Hızlandırılmış (ve Uzatılmış) İsviçre Sistemi
#1
Son bir aydır yoğunum, ama alışkanlık Türkiye Kupası'nı da elbette takip ettim. Bir sabah, az da uyumuştum, federsayonun ana sayfasını açtım, hiç tanımadığım bir hanımefendinin resmiyle karşılaştım. Herhalde hep yukarıdakilerden birisinin resmi konulmasın diye konuşuldu, değişiklik yapmışlar diye düşündüm. Sonraki saniyeden kısa zaman diliminde başlığı gördüm: "Gökbulut Lider"

İşte o an gözlerim fal taşı gibi açıldı ve sıçrayarak uyandım. Oyunlara, eşlendirmeye filan bakıyordum o ana kadar, Barış, Mustafa, Burak filan...Allah allah ne ara geçti onları!...Bizim Kübra, Betül ve Zehra'nın, hatta Ekaterina Atalık'ın başaramadığını hem de yalnızca 1694 reytingli bir kadın satranççı başarmış!

Sonra işin aslı ortaya çıktı. Julia Komarishkina, Türk vatandaşıyla evlenmiş, vatandaş da olmuş ve Gökbulut soyadını almış. 2012'de yeniden satranç oynamaya başlamış ama iddia edilene göre buraya 2138 olan reytingi ve WFM unvanını taşıyamamış. (Bkz: http://ratings.fide.com/card.phtml?event=4153979). Bir noktada pes etmiş. Şimdi bu ayrı bir tartışma konusu.

O tarafını geçtim, 7.tur sonunda kendisinin hiçbir kuvvetli rakiple oynamadan Türkiye Şampiyonası'na katılma ve hatta turnuvayı kazanma ihtimali belirdi. Burak Fırat'a karşı a5 de pek iyi değil ama özellikle Fb4 aldığı yere kadar da gayet güzel oynadı. Sonuçta tek bir oyunda her şey olabilir, Burak kazanamayabilirdi de (Partinin Dragan Şolak tarafından yapılmış analizi: http://tk2014.tsf.org.tr/images/stories/...8/tur8.htm).

Lakin, benim kafama hiç yatmıyor, 9 turluk bir turnuvanın 7 turu hızlandırılmış İsviçre Sistemi olmaz. 3 olur, 4 olur, belki 5 olur, ama 7 olursa böyle "sürprizler", "heyecanlar" olabilir. Bir mantığı var mı ve adil mi peki acaba?

Yüzlerce kişinin katıldığı turnuvalarda uygulanan ve iyi sonuç veren bir sistem. Atıyorum yüzlerce kişinin oynadığı World Open'da bile böyle bir uygulama yoktur. Yeni mi?
Ara
Cevapla
#2
Sevgili Özgür,
Daha önce bu konuyu çeşitli bölümlerde ve çeşitli tarihlerde tartıştık.Çoğu zaman olduğu gibi o tartışmalarda yalnız kaldım.Şimdi sen yeni bir başlık açtın.Bizim Satranç toplumu kendisi zarar görene kadar susmayı alışkanlık haline getirmiştir.Bundan da uzun yıllar vazgeçmeyecektir.Bekleyelim!Görelim!Bu yeni kutuda kaç kişi görüş bildirecek?Uygulanmış olan sistem de Berlin sistemi değildir.Bunu Ankara sistemi olarak isimlendirmek belki daha doğru olur.Bu uygulamayı yapanların amaçlarını öğrenmek gereklidir.Belki sürprizlere açık kapı bırakarak sansasyon yaratmak istiyorlar.
Ancak ben sistemin en büyük sakıncasını söylüyorum.Büyük zaman kaybediyoruz.Özellikle zirvedeki en iyi oyuncularımız büyük zaman kaybediyor.Birgün bunu anlayacaklar.Ama kimseye yararı olmayacak!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#3
Bu yıl uygulanan sistemle eski yıllarda yapılan yapılan vahim bir yanlışlık son buldu. Neydi o? Liste iki gruba bölünüyor ve 4-5 tur boyunca bu iki grup birbirine hiç karışmadan oynuyordu. Nihayetinde sistemin doğru uygulanışına şahit olduk. Ancak bu doğruluk, bu sistemin işe yaradığı, iyi olduğu anlamına gelmiyor.

Bu yarışmaya özel olarak gördüğüm eksik ve yanlış hususlar şunlardır:
1- Liste genellikle iki gruba bölünür, burada olduğu gibi üçe de bölünebilir. Listenin gruplara bölünmesinde dikkate alınması gereken temel bir kabul vardır. "Üst Grup, Alt Grubu muhakkak yener". Eğer bundan emin değilseniz, muhakkak değil de çoğunlukla yener diyorsanız bu gruplara bölme şekli yanlış ve yararsız olur. Bizim kupada üç gruba bölünmüş. En alt grupta(268-365) tam puan gidenler kimin karşısına çıkıyor? Öncelikle orta grubun (128-267) bir eksik puanlıları. Şöyle genel bir bakış atıldığında gruplar arası karşılaşmalarda alt grupların bir üst gruba karşı çok (azımsanamayacak) sayıda galibiyet aldığını görüyoruz.
Ayrıca en alt grupta çok sayıda çocuk ve genç olduğu da dikkate alınmalıdır. Ne demektir bu? Bu yaşlarda altı aylık çalışmalar bile seviyeyi zıplatmış olabilir, yani orada görünen 1300-1400 UKD'ler aslında 1800 seviyesine gelmiş bir oyuncuyu bize göstermiyordur. 1800 seviyesine gelmiş genç bir oyuncu da arada bir 2000 seviyelerini zorlar. Bu da orta grup seviyesinin bile üzerindedir. Yani yapılan ilk liste sıralaması çok da anlamlı değildir ki, alttakiler üsttekileri sık sık yenmişlerdir. Liste sıralaması çok sağlıklı ve anlamlı değilse, hızlandırılmış sistem çok işe yaramaz. Çünkü sistem üsttekilerin alttakileri yeneceği prensibine dayanır. O nedenle klasik eşlendirmedeki birinci tur oynatılmadan puanlar alınmış gibi eşlendirme yapılır. BU NEDENLERLE, ÜÇ GRUBA BÖLMEK YANLIŞ OLMUŞTUR. İki gruba bölünmeliydi.

2- Bir diğer yanlışlık da 9 tur içinde 7 tur boyunca bu eşlendirme gruplarının muhafaza edilmesidir. İlk 7 tur boyunca oluşan istisnaları nasıl telafi edecek, hep görece zayıf rakiplerle oynayıp puan toplamış oyuncuları gerçek kuvvetlerine göre bir sıraya oturtacaksınız?
İki eşlendirme grubu varsa sistem en az iki tur yapılır, üç grup varsa en az üç tur yapılmalıdır. Ama yarışma ortasını da geçmemek lazım. Sistemin en doğru sağlaması şudur: İki grup varsa, diyelim ki üç tur sonunda alt gruptan hiç kimse tam puanlı veya en yüksek puan grubunda olmamalıdır. Üç gruba böldüyseniz de, dört tur sonunda bu kontrolu yapalım.
Bizim kupada bırakın dört turu, 7. tura en alt gruptan birisi birinci girdi ve başka yüksek puanlılar da vardı. Bu da sıralamanın sağlıklı olmadığını gösterir. İki yerine üç gruba bölerek, en alt gruptaki "istisnai" oyuncuyu orta grupla muhatap edip bir bakıma korumuş oluyorsunuz.

Benim düşüncelerim şimdilik bunlar, başka dostlar da başka sakıncaları yazacaklardır. Tartışalım ki doğruya gidelim, selamlarımla
Ara
Cevapla
#4
Değerli arkadaşlar,
Uygulama aslında yeni değerlerin ortaya çıkması açısından yenilik getirmiş gibi gözüküyor. Ancak 9-7 oranına katılmadığımı ilgili arkadaşlarıma bildirdim.
Turnuvada bir anket yapılmasını önerdim, anlayışla karşılandı.
Zaten belli başlı sakıncalar ortaya çıkarsa ya da çıkmışsa önlemler elbette düşünülmelidir.

Mutlaka 9 tur ise 5 turdan sonra birleştirilebilir. Ya da; 7-11 gibi formüller üzerinde düşünülebilir. Başka açılardan da rahatlatır. Bunu hem paylaştım hem de son tur başında yapılan ankete de katılarak önerimi sundum.

ÖSF' nda yapılacak önerileri de ayrıca çok önemsiyorum.

Anket sonuçlarının sayısal değerlerini az çok biliyorum ama, düzenleyiciler tarafından açıklanması doğrusudur.

Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bizim Kübra, Betül ve Zehra'nın, hatta Ekaterina Atalık'ın başaramadığını hem de yalnızca 1694 reytingli bir kadın satranççı başarmış!

(...) O tarafını geçtim, 7.tur sonunda kendisinin hiçbir kuvvetli rakiple oynamadan Türkiye Şampiyonası'na katılma ve hatta turnuvayı kazanma ihtimali belirdi.

(...) Bir mantığı var mı ve adil mi peki acaba?
Sondan başlarsak, bir mantığı var ve elbette adil değil.

Mantığı, turnuvanın katılımcı sayısında gizli. Bu turnuva kabaca 360 kişilik. Rating ortalaması ise 1700.

Şimdi, 360 kişiyi çok büyük ödül olmadığı sürece turnuvada oynatamazsınız. 360 kişiyi büyük ödül verseniz bile kışın ortasında Kemer'e getiremezsiniz. Ama niyetiniz Kemer'de bir otele para kazandırmak ise, buna azmetmişseniz, bu işe sağlam gerekçeler uydurmanız lazım.

a) Türkiye Kupası adını verirsiniz. Türkiye birinciliği algısını yaratırsınız.
b) Öncesinde küçükler turnuvasını da Limra Aspendos'a sıkıştırırsınız. Büyük turnuva küçüğün alt gerekçesi olur.
c) Yönetim Kurulu olarak cümle alem 2 hafta Kemer'de ağırlanırsınız.
d) Yıl içinde üst oyuncularına hiçbir olanak sunmayan TSF için, büyük organizasyon yapıyor muş görüntüsü sağlarsınız.

Burada temel amaç Türkiye Kupası yapmak, ciddi oyuncuları üst düzey turnuvalara hazırlamak değil. Amaç geçmişte olduğu gibi bu yıl da kışın ortasında 2 turnuva sıkıştırıp (küçükler önden büyükler arkadan) ölü sezonda Kemer'de bir otele 15 günde 1000 kişi sokmak.

Tekrar edeyim, turnuvanın adını değiştirip Kemer Limra Otel Open Turnuvası yapın, 50 kişi gelmez. O yüzden algı yaratılmasına ihtiyaç var ve burada Türkiye adı kullanılıyor.

(normalde 1700 ortalamalı hiçbir turnuvada analiz yapmayacağı halde TSF sitesinde Dragan Solak bir Türkiye birinciliği formatında günlük analiz yapıyor. Açılışta başkan tüm ekibiyle birlikte orada. TSF'de hergün anlık yayın bu işin gündemi ve sosu).

Şimdi, bu turnuva her sene devam etmeli. Her sene Kemer'de devam etmeli. Her sene velisi ile öğrencisi ile 1.000 kişi giriş yapmalı.

Bunu "Open Turnuva" ile yapamazsınız.

Özgür'ün sorusuna gelince: Normal bir sistem uygulansaydı turnuva 1500-2000 arası oyuncular için "Gebze Açık Hava Turnuvası" olurdu. Oysa bu saçma sistem, vasat oyuncuya verilen havuçtur. Vasat oyuncunun gelecek sene bu sarmala bir daha düşmesi, Emre Can'la oynayacağını düşünerek (çünkü bu ihtimal var) yine gelmesi, öğrenci velisinin de gelecek sene yine büyük oyuncularla oynatmak üzere çocuğunu getirmesi lazım.

Bu da alt düzey oyuncunun üstteki ile kopmamasına, harmanlanmasına ve oynamasına bağlı. Böylece turnuvayı erken terk etmek yok, rezervasyon iptali yok, gelecek sene kafaca bu turnuvaya gelmek "çok da fena fikir değil". Yani ben 1500 olsam, İstanbul'da hiçbir fırsatta oynayamayacağım Hakan Erdoğan'la veya Umut Atakişi ile veya 500 üzeri oyuncularla burada oynama durumum var.

Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Belki sürprizlere açık kapı bırakarak sansasyon yaratmak istiyorlar
Yakalamışsınız ama tam değil. Sürpriz ve random eşleşme özellikle isteniyor. Ama sansayon için değil.

Kemer kapısı kapanmamalı, çok ödül, çok kategori, çok eşleşme ve çok sağlam bir turnuva adı olmalı ki gelecek sene yine gelinsin. 1000 kişiyi Antalya'da 3 hafta tutmak büyük iş.

Şaşırdığım nokta, koca ülkede niçin kimse şu Kemer Otellerini Kalkındırma Turnuvalarına ses çıkartmıyor, bunda sana manidar Big Grin gelen hiçbir şey yok mu ey satrançsever?
Ara
Cevapla
#6
Cengiz Keleş'in şu yazdığı husus benim çıkış noktamdı:

Alıntı:2- Bir diğer yanlışlık da 9 tur içinde 7 tur boyunca bu eşlendirme gruplarının muhafaza edilmesidir. İlk 7 tur boyunca oluşan istisnaları nasıl telafi edecek, hep görece zayıf rakiplerle oynayıp puan toplamış oyuncuları gerçek kuvvetlerine göre bir sıraya oturtacaksınız?

Yani bahsi geçen grupların turnuvanın neredeyse tamamında korunması.

Aşkın Taşan olası bir detaya dikkat çekmiş:

Alıntı:Uygulama aslında yeni değerlerin ortaya çıkması açısından yenilik getirmiş gibi gözüküyor. Ancak 9-7 oranına katılmadığımı ilgili arkadaşlarıma bildirdim.

Yeni değerler, ki gerçekten sayıları çok fazla, reytinglerinin en az 100-200 puan üzerinde oynayan çocuklar ve gençler olduğunun farkındayım, zaten ikiye bölünmüş bir grupta ortaya çıkar, yeterince kuvvetli oyuncuyla oynar ve teşvik edilmiş olurlar. Yalnız sonunda eliminasyonun olduğu bir turnuvada sonuçların adil olması da çok önemlidir. Zaten yeni değerler yeterince kuvvetliyse alabilecekleri sonucu nasıl olsa alırlar.

Tur sayısı/sistemin uygulandığı tur sayısı oranı dışında sanırım kaç kategori gerektiği de ayrı bir tartışma konusu.
Ara
Cevapla
#7
Sayın AKMAN,

Açmış olduğunuz konunun dışına çıkmadan, çarpıtma ve kirlilik yaratmadan çözüm sunan arkadaşlarımı izliyorum.

Önemli konudur, buharlaşmamalıdır.

sn. ÜLKER' İN tespiti, sn. KELEŞ'İN çözüm önerileri son derece dikkate değerdir. Etkisini göstereceğini kuvvetle tahmin ediyorum.

Turnuvanın geneline gelince; hep aynı söylemlerin dışındaki gelişmeleri, eleştirilerimi ve gerçekleri ayrı bir kutuda bilgilendirmek ve değerlendirmek isterim.

Selamlarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
Sayın TAŞAN,

Eğer kendi açtığım konunun dışına bizzat çıktığımı düşünüyorsanız izah edeyim neden çıkmadığımı.

Uygulamanın yeni değerlerin ortaya çıkması açısında bir yenilik getirdiğini yazmışsınız. Yeni değerler adil olsun olmasın her sistemde öne çıkar gerçekten değerliyse, ki bu doğa kanunu kadar kesin bir şey. Dolayısıyla söz konusu sistem "yeni değerlerin ortaya çıkması" açısından bir yenilik getirmiyor. Ayrıca turnuvanın amacı yeni değerler ortaya çıkarmak değil, herhangi bir açık turnuvadan bahsetmiyoruz, Türkiye Şampiyonası'na kimlerin katılacağını belirlemek. O yüzden de bundan sonra belirlenen sistemlerde bu nokta göz önünde bulundurulmalı.

Burada önerilecek şey belli eğer 7 tur Berlin Sistemi uygulanacaksa, turnuvanın en az 11 tur olması.

Başka alternatif öneriler de var da şimdilik bu sistem içinde kalayım.
Ara
Cevapla
#9
Sayın AKMAN,
Konunun dışına çıkmadan bir tek konuda yazmışsınız.

Sizin için belirtmedim.

Yazı sütununun tamamında öz konu dışındaki diğer konuları buraya taşımak gereksizdir.
Tartışılması gerekli konulardır, katılırım.
Başka bir kutuda da tartışılabilirdi.

Bunu anlatmak istemiştim.
Selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
Konu dışı olarak kastedilen yazı benim yazımdır.

Yazımda özetle "bölünmüş sistemin bu uygulamasının teknik bir nedenle değil, Kemer Otellerinde yapılan turnuvaları cazip hale getirmekle" ilgili olduğunu savundum.

Yazım, "Bölünmüş Turnuva Sisteminden - Kemer'de Niçin Turnuva Yapılıyor" konusuna taşarak bu tartışmayı ekseninden çıkartabilir, doğrudur. O yüzden burada devam etmeyeceğim.

Ama tekrar etmek istiyorum, sizin turnuva sistematiği içinde gördüğünüz bu uygulama bana göre tamamen Kemer'de yapılacak turnuvalara çok katılım sağlama ve onu cazip hale getirmek içindir.

Sebebi satranç turnuva sistematiği ile değil, TSF geliratı ile alakalıdır.
Ara
Cevapla
#11
Sayın Mojo Jojo'nun "konu dışı" olarak tabir edilen yaklaşımı belki de "konunun merkezidir".. Yani TSF 'nin "geliratı" ile alakalı bir konudur..Ancak, benim anlamadığım konu şu; TSF nunun "satranç" faaliyetlerini ülkede cazip hale getirmek için gelir kanalları oluşturmasında bir sakınca mı var? Yasal olarak bir engel mi var?.. Günümüzde Futbol federasyonu'nun futbolda dönen paranın büyümesi için halk arasında ilgiyi nasıl arttırırım diye 1000 takla attığını düşünürsek (mesela, yayıncı kuruluşlar kar etsin de o kardan bizlere de gelsin anlayışıyla yazın maçları neredeyse en çok izlenme olasılığı olan gece 21:30 larda oynattığını düşünürsek.. ) TSF neden bu konuda eleştirilesi konuma düşüyor? Satranç, halk arasında illa ki "elit" ve üst düzey turnuvaların düzenlenmesiyle mi yayılacak? sevilecek? Ülkemizin değerli FM,IM ve GM ları zaten bu tip turnuvalara Moskova'da, Bakü'de vb. şehirlerde katılıyorlar.. Ne olmuş yani, yılda bir kez.. orta düzey amatör satranç severler ile ustaların bir arada olduğu bir turnuva düzenleniyorsa? aklıma takılan bir de şu var; değerli FM, IM ve GM larımızı TSF zorla katılacaksın baskısı yapmıyorsa (ki herhalde yapmıyordur) onlar neden katılıyorlar? Yani içlerinden belki de bir kısmı, "Türkiye Şampiyonasına" doğrudan katılım hakkına sahiplerken bile neden Kemer'e geliyorlar? Ödül için mi yoksa? 1.liğe 5000 TL az mı? Demem şu ki, herkesin bir beklentisi var ki organizasyon bu kadar rağbet görüyor;
a) orta düzey satranççı, kendince hazırlanıyor..biraz ELO yapmak, belki de bir Usta ile oynama heyecanı yaşamak için (haklılar)
b) Ustalarımız yıllarca kafa patlattığı, zamanını ve emeklerini verdiği uğraşların bir nebze olsun karşılığını görmek için ve en önemlisi "Türkiye Şampiyonası" na katılım için (haklılar)
c)TSF, gelir oluşturmak ve o geliri mantıklı bir şekilde satranç camiasına harcama yapmak için (haklıdır)
***
Ben de hep garipserdim...eleştirirdim..Ne var bu Kemer'de diye..Ancak, düşünün, Ankarada bir spor salonunda yapsa böyle bir turnuva'yı..herkese de yurtlarda..bedava konaklama ayarlasa..ve şu anki ödül toplamı kadar da ödül ayarlasa..Aynı TSF öbür seneye sağ çıkar mıydı Smile Biraz da bu yönden baksak? Eleştirelim ama "biz olsak nasıl yapardık" ı da ortaya koysak?
Ara
Cevapla
#12
Doğru bir yaklaşım. Daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu... Inanıyorum ki daha da iyisini yapacaktır federasyonumuz . Iyi ile kötüyü ayırt etmek yeter .

Çünkü bu yönetim bana , sporcularıma, velilerime, dostlarıma güven veriyor. Daha iyisini yapacaklar ,buna inanmak gerek.
Ara
Cevapla
#13
Turnuvayı başından sonuna kadar takip ettim. Birçok oyunu inceledim. Sonuçları takip ettim. Ancak yeni tur eşlendirmelerini kontrol etmek için siteye girdiğimde yazan haber 'gökbulut lider'. Hiç duymadığım bir oyuncu ve turnuvada GM'lerin IM'lerin FM'lerin olduğunu ve bu ünvana yakın bir çok oyuncunun olduğunu düşünürsek, tanımadığım bir oyuncunun bunların arasından sıyrılıp lider olma şansı yoktur. Bunu ancak turnuvadaki gibi bir eşlendirme sistemi ile A sınıfı oyuncular ile karşılaşmadan yapabilirdi. İnanın anlayamıyorum. Daha önce aynı eşlendirme sistemi başka turnuvalarda da kullanıldı ve onlar bu kadar çok uzun sürmedi. 3 veya 4 tur sonunda birleştirme yapıldı. Ancak bu turnuvada niye 7 tur sürdü merak ediyorum. Gerçekten fazlasıyla anlamsız.
Her başarının altında sistemli bir çalışma yatar...
Ara
Cevapla
#14
Uzun yıllardır, Antalya'da düzenlenen Yaş Grupları ve peşinden oynanan Türkiye Şampiyonası- Türkiye Kupası organizasyonlarına katılmıyorum. Turnuvaların formatı, otel - turizm şirketleri üzerinden dönen işlere de sıcak bakmadığımı yıllardır söylediğim için burada tekrar etme gereği duymuyorum. Ana hatları itibariyle Mojo Jojo'nun eleştirilerine büyük oranda katılsam da tanık olmadığım durumları da çok fazla eleştirmek niyetinde değilim.

Ancak teknik bir konu olduğundan söyleyebilirim ki, hızlandırılmış sistemin, Türkiye Kupasında uygulanışı ile ilgili, bu başlıkta ve diğer başlık altında yazılan tüm önerilere karşıyım. Sebebi de çok basit. Türkiye Kupası bir seçme turnuvası kimliğine sahiptir. Ülke şampiyonasının bir aşamasıdır. Hangi spor dalıyla meşgul olursanız olun, bir ülke birinciliği, avrupa, dünya birinciliği gibi unvanların söz konusu olduğu bir aşama turnuvasında temel olan en önemli kural, dileyen herkesin bu unvanı elde etmesinde, bir başka oyuncuya göre avantajlı ya da dezavantajlı olmamasıdır. Atletizm, yüzme gibi ölçülebilir branşlarda dereceniz, satranç, tenis gibi puan üzerinden sınıflandırmaların yapıldığı branşlarda ise kuvvet puanınız belli aşamaları oynamadan geçmenize olanak tanıyabilir. Bu bir avantaj değil, daha önceden elde edilen kriterlerin kullanımıdır. Benim GM unvanı elde etmemin önünde bir engel yoksa, GM ünvanlıların direkt olarak finale alınması kabul edilebilir.Ancak teorik olarak benim gerekli şartları sağlamam durumunda bir sonraki dünya şampiyonası unvan karşılaşmasında, dünya şampiyonu ile karşılaşmamın önünü tıkayacak hiç bir kısıtlamaya gidilemez.

Bu haliyle Türkiye Kupası, Avrupa Bireysel Satranç Birinciliği ile karşılaştırılabilir. Bu turnuvada belli dereceleri elde eden oyuncular Dünya Kupasına, oradan da Adaylar Turnuvasına yükselebilir. Finalde Dünya Şampiyonuna rakip olabilir. Aşağıdaki linklerde 2013 ve 2012 Avrupa Bireysel Şampiyonasının ilk tur eşlendirmesi yer alıyor.

http://www.eicc2013.pl/index.php/results
http://www.eicc2012.chessbg.com/contents...s/p_r1.pdf

286 oyuncuyla 11 tur üzerinden yapılan 2013 turnuvası ilk tur eşlendirmesi itibarıyla tam ortadan bölünerek yapılmıştır. 2012 ise 348 kişi ve yine 11 turdur ve hızlandırılmış sistem uygulanmamıştır. Yani bizim kurullarımızın keşfettiği sitemin 1 turlusu bile Dünya Şampiyonası ön elemesi için akıllara gelmemiştir.

Hızlandırılmış sistem, özel, çok yüksek katılımcı sayısına sahip ve turistik özellikler taşıyan turnuvalarda, festivallerde kullanılabilir. Bu tip turnuvaların bile son yıllarda hızlandırılmış sistem yerine gruplara bölünerek oynandığını görüyoruz. En son Moskova Açık turnuvası buna bir örnek.Bir hak elde edilmesine yol açacak, unvan turnuvalarının aşamalarında bu sistemin kullanılması benim görüşüme göre uygun değil.

Son uygulamada, rating olarak birbirinin peşi sıra gelen iki oyuncu iki ayrı grupta yer alırsa büyük bir haksızlık yaratır. Bir oyuncu turnuvanın bir kısmını ratinginin oldukça üstünde rakiplere karşı oynarken, hemen altındaki diğeri oldukça düşük bir rating ortalaması ile oynayabilir. Bu, aynı turnuvada oynayan bir takımın kalesinin 1 metre, diğerinin 3 metre olması, 1500 metre yarışının son tura kadar kulvar farkıyla koşulması gibidir.

Hele hele bunun 7 tur boyunca sürdürülmesi akılla ve mantıkla izah edilemez. Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu turnuva rahatlıkla 11 tur olarak yapılabilir, eğer yapılamıyorsa, il şampiyonalarından gelecek oyunculara çok küçük de olsa barajlar uygulanabilirdi. Ancak elbette hem bu turnuvanın, hem Final turnuvasının masraflarının çıkması ve hatta kar elde edilmesi için daha çok oda satılmasına ihtiyaç vardır.

Turnuvanın 8. ve 9. turunda kendi grubunda iyi performans gösteren oyuncuların, iyi oyuncularla oynaması nedeniyle sistemin övülmesini aklım hiç almıyor. Klasik sistemde de turnuvaya iyi başlayan oyuncular, 3., 4. turlarda iyi oyuncuların karşısına çıkmıyor mu? Hangisi daha sağlıklı? Yulia Gökbulut, kendi grubundan 6,5 puan ile değil de 7 puanla gelmiş olsaydı, (ki bu hiç de zor bir ihtimal değil), son iki turu oynamadan ilk 10 dereceyi garantilemiş hatta finallerde oynamaya hak kazanmış olacaktı.

Çok daha komik olarak bu turnuva sonunda 'kategori' ödülleri verilmiştir. 7 tur boyunca ayrı turnuvalar oynayan, sadece son 2 turda aynı eşlendirme havuzuna alınan kişiler arasından, En iyi kadın oyuncu, veteran gibi ödüller verilmiştir.

Bakın benim hesabım çok basit. Yönergede yer alan 5. maddeye göre;

5. Farklı konaklama seçeneğinden yararlanan, yarışmaya katılan sporculardan,organizasyon katkı payı olarak 185.-TL. alınır.

Demek ki TSF, yarışma otelinde kalan her sporcudan 185 TL kar almaktadır ki, oteli kullanmayan oyunculardan da bu payı istemektedir. Turnuvaya katılan 365 sporcu ile çarpıldığında 67525 TL etmektedir. Ücretsiz olarak alındığını tahmin ettiğim görevlilerin odaları, unvanlı oyuncular vs çıkarılsın 50 bin TL toplanmıştır. 30 bin TL ödül dağıtılmış. Bu işten kar edilmiyorsa da zarar edilmediği çok açık. Bir federasyonun ülke birinciliğinden daha önemli, daha prestijli bir organizasyonu olamaz. Eğer bu ülke 15 milyon TL harcayıp olimpiyat yapabiliyorsa, en azından bu turnuvayı doğru dürüst şartlar altında ve kar amacı gözetmeksizin yapmak durumundadır.

Yusuf Bey lütfen 2 yılda bir açıklanan gelir-gider kalemlerine dikkatli bir şekilde bakın. Geri dönüşü olmayan, bir takım kişilere FIDE nezdinde prestij sağlamak ve şaibeli turizm şirketlerine gelir olmak dışında bir işe yaramayan uluslararası organizasyonlar, abartılı seyahatler, sonuç olarak 7 tur hızlandırılmış turnuvalar üreten kurul toplantı giderleri vs ile batmıyorsa bu federasyon, düzgün bir biçimde yapılacak bir Türkiye Kupası organizasyonu ile hiç batmaz merak etmeyin.

Futbol gibi endüstriyel branşlarda daha fazla kar elde etmek için bazı ödünler verilmektedir evet. Ancak burada kazanılan paralar federasyonlardan çok, kulüp ve oyuncuların ceplerine girmektedir. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi kulüplere, 'Federasyon kar elde edecek ama size bir yararı dokunmayacak' diyerek istemedikleri bir uygulamayı kabul ettirebilir misiniz? Satrançta sporcu neredeyse futbol seyircisi ile aynı oranda sponsor konumundadır ve sisteme cebinden para girişi yapar.

İşte bu yüzden ne kadar iyi niyetle, sevgiyle, şefkatle yapılırsa yapılsın bu denli acemice işler için eleştiriyi hak edersiniz. İnsanların kafasına kafasına satranç takımı atmakla, yarısı çocuk yarısı amatör bile sayılmayacak katılımcılara anket yapmakla işler düzelmiyor, düzeleceği de yok...
Ara
Cevapla
#15
9 turluk bir turnuvada 7 tur hızlandırılmış sistem oynatmak tam anlamıyla bir rezalettir.

Kanıt için bakınız: 2014 Türkiye Kupası, 8. ve 9. tur eşlendirmeleri.
İlk 40 masada (~170 masa vardı) bir sürü 1600-1700 ratingli oyuncu vardı.
Normal durumda (yani: hızlandırılmış sistem olmadığında, veya 3-4 tur ile sınırlı olduğunda) 1600-1700 ratingli oyuncular 8. tura kadar o kadar puan toplayamazlardı ve normal yerlerinde (~40.-80. masalar) olurlardı. Son 2 tur biraz şans, biraz gününde olmayla yukarılarda yer aldılar.

Bu kararın (7 tur hızlandırılımış oynatmak) aklı-selim ile ilgisi yoktur.

Bir daha tekrarlanmayacağını umarım.

Halil Özmen
Ara
Cevapla
#16
Sayın Erşan Gökerman'ın bu tür turnuvalar için hızlandırılmış sistem görüşüne tamamen katılıyorum. Hiç olmaması en doğrusuydu.

Erşan Gökerman'ın anket ile ilgili görüşüne de katılıyorum.

Yanımdaki masalarda 12-13 yaşında birkaç çocuk vardı, ve 7 tur hızlandırılmış sistemi onaylayacak şekilde "evet"i işaretlediler. Hatta bir tanesi diğer başka bir arkadaşına evet için baskı yaptı.

Bu anketin sonucunun ne çıktığını bilmiyorum.

Masalarda anket formunu görünce şunu düşünmüştüm. Herhalde birileri 7 tur hızlandırılmış sistemin hiç doğru olmadığını fikrinden hareketle katılımcıların fikirlerini görmek istedi.

Sayın Aşkın Taşan'ın anketi önerdiğini burada okudum.
Herşeye karşın anket yapılması (deneyimsiz oyuncuların bazıları evet'i işaretlese dahi) doğru bir harekettir.
Karşı olanların açıklamaları TSF teknik kuruluna yardımcı olur diye umuyorum.
Ara
Cevapla
#17
Anket sonuçları yayınlanmış: Çoğunluk sisteme değil uygulanma biçimine karşı sonucu çıkmış, detaylar için: http://tsf.org.tr/images/stories/2013-20...ANKETI.pdf

Anket uygulamasını yerinde buldum. Yine de insan şunu da soruyor kendine: Bu sistemin böyle bir sonuç vereceğini uzmanları muhakkak biliyordu. Bu karar, nasıl verildi? Neden bu tercihi yaptı?

Bence ideali ne olursa olsun 60-70 kişilik "görece" homojen yarı-final vari bir turnuva daha düzenlemek. Bu üç turnuvaya birden para ödülü koymanın da mümkün olduğuna inanıyorum. Hızlandırılmış İsviçre sistemiyse düzenlenmeden de önlem alınabilirdi diye düşünüyorum. İlla, bu turnuvanın bu şekilde oynanması gerekmiyordu.

Ayrıca şu da var. Bir ülke şampiyonasının sistemi ikide birde değişmez. Son on yılda kaç kere değişti acaba bir bakmak lazım...
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi