Forum nedir?
#1
[color=red](1) Birinci Husus:[/color]
Alıntı:Bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalara forum denir.

Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar.

Esasen forumdan amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır.

Yukarıdaki tanımlama bir edebiyat kitabından alınmıştır.

Bu forumu birtakım kararlar alabilmek ya da birtakım sıkıntıları çözümlemek için kullanmaya çalışan katılımcılar mevcut. Ancak forumda esas amaç bu değildir. Herhangi bir forum "İcraatın İçinden Programı" olmadığı gibi "Muhalefet Meydanı" da değildir.

Tanımlamada belirtildiği gibi forumun yegane amacı konuyu farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır. Alan alır, almayanın canı sağolsun...

Tartışma sonucunda birileri birşeylere ikna olur, fikrini değiştirir, ya da yetkili olanlar uygulamasını değiştirirse bu forumun bir sonucu olabilir; ama forumun esas amacı değildir.

Bu sebeple çözüm önerisinde bulunmayıp, hatalı olduğunu düşündüğü konularda şikayetini ya da her türlü eleştirisini dillendirenlere karşı "suyu bulandıran kişi" yaklaşımlarını doğru bulmadığımın bilinmesini rica ederim.

[color=red](2) İkinci Husus:[/color]

Türk Satrancı adına bu forumun katkı sağlayabilmesi için şu doğru yöntem kullanılmalıdır:

Bir yazı okuduğunuzda fikriniz yoksa susun.
Katılıyorsanız katıldığınızı birkaç cümleyle de olsa belirtin ki fikir ne kadar benimsenmiştir bilinsin. İyi yapılan işler dillendirilmelidir. Her yazıya cevap yazılsın demiyorum, ama elinizden geldiği kadar bir cümle olsun doğruya doğru demekten çekinmemelisiniz. Unutmayın marifet iltifata tabidir.

Yazılan şeye katılmıyorsanız nedenini en az bir cümleyle belirtin ki fikri ortaya atan kişi yanlış biçimde "herkes söylediğime katılıyor" tarzı düşüncelere kapılmasın. Unutmayın; idareciler sessiz suskun çoğunluğa bayılırlar. Hiçbir demokrasi "susarak" gelişmez.

Fikir üretmenizi, çare önermenizi isteyenlere kulak asmayın. "Fikrin ya da önerin yoksa susacaksın" diyenler olayı kavrayamamış olanlardır. Onlara üzülmekle yetinebilirsiniz. Unutmayın; demokrasilerde halk fikir üretmek zorunda değildir. Halkın görevi üretilen fikirlere katılıp katılmamayı seçmek ve bu konuda fikrini özgürce dile getirmektir.

Beğendiğiniz bir düşünceye "Katılıyorum" demek elinize yapışmaz, ama yazan için ne kadar önemlidir tahmin bile edemezsiniz.

Beğenmediğiniz bir fikir için "Beğenmedim, bu yanlıştır" demek yine elinize yapışmaz; üstelik bu cesaretiniz fikri benimsemeyen diğer kişilere cesaret verir ve yazıyı yazanın "çoğunluk düşünceme katılıyor" düşüncesine kapılmasını engeller.

[color=red](3) Üçüncü Husus:[/color]

İkinci hususta belirttiğim davranışı bazılarımız gibi ceza almadan yapabilmenin yolu benim yaptığım gibi gizli kalmayı tercih etmektir. Forum yönetimi size bu hakkı verdiği sürece bunda bir yanlış yoktur. Size verecek cevap bulamayınca "Kimliğini açıkla!" tarzı yaklaşımda bulunanlar yine olayı kavrayamamış olanlardır. Onlara yine üzülmekle yetinebilirsiniz.

Her zaman gizli kalmanızı tavsiye ediyor değilim, yanlış anlaşılmasın. Ceza almadan özgür düşüncenizi yazmak istiyorsanız gizli olabilirsiniz diyorum sadece. Fikrinizi ortaya koyarken gizliliğin önemi hususunda; neden demokrasilerde "gizli oy açık sayım" önemlidir? Bunun üzerinde kısacık da olsa düşünmenizi öneririm.

Herkese iyi günler dilerim...

DOĞRUCU
Ara
Cevapla
#2
trueblueturk,
Birçok düşünceme tercüman olduğunuz için teşekkür ederim.
Belirttiğiniz düşüncelerinize katılıyorum.
Yazılarınızın devam etmesini dilerim.
Ara
Cevapla
#3
Arkadaşımızın yazdıklarına aynen katılıyorum.

Bir talebim de forum yöneticilerine:
çeşitli haber sitelerinde yazılan yorumların yanında "beğendim", "beğenmedim" seçenekleri var. Bizde de "katılıyorum", "katılmıyorum" ve "hiçbiri" gibi ve başka seçenekler olamaz mı? Bir el atsanız da yazanların ratingleri çıksa. Belki yazı kalabalıklığına, hakaret içeren yazılara vs çare olabilir.

Selamlar
Ara
Cevapla
#4
Güzel bir başlık açan troubleturk'u tebrik ederim.

Ben başlıklardan özellikle bir tanesine değinmek istiyorum: İLGİSİZLİK.

Bir kişiye edilebilecek en büyük hakaret onu görmezden gelmektir. Forumda düzenli olarak yazan kişilerin zaman zaman yaşadıkları bir duygu bu. Bazen birkaç dakikanızı, bazen neredeyse bir saatinizi ayırarak kitleye bir mesaj iletmeye çalışıyorsunuz. Buraya kadar sorun yok.

Ne var ki okunma sayısına baktığınızda 500, 700 defa okunan bir başlığa bazen 1-2 cevap yazıldığını, bazense hiç cevap yazılmadığını görüyorsunuz. İşte burayı aklım almıyor. Hiç mi söyleyecek birşeyiniz yok? "Katılıyorum." veya "Şu konuda yanılıyorsunuz, bence şöyledir." demek neden bu kadar zor geliyor insanlara?

Genel anlamdaki tepkisizliğe alışığız zaten. Ama belli bir konudaki kısıtlı yazışma platformunda ısrarla sadece dinleyici pozisyonunda kalmak nasıl bir duygudur? Bunu çözebilmiş değilim.

Konu kişisel olunca veya kendi çıkarına dokunulduğunda sayfalar dolusu yazan insanlar, başkalarının yaşadıklarını film izler gibi izliyor. Filmin karşısında bile bazı sahnelerde "Hadi oradan!" veya "Vay!" falan dersiniz. Bizim camiada maalesef bu bile yok!

Birbirine bu kadar ilgisiz, üyelerinin sorunlarına ve taleplerine bu derece duyarsız bir camiaya ne kadar güvenmem gerektiği konusunda ciddi kuşkularım var.
Ara
Cevapla
#5
Önce biraz neşelenelim.

Forum, herhangi bir kimsenin herhangi bir konudaki yazısından sonra mutlaka Aşkın beyin konuya el atarak, Türk satrancının yeni yönetimle nasıl güzel günlere gideceğinin anlatıldığı bir yerdir 8)

Güzel başlık hakikaten. Ben fakirin görüşleri ise şöyle:

1) Forumda yazan sayısı az ama forumun yöneticileri hiç yazı yazmıyor ve bu dikkat çekici. Abidin bey, Sadullah bey, Doğu Anadolu satranç sorunlarını iyi bildiğini tahmin ettiğim İhsan Kılıç yazmalı. Abidin bey satrançla çok içli dışlı birisi bildiğim kadarıyla, keza il temsilcisi olarak ayrı görev yapan moderatorler var. Ama sırf satranca dönük konularda bile fazla tepki vermiyorlar.

2) Buna karşın forum yönetimi yazılara sansür uygulamıyor ve bu ciddi bir açıklık sağlıyor. Bu yönüyle forum yönetimi çok başarılı.

3) TSF buradaki yazıları heyecanla okuyor. Ne anladıklarını bilmiyorum ama tahminim, buradaki yazıların hiç kimseye faydası yoksa bile Disiplin Kurulu binasının çevresindeki pastanelere ciddi bir faydası oluyor Big Grin

4) Ben TSF'den herhangi bir kişinin burada yazmasını arzu ederim. Her fikir burada karşılaşmalı ve medeni çerçevede çarpışmalı. Bu çerçevede Aşkın beyin yazdıklarını ve her konuyu TSF'yi savunacak bir şeylere bağlamasını sağlıklı buluyorum.

5) Forumda sadece TSF ile ilgili yazıların değil ama diğer basit görünen konuların da ciddi bir çekiciliği ve önemi var. Bu tür yan tartışmalara girmekten çekinmemek lazım. "Saatin yeri" çok akademik ve düzeyi yüksek bir tartışmaydı örneğin.

6) Sabri Koçak beyin daha çok yazması lazım. Yazılarının ciddi değeri var.

7) Forum yönetimi Türk satrancına yön vermiş kişileri buraya kazandırabilmeli. Özellikle üst düzey oyuncu sorunlarını ve yaşadıklarını ilk ağızdan bilemiyoruz. Rumuzla da olsa burada yazabilmeliler.

Bir oyuncunun yazdıklarından dolayı oynamama cezası alması insan haklarına aykırıdır. Bu konu çok konuşulmalı ve bunu disipliner bir tehdit aracı olarak kullanan ve satranç bilmeyen 2-3 avukatın oyu ile bu ülkede satranca gönül vermiş insanlar rencide edilmemeli.
Ara
Cevapla
#6
Neden böyle bir telepte bulunuyorsunuz Aşkın Bey? TSF Disiplin Kurulunun daha rahat ceza verebilmesini mi sağlamaya çalışıyorsunuz?

Açtığınız başlıkla ilk paragraflarda dile getirdiğiniz argümanların birbiriyle pek alakası yok gibi görünüyor.

Şu tavrınız son zamanlarda bende rahatsızlık yaratmaya başladı: Tartışılan bir konuda iyi-kötü birşeyler yazılıyor. Ve birkaç saat sonra siz tartışmayı başka bir başlık açarak sürdürüyorsunuz. Bir anlamda eski başlığı kapatmaya çalışıyorsunuz. Konu hakkında söyleyecekleriniz varsa ilgili başlık altında rahatça devam edebilirsiniz:
http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=3517

Bu açtığınız son başlık, tahmin ediyorum ki bende yarattığı hayal kırıklığının benzerini, hatta çok daha fazlasını diğer üyelerde de yaratmıştır.

İlkokul sınıflarında tenefüste konuşanların isimlerini tahtaya yazan sınıf başkanı durumuna düşüyorsunuz, bilgilerinize.

Not: Bu mesajın bir kopyası, tartışmanın kaydırılmaya çalıştığı diğer başlıkta mevcuttur.
Ara
Cevapla
#7
“KİMLİĞİNİ AÇIKLAMAK! ”adlı başlık yazısını taslaktan ÖZF na aktatırken “KİMLİĞİNİ AÇIKLA!”
Şeklinde yazmışım, geç fark ettim, belki yanlış yönlendirmelere de sebep olmuş olabilirim.
Ama fikirlerimin arkasındayım.
“Forum Nedir?” sözlük anlamında da açıklandığı üzere eski Yunan’ dan kalmadır. Ama aynı ortamda , yüz yüze… Ben forumdan bunu anlarım!
Günümüzün forum anlayışı teknolojik olarak da algılanabildiği için böyle bir tanımlama yapılmış, ama temel farkları ortadan kaldırmıyor.
Çünkü gerçek kişiliğiyle yazanlar, sanal kişilikle yazanlara göre dokunulmazlık zırhına sahip. Arenadaki
gladyatörler gibi.
Size dolaylı yönden ironiyle, tecahülüarif sanatıyla, inceden karışık nükteli espiriyle (!)hakkınızda dolaylı aşağılayan alaylı yazılar yazılırken toplum önünde muhatap açık kimliğiyle siz olacaksınız…
Bu toplumca bilinecek…
Ama aşağılayıcılık içermeyen karşı cevap fikir yazıları kimlik anlamında sanal adreslere ulaşacak.
Yapılan forum açıklaması sanal forumun açıklaması değil gerçek forumun açıklamasıdır.
Edebiyat kitapları sanal forum ile forumun kelime anlamı arasındaki farkı ortaya koyar.
KİMLİĞİNİ AÇIKLA(MAK)! BAŞLIKLI YAZIMDA BU AYRIMI ORTAYA KOYMUŞ, olaya sadece satrancı ilgilendiren bir konu olmadığını vurgulamamın yanı sıra toplumsal kaygılarımı dile getirmiştim.
Fakat hakkımdaki şartlı algı, bazı arkadaşlarda “mutlak TSF yanlısı yazı refleksi” olduğu yönünde ki bu da sanal tanışıklıkların sonucudur.
Oturup karşılıklı “çay ve çörek “sohbeti yapmadığımız arkadaşlar hiç olmazsa bunu anlasalar!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:KİMLİĞİNİ AÇIKLA!
___ Burada anlamadığım bir yer var!
ÖNERİ OLARAK FİKRİNİZ YOKSA SUSUN deniyor ve sonrasında da . __"Fikrin ya da önerin yoksa susacaksın" diyenler olayı kavrayamamış olanlardır. Onlara üzülmekle yetinebilirsiniz.__ deniyor.
Bana çelişkili geliyor.
AÇIKLAMA YA DA DÜZELTME DE YOK!
Anlayamadım!

Açıklayayım efendim:
Bir yazı okuduğunuzda üç olasılık var:
a) Beğenirsiniz, hoşunuza gider, fikre katılırsınız
b) Beğenmezsiniz, hoşunuza gitmez, fikre katılmazsınız
c) Fikriniz yoktur, beğenip beğenmeme konusunda fikir sahibi olamazsınız

O cümle c şıkkına giriyorsanız yapmanızı önerdiğim şeydir. Üstelik ÖNERİ OLARAK FİKRİNİZ YOKSA SUSUN filan demedim. Her yazı öneride bulunmayı gerektiren bir içeriğe sahip değil ki. Dediğim gibi beğenmiyorsam birşeyler önermek zorunda değilim. Bu cümlenize göre siz bunu anlayamayanlardansınız üzgünüm. Asıl yazı yukarıda tekrar okuyunuz ve lütfen yazılanları manipüle ederek birşeyler elde etmeye çalışmayınız.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:___ Burada gözetlenmişlik hissi var.

Hmmmmm... :cry:

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Kendini gözetlenmediğini hisseden kişiler gözetlendiğini hissedenlere göre yazma sebepleri;

Kendilerini daha özgür hissetmeleri midir?
Fikir özgürlüklerini daha rahat ortaya koymaları mıdır?
Öz haklarını sadece bu yola mı ortaya koyabilirler?
Göze batmamak için, sivrilmemek için bir çeşit mevzilenme midir?
Göze batanların tek tip düşünce sistemine entegre olduklarını, sistemin kurallarına uymaya başladıklarını mı ima ediyorlar?

Böylece sindirilen toplulukların kendilerini doğal olarak yenileyemeyeceklerini, örgütlenerek güçlenemeyeceklerini, nitelik olarak ilerleyemeyeceklerini mi ortaya koymak istiyorlar?
Eğer tespitler böyle ise ki ben bunları son derece isabetli, yerinde, mantıklı ve toplum otokontrolüne yönelik tehtidler olarak görürüm.

Yok hocam hiçbiri değil. Ceza almak veya çevresindeki insanlar tarafından dışlanmak istemiyorlar sadece. Menzile giren herkese ceza kesen bir disiplin kurulu; veya kendisi gibi düşünmeyenleri derhal dışlayan sizin gibi birileri var zira.

Şunu açıkça biliyorum ki antrenörlerimizin, hakemlerimizin, sporcularımızın ve hatta yöneticilerimizin en az yarısı şikayet halinde. Ama burada en küçük bir fikir beyan etseler derhal derdest edilip unutulmak üzere en kuytu köşelere atılıp bırakılacaklarından, sonuçta satrançtan uzaklaşmak zorunda kalacaklarından emin oldukları için susmayı tercih ediyorlar. İspat istiyorsanız disiplin kurulu kararlarını okumanız yeterlidir. Muhalif antrenörlerin, hakemlerin durumunu araştırın bir ara. Muhalif oyuncuların durumu artık uluslararası basına malzeme oldu. Muhalif yöneticiler için eften püften sebeplerle alınmış ceza kararları neredeyse rutin haline geldi.

Not edeyim ben muhalif değilim, yönetimde de değilim. Ben sadece oyuncuyum. İletişim doktorası yapıyorum; bu gerçeği uzun süredir gözlemliyorum ve tez konusu yapıp yapmama konusunda epey düşündüm. Yapsam eminim sonrasında filmlere bile konu olurdu.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Toplumumuz, İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZ ZAMAN İTİBARIYLA GERÇEK KARAKTERLERE İHTİYAÇ DUYMAKTADIR!

Son 10 yıl dünyadaki gelişmeleri sosyolojik açıdan analiz ederseniz karşılaşacağınız gerçek şudur: "Dünyaya artık sanal gerçekler yön vermektedir! Çelişkili gibi ama malesef gerçek bu. Bir tweet; meydanda ağzı köpürerek kahramanlık çığlıkları atan liderlerden çok ama çok daha etkili olabilmektedir. O nedenle sözünüze katılamıyorum.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Cemil SABAHİ bu anlamda gerçek bir karakter değil midir?
Doğru fikirlerin arkasındaki kişilikler topluma cesaret kazandıracaktır.

Robin Hood okudunuz eminim. Cemil bey bu hikayede Robin gibi olamadı malesef. Cezasını da kestiler nitekim.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Üzgünüm ama arkasında kendi öz kişiliğini koyamayan arkadaşlarımız bana bu uzun yolda güven vermelidirler!

Bir: Sizinle uzun bir yola mı gidiyoruz?
İki: Size güven verme gayretine niye girelim ki?
Gizli isimle fikrini yazan herhangi biri sizi neden bu kadar rahatsız ediyor? Neden kişilere takılıyorsunuz. Fikirlerle savaşmayı denemeniz daha doğru değil midir?

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ama yüreklendirilmeye muhtaç genç beyinlere rol modelini nasıl çizeceğiz?
İtibar fikirlere karşı duyulur.

Buna katılmayan ölsün.
Ne diyorsunuz: İtibar fikirlere duyulur.
Yani bence şöyle diyorsunuz:
Fikir önemlidir. Kimin söylediği değil. O nedenle ismini bilmesek de olur. Big Grin

Yukarıda da dediğim gibi. Bir tweet dünyaya bedel. Kim yazarsa yazsın, insanlar ne yazdığına bakıyorlar artık; kimin yazdığına değil. Ve ne yazık ki %99'u yazılan çizilenin doğru olup olmadığına bakmıyor bile.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Ben pankartın ne yazdığına bakarım. Ama kimin, o yazıyı taşıdığı ona saygı duymamı sağlar.
Cesaretlenirim.
Belki kukla olarak Amerikan Sam Amca’ yı, bayrağını yakabilirsiniz.
Ama Tiananmen Meydanı’ nda tankın önünde, ayakta, dimdik bir genç ” karakter” görürsünüz.

Kuklayı yakanlar sanal (takma adlı kişiler, yani biz), tankın önünde duran kişi gerçek insan (yani Cemil SAABAHİ) sanırım. Bu durumda Cemil SABAHİ'yi desteklediniz mi? Onun taşıdığı yazıya saygı duydunuz mu? Bunu açıklayabildiniz mi burada? Yoksa "dilekçe yaz, bilmem kaç ay bekle bakalım onlar bir cevap versin ardından bakarız bir ara"
mı dediniz?

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Söylediğiniz, gizli oy açık sayım, bir tiyatro sahnesinden alınmış fragman olabilir…

Bu yazdığınızı okuyan bir savcı; insanları Cumhuriyet rejimi aleyhine kışkırtmaktan sizi de içeri alabilir.
Dikkatli olun.
Ya da anonim olun.

Saygılarımla.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi