Hızlandırılmış (ve Uzatılmış) İsviçre Sistemi
#14
Uzun yıllardır, Antalya'da düzenlenen Yaş Grupları ve peşinden oynanan Türkiye Şampiyonası- Türkiye Kupası organizasyonlarına katılmıyorum. Turnuvaların formatı, otel - turizm şirketleri üzerinden dönen işlere de sıcak bakmadığımı yıllardır söylediğim için burada tekrar etme gereği duymuyorum. Ana hatları itibariyle Mojo Jojo'nun eleştirilerine büyük oranda katılsam da tanık olmadığım durumları da çok fazla eleştirmek niyetinde değilim.

Ancak teknik bir konu olduğundan söyleyebilirim ki, hızlandırılmış sistemin, Türkiye Kupasında uygulanışı ile ilgili, bu başlıkta ve diğer başlık altında yazılan tüm önerilere karşıyım. Sebebi de çok basit. Türkiye Kupası bir seçme turnuvası kimliğine sahiptir. Ülke şampiyonasının bir aşamasıdır. Hangi spor dalıyla meşgul olursanız olun, bir ülke birinciliği, avrupa, dünya birinciliği gibi unvanların söz konusu olduğu bir aşama turnuvasında temel olan en önemli kural, dileyen herkesin bu unvanı elde etmesinde, bir başka oyuncuya göre avantajlı ya da dezavantajlı olmamasıdır. Atletizm, yüzme gibi ölçülebilir branşlarda dereceniz, satranç, tenis gibi puan üzerinden sınıflandırmaların yapıldığı branşlarda ise kuvvet puanınız belli aşamaları oynamadan geçmenize olanak tanıyabilir. Bu bir avantaj değil, daha önceden elde edilen kriterlerin kullanımıdır. Benim GM unvanı elde etmemin önünde bir engel yoksa, GM ünvanlıların direkt olarak finale alınması kabul edilebilir.Ancak teorik olarak benim gerekli şartları sağlamam durumunda bir sonraki dünya şampiyonası unvan karşılaşmasında, dünya şampiyonu ile karşılaşmamın önünü tıkayacak hiç bir kısıtlamaya gidilemez.

Bu haliyle Türkiye Kupası, Avrupa Bireysel Satranç Birinciliği ile karşılaştırılabilir. Bu turnuvada belli dereceleri elde eden oyuncular Dünya Kupasına, oradan da Adaylar Turnuvasına yükselebilir. Finalde Dünya Şampiyonuna rakip olabilir. Aşağıdaki linklerde 2013 ve 2012 Avrupa Bireysel Şampiyonasının ilk tur eşlendirmesi yer alıyor.

http://www.eicc2013.pl/index.php/results
http://www.eicc2012.chessbg.com/contents...s/p_r1.pdf

286 oyuncuyla 11 tur üzerinden yapılan 2013 turnuvası ilk tur eşlendirmesi itibarıyla tam ortadan bölünerek yapılmıştır. 2012 ise 348 kişi ve yine 11 turdur ve hızlandırılmış sistem uygulanmamıştır. Yani bizim kurullarımızın keşfettiği sitemin 1 turlusu bile Dünya Şampiyonası ön elemesi için akıllara gelmemiştir.

Hızlandırılmış sistem, özel, çok yüksek katılımcı sayısına sahip ve turistik özellikler taşıyan turnuvalarda, festivallerde kullanılabilir. Bu tip turnuvaların bile son yıllarda hızlandırılmış sistem yerine gruplara bölünerek oynandığını görüyoruz. En son Moskova Açık turnuvası buna bir örnek.Bir hak elde edilmesine yol açacak, unvan turnuvalarının aşamalarında bu sistemin kullanılması benim görüşüme göre uygun değil.

Son uygulamada, rating olarak birbirinin peşi sıra gelen iki oyuncu iki ayrı grupta yer alırsa büyük bir haksızlık yaratır. Bir oyuncu turnuvanın bir kısmını ratinginin oldukça üstünde rakiplere karşı oynarken, hemen altındaki diğeri oldukça düşük bir rating ortalaması ile oynayabilir. Bu, aynı turnuvada oynayan bir takımın kalesinin 1 metre, diğerinin 3 metre olması, 1500 metre yarışının son tura kadar kulvar farkıyla koşulması gibidir.

Hele hele bunun 7 tur boyunca sürdürülmesi akılla ve mantıkla izah edilemez. Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu turnuva rahatlıkla 11 tur olarak yapılabilir, eğer yapılamıyorsa, il şampiyonalarından gelecek oyunculara çok küçük de olsa barajlar uygulanabilirdi. Ancak elbette hem bu turnuvanın, hem Final turnuvasının masraflarının çıkması ve hatta kar elde edilmesi için daha çok oda satılmasına ihtiyaç vardır.

Turnuvanın 8. ve 9. turunda kendi grubunda iyi performans gösteren oyuncuların, iyi oyuncularla oynaması nedeniyle sistemin övülmesini aklım hiç almıyor. Klasik sistemde de turnuvaya iyi başlayan oyuncular, 3., 4. turlarda iyi oyuncuların karşısına çıkmıyor mu? Hangisi daha sağlıklı? Yulia Gökbulut, kendi grubundan 6,5 puan ile değil de 7 puanla gelmiş olsaydı, (ki bu hiç de zor bir ihtimal değil), son iki turu oynamadan ilk 10 dereceyi garantilemiş hatta finallerde oynamaya hak kazanmış olacaktı.

Çok daha komik olarak bu turnuva sonunda 'kategori' ödülleri verilmiştir. 7 tur boyunca ayrı turnuvalar oynayan, sadece son 2 turda aynı eşlendirme havuzuna alınan kişiler arasından, En iyi kadın oyuncu, veteran gibi ödüller verilmiştir.

Bakın benim hesabım çok basit. Yönergede yer alan 5. maddeye göre;

5. Farklı konaklama seçeneğinden yararlanan, yarışmaya katılan sporculardan,organizasyon katkı payı olarak 185.-TL. alınır.

Demek ki TSF, yarışma otelinde kalan her sporcudan 185 TL kar almaktadır ki, oteli kullanmayan oyunculardan da bu payı istemektedir. Turnuvaya katılan 365 sporcu ile çarpıldığında 67525 TL etmektedir. Ücretsiz olarak alındığını tahmin ettiğim görevlilerin odaları, unvanlı oyuncular vs çıkarılsın 50 bin TL toplanmıştır. 30 bin TL ödül dağıtılmış. Bu işten kar edilmiyorsa da zarar edilmediği çok açık. Bir federasyonun ülke birinciliğinden daha önemli, daha prestijli bir organizasyonu olamaz. Eğer bu ülke 15 milyon TL harcayıp olimpiyat yapabiliyorsa, en azından bu turnuvayı doğru dürüst şartlar altında ve kar amacı gözetmeksizin yapmak durumundadır.

Yusuf Bey lütfen 2 yılda bir açıklanan gelir-gider kalemlerine dikkatli bir şekilde bakın. Geri dönüşü olmayan, bir takım kişilere FIDE nezdinde prestij sağlamak ve şaibeli turizm şirketlerine gelir olmak dışında bir işe yaramayan uluslararası organizasyonlar, abartılı seyahatler, sonuç olarak 7 tur hızlandırılmış turnuvalar üreten kurul toplantı giderleri vs ile batmıyorsa bu federasyon, düzgün bir biçimde yapılacak bir Türkiye Kupası organizasyonu ile hiç batmaz merak etmeyin.

Futbol gibi endüstriyel branşlarda daha fazla kar elde etmek için bazı ödünler verilmektedir evet. Ancak burada kazanılan paralar federasyonlardan çok, kulüp ve oyuncuların ceplerine girmektedir. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi kulüplere, 'Federasyon kar elde edecek ama size bir yararı dokunmayacak' diyerek istemedikleri bir uygulamayı kabul ettirebilir misiniz? Satrançta sporcu neredeyse futbol seyircisi ile aynı oranda sponsor konumundadır ve sisteme cebinden para girişi yapar.

İşte bu yüzden ne kadar iyi niyetle, sevgiyle, şefkatle yapılırsa yapılsın bu denli acemice işler için eleştiriyi hak edersiniz. İnsanların kafasına kafasına satranç takımı atmakla, yarısı çocuk yarısı amatör bile sayılmayacak katılımcılara anket yapmakla işler düzelmiyor, düzeleceği de yok...
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 10-02-2014, 14:56
Sistemin Yanlışlığı - Yazar: Cengiz Keleş - 10-02-2014, 17:31
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 10-02-2014, 20:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 10-02-2014, 22:47
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 11-02-2014, 11:43
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 11-02-2014, 18:33
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 12-02-2014, 10:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 12-02-2014, 11:10
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 12-02-2014, 11:31
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: yusuf_omur - 13-02-2014, 00:46
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Drm - 13-02-2014, 01:43
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 14-02-2014, 01:30
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Erşan Gökerman - 14-02-2014, 03:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Halil_Ozmen - 17-02-2014, 10:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Halil_Ozmen - 17-02-2014, 11:05
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ozgur_Akman - 17-02-2014, 14:14



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi