Faaliyet Programı
#1
Çok merak ediyorum 2014-2015 Sezonu Faaliyet Programı ne zaman yayınlanacak? İl temsilciliğine baskı yapamıyoruz bu yüzden il birinciliği tarihi açıklamaları için. Benim gibi başkalarının da hasretle beklediğini biliyorum. İl faaliyet programı, federasyonun faaliyet programından bağımsızsa, mesela Bursa'da geçtiğimiz hafta sonu il temsilciliğinin etkinlik programının açıklanacağı duyurulmuştu, o zaman da ona göre araştırmaya devam edeceğim.

5 TL katkı bedeli (FIDE uygulaması olduğunun farkındayım), "Maksimum Reyting" gibi Türk satrancının kanayan yaralarına çözümler üreten uygulamalar çok daha hızlı bir şekilde hayata geçirilmiş.

Federasyon sözcüleri bu konuda bizi aydınlatırsa sevinirim.
Ara
Cevapla
#2
İstanbul İl Temsilciliğinden mi bahsediyorsunuz TSF'den mi? İl Temsilciliği ise bence faaliyet raporu açıklandı. Ben şöyle okudum:

1) 2014 yılında İstanbul Festivali Yapılmayacaktır.
2) Herhangi bir kurum turnuva yaparsa ve bizi haberdar ederse seviniriz.

Koskoca İstanbul Festivali hem de geleneksel hale gelmişken birden bire kaldırıldı, ne bir açıklama ne bir yorum gelmedi. Yaşlı, tembel, yorgun ve başarısız bir temsilcilik var karşımızda. O sebeple İstanbul'da bir eylem olması için arada birilerinin aşka gelip bir organizasyon yapması lazım. İl Temsilciği de onu web sitesinde yayınlıyor, daha ne?

İstanbul Festivali ne oldu sorusuna kazara cevap alırsanız, emin olun buna da cevap verirler.

"Kedidir kedi" demesinler de Cool
Ara
Cevapla
#3
Ben Ankara'yı sordum, belli olmadığı söylendi. Bir daha sormak için TSF'nin açıklamasını bekliyorum hasretle.
Ara
Cevapla
#4
TSF'nin foruma son ziyareti dün saat 21:55 gözüküyor...
Ara
Cevapla
#5
TSF'nin serverlarında bugün bakım çalışması var herhalde.

Ayrıca ben TSF'nin son girişini 20.54 olarak görüyorum (Turnuva Yarım Bırakmak Cezalandırılmalı Başlığında) Smile

edit: saat farkıymış Cool
Ara
Cevapla
#6
Faaliyet programının henüz açıklanmamış olması tamamen Satranç Federasyonu yönetiminin meşguliyetinden kaynaklanmaktadır.Bu programın açıklanmasını bekleyen il temsilcileri ve sporcular vardır.Eğer kişisel plan yapacaksak buna göre yapacağız.Bu programın gecikmeden açıklanmasını isteyenler haklıdır.
Sayın Jojo tarafından İstanbul İl temsilcisine yöneltilen eleştiriler ise haksızdır.Öncelikle İstanbul festivalinin yapılmaması bu yarışmayı daha önce yapmış olan kurumların artık bu imkanı kaybetmiş olmaları ile açıklanabilir.Kişileri ve kurumları karıştırmayalım.İstanbul İl temsilcisini herkes eleştirebilir.Ben de bazan eleştiriyorum. Ancak yaşlı,tembel,yorgun ve başarısız olduğunu söylemek insafsızlık olmuştur.Hepimizin İl temsilcisinden beklediğimiz işler var.Ve işler her zaman hayal ettiğimiz gibi yürümüyor.İl temsilcisinden ne bekliyorsak bunu onun sorumluluk alanı içinde olmak koşulu ile açıkça söyleyelim.Ama insafsız eleştiriler yapmayalım!Eleştiri haksızdır ve bazı soruların muhatapı Rıza Öney değildir.İstanbul festivalini önceki yıllarda kim düzenlemişse o kurumlar muhatap olabilir.Keşke bir kimliği bilinen cesur arkadaşımız ortaya çıksa da "İstanbul festivali neden yapılmıyor?"diye sormadan önce "Feshane'de neden artık Satranç etkinliği düzenlenmiyor?"diye sorsa...Gerçekci sorular Topluma doğru bilgi veren sorulardır.Ama bizim Satranç toplumu yanlış bilgilendirme altında yaşatılmaya mahkum edilmiştir.Rıza Öney eşinin ve oğlunun da yardımı ile İstanbul'da iyi işler yapmaya çalışmaktadır.Lütfen ona yardımcı olalım!Eleştirmek mümkündür.Ama yerin dibine batırmak hakaret etmektir.Hakarete izin verilmez.Öte yandan ben bu hareketi de esasen Öney'i yaralamak amacıyla ortaya çıkan bir hareket olarak değil,kafaları meşgul etmek isteyen bir hareket olarak değerlendiriyorum.Çünkü böyle konularla zaman kaybedersek "yarışmalarda başlangıç sıralamasını UKD ye göre yapmak isteyen anlayışı"unutacağız.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
Ateş bey,

Eleştirim Festival'in yapılmamasına değil, ki o da ayrı başlık gerektiriyor. Ama benim konum, tek bir uluslararası turnuvayı yaşatamayacak Federasyonun, onun kurullarının ve il temsilciliklerinin varlık nedeni nedir?

Buna bağlı eleştirim de şu: Burada yüzlerce insanı 2 satır yazı ile muhatap almamak nasıl bir yöneticilik? Biz insanız neticede, kuzu nesli değiliz. Siteye bir yazı koyarsın; bu sene şu şu ve şu nedenlerle İstanbul Festivali yapılamıyor dersin. Doğru veya eğri, tartışılır, ama insanlar bilgilenir.

Sen bir İl Temsilciliği olarak ilinin bünyesindeki en temel işi gizliyorsan veya bunu izah etmeye cesaretin, gücün yoksa, o zaman tembel ve beceriksiz olarak nitelendirilmekten gocunmayacaksın. Anlıyorum il temsilcisi sizin arkadaşınız, dostunuz ama ben burada kişi gözüyle bakmıyorum; hükmi şahsiyet olarak bakıyorum. O sebeple "yaşlı, tembel, yorgun ve başarısız bir temsilcilik var" diye yazdım (temsilci yazmadım, hukukun o kadarını biliyoruz Smile).

Yani koca TSF tüzel kişiliği ile İstanbul İl Temsilciliği kurumu iş yapmayacak; hadi iş yapmadı bunu izah etmeye cesaretleri olmayacak, sonra biri bunu yazarsa ayıp etmiş olacak. Mektepler olmasaydı maarifi, tribünler olmasa futbolu, turnuvalar da olmasa satrancı ne güzel yönetirdik.

Bu arada sizin ajandanızda yer almayan her konuyu küçümseme eğiliminiz de dikkatimden kaçmıyor; yani UKD ELO ayırımı önemli ama "sadece bu tartışılsın, diğer her konu ve başlık zaman kaybıdır demek" demokratik değil. Herkes herşeyi tartışır; kimine göre de ELO UKD ayırımı o kadar matah değil, saate basma sorunu daha önemli. Bana göre de İstanbul Festivali. Ne yapacağız ?
Ara
Cevapla
#8
Değerli forum üyeleri

Seçim sonuçlarını bir hatırlayalım istedim . .

Gülkız TULAY : 108

Cengiz Özdemir KELEŞ : 39

Geçersiz Oy Sayısı : 9



Ben de bu sonuçları alsam hiç bir faaliyet açıklamam . Hemde ibra olmayan bir yönetimin içinde yer alıp bu sonuçla seçilen bir başkan olsam . Belli ki ANY 'nin bu aralar işleri yoğun.
Ara
Cevapla
#9
Bu arada ne zaman satranç "siyaseti" konuşmaya başlasak ne tesadüf bir Mali Genel Kurul veya Olağan Genel Kurul yaklaşıyor oluyor. Kendimi birkaç yıl daha oralardan uzak tutmak istediğim için bunu sırf sportif amaçlarla sorduğumu belirtmek isterim. Bu konu başlığının o eksene gelmesinden yana da değilim.

Ateş Ülker'in şu satırlarda belirttiği gibi, lütfen hep birlikte tekrar okuyalım:
"Bu programın açıklanmasını bekleyen il temsilcileri ve sporcular vardır.Eğer kişisel plan yapacaksak buna göre yapacağız.Bu programın gecikmeden açıklanmasını isteyenler haklıdır."
Ara
Cevapla
#10
ANY 'nin basın koordinatörü olarak ( kariyerinizde bu paye var ) çok güzel yazmışsınız. Ben yaklaşan mali kurul falan demedim . Ben özetle koordinatöre ve ANY 'nin bu yönetimini

Satrancı Matranç yaptım dese de yine seçecek olanlara ne faaliyetinden bahsediyorsunuz diyorum .
Ara
Cevapla
#11
(15-10-2014, 14:28)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı: TSF'nin serverlarında bugün bakım çalışması var herhalde.

Ayrıca ben TSF'nin son girişini 20.54 olarak görüyorum (Turnuva Yarım Bırakmak Cezalandırılmalı Başlığında) Smile

edit: saat farkıymış Cool
Kambersiz düğün olmazmış.Rolleyes
Beyler, çağrılarınızı aldım da.
Şu TSF ziyaretlerini anlamakta zorlanıyorum.
Gerçekten de bir sözcü varsa ben de merak etmeye başladım. Bana birkaç kurul arkadaşım sordu; "Aşkın gerçekten var mı böyle bir görevin?" diye.
Artık onlar da inanmaya ve banka ödemelerini araştırmaya başlarlar artık.
Ne de olsa ayda 120.000 alıyorum ya...

Arkadaşlar, bir YK toplantısı olur. Sonrasında da ya açıklaması resmi siteden yapılır, ki zaten yapılıyor. Ya da toplantıda bulunan sözcü çıkar basın açıklaması veya yazılı açıklama yapar.
Bense o toplantıların hiç birinde bulunmadım bile.
Bu nasıl sözcülüktür, nasıl yakıştırmacadır?
Yanlış bir algı bu kadar oturtulmak istenebilir.
Üstelik de mucidi bile buna inanmışken.
Valla ben çok gülüyorum bu düştüğünüz duruma, kusura bakmayın.

Eğer öyle bir görevim olsaydı yetkim de olurdu. Anında yaptığım işlemlerin tüzel bir anlamı olurdu.
...

Ben neden burada kendimi bu amaçsız bir uğraş ile yıpratayım ki?
Ağzıma geleni, bende bir maske takar, rumuzla yazar, ona buna verir veriştirirdim.
Bu, çok daha mantıklı ve kolay, bir o kadar da tiyatro keyfinde olurdu.

AMA İLK GÜNDEN BERİ AMACIM, DURUŞUM DEĞİŞMEDİ.

Şu MATRANÇ olayı!
Adımı ben seçmedim! Babama sorun.
Ama onu ben yakıştırdım.

Bu arada sn.adammehmet77

Son yazınızı anlaşılır bulamadım. Yazınız yarım kalmış gibi...
Önemli bir tespitte bulunmuşsunuz sanki. Yeniden doğrusunu okumak isterim.

SELAMLAR...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
Alkın Bey, bir arkadaşımız size sormamı rica etti:
Niye seçim öncesi hiç yazmazken, federasyon kurullarında görev aldığı seçimin hemen sonrasında en çok mesaj atan üye oldunuz?
Ara
Cevapla
#13
Uluslararası İstanbul Satranç Festivali, kanımca Türkiye'nin en büyük turnuvalarından biriydi. Prestijli bir turnuvaydı.
Bu noktaya gelmesinin başlıca iki sebebi var.

1- Başkanlık seçimlerinde kaybeden kişi aynı zamanda turnuvayı destekleyen kişiydi, seçimi kaybetmesi sonrası desteğini çekmesi başlangıç oldu. Spor A.Ş. bu nedenle turnuvaya parasal ve mekansal desteğini ( feshane ya da binbirdirek sarnıcı ) çekmiş en azından eski ilgiyle yaklaşmamaya başlamış durumda.

2- Turnuvanın organizatörlerinden Cem Pekün'ün bu konuda yalnız bırakıldığı düşüncesindeyim. Geçen yıl çok sıkıntı çekerek ve zorluklara göğüs gererek yaptığını ve hatta zarar ettiğini duydum. Vakfın ekonomik olarak ya da statüsel olarak mevcut durumunu bilmiyorum. Ama haberdar olduğum bir faaliyetine, bu turnuvadan başka rastlamadım. Sitesi ya da etkinlik haberleri yok.

İstanbul Temsilciliği ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim, İstanbul'un son iki temsilcisine göre daha başarılı bir ekip söz konusu. Birçok yerden müdahalelere uğradıklarını, bizzat müdahale edenlerden ve çevrelerinden duydum. Eksiklikleri olmasına rağmen hakları yenmemeli. Adil olduklarını düşünüyorum.
Ara
Cevapla
#14
BİTEN TURNUVALAR
Bazen gerçekten de olmuyor.
Ne kadar sahiplenseniz de sizin dışınızdaki sürpriz gelişmeler bazı turnuvaları biçiveriyor.
Bakınız bazı örnekler vereyim.
Gölcük Belediyesinin söz verip de son birkaç yıl yapmayı unuttuğu ZAFER HAFTASI TURNUVASI artık yok! Yaratıcısı arkadaş artık inzivada, elini ayağını çekti. Belediyenin de canına minnet 20.000 TL. ödül artık kasasından çıkmıyor.
OSMANLI ÇİLEĞİ FESTİVALİ SATRANÇ TURNUVASI uzunca zamandır yok. Rahmetli Nurettin REİS in o çok güzel turnuvası. Kendisi gibi aramızdan ayrıldı. Ekip dağıldı.
EMO nun Kocaeli Derbent’te düzenlediği 29 EKİM CUMHURİYET COŞKUSU TURNUVASI artık sadece küçüklere olanak sağlayıp küçülüyor. Birkaç bayram sonra o da aramızdan ayrılacak galiba.
AYVALIK TURNUVASINI artık göremiyoruz.
AKÇAY İDA TURNUVALARIda büyüme ve uluslar arası sözü almasına rağmen, söz verenlerce artık unutuldu.
ÇAĞLAK bile haklı sebeple 22 yıllık yürüyüşüne ara verdi. Umarım nazar değmez.
Bunlar uluslar arası turnuvalardı. Başlangıçta bireysel ilişkilerle kurulmuş, yerel dinamiklerle desteklenmiş ve süreklilik sözü alınmıştı. Ama ilişkiler bitince, kişiler değişince yok oluyorlar.
Taşıma suyla bu kadar…
Galiba satrancın fıtratında bu durum var.

Ama benim önerim her zaman ekipten yanadır. Tek başına bir il temsilciliği, ona; yetki, sorumluluk, eğitim ve kazanç olanakları sağlanmadıkça, il tarafından sahiplenilmedikçe, özel kuruluşların karalılığı ve tecrübesi ortaya konmadıkça aynı döngü devam edecektir.
Bakın İzmir’e…
Yeni İzmir’e!
Gökhan NARMAN kararlı, enerjik ve satranç dolu olarak, ameliyattan kalktı ve doğruca görevinin başına geldi. Mecbur muydu? Hayır! Neye güvenerek o dinlenmeye muhtaç haliyle taşın altından elini çekmedi. Elbette satranç sevgisi onu hayatta tutuyor. Ama bir o kadar da ekibine olan güveni…

Bakın Burhaniye’ye…
Dr. Birgi TUNA yepyeni ve pırıl pırıl bir insan!
Satrancın yeni yüzüdür. Şansını nasıl güzelce kullanıyor. Doğa, otel, GM, planlama, ekip, etkinlik ve davet…
Kendisini yürekten kutluyorum.

İstanbul’a gelince…
Festival turnuvası İl Temsilciliğine ait değil herhalde. Bildiğim kadarıyla Cem PEKÜN’ün bireysel girişimleriyle oluşmuş bir turnuva. O da bireysel ilişkilerle başladı ve yıllarca güzel devam etti. Ekip ve sistem olsaydı devam edebilirdi. Ama sn Cem PEKÜN inzivaya çekilince- sanırım artık İstanbul dışında- turnuvası da bitti. O turnuva da birkaç TSF yönetimi görmüştür.
Sistem, ekip, planlama, iletişim ve hedef olmayınca süreklilik arz etmiyor.

Siz de kaldırılmasından yana fikir belirttiğiniz İstanbul İl Temsilciliği’ni sorumlu tutuyorsunuz.
Evet, belki İstanbul’un onca yükü arasında bu turnuvaya yetememiş de olabilir. Var mı bilmiyorum ama BASIN ve HALKLA İLİŞKİLER, SPORCU VELİSİ KOORDİNASYON KOMİSYONU ve SPONSORLUK KOMİSYONU gibi oluşumlar bu gibi işleri sıkı takip etmeliydi.
Beğenilmeyen bu komisyonlar sayesinde son yıllarda ilimizde yeni turnuvalar oluşturduk. Bitenlerin yerine yenilerini bulduk.
AMA NEREYE KADAR?
Bazı illerde bu komisyonlar olmamasına rağmen çok doğal olarak çalışan başka ekipler bambaşka turnuvalara imza atıyorlar.
Dışarıdan sormak ve eleştirmek en kolayıdır.
Bakın Umut ATAKİŞİ bir şeyler yapıyor.
de yeni gelişmeler duyuyorum.

Ben İstanbul İl Temsilciliği'nin nitelikli ve güçlü bir şekilde yapılanmasından yanayım.

Rıza Bey'e haksızlık yapılmamalıdır.


SELAMLAR...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#15
(15-10-2014, 23:48)Mağara Adamı Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Uluslararası İstanbul Satranç Festivali, kanımca Türkiye'nin en büyük turnuvalarından biriydi. Prestijli bir turnuvaydı. Bu noktaya gelmesinin başlıca iki sebebi var. (...)

1) Turnuvanın Yapılmaması Değil Yapılmayacağının Duyurulmaması Ayıbı

Asıl sorumu tekrar edeyim, ben ilk planda turnuva neden yapılmadı diye sormadım.

"Bu turnuvanın 2014 yılında yapılmayacağı niçin ilan edilmedi" diye sordum.

Diyelim ki imkanlar olmadı, ekonomi bozuldu, sponsorlar kaçtı ve İstanbul Festivali bu sene yapılamıyor. Peki basit bir saygı gereği, bunu -ki 13 yıldır birçok büyükustayı ağırlayan firma bir turnuvadır bu- kamuoyuna duyurmamak, gizlemek bir "saygı" sorununa işaret etmez mi?

2) İyi İnsan İyi Duvarcı Ustası Sorunu

Socrates felsefeye girişte şu meşhur örneği verir. Duvarınız yıkıldığında bunu iyi kalpli bir insana mı yaptırırsınız; yoksa kötü kalpli ama usta bir duvarcıya mı?

Herhangi bir eleştiriye karşı bu ülkede en çok duyduğum laf budur: Evet yapamıyor ama çok iyi bir insan. İyi de şu kadar lisans ürettik diye övünülürken bu kapasiteyi ve enerjiyi hangi turnuvalarda değerlendirmemiz isteniyor, birçok GM adayı yurtdışında unvanlar ve dereceler alırken, sevinmemiz sebebi nedir? Sonrasında iyi kalpli insanların içeride niçin turnuva yapamadıklarını dinlemek için mi bu insanlar Almanya'larda, Baküler'de, Hint Yarımadasında çaba gösteriyorlar?

a) İstanbul'un uluslararası tek bir turnuvası yok. Koca metropol, dünyanın en önemli 10 şehrinden biri, 17 milyon fiili nüfusu varken.

b) Eğer geçen seneki turnuva sonunda işin yokuş aşağı gittiği belliydi ise, önünüzde koca 365 gün vardı ve siz ne yaptınız?

İl Temsilciliği kavramına kökten karşıyım ama mevcut sistemde madem varsınız, koca 1 yılda kaç sponsor gezdiniz, kaç işadamı ile yemek yediniz, kaç siyasi ile görüştünüz, kaç belediye ziyaret ettiniz; kaç eğitim vakfı, spor kulübü, medya mensubu ile karşı karşıya geldiniz.

Yahu Hıncal Uluç'a mektup yazsanız adam size cevap verirdi eminim.

Ben söyleyeyim: TSF bu turnuvadan kaçmanın peşindeydi; başından beri bunu yaşatma iradesi yoktu. O sebeple turnuva Feshane'den, Yıldız Üniversite'sine, oradan Havaalanı civarında kimsenin gidemeyeceği tuhaf bir yere kademeli olarak düşürüldü. Geçen sene fazladan kurban bayramına itilerek itibarı iyice yerle bir edildi. Bu sene de sessiz sedasız kaldırıldı.

Bir il temsilcisinin iş adamları, medya mensupları, siyasiler, belediye başkanları, spor kulüpleri ile toplantı yapmaktan evinin yolunu unutması lazım. Bu enerjisi, çevresi, yeteneği varsa bu işe soyunması lazım. Kimse kusura bakmasın bizdeki yapılanma "devlet memuru" kültürünün güzide bir örneği ve formatı.

Kalder bundan 3-4 sene önce kendi girişimleri ile ve Sarıgül'le işbirliği yaparak Swiss Otel'de 3 büyük salon kapatıp 2 yıl Jirayr Çakır anısına 500 kişilik turnuva yaptı mı? Yaptı. Buna birçok büyükustayı getirebildi mi? Getirdi. 3.senesinde bu turnuvayı Harbiye Ramada Otelde yine 5 yıldızlı standartlarda gerçekleştirdi mi? Gerçekleştirdi. Demek ki yapılabiliyor.İzmir'de yüksek standartlarda turnuvalar organize edilebiliyor mu? Edilebiliyor. Demek ki çalışınca, ilişki tesis edince oluyor.

Ha eğer 17 milyonluk bir ilde bir il Temsilciliğinin varlık nedeni her sene yapılamayan turnuvalara bir çentik daha atmaksa, benim İl Temsilcileri Kaldırılsın önermemin zaten pratiğe geçtiğini söyleyebiliriz.

3) Sen de Yok Ol

Yıllar önce Aziz Nesin'in bir hikayesinde okumuştum galiba, sorulan her soruya sürekli "yok, yok yok" diye kekeleyen bir öğrencisine öğretmeni dayanamayıp en sonunda "sen de yok ol" diyordu.

Aşkın bey anladık. Sponsor yok, Cem bey yok, Nurettin Reis vefat etti, belediyeler yok, Çağlak yok, Gebze yok, Çilek festivali yok.

Peki TSF ve sizler niye varsınız?
Ara
Cevapla
#16
Mojo Jojo bey,

TSF 81 ilde turnuva aramayacak. Buna zamanı da enerjisi de yetmez.

Bakın yaklaşımınız kendi çelişkinizi doğuruyor.

İzmir de önerileriniz her zaman gerçekleşir. Gökhan NARMAN'DAN önce de, O'nun zamanında da ve O'ndan sonra da.
Çünkü orası öyle bir tarla ki zamanında ekinleri sağlam ekilmiş. Hocalar kendi neslinden sonrakilere bayrağı da sistemi de tüm sırlarıyla devretmiş.
Seracettin BİLYAP'TAN Enis BİLYAP'A, Enis'ten Alper'e, Ozan'a, Bağdagül'e. Onlar da eminim kendi öğrencilerine.

Bu başarıda TSF nin en küçük bir katkısı yoktur!
Ama satranç sevgisinin ve aşkının vardır.

İzmir bunu çok açık ara domine eder. Her zaman.
Bu sadece il temsilciliğinin de başarısı değildir. Sizin belirttiğiniz gibi;
"Bir il temsilcisinin iş adamları, medya mensupları, siyasiler, belediye başkanları, spor kulüpleri ile toplantı yapmaktan evinin yolunu unutması lazım."

Bunu Kocaeli de, Bilecik te yapabilirsiniz de, İstanbul da tek başına ?!
...
Onun için nitelikli ekip diye çözümden yana konuşuyorum. Rıza ÖNEY' i burada asla tartışmam. Savunmam ve eleştirmem. Ama şartlarını masaya yatırırım. Ben şuan ki çalışma şartlarına göre en az yeterli görüyorum.
Ama önerdiğim sistem bu değil! Çünkü her ne kadar ailece birlikte çabalasalar bile bir çok turnuvaya yetişemeyecekler.
İstanbul bir beşiktir. Ama herkes el birliği yapabilir mi? Örneğin ne gibi çalışma mekanizmaları var. Kağıt üstünden sormuyorum. Çalışan, somut, planlama yapan, kurum ziyaret eden, adreslere kimlerle gideceğini bilen bir ekip var mıdır?
KALDER-SARIGÜL işbirliğinin benzerini sağlayabilecek bir oluşumu Rıza Bey veya satranç merkezleri, kulüpleri (İzmir Örneği) neden sağlamazlar.
Enis BİLYAP vaktiyle ALTAY'I harekete geçirmişti.
GALATASARAY, FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ ve diğerleri örnek, gizli ve çok güçlü potansiyeldirler. Ben İSTANBUL'DA KADIKÖY BELEDİYESİ TURNUVASINI hatırlarım.
Örneklerini neden uygulamaya koymaz İstanbul da arkadaşlar?

İl Temsilciliğini çoktan uzak ara sollamış SGM vardı. Yaptıkları, etkinlikleri hafızalardadır.
Bu kadar ÖSF bilgini neden bir SGM olamazlar? Neden birlik kuramazlar? Neden bir adım dahi olsun girişimde bulunamazlar?

Sn Mojo Jojo,
Hepimiz elbet bir gün yok olacağız değil mi?
Ben bir defa, siz iki defa yok olacak halimiz de yok, öyle mi?

Yok olmak en kolayı da, VAR olabiliyor musunuz?
Bu kadar örnek varken...

Ayrıca yeri gelmişken de belirtmeliyim.
Elbette!
İstanbul Festivali Satranç Turnuvası’nın neden yapılmadığının açıklanması gerekirdi. Açıklanmamasının eksiklik olduğunu düşünüyorum.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#17
Konu dışına çıkmayalım. Konu faaliyet programının hala belli olmamış olması. Bunu anlayamamış olmak da bir başarı.

@adamehmet77:
Ali Nihat Yazıcı'nın değil basın koordinatörü değil, Ali Nihat Yazıcı'nın başkanlık yaptığı dönemde 2.5 yıl Türkiye Satranç Federasyonu'nun basın koordinatörlüğünü yaptım. Bu ayrımı cehaletinizden mi yoksa başka bir sebepten dolayı mı yapmayı beceremediniz? Bizi aydınlatırsanız sevinirim.

Devam edelim. Ali Nihat Yazıcı'nin yaklaşık iki yıldır TSF ile herhangi bir kurumsal bağı yok. Seçim sonuçlarının neden hatırlatıldığı konusunda bir tahminde bulundum. Bu forumlarda her zaman seçim öncesi bu konuşmalar artar. İsimsiz kahramanların sayısı artar. Ekimde ısınmaya başladı kasımda hararet artar.

"ANY 'nin basın koordinatörü olarak ( kariyerinizde bu paye var) çok güzel yazmışsınız. Ben yaklaşan mali kurul falan demedim . Ben özetle koordinatöre ve ANY 'nin bu yönetimini" ....Bu cümleyi de hiç anlayamadım.

Kariyerime olan ilginiz beni gururlandırdı, ancak Türkiye Satranç Federasyonu'ndaki işimden beş (5) yıl üç (3)ay on altı (16) gün önce ayrılmış olduğumu hatırlatmak isterim.
Ara
Cevapla
#18
Mojo Jojo'nun bu sene İstanbul Festivali kapsamında 13 yabancı büyükustanın ağırlanmamış olmasından büyük üzüntü duyduğu yukarda tebeyyün etti.Zaten bizim öncelikli amacımız yabancı ustaları ağırlamaktır.Kim daha çok yabancı ağırlayacak?diye yarışıyoruz.Ama bu ağırlanan yabancıların yerlilere ne kadar yararlı olduğunu araştırmıyoruz.Bu ağırlanan yabancılar açık turnuvaların ilk turlarında küçüklerle oynuyor.Orta turlarında 1-2 adet dişe dokunacak yerli ile karşılaşıyor.Son turlarında da "bazan maça çıkmamak da dahil olmamak üzere"aralarında anlaşma yapıyorlar.Sonra ödülleri alıp gidiyorlar.Konaklama masrafı da yapmıyorlar.Özetle "yabancı cenneti"olduk.Ve 1 tane İstanbul turnuvası yapılamadı diye Mojo Jojo İstanbul İl temsilcisini hiç sorumlu tutulamayacağı bir konuyu gerekçe olarak yapıp yerin dibine batırıyor.Oh ne güzel!Hem kimliğini gizle hem de Rıza Öney'i yerin dibine sok...Herşeye rağmen Mojo Jojo'yu anlamaya çalışıyoruz.Rıza Öney'i Satranç toplumuna yanlış tanıtmasının altında bir neden aramak gerekir.Ben bu nedeni şöyle açıklıyorum.Kafaların sürekli meşgul edilmesi,dikkatlerin başka yöne çevrilmesi ve önemli konuların unutulması için Öney'e sataşmak güzel bir yöntem olabilir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#19
(15-10-2014, 23:38)Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Alkın Bey, bir arkadaşımız size sormamı rica etti:
Niye seçim öncesi hiç yazmazken, federasyon kurullarında görev aldığı seçimin hemen sonrasında en çok mesaj atan üye oldunuz?

Tutku Bey merhaba,
Sorunuzun bana yöneltildiğini düşünerek cevap vermek isterim.
Öncelikle sizden ricada bulunan arkadaşımız forum üyesi midir? Öyle olduğunu düşünüyorum. Bu soruyu sorması için forumu takip ediyor olmalıdır.
Şunun için sordum. Öncelikle benim ilk mesajıma ve tarihine bakmalıdır.
“IŞIKLAR SÖNMESİN ( 05-11-2012, 23:05)
Satrancın ülkemizin bugünü ve aydınlık geleceğine verdiği ışık çok önemli. Bu meşaleyi kim taşırsa taşısın destek olunmalı. Medenice ve saygınlık ölçütlerine içtenlikle uyarak yarışan her iki ekibi de takdirle izledim. Yeni yönetimi kutlar, bu çok zorlu yolculuklarında başarılar dilerim.”


Bu mesajı bana henüz kurul görevi teklifi yapılmadan birkaç gün önce yazmıştım.
Öncelikli amacım daha önceki forumu izlemiş ve karşılıklı atışmaları ve seviyesini beğenmemiştim. Haklılık payı yok değildi ancak üslup giderek seviyeyi ve okunabilirliliği düşürmekteydi.
Ayrıca bir önceki foruma göre yapılmayanı yapabilmek amacımda vardı. Yani satranç için birlik. Kazananı ve kaybedeniyle de... Ben seçim kaybeden arkadaşlarımla da çalıştım.
Ama hep satrançtan yana oldum.
Bu amaçla arada bir köprü kurma görevi üstlendim kendimce. Yerinde ve yapıcı eleştirileri not alarak dikkatlere sunmak, olumlu ve çözümden yana önerileri de mutlaka YK toplantılarının gündemine taşımak, takip etmek, sonuçlarından ve gelişmelerden toplumu bilgilendirebilmek.
Bu ne ajanlıktır, ne de kurum sözcülüğüdür. Ama bana bir yakıştırma yapıldı. Bu asılsız ve temelsizdir.
Bakın TSF Sözcülüğü başkalarının uydurduğu gibi kişinin kendi kararıyla, kendi kendini görevlendirmesiyle olmaz. Resmen ve yazıyla bir görevlendirme yapılır ve tüzel kişilik kazanır. Hukukçu arkadaşlarımız bunu iyi bilirler.
Eğer dedikleri gibi ben resmi sözcüsü olsaydım, basın ve halkla ilişkiler kurulunda ve alt üyelerim de olurdu. Görev yazım da olurdu. Kurul üyelikleri gibi topluma ilan edilirdi.
Öyle olsaydı yolu var değil mi? Alırsınız bir rumuz (örneğin: ARSEN LÜPEN) başlarsınız yazmaya. Böylece sizin kim olduğunuzu belli kişiler bilir.
Sonra bu saklanacak bir şey de değil ki! Bu alanda benden çok daha yetkin satranççı arkadaşlar da varken.
Bir Sabri KOÇAK’IN kendi fikirlerini mi yazdığını düşünürsünüz, TSF savunuculuğu yaptığını mı? Bence O’ da satrançtan yana yazıyor.
Ama ben çok yazıyorum, bu benim tercihim. Zaman da buluyorum. Ama bu kadar da yazmamalıyım belki, doğrudur!


Bakın o yakın tarihlerde bir başka yazımda da ne yazmışım;
“Denemek yok, yap! (07-11-2012, 01:11)
Seçim sonrası yapılan şekil olarak klasik ve usulden gözüken sn. Ali Nihat YAZICI ve sn. Cengiz KELEŞ in konuşmalarında içerik olarak samimiyet izlenimi aldığımı her ikisini de tanıyan ve zamanında aynı ekipde çalışmış biri olarak belirtmeliyim. Bu benim izlenimim, arzum ve umudum. Söz konusu kişilerin 12 yıl önce aynı yöne bakış açıları farklı bile olsa aynı enerji ve özveriyle koşuşmalarına tanık oldum. Bugün de aynı arzuyu kendilerinde gördüğümü belirtebilirim. Hatta yazısını yeni okuduğum sn. H.Salih ACAR da benzer fikirler ortaya koymakta. Böylesi yakışırdı zaten.
Tebrik ediyorum.
Bu gelişmeler umut verici gibi değil mi Cemil hocem...
Belki yeni yönetim başka bir ilki gerçekleştirip,yepyeni bir yapılanma sürecini yaşatacak bizlere. BELKİ CESARET SAHİBİ TEK ADAM -Gülkız TULAY-NİTELİKLİ ÇOĞUNLUĞU YARATACAK...
Karşıdan atıp, saymadıklarımız bizi çoğaltır mı?
ASIL KARŞIDAKİNE DE ELİMİZİ UZATIP ONU KAZANMAK BİZİ GÜÇLÜ, KARARLI VE ÖRNEK BİR TOPLUM YAPMAZ MI?
Ortak noktalarda buluşmak demek ORTAK AKILIN ORTAYA KONMASI DEĞİL MİDİR?
Ahlakın temelinde ÖZGÜRLÜK yatar. Sn Gülkız Hanımın özgür iradesiyle yerinde ve zamanında elbette danışarak en makul ve yapılabilir kararları alacağından eminim.
Sayın Gülkız Hanım, düşünmek kolay yapmak zordur!

En zoru, düşünüleni yapabilmektir.

GEREĞİNE İNANDIĞINIZ BİR ŞEYİ HEMEN YAPINIZ. BAŞKALARI NE DERLERSE DESİNLER ALDIRIŞ ETMEYİNİZ. KAZANIRSINIZ! -K.ATATÜRK—
Bu göreve talip olmak zaten başarının kendisidir.
YOLUNUZ AÇIK OLSUN!!

“Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyince insan okyanusu keşfedemezdi.”

Yazım burada bitmiş.
...


Benim hakkımda lütfen herkes kendi kararını versin. Başkalarının aklı kendilerine kalsın. Başkalarının yerine yanılmış olmayı kabul edebilir misiniz?

Selam ve saygılarımla…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#20
Resmi bir görevlendirmeden söz etmiyoruz tabii ki. Seçimden önce 2, seçimden (görev aldıktan) sonra 770 mesaj da ilginç bir istatistik Aşkın Bey...
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi