GM Suat Atalık-Şampiyonluk
#1
Büyük usta Atalık Cumhuriyet Pazar da uzun zamandır satranç köşesinde yazar. Geçen pazar (dün) ki yazısını değerli forum üyeleriyle paylaşmak istedim.



Ekim ayı içinde TSF Türkiye'nin bir numaralı bayan satranççısı IM (WGM) Ekaterina Atalık'a hem sözleşme önerisi getirdi hem de tam 2 kez disiplin kuruluna sevk ederek 6 ay hak mahrumiyeti cezası verdi. Dünyada olmayan uluslararası yarışmalara katılmak için federasyondan izin alma, hatta taahhütname imzalama zorunluluğu, 2010 yılı sonrası Türk satrancının zirvesindeki aileyi cezalı hale getirilmek için uydurulmuş bir kuraldı. İzinsiz yurtdışında oynayan çok, fakat ceza alan 3. bir isim yoktu. Bu kez 6 aylık ceza, ilgili madde kaldırılmasına rağmen cezaya uymamaktan verilmiş durumda. Tek Avrupa Büyükler Şampiyonu'nu tam 6 yıldan beri şampiyonalara göndermeyip 1700 reytinglik katılımcılara yurtdışı seyahati düzenleyenlerden fazla bir şey beklememek lazım. Kafa kafaya verip kural icat edenlerin verdikleri cezaları onaylayan Tahkim Kurulu'nun ne diyeceği kimse için önem arz etmiyor, zira her uygulama tam anlamıyla keyfe keder.

Bu arada 2012 yılında devlet kurumu sporculara verilecek özendirme ödülleri talimatı yayınlayıp bir de konuyla ilgili prosedür çıkartmış. Fakat kime verileceği hususu da federasyon kararına bağlanmış . Yani yurtdışında oynamak için izin almak gibi, destek için reyting, unvan tarzı objektif kriterlerle satrançta olduğunuz yer önemli değil onun yerine aralarında tek satranç oynamış olanın 1600 reytinge ulaşmış olduğu bir kurul size icazet vermeli! Yıllardan beri süren bir komedi, camia, teşkilat, basın, ülke derken hiçbir reaksiyon görmediğine göre herkes tarafından onaylanmakta. Unvana ve aylığa bağlanmış yandaşlar 2012 yılı sonrası gelen yönetimi iyi ve hatta demokratik ilan ederken başkanlar halef, selef kapışmış durumda: Eskisi yeni geleni gereksiz büyük harcırah savurganlığıyla suçlamakta. Suni yaptırım ve rakamlara rağmen toplumdaki hak ettiği yeri bulamadığından sesini ve haksızlıkları duyuramayan satranç Türkiye'de en az 10 senedir aynı grup tarafından yönetiliyor. Selefinin tüm kararlarında imzası olan halef FİDE 'ye girdiğinde ve komisyonlara kendi adamlarını yerleştirdiğinde selef hemen diğerinin lisan bilmeme konusunu açmakta. Peki ya satranç bilgisi? Merak etmeyin o herkeste var! Seçim sonrası bir sabah uyandıklarında ulema kesilenler sadece satrancı değil, satrancın bütçesini de yönetiyor. Canının istediğini ulusal takıma alıp, istemediğine destek vermeyen yönetimler ibra görmese de aynı kadroyla hem devam etmekte hemde kaybettikleri mahkemelerden kendilerine rücu edilmesi gereken rakamlar tahsil edilmediği için maddi manevi zarar gören aslında Türkiye olmakta

Şampiyonlar zor zamanlarda belli olur. Disiplin kararının tebliğ edildiği gün Katya Romanya Ligi'nde şampiyonu belirleyecek son tur karşılaşmasına çıkıyordu.

Kıssadan hisse güneş balçıkla sıvanmaz Lasker'in dediği gibi satranç tahtasının üzerinde yalan ve riyaya yer yoktur. Şampiyonlar ve şampiyonluklar kitaplara geçer, bunları önlemeye çalışan yöneticiler değil! " Temeşvar Tıp Öğrencileri" takımının tarihindeki ilk Romanya Ligi Şampiyonluğu'da en başta 1. masadaki liderinin adıyla daha sonra diğer oyuncuların adlarıyla anılacaktır.


Cumhuriyet Pazar 30 Kasım 2014 / Sayı 1497 GM Suat Atalık Şampiyonluk
Ara
Cevapla
#2
Aşağıda link'ini verdiğim yazıdaki içeriğe kesinlikle katılmıyorum ama konuyla ilgili bilgi içermesi açısından yerinde olacaktır: http://alinihatyazici.blogspot.com.tr/20...hukuk.html

Yazıdan anlaşıldığı üzere Yazıcı'nın bir girişimi olmuş. "O bir kişi veya iki kişi bu federasyondan, bu ülkeden daha mı büyük ki, kurallarını, hukukunu hiçe sayıyor/sayıyorlar?" Konuyu bu eksende algılamak sorunlu. Sporcu odaklı düşünmeyen spor bürokrasisinin giriş cümlesidir bu.

Atalık: "Yıllardan beri süren bir komedi, camia, teşkilat, basın, ülke derken hiçbir reaksiyon görmediğine göre ..." yazmış. O da biliyor ki bu yanlış. Biliyor diyorum çünkü cezayı 350 bin tirajlı bir gazetenin 700 bin tirajlı hafta sonu ekinde şahsen yazdım. Kişisel husumetimi ben bu yaşım ve "reytingimle" aşabildim, o aşamadı. Benimle ilgili de bir araştırmacı gazetecilik(!) çalışmasına imza attı. Kimi arkadaşlarım benim yaptığımı "büyük eziklik", federasyon yönetimindekiler "yersiz bir objektiflik kaygısı" olarak yorumladı. Onlar da iyi anlayamamışlar işin özünü.

Bu forumu tarafların okuduğunu bilerek tekrar yazıyorum: Adalet herkes içindir. Konu bir kişinin satrancı ne kadar iyi oynadığıyla (1200 de olabilirdi cezayı alan) veya onları sevip-sevmememizle, o kişilerin nasıl karakter sahibi olduklarıyla alakalı değildir. Cezalar hukuki de olabilir, mevcut hukukun gereği olabilir (pozitif-doğal hukuk) ki cezaların başkalarına verilmemiş olması da ayrı bir sorun; ama adil olduğunu göstermez.

Sporcu odaklı bir spor bürokrasisi olmadığı sürece böyle şeyler yaşamaya ve büyük ihtimalle de Olimpiyatlar'da (bizimkini kastetmiyorum) başarısız olmaya devam edeceğiz. Başarısız derkeni potansiyelinin hiçbir zaman gerçekleşmemesini kastediyorum.
Ara
Cevapla
#3
http://tsf.org.tr/images/stories/disipli...14--81.pdf
http://tsf.org.tr/images/stories/disipli...1.2014.pdf

Özgür'ün paylaştığı linkteki yazıyı okuduktan sonra bu iki Disiplin Kurulu kararına da bakmakta fayda var. Disiplin Talimatı'ndaki değişiklikler ile Katia'nın cezası "Lehe olan hükmün uygulanması" ilkesi sonucu kaldırılmıştı. Ceza Hukuku'nda (Ceza Hukuku ilkeleri ceza verilen bu tür Disiplin Yargılamalarında da kullanılır) mevzuatta bir değişiklik olduğunda hangi mevzuat yargılanan kişinin lehineyse o uygulanır. Bu sayede Katia'nın devam etmekte olan cezası kaldırılmıştı. Buraya kadar herşey tamam.

Sonrasında ise Özgür'ün paylaştığı linkten anlaşılacağı üzere bir takım başvurular üzerine Katia'ya yeniden ceza verilmek durumunda kalınıyor. İstemeden zorunluluktan mı ceza veriliyor, yoksa dünden razı olarak mı onu tam anlayamadım ama şu cevabı okumakta fayda var: https://docs.google.com/file/d/0B1QBcW9L...view?pli=1

Ben şunu birinci ağızdan biliyorum ki, Spor Genel Müdürlüğü ilgili birimleri de artık, hatta yıllardır bu kişisel husumetler sonucu ortaya çıkan sorunlardan bıktı. Satranç camiası da bıktı. Sadece birkaç kişi ısrarla bu yarayı kaşıyor. Yeter artık...
Ara
Cevapla
#4
Suat Atalık iyi bir satranç oyuncusu olabilir ancak çevresindeki oyunculara yukarıdan bakan bir kişiliğe sahip ( en azından yazmış olduğu yazılardan ve yorumlardan bu sonucu çıkarıyorum)

Eğer bir kural varsa bu herkes için geçerli olmalı ve o kurala uyulmuyorsa hakeden herkes cezalandırılmalı. Kural mantıksız olabilir ( ki Türkiye de kurallar genelde mantığa aykırı) ama bu mantıksızlık, kuralı çiğnemek için gerekçe olarak kullanılmamalı..
Ara
Cevapla
#5
Suat Atalık önceki başkan dönemlerinde bir ara milli takımda oynadı,işte o zamanlarda gazetedeki köşesinde acaba TSF yi eleştirdimi?

Milli takımdan ayrılınca tekrar eleştiriler başladımı?

Hatırladığım kadarıyla ilk cevap hayır,sonraki evet.

Yazılar incelenirse olay daha netlik kazanır.

Gerçekten bu Atalık olayları bıkkınlık verdi.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi