Fikirler 1 :İl Oyuncu Birlikleri
#18
Satranca katkı koyma zamanı.

Yeni dönemde en büyük beklentilerden birisi ,muhtemelen en öncelikli olanı ,ülke satrancının hak ettiği gücü, saygınlığını kazanması ve satranç yönetimine yönetimin içini doldurabilecek kişilerin gelmesidir.Özellikle aktif çalışma alanındaki kurul ve kadrolara.Bunun için satranca tüm kesimlerin sahip çıkması gerekir.Gerek eleştiri-tartışma zemininde,ve gerekse uygulama eylem alanında.
Ama ben şöyle bir görüntü de alıyorum.Ortada bir çocuk var ve sanki o gerçek ailesini arıyor.Onunla ilgilenenler gerçek ailesi mi,yoksa bakıcı ailesi mi ? Pek hoş bir benzetme olmasa bile ,ortadaki sahiplenme havası sanki satrancın yönetimini güçlendirecek,yada en azından doğal denetim için otokontrolü yaygınlaştıracak gibi gözüküyor.Bu durumu son derece olumlu görürüm ! Olaylara olumlu pencereden bakabilmeyi yeni öğreniyorum.
Seçicilerin seçimi en önemli konu.Bir hastalık teşhisini en iyi ihtimalle bir doktor yada uzman koyar.Tedavisi için yine aynı nitelikli ekip gerekir. Çaresizlik duygusu alternatif çözümlere yönlendirecektir. Hayatımda bunu yaşadım mücadele ettim ve hala ediyorum.Buradaki temel soru şudur : BİZ ÇARESİZ MİYİZ ? Asla ! BUNU HİÇ KABULLENEMEM !
Onca çare var insanların kafalarında.Çoğu da ikiz kardeşçesine ortak duruyor.Delege seçimlerinde fikrimi detaylıca açıklamıştım,çok kısaca şöyle özetlerim ;

Son üç federasyon seçimlerini gerçek anlamda demokratik bulmuyorum ! Yarı demokratik.Gerçi 1986 yılından beri bir çok farklı branş federasyon seçimlerini de mesleğim gereği yakından takip etmiştim. Aynı, ülkemizdeki demokrasi anlayışına uyan ve o yönde paralel gelişen- BEN YAPTIM OLDU- anlayışını yansıtıyor.Spor uzmanları yerine GSGM DANIŞMA KURULU ‘nca hazırlanan sporun temel ihtiyaçları konusunda alan bilgisi uzmanlarının görüşü alınmadan hazırlanan genel statüden ne bekleyebirim ki ? 0rtaya çıkacak en güzel sonuç SPORCU ÜLKESİ Mİ,YÖNETİCİ ÜLKESİ Mİ ? adlı sorgulayıcı yazı olabilir! O yazının sebebi 12 EYLÜL ‘de hazırlanan ve hala uygulanan statünün bugünlerdeki siyasi sonucudur.


TEMEL ÇÖZÜMÜ BU STATÜNÜN İHTİYACA GÖRE YENİDEN DÜZENLENMESİNDE GÖRÜYORUM!

Ama bunu yapabilmek için iki yol var ;
1-Mevcut yönetimin yönetim kurulu kararı alarak genel kurulu yeniden toplayıp statü çalışmasını TSF GENEL KURULU olarak tek başına bir federasyon olarak yapmak,YADA başka federasyonların ilgili kurullarıyla işbirliğine gitmek,

2-Son Genel Kurulun delegelerinin %40 ‘ının noter kanalıyla yazılı isteğiyle Genel Kurulun toplanmasını istemek.

Bu iki yoldan başka seçeneklerde var.Fakat onları demokratik bulmam.
Ama yasal buluşmalar,örgütlenmeler,toplantılar düşünülebilir. Buna toplumun belirli kesimleri ihtiyaç duyarda ,samimi kararlı duruş sergilediğinde hedefi yakalayabilir de.

Ancak yeni yönetimin yeni -yeni yapılanma sürecinde bunun haksız bir uygulama olduğuna inanıyorum.Bu konudaki görüşüm açık ve nettir.Yeni yönetime zaman tanınması konusunda en başından beri görüşüm vardır.Bu konuda son derece umutluyum.Şu anda doğal üyeliğimin ötesinde resmi görevim ve ülke satrancı için özellikle EĞİTİM içerikli konularda hazırlık içerisindeyim.Yeni,uygulanabilir ve gerçekçi,ihtiyacı karşılayan…Bunu bir fırsat olarak görüyorum.Elbette kendim için hiçbir şey istemeden.Bunu daha önce başarıyordum ancak yarım kaldı sanırım.

Sanırım şunu şiddetle fark etmeliyiz !!

Bugün sn. Gülkız TULAY ,eski yönetimin bir parçası devamı olmakla nitelendiriliyor.
ASLA TARAFGİR BİR DÜŞÜNCEDE OLMADAN (!) AÇIKÇA , ÜLKE SPORUNUN VE SATRANCININ GELECEĞİ İÇİN ,ŞUNU SÖYLÜYORUM ;

--“ Eski yönetimden de olsa ,sn TULAY bir şanstır. Neden ?

Çünkü o Genel Kurul başka federasyon seçimlerinde olduğu gibi STATÜKOCU GÜÇ ( 21.05.1986 TARİH ve 3289 sayılı KANUNUN 9.maddesi ) tamamen ilgisiz emir kulu bir bürokratta seçtirebilirdi.Ne yazık ki bunun örnekleri başka federasyonlarda var.Bu federasyonlar bugün kan ağlamakta ve gerçek duayenlerini kaybetmektedirler.Zaman içinde bu federasyonlar TEMEL ZEMİNLERİNİ KAYBETME tehlikesi yaşayacaktırlar.Bu günümüzün böyle olduğunu bir düşünsenize..-“ ZATEN DURUM FARKSIZ “ diyenler olabilir.O zaman başka adaylar da olacaktı.Ya da sn. Cengiz KELEŞ ‘in ardında yeterli güç. Ama zaten delege sistemini ele almamızın sebebi de bu değil mi ?

Benzer olayı TSF Genel Kurul’unun seçim sonucunda düşünelim.Tamam,yönetici kavramının içini doldurabilecek yöneticilik.Çok güzel ! BANA BİR ÖRNEK GÖSTERİNİZ LÜTFEN ! Siyaseten tamamen bağımsız kendi yolunu çizebilecek kadar özgür ve güçlü yapılanabilmiş bir federasyon.Futbol ve basketbolun rant ekonomisi çok güçlü.TSF yi sahip olduğu şartlarla kıyaslayabilir misiniz ? Geliri olmadan nasıl yaşatacağız ? Malum sponsorla nereye kadar sürer bu iş ? TFF bile son iki dönemde en az iki sponsor değiştirmişken ?!...
Eğer sn TULAY'ın gerçekten bir şans olduğu konusundaki görüşümün doğru çıkması olasılığını,aynı yönetimin kendini ait olduğu tabandan gücünü alarak ispatlamasına bağlıyorum.

Benim bu süreçteki –umutlu beklentim- çözümüm budur.


1- İller kendi içinde yapılanmalıdır,
2- Bu yapılanma çeşitli il içi kurulların oluşturulmasıyla ve hak edilen orantısal sayılarda temsilcilerin Genel Kurula katılımlarının sağlanmasıyla olmalıdır.
3- Bürokratik seçicilerin ve teknik seçicilerin orantısal ayarı mutlaka yapılmalı ve teknik seçicilik ağırlık kazanarak ön plana çıkmalıdır.
4- Satrancın gerçek akil insanları fikir belirterek kamuoyunu aydınlatıp yüreklendirmelidir.
5- Görsel ve yazılı medya yetersizdir.Toplum aydınlatılması için uygun iletişim kanalları oluşturulmalıdır.
6- SATRANÇÇILARIN tek gerçek buluşma zemini olan turnuvalarda nitelikli bilgilendirme ve değerlendirme toplantıları düşünülebilir.
7- Yöneticilik kavramı için BESYO ‘ların ilgili bölümlerinden görüş alınabilir.
8- Seçimlerde illerde elektronik ortamda oy kullanabilme seçeneğinin teknik alt yapısı araştırılmalıdır.Bin kişilik Genel Kurulların malum siyasi parti kongre yada kavgalı kurultaylarına dönüşme kaygısı ortadan kalkabilir.
9- Sanal platformlar oluşturulup nitelikli konularda tartışma ve sonuç-istatistik analizleriyle sonuçlar değerlendirilmelidir.
10- Satranç kurultayı düşünülüp olgunlaştırılması gereken bir öneridir (sn. Ateş ÜLKER).
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
İLK YÜZ - Yazar: MuzafferŞekerli - 05-12-2012, 08:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 05-12-2012, 12:04
SATRANÇÇI- SATRANÇSEER - Yazar: MuzafferŞekerli - 06-12-2012, 12:57
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 06-12-2012, 14:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuzafferŞekerli - 06-12-2012, 14:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 06-12-2012, 18:18
Hangi satranççı? - Yazar: Ozgur_Akman - 06-12-2012, 21:28
Re: Hangi satranççı? - Yazar: Mojo Jojo - 06-12-2012, 21:42
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 06-12-2012, 21:55
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 06-12-2012, 22:14
DELEGE YAPISI - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 07-12-2012, 14:24
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 07-12-2012, 17:23
SATRANÇÇI... - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 07-12-2012, 19:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 07-12-2012, 19:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 07-12-2012, 23:16
DEVAM - Yazar: MuzafferŞekerli - 08-12-2012, 09:34
Satranççı - Yazar: Cengiz Keleş - 08-12-2012, 10:35
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 08-12-2012, 11:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 08-12-2012, 18:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuzafferŞekerli - 08-12-2012, 22:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuzafferŞekerli - 10-12-2012, 15:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 10-12-2012, 22:20
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 11-12-2012, 11:11



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi