceza verdi.

TOPLAMDA 72.3 MİLYON TL CEZA!

Rekabet Kurulu, bankaların maaş promosyonları konusunda aralarında centilmenlik anlaşması yaparak rekabeti ihlal ettikleri kararı verdi. Bu kapsamda 7 bankaya, toplam 72 milyon 337 bin lira idari para cezası verdi.

Rekabet Kurulunun, maaş promosyonları konusunda rekabeti ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla 8 banka hakkında 19 Ağustos 2009 tarihinde başlattığı soruşturmaya ilişkin karar açıklandı.

Karar, Rekabet Kurumu Başkan Yardımcısı Erkan Yardımcı tarafından banka temsilcilerine okundu.

Buna göre Kurul, 2010 mali yılı sonunda oluşan ve kurum tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerin takdiren binde 4'ü oranında olmak üzere Akbank'a 14 milyon 525 bin 268 lira, Garanti Bankasına 11 milyon 641 bin 860 lira, İş Bankası'na 12 milyon 987 bin 340 lira, Vakıfbank'a 8 milyon 226 bin 296 lira, Yapı Kredi Bankasına 14 milyon 211 bin 48 lira idari para cezası verilmesine oy çokluğu ile karar verdi.

2010 mali yılı sonunda oluşan ve kurum tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren binde 3'ü oranında olmak üzere, Kurul yine oy çokluğu ile Denizbank'a 2 milyon 881 bin 302 lira, Finansbank'a da 7 milyon 863 bin 921 lira idari para cezası verdi.

Bu arada, Pamukbank nedeniyle soruşturma kapsamına giren Halk Bankasına 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle para cezası verilmedi.

PİYASALAR TEPKİ VERMEDİ

Açıklamaların ardından piyasalar sakin bir seyir izliyor. İMKB TSİ 15:45 itibariyle yüzde 0.60 artıda 60 bin 500 puan civaında bulunuyor. Bundan bir hafta önce sözlü savunmaların alındığı gün ise bankacılık sektörü hisseleri sert düşüşler yaşamıştı. Fakat o dönemdeki negatif etki bugün açıklamanın ardından hızlı yükseliş olarak gerçekleşmedi.

Açıklamaya ilişkin son durumu sektörün uzmanlarına sorduk. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili alınan bu kararın piyasalara negatif yansımadığını hatta olumlu algılandığına işaret etti. Yetkiliye göre sonuçta yüzde 10'lara varacak olan idari para cezaları konuşulurken bunun binde 4 seviyelerinde kalması çok fazla olumlu yansımasa da negatif algılamayı önledi.

"RAKAMLAR BEKLENTİLERİN ALTINDA"

HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ'ne açıklamalarda bulunan Ata Portföy Yönetim A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gerz ise açıklanan cezaların beklentilerin çok altında kaldığının ifade etti. Gerz ayrıca, sözlü savunmaların alındığı gün mali endekste yaşanan hızlı düşüşün aynı derecede yukarı çıkışını bugün göremediğini ifade etti. Bunda Kuzey Afrika etkisine dikkat çeken Gerz şöyle devam etti:
"Ceza rakamları korkulduğu gibi gelmedi. Bir uyarı niteliğinde gördüm bunları. Daha önce bu haberin negatif etkisi yaşandığında Kuzey Afrika ciddi baskı altındaydı. Cezalar düşük kalmasına rağmen piyasa bunu geri almadı. Çünkü Kuzey Afrika endişesi hala devam ediyor. Banka hisselerinin tepki vermemesinin sebebi ise faizlerin yüzde 9 seviyesinin üzerine oturup gevşeyememesi.
Türkiye borsası iskontosu yüzde 15-20 arasına yükseldi. Yani benzer ülke piyasalarına göre daha ucuz durumdayız. Buradaki iskonto iyi denilebilecek düzeyde.
Yıl başında ifade ettiğimiz 80 binli seviyelerin hâlâ görüleceğine inanıyorum. Bu yıl olmasa da gelecek yıl bu seviyeler test edilecek. Hedefimiz olan bu seviyenin revizyonu söz konusu değil sadece vade biraz uzadı. Piyasalarda dalgalı seyir bir kaç ay daha devam eder. Petrol fiyatlarında 10-20 dolar civarında bir köpük oluştu. Bu köpük alındığında ve faiz yüzde 8 seviyelerine gerilediğinde piyasaların önü açılacak."

Diğer yandan bugün genel itibariyle yukarı yönlü seyreden İMKB, gün sonunda yüzde 1.8 artışla 61 bin 302 puan seviyesinden kapanırken dünkü kaybını telafi etti.

Rekabet Kurulunun gücü varsa, Fransa Devlet Başkanına da maaşının
dört bin katı oranında ceza uygulasın da bizim alamayacaklar tahsil
edilsin gari!

Dr Harun Taner
Ara
Cevapla
#3
Alıntı:Kâhin'den ikinci resesyon uyarısı!

İlk krizi tahmin eden Kâhin Roubini, "140 $’lık petrol gelişmiş ülkeleri resesyona sokar" dedi

09 Mart 2011 Çarşamba, 09:27:22

Brent petrolün varil fiyatı OPEC’in üretimi artırmayı görüştüğü haberiyle 114 doların altına indi. Nouriel Roubini ise petrolün 140 dolara çıkması halinde gelişmiş ekonomilerin resesyona girebileceğini söyledi

Kuzey Afrika’da yaşanan ayaklanmalar nedeniyle geçtiğimiz günlerde varil fiyatı 120 dolara kadar çıkan Brent petrolün ateşi peş peşe gelen açıklamalarla 113 dolara kadar geriledi. Dün sabah saatlerinde Libya lideri Muammer Kaddafi'nin görevden ayrılmanın ve çatışmalara son vermenin yollarını aradığı yönünde çıkan haberlerin ardından petrol 2 dolarlık düşüş kaydederek 115 doların altına düştü. Piyasalarda bu haber tartışılırken Kuveyt Petrol Bakanı Şeyh Ahmed el Abdullah el Sabah’ın açıklamaları geldi.

DÜZELME UZUN SÜRER
El Sabah, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) iki yıldan uzun süredir ilk kez üretimin artırılmasını görüştüğünü duyurmasıyla petrol fiyatları 113 dolar seviyelerine kadar geriledi. Gün içerisinde Kuveytli yetkililerden gelen açıklamalarda petrolün yeniden 70-80 dolarlık normal bandına geri dönmesinin en az 6 ay süreceğine işaret edildi. Diğer yandan artan petrol fiyatlarının küresel enflasyonu tetiklemesine yönelik endişeler de giderek artıyor. Uzmanlar petrol fiyatlarının 120 doların üzerine çıkmamasının iyi bir gelişme olduğunu ancak 100-120 dolar bandında uzun süre kalacak petrolün bazı ülkelerin ekonomilerine zarar vereceğini belirtiyor.

Bu uzmanların başında gelen ABD’li ekonomist Nouriel Roubini, petrol fiyatının 140 dolar seviyesine çıkması halinde bunun bazı gelişmiş ekonomilerin tekrar resesyona girmesine yol açabileceğini savundu. Roubini, "Eğer petrol fiyatı 2008 yazında olduğu gibi 140 dolar seviyelerine giderse, bu noktada bazı gelişmiş ekonomileri çift dipli resesyonda görmeye başlarız. Büyümenin hızlandığı ABD'de, petrol fiyatında yaşanacak yüzde 15-20 oranında bir artış çift dipli resesyona yol açmaz, ancak büyüme tekrar hız kaybeder" diye konuştu.”

‘GELİŞEN EKONOMİLER ISINIYOR’
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, küresel toparlanmada başı çeken gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyümenin, artan enflasyon baskıları dikkate alındığında, kendi yararlarına olmayabileceğini söyledi. Lipsky yaptığı açıklamada, “Yüzde 6.5-7 dolayında büyüyen gelişmekte olan ekonomilerin kapasite fazlası marjlarının büyük ölçüde kullanılmış olmasının bir sonucu olarak yeni yeni aşırı ısınma belirtileri görmeye başlıyoruz” dedi. Yükselen petrol fiyatları enflasyon sorununu artırıyor ancak Lipsky, IMF'nin petroldeki yükselişin geçici olduğunu düşünmesi nedeniyle büyüme tahminlerini aşağı çekmediğini de belirtti.

‘ENFLASYON HIZINI ARTIRMAZ’
Nouriel Roubini, petrol fiyatlarındaki cari seviyenin gelişmiş ekonomilerde enflasyonda ciddi bir hızlanmaya yol açmayacağını da ileri sürerek, “Çünkü bu ekonomiler ciddi bir resesyonda toparlanıyor ve hâlâ yüksek işsizlik ile karşı karşıyalar. İşçilerin çok fazla ücret pazarlığı gücü yok” dedi.

HT EKONOMİ

Hiç hafsalanız alıyor mu, petrolün 150 amerikan dolardan satılacağını.
Kâhin değil, felâket tellâlı mübarek!

Dr Harun Taner
Ara
Cevapla
#4
Çin'de enflasyon yüzde 5

Güncelleme : 11.05.2011 10:01

Enflasyonun ana göstergesi olan Tüketici Fiyatı Endeksi'nin yüzde 5,3 olduğu bildirildi.

Çin'de enflasyonun ana göstergesi olan Tüketici Fiyatı Endeksi'nin (TÜFE) nisan ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 5,3 olduğu bildirildi. Çin'deki enflasyon oranı mart ayında yıllık bazda yüzde 5,4'ü bularak, son 32 aydaki en yüksek seviyeye çıkmıştı.

Ulusal İstatistik Bürosu, Üretici Fiyatı Endeksi'nin (ÜFE) geçen ay yıllık bazda yüzde 6,8 olduğunu açıkladı. Bu oran bir önceki aya göre 0,5 baz puan geride kaldı.

Ulusal İstatistik Bürosu sözcüsü Şeng Layyün, TÜFE'nin hesaplanmasında üçte bir ağırlığı olan gıda fiyatlarının nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 arttığını belirtti. Gıda dışındaki malların fiyatları ise yüzde 2,7 arttı.

Çin hükümeti yıllık enflasyon oranını yüzde 4'ün altında tutmayı hedefliyor.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#5
Çin'in geçen ay dış ticaret fazlası, ithalat büyümesinin yavaşlamasıyla önemli oranda arttı.

Çin'in geçen ay dış ticaret fazlası, ihracatın rekor kırması, ithalat büyümesinin yavaşlamasıyla önemli oranda arttı.

Çin Gümrük İdaresi, geçen ay dış ticaret fazlasının beklenenden dört kaz fazla artarak 11,4 milyar dolar olduğunu açıkladı. Mart ayında Çin'in dış ticaret fazlası sadece 140 milyon dolar olmuştu.

Nisan ayında Çin'in ihracatı geçen yıl aynı aya göre yüzde 29,9 artarak 155,7 milyar dolar, ithalatın büyümesi ise yavaşlayarak yüzde 21,8 artışla 144,3 milyar dolar oldu. Mart ayında ithalat artışı yüzde 32,6 olmuştu.

Geçen ay Japonya'dan ithalatı mart ayına göre yüzde 14,9 azalışla 16 milyar dolar olan Çin'in, nisan ayında ABD ile olan dış ticaret fazlası geçen yıl aynı aya göre yüzde 52 artışla 15,1 milyar dolara çıktı. Çin'in en büyük ticari ortağı Avrupa Birliği ile nisan ayında dış ticaret fazlası ise hafifçe daralarak 10,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Yüksek emtia fiyatları Çin'in talebini daralttı. Çin'de araç satışlarındaki büyümeye rağmen yılın ilk dört ayında petrol ithalatı geçen yıl aynı döneme göre yüzde 9,1 azaldı.

Piyasa uzmanları, Çin'in dış ticaret verilerinin, Çinli ihracatçıların para birimi yuanın değerinin düşük olmasından yararlanmaya devam ettiğini gösterdiğini, dış ticaret fazlası rakamının ABD yönetiminin Çin yönetimine yuanın değerini hızlandırması konusunda baskı yapmasını artıracağını söylediler.

Çin'in dış ticaret fazlası, Washington ve diğer ticari ortaklarının tepkisine yol açıyor. ABD yönetimi ve diğer ülkeler Çin'i yuanı kontrol etmek ve küresel ticarete ve toparlanmaya zarar veren diğer politikaları izlemekle suçluyor.

ABD-ÇİN GÖRÜŞMELERİ

Bu arada, ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, Washington'da yapılan ABD-Çin ekonomi ve güvenlik zirvesinde Çin yönetimine, yuanın ABD doları karşısında daha hızlı yükselmesine izin vermesi çağrısında bulundu.

Çin'in ihracata daha az ve kendi iç tüketimine daha fazla güvenmesi gerektiğine işaret eden Geithner, Çin'in iç taleple desteklenen yeni bir büyüme modeli zemini oluşturmasının önemini ifade etti. Geithner ayrıca, ''Çin'in ayrıca daha fazla piyasa temelli ekonomi ve daha fazla gelişmiş finansal sistem geliştirme gerektiğini'' söyledi.

Çin Ticaret Bakanı Çen Deming ise yuanın değerlenmesinin ''çok sağlıklı bir biçimde'' yapıldığını belirtti.

''Batı'nın yuan ile ilgili korkuları ve kaygıları temelsiz, çünkü son üç yılda Çin'in dış ticaret fazlası durmaksızın düşüyor'' diyen Çen, ABD'nin imalatının teşvik için yatırımlarını ve yüksek teknoloji satışları politikasını değiştirmeye ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Çin'in döviz kurunda daha esnek bir politika izleme sözü verdiği haziran ayından bu yana yuan dolar karşısında yüzde 5 değerlense de Amerikalı imalatçılar ve diğerleri yuanın halen değerinin düşük olduğunu belirtiyorlar.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#6
Eğitim ve teknik işbirliği için 200 milyon dolar kaynak

Başbakan Erdoğan, en az gelişmiş ülkelere 2012’den itibaren, yılda 200 milyon dolar ayıracağını söyledi.

10 Mayıs 2011 / 01:25

Başbakan Tayyip Erdoğan, BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nda, Türkiye’nin bu ülkelere 2012’den itibaren, yılda 200 milyon dolar ayıracağını söyledi.

Günde 1.2 doların altında olan var

Günlük harcaması 1.25 doların altında insanlar varken, hiç kimsenin masum olamayacağını söyleyen Erdoğan, “Türkiye elinden geleni yapacak. Az gelişmiş ülkelerdeki yatırımımız 2 milyar dolar, bunu 2015’te 5, 2020’de de 10 milyar dolara çıkaracağız” diye konuştu.

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler 4’üncü Konferansı kapsamında ilk kez düzenlenen özel sektör forumunda, Türkiye’nin en az gelişmiş ülkelerin kalkınması için elinden geleni yapacağını belirterek, “2012’den itibaren yılda eğitim ve teknik işbirliği için 200 milyon dolar kaynak ayıracağız” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin en az gelişmiş ülkelerde şu anda 2 milyar dolarlık yatırımı bulunduğunu belirterek, “Bunu 2015’te 5 milyar dolara ve 2020’de de 10 milyar dolara çıkaracağız” diye konuştu.

Hiç kimse masum değil

Erdoğan, 10 yılda bir gerçekleştirilen En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na gelişmiş zengin ülkelerin temsilcileri yeterli ilgiyi göstermediği konusunda sitem ederken, bugün ülkelerin ve halkların artık sınır tanımayan çevre, yoksulluk, terör ve göç gibi sorunları olduğuna dikkat çekti.
“Bu tür küresel sorunları ilgi alanları dışında bırakanlar hem kendi halklarının geleceğine, hem dünyanın geleceğine haksızlık ediyor” diyen Erdoğan, “Yoksulla empati kurmak dünyadaki her liderin, her zenginin yapması gereken eylemdir. Günlük harcaması 1.25 doların altında on milyonlarca insanın bulunduğu bir dünyada açık söylüyorum hiç kimse masum değildir ve olamaz” dedi.

Krizi doğru okuyamazsak

“Ülkelere baktıklarında sadece madenleri, petrol kuyularını görenler o ülkelerin halkları nezdinde ciddi bir güven bunalımı oluşturuyorlar” diyen Erdoğan, çifte standartlarla tarafsızlık duygusunun tahrip edildiğini vurguladı. Bu arada son yaşanan küresel krizi, “öncü sinyal’ olarak nitelendiren Erdoğan, “Küresel finans krizinden gereken mesajları krizi doğru okuyamazsak asıl sarsıntının tahribatı çok daha büyük olacaktır” diye konuştu. Bu arada Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki son gelişmelere de değinen Erdoğan, “Olaylar karşısında uluslararası toplum başarılı bir sınav verememiştir. Bosna’da Kosova’da yaşananların Sudan, Filistin’de yaşananların batı vicdanında açtığı yara daha iyileşmeden aynı şekilde Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananlar vicdanlara leke olarak düşmüştür” dedi.

Kızılderili sözüyle mesaj

“Bu toplantı yeni bir dünyanın anlayışın kapılarını aralayacaktır” diyen Erdoğan, konuşmasını bir Kızılderili sözüyle (Kızılderili Şef Seattle’ın 1853’teki bir konuşmasında kullandığı) sözlerle tamamladı: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

Türkiye terörle mücadele ediyor yalnız bırakılıyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye, teröre ve terör örgütüne karşı çok kararlı bir mücadele verirken, bu mücadelesinde yalnız bırakıldığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bugün hala, Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermeyen, mücadele için istekli davranmayan, hatta terör örgütüne destek sağlayan ülkeler olduğunu biliyoruz. 11 Eylül saldırıları, ABD’ye olduğu kadar, insanlığa da saldırıdır. Paris’e, Madrid’e, Londra’ya yönelik saldırılar, tüm insanlık değerlerine saldırılardır. Biz Türkiye olarak, teröre bu nazarla bakarken, ülkemize yönelik saldırılara sessiz ve tepkisiz kalınması son derece manidardır. Bazı teröristler ve terör örgütleri üzerinden, İslam dünyasına toptancı önyargı sergileniyor. Terörist ve terör örgütleri arasında, ayrım yapmıyoruz, terörü insanlık suçu görüyoruz. Ancak, bazı teröristler ve terör örgütleri üzerinden, tüm Müslümanları töhmet altında bırakmak, adı Hasan, Ahmet, Mustafa ve benzerleri olan kişilere potansiyel terörist tavrı takınmak, en az ırkçılık kadar, en az anti semitizm kadar tehlikelidir.”

EXPO 2020 yarışı için İzmir’e destek istedi

BAŞBAKAN Tayip Erdoğan, 50’ye yakın devlet başkanı ve çok sayıda bakanın yer aldığı toplantıdaki konuşmasında İzmir’in EXPO’ya yeniden talip olduğunu duyurdu. Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin 30 Nisan- 31 Ekim 2010 tarihlerinde dünya sergisine yani Expo’ya ev sahipliği yapmak üzere İzmir kentini aday gösterdiğini memnuniyetle belirtiyorum. Serginin teması ‘Daha iyi bir dünya için yeni yollar. Herkes için sağlık’ olarak belirlendi. Bu şekilde BM Bin yıl hedeflerine ulaşmaya katkıda bulunmayı hedefliyoruz İzmir’in ikinci kez talip olduğu adaylığına desteklerinizi bekliyorum.”

Türkiye’de yoksul nüfus azaldı

BAŞBAKAN Recep Tayip Erdoğan, Türkiye’ki gelişmeleri de katılımcılara anlatırken, şu rakamlara dikkat çekti: “Türkiye’de 2002 de gıda artı gıda dışı yoksulluğun toplam nüfusa oranı yüzde 27 idi. Bu da yaklaşık 18 milyon kişiye tekabül ediyordu. Son araştırma 2009’da yapıldı. Yoksulların toplam nüfusa oranı yüzde 27’den yüzde 18’e geriledi. Nüfus artışına rağmen rakamın da 12 milyon 750 bin kişiye gerilediğini görüyoruz. 2006’dan itibaren günlük harcaması 1 doların altında kalan yoksul insanımız kalmadı. Günlük harcaması 4,3 doların altında kalanların oranı 2002’de yüzde 30 idi. Yüzde 4 e kadar çektik.”

Deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, zirevede “Halklarımızın zengin olmasını istiyorsak, girişimciliğin önünü açmalıyız. Bu konuda deneyimlerimizi her zaman paylaşmaya hazırız” dedi. 1990’larda dünya ticareti 3 trilyon dolar iken 2010 yılında 16 trilyon seviyesine geldiğini, 1971 yılındaki 21 olan en az gelişmiş ülke sayısının ise bu küreselleşmeyle birlikte 48 artı 1’e çıktığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Yoksullukla mücadelenin tek yolu girişimciliğin önünü açmaktan geçiyor. Türkiye bu konudaki deneyimlerini az gelişmiş ülkelere paylaşmaya hazır. TOBB olarak son yıl itibariyle 50 ülkede girişimcilik üzerine eğitim verdik” diye konuştu. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, özgürlükleri artırmak, iktisadi ve siyasi reform sürecini tamamlamak suretiyle en az gelişmiş ülkelere daha iyi örnek olmanın Türkiye’nin sorumluluğu olduğunu kaydetti.

Kent: Kalkınmada özel sektör ile işbirliği şart

KONFERANSA katılan Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent, fakirliğin ortadan kaldırılması ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi için, işbirliklerinin şart olduğunu ve bunda özel sektörün en az gelişmiş ülkelere yapacağı yatırımların önemine dikkat çekti. Kent konferansın ana otorumunda yatığı konuşmada “Dünyada en az gelişmiş 48 ülkeye yapılan doğrudan yatırım miktarı 30 milyar dolar. Bu, buradaki farsatlarla örtüşen bir miktar değil. 2050’de bu ülkelerin nüfusu 2 milyarı aşacak. İş çevreleri, sivil toplum kuruluşları ve hükümetler arası işbirliğinin artırılması gerekiyor. Ben buna altın üçgen diyorum” dedi.


Hürriyet
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#7
Yunanistan yüzde 85 battı

14.05.2011

Uluslararası ankete göre yatırımcıların yüzde 85'i Yunanistan'ın er geç temerrüde düşeceğine inanıyor

Yunanistan'ın içinde bulunduğu mali kriz yatırımcıların da ülkeye bakış açısını değiştirdi. Geçtiğimiz yıl Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği'nden (AB) 110 milyar euroluk kurtarma yardımı alan ülkenin yeniden ek bir yardım almasına kesin gözüyle bakılırken, uluslararası yatırımcılar arasında yapılan son anket piyasaların Yunanistan'a olan güveninin hızla eridiğini gösterdi. Bloomberg Global Poll tarafından gerçekleştirilen ankete göre, katılımcıların yüzde 85'i Yunanistan'ın er ya da geç temerrüde düşeceğine inanıyor. Anketin sonucuna göre yatırımcılar, Euro Bölgesi'nde bir ülkenin temerrüde düşmesi olasılığını, düşmemesi olasılığından daha yüksek görüyor. 1.263 uluslararası yatırımcı ve analistin katıldığı ankette her beş yatırımcının dördünden fazlası Yunanistan'ın borcunu ödeyemeyeceğine inanıyor. Yatırımcılar sadece Yunanistan konusunda karamsar değil. Katılımcıların çoğunluğu Portekiz ve İrlanda'nın da Yunanistan ile aynı kaderi paylaşacağını düşünüyor. Söz konusu ankette, Yunanistan'ın temerrüde düşeceğini öngörenlerin oranı yüzde 11 ve 2010 Haziran'a göre yüzde 12 arttı.

PAPANDREU PİYASALARI SUÇLADI
Euro Bölgesi'nde herkesin karşılıklı suçlamalarda bulunarak, Atina'yı borç aldığı kredilere daha fazla faiz oranı ödemeye zorlayacak bir kasvet havası yaratıldığını belirten Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, bu şekilde Yunanistan'ın sorunlarının şiddetlendirildiğini savundu. Papandreu, "IMF bugün bizim borcumuzun sürdürülebilir olduğunu, borcumuzu yeniden yapılandırmadan idare edebileceğimizi söylüyor. Ancak piyasalar sürekli olarak bize çakıyor, medya kıyamet günü tahminleri yapıyor ve bu korku kültürünü yayıyor'' dedi. Bu sözlere karşılık, AB Komisyonu Ekonomik ve Parasal İşlerden sorumlu üyesi Olli Rehn, Yunanistan için bu yıl ek önlem almaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

Komşu'da işsizlik % 15.9'a yükseldi
Yunanistan İstatistik Kurumu (ELSTAT), 2010 yılı şubat ayında yüzde 12.1, 2011 yılı ocak ayında ise yüzde 15.1 olan işsizlik oranının, 2011 yılı şubat ayında yüzde 15.9'a yükseldiğini açıkladı. ELSTAT'a göre bir yıl içerisinde 181 bin 952 kişi daha işsizler grubuna dahil olurken, ülke genelinde işsiz sayısının 787 bin 229'a ulaştığı kaydedildi.

AB BORÇ TAHMİNLERİNİ ARTIRDI
Avrupa Birliği, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in bu yıl sonuna kadarki borç yükleriyle ilgili tahminini yükseltti. Avrupa Komisyonu'nun tahminlerine göre, Yunanistan'ın borç yükü bu yıl, gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 157.7'sine, gelecek yıl ise yüzde 166.1'ine ulaşacak. İrlanda'nın borcunun da bu yıl GSYH'sinin yüzde 112'si, 2012 yılında ise yüzde 117.9'u olması bekleniyor. Daha önceki tahminlerde bu oranlar sırasıyla yüzde 107 ve yüzde 114.3 olmuştu. Portekiz'in borcu ise bu yıl GSYH'sinin yüzde 101.7'sine, gelecek yıl ise yüzde 107.4'üne ulaşacak. Daha önceki tahminlerde bu oranlar bu yıl için yüzde 88.8 ve gelecek yıl için yüzde 92.4 idi.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#8
Çin'den AB'ye tepki

PEKİN AA - 16.05.2011

Pekin yönetimi, Avrupa Birliği'nin (AB) Çin'den ithal edilen bir ürüne ilk kez aynı anda antidamping ve antisübvansiyon vergisi uygulamasını protesto etti.

Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü Yao Cien yazılı açıklamayla, AB'nin Çin'den ithal edilen yüksek kalite kâğıda çifte vergi uygulamasının Dünya Ticaret Örgütü'nün kurallarına aykırı olduğunu ileri sürdü. Antisübvansiyon vergisi yüzde 4 ile 12, antidamping vergisi de yüzde 8 ile 31,5 arasında değişiyor.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#9
Mısır ekonomisi çöküşün eşiğinde

17.05.2011 13:58

Mısır'ı fiili olarak yöneten Askeri Konsey, devam eden karışıklıkların Mısır ekonomisinin çöküşün eşiğine getirdiğini duyurdu.

Devrik Lider Hüsnü Mübarek'in koltuğunu bıraktığı 11 Şubat'tan itibaren ülkeyi fiili olarak yöneten Askeri Konsey, devam eden karışıklıkların Mısır ekonomisinin çöküşün eşiğine getirdiğini duyurdu. Konsey'in finans konularından sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Tümgeneral Mahmut Nasr, yabancı yatırımların sıfıra yaklaştığını, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının da Mısır'ın notunu negatife çevirmek üzere olduğu uyarısında bulundu.

Konsey tarafından düzenlenen '25 Ocak Devrimi ve Ekonomik Büyümenin Görünümü' konulu sempozyumda konuşan Nasr, ülke gayri safi milli hasılasının yüzde 11 oluşturan turizmdeki kaybın yüzde 80'e ulaştığını, günlük kaybın 40 milyon dolar olduğunu belirtti. Nasr, dün yaptığı açıklamada son olarak geçtiğimiz hafta Kahire'de meydana gelen Müslüman-Hıristiyan çatışmasının da pek çok rezervasyonun iptal edilmesine sebep olduğunun altını çizdi.

Turizm alanında dünyanın en hızlı gelişen ülkeleri arasında yer alan Mısır'ın geliri geçtiğimiz yıl yaklaşık 12 milyar dolar civarında gerçekleşmişti. Çalışan nüfusun da yaklaşık yüzde 11'i turizm alanında istihdam ediliyor.

Son olaylardan sonra turizmi desteklemek amacıyla bir dizi önlemler alınmış, bunlar arasında turistik otellerin fiyatlarını oldukça düşürmesi ve bu kayıpların bir kısmının devlet karşılanması da bulunuyordu. Uzmanlar, Mısır'ın mevcut haliyle tatil yapmak için dünyanın en ucuz ülkelerinden biri haline geldiğini ifade ediyor.

Nasr'ın verdiği bilgiye göre olayların devam ettiği ilk günlerde Mısır Borsası da yaklaşık 19 milyar dolar kaybetti ve borsaya kote olan şirketler yüzde 32 dolayında değer kaybetti. Yaklaşık iki ay kapalı kaldıktan sonra Mart ayında açılan borsa yine kendisini toparlayamamış ve kayıplar devam etmişti.

Kişi başına milli gelirin 2 bin 770 dolara düştüğünü ifade eden Nasr, daha önce yüzde 6 civarında tahmin edilen 2011 yılı büyüme oranının da yüzde 1'ler düzeyinde gerçekleşeceğini belirtti. Nasr'a göre fakirlik oranı da yüzde 70'lere dayandı.

Gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler arasında yer alan Mısır'da özellikle yönetime yakın işadamları ve idareci konumda bulunan imtiyazlı kişiler, devletin kaynaklarını sömürmekle suçlanıyor.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#10
İngiltere enflasyonda Türkiye'yi geçti

18.05.2011

Avrupa'da ekonomik istikrarsızlığın etkileri ülkelerin enflasyon rakamlarına da yansımaya başladı. İngiltere'de son iki buçuk yılın zirvesini gören enflasyon nisanda yüzde 4,5'e ulaştı. Türkiye fiyat artışlarında ilk kez İngiltere'nin gerisinde kaldı.

Uzun yıllar yüksek enflasyon sebebiyle Avrupa'nın eleştiri oklarına hedef olan Türkiye, artık İngiltere'den bile iyi duruma geldi. Nisanda Türkiye'de yüzde 4,26 olan enflasyon, İngiltere'de yüzde 4,5'u buldu. Artışa, Paskalya tatilinde zamlanan ulaşım ücretleri ile sigara ve alkol ücretlerinin yol açtığı açıklandı. Merkez Bankası Başkanı Mervyn King, enflasyonun yüzde 5'e çıkabileceği uyarısı yapmıştı.

İngilizler için iyi haber ise yine Ulusal İstatistik Kurumu'ndan (ONS) geldi. Geçen ay tüketici fiyatları artarken perakende satış endeksi yüzde 5,2'ye geriledi. Euro Bölgesi'nde devam eden ekonomik istikrarsızlık enflasyonu tetikleyen fiyat artışlarına da neden oluyor. Portekiz, Yunanistan, İrlanda ve İspanya gibi ülkelerdeki kriz, İngiltere'deki ekonomiyi de etkiliyor. Bu yüzden İngiltere'de enflasyon global krizin tam ortasında yani 2008 Eylül'ünde ulaştığı düzeye ilk kez bu kadar yaklaştı. İki buçuk yıl önce ülkede enflasyon yüzde 5,2 ile rekor kırarken, Türkiye'deki enflasyon yüzde 11,13 düzeyinde idi.

Türkiye ve İngiltere'nin enflasyon rakamları ilk kez mart ayında birbirine çok yakın bir değere ulaştı. Türkiye, İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 41 yıllık rekoru kırarak yıllık enflasyonda yüzde 3,99'u yakaladı. Söz konusu ayda İngiltere'de enflasyon yüzde 4'tü. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Bizdeki enflasyon yüzde 4, İngiltere'deki de yüzde 4. Bu benim ömrümde ilk defa gördüğüm bir şey." açıklamasını yapmıştı. Şimdi ise ilk kez İngilizlerin enflasyonu Türkiye'nin yüzde 5 üzerinde seyrediyor. Merkez Bankası enflasyonun yıl sonunda yüzde 6,9'a kadar yükseleceğini tahmin ediyor. Yıl sonunda yıllık enflasyon hedefinin ise yüzde 5,5 olacağı belirtiliyor.

TÜİK verilerine göre, nisan ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 0,87, Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) yüzde 0,61 arttı. Aynı ay itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 4,26'ya çıkarken, ÜFE'de yüzde 8,21'e geriledi. İngiltere'de nisan ayında TÜFE yıllık bazda yüzde 0,5 yükseldi.

İngiltere Merkez Bankası'nın hazırladığı son enflasyon raporunda, ülkede yakıt ile gıda fiyatlarındaki artışın, az tüketimin de etkisiyle enflasyonu tetiklediği kaydedildi. Mervyn King de değerlendirmesinde, İngilte-re'de enflasyonda büyük bir belirsizlik yaşandığını ifade ederek, "enflasyonun tahmin edildiği gibi düşmeyebileceğini" kaydetti. Banka ayrıca, ülkenin 2011 yılı için gayri safi yurtiçi hasılasını (GSYH), daha önce yaptığı yüzde 2'lik tahminden yüzde 1,75'e düşürdü.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#11
Amerikan kâbusu! Sam Amca ipin ucunda!

18 Mayıs 2011 Çarşamba, 12:29:03

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, Cumhuriyetçilerin, bütçeyi denetim altına alan ve harcamaları kesen bir program olmadıkça ülkenin borçlanma limitinin yükseltilmesini onaylamaması durumunda, bunun sonuçlarından sorumlu olacaklarını söyledi. Geithner, Harvard Kulüp'te yaptığı konuşmada, Cumhuriyetçi'lerin, ABD'nin 14.3 trilyon dolar olan borçlanma tavanının yükseltilmesine onay vermemesi halinde, ülkenin tarihinde ilk kez borcunu ödeyememe durumuyla karşı karşıya kalacağını, bununla ilgili sorumluluğa katlanmak durumunda kalacaklarını ifade etti.
ABD'nin mevcut borçlanma tavanı olan 14.29 trilyon dolara pazartesi günü ulaşıldığını belirten Geithner, borç ödeyememe durumundan kaçınmak için bir dizi muhasebe manevrası uygulamaya başladıklarını, ancak 2 Ağustos tarihi civarında artık manevraların da tükeneceğini bildirdi. Geithner, ''Kongre, ülkenin tam güvenini koruma sorumluluğunu almalı ve borç limitini artırmalı'' dedi. ABD'nin borçlanma limitinin hala düşük olmasına rağmen bunun Amerika'nın finansal güçlüklerle başa çıkma kabiliyeti konusunda piyasalarda şüphelerin başlamasıyla hızla değişebileceğini belirten Geithner, ülkenin tarihinde hiçbir zaman yaşanmamış borcunu ödeyememe durumunun maliyetinin, en az 2008 yılındaki finansal kriz kadar yıkıcı olabileceğini kaydetti. Yasa yapıcılara da çağrıda bulunan Geithner, hem Demokratların hem Cumhuriyetçilerin kabul edebileceği bütçe kesintisi içeren uygulanabilir bir plan üzerinde çalışmalarını istedi. Temsilciler Meclisi Sözcüsü John Boehner ise hafta başında yaptığı açıklamada, ''ciddi bütçe reformları ve harcamalarda önemli kısıtlamalar'' olmadıkça Cumhuriyetçilerin borçlanma tavanının artırılmasını desteklemeyeceğini söyledi. ABD Hazine Bakanlığı, pazartesi günü ülkenin mevcut borçlanma tavanına ulaşıldığını teyit etti. Bir değişiklik olmaması durumunda, Hazine'nin mevcut seviyeyi 11 hafta daha sürdürmesi gerekecek. Ülkenin borçlanma tavanına ulaşıldığının teyit edilmesinin ardından Hazine Bakanı Geithner, Kongreyi, iki emeklilik planına yatırımların durdurulduğu konusunda bilgilendirdi.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi