Çözümyolları konuşulmalıdır.
#21
(27-10-2014, 12:30)Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Mesela Alberto Condator, Chris Froome veya Mark Cavendish gibi birkaç süper yıldız hariç profesyonel yol bisikletçilerin çok da büyük yıllık gelirleri yok. Lakin 101 yıllık Fransa Bisiklet Turu için "neden 21 gün yapılıyor çok uzun, biz bunu 5 güne indirelim, bitsin diyen zaten üç haftanın yarısında dağ bayır yarışa dair bir şey de olmuyor" diyen bir dahi de çıkmıyor. İtalya ve İspanya yani diğer büyük turlar ve tek günlük bazı yarışların da ciddi hikayeleri ve gelenekleri olan etkinlikler ve sahip çıkılıyor. Poker deseniz bence orada para miktarı çok önemli faktör o yüzden o yanlış olabilir.

Bu görüşü destekleyecek ters örnekler de var. Satrancın klasik formundan çıkartılıp fast food hale dönüştürüldüğü zaman popüler olacağını sanan sivri zekalılar gibi; güreş, masa tenisi, voleybol gibi sporlarda da hızlandırıcı kurallara gittiler.

Ama yansıma kötü oldu. Voleybol hızlandı, ama değişikliklerle bunalan ve geleneksel formatı yıllardır benimsemiş kitle tribünden uzaklaştı. Servis kuralının değişmesi yüzünden oyun hızı o kadar arttı ki özellikle çok sert oynanan ve ralli olmayan erkekler maçları izlenemez hale geldi (bu sene de libero zorunluluğu 2'ye çıkarılmış ve her setin sonunda zorunlu 2 oyuncu değişikliği yapılması getirilmiş gibi akla zarar yeni kurallar gelmiş diye duydum).

Masa tenisinde de servis ve set sayılarının değişmesi yüzünden hızlanan ama izlemesi ve kontrolü zorlaşan müsabakalar çıktı.

Güreşte ise seyir zevki artsın diye hız o kadar arttırıldı ve puanlama karmakarışık hale getirildi ki güreşçiler riske girmemek için tüm oyunlarda bele sarılıp, uzatmaları beklemeye başladı (süresinde bitmeyen maçın 5 dakika yıldırım parti ile bitirilmesi gibi benzer mantık gelişti yani). Sonuçta geleneksel izleyici gitti ve güreş olimpiyatlardan atıldı; arkada ABD, Rusya hatta bazı Avrupa ve eski doğu bloku ülkelerinin lobisine rağmen.

Yani demem o ki, geleneklerle çok oynamak ters tepiyor, oyunun hızının artması onun köklerindeki gücün çekilmesine sebep oluyor. Satranç da böyle, hızlanıp fast food hale döndükçe ve yıldırım partilerle tie-break'e gittikçe izlenir zannedilse de zamanla saygınlığını kaybediyor.

Her türlü sporun geleneksel kodları vardır ve korunması gerektiği düşüncesindeyim. Satranç da profesyonel ve turnuva düzeyinde klasik sürelerle devam etmeli.

İşin para tarafına dönersek, FIDE'de de Türkiye'deki gibi ciddi bir işadamı sorunu var (hatta adam sorunu var). Kirshan iş adamı ama ne kaynak aktarmaya ne de business'i büyütmeye eğilimli değil. Postu başkanlığa serip ABD başkanından daha rahat bir hayat sürüyor. Protokollerde, 7 yıldızlı otellerde, dünyanın dört bir tarafında vip loungelardan giriş çıkış yaparak jet-set geziyor. 50 delege satın alıp seçimleri bağladığı sürece de hiçbir sorumluluğu yok.

Alternatifi Kasparov ise profesyonellere gelir sağlamak konusunda hiçbir projesi-vaadi olmayan kötü ve düz politikacı. Büyük oyuncu olması kötü politikacı olması gerçeğini örtmüyor. İşin ticari / itibari / organizasyonel büyüklüğünü yöneteceğini göstermiyor. O yüzden kaybetti ve kaybetmeye mahkum.

FIFA ve UEFA ise işadamları tarafından yönetiliyor, o yüzden endüstri. Platini veya Beckenbauer dediğimiz adamlar, futbolu bırakıp menajer olan ve ülkeleri ile büyük lobiler tarafından çok kuvvetle desteklenen işadamları. Biri 1998 dünya kupasını yaptı; diğeri Bayern'i yönetti geçmişte.

Satrançla aşık atması mümkün olmayan dart, curling, bilardo, hatta kaykay, paintball gibi aptal sporlar ise kitleselleşmede satranca fark atıyor. Bunun üzerinde makro düzeyde düşünen adam ise maalesef yok.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Çözümyolları konuşulmalıdır. - Yazar: Mojo Jojo - 27-10-2014, 14:28



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi