Satranç ve Spor
#1
Bugünkü Cumhuriyet gazetesi spor sayfasında aşağıdaki yazı yer aldı.

Ertan Kılcıgil

Son Yazısı
Tüm Yazıları

Satranç Üzerine!

20 Aralık 2013 Cuma

Hintli dünya satranç şampiyonu Viswanathan Anand ile 13 yaşında satrançta ?büyük usta? unvanını elde eden Norveçli Magnus Carlsen arasında oynanan turnuva sırasında yapılan ropörtajda Carlsen?in ?Aslına bakarsanız, sürekli satranç düşünürken de bir anlamda gözü kapalı oynamış oluyorsunuz, satrancın güzelliklerinden biri de oynamak. Oynamak ya da çözümleme yapmak için ille de bir satranç tahtasına gerek duymamanız? şeklindeki sözlerini duyunca, benim yıllardır savunduğum ?satranç spor değildir? tezim bir kez daha kanıtlanmış oldu. Gerekçesini sonraya bırakarak en kestirmeden sonucu söyleyecek olursak spor; bilgisayar başında veya oturarak yapılmaz. Hele gözü kapalı hayal edilerek hiç yapılmaz. Usain Bolt?un 100 metre rekoru hayal edilerek veya rüyada kırılabilir ancak onaylanmaz. Ankara Spor Akademisi?nin ilk başkanlarından, eski atlet ve Siyasal Bilgiler Fakültesi emekli öğretim üyelerinden ?sıfırcı hoca? unvanlı rahmetli Prof. Dr. Kurthan Fişek, ?Spor insanın doğayla ilk ya da toplumla işbirliği-işbölümüne dayalı ileri ilişkilerinin bir benzetim modeli olarak doğayla savaşım sırasında edinilen bedensel beceri ve geliştirilen araçlı-araçsız yöntemleri sonuçları açısından barışçıl, yapan açısından tamgüncü, izleyen açısından eğlendirici biçimde bireysel ya da toplu boş zamana uygulayan; oyun oyalanma ve işten uzaklaşmanın araçlarını giderek işin kendisi yaparken kendi bağımsız ekonomik aygıtını da geliştiren, estetik, teknik, fizik, yarışmacı, mesleki ve toplumsal bir süreçtir? der.
Şimdi bu tanımdan sonra satrancın spor olup olmadığına bakmak lazım. Satrancın spor olduğunu savunanlar, onun beyin sporu olduğunu, beyin kaslarının da beyin cimnastiğiyle sağlandığını ve beyin cimnastiğiyle düşünsel gücün fiziksel güce dönüştüğünü söyler. Müsabakadan önceki psikolojik hazırlık hariç beyin cimnastiği spordan gelen bir kavram değildir ancak bunu kabul etsek bile bunun fiziksel güce dönüşmesinin ve spor olmasının kabul edilmesi olanaksızdır. Çünkü her fiziksel hareket spor olmaz. Fiziksel hareket hayal edilerek değil, kanlı canlı bir egzersiz eylemidir. Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojisinin gelişmesiyle internet üzerinden bile oynanan satranç oyunu bize ne spor yaptırır ne de 100 metre koşturur. Satranca olimpiyat felsefesi açısından baktığımızda da; ?Citius?, yani ?daha hızlı? mıdır? Hayır. Oyunda rakipten hızlı olmak değil, galip gelmek önemlidir. Hele ?daha hızlı? olarak rekor kırmak hiç yoktur. ?Altius?, yani ?daha yüksek? midir? Hayır. Buradaki ?yüksek? kavramı, fizyolojik bir zorlanma ile araçlı veya araçsız daha yükseğe sıçramak veya geçmek anlamındadır. ?Portius?, yani ?daha kuvvetli? midir? Hayır. Çünkü bu kavram da ilgili spor branşının kas gelişimidir. Çeşitli bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar ve buluşlar, hep beyin cimnastiklerinin ürünüdür. Bilim yapılırken spor da yapılıyor olmaz. Kolesterolü yüksek ve şişman birinin sağlığına kavuşması için doktordan aldığı öneri, ?İyi bir rakiple günde en az yarım saat satranç oynayın? değil, ?yürüyüş veya egzersiz yapın? olur. Yani sporun ve işin temeli fizyolojik bir zorlanmadır.
Ulusal ve uluslararası örgütlenmeleri olan ve spor çatısı altında federasyonları olan bir olgunun içine çomak sokmak gibi bir niyetimiz yoktur. Satranç modern yaşamın kültürlenme eğitiminde, analitik düşünce yetisini ve dünyaya bakış açısını geliştirme ve düzenlemede tartışılamayacak kadar engin ve derin katkılar sağlar. Çünkü düşünsel ve kültürel bir olgudur, ancak asla spor değildir.
e-posta: [email protected]

Yazının hiperbağı:

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/...rine_.html#


Yüksek tartışmalarınıza sunarım.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi