MÜTEVAZI
#1
Sanırım, Ateş Bey’ in gereği kadar mütevazı olamadığını ortaya çıkarmayı başardım. Biraz sancılı olmuştur. Ama gerçeklere ulaşmak hiçbir zaman kolay olmamıştır.
Sn Ülker mütevazılık maskesiyle merhum Ali İpek in yerine belli çevrelerce, yeni kurulacak olan federasyona aday gösterilmiştir. Gerek benim uğraşlarım gerekse Ateş Bey kendi yazılarıyla yeteri kadar mütevazı olamadığını ispat etmiştir. Anlayan anlamıştır. Şunu bir daha anlat diyen olursa başka bir başlıkta ayrıca konuşabiliriz. İlgili yazıların büyük bir bölümü benim bilgisayarımda kayıtlıdır. “Bir kısım” üye, Ateş Ülker e duygusal yakınlığından ötürü anlatılmak isteneni tam anlamadan, kardeşim bu adam ne demek istiyor, işi nereye bağlayacak, sonunda ne olacak bekleyemeden gardlarını alıp meydana balıklama atlamışlardır. Bu duygusallık zırhını aşıp doğruya ulaşmak kolay değildir. Aşağıdaki yazılanlar daha çok sizler içindir.


Ateş Bey, “eskiden Türkiye şartlarında iyi bir oyuncu olduğum doğrudur. Şimdilerde ise Selçuk Beyin söyledikleri üzücüde olsa gerçek payı vardır. Zaman içinde yaş faktörü de göz önüne alırsak oyun gücümde bir gerileme olduğu doğrudur. Zaten bir Türkiye Şampiyonasına girsem sıradan mı sıralımı olduğum gözükecektir. Ama kitap çevirme projem zor da olsa devam etmektedir. Devamı da gelecektir. Bir kaç yetenekli gençle zamanında ilgilendim. Şimdi daha da fazlasına sahip çıkacağım. Türk satrancına tecrübelerimle daha çok faydalı olacağım. Gelecek gençlerindir. Söylediğiniz gibi satrancı turnuvalarda oynamak benim için bundan böyle bir hobiden öteye gidemez. Her şeyin bir zamanı mutlaka vardır. Türk satrancına bundan böyle oyuncu olarak değil yazar, çevirmen, hoca, danışman, akil adam olarak hizmet edeceğim. Böylelikle ben sıradan bir FM olmadığımı lafla değil eylemlerimle ispatlayacak Selçuk Beyi de UTANDIRACAĞIM.” diyememiştir. Deseydi, diyebilseydi şimdi Ateş Beyin mütevazılığını tartışıyor olmazdık.

Peki, ne demiştir?

Silinen yazılarının birinde, benim gibi 1800 altı ukd li oyuncuları kast ederek“Demek ki onlar;sıradan oyunculardır ve bir FIDE TITLE sahibi olmayı ancak HAYAL eder. Onlar hakkında ELEŞTİRİ filan yapmaz.”
Diyen bir üyeye ;”Gel evladım. Sen nerelerdeydin bakayım? Nasıl gözümden kaçtın? Senin gibiler bu toplumda azaldı. Seni kanatlarımın altına, korumama alıyorum. Aferin.” mealinden bir cevap yazmıştır.

Ateş Beyin bu yazısı benim tezimi doğrulayan bir belge niteliğindedir.

Forumun kurallarımı değişmiştir? Her kes artık UKD si kadar mı eleştiri yapacaktır?

Ateş Beyin böyle 100 tana hayranı olacağına, benim gibi tek bir düşmanı(eğer öyleyse) olması onun için daha hayırlıdır.

Toplumumuzun derdini anlatabilme sorununun en başta gelen problemi, karşındakini sonuna kadar dinleyememek ve doğru algılayamamaktır.

Yazdıklarımın daha kolay anlaşılabilmesi için bölüm bölüm yayınlayacağım. Lütfen sonuna kadar okumadan yorumlarınızı yapmayınız. İdam mahkûmlarına bile son söz hakkı verilmiştir.
Provoke amaçlı, hakaret içeren yazıları ise cevaplamayacak, yok sayacağım.
Yazımın devamı vardır…
Ara
Cevapla
#2
Selçuk beyin esas amacı benim mütevazi olmadığımı kanıtlamakmış.Şimdi bunu kanıtladığını
öne sürüyor.Peki Topluma benim mütevazi olmadığımı kanıtlaması kime ne kazandıracak?
Çok önemli bir cümle daha var Ateş bey mütevazilik maskesi ile belli çevrelerce merhum Ali İpek'in
yerine yeni kurulacak Federasyona aday gösterilmiştir.
Lütfen bu cümleyi unutmayınız ve kaydediniz!Selçuk bey "belli çevreler"sözü ile ne kasdediyor?
Bunu herkes merak edecektir.Bu cümleyi açamazsa büyük bir eksiklik olur.
Hiçbir çevre ile herhangi bir bağım yoktur.Ne yazdıysam ne söylediysem Türk Satranç Toplumunun
lehine yazdım.Geçmişe dönük her yazı ve her konuşma için hesap vermeye hazırım.Selçuk beyin
neden rahmetli Ali İpek'in yerine aday gösterildiğimi ve hangi göreve aday gösterildiğimi de bir zahmet
belirtmesini rica ederim.Benden önce başkaları merak edecektir.
Yukardaki cümleden eğer 2012 sonrası dönem kasdediliyorsa şunu anlıyoruzAli Nihat Yazıcı'nın
Başkanlığı bırakmasından sonra başlayacak olan dönemde yeni Başkana yardımcı olmak için merhum
Ali İpek düzeyinde satranç bilgisi olan deneyimli isimlere ihtiyaç olduğu öne sürülmüştür.İpek hayatta olmayınca
akla gelen ilk isim olarak benden sözedildiği anlaşılıyor.Ve beni tavsiye eden çevreler olduğu gibi
bundan büyük rahatsızlık duyan ve Selçuk beye önemli bir görev tevdi eden çevreler de vardır.Nedir
bu görev?Topluma Ateş Ülker'in mütevazi olmadığını göstermek..İşte Selçuk bey de "zor oldu ama sonunda
Ateş beyin mütevazi olmadığını gösterdim"diyor.Yalnız hangi ifademin kibir dolu olduğunu anlayamıyorum!
Selçuk bey önce sıradan FM olduğumu gösterdi.Sonra Büyükusta'ya verilen ceza hakkında görüş bildirme-
diğim için eleştirdi.Daha sonra hiç hakkı olmadığı halde konumuzun dışındaki ve hiç ilgimizin olmadığı bir olay
hakkında konuşturmaya çalıştı.Slovenya'ya gönderildiğim için Federasyonu eleştirmediğimi vurguladı.Şimdi
de son olarak mütevazi olmadığımı gösterdi.
Beni savunan bir forum üyesine "seni korumama alıyorum"anlamına gelen yazı yazdığımı söyledi.Bunu
somut bir şekilde tarih ve saat ile göstermelidir.Ben sanki örgüt başkanıyım ve emrimde elemanlar var da
onlara "seni korumama alıyorum"diyeceğim?Bu iddiaya çok kimse gülecektir.
Selçuk beyin bu son yazısından çıkan sonuç şudur
Türkiye Satranç Federasyonu yeni bir yapılanma içine girmek üzere hazırlık yapmaktadır.Yeni dönemde
önceden tahmin edilemeyen bazı sorunlar ortaya çıkabilir.Yeniden yapılanmanın uyum sağlama sürecinde
bana görev verilmesini tavsiye edenler olduğu gibi,bana görev verilmesi ihtimalinden rahatsız olanlar da vardır.
Ancak benim ilk defa bugün bu forumda öğrendiğim bu gizli bilgileri öğrenebildiğine göre Selçuk beyin belli çevrelerle
bağlantısı vardır
Öte yandan bir paragrafında benim ağzımdan da olsa ,yaş faktörü nedeniyle kuvvet kaybına uğradığımı ve
Türkiye Birinciliğine giremediğimi ima ediyor.Ancak yanılıyor!Esas işimde birkaç ay işsiz kaldığımdan
Şubat 2012 de Antalya'da düzenlenen Türkiye Birinciliğine katıldım.Bu emektarların katıldığı yarışma değildir!
Esas Türkiye Birinciliğidir.
Her soruya yanıt veriyorum.Ama benim sorularım karşılıksız kalıyor.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#3
Ben Sn Ateş Ülker alkolle ilgili yazılar yazmıyor, mükâfat olarak ta yurt dışına turnuvalara mı yollanıyor? Dedim.
Bu soru Ateş Beyin( bir insana "çekingen, ürkek ve kişisel çıkarı için susuyor"denirse) cümlesinden farklı anlamlar taşımaktadır.

“Eski tüfeklerden” biri Ankara’da nabız yoklamakta, Sn Ülker e de Ateşçim yaz da etliye sütlüye fazla karışma demektedir.
Ateş Beyin Tsf de görev alması kötü bir şey mi dir ? Asla! Ama Ateş Bey de onların aradığı yeterli mütevazılık var mı dır?

Ateş Bey yönetimin istediği kadar mütevazı değilse bu kötü müdür? Benim mütevazılık ile ilgili görüşlerim Murat Kul-Ali İpek başlığında yazdıklarımdır. Lütfen hatırlamak için tekrar okuyun.

Halk dilinde “etiket yapmak” diye bir tabir vardır. Bu, ben neler gördüm geçirdim den tutunda sen benim kim olduğumu biliyor musun? A kadar uzanan boş ve gereksiz övünmenin zirve yaptığı bir yelpazedir. Ateş Bey bu son yazılarda en az dört kere bunu yapmıştır. Önceden de yapmaktaydı. Etiket yapma, kişinin karşısındakini hafif yolla da olsa aşağılamasıdır. Sen neysen O sun. İki lafın başında bunun kafamıza kakılması hoş olmamaktadır.

Bunu bir kenara bırakırsak Ateş Beyin mütevazı çıkmaması onu benim gözümde daha da büyütmüş, duyduğum saygı daha da artmıştır. Onun gibi bir satranççı asla mütevazı olamaz. Satranç sporcusu, yarışmacısı mütevazı olmalımıdır? Olabilir mi? Ayrıca satranççı neden sessiz olsun? Ülkemin genel eğitim, kültür, görgü vs ortalamasının çok üstünde olan satranç camiası neden “sessiz” kalmalıdır?
Ateş Beyin Türk Satrancına büyük katkılarının olacağına inanıyorum.

Ateş Ülker i seven, duygusal bağı olan bir kısım üyeden kastettiklerim, yazılarıyla Feti ve Sabri Bey ile H.Aktaş tır.
Feti ve Sabri Beyle yeni tanıştık ama H.Aktaş ile evveliyatımız eskidir. Hüseyin Bey benden pek haz etmese de ben onun bütün yazılarını beğenerek okurum. Sn Aktaş benim için yeşil bir “elmadır”.
Siz elmayı seviyorsunuz diye elmanın da sizi sevmesi şart değildir.
Bir yerlerde bana “sivri dilli” demiş. Tencere dibin kara, senin ki kapkara be Hüseyin Bey!
Ara
Cevapla
#4
Bana yapılacak en büyük haksızlık "karşımdakini hafifçe aşağıladığımı"öne sürmektir.Hiçbir zaman böyle bir yöntem kullanmadım.Ben 4 yaşından 94 yaşına kadar her yaşta insanı Satranç oynamaya teşvik etmiş rahmetli Demir Büyüközkaya'nın yanında staj yaptım.Kişileri aşağılamak hiçbir zaman amacım olmamıştır.
Buna karşılık büyük harflerle yazılmış MÜTEVAZİ başlığında mizah vardır.Buna rağmen dikkat edersiniz ben mizaha mizahla karşılık vermekten çok,Toplumun anlayabileceği bir dille,karışık cümleler kurmadan olayları ve gelişmeleri anlatıyorum.Toplumun beni iyi anlaması çok önemlidir!
"Sen sıradan bir FM sin"diyerek beni özelliklerimi ve Emektarlar sıralamasındaki yerimi anlatmak zorunda bırakıyorsunuz!Sonra da "Bakın işte mütevazi olmadığını gösterdim"diyorsunuz.
Feti beyi yakından tanımıyorum.Sabri Koçak ise kendisine verilen görevi yaparken duygusallığı bir kenara koyabilen bir kimsedir.Türk oyuncularına ait Elo listesinde 1075 kişi bulunmaktadır.Ben halen 121 nci sıradayım.Bu listede 60 yaşını dolduranların sayısı ise ancak 20 ye yaklaşmıştır.20 yi geçmemiştir.Bunların yaklaşık yarısı Elo puanı 1900 altındadır.8 emektarın Elo puanı 2000 üzerindedir.Bu 8 kişi arasından beş kişilik bir takım seçilmiştir.Bu 8 kişinin arasında 3 ncü sırada olan tek sıradan FM de seçilmiştir.Bu yönden yapılan seçimde sıradışı bir durum yoktur.Bu arada son 3 yıl içinde ben 2 Emektarlar turnuvasına gönderildim.Benim gönderilmediğim en az 4 turnuva daha vardı.Bugün onlara gitmediğime seviniyorum.Bütün turnuvalara gönderilmiş olsaydım burada hesabını vermem daha zor olacaktı!
Selçuk bey, Ne yazık ki bazı arkadaşlarım "sıradan FM"deyiminin patentinin size ait olmadığını düşünüyorlar.Ben de öyle düşünüyorum.Çünkü yıllardır bu Toplumun içindeyiz.Yerli dinamikleri tanıyoruz.
Neyse bu yazışmalardan bir verim sağlamamız mümkün değildir.Bu yazışmalar sadece zamanı boşa harcamamıza neden olmaktadır.
Daha önemli konuları konuşalım!Türk Satrancının daha hızlı ilerlemesi için ne yapabiliriz?Ben bu soruyu çeşitli kutular içinde hep soruyorum.Ancak yalnız kalıyorum.Toplumsal barışı sağlayabilir miyiz?Ben 100 kişiden 96 sı ile her konuda anlaşabileceğime inanıyorum.Kalan 4 kişi ile de uzlaşma şansım vardır.Neden?Eğer dikey gelişmeyi hızlandıracak formüller üzerinde anlaşırsak uzlaşırız.Ortak amacımız varsa uzlaşırız.İyi işler yapmak için herkesin birbirini sevmesi şart değildir.Ben de arasıra Slovenya'ya gönderilmek hesabı ile bir iş yapmam!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#5
Şüphesiz Ateş Bey'i sever, sayarım. Hep aynı mı düşünürüz? Hayır. Bundan doğal da birşey olamaz.

Sevgili Hüseyin Aktaş'ın ceza konusunda "ideal" bulduğum yaklaşımı değerli de olsa, ideal olan uzakta olduğunda, pratik çözümler ihtiyaç olabiliyor.

Şu yukarıdaki tartışma acaba ne zaman bir son bulacak diye düşünürken; Ateş Ülker'in sabırlı yanıtları, değerini gözümde daha da yükseltmiştir. Bir insanın kendisini anlamlı anlamsız her söze karşı savunması zor bir iş.

Ateş Ülker'i "biraz" tanıyan herkes, bir beklenti karşılığında duruş sergilemeyecek birisi olduğunu bilir. İnsana karşı nezaket ve saygı içerisinde bir yaşam sürdüğünü bilir. Kalemindeki özgün üslup, doğru yorumlanmalıdır. Bazen didaktik bir dille yazdığını düşündüğüm olur. Ancak bu sanırım düşüncelerindeki netlikten kaynaklanmaktadır. Katılırız ya da katılmayız düşüncelerine, ama Selçuk Bey'in nitelemelerine katılmak mümkün değildir.

Belli pozisyonlar için de aday gösteriliyorsa eğer; bundan daha doğal birşey yoktur. Geçmişte de gösterilmiştir, görevler almıştır ve bugün de pekala olabilir.

Belli ki, bu konu bir süre daha işlenecektir. Uzayacaktır. Buna rağmen bu mesajı yazmış olmam: Doğrudan yana bir tuğla koyma çabasıdır.

Saygı ve Sevgilerimle
Ara
Cevapla
#6
Ateş Bey,

Sizin satranca harcadığınız emekler ortadadır. Bunu bilen bilmektedir, tartışmak boşadır. Ben sizin dikkate alıp cevap dahi yazmayacağınızı düşünürken konu uzadıkça uzamakta.
Ara
Cevapla
#7
Sevgili Tutku,
Benim kullandığım uslup,amacımın atışmak,çatışmak,devamlı tartışmak olmadığını göstermektedir.Öncelikle bu forumda yazı yazan birkaç kişinin bulunduğunu görmek beni sevindiriyor.Benim bir amacım kimlerin görüş bildirdiğini görmektir.Diğer amacım da okuyucunun kafasını karıştırmadan,anlaşılabilir bir Türkçe ile önemli sorunların altını çizmektir.Bugüne kadar amacıma giden yollardan ayrıldığım söylenemez.İyi işler yapmak istediğim için huzur içindeyim.Atışmaların uzamasından kaygılanmıyorum.Geçmişde bana yapılan hakaretler deneyim kazanmamı sağlamıştır.Hakkımızda son kararı Satranç Toplumu verecektir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#8
Ateş Ağabey,
Ne kadar iyi bir uslüp kullanırsanız kullanın, söyledikleriniz, karşınızdakinin anlayabileceği kadardır.
Geçtiğimiz başlıklarda çirkin bir şekilde, bu başlıkta ise gayet efendice (cezanın faydaları) bir şekilde şahsi bir sataşmayla karşı karşıyasınız.
Tutku arkadaşımın görüşüne katılıyorum, ben de cevap vereceğinizi ummazdım.
Ama siz tersini yaparak kişisel bir sataşmaya bile fikirle cevap verdiniz ve bence en doğrusunu yaptınız. MÜTEVAZI olmak işte budur.

Selçuk Bey önceki mesajlarımdan birine gönderme yapmış. Benim "reytingin kadar konuş" dediğimi ima etmiş ve tribünlere "yemlemiş" ama göründüğü kadarıyla pek başarılı olamamış.
Görüşümü yineliyorum:
"sıradan bir FM" ifadesi, kim tarafından kullanılırsa kullanılsın, çok çirkin bir ifadedir. Bu ifade, atıyorum iki GM'nin muhabbetinde geçse bir yere kadar tolere edilebilir, böyle açık açık yazmamak şartıyla.
1800'lük bir oyuncu böyle bir ifade kullandığında hem çirkinlik oluyor, hem densizlik, kendini bilmezlik.
Yoksa herkesin iyi kötü bir reytingi var ve bu reytinginden bağımsız olarak satranç gündemi hakkında burada birşeyler okuyor-yazıyor. "Reytingin kadar konuş" demek sadece benim değil, kimsenin haddine düşmez. Çünkü satranç dağında her metrenin yüzlerce metre daha yükseği vardır.

Selçuk Bey forum yönetimine meydan okurcasına kişisel sataşmaya devam ediyor. "Bana ceza verdiniz ama daha bir gün geçmeden ben yine yapacağımı yaparım." diyor. Sadece Ateş Ülker'i değil, ona destek olanları da kışkırtmaya çalışıyor.

Bu kadar kin, husumet nereden geliyor bilemiyorum ama böylesi yazışmaların yeri açık başlıklar değil, özel mesajlardır. Kendisi Ateş Ağabey'e bir çağrıda bulunmuş, ben de ona bulunuyorum: Geçmişte ne yaşadıysanız veya hangi haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız buraya açık açık yazın, herkes bilsin. Bu tip sataşmalarla hiçbir yere varamazsınız.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi