Çözümyolları konuşulmalıdır.
#41
Adam, futbolcuların aldığı milyon dolarları dert etmiyor da IM senede bir olan ligde 10.000 TL alıyor diye dert ediyor. Arkadaşım adamların aldığı üç kuruş sana dert olduysa, çok yüksek geldiyse sen de IM ol ve sen 10.000 TL al. Ne dersin?

Hiç mantıklı gelmedi değil mi? Çünkü öncelikle sen IM olabilecek kapasitede değilsin (Yukarıda yürüttüğün mantıktan belli). İkincisi olabilecek olsan bile ona harcayacağın enerji ile Türkiye'de misli misli para kazanabilirsin. O yüzden otur oturduğu yerde IM'lerin kazandığı 7.500 veya 10.000 bin TL'ye fahiş falan deme.

Bir yerde GM Mustafa Yılmaz çocuklara ders vermek zorunda kalıyor falan demişsin. Mustafa Yılmaz senede liglerden 100.000 TL kazansa ders vermek zorunda kalmazdı. Sen tutmuş yurt dışından 3-4 bin TL'ye oynayan GM'ler var onlar gelsin diyorsun. Bu kadar saçmalamak da olmaz.

Be birader, bu ligin adı Türkiye Ligi. Yabancı oyuncu meselesi, her ülkede sonradan oluşan ve takımda renk olsun yurt dışından gelen oyuncu bizim yerli oyuncularımıza örnek olsun, lider olsun diye çıkan bir özel durum. Sana kalsa herkes yabancı olacak. Bana Avrupa Birliği deme. Sen vizeyle oraya girerken, tek ülke haline gelmemişken yok yabancıların oynaması hakmış vs hikayedir.

Ben elbet kendi oyuncumu elin Rusuna, Ukraynalısına yedirmeyeceğim.

Ufak çocuklar için açık artırma oluyormuş. Kötü mü yani. Köle pazarında satılmıyorlar. Takımlar transfer teklifi getiriyor. Futbolda diğer sporlarda bunlar olmuyor mu? Elbet emek veren, başarılı olan para kazanacak. İnsanlar para kazanacağını bilirse o sporda kendilerini geliştirirler.
Ara
Cevapla
#42
öncelikle saygı sınırlarını zorlayan bu mesajı cevaplamamayı düşündüm ama yazanın üslubunu, saygı ve terbiye sınırlarını forumu okuyanların takdirine bırakarak sadece mesajın içerisinde geçen fikirlere cevap verme kararı aldım.

Profesyonel satranççıların daha yüksek bir gelirinin olması gerektiğini, bir ülkede bu sporun en iyilerinden olmalarına rağmen şu anki hallerine kimse değinmezken benim değindiğimi birçok kez belirttim. Tabii bunu 10.000 lira sana battı mı diye yorumlayan kişi daha önce başka bir konu başlığımda "senin mesajlarını okumuyorum" diyen kişi olunca şaşırmadım. Tüm mesajlarımı okuyan birisi ne demek istediğimi kolaylıkla anlayabilir çünkü.

Zaten "bana avrupa birliği deme" şeklinde hukuk tanımaz, külhan beyi yaklaşımı da mesajın ciddiyeti açısından önemli bir gösterge.

Eğer profesyonel sporcuların daha fazla gelir elde etmesi isteniyorsa (ki bu benim sıklıkla belirttiğim birşey) senede 1 kere 4-5 bin yerine 7-8 bin verince bir sporcunun gelir durumu düzelmez. Bunu farklı yöntemleri olmalıdır. En başta bu sporcuları TSF temsil ettikleri ülke ve o ülkenin federasyonuna yakışır şekilde desteklemelidir. Onlara imkanlar sağlamalıdır. Kaynaklar bulmalıdır.

Amaç gerçekten sporcuların daha fazla gelir elde etmesiyse senede 1 kere 3000 lira fazla verip bu sporcuları destekliyormuş gibi görüneceğine, gelirlerinin devamlı olmasını sağlayarak "sporcularını yedirtmezsin!"

Yok senede 1 kere 3000 fazladan kazansınlar, sonra naparlarsa yapsınlar beni ilgilendirmez düşüncesinde iseniz bu aslında lehlerine gibi gözükse de göz boyayan ve aslında aleyhlerine olan bir bakış açısından başka birşey değildir.

Bir sporda bir ligin kalitesi nasıl ölçülüyor onu nasıl hesaplarız diyorsanız bakın İspanya futbol ligine. Gecenin 3üne saat kurup maç izliyor insanlar çeşitli ülkelerde. Sebebi mi? Sporcu kalitesi. İspanya'da oynayan Portekizli Ronaldo ve Arjantinli Messi faktörü. Bizim ligde ise 1. masada 2 tane 2700 maçındansa, 2 tane 2300 maçı daha kalitelidir diyorsanız eyvallah!

Not: GM bile olmayıp ligde 11.000 lira kazanan sporcunun IM olduğunu ben söylemedim, sizler öyle varsaydınız.
Ara
Cevapla
#43
Basit cevap ver. Bir Türk IM'nin 10.000 bin TL kazanması fahiş mi değil mi?

Yok hukuk tanımazlık vs diyerek, uzun uzun bir yere bağlanmayan cümlelerle haklılık yaratmaya çalışmak anlamsız.

Sence Türkiye'de ilk 15'e giren IM ve ilk 5'e giren GM liglerden ne kadar kazanmalı?
Ara
Cevapla
#44
Yabancı oyuncular nispeten düşük (oyun kuvvetlerine oranla) miktarlara oynuyorsa bunun çeşitli sebepleri vardır.Bu oyuncuların geldiği pek çok ülkede birim miktar paranın satın alma gücü bizdekinden yüksektir.Ayrıca pek çok yabancı uyruklu oyuncu buraya yeni ilişkiler kurmak sonrasında çeşitli satranç kulüplerinde hocalık yapmak için gelmektedir.Elmalarla armutları birbirine karıştırmamak gerekir.Bu durum adaletli midir tartışılır ama bana göre adaletli olma ihtimali yüksektir çünkü bir Gürcistan'da ya da Azerbeycan'da oyunculara sağlanan gelişim olanakları ülkemizdekinden çok daha fazladır ve ucuzdur.
Yabancı kotası uygulamasını doğru buluyorum.Bunun nedenlerini yukarıda Ateş bey yazmış tekrar etmeyeceğim.Ancak yabancı oyuncuların tamamen men edilmesini de doğru bulmam.Bu oyuncuların ligleri renklendirdiğini ve kalitesini bir miktar arttırdıklarını görüyorum.
Bana göre Türkiye'de takım turnuvalarından çok bireysel turnuvalarda sorunlar var.Bu forumda zaman zaman yazılan sorunlar..
Ara
Cevapla
#45
Konu sporcuların kazandığı para ise bana göre olması gereken şudur:
IM'lere 1000 TL, GM'lere 2500 TL aylık bağlanmalıdır!

Ama konu alınan para değil. Konu aynı ünvana sahip 2500e yaklaşan yabancı sporcu 1500 € alırken, 2300 civarı Türk sporcunun 11.000 TL (3500 €) almasıdır.

Başka bir deyişle 150 rating düşük sporcunun, 150 rating yüksek sporcunun 2 katından fazlasını sadece ama sadece Türk olduğu için almasıdır!

Bu bir sporcu için ortalama 5000 TL etmektedir. 10 kişilik takım bazında düşününce 50.000 TL'yi bulmaktadır. Bunun sonucu da bir sene 2700 üstü sporcu olmayan ligdir, diğer sene lige katılmayan takımdır, öteki sene Süper Lige sadece yerel sporcularla gelebilen takımdır!

Benim önerim şudur: Türk sporcuların para kazanması senede 1 kerelik bir olaymış gibi saptırılıp kulüplerin üzerine yıkılmamalıdır. TSF kaynak yaratarak ilk paragrafta yazdığım aylıkları profesyonel sporculara bağlamalıdır. Bu oyunculara ise bir takım hedefler koymalıdır. IM'ler (norm sayısına göre 1 yada 2 sene) belirli bir sürede GM olmalıdır gibi. 2500 altı GM'ler şu kadar sürede 2500, 2600 altı GM'ler şu kadar sürede 2600 olmalıdır gibi. Bu durum hem bu üst düzey profesyonel sporcuları teşvik eder, hem de bu amaçlara daha kolay ulaşmalarını sağlar. Tabii bunları şuanki özlük haklarına ek olarak yapmalıdır. Yani ben sana para veriyorum, gerisi senin işin diyip bırakmamalıdır. Yine senede belli bir sayıda yurtdışı turnuvaya göndermelidir. Yine Milli Takım antrenörleriyle çalışmalarını vs. sağlamalıdır.

Genelde kendileri bile bu konuda eşe dosta yakınmaktan başka kelam etmeyen profesyonel sporcularımızın gelirlerinin iyileştirilmesini daha önce birçok kez dile getirmiş birisi olarak, bu gerekliliği tekrarlamakla birlikte, ağızlarına bir kaşık bal çalar gibi senede 1 seferlik 5000 yerine 8000 lira vererek bunun sağlanamayacağını, çünkü bunun aslında lehlerine gibi gözükse de bir göz boyama olduğunu tekrar ederim. Bu sporcuların gerçek bir çözüme ihtiyacı vardır. İçlerinden biri çıkıp "Yok arkadaş, ben senede 1 kerelik 5 yerine 8 alayım, sonra bana kimse birşey vermesin. Ben satrançta gerilememe sebep olsa da antrenörlük yaparak kazanırım!" diyorsa ona da eyvallah...
Ara
Cevapla
#46
Bana kalırsa da bu forumda yazanlara aylık 1000 TL maaş bağlanmalı. Ama mesele bu parayı kimin vereceği Smile

Ben soruyorum "Liglerden GM'ler ve IM'ler ne kadar kazanmalı?" o diyor ki aylık 1000 TL maaş bağlanmalı. Zaten maaş bağlamak için imkan vardı da herkes reddediyor sanki.

Laf kalabalığı işte böyle bir şey. Ciddi maaş bağlayacak bir imkan yok. Oyuncular liglerden para kazanıyor. Sen de liglerden çok para kazanıyorlar diye eleştiriyorsun. Tartışmanın özü bu. Tutarsızlığını örtbas etmek için farklı yollara sapma.

Türkler çok para kazandıkları için kendilerini geliştirmiyorlar dedin. Gözüne 7.500 TL çok geldi. Şimdi sen 20.000 ve 30.000'den bahsediyorsun.

Mesele arz taleptir. Kulüpler destekledikleri branşa değer biçer ve ona göre bütçe ayırırlar. Bizim yapacağımız bir IM 7.500 TL kazanıyorsa "Amma çok kazanıyor. Yurt dışından oyuncu getirelim de kazanmasın" diye senin yaptığın gibi onları baltalamaya çalışmak değil.

Ayrıca IM'lere ayda 1000 TL verebilen versin. Futbolculara milyon dolar veren kulüpler satrançta ilk ona girmiş sporcuya lig için 10 bin TL veriyorsa bunun ne zararı var.
Kulübün parası var ve veririm diye hesaplamış. Sen niye bozuluyorsun bu verilen paralara. (Demedim diye kıvırma. Kaç kere bunlar çok para alıyor, 16 yaş altı şu kadar paraya oynuyor, olmaz tarzı ifaden var. Şimdi durumu toparlamak için şöyle imkanlar vs sağlansın diye yazmaya başladın.) Sen bir yandan sporculara aylık bin ile 2500 TL aylık çıkartılması için çabala bir yandan olmaz mı?
Ara
Cevapla
#47
Tartışmanın özü liglerden GM'ler, IM'ler ne kadar kazanmalı ise buna cevabım şu kadar net: "Yabancı meslektaşları ne kadar kazanıyorsa o kadar!"

İmkan yok diyip sıyrılmak ne kadar kolay. O zaman kulüplerin de imkanları yok. Bugün 2, yarın 12 kulüp lige ya çıkmasın yada yerel sporcularla gelsin. İmkan yok diyip geçip gidelim... Bu maaşı kim mi verecek? Aç Anayasa'yı ve TSF'nin mevzuatlarını oku, orada kimlerin görevinin başarıları sporcuyu desteklemek olduğu yazıyor.

Senin derdin benimle tartışmaya girip kazanmaksa al bütün tartışmalar senin olsun. Yok derdin üst düzey sporcuların daha fazla para kazanmasıysa ve senede bir kerelik 5000 yerine 8000 almaları seni tatmin ediyorsa bunun üzerinde tekrar düşün ve laf olsun diye değil, gerçekten sporcularına, hani şu "sporcularımı yedirmem" dediğin sporcularına sahip çık.

Benim sporcuların kazandığı parada gözüm yok. Hatta daha çok kazanmalarını istiyorum. Ama bu yükün kulüplerin üzerine bindirilmesini değil, görevi olanlarca karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu yük sadece kulüplere yüklenince bazı kulüpler lige katılmıyor, bazıları yerel sporcularla katılıyor, bazıları başka yerlerden kısıyor ve ligin, Türkiye Satranç Süper Liginin kalitesi düşüyor.

Benim derdimin kulüplerin mali zorlukları ve dolayısıyla ligin kalitesi olduğu apaçık ortadayken sen anlayamadığın için mi benim derdim sporcuların kazandığı paraymış gibi göstermeye çalışıyorsun, hem de farklı önerilerle üzerine basa basa defalarca söylememe rağmen, yoksa başka bir amacın mı var?
Ara
Cevapla
#48
Benim sporculara sahip çıkacak maddi imkan sağlayacak veya maaş bağlayacak durumum yok.

Şu anda sporcuların aldığı düzenli bir maaş yok. Ama ligden aldıkları bir gelir var. Aldıkları 10 bin TL gözüne batmış onu sen azaltmaya çalışıyorsun. Gerçi senin lafını kimse takmayacak elbet ama düşünce tarzını komik bulduğum için yazıyorum. Yeri geldiğinde futboldan örnek veriyorsun ama onlara maaş bağlanmış da liglerden kazanmıyorlar sanki Smile

Liglerden para kazanan Türk oyuncuları kazanmaya devam edecekler. Şartlar ileride daha iyi olursa daha da çok para kazanabilirler. Sen onların aldıkları paraya karışma ama bu arada TSF mi olur, devlet mi olur, sen mi olursun artık bilemem kim fazla imkan sağlayabilirse sağlasın.

Ama yurt dışındaki uygulamalar gösteriyor ki devlet ve TSF ancak sembolik bir maaş bağlayabilir. Ligler güçlenir sponsorlar girerse oyuncuların aldıkları ücretler artar ve arzu edilen düzeye yaklaşır.

Sporcular yabancı meslektaşları ne kadar kazanıyorsa o kadar kazansın demişsin. Böyle kıyas olmaz. Avukatmışsın ben de sana diyorum ki Bulgaristan'daki meslektaşların ne kadar kazanıyorsa sen de o kadar kazan. Olur mu?
Ara
Cevapla
#49
Futboldan bu konuda verilebilecek örnek şudur ve GS-Dortmunt maçından sonra 1000lerce kişi tarafından beğenilmiş bir örnektir: GS'yi 4-0 yenen Dortmunt'ta Avrupanın önemli ortasaha oyuncularından Kagawa yıllık 2 M € kazanırken, Galatasaray'ın orta saha oyuncusu Selçuk'un sadece Türk olduğu için Galatasaray'da 3.3 M € kazanması!

"Ya bana 3.3 M € vereceksin yada başka Türk bul, BULABİLİYORSAN!!!" mantığı sonucu Selçuk'un performansındaki düşüşü, kendini geliştirme ihtiyacı duymayışını tüm futbolseverler gözlemledi. Bu mantık futbola milyon eurolar ayırmak zorunda kalan kulüplerimizi ekonomik zorluklara sürükledi. Transfer yasakları gelecek bazı klüplerimize bu yüksek harcamaları yüzünden. Ayrıca yabancı sayısı azaldıkça avrupada aldığımız sonuçlar gittikçe kötüleşiyor ve ligimizin avrupa ligleri arasındaki sıralaması da geriliyor.

İşte işin futbol örneği bu. Selçuk Galatasaray'da kalmak için kendisini geliştirmek zorunda olsaydı, kötü oynadığı zaman yerine bir yabancının transfer edilebileceğini bilseydi ne formu düşerdi, ne de kulübü arz/talep sonucu az sayıda oldukları için yüksek ücret ödemek zorunda olduğu Türk futbolcular sebebiyle ekonomik zorluklar yaşamazdı. Ne de ligimiz sıralamada gerilerdi.

Mesele sadece satranç değil. Mesele yerli sporcuların çok para kazanması da değil. Mesele daha fazla kulübün bütçe ayırabilmesi ile daha kaliteli kadrolar kurularak daha kaliteli ligler olması. Yoksa Türk IM ligde 10.000 değil, yabancı meslektaşı gibi 5bin kazansın. Buna ek olarak her ay 1000 TL alsın diyorum. Benim onların aldığı parada gözüm yok. Daha fazla kazansınlar inşallah...

Mesele Bulgaristan'da avukatlar ne kadar kazanıyorsa o kadar kazanıyım meselesi değil. Öyle bakılsa New York'takiler ne kadar kazanıyorsa o kadar kazanıyım da denilebilir. Mesele benimle aynı bilgi seviyesindeki bir Bulgar avukat Türkiye'de ne kadar kazanıyorsa ben de o kadar kazanayım meselesi. Sen bir IM olarak İngiltere'de satranç kulübünde ders versen ve sen 1000 £ alırken, aynı sayıda ders veren, aynı ratingdeki başka bir IM sadece İngiliz olduğu için 2500 £ alsa "Ulan o da aynı ratingte ben de, o da aynı sayıda ders veriyor ben de, herşey aynıyken niye bu herif niye benim 2.5 katım para kazanıyor diye düşünmez misin? Düşünmüyorsan git iş yerine yarın, meslektaşlarım ne kadar maaş alıyorsa benim maaşımı onların yarısı kadar yapın diye talepte bulun...
Ara
Cevapla
#50
Yapılmakta olan tartışmada Tutku Dinçer'in savunmak istediği düşünceleri anlamakta zorlanmaya başladım.Öncelikle Satrancın sorunlarını konuşurken Futbolu örnek olarak almayalım!Futbola girersek kendi sorunlarımızı çözmemiz daha zor olacaktır.Dinçer diyor ki: Süper Ligde yerliler yabancıdan daha çok ücret alıyor.Vallahi bunun doğru olduğunu bilsem pekçok kimseden özür dilerim.Ben ünlü bir bayan Büyükustanın 10.000 Euro aldığını duydum.Bizim IM ünvanı olan yerli oyuncu bu meblağın 1/3 ü kadar alıyorsa yadırgamamak gerekir.Ünvansız olanlar ise IM nin ücretine yaklaşamaz!Kulüpler gerçekten yerli sporculara Dinçer'in söylediği ücretleri veriyorsa buna sevinmemiz gerekir.Hatta oyuncusuna 1.000-TL veren kulüp yedek oyuncusuna veya malzeme taşıyıcısına da 100-TL verir.Benim düzeyimde oynayıp seve seve malzeme taşıyıcısı olacak çok oyuncumuz var!!Oysa Piramidin ortasındaki erişkinler için Süper Ligde oynamak artık mümkün değildir!4 erişkin masasının 3 ü yabancıdır.
Dinçer diyor ki : Kulüpler için yerlilere ücret vermek külfettir.Federasyon vermelidir. Ama Federasyon için de kolay değildir.Federasyon da bireylerden topladığı paralarla bu çarkı döndürmektedir.
Herşeye rağmen yerlilerin ücretleri kulüpleri zor duruma düşürecek boyutlara gelmişse bunun da çözümü vardır.Takımlar liginin yapısı Avrupa standartlarına uygun hale getirilebilir.Bayan ve Genç takımları için ayrı lig yapılır.Süper Ligde sadece 6 erişkinden oluşan (yaş sınırı olmayan)takımlar oynarlar.O zaman yerlilerin ücreti azalır!Federasyon Takımlar ligini neden düzenliyor?Statüler düzenlenmesini istemektedir.Aksi halde Genel kurul toplantısı ve seçim yapılamaz.Kulüpler neden takımlar ligine katılıyor?Federasyon seçiminde söz sahibi olmak istiyorlar!Oysa Takımlar liginin bir önemli nedeni daha vardır.Bu ligde Birinci olan takım, Avrupa kupasına katılma hakkını kazanır.Türkiye her nedense bazan bu kupaya katılmamışsa da her sene bu kupa düzenlenmektedir.Avrupa Takımlar kupasında takımlar 6 kişiliktir.Şu halde hedef Avrupa Birliği ise onun standartlarına ayak uydurmak doğru değil midir?Ben zengin kulüplerimizin ve Federasyonumuzun Avrupa Takımlar kupasına önem vermediğini biliyorum.Bu yorumları genç arkadaşlarımızın öğrenmesi onların düşüncelerini değiştirebilir! En önemli sorun nedir?Yerli sporcu bir takvim yılında kaç turnuvaya katılabiliyor?Katıldığı turnuvada kaç defa yabancı usta ile karşılabiliyor?Bu 2 sorunun üzerinde düşünmedikten ve bu 2 soruyu anlamadıktan sonra çözüm bulmak mümkün değildir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#51
2012 sonunda hazırlanıp 2013 Ocak ayında uygulamaya giren 'Özendirme ödülleri prosedürüne' göre şu an Ulusal Takım Havuzunda yer alan oyuncularımıza aylık 400 -2200 TL arasında değişen 'ödüller' verilmektedir. İlgili, talimat ve uygulama prosedürüne aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

http://www.tsf.org.tr/images/stories/201...limati.pdf

http://www.tsf.org.tr/images/stories/201...ul_prs.pdf

Buna göre 2550 ELO kuvvetinde bir GM aylık 1500 TL destek almakta.

Verilen ödül miktarı, Unvan, rating ve başarı kriterlerine göre değişebiliyor. Bunun dışında alınan normlar için de bir defa verilen ek ödüller var. ( GM normu için - 6000 TL )

Dünya gençler, yaş grupları vb turnuvalarda elde edilen dereceler için de 36 ay süreyle özendirme ödülü veriliyor.

Yukarıda yapılan tartışmalarda bu yönetmelik dikkate alınmadan, benzer bir yardımın yapılmasıyla ve hatta bunun imkansızlığıyla ilgili görüşler bildirilmiş. Forum üyeleri tarafından bu yönetmeliğin bilinmemesinde bu uygulamanın fazla göz önüne çıkartılmak istenmemesinin ve duyurulmamasının da etkisi olduğunu düşünüyorum.

Kimlere bu desteğin verilip verilmeyeceği, TSF yönetim kurulunun inisiyatifinde ve belirlenen listedeki oyunculara ödeme yapılıyor. Bu şekilde TSF, geçmiş yıllarda başına dert olan ve yüklü tazminatlar ödemesine neden olan sözleşme yükümlülükleri yerine, istediği oyuncuyu istediği zaman bu listeye ekleyip çıkartma gücüne ( ya da silahına) sahip.

Her ne kadar yararlı bir uygulama olarak görünse de, ödül verilecek oyuncuları belirleme yetkisinin son aşamada TSF yönetiminin elinde olmasını doğru bulmuyorum. İlan edilen şartları sağlayan her oyuncu bu haklardan yararlanmalıdır.
Ara
Cevapla
#52
Erşan Bey önemli bir kaynak sundu ve tartışmanın yönü bir anda değişti. Bu madde tüm spor dallarında var. Mevzuat gereği YK kararlarına bırakılmıştı.

HAK EDEN TÜM SPORCULARIN ALMASINI DOĞRU BULURUM.

Ödüllerin son anda yönetime bırakılması aslında sorumluluk yüklenmesidir. GSGM Yönetmeliklerine aykırı ödül verilmesinin sorumluluğu federasyon yönetimlerine verilmiş. Aykırı durumlarda ödül verseniz bile GSGM kararlarıyla faiziyle bile geri alınır.
Her hangi bir haksızlık durumunda da hak arama yolları da mevcut.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#53
Erşan Bey, özendirme ödüllerinin her ay ödenenleri sadece A Milli Takım sporcularına ödeniyor. Bir sporcu IM olmuş ve GM olmak hedefindeyse düzenli bir destek görmelidir. Tabii Rusya olursun, çok sayıda GM olur, olimpiyat için kurduğun 3 takımın birden dereceye oynayacak takımlar olur, o zaman IM'leri ikinci planda değerlendirebilirsin ama Türkiye'nin bugünkü şartlarında değil.

GM'lerin ödüllerine gelince, bu miktarın yetersiz olduğunu ve aylık 2500 TL olması gerektiğini düşünüyorum. 2700 üzeri bir sporcuya ayda 2200 TL ödenmesini öngörüyor paylaştığınız tablo. Türkiye'den 2700lğk sporcu çıkarsa (devşirilirse değil) aylık 2200 vermek değil, her öğün ellerimizle beslememiz gerekir...
Ara
Cevapla
#54
A sporcusu 2650
B sporcusu 2580
C sporcusu 2500
D sporcusu 2450 Eloya sahip GM unvanlı sporcular ise,

C ve D milli takım havuzuna alınıp A ve B alınmayabilir.

C aylık 1400, D ise 1300 TL ödül alırken, A ve B ödül yönetmeliğinden yararlanmayabilir.

C ye 1300, D'ye 1400 TL verirseniz, devletimiz bunun takipçisi olur, mevzuata aykırı iş yaptığınız için faiziyle birlikte sizden geri alır.

Size, D'ye C'den fazla ödül verme hakkı tanımayan kudret, A ve B neden yok diye sormaz.

Bu iş gerçekten hakkıyla yapılmak isteniyorsa, YK'nın belirleyeceği 5-10 kişiye göre değil, belli şartları sağlayan tüm sporculara ( elbette aktif olmak, belirli sayıda turnuva oynamak vs koşulu ile) aynı olanak sağlanmalıdır.

Hadi mevzuat böyle diyelim. Sorumlu, demokratik bir yönetim uygulamayı böyle yapmayı gerektirir. Yoksa adam 2500 olmaya çalışmak yerine her gün telefonla, epostayla kapınızı arşınlar.

Uygulama sessiz sedasız yapıldığı için çok net bir bilgimiz yok ve tam olarak bilmeden ne söylersek doğru olmayacak. O nedenle ödül yönetmeliğinden yararlanan oyuncular ve yararlandıkları miktarlar mutlaka yayınlanmalıdır.

Sayın Dinçer'in yazısını kendi mesajımı attıktan sonra gördüm.

Ben şu an kimin ne destek gördüğünü bilmiyorum. Tahminim sizde tüm listeye sahip değilsiniz. Bu bilgiler olmadan yorum yapmak istemiyorum. Özendirme ödüllerinin doğruluğu ve yeterliliği ayrı konular ve üzerinde tartışılmaya muhtaç.

Şunu söyleyebilirim ki, son yıllarda Türkiye sınırları içerisinde, milli oyuncularımızın birbirleriyle her fırsatta berabere yapmaları, ülke içinde ikili üçlü rekabetlerin olmaması sabit gelirlerle ilgili düşüncelerimi önceki yıllara göre değiştirdi.

Ülke şampiyonalarında, o hiç düzenlenmeyen kapalı ustalar turnuvalarında, belki organize edilebilecek etaplı turnuvalarda verilecek yüksek ödüllerin, bir satranççı için sabit bir gelirden daha büyük itici güç olacağı inancındayım. Türkiye Şampiyonasında verilen 25 Bin TL ödül iyi bir başlangıç olabilir ama yıl içerisinde benzer başka etkinlikler de yapılmalı.

Şu anki tabloda Milli Takım olarak belirlenmiş bir grup satranççı, ülke içinde hemen hiç rekabet etmeden yılda en az 7-8 uluslararası turnuvada oynamaları garanti bir biçimde yoluna devam ediyor. Oyuncularımızda, iyi oyunculara karşı alınan bazı bireysel başarılara rağmen turnuva kazanma geleneği yok. Çok az sayıda kapalı turnuva oynuyorlar. Milli takımdaki yerleri neredeyse garanti.

Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama mantığım, aylık düzenli ödeneği olan bir sporcunun, büyük bir engeli yoksa Türkiye Şampiyonası finallerine katılması gerektiğini söylüyor.

O nedenle, rakamlar üzerinden gitmek yerine bu kapalı devre sistemin, daha yarışmacı ve rekabete açık bir ortama dönüşmesi sanırım daha önemli.
Ara
Cevapla
#55
ben bu konuyu baştan beri izliyorum ve okumadığım ileti kalmadı . popüler tema satranççıların ne kazandığı .

ama daha önemli bir tema atlanıyor gibime geliyor. satranççıların sigortası yatıyormu. ben satranca başladığımdan beri satranççı için önceliğim sigorta meselesi idi . satranççının en azından sigortası olmalı derdim .

bu konuda müessese kulüpleri ile kurum ve belediyeler nerede duruyor acaba. federasyonun ne gibi girişimleri var. ben bilmiyorum ve bilen biri varsa öğrenmek istiyorum .

sloganım sigortasız satranççı kalmasın....

muzaffer şekerli

muğla datça
Ara
Cevapla
#56
Bu konuya Tutku bey ve Erşan bey kadar hakim değilim ama yerel oyuncu profilinin gelişmesi ve satranca aidiyet sağlaması açısından üniversite burslarının ayrı bir fasılda değerlendirilebileceğini düşünüyorum.

Şu anda TEOG gibi karmakarışık bir uygulama var ve söylenen, yakın zamanda lise giriş sınavlarında somut kriter içeren sosyal-sportif etkinliklerin doğrudan sınav puanlamasına katkı sağlayacağı yönünde (buna bazı uygulama istismalarları olacağı endişesi ile karşıyım ama realite bu diye yazdım).

Bu çerçevede lise giriş sınavlarına hazırlanan bir öğrencinin yerel bir turnuva kazanması, milli takım havuzuna girmesi ve başarabilirse unvan kazanması, belki 30 net matematik çözmesinden daha fayda sağlayacak.

Lise ve Üniversite kesimi ise özellikle burslarla desteklenmeli. Zira bu yaş aralığı enerji, kavrayış ve araştırmaya dönük olma açısından satrancın gereksinim duyduğu en sağlam kitle. Sözgelimi 10 yaşındaki çocuğa yatırım iyi bir şey ama uzun erimde bunun dönüş garantisi yok. 30 yaşından sonra da bilinen durgunluk, sosyal faktörler, satranç bilmeyen hanım ile tavla bilen kayınpeder gibi Türk unsurlar devreye giriyor Smile. Oysa üniversite ve lise kitlesi, hele ki bir altyapıdan gelmişse çok daha karşılığı sağlam bir yatırım kaynağı.

Yurt dışında tenis, yüzme, basketbol gibi somut sporlarda (somut çünkü turnuva, derece, milli olma gibi ölçümler alınabiliyor) burs hem basit kaynak -çünkü üniversitelerin yasalardan gelen mecburiyetleri ve fonları var- hem de sosyal proje.

ABD'de zenci nüfusu halen çok zor durumda, evsizlerin, madde bağımlılığının ve eğitim ile meslek hayatında dışlanmanın bugün bile somut sıkıntıları sürüyor. Bu tarafıyla da burs kavramı batılı ülkelerde ve özelikle ABD'de sistem dışına taşan unsurların kazanılması için icat edilmiş ve oturmuş bir sosyal sübvansiyon sistemi.

Yerli oyuncuların üniversite ve liseye isabet eden kitlesi için bu da irdelenebilir. Gelişmiş ülkelerdeki modeller incelenebilir, kopyalanabilir. TSF bu konuda iki üç dil bilen, uygulamalara hakim dinamik bir ekip oluşturarak...yetkin bir çalışma...

Pardon... Son cümlemi bitiremedim... Gülerken çay burnuma kaçtı Big Grin
Ara
Cevapla
#57
Zaten asgari ücretten hallice maaş alan oyuncuların hatta pek çok yerli profesyonel satranççının en büyük gelir kaynağı olan liglerdeki kazancına dil uzatmak da meseleyi çok yanlış bir yerden anlamaktır. Türkiye'de hayatını satranca adamış, biz burada bu mesajları yazarken ya kendi kariyeri için satranç çalışan ya da başkalarını yetiştiren insanların ekmeğine göz dikmek gibi geliyor, ben dil uzatmaya utanırım. Bugünkü spor ve satranç bürokrasinin işleyişinde başka çözüm yok.

Eğer mesele sistemi eleştirmekse o zaman en baştan alternatifle gelmek gerekir. Ben onu yapayım:
O zaman yabancı kısıtlaması getirilir. Belki masalarla ilgili yeni düzenlemeler yapılır. Bu şekilde cımbızla bir konuyu seçmek bu konuda olduğu gibi haklı tepkiler alabilir.
Ara
Cevapla
#58
Bir kaç yerde yerli oyuncuların fazla para alması konusuna rastladım,düşüncem şudur:
isteyen bu oyunculara parayı verir, isteyen vermez ama kıyaslama ve eleştiri hakkı olabilmesi için eleştiren kişinin satranç seviyesi bence çok önemli bir kriterdir.
Yani 2200-2300 arası kuvvet derecesine sahip bir oyuncuyu anlamak için o seviyelere gelmiş bir oyuncu olmak gerekir (yada bu seviyeye gelen oyuncuların emeklerine ve harcadıkları vakitlere bire bir TANIK olmak gerekir)
Oyunculuk nedir anlamadan yapılan eleştirileri bu sporun emekçilerine yapılan saygısızlık olarak algılıyorum.
Ara
Cevapla
#59
Benim bazılarına göre bin yıl sürecek olan "yerli dinamikler desteklenmiyor ve gelişmiyor"iddiama karşılık bir arkadaşımız yerli sporcuların liglerde yabancılardan daha çok para kazandığını öne sürdü.Kendisini sonuna kadar dinleyeceğiz.İddiasının doğruluk payını araştıracağız.Ben bunun doğru olduğuna inanmıyorum.Şimdilik belki "istisnalar olabilir"diyorum."Yaşamını Satranca adamış ve kendi kariyeri için çalışan ya da başkalarını yetiştirmek için çaba gösterenlerin ekmeğine göz dikmek" söz konusu olamaz.Akman'ın bu ifadesi amacını aşmıştır.Burada çoğumuz zaten "yerli dinamikler para kazanmalıdır"tezini desteklemiyor muyuz?Hem çoğumuz yerli dinamiklerin desteklenmesinden yana olacak hem de onların ekmeğine göz dikeceğiz?Bu çelişki olur.Yerli dinamik olmaktan mutluluk duyan kim varsa onların daha çok kazanması ortak dileğimiz olmalıdır!Yerli sporcuların transfer ücretinin yükseldiğini öne süren bir tek arkadaşımız var.O da muhtemelen Futbol Dünyasındaki değerlendirmelerin ve tartışmaların etkisi altında kalmış olabilir.Yabancı oyuncunun yol masrafı,konaklama masrafı ve Büyükusta ünvanı varken yerli sporcunun maliyeti yabancıdan nasıl yüksek olur?Ben anlamakta zorlanıyorum.
Belli konulara takılıp kalmayalım.Başka konular da tartışalım!İsviçre sistemi eşlendirmede Berlin sisteminin değiştirilmiş bir versiyonu olan "turnuvayı ilk yedi turda bölüp 8 nci turda yapıştırma"yönteminden memnun musunuz?
Kendi imkanları ile yurtdışına giden sporcunun Federasyondan izin alması gerekir mi?Bu izin alma şekli nasıl olmalıdır?Tanınmış veya tanınmamış herkes ıslak imza ile izin almak zorunda mı olmalıdır?
Yabancı antrenörlerin istihdam şekli uygun mudur?Yaptıkları çalışmalar verimli olmakta mıdır?
Çözümyolları derken biraz da bu konulara girsek de Bayram kutlaması gibi bazı konular için "kiyafet-i müzakere"ilan etsek olmaz mı?
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#60
Amacımın maksadını aşıp aşmadığını bilmiyorum çünkü sizi kastetmedim. Türk satrancının başka sorunu yokmuş gibi yerli satranççıların kendilerinden kuvvetli büyükustalardan fazla para almasını gündeme götürmek bence esas maksadını aşan şey.

Alıntı:"Belli konulara takılıp kalmayalım.Başka konular da tartışalım!İsviçre sistemi eşlendirmede Berlin sisteminin değiştirilmiş bir versiyonu olan "turnuvayı ilk yedi turda bölüp 8 nci turda yapıştırma"yönteminden memnun musunuz?"

Sanırım bu epeyce konuşulmuştu. Neden tekrar etmemiz gerekti bilemedim.

Alıntı:"Kendi imkanları ile yurtdışına giden sporcunun Federasyondan izin alması gerekir mi?Bu izin alma şekli nasıl olmalıdır?Tanınmış veya tanınmamış herkes ıslak imza ile izin almak zorunda mı olmalıdır?"

Kesinlikle karşıyım. Defalarca yazdım. Pek çok insan görüşünü bildirdi. Şimdi neden tekrar tartışmamız gerektiğini düşünüyorsunuz?

Alıntı:Yabancı antrenörlerin istihdam şekli uygun mudur?Yaptıkları çalışmalar verimli olmakta mıdır?

Tartışılmasını önerdiğiniz tek yeni konu bu.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi