HIRSIZ VAR !!
#81
Sn.Tutku DİNÇER,

Elbette sizden 15 dakikada yapılamayacak bir mevzuat düzenlemesi istemiyorum.
Bunun yeri tabi ki burası değil! Bu konuda TSF bünyesinde zaten görevli arkadaşlar var.
Size ö.m. ile yazdığım gibi ben iki konuda somut gelişme bekledim;

1- TSF nin bağımsız olarak ve aykırılık teşkil etmemekle birlikte; kendi başına üye ülke sıfatıyla kurumlar arası koordinasyonla ilgili mevzuatı hazırlayabilmesinin hukuksal gerekçesini tartışmak( ki bunu hukukçu arkadaşlara yönelttim),

2- Üyelerden somut, makul ve uygulanabilir öneriler.

SADECE BU KONULARDA YOĞUNLAŞMA ARIYORUM.


SELAMLARIMLA...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#82
TSF'de Hukuk Kurulu, Eğitim Kurulu, Sağlık Kurulu, Sporcular Kurulu, Teknoloji ve Bilişim Kurulu, Hakem Kurulu, Disiplin Kurulu yok mu? Ne iş yapıyorlar?

Atalık ailesine ceza doğramak için toplanan avukatlar ne iş yapıyorlar?

Ne güzel iş, forumda tartışılsın, sonrasında el değmişken mevzuat da forumda hazırlansın, sinerji yapalım, TSF binasının camları falan kirliyse hafta sonu müsaitiz, ona da gelelim.

Yukarıdakiler de yatsın.

Koca TSF şu forumdan çıkacak 5 yazıya bakıyor ya, hakikaten yazık. O kadar kurul, avukat, komisyon, alt komisyon, toplantı, nitelikli birliktelik sadece kağıtta. 12 Aralık 2012'de tartışılmaya başlanan bu konu hakkında bir taslak, ama bir taslak bile hazırlanmamış TSF'de. Kurulların hepsi uyumada.

Sonra kapatılsın deyince zıplıyorsunuz.
Ara
Cevapla
#83
image007.jpg


Yeni_Resim_1.jpg

Bu konusun açılmasını sağlayan ve ismini sürekli ''andığım'' Hırsız Master Türker KINATAŞ bu vatandaştır. Ceket standart aksesuardır, tüm turnuva fotoğraflarında aynı ceketle görebilirsiniz. İsmini unutursanz cismini unutmayın emi, belli olmaz yarın bir gün karşılaşırsanız kiminle oynadığınızı bilin, gözünüzü açık tutun.

Not: suçlu 18 yaşından büyük olduğu için gözlerine bant çekmedim Smile
Ara
Cevapla
#84
Bu başlıktaki trafik hep sürsün ya, çok eğlenceli oluyor! Smile
Alaka oranı düştükçe eğlence miktarı artıyor! Big Grin


Mağara Adamı cezanın iptal edildiğini söylüyor, sizse doping nedir, ne değildir tartışıyorsunuz, pes doğrusu! O mesajı gözden mi kaçırdınız, yoksa haklı olmak böylesine mi önemli?


Arkadaşlar, o kadar gereksiz detaylarla uğraşıyorsunuz ki, konunun özü trene bindi, vagona yerleşti, size el sallaya sallaya gidiyor! Satranççıların neden kendi kendilerini yönetemediklerini bu başlığa bakan "dışarıdan" birisi kolaylıkla anlar. Doğrusunu ben bilirim, son sözü ben söylerim, o öyle değildir, böyledir derken elimizde boş tartışmalardan geriye hiçbir şey kalmıyor.

Ben Sayın Aşkın TAŞAN'a güveniyorum. Yazılanları çok iyi okuduğunu, takip ettiğini ve somut çözüm önerileri beklediğini sanıyorum. Yönetmeliklerin yeniden düzenlenmesini sağlayacak bir girişim başlatacağına inanıyorum. Hatta bu konuda diğer federasyonlara, belki de FIDE'ye örnek olabilecek nitelikte düzenlemeleri başlatacağını tahmin ediyorum.

Bu minvalde görüşlerimi somutlaştırmak niyetindeyim.

A. Önleyici Uygulamalar:
1. Turnuva alanlarına hiçbir şekilde seyirci, antrenör, veli vs. alınmaması.
2. Turdan 5 dakika öncesine kadar hiçbir oyuncunun turnuva alanına alınmaması.
3. Turnuva alanına giriş yaparken oyuncuların metal dedektörlerle aranması.
4. Dedektöre takılan elektronik eşyalar için cüzi ücretli (1 TL) emanet sistemi.
5. Koridorlardaki ve tuvaletlerdeki olası iletişimlere yönelik hakem görevlendirmesi. Resmi ya da sivil kıyafetli olabilir.
6. Hakemlerin tur sırasına oyuncuların hal ve hareketlerine göz gezdirmeleri.
8. Partisi biten oyuncuların bir daha geri alınmamak üzere salon dışına çıkarılması.

B. Ceza Uygulamaları
1. Her türlü elektronik araçla veya haberleşme cihazıyla yapılan hamle ve analiz alış-verişinin suç sayılması.
2. Bu suçu işledikleri tespit edilenlerin
a) ilk kez işleyenlerin 2 yıl hak mahrumiyeti + reyting silinmesi,
b) ikinci kez işleyenlerin 10 yıl hak mahrumiyeti + reyting silinmesi,
c) üçüncü kez işleyenlerin ömür boyu tüm resmi turnuvalardan men edilmesi,
şeklinde cezalandırılması.


(3. Bu suçu işledikleri tespit edilen kişileri kuruyup kollayan disiplin kurullarına ve il temsilciliklerine büyük bir beddua dalgası gönderilmesi! Big Grin)


[size=9]Erşan Bey'e son not: İnanın ki uzatmak niyetinde değilim, ancak
1. Ivanov'un "Aramalara karşı" olduğuna diyelim ki inandık. Peki hemen ertesinde FIDE Komisyonu'nun çağrısına olumsuz cevap vererek karşılarına çıkmamasını nasıl izah edeceğiz? Kablodur, ayakkabıdır, bunlar asparagas, burada hemfikiriz. Ne var ki bu adamın "Bunları ben oynadım kardeşim! Şunu şunu ve şunu hesapladım!" diyememesi hilenin su götürmez kanıtıdır.
2. Paranoyaya hak verdiğim sonucunu nereden çıkardığınızı bilemiyorum. Aksine, paranoyayla nasıl baş edeceğiz, bu hilenin kendisinden bile daha büyük bir sorundur, dedim.[/size]
Ara
Cevapla
#85
Sevgili Evrensel,

Başından beri içinde bulunduğun durumu ÖSF sınırları içinde değerlendirip, görüş bildiren hiç bir değerli üyeye cevap hakkı doğuracak sataşma ve çekişme yaratmadan konuyu M. Aşkın TAŞAN olarak takip etmeye çalışıyorum.

Araya ilgisiz konu başlığı da açmadan, saygıyla...

Elbette bazı çıkarımlarım olacak. Olmasın mı? Neden olabilir bir düşünsek.
Ama şu tüzel kişiliğim yok mu? Beni hiç yalnız bırakmadı ki...
Ne zaman bir olumlu ivme yakalasam yine malum arkadaşımız, yine aynı plak!
Benim bu satırlarda yazmam bir amaca dayalı, ta başından beri.
Bunu önemsiyorum. Buradaki her fikri önemsiyorum. Burası özgür bir forum.
Bazı hukukçu arkadaşın rahatsızlığını da anlıyorum.


Bu hukukçu arkadaşımızın söylediğine göre, ben bir ajanım sevgili Evrensel!
Bunu biliyor muydun?
Gizlice tartışmalara girip, fikir çalarım, sonra gidip "onlar bunları şunları söylediler, hadi onlardan önce biz yapalım" derim, yöneticiler de aynen yaparlar.

SANKİ BEN OLMASAM BURADAN KİMSE OKUMAYACAK, FORUMDA NE OLUP BİTECEK TAKİP EDEMEYECEK.

Kaldı ki aynı tüzel kişilikle bu konulara hiç değinmeden, ilgisiz konularda yazsam bu sefer de "neden bir görüş belirtmiyorsun da susuyorsun?" diyecekler.
Yani aşağısı sakal, yukarısı bıyık senin anlayacağın.

ANCAK BU ARKADAŞIMINDA ZIPLAYACAĞI ZAMAN ÇOK YAKINDA GELİVERİR.
Fakat dikkati olması onun yararına olur, çünkü maskesi düşebilir.

Oysa hep hakkaniyetli GENEL KURUL YAPILANMASI denir. Geniş katılımlı toplantılar, şur'alar istenir tartışmalar için. Bu forum şimdilik bu işlevi fazlasıyla karşılamıyor mu? İsteyene istediği kadar doğru-yalan söz hakkı yok mu?

Forumda bu konular neden tartışılır sanıyor bu arkadaşlar?
Gerçekten de bir köprü niteliğinde olmasını arzu ettiğim ÖSF'un bu özelliğini engellemek niye?
Bireysel çıkarlarına mı ters bir durum var?

İçinde yepyeni bir mevzuat ve hukuksal düzenleme gereken yenilikler hemen ortaya çıkmıyor ne yazık ki. Görüş alınıyor, uygulamada çıkabilecek olası aksamalar ve çözümleri hesaplanmalı, paralel ama farklı diğer mevzuatlarla da çelişmemesi için o mevzuatlarda ad değişikliğe gidilebilmesi gerekebiliyor. Her ne kadar üye ülke sıfatıyla da olsa aykırı durumlar oluşmamasına özen gösterilmeli. Bu ülkemizdeki boyutu.
Bir de FİDE boyutu var. FİDE bile ancak yeni bir alt yapı düzenlemesine gidebiliyor. Sebeplerini yazdım.
Kaldı ki, her şey o kadar kolay olsaydı tek başına bir satranççının bile yapabileceği taslak çalışması işi kurtarırdı.
...
Evrensel izninle;

Sayın bayım,
TSF bu konuları öncü bir federasyon olarak yapabilir belki de. Üyesi olduğu FİDE den görüş de alabilir. Belki de aldı çok önceden. Belki iç bünyesinde halledecek.
Ortaya çıkmamasının başka sebepleri olabilir, bir hukukçu olarak hiç aklınıza gelmiyor mu?
Ben -FİDE ye rağmen yapılmalıdır- tezini savunuyorum ve bu konuda topyekun bir uyanış arıyorum. ÖSF nu ve camiayı asla dışlamadan!
Siz sinerjinize devam edin.
Ama elinizde varsa paylaşın, burası dedikodu yeri değil! Aydınlatabileceğimiz ve aydınlanabileceğimiz bir yer.
Ben burayı başka amaçla kullanmıyorum.

Sizi bilemem!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#86
Ben gerçekten bu sayfalarda dediklerimin ısrarla anlaşılmaması nedeniyle kendimden şüpheye düştüm.

Oktay Bey,

Defalarca ve ilk mesajımdan itibaren yazdım. Benim kanaatim Bulgar oyuncu Ivanov'un bir şekilde yardım aldığı yönündedir. Ortaya çıkmasını da çok istiyorum. Ben bu satırlarda bir defa bile Ivanov hile yapmamıştır demedim. Aksine şimdi sizin söylediğinizi çok önceden söyledim. Yani oyuncunun bir komisyona davet edilebileceğini, konunun uzmanları tarafından seviye belirlemeye tabi tutulabileceğini o takdirde oyuncunun aldığı sonuçlarla büyük bir çelişki olması durumunda ceza verilebileceğini, turnuvalara alınmayabileceğini vs..

Bana ısrarla bu oyuncunun hile yaptığını kanıtlamaya çalışıyorsunuz. Bu zaten benim kanaatimdir.Benim tek karşı çıktığım, bir oyuncunun ayakkabı, çorap, iç çamaşırına varıncaya kadar hem de hiç bir normu, yöntemi olmadan aranmaya çalışılması, bunun kabul edilmemesi halinde suçlu ilan edilmesinedir. Ivanov'a acıdığım, onun suçsuzluğuna inandığım ya da empati yaptığım için değil, yarın öbür gün birilerinin çıkıp, Oktay Ertan'ı, onun çocuğunu böyle suçlamaların ardından insan onuruna yakışmayacak aramaya tutmasını ya da tutmaya çalışmasını engellemek için.

Ivanov bir demokrasi kahramanı değil. Ayakkabı hilesi önermesi belli bir mantık taşıyor. Ancak 'Nereye kadar devam edeceğiz' sorusu önemlidir. Ivanov için değil satranç dünyası için, sizin benim için önemlidir.

Ben bu konuda hem fikir olunmasını önemsiyorum. Bu yazışmaların ardından hepimiz, bu tip bir arama yerine, metal detektörlü bir arama yapılması gerektiğini, turnuva alanına kesinlikle telefon benzeri aletlerin getirilemeyeceğini, canlı yayınların 15 dakika gibi bir süreyle gecikmeli yapılması gerektiğini, turnuva alanının, giriş çıkışların net bir biçimde belirlenmesi gerektiğini düşünmüyor muyuz?

Başkaları için paranoya olan uygulama, Ivanov için haklı bir yöntem olamaz. Şüpheli şüphesiz tüm satranççılar için en doğru yöntemi belirlemek durumundayız. Ben bir tek suçsuz satranç oyuncusunun haksız yere böyle bir duruma düşürülmesinin, 10 tane Ivanov'un ortaya çıkarılmasından daha önemli bir sorun olduğunu düşünüyorum.

Tüm bu yazdıklarımın ve hatta defalarca aynı şeyleri yazmamın ardından hala, 'Adam hile yapmış işte, niye savunuyorsunuz, niye suçluları koruyorsunuz' türünden yakıştırmalar devam ederse kendi açımdan gerçekten yapabileceğim bir şey kalmamış demektir pes ediyorum.

Seviye belirleme komisyonunun da çaresiz kalacağı durumlar olacaktır. 1800 lük, amatör bile sayılmayacak bir oyuncunun birden GM düzeyinde oyuncuları yenmesi durumunda bu yöntem işe yarayabilir. Ancak Topalov gibi bir oyuncu Kramnik için 'bilgisayar kullanıyor' dediği zaman bunu ölçebilecek bir komisyon yoktur.

Son olarak ben de doping- bilgisayar yardımı arasında benzerlikler olmakla birlikte büyük farklılıklar olduğunu düşünüyorum. Doping çok daha ciddi ve önlem alınması gereken bir suçtur. Doping insan hayatını tehdit etmektedir. Gözümüzün önünde bir çok şampiyon, rekortmen sporcunun genç yaşta ölümüne şahit olduk. Bilmediğimiz, göz önünde olmayan belki binlerce örnek var. Dopingle mücadelenin yöntemlerinden, ciddiyetinden ve sistematiğinden yararlanalım. Doping yapan adam ölsün bana ne diyemeyeceğimiz gibi, özellikle genç ve bilinçsiz sporcuların başkalarının eliyle bu tuzağa düşürülmesini engellemek sporu yönetenlerin görevidir.
Ara
Cevapla
#87
Tekrar merhaba Erşan Bey,
Son yazınızda yaptığınız tespitler çok önemli ve yol gösterici.
Düşünce zincirimi yeniden gözden geçirmeme yardımcı oldunuz, teşekkür ederim.

Tespit komisyonuyla ilgili vurguladığınız nokta önemli: belli ELO farklarındaki müsabakalarda komisyon işe yarayabilir, ancak %90 oranında yararsız bir uygulama olacaktır; çünkü eşleşmelerin çok çok büyük bir bölümü, dikkati çekmeyecek kadar düşük ELO farkları arasındadır. Yani komisyon, aşırı yüksek ELO performanslarından başka hiçbir şeyi inceleyemez. Diğer bir deyişle, suyunu çıkarmadan bu yöntemi kullanacak olan uyanıklar, hiçbir zaman tespit edilemeyecektir.

Üst aramasıyla ilgili verdiğiniz örneğe sonuna kadar katılıyorum. Nereye kadar, sınırı ne olur böylesi uygulamaların? Diyelim ki ayakkabısından birşey çıkmadı, acaba Dlugy başka bir kıyafetini çıkarıp aramaya devam edilmesini talep edebilir miydi? Sonu var mı bu işin? Dolayısıyla çözüm sayılamaz.

Ve gelelim en önemli noktaya, bu konuda söylediklerinizin altına imzamı atarım:
Satranççılar olarak birlik olup, hemfikir olup belli koruma yöntemleri üzerinde uzlaşmalıyız.
Metal tarayıcıyı her turnuvanın standardı haline getirmeliyiz.
Salon işleyişiyle ilgili standartları koymalı, sesimizi duyurmalıyız!
Bunu hep birlikte yapmalıyız, birkaç kişi olarak değil.
Aksi halde yaratılan paranoya ortamı gün gelir, başımıza çöker.
Birimizin değil, hepimizin başına çöker...


İlk adımı atıyor, kendi verdiği cezayı Tekirdağ İl Temsilciliğine geri gönderen TSF Disiplin Kurulunu ve idari tedbirle olayı örtbas etmeye çalışan Tekirdağ İl Temsilcisini hesap vermeye davet ediyorum!
Neye göre sildiniz, kime göre iptal ettiniz sabit suçun cezasını? Suç ancak size karşı işlendiyse affetme lüksünüz var! Puanı çalınmaya çalışılan oyuncuya bu kararı verirken sordunuz mu?
Ara
Cevapla
#88
Sn. Oktay ERTAN,
Merhaba.

Bana olan güveniniz için teşekkür ederim.

Ben sadece TSF olarak bakmıyorum olaylara. Biz bir camia, bir aileyiz!
Farklı bakanlar olabilir. Geçmişte her ne yaşanmışsa insanların hatası olabilir. Kurum olarak her zaman enerjik ve kararlı olmak zorundasınızdır. Bu gün TSF' nun görev çatısı altında kim olursa olsun karşısında nitelikli ya da niteliksiz bir muhalefeti ya da karşı duruşu mutlaka sergileyeceklerini göreceklerdir. Meyve veren ağaçla taş atan insanın yer değişmesi gibi bir şeydir bu.
Bu haktır, engellenemez!

AMA YAPICI OLMAK EN DOĞRUSUDUR KANIMCA!

TSF yürütme anlamında hepimizin sahip olduğu tek organ ve orada çok değerli çalışma arkadaşlarım var. Bunların bir kısmı geçmişten, bir kısmı ise çok yeni.
Satranç camiamızın içinden çıkmış olan şu an ki konuyla ilgili tüm çalışanlar, bu konuların ÖSF da gündeme geldiği ilk günden beri uzun soluklu bir çalışmanın içindeydiler zaten. Bunu yeni öğreniyorum.
Kurum olarak bazı ilkeler vardır ve onlar çalışma hayatı boyunca da uygulanır. Doğru ama yanlış fakat herkesin bir çalışma yöntemi ve inandığı ilkeleri var.
Hiç kimsenin ne avukatlığını ne de yargıçlığını yapmıyorum. Bireysel tartışmalarda forum ortamında bazı fevri yazılarım da olmadı değil .

Ama kendi kararları doğrultusunda ÖSF da bireysel cevap verme hakkını kullanmama kararı alan insanların bu kararlarına saygı duymak gerek.
Üslupta düzeyi korumak şartıyla her türlü eleştiri hakları zaten var insanların.

Sn. Evrensel BİLGİN' in olayının benzerleri aslında çok daha öncelere dayanır. Hayatımızda bir çok değerin ilk kez kirlenmeye başladığı seksenli yılların başlarına kadar...

O yıllarda Ankara Beşevler Spor Salonu'nda yapılan, o günkü adıyla TÜRKİYE İLK VE ORTA DERECELİ OKULLARARASI SATRANÇ BİRİNCİLİĞİ maçlarında, sevgili Diyarbakır' lı Sosyal Bilgiler öğretmeni Maaz AKAY ile( sevgili Zana va kardeşi Veysi'nin babası, sevgiyle anıyorum) tuvalet kapılarında az nöbet tutmadık.
AMA ARADAN GEÇEN 33 YILA BAKTIĞIMDA BU KONUDA NE ADIM ATILMIŞ?
Bu soruyu sadece bu günkü, ya da 2000 den bu güne TSF yönetiminde sormuyorum.
FİDE ye bağlı tüm ülkeler anlamında soruyorum. Geçmişte çok daha kolay önlemler alınabilecekken; bu günkü teknolojik ilerlemeye paralel olarak hangi ülke bu konuda hırsızdan bir adım önde gelişme sunabilmiş, adım atabilmiş. Böyle bir örnek var mı?
En etkili önlemeler alınabilir. Nitekim sizin son derece öz önerilerinizi önemsiyorum. Toplumsal katkı anlamındaki çabanız için de teşekkür ederim.
Bu gün Kocaeli Üniversitesi BESYO Müdürü sevgili Yavuz TAŞKIRAN ile birlikteydim. Kendisi benim İzmir ve Manisa dan okul ve Akademi arkadaşım.
Okulda olma sebebim, TSF Eğitim Kurulu ve Antrenörlük Eğitimi ile ilgili en yeni ders konularının dijital ortamda antrenörlük kurslarına ve sınavına girecekler için kaynak teşkil etmesi amacıyla Eğitim Kurulu Sayfasında yayınlayabilmek.
Aynı zamanda spor hukuku dersiyle ilgili akademik araştırmaya dayalı notlar da istedim. Hatta satrancın spor ile bağıntısını ortaya koyan son araştırmalar hakkında bilgiler de edindim. Gerçekten ne kadar cahil kaldığımı da anladım bir nevi...

Uğraşıyoruz sn. ERTAN!
GÜVENİNİZİ BOŞA ÇIKARTMAMAYA ÇALIŞIYORUZ.
Hakkımızda insanlarda hayal kırıklığı yaratmamaya çalışıyoruz. BAZI ŞEYLER DE ÇOK GECİKEBİLİYOR, farkındayım.
Ama Fischer Saatini mecburen kullanmanız gerekiyor bazı alanlarda.

Selamlarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#89
Sn Başkanımız Gülkız Hanıma konuyla ilgili neler yapılacağını sormuştum.

Gülkız Hanımdan;

''Bahsettiğiniz konu bizim için de önemli. Hem kendi içimizde bu konuya çözüm getirmeye çalışıyor hem de FIDE nin bu konudaki girişimini takip ediyoruz.''


Şeklinde bir cevap aldım. Federasyonumuzun bu konuda gelecek adına acil ve adil bir çözüm üreteceğine inanmak istiyorum. Sn.Aşkın Taşan'in da federasyonda derdimize en iyi tercüman olacak kişi olduğunu kendisini yakinen tanıdığım için biliyorum.

Konuya ilgi gösterip fikir beyan eden, destek veren ve yardımcı olan tüm arkadaşlarıma ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Umarım 2014 te konuyla ilgili olumlu gelişmeler göreceğiz. Mutlu bir yıl dileğiyle...
Ara
Cevapla
#90
Sevgili Evrensel,
Konuyla ilgili olarak "bir ek katkı" sunmaya her zaman hazırım.
Bu konu birinci elde kendi görev ve alan bilgisi arkadaşlarımızın sorumluluğundadır.
Benim onları ne alan bilgisi ne de yetki olarak aşma niyetim olamaz. Ancak konu çocuklar olduğu için benim de görev ve takip alanımda.
Arkadaşlarımla temas halindeyim ve onlar iletişim ve hazırlık olarak benden çok ilerideler.

Umarım daha iyi ve güzele doğru adımlar atılacaktır.
Sevgilerimle...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#91
Asıl önemli sorun cezanın geç ya da fazla verilip verilmediği değil, kime göre ne ceza verildiğiyle ilgili aslında.

Federasyon içinde cezai yaptırım gerektiren olayların sümen altı yapıldığı konuşulurken, federasyon dışındakilere verilen cezaları konuşuyoruz. Üstelik bunları ekipten çıkanların ekipte bulunurken görmezden gelip ekipten ayrılınca görmeye başlayıp söylemeleri düşündürücü.

Disiplin kurulu kararlarından birinde de aynı başlık altında hileli karşılaşmada verilmeyen ceza da ilan edilmiş. Ancak karar notlarında bir karar atlanmış. 64/1 - 64/2 ve 64/4 verilmiş ama 64/3 atlanmış.
Ara
Cevapla
#92
Tartışmayı başından beri ilgiyle izliyorum. Hilenin satrancın geleceğine tehdit olduğuna şüphe yok ve görülüyor ki her seviyeden oyuncu hem başvurabiliyor hem de bu suçlamayla karşı karşıya kalabiliyor. Her suçlama yapılan suçlu da değildir.

Magnus Carlsen'in bile aranmayı kabul etmesinin sebebi aslında üst seviyede oyuncular arasında bu açıdan bir mutabakat olmasıdır ve bu konuyu aralarında mesele olmaktan çıkarmanın (Topalov-Kramnik maçındaki gibi) en kısa ve güvenli yoludur. Yalnız bu yüzlerce kişinin katıldığı açık turnuvalar veya amatör seviyede biraz fazla polisiyedir ve Türkiye gibi işgüzarlarla dolu bir ülkede gayet terörize edilebilir. Ayrıca uygulanması da daha zor ve daha az caziptir.

İstanbul Olimpiyatı'nda pek çok oyuncu üst arama yöntemlerinden rahatsızdı ancak özellikle FIDE Kongresi için gelen konukların da salonda telefon kullandığını orada toplam 4 gün geçirmeme rağmen gördüm. Gerçekten de mesele teknolojik veya mekansal yollarla seyircilerle oyuncuların mutlak suretle birbirinden arındırılmasıdır. Bu konuda kimseye de ayrıcalıklı muamele yapılmamalı. Tek sorun ilk 10 dakika fotoğraf makinesi dışında nitelikleri olan cihazlarla da fotoğraf çekenler (mesela tabletler). Turnuva alanının iyi tanımlanması ve ilgili uygulamalar bu açıdan önemlidir... Somutlaştırma açısından.

Türkiye'de, özellikle açık turnuvalarda bir de şike/maç satma sorunu var ki (anlaşmalı beraberlik de değil kasti olarak maç kaybetme, genellikle para ödüllerinin söz konusu olduğu son turlarda) onunla nasıl baş edileceği konusu ayrı bir başlık olmalı ama bu konuda genel bir omerta var.
Ara
Cevapla
#93
http://kotaku.com/chinese-test-cheating-...1587970164

http://aljazeera.com.tr/haber/kopya-ceke...akalayacak

İlk link İngilizce ama fotoğraflar bile kopya çekme (satranca uyarlarsak hile yapma) metodlarının nasıl ilerlediğini anlamamıza yeter. Kolye olarak kullanılabilecek ufak bir madeni para vb. veya su şişesine yerleştirilmiş küçük bir kamera ile dışarıya görüntü aktarılabilmekte. Kulağa, koltuk altına, gözlüğün sapına yerleştirilecek çiplerle de dışarıya gönderilen görüntüye karşılık dışarıdan hamle almak mümkün.

2. linkte ise teknolojiyle mücadele?!nin yöntemi anlatılmakta. İyi saklanması halinde görülmesi mümkün olmayan bu teknolojik cihazların tespiti de yine teknoloji ile mümkün. Hileciler ancak ve ancak görünmeyen sinyalleri tespit edebilecek teknolojik cihazlar ile tespit edilebilir. Türkiye'yi geçtim ama ödüllerin 10.000lerce doları-euroyu bulduğu turnuvalarda bakalım nelere teşebbüs edilecek, neler yakalanacak. Teknolojiyi kötü amaçlı kullananlarla yolumuzun kesişmemesi dileğiyle...
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi