BİR PROJE
#1
[color=#0000CD]

Değerli üyeler,


ÖSF da Satranç İle Büyüyorum başlıklı konu açılmış ve yine yazar kadrosu tarafından konu ilgili derneğin kuruluş amaçları, kurucu kişiler ve derneğin ticari geleceğinin araştırılması yönüne çevrilmiştir.

Ben şahsen böyle bir araştırmanın içinde yer almak istemem. Bu alanda kendimi gerekli hukuki donanıma sahip görmemekteyim.

İlgili sayfada belirli bir süre kalabildim.

Ancak ne zaman ki ülkemizin gerçek satranç emekçilerine namlu doğrultulmuştur, o zaman safımı belli etmek durumunda kaldım.

Hakkımda ve bu yeni sayfa açmakla ilgili her türlü spekülasyonlara çekinmeden buradan da cevap vereceğim.

Ancak Satranç İle Büyüyorum başlıklı konunun açılış amacı ne kadar etik ve aslı olmayan yakıştırmalar ne kadar doğrudur?

Bunları sizlerle paylaşmak istedim.


Bir kere;

SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM, bir dernek ismi olmakla birlikte aynı zamanda da bir proje adıdır.

Bu amaçla da 13-14 Haziran 2015 tarihlerinde Ankara'da ULUSLARARASI SATRANÇ ÇALIŞTAYI düzenlenmiştir.

Bu söz konusu çalıştayda ben de katılımcı olarak davetliler arasında yer aldım.

Proje, Satrançla Büyüyorum Kulübü Derneği tarafından yürütülecek olup,tüm harcamalar sadece Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın belirlediği usullere göre yapılacaktır ve denetlenecektir.

TSF bu sürecin hiç bir aşamasında herhangi bir harcama yapmayacaktır.

Söz konusu dernek de yapacağı alımları, usulune uygun şekilde yapacağı ihale ile yapacaktır.

Satranç AŞ üzerinden herhangi bir işlemin yapılması söz konusu değildir.

Uluslararası Satranç Seminerleri çalışması da tamamen Başbakanlık Tanıtma Fonu desteği ile yapılmış, Federasyonumuz da bu etkinliğe davet edilmiştir.

Bu çalışmanın usulune uygun yapılıp yapılmadığı da hem Başbakanlık hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenmiş ve gerekli ödemeler ilgili kişi ve yerlere ilgili kurum tarafından yapılmıştır.

TSF sürece sponsor olarak destek vermemiştir.

Ancak projeye teknik olarak destek vermiştir. Bunun karşılığında da ne bir nakdi ödeme almış ne de herhangi bir ödeme yapmamıştır.

TSF söz konusu Satranç İle Büyüyorum konu başlıklı sayfada ilgili kişilerce iddia edildiği üzere herhangi bir spor kulübüne, derneğe veya ticari işletmeye imtiyaz sağlamamıştır. Ama bu imtiyaz TSF sağlanmıştır. Çünkü proje amacı ülke satrancının gelişimiyle ilgilidir.

Federasyonların kuruluş mevzuatlarında o spor dalını ülke genelinde yaymak öncelikli görevdir.

Elbette TSF davet edilecekti.
TSF, söz konusu projeye ve çalıştaya yukarıda adı geçen kulüp ve sponsorca davet edilmiştir.

Ortada;
1-) Bir derneğin projesi( SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM)
2-) Sponsor bir kuruluş (Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Spor Toto Teşkilatı)
3-) Teknik desteğin alınacağı ilgili federasyon (TSF)
vardır.

Ayrıca şunun da iyi bilinmesi gerekir ki; bahse konu kulüp bir ticari kuruluş değildir. Ticari faaliyet de icra etmemektedir. Tüm gelir ve giderleri İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesinin denetimindedir.

Proje içeriğine gelince; Proje kapsamında Türkiye’nin 1000 ana sınıfına satranç malzemeleri gönderilecektir. Bu gönderim tamamen ücretsiz olacaktır. Federasyonumuz da proje için yaptığı tüm harcamaları Satrançla Büyüyorum Kulübünden alacaktır.

Projenin sponsoru ise Spor Toto Teşkilat Başkanlığıdır.

Spor Toto, Kulüple imzaladığı protokol kapsamında projede belirlenen işlerin yapılması karşılığında bu işlerin bedelini Kulüp hesaplarına aktaracak, kulüp de burada gerekli harcamaları yapacaktır.

Halen yürürlükte olan mevzuatımıza göre dernekler bağış verip, bağış kabul edebilmektedir.

Değerli üyelerimizin bilgisine saygılarımla sunarım.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
[color=#0000CD]İDDİALAR ARASINDA;

[color=#C71585]"1- TSF, hiçbir özel ticari kuruluşa imtiyaz sağlayamaz" şeklinde bir saptama vardır.[/color]

TSF hiçbir kuruluşa imtiyaz sağlamamıştır.
Böyle bir durum da söz konusu olmamıştır.
Ortada ne bir ilan ne de bir ihale vardır.

Kaldı ki ihale bile TSF tarafından değil, söz konusu dernek tarafından yapılacak, alım ve satımlar, usulune uygun şekilde ihale ile yapılacaktır.

Çünkü; yatırım amaçlı tüm harcamalar Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın belirlediği usullere göre yapılacaktır.

Ayrıca bu harcamalar, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesinin denetimindedir.

Projenin teknik destek aşamasında görevli olan TSF nin hangi kuruluşa veya şirkete imtiyaz sağlayıp sağlayamayacağı sadece bir iddia olarak kalmaktadır.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#3
[color=#0000CD]Diğer bir iddia da;

" TSF mal ve hizmet alımlarını ancak ihale yöntemi ile bir yarışma açarak ve teklif toplayarak yapar, yaptırabilir."
şeklindedir.

Doğrudur!

Ancak bu projede TSF nin böyle bir görevi ve sorumluluğu yoktur.

Çünkü TSF projenin teknik bölümü ile sorumluluğu belirlenmiştir.

Proje, Satrançla Büyüyorum Kulübü Derneği tarafından yürütülecek olup,tüm harcamalar sadece Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın belirlediği usullere göre yapılacaktır ve denetlenecektir.

Söz konusu dernek de yapacağı alımları, usulune uygun şekilde yapacağı ihale ile yapacaktır.

Satranç AŞ üzerinden herhangi bir işlemin yapılması söz konusu değildir.

Tüm gelir ve giderleri İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesinin denetimindedir.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#4
[color=#0000CD]

Bu konu basit bir soru ile açıldı:

"Miyazaki adlı üye sormuşSad26-07-2015, 19:18)
Esas soru şudur: TSF kendi yapabileceği bir faaliyete,neden dernek kurdurarak, bu dernekle ortak devam etmek istiyor?
...
Ana soru şudur: Neden TSF yapma gücü varken dernek kurulmasını sağlayıp bu dernek üzerinden faaliyet yürütmek istiyor.
...

Miyazaki adlı üye (sn. Yakup BAYRAM) bu soruyu bir kaç ayrı sayfada daha sormuş.
Gerçi cevaplar verilmiş ama ilgisizce bulunmuş.
Oysa verilen cevaplar süreç içinde yaşanan ve yaşanması muhtemel yasal gelişmelerdir.

Bu süreç Uluslar Arası Satranç Çalışmalarında da anlatılmış ve you tube de videoları konmuştur.
İddia sahiplerinin bu konuda araştırma yapmadıkları da ortaya çıkmaktadır.

Sorunun amacı, içeriğinden çok gündem oluşturma, insanların fikrini çelme, kişilerin isimlerini gündemde tutarak haksız ithamları meşrulaştırma beklentisidir. Böylece aşama aşama yanlış algının kendiliğinden oluşması sağlanacaktır.
Bu ise çok yakından tanıdığımız ve ne yazık ki çok acılar yaşadığımız günümüzün moda siyaset manevrasıdır.
Ve yine tutumamıştır.

Beklenti buydu!

Ancak mızrak çuvala sığmadığı gibi baştan aşağı yanlış tspitlerle de kendi çuvalını yırtmıştır.

Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz.
...

Sorulan ana soruya dönelim.
"Neden TSF yapma gücü varken dernek kurulmasını sağlayıp bu dernek üzerinden faaliyet yürütmek istiyor."

Burada sponsor kuruluş önemlidir.
Proje için maddi kaynak bulunmuştur.
Projenin yürütülmesi için sponsorun bağış yapabileceği bir yasal bir kuruluş olması gerekmez mi?

TSF şu an ki konumunda bu maddi desteği bağış adı altında alabilir mi?

Bunları üyelerimizin dikkatine sunarım.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
[color=#0000CD]Mojo Jojo diyor ki: (27-07-2015, 21:28)[/color]

[color=#9400D3]" Şimdi birkaç tespit:
1 - Satranç çocuk oyuncağı değildir. Ciddi iştir. Ana okuluna satranç sokan insan çocuklara da satranca da zarar verir.
2 - Beş yaşındaki çocuğun satranç oynatılması katliamdır. Siz para kazanacaksınız diye satrancı yerlerde süründürme, buna da çocukları alet etme hakkınız yok.
Beynin motor gelişimi için satrancın bir başlangıç safhası vardır. Egoları oldukça yüksek olan okul öncesi çocuklar bu ciddi eğitime çok erken girerlerse, satrancı zihinlerinde tüketirler. Ayrıca ilk başarısızlık halinde bunu bir "zeki olup olmama" sorunu haline çevirirler.
Ayrıca bu projenin çocukları falan da düşündüğü yok. Proje büyüklere yönelik.
Asıl amaç da derneğin adında gizli. "Satrançla büyüyorum" ifadesi çocukların büyümesini değil, daha başka bir zümrenin büyümesini ifade ediyor."
[/color]
...
[color=#0000CD]İlk bakışta çocuk psikolojisinden gayet iyi anlayan bir uzmandan çıkan bir yazı görüntüsü var değil mi?
Gerçek öyle midir?
İnanıyor musunuz?
İnceleyelim o zaman...
Ne diyor arkadaşımız,
" 1 - Satranç çocuk oyuncağı değildir."
Çocukların oynayacağı bir şey değildir.
Çocuklar satranç oynamaz.
Öyle mi?
SATRANÇ BİR OYUNSA EĞER BUNU DA DÜNYADA EN GÜZEL, ÇOCUKLAR OYNAR!
Çocuk ve oyun...
Belki de dünyada bir birine en güzel yakışan iki kelimedir.
Tabi çocuk psikolojisini bu kadar ters okursanız ne Montessori Eğitim Sistemini ortaya koyabilirsiniz, ne de çocukların oyun, dans, hareketler ve masallar ile satranca başladığı Psycometricity yöntemiden sağlıklı bir şekilde bahsedebilirsiniz?
“Satranç Eğitiminde Psycometricity Yöntemi ve Neden Ana Okullarında Satranç?”
Neden değil mi?
Bir açıp bakar insan...Ne anlatıyor diye.

Sayın Yakup BAYRAM'IN böyle bir söylemi ya da iddiası olmadı. Hakkını yemeyeceğim.
Ama satrancı ülkemiz sinemasının "Tosun Paşa" gibi bir baş yapıtı kullanarak sayfasında kendi reklamını yapmaya çalışan birisi için çocuk psikolojisinden bahsedebilmek ne büyük bir talihsizlik.
Ama bizim için de bir şans oldu açıkçası.
Bunu çalıştaya katılan tüm katılımcılar fark edecektir. Ülkenin tüm ana okulu öğretmenleri, yardımcı kadroda çalışanları...
Yabancı misafirler; KEVİN O’CONNELL, ALEXANDER KOSTYEV, ALESSANDRO DOMİNİCİ, GM OLGA DOLZKAYA...
Tam da bunu konuşuyorduk;" “Satranç Eğitiminde Psycometricity Yöntemi ve Neden Ana Okullarında Satranç?”
Değil mi?

Ama zat-ı muhterem ne diyor?
" 1 - Satranç çocuk oyuncağı değildir. Çocukların oynayacağı bir şey değildir."

Tabi bu laf üst düzey bir satranççı tarafından ne kadar algılanabilir?
Ya bu o üst düzey satranççı bu yaşlardan gelmişse... O zaman tersini mi söylemek gerekir;
-Pardon satranç çocuk oyunu olabilir de...
Öyle mi?

Ya ülkemizden uç birörnek çıkarırsam?

Mesela, Tolga ÜLKER dersem.
"Her Çocuk Yeteneklidir " dersem.
Bu başlığı sosyal medyada ki paylaşımlardan izleyin dersem?

O zaman ne olacak?
Alın size canlı kanlı bir örnek!
Ailesinin, kendisinin, kardeşinin, ders öğretmenlerinin, antrenörünün, tüm tanıyanların ortak ifadelerini izleyin o videoda.
Tabi kurgulanmıştır demezseniz.

Aslında projenin belli başlı tek amacı çocuklara satranç öğretmek değildir. Tabi bu fikir böyle lanse edilirse tartışma da bu yöne rahatlıkla kayabilir.

Tam amaca uygun sakat argümanlar da devreye girer.

Yani elbette o yaş çocuklara vezir matı, iyi at,at-fil matı gibi onlara göre çok üst düzey bilgiler mi verileceğini söylüyor?

Ne söylüyor?
" 1 - Satranç çocuk oyuncağı değildir. Çocukların oynayacağı bir şey değildir."

Oyundan ne anladığını sormak gerekmez mi bu uzmana?
SATRANÇ EĞİTİMİNİ OYUNLAŞTIRIYORUZ, beyefendi!!

Bunu ne görebiliyorlar, ne de anlamaya çalışıyorlar!
Eldeki harikulade görsel ve dijital materyaller ile...
İtalya, Fransa ve İspanya'da son yıllarda uygulanan metotlar ile.
Gerçi benim öğretmenim kendi yaratıcılığı ile çoktan bulmuş bu materyallerin benzerlerini.
Bahçesinde yapmış mini oyun alanını, içinde gezdirmiş çocuklarını beraberce.
Çocuklar oyun ile öğrenmişler yatay dikey çaprazları...
Fil olmuşlar ellerindeki tahta maketlerle çapraz koşmuşlar karelerde...
Sonra At olmuşlar, zıplamışlar hep beraberce...
Öğretmenim şarkısını da yapmış;
Kaleler düz gider,
Filler ise çapraz.
Atlar,atlar...
İki düz bir yan zıplar.
Atlar, atlar,
Her şeyin üstünden atlar.


...
(merak etmeyin, devam edecek)
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#6
[color=#FF1493]Miyazaki:...31-07-2015, 15:57

Benim bu konu ile ilgili şartlanmış bir düşüncem yok.
Değişik bakış açısından düşüncelerimde mevcut.

Kaynak bulunmuş bu bir başarıdır, takdir etmek gerekir.
Peki kaynak neden bu şekilde kullanılsın? Takım ve malzeme vererek medyatik olarak kendini gösterme sevdası şart mıdır.

İllerde temsilcilerin bir sürü malzeme eksikliği çekerken, turnuvalar için takım, saat vs.. ihtiyaçları varken kaynak nelere gidiyor.

Sonra ihtiyacı olan illere devamlı malzeme gönder, hem malzemeler yıpransın, hem de kargo şirketlerine bir sürü gereksiz ödeme yap.

Kaynağı veren kurum telefon edip haydi gelin bize böyle bir proje yapın demez. Akıl hocasının TSF olduğu belli.

Bu bağlamda önce kendi eksiklerimizi ihtiyaçlarımızı göz önüne alsak daha iyi olmaz mı?

Sanırım olmaz.

Böyle gerçek hizmetin ve satranç sevdalısı bir düşüncenin medyatik değeri yok, işte bundan dolayı olmaz.

Kendi reklamınız için satrancı kullanmaya devam edin, hayırlı olsun.[/color]

[color=#0000CD]Tabi en başta söylemek istediğini en sonda söylemiş.
Reklam için demek!
Kim, hangi kuruluş?
TSF mi, Spor Toto, Başbakanlık Tanıtma Fonu mu?
Hangisi?
Yoksa SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM kulübü mü?
Ya da
Gülkız TULAY mı?
Kasım YEKELER mi?
Nilüfer ÇINAR mı, yoksa M. Aşkın TAŞAN mı?
Kim reklam yapacak?
Neden?
Bu kurumların reklam yapmasına gerek var mı?
Cidden böyle mi düşünülür?

Ya da kişler kendi isimlerinin reklamı için mi koskoca kurumları ayağa kaldırdılar?

"Kaynağı veren kurum telefon edip haydi gelin bize böyle bir proje yapın demez. Akıl hocasının TSF olduğu belli."

Bu ne demek?
Diyelim ki öyle.
Bundan utanç mı duyulur, kıvanç mı?

Ortada kişilere yönelik bir menfaat, akçe , nakit akışı olmadıkça...
Neden rahatsızlık duyulur?

Bu konu neresinden yakalanmıştır ALLAHAŞKINA?

Ortada insana, çocuğa yapılan bir yatırımı günler boyunca tartışma konusu yaptınız.
...
"Kaynak bulunmuş bu bir başarıdır, takdir etmek gerekir." diyorsunuz.
Gerçekten de taktir mi ettiniz şimdi?
Bu dönüş niye?

İl temsilcilerine bu kadar yardımı yapan başka bir federasyon gösterin bize?
Köy okullarına yılda 3000 adet takım yollayan bir sponsorlu federasyon sunun bize.

Hep birlikte alkışlayalım.
30 ay boyunca gecelerce ülkenin her bir yanından köy okullarından mezralardan, satranç malzemesi talebi dolu maillerim.
Size de geldi mi hiç bilemem?
Bir çırpıda yüzlercesini dökerim buraya.

...
Miyazaki:...31-07-2015, 15:57
"Kaynak bulunmuş bu bir başarıdır, takdir etmek gerekir."

Olmadı.
Baştan da söyleseydiniz anlardım sizi.

Ama taktirinize şimdi nasıl inanayım?

Bence ne bir anlamı, ne de bir değeri de yok artık.
...
Bana dediğiniz gibi;
" Bu konuda siz yoksunuz artık!"





[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#7
RE: Satranç İle Büyüyorum

(29-07-2015 23:39)Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
c) Ayrıca dernek lansmanının benim lisans paramla, TSF bütçesinden yapılması.




[color=#0000CD][i][b]

[i][b][size=medium][color=#FF0000]Bu yazı yanlışlıkla başka bir konuya yazılmıştı.
Asıl bu sayfa için hazırlamıştım.
Üyelerden özür dilerim.[/color][/size]





Hoppalaaaa...

Bunu kaç defa yazdık be AYTEN !

TSF NİN kasasından bir kuruş para çıkmadı. Çıkmayacak!

Uluslararası Satranç Seminerleri çalışması da tamamen Başbakanlık Tanıtma Fonu desteği ile yapılmış, Federasyonumuz da bu etkinliğe davet edilmiştir.

Söz konusu çalıştay için de her hangi bir harcama Federasyonumuz tarafından yapılmamıştır.

Bunu anla artık ve o kafana da sok!

...

Ha, bu arada lisans demişken, senin lisans paran mı?
Nereden senin paran oluyor?
Güldürme beni!

Önce bireysel lisansının vizesini öde.

Bak dernekten arkadaşların ödemediğini yazıyorlar bana.
İSD den de, oynadığın takımdan da bunu söyleyenler var.
Bu günlerde etrafına pek güvenme!

Belki oynadığın takıma ödetmek için kendin de ödemiyor olabilirsin.

Ama bence öde ondan sonra konuş.

Lisans bedelini ödeyen on binlerce sorumlu ve dürüst insanları ucuz sabote kokan, ekşi ekşi ağlamalarına, mesnetsiz ve kuru gürültülü iftiralarına meze yapma!
Onları kullanma!

Senin ödenmiş lisans paran falan yok.
Antrenörlüğün de öyle.
Ödenmemiş duruyor bak.
Bir tek hakemliğine laf etmem. Çünkü hakemlik yapmıyorsun biliyorum.

Sen 1400-1800 lük oyuncuları yenip yenip de 1800 üstüne nasıl hesap veremediğini anlat bize e mi? Bak maç raporların önümde...

Ama bayağı da eski.
Bu arada İSTANBUL'LU arkadaşlar en son 2012'de oynadığını sonra ortalardan toz olduğunu anlatıyorlar.

Katıldığın turnuvalarda neden yarım bıraktığını anlatanlar da var, bunu bir alışkanlık haline getirdiğini söyleyen rakiplerin de...

Kayıtlarda ve turnuva raporlarında duruyor. İstanbul da yetişmiş biri olarak bu ne samimiyetsizliktir böyle?

Bize merhum Nevzat SÜER'İ anlatırsın bre.

Vallahi sana ne diyeceğini de bilirim.

Çünkü rahmetli Demir abiden de çok dinledim seni, rahmetli Ali DOĞAN'DAN da, rahmetli ÖZBİLEN'DEN de ve hiç sevmediğin rahmetli Nurettin REİS'TEN de...

Ne hakla bahsedersin?

Reklamını yapmak için mi kullanırsın bre bu mevtaları?
Bırak bari huzur içinde yatsınlar!

...

Bir de çıkmış bize yok " turnuva terklerden neden ceza verilmiyor ?" şeklinde samimiyetsizce ahkam kesersin bre Mojo...

Önce kendin katıl ve tamamla be ya!
ARTIK KİM İNANIR SANA VE FİKİRLERİNE.
ALLAH AKIL FİKİR VERSİN DİYECEĞİM AMA...
NERDEEE ??

SÖYLE DE MAYMUNCUKUNA DA SANA FİKİR VERSİN BİRAZ. [/b][/i][/color][/b][/i]

[color=#800080][b]Erşan GÖKERMAN yazmış;

"Aşkın Taşan'ın her tartışmayı kişisel kavgaya dönüştürmesini, insanları defalarca konuyla alakasız bir şekilde üstü kapalı tehdit ederek, fikirleri esir almaya çalışmasını, kişilere lakaplar takmasını ve bu forumu artık işlevsiz bir yer haline getirmesini protesto ediyorum.
[/color][/b]

...


[color=#0000CD]Ha, bir dakika!
Bunu ÖSF da hukukçu kimliği ile yapan bir şahıs var, okuyun ve görün.


[color=#800080][i][b]Ayrıca bu şantajcı şahsın Türkiye Satranç Federasyonunda Eğitim Kurulu başkanlığı görevinde olmasından utanç duyuyorum. Yetiştirdiğim öğrencilerimin, bu kişinin içinde olduğu organizasyonlara katılması gerektiği fikri tüylerimi ürpertiyor.
[/color]

Hoppala.
Kel alaka.
Öğrencilerinizi neden konu edersiniz ki şimdi?
Tamam ben olmayayım.
Aşağıladığınız ve aşağılanırken duymadım, görmedim, bilmiyorum dediğiniz diğer federasyon çalışanları göreve devam ederken yarışmalara katılamsından gönül rahatlığı duyacak mısınız?

Asıl hukuki şantajlarla dolu yazıları görmezden gelmenizi, aşağılayıcı yazı yazanlar karşısında suskunluğunuzu ve istifinizi bozmayışınızı bilmedim görmedim duymadım tavrınızı öğrencilerinize açıklamasanız da olur Erşan Bey!
Hakikaten utanılacak bir durum.
Sizin adınıza yerin dibine girmek üzereyim.

[color=#800080]Açılan her mesaj başlığındaki mesajların yarısı aynı üyenin, saldırgan, şantaj içeren, seviyesiz ve konuyla ilgisiz mesajlarıyla kirletildiği sürece bu forum varlığını sürdüremez. Aynı konuyla ilgili insanlara farklı 4-5 başlık altında saldırılarak tartışma olmaz.[/color]

[color=#0000CD]Aaa...
Hepsini de okuyor musunuz yoksa?
Okuma o zaman kardeşim.
Her üyenin her yazıyı okuyacak diye bir kuralı yok bu forumun.
[/color]

[color=#800080]Acilen ya tüm üyelere günlük mesaj ve konu sınırlaması getirilmeli, ya da bu üye özellikle aklı sıra yaptığı şantajlar nedeniyle uyarılmalıdır. Forum yönetimine çağrıda bulunuyorum.[/color]

Şantaj mı?
Yargılamaktan bahsedenler var.
Hakaret edenler var.
Yalan yanlış bilgilerle toplumu yanıltmaya çalışanlar var.
İftira atanlar var.
Haksızlık karşısında susanlar var.
Onları nereye koyalım Erşan Bey?

Bu iki yüzlülüğü bırakın.
Güldürmeyin beni. [/b][/i][/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
[size=medium][color=#FF1493]"Federasyon doğrudan projenin içinde görünüyor."[/color][/size]

[color=#0000CD]Bravo!
Demek proje olduğu kabul gördü sonunda.

Bunca araştırmanın sonucunda arkadaşlarımızın vardıkları nokta bu mudur?

Elbette TSF projenin içindedir.
Başka bir federasyon mu olmalıydı?

Başından beri söylediğim şey budur zaten.

Elbette TSF davet edilecekti.
TSF, söz konusu projeye ve çalıştaya yukarıda adı geçen kulüp ve sponsorca davet edilmiştir.

Ortada;
1-) Bir derneğin projesi( SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM)
2-) Sponsor bir kuruluş (Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Spor Toto Teşkilatı)
3-) Teknik desteğin alınacağı ilgili federasyon (TSF)
vardır.

Proje ve çalıştay da öncesinden basında ve TSF resmi sayfasında önceden duyurulmuş, ana sınızflarında bu dersi en köklü olarak verebilen illerden öğretmenler seçilmiş ve çalıştaya davet edilmiştir.

Çalıştay ile ilgili olarak kamu oyuna verilen bilgileri ben de yetersiz bulduğum için burada paylaşma ihtiyacı duyuyorum.
Çalıştay öncesi, çalıştay ve çalıştay sonrası için bilgilendirmelerim devam edecektir.

Değerli kamu oyunun bilgisine sunarım.

Saygı ve selamlarımla.


[/color]

[size=medium][color=#0000CD]Söz konusu çalıştay aşağıdaki program çerçevesinde yapılmıştır.

ÇALIŞTAY PROGRAMI

13 Haziran 2015 Cumartesi
10.00-11.00 Kayıt
11.00-11.30 Açılış Konuşmaları

Av. Halil İbrahim SARI
Kulüp Başkanı
Gülkız TULAY
TSF Başkanı

Sait YALAZAY
Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreteri

Mehmet Muharrem KASAPOĞLU
Spor Toto Teşkilat Başkanı

12.00-13.00 1. Oturum
“Dünyada Satranç Eğitiminin Genel Görünümü”
Konuşmacılar :Kevin O’Connell, Olgun Kulaç, Alexander Kostyev, Menderes Sargın


13.00-14.30 Öğle Yemeği

14.30-15.30 2. Oturum
“Satranç Eğitiminde Psycometricity Yöntemi ve Neden Ana Okullarında Satranç?”
Konuşmacılar :Alessandro Dominici, Aşkın Taşan, Barış Akyıldız

16.00-17.00 3. Oturum
“Satranç Eğitiminde Materyaller”
Konuşmacılar : Olga Dolzkaya, Ali Özen, Ozan Çapan

17.30-18.30 “Seminerin Yapılış Amacı ve Ana Sınıflarında Satrancın Yaygınlaştırılması Projesi ile İlgili Bilgilendirme”
Konuşmacılar : Kasım Yekeler, Nilüfer Çınar Çorlulu, Nilgün Dirim

20.00 Yemek ve Müzik Programı
Yer: Meyra Palace Otel

14 Haziran 2015 Pazar

Seminer çalışmaları saat 09.00 ile 13.00 arasında, 25’er kişilik gruplar halinde ve 4 farklı konuda yapıldı.

1.Grup : “Hareket ve Hikayelerle Satranç Eğitimi”
Yöneticiler : BEYHAN SOMALI, HATİCE BAĞDAGÜL ENZİN,
Danışmanlar : KEVİN O’CONNELL, ALESSANDRO DOMİNİCİ, M. AŞKIN TAŞAN,

2. Grup : “Satranç Eğitiminde Materyaller”
Yöneticileri : Fatma Yılmaz, Zuhal Demir
Danışmanlar: Olga Dolzkaya, Alexander Kostyev, Ozan Çapan, Barış Akyıldız

3. Grup :“Ana Sınıflarında Satrancın Yaygınlaştırılması Projesinin Yapılma Amacı ve Uygulama Metodolojisi: Öneri ve Eleştiriler”

Yöneticiler: Nihan Şahin Güneş, Emine Alparslan
Danışmanlar: Menderes Sargın, Nilgün Dirim, Ali Özen

4. Grup : “Günlük Yaşamda Satrancın Faydaları ve Ana Sınıflarında Uygulama”

Yöneticiler: Aylin İbişoğlu, Sultan Daban
Danışmanlar: Olgun Kulaç, Nilüfer Çınar Çorlulu,

13.00-14.00 Öğle Yemeği
14.00-15.00 Kapanış Oturumu

[/color][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#9
Forumların genel bir yazım adabı vardır. Eğer 2 üye çıkar açılan her başlığın altına başkaları 1 mesaj yazıyorken 5 mesaj yazarlarsa ve her konu açıldığında ilgisiz yeni tartışmalara sebep olunursa bundan elbette rahatsızlık duyarız.

Başka türlü bir tartışma yürütmek de mümkün. Bener ve Mojo Jojo arasında olduğu gibi. İnsanız, bu tartışmaların içinde zaman zaman yanlış bilgi de vermek mümkün, hatalı düşünmek de, sizin tabirinizle atıp tutmak da. Diyelim ki atıp tutuyoruz, yanlış bilgiler veriyoruz, 'verdiğiniz bilgi şu nedenle yanlıştır, doğrusu da budur' diyebilirsiniz. Onun yerine, 'Mmm Erşan Bey bakıyorum askerliğinizi yapmışsınız, verginizi ödüyor musunuz bakalım? Mojo Jojo Bey lisansınızın vakti geçmiş, Yakup Bey sizin bir özeliniz var, o özelinizi ben paylaşmam ama'' gibi tamamen alakasız sataşmalara giriyorsunuz. Siz zabıt katibi misiniz? Yayınlanmasında hiç sakınca olmayan FIDE oyuncu kartınızı örnek gösterince 'özelime girdiniz'
diye bir ton laf ettiniz. Şimdi oturduğunuz yerden, askerlikten tutun, lisanslara, dernek aidatlarına kadar insanlar hakkında konuyla ilgisiz örnekler veriyorsunuz.

Ben askerlik karşıtı olabilirim. Kime ne? Lisansım 2012 yılından beri ilk defa geçtiğimiz aylarda vize yapıldı. Çünkü hiç oynamadım. Lisans, satranç oynamak için gerekli. Burada yazmak için lisansa mı gerek var? Lisans vizesi yaptırmak vatandaşlık görevi mi? Diyelim gelecek seçimlerde delege olmak istiyorum ve lisansımı vizeletmiyorum.İSD aidatıyla dernek eleştirisinin ne alakası var? Sürekli özeliniz, özeliniz diye üstü örtülü olarak bahsettiğiniz konular, karşınızdakini rehin alma çabası değil mi? Ölmüş insanların şahit gösterilerek bir üyenin kötülenmesi, Ayten diye lakap takılması, maymun, maymuncuk, bu lafların bu forumda işi var mı?

Bu forum Türkiye Satrancı için bir zenginliktir. Bu tartışma tarzı forumu uçuruma sürüklüyor. Bir kişinin günde 20 mesaj atması ne forum için ne de o kişi için sağlıklı bir durum değil. Sürdürülebilir de değil.

Daha iyisinin yapılabileceğine inanıyorsam bunu söylerim. Benim yapım da böyle. İnanın bu değişmeyecek. Atalık ailesine yurtdışına çıkarlarken taahhütname imzalamıyorlar diye defalarca ceza verildi. Suat Atalık turnuva kazandı geldi ceza verildi. Ekaterina Atalık dünya şampiyonası hakkı kazandı ceza verildi. Cezalıyken yurtdışına çıktılar turnuva kazandılar yine ceza verildi. 2008 yılından 2014 sonuna kadar! Yanlış dedik, saçma dedik, yapmayın dedik... Şimdi ne oldu? 6 yıl aradan sonra bu kural kaldırıldı. Suat Atalık yine turnuva kazanıyor. Bu sefer hiç sıkılmadan sporcumuzu tebrik ederiz diye haber giriliyor. Ne değişti? 6 yıl boyunca ne kazanıldı?

Bırakın biz eleştirelim. Pulunuz mu eksilir? Gülkız Hanım'ın uykuları mı kaçar? Hiç sanmıyorum. Bırakın da eleştirilerimiz belki bir işe yarar. Belki sizlerin harika yaptığınızı düşündüğünüz bir yerde aklınıza bir soru işareti düşer. Bir izin verin. Bir defa bir konu başlığının son sözü Aşkın Taşan imzalı olmasın. Ne kaybedersiniz?
Ara
Cevapla
#10
(01-08-2015, 22:21)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ölmüş insanların şahit gösterilerek bir üyenin kötülenmesi ...
Bir de "Hiç sevmediğiniz Nurettin Reis" diye bahsediyor. Reis'in bende emeği çoktur, kendisini çok severimya, bir anda Mojo Jojo düşmanı olmaya karar verdim Reis'i sevmediğini öğrenince! Allah bilir sevmediğin Reis diye bahsederken Mojo Jojo'nun kim olduğunu hayal ediyordur... Bu Mojo Jojo'nun kim olduğu ölüm kalım meselesiyse biraz dikkatinizi verin. Mojo Jojo bir zamanlar bir yazısında adını yazmıştı ama siz fark edemediniz Aşkın Bey!
Ara
Cevapla
#11
(01-08-2015, 22:21)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ölmüş insanların şahit gösterilerek bir üyenin kötülenmesi, Ayten diye lakap takılması, maymun, maymuncuk, bu lafların bu forumda işi var mı?

[size=medium][color=#0000CD][size=small]Eğer bu düşüncelerinizde samimiyseniz bu forumun sözüm ona kendisini hukukçu ve entellektüel gösterme çabasındaki malum üyenin
hakkımdaki AŞAĞILAMANAMESİ ne de ağınızı açıp da bir laf söyleyebilirdiniz değil mi?

Bana burada günah çıkarma pozlarına girmeyin!

Sizin geçmişte samimi ve kararlılıkla arkasında durduğunuza tanık olduğum ve inandığım bir çok konunun da şimdi pek bir önemi kalmadı.

Genel tavrı bu satırlardan insanları isim vererek aşağılamak isteyenlerin bu satırlardaki bir tarihçesine bakın Erşan GÖKERMAN.

Benim ilk yazmaya başladığım andan itibaren hiç bir tartışma ve kavganın içinde değilken bile, nasıl da bu tartışmalara çekilme gayretlerini göreceksiniz.

Bu forumda TSF içinden asil değil, ama fahri çalışan biri olarak asla tarafsızlığımı bozmadan girdiğim her konuda fikrimi söyledim. Bunu inkar etmem.

Evet, kurumumu savunan tek kişi oldum.
Hiç bir karakteri savunmadım.
Benden başka hiç kimse de yazmadı hiç değil mi?
Belki bir iki yazı sn. Sabri KOÇAK yazdı.

AMA O KİŞİLERİN İÇİNDE OLDUĞU TÜM PROJE VE BİRLİKTE ÇALIŞTIĞIM OMUZ VERDİĞİM ÇALIŞMALARIN HEPSİNİ SAVUNDUM.
Bunu da inkar etmem.

Asla, ama asla da yanlış olduğuna inandığım hiç bir kararın, gelişmenin ve çalışma gerektiren yapılanmanın içinde olmadım bu süre içinde...


Ben hiç bir insana lakap takmadım!
Örnek de gösteremezsiniz!

Ama bana bu lakabı takan malum üyeye de aynı dille ve aynı düzeyde cevap vermekten de pişman değilim.

BANA DA TAKILAN BU LAKAPLARI (BİLAL) İLGİLİ ÜYEYE DE YAZDINIZ MI ERŞAN BEY?

Neredeyse küfür edilmediği kaldı, okudunuz mu Erşan Bey?

Duydunuz mu Erşan Bey?
Bilmediniz değil mi Erşan Bey?
Tabi görmediniz de...

Tüm bunları hangi Erşan GÖKERMAN yazıyor acaba?

Ben cevap verirken benim yazdıklarıma anında tepki duyup yazan Erşan GÖKERMAN mı?

Yoksa,
Hem bu ÖSF da AŞAĞILAMANAME ler düzerken, blogunda bizleri aşağılamak için sayfa açan, bunu isimler bazında topluma afişe eden, bir takım benzetmeler ile bizleri GDO laşmış yaratıklar ilan eden yazıları okuyup da;
"görmedim -duymadım -bilmedim" i oynayan Erşan GÖKERMAN mı?

Benim hakkımda samimi duygularınızı yazdınız.
Bir de beni hiç samimi bulmadığınızı yazmıştınız.
Çok dokunaklı oldu bu şimdi!

Benim ismimi kullanarak onurla çalışmayı görev saydığım bir kurumun ismiyle beni özdeştirerek ŞAHSIMDAN, İSMİMDEN VE ÇALIŞMALARIMDAN utanç duyduğunuzu da yazdınız.

Bunu topluma açık bir sayfada gerçekleştirdiniz.

Amacınızı anlamaya başlıyorum.
Sizden, düşüncelerinizden, geçmişteki ülke satrancınıza katkılarınızdan, öğrenciere alan açmanızdan ve onlara eğitim vermenizden asla utanmıyorum.

Ama size saygımı kaybettim Erşan GÖKERMAN.
Bunu Yakup BAYRAM için de söyledim.

Sizin için bir anlamı da yok biliyorum.
Merak etmeyin.

Ben toplumu aydınlatma adına Y. BAYRAM'IN bana yönelttiği ama geç farkettiğim sorusunu yanıtlamak için bir yazı yazdım.
Tüm okuyanlar da bilirler.

Bu aydınlatma yazısını da sonradan özellikle bu sütuna taşıdım.

Çünkü artık bana sorulan sorunun danışıklı bir dövüş olduğu, tuzak olduğu, malum üyenin yanlış saptamalarıyla ve toplumu tamamen yanlış algı oluşturmasına yönelik sabote ve aşağılayıcı yazıları ortaya çıkınca anladım.
Takke düşmüş ve kel görünmüştü!

Sorusunda samimi olmadığını, belgeleriyle verdiğim cevaplardan rahatsızlık duyarak en basit yolu seçip beni ilgisizce
cevaplar verdiğimi ve kirlilik yarattığımı söyleyecek kadar sorusuna sahip çıkamayan bir şahsın gerçek amacını keşfedince anladım.

Cevabi yazılarım kirlenmemeliydi.

Gerçi "kirlilik"aslında bu konuyu ilk açan kişi tarafından yapıldı farkındaysanız.

Konu hep belli ve sınırlı kapsama alanıyla tartışılmaya yöneltildi.
Bu içten pazarlıklı olduğunu gösterir.

Oysa kendisinin satranççı olduğunu ve hayatını da satranca adadığını iddia eden bir kimsenin, projenin teknik kısmı hakkında bir tek kelime etmemesi çok manidardır.

SONUÇ NE OLDU ERŞAN BEY?
KİMLER SUÇLANDI?
KİMLER İSİM BAZINDA AFİŞE EDİLEREK TOPLUMUN YANLIŞ ALGILANMASINA ÇANAK TUTULDU?
BUNLARI REKLAM OLARAK YAPTIĞIMIZI SÖYLEYEN BASİT VE SIĞ BİR DÜŞÜNCE YAPISINI BENİMSİYOR MUSUNUZ?
HANGİ KURUMUN NE İHTİYACI OLABİLİR Kİ?

SPOR TOTO NUN MU?
BAŞBAKANLIK TANITMA FONUNUN MU?

Çok komik!

Benim açtığım bilgilendirme sayfasına ayrıca neden girdiğiniz konusunda bir ön yargıya asla sahip değilim.
Burada da pekala söyeyeceklerinizi söyleyebilirsiniz.
Sizi kovmam, protesto etmem.

Vereceğim bilgiler, yalın ve saftır.
Kirlenmez.

Sadece iftira ve yanlış algı oluşturmaya çalışanların ellerinde, isimlerinde ve bu satırlarda kalacaktır.

Günü geldiğinde de bu proje umarım hedeflerine ulaşırsa sizin elinize satranç sevgisi daha pekişmiş ve temel tanıtımı hazır nesiller gelecektir.

Ama aynı günlerde bu projeyi küçümseyen, aşağılayan, toplum nezdinde değersizleştirmeye çalışan malum "sözde satranççıların" kaç derecelik açılarla zikzaklar çizeceklerine de hep beraber tanıklık yapacağız.

Zaten bu meyile giren yazıları da var bu arkadaşın.
Neymiş?
Takdir ediyormuş sponsor bulundu diye...
Sevsinler...
Sponsor belli bir amaç için kendisini ortaya koymuş. "Belli kurumların denetiminde bağış vereceğim" demiş.
Amacını ortaya koymuş.
SANA NE, İL TEMSİLCİLERİN İHTİYAÇLARINDAN?
Sponsor bunun için mi var sanki?
Ortada bir proje var.
Adam ben bunun için sponsorluk yapacağım demiş.
Bu ne cahilce bir yaklaşımdır böyle?
Kendisini kurtarır mı bu söyledikleri?
...

Son bir şey daha söylemek istiyorum.
Malum kişilerin iddia ettiği gibi(MALUM KİŞİLER DERKEN, İSMİ VE NİCKİ BİZCE BİLİNEN TÜM YAZARLAR), Nilüfer Çınar ÇORLULU bilerek ve isteyerek hiç bir yanlışın içinde değildir!
YARGILANMASI ANCAK BİR ONUR OLUR.
Çok açık!

Siz onun asla eline ve hesaplarına bir para geçtiğini göremeyecek ve bunu ortaya koyamayacaksınız.
Böyle bir şey gerçekleşmeyecek çünkü. Ama günü gelince siz iftiralarınızla baş başa kalacaksınız.

Sadece onun da değil!
İsmi burada yazılı meze yapılmış tüm insanları da...
Bunu denetleyecek kurum ve kuruluşlar olacaktir.

Zaten hukukçu arkadaş da bunu haber toplama kanallarıyla ortaya koyabilir değil mi?
Kanıt sunacak mıdır iddia makamı?


Ama onların da günü geldiğinde bu satırları buraya yazarak isimler ve şahıslar hakkında kamuya; kötüleme, mesleki şeref ve onurlarıyla oynanma sebeplerinden asıl kimlerin yargılanabileceklerini, bu haklarının kendilerince saklı olduklarını da hatırlatmak isterim.

Yapılan bir oyundur.
SABOTEDİR.
Değersizleştirme amaçlı bir baltalamadır.
"Çamur at iz kalsın" dır.
Bunun da baş aktörleri ne yazık ki, ısrarlı ve bilinçli kanıtsal yazılarıyla ve çamurlu elleriyle burada kalacaklardır.

Ben toplumu çalıştay ve hedefleri doğrultusunda bilgilendirmeye devam edeceğim Erşan Bey.

HERKES İSTEDİĞİNİ YAZABİLİR.

Günü gelince maddi ve manevi olarak da bedelini de öder.
İnsan onuru her türlü değerin üstündedir.

Selam ve saygılarımla...
[/color][/size]

[color=#800080]Bir not:
Maymun lafı benim değildir.
Bloguna sahip çıkamayan ve kaybettiğinde de burada ağlaşan, tehtidler savuran hukukçu arkadaşımızın bizzat kendisinin seçtiği ve kendisine layık gördüğü, canlılar alemindeki bir türünün adı ve hikayesidir.
İsterseniz hukukçu arkadaşınıza da sorun.
Coğrafi mesafeniz çok yakın.
...
Bunu bilmediğinizi bilmiyordum.[/color]

[/size]

(01-08-2015, 22:40)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(01-08-2015, 22:21)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ölmüş insanların şahit gösterilerek bir üyenin kötülenmesi ...
Bir de "Hiç sevmediğiniz Nurettin Reis" diye bahsediyor. Reis'in bende emeği çoktur, kendisini çok severimya, bir anda Mojo Jojo düşmanı olmaya karar verdim Reis'i sevmediğini öğrenince! Allah bilir sevmediğin Reis diye bahsederken Mojo Jojo'nun kim olduğunu hayal ediyordur... Bu Mojo Jojo'nun kim olduğu ölüm kalım meselesiyse biraz dikkatinizi verin. Mojo Jojo bir zamanlar bir yazısında adını yazmıştı ama siz fark edemediniz Aşkın Bey!

Mojo Jojo lar tek değil.
İlaçlasanız da her ortamda yaşamayı başarırlar.
Kendi diliyle cevap vermeye korkmayın sayın arkadaşım.
İnsanlara layık olduğu kadar değer verin.

Allah onları başımızdan eksik etmesin!
SAYELERİNDE YOLUMUZ AYDINLANIYOR.
ÇALIŞMA ŞEVKİMİZ ARTIYOR.
ATIP TUTTUKLARIYLA KALIYORLAR.
TÜM ALEME REZİL OLUYORLAR.

HAKLARINDA DAHA ÇOK BİLGİ YAĞIYOR İSTANBUL SEMALARINDAN...
YAKINDA BAŞKA KİMLİKLERE RUMUZLARA METASTAZ YAPABİLİRLER.
Dikkatli olun!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
[color=#0000CD]İddialardan biri de şöyledir:[/color]


[color=#C71585]"Mojo Jojo ...(31-07-2015, 00:38)"
2) Projenin proje olabilmesi için tabana anlatılması kuralını benim uydurmam

Kamusal projeleri kastediyorum elbette. Yoksa benim teyze oğlu mimar, onun çizdikleri de proje ve elbette kamuya anlatılmıyor.

Ancak kamusal bir projenin "pro" aşaması kamu ile ilgilidir. Önce duyurulur, sonra ihaleye çıkılır. Bu proje kamudan saklandı ve kamu kurumlarının hizmet alımlarında mecbur olduğu ihale süreci pas geçildi. O yüzden burada teknik manada proje hiç olmadı. Doğrudan icraat var."[/color]

[color=#0000CD]Proje ile ilgili ön görüşmeler yapılmış ve TSF sitesinden duyurusu yapılmıştır.
Çalıştay davetleri gönderilmiş ve çalıştay planlandığı tarihlerde gerçekleştirilmiştir.
Çalışma grupları kendi konularını tartışmış ve çalışma raporlarını grup danışmanları aracılığıyla organizasyona teslim etmişlerdir.
Kendi raporumu paylaşacağım.
Kamuya genel ve birleştirilmiş rapor henüz sunulmamıştır.
Proje kamudan saklanmadı. Videoları çekildi ve sosyal medyada sunuldu. Oluşum aşamasında pilot illerde uygulanmaya başlayacak.
İhale süreci pas geçilmedi. İlgili kurum ve sponsorlarca raporlamalardan sonra ihale açacaktır.
Doğrudan icraat denilen şey toplumun sunumuna ve bilgisine yapılan çalıştaydır.

Ayrıca proje bilgilendirmesi de yanlış ve eksiktir.
Çünkü ilgili projede aşağıdaki konular da yer alacaktır:
AMAÇ
PROJENİN GENEL HEDEFİ
BİLGİLENDİRME SUNUM AŞAMASI
DEĞERLENDİRME
RAPORLAMA
PLANLAMA ve PROGRAMLAMA
PROJENİN MEKANI
PROJE SÜRESİ
KOORDİNATÖR, ORTAKLAR VE UYGULAYICILAR
GENEL İLKELER
UYGULAMA AŞAMASI
İZLEME VE DEĞERLENDİRME
SON RAPORLANDIRMA AŞAMASI
BÜTÇE
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#13
[color=#0000CD] Türkiye Satranç Federasyonu olarak, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ana sınıflarında satrancın yaygınlaştırılması amacıyla ülke genelinde 1000 anasınıfında satranç köşesi oluşturmayı, bu sınıflardaki öğrencilere satranç takımı dağıtmayı ve öğretmenlerine de satranç eğitimi vermeyi planlıyoruz.

Düşüncemiz ana sınıflarında satrancın yaygınlaştırılması projesini aşağıda belirtilen bölge merkezi illerde uygulamaktır.

Projede elde edilecek başarıya göre önümüzdeki yıllarda diğer illerde de projenin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

Ankara, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Ordu ve Sivas.

Çalıştayın amacı; yurtdışında ve ülkemizde anaokullarında uygulanan satranç eğitimleri modelleri hakkında bilgi edinmek, uygulanan eğitim modellerinin avantaj ve dezavantajlarını tartışmak ve karşılıklı fikir alışverişi ile örnek bir eğitim modeli oluşturabilmektir.

Çalıştay Türkiye Satranç Federasyonunun teknik desteği ile düzenlenmiştir.

Çalıştaya yurt dışından katılan misafirlerimizin isimleri aşağıda yer almaktadır:
Kevin O’Connel (İrlanda) :FIDE Okulda Satranç Komisyonu Başkanı

Alexander Kostyev (Rusya) :ECU Eğitim Kurulu Genel Sekreteri

Alessandro Dominici (İtalya):AB ve FIDE desteği ile yürütülen ve hareketlerle çocuklara satranç öğretilmesini içeren, ülkemizin de paydaş olarak projeye katılmayı düşündüğü Psychomotricity metodu hakkında sunum yaparak ve soruları cevaplamıştır.


Olga Dolzkaya (Norveç ) :Stormester & Stormester Akademisi Eğitmeni WGM (Ana sınıflarına yönelik kitap çalışması var.)
[/color]

[color=#0000CD]Beni duy,bana yardım et!

Çalıştayda yapmış olduğum sunumda Montessori Pedagojisi ve Eğitim Siteminden bahsetmiştim.
Kısaca özetliyorum.
“
ÇOCUKLARDA SATRANCA BAŞLAMA ve YARIŞABİLME ÇAĞI

Satranç günümüzde bir eğitim aracı olarak kullanılabilen,zihinsel bir spordur.

Ancak tek başına zihinsel gelişimi göz önüne alınarak eğitim verilmesi ve sonuç beklenmesi ileride telafisi mümkün olmayan kalıcı sorunlar yaşatacaktır.

Eğitim programlarında zihinsel gelişimin yanı sıra,fiziksel gelişim,ruhsal-heyecansal gelişim ve kişilik gelişimine yönelik ilgi ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalıdır.

Zihinsel gelişimin en hızlı dönemi 2-6 yaşları arasıdır.Bu dönem en önemli temel yeteneklerin kazanıldığı ve etkinlik alanlarına yatkınlık belirtileri taşıdığı, gördüğü ve tanık olduğu olayların, kişilik gelişiminde etkili olabileceği çok hassas bir dönemdir.

Bütün mesele çocuğun içsel gelişimine uygun çevre kurarak,içindeki “gelişme dürtüsüne dikkat ederek,dikkatli,planlı ve dengeli eğitim almasını sağlamaktır.

Hareket ve oyun içgüdüleri dikkate alınarak özgürce yönelip uzun süre yoğunlaşabileceği,irade disiplini ve sosyal olumlu davranışlar kazanacağı,düzenli düşünmeyi öğrenebileceği ve olumlu kişilik özellikleri kazanabileceği fırsat alanları kurabilmektir.

Satranç 4-6 yaş grubunda eğitim alan her çocuğun ilgisine sunulmalıdır.

Yatkın olanlar zaman içinde kendisini gösterecektir. Görsel teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde paralel olarak satranca başlama yaşı da çocukların ilgi alanına daha erken girmeye başlamıştır.

O çocukların bilgisayarlarda neler yapabildikleri hep gözlemişizdir.

Bilgisayar başında içinden çıkılamaz zannettiğim bir çok problemimi 2.3. sınıfına giden öğrencilerim çözmüştür. Ben bunu çekinmeden her zaman söylerim.

Bundan 15-20 yıl önce satranca başlama ve yarışmalara katılabilme zamanı her dem tartışma konusuydu. Elbette bütün çocukların satranca başlaması ve hepsinin turnuvalara katılması gerekmiyor.

Yatkın olanların seçilip korku ve sonuca yönelik başarı baskısı olmadan,eğlenceli ve yaratıcı aşamalardan geçerek yarışma olgunluğunu kazanabildiği harika örnekler var ülkemizde.

Üstelik bu sadece satranç sporunda değil,çok daha farklı sosyo-kültürel alanlarda da mevcuttur. İlk bestesini abisini gözlemleyerek yapan klasik müziğin harika insanını hatırlayalım.

Küçüklüğünden beri sağır olan başka dahi bestecileri, fiziksel gelişimin ön planda olduğu jimnastik, bale gibi alanlarda eğitimini çok erken yaşlarda veren ülkeler ve başarılarını hatırlayalım.

Türk cumhuriyetlerinde satranç notasyon eğitiminin 4 yaşlarında başladığını, hamlesini notasyon dilinde tanıyabildiğini bundan 15-20 yıl önce ilk kez duymuş ve şaşırmıştım.

Benzer gizli örnekler ülkemizde yer altındaki cevherler gibi saklı duruyor. Önemli olan bu cevherleri ortaya çıkaracak teknolojik ortamları kurmak, o çocuklara onlardan HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BU YETENEKLERİNİ ORTAYA ÇIKARACAKLARI OLANAKLARI ONLARA SUNABİLMEKTİR.

Yaşı kaç olursa olsun 4,5,6..doğru tesbit haklılığını bir zaman mutlaka haykırarak ortaya koyacaktır.

Bir de çocukların iç dünyalarındaki sesi duyabilmek önemlidir.

Atılacak ilk adımlar bu sesten sonra hayata geçirilebilinir.
"[b]-Beni duy, beni duy! Bana yardım et !"
[/b]
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#14
[color=#800080]ANAOKULLARINDA SATRANÇ EĞİTİMİNİN FAYDALARI[/color]

[color=#0000CD]Aşağıda okuyacağınız tespitler 13-14 Haziran 2015 tarihlerinde Ankara' da düzenlenen ULUSLARARASI SATRANÇ SEMİNERLERİ ne 14 ilimizden davet edilen ana sınıfı öğretmenlerince belirtilmiştir.

Gözlemler, ana sınıfı öğretmenlerinin 4-6 yaş çocuklarına yönelik olarak yapılmıştır.

Bu gözlemler, anasınıfı eğitimi gören çocuklarımızın kendi zihinsel ve psikolojik gelişimlerine uygun olarak düzenlenen sınıf içi toplu oyun formundaki satranç etkinliklerini kapsamaktadır.

Yapılan etkinlik satranca hazırlayıcı, tanıştırıcı, merak ve heyecan uyandırarak eğlendirici ve isteklendirici (motive edici)özelliklere sahip olan basit oyunlardır.

Bu oyunlar bazen masalımsı bir şekilde canlandırmaya yönelik hikayelerden oluşabildiği gibi, müzik eşliğinde çocukların hep beraber söyleyerek katıldıkları çocuk şarkılarından da oluşmaktadır.

Etkinlikler asla bir ders ya da antrenman içeriği taşımamaktadır. Süre olarak ana dersin bir bölümünde, ya da konuya göre dersin tamamına da yayılabilmektedir.

Ders özel satranç alanında yapılmaktadır. Bu alan bahçe satrancını andıran bir zemin de olabilir.

Tabi okul olanaklarına göre bu zemin uygun şartlarda da oluşturulabilmektedir.

Bu koşullarda işlenen ders ya da etkinlikler sonrasında çalıştayda düzenlenen çalışma gruplarında ana sınıfı öğretmenleri satranç derslerinin-etkinliklerinin çocuklar üzerindeki gözlenen kazanımlarını aşağıdaki başlıklarda raporlamışlardır.

1- ALGILAMAYA YÖNELİK KAZANIMLAR:
Oyun alanı ile ilgili renkli evler (kareler) içine girilebildiği için daha kolay kavranabilmektedir. Kare içinde oynanan ve bir başka kareye geçilerek oynanan farklı oyunlar olduğu için çocuklar kare kavramını eğlenerek öğrenmektedirler.
Oyun alanı içindeki renkli oklar ile işaretli yollarda yatay, dikey ve çapraz kareler boyunca oynanan basit koşu ve yürümeye dayalı oyunlar vardır. Bu oyunların bazıları müzik eşliğinde de oynana bilmektedir.
İlgili oyunlarla örnek videolar izlettirilmiş ve bu video kaynakları öğretmenlere belirtilmiştir.

2- ZİHNİ VE HAYAL KURMA GÜCÜNÜ GELİŞTİRİR
Çocuk oyun boyunca etkin bir düşünme pratiği içindedir. Basit hamle düşünür, oyun -kurgular, nasıl yanıt alacağını hesaplar ve bu canlı süreci oyun sırasında hep yaşar.
Sık sık tekrar edilen bu durum çocukta etkili öğrenmeyi sağlamaktadır. Bu süreçte ise görsel ve işitsel öğrenmenin yanı sıra kinestetik öğrenme yöntemi özellikle etkili olmaktadır.

3- DİKKATİ GELİŞMEKTEDİR.
Oyunda yüz yüze kaldığı ve kalacağı pozisyonlar olması nedeniyle, istemediği sonuçlarla karşılaşmamak için dikkatini oyuna ve hamlelere yoğunlaştırmak durumundadır.
Çocuk oyuncağı olarak gördüğü bu taşları kaybetmemek için sahiplenme duygusuyla oynaması özellikle gözlenmiştir.

4- ÖNGÖRÜSÜ GELİŞMEKTEDİR
Geleceğe dönük, eylemleri ile oluşacak sonuçları hesap etmek durumundadır " Eğer bu taşı oynarsam, yeni durumun bana yararı ve zararı ne olacak ?" sorusunu kendisine sorar.

5- KAPSAMLI DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENİYOR VE BULUŞ YETENEĞİNİ GELİŞİYOR
Satrançta her yeni hamle, aynı zamanda binlerce yeni seçenek ve olasılık demektir. Çocuk tüm satranç tahtasını ya da eylem alanını gözden geçirmek, alacağı her kararın varacağı farklı sonuçlarını hesap etmek ve pek çok hamle seçeneği içinden kendine en uygun olanı bulup seçmek durumundadır.

6- SABIRLI OLMAYI, ÖLÇÜLÜLÜĞÜ VE SOĞUKKANLILIĞI TANIYIP ÖĞRENİYOR.
Çocuk hareketlerini ya da hamlelerini üstünkörü yapmanın ne gibi sonuçlar doğurduğunu kavrar. Bu nedenle acele karar vermeyip, durumu düşünüp analiz ettikten, birçok kere gözden geçirdikten ve iyice emin olduktan sonra harekete geçecektir.

7- ÖZGÜVENİ GELİŞİYOR
Düşünen, değerlendiren, cesaretle karar alan, uygulayan ve sonuç alan çocuk kendine güven kazanır. İşlerin kötü gittiği durumlarda hayal kırıklığına uğramamayı öğrenir. Yararlı bir değişiklik olabileceğini bekleme ve yeni çareler arama alışkanlığı edinir.

8- KURALLARA VE RAKİBE SAYGILI OLMAYI ÖĞRENİYOR
Bir oyun olarak satranç, çocuğun ancak kurallara/ilkelere uyması koşuluyla sürebilecektir. Rakibin de bu kurallara uymasını bekler.

9- ZEVK VERİR VE EĞLENDİRİR
Belki de en önemlisi, çocuğun oyun sürecini zevkle yaşaması ve eğlendiğini duyumsamasıdır.

...

Anaokulu yöneticileri ve öğretmenleri ile yaptığımız görüşmelerde geri bildirimler hep olumlu olmaktadır.

Anaokullarının velilere yönelik yaptıkları anketlerde satranç diğer branşların önünde yer almaktadır.

Satranç bazı özel durumu olan çocukları gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.

[color=#9400D3]Değerli kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu rapor tarafımdan paylaşılmıştır.[/color]

Saygı ve selamlarımla...
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#15
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Bu gün SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM PROJESİ kapsamında ilimize gelen malzemeleri inceledim.[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]50 okula satranç boyama kitabı ve satranç takımları ile, 15 devlet okuluna da bunların yanı sıra bahçe satrancı !!
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Şimdi tüm bu materyaller bu okullara asla ve asla hiçbir okulun öz kaynağından gelemezdi. MEB kaynaklı da olamayacağını biliyorum (İlimizde dağıtılan 125.000 tablet bilgisayar bile yerel yönetim marifetiyle gelmişti)[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Bunları adım gibi biliyorum çünkü eğitimini verdiğim 26 anaokulu öğretmeninin mahrumiyete eşdeğer çalışma şartlarını bizzat yerinde gördüm. Hem de sıkı durun Kocaeli gibi bir ilde![/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]O çocukların gözlerindeki sevinci anlamak için inanın satranççı olmak hiç gerekmiyor.
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]O öğretmenlerin bahçe satrancı üzerinde çocuklarıyla  birlikte oynayabileceği, paylaşabileceği satrancı sevdirici, hazırlayıcı basit oyunların (kare kapmaca, kalecilik, filcilik, atçılık, güçlü vezirler, ve korkusuz şah gibi yaşının seviyesine uygun daha nice oyun...) müfredatta yer alacak olması çok kurtarıcı oldu.

Bunu anasınıfı öğretmenleri ile yaptığım seminerlerde gözledim. Video kayıtlarından anasınıflarında bana nasıl ders anlattıklarını gösterdiler.Kimse Kale ile mat nasıl yapılır gibi bir konu işlemiyor! Bu konu elbette çok erken belki de sınıfta bile işlenecek bir konu olmayabilir de. Ama sınıfın imkanlarına, eğitimcinin-anasınıfı öğretmeninin yeterliliğine ve öğrenci seviyesine göre de değişkenlik gösterebilecek bir konudur bu.
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Ana sınıflarda oynanan hazırlayıcı oyunlardan en çok sevileni taş hareketleri...[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Taşların hikayeleştirilerek çocuğun elinde o taşın bir maketi (ahşap veya kartondan yapılmış)kareler üzerinde yürümesidir. Çok basit ama çok öğretici! Çocuk yaşayarak bahçe satrancı zemini üzerinde "yaparak" hareketler ile öğreniyor. Tabi öncesinde öğretmeni gösteriyor ona  nasıl yapacağını. Bazen de porjeksiyon yansımasından önce izleniyor.
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Seminerlerde verilen kaynaklardan en önemlisi BAŞLANGIÇ DÜZEYİ SATRANÇ OKULU dur.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Mükemmel bir programdır! Çocuklar için çok ideal. Bunu Ankara-çalıştayda da sunum ile gösterdim. Özellikle ana sınıfı öğretmenlerine 1 numaralı kaynak olarak verilmiştir bu materyal.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Her taşın anlatımı çok güzel. Pratikleri de öyle. Hele çocukların en sevdiği oyun var ki, çilek yiyen taşlar...[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]...[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Ben bu sütunlarda ana sınıfları için ilk adım olan satrancı sevdirmek ve tanıtmak amaçlı olan bu eğitim modelini benimsediğim için tereddütsüz bir biçimde savundum.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print] Öğretmenler MEB kaynaklı olarak EĞİTİMHANE adlı siteden ücretsiz olarak indirebiliyorlar. Derslerinde inanılmaz bir kolaylık sağlıyor bu yapım. Üstelik Türkçeleşmiş bir durumda...
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Bu gün TSF yöneticilerinin "geleceğin büyük ustaları anasınıflarından çıkacak" gibi söylemlerini abartılı bulmuyorum.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Her çocuk okul yolculuğuna ana sınıflarından başlayacaksa eğer bu önerme ve iddia da gerçek payı var demektir.
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Ancak burada eğitim modeli çok önemlidir. Koyacağınız hedefler hedef kitlenin yaş grubuyla uyumlu olmalıdır. KAZANIMLAR DOĞRU TESPİT EDİLMELİ ve DERSLER DOĞRU PLANLANMALIDIR.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Anasınıfları satranç eğitiminde 34-36 haftalık yıllık ders programında en fazla 30 hafta ders işleyebilirsiniz. 40 dakikalık dersin en fazla 15-20 dakikası tüm çocukların katılabileceği konsantrasyon süresidir. Geri kalan sürede çocuk satrançla ilgili çizgi-animasyon filmi izleyecek, şarkı ve hareketler ile (psikometri sistem) pratik kazanacaktır.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Anasınıflarında temel hedef satrancı sevdirmek ve doğru bir şekilde tanıtmaktır. Çok temel bilgiler oyun-hikaye-masal yöntemleriyle kazandırılacaktır. Kimse at-fil matını öğretmeye kalkmamalıdır. O zaman bu gerçekten de çocukların katli olur.[/font][/size][/color]
[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Ancak temel motorik özellikleri algı düzeyleri, konsantrasyon süreleri çok ileride olan öğrenciler, fark edildikçe, uygun eğitim programlarına yönlendirilebilirler elbette. Bunun için öncelikle anasınıfı öğretmeninin görüşü, ailesinin onayı alınarak düzeyine uygun planlamalar yapılabilir.
[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Ben bu uygulamayı yerinde bularak destekliyorum.[/font][/size][/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#16
(28-10-2015, 22:44)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [color=#002060][size=large][font=Segoe Print]Bu gün SATRANÇ İLE BÜYÜYORUM PROJESİ kapsamında ilimize gelen malzemeleri inceledim.[/font][/size][/color]

[color=#002060][size=large][font=Segoe Print]50 okula satranç boyama kitabı ve satranç takımları ile, 15 devlet okuluna da bunların yanı sıra bahçe satrancı !!
[/font][/size][/color]

Sn. Miyazaki,
Size buradan cevap vermek durumundayım.

Diyorsunuz ki,

[color=#3333ff]" Sayın Taşan
Çalış tay iyi bir ortamda yapılmış olabilir, katılımcılar güzel konuşmalar yapmış olabilir, bu işin reklamı her yerde yapılmış olabilir, anlıyorum ve görüyorum.
Devamı ?  satranç takımları dağıtıldı, satranç köşeleri kuruldu, süsleme tamam bunu da anladım.
Çocuklara eğitimi verecek şahısları eğittiniz mi? Bu öğretim işini yapacak insanlara, 70-80 bin 1.kademe antrenörlük belgesi verilen insanlardan farklı şekilde eğitim verildi mi?
Bunların havada kalacağı belli zaten , siz bana büyürken dağıtılan takımların kalite ve maliyetlerinden bahsedin, ticaretten bahsedin , TSF nin satranç takımı kalıplarının şirketlere kiralık verilip verilmediğinden bahsedin....

Konu sizi aşıyorsa bilen birileri açıklasın

25 kişiyle okul sporları turnuvası yapılan iller var! Nereye doğru büyüyoruz bilelim yani..."  17.02.2016
[/color]
 
Şimdi eğer işin ticaretinden, takımların kalitesinden, takım kalıplarının şirketlere kiralık verilip verilmediğinden...

Burada açık söyleyeyim ki eğer varmak istediğiniz nokta kişilere menfaat temini, doğrudan ya da dolaylı kazanç gibi konularsa beni aşar!

Ama tüm samimiyetimle söylemek isterim ki;
Bu konuda kanıtlanmış olumsuz bir durum, bir belge, illegal bir gelişme varsa şu ana kadar sizin ortaya koyamadığınız tepkiyi misliyle ortaya koyarım. Her kim olursa olsun benim için fark etmez! Bilinçli yanlışın, yolsuzluğun asla yanında yer almam!
Bu kadar da açık!

...


Benim Ankara'daki çalışmalarım, söz konusu ÇALIŞTAYIN tamamen EĞİTİM kısmının planlanması üzerine idi. Bu konuda yıllardır yazıp belirtmekteyim ki; asıl devletin yapması gereken temel düzenlemelerin çok küçük bir yüzdesini TSF yapmaktadır. Devlet kendi okullarında satrancın "s" sinin  bile temelini hiç bir zaman atmamışken TSF bu konuda 15 yıldır her dönem adım atmaya çalışmaktadır.

Öğretmen eğitimleri çocuklara kazandırılması planlanan hedef ve kazanımların içeriği ile sınırlıdır.
Orada hiç bir öğretmene sizin tabirinizle ; "70-80 bin 1.kademe antrenörlük belgesi verilen insanlardan farklı şekilde eğitim verildi mi?"  diye sordunuz.

Sn. Miyazaki,
 Orada antrenörlük eğitimi verilmedi verilmeyecek!

Orada okul öncesi çocukluk döneminin öğrenme tiplerine uygun olarak,yeri gelince kinestetik, yeri gelince psikometri ve yeri gelince de müzik ve hareketlerle danslarla satranca başlama, tanıtma ve sevdirme çalışmalarından örnekler paylaşıldı.

Bu 14 ilden gelen okul öğretmenleri zaten kendi alanının, işinin uzmanlarıdır. Onlara verilen eğitim te çocuklara kazandırılması planlanan hedef ve kazanımların içeriği ile sınırlıdır.

Yani;
Teknik satranç öğretiminden çok öncesi... Alt yapısı hazırlandı.

Hiç bir  4-5-6 yaş çocuğun okullarda sporcu yapılması hedefi yoktur!
Ama zamanla bu çocuklardaki temel anlama, algılama, öğrenme yetenekleri bu etkinlikler ile ortaya çıkacaktır. O zaman gerekli adımların en yetkin antrenörlere yönlendirilmesi aşaması söz konusu olacaktır. Ben bu süreyi en az 3 yıl olarak görüyorum. Yani 5-6 yaşındaki bir çocuğun sportif satranç eğitimi 8-9 yaşında başlamalıdır. Tabi bu yeteneğe göre değişir.

 Amaçları eğitim normları olarak bu yönden incelemeniz yeterlidir. Orada çocukların geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern yöntemlerle satrançla tanıştırılması esası yatar.

Malzeme endişenize gelince...

Sadece takımlarla ve bahçe satrancı ile sınırlı değil ki bu malzemeler!

Asıl önemli olan eğitim materyalleri var;
Bunları örnekleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Kullanım alanları gösterildi.


 Görseller, slayt ve videolar, çocuklar için uygun satranç şarkıları, İtalya- İspanya-Fransa'da 25.000 çocuk üzerine uygulanan pilot uygulama filimler, Baltık Sistemi çocuk satranç masal dergileri, özendirici satranç figürlerinden madalyalar, yaklaşık 22-23 adet akıl oyunları materyalleri ...
O kadar çok materyal vardı ki...

Okullara ulaşan takımlara gelince elbette standart takımlardır. Çocuklara yöneliktir. Bahçe satrancı ise, içinde tüm öğretim yılında ders-etkinlik yapılabilecek kadar yıllarca kullanılabilecek bir özellikte.
Devlet bunları hiç bir zaman yapmadı, vermedi, göndermedi.

Devletin okullara gönderdiği ders kitaplarının kalitesi kadar kalitede dergiler ve kitaplar var.
Bunu neden sorguladığınızı anlayamadım.

İşin ticari boyutundan içeriğe bir inebilseniz...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#17
İl temsilciliği sayfamızdan alıntıladım.



Satrançla Büyüyorum
IMG-20160218-WA0009.jpg          Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığının mali destekleri ile Satrançla Büyüyorum Kulübü Derneği’nin hazırladığı ve Türkiye Satranç Federasyonu’nun koordinasyonunda yürütülen “Satrancın Ana Sınıflarında Yaygınlaştırılması - Satrançla Büyüyorum Projesi” kapsamında içinde Kocaeli'nin de bulunduğu 8 il seçilmişti.
          Kocaeli Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğünün organizasyonunda, Yarbay Refik Cesur İlkokulunda 18/02/2016 tarihinde saat 13:00’da düzenlenen törenle Satranç İl Temsilciliğinden talepte bulunan ve bünyelerinde anasınıfı olan, satranç yardımcı antrenörlük belgesine sahip olan toplam 19 öğretmenin görev yaptığı 19 okulumuza toplam 50 sınıflık malzeme (500 satranç takımı+1000 eğitim kitabı) ve 15 adet bahçe satrancı dağıtılmıştır.
          Dağıtım töreni, İzmit Kaymakamı Ersin Emiroğlu, GHSİM Muzaffer Çintimar,İl Milli Eğitim Müdür Vekili,İzmit İlçe Milli Eğitim Müdürü, GHSİM ve Milli Eğitim İl Müdürlüğü Şube müdürleri,Satranç İl Temsilcisi,Satranç İl Hakem Kurulu Asbaşkanı, proje kapsamında satranç malzemesi alan okul müdürleri, Yarbay Refik Cesur İlkokulu anasınıfı öğrencileri ve velilerinin katılımıyla gerçekleşti. 
          Kaymakam Ersin Emiroğlu'nun satranç oyununun anasınıflarına kadar inmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği konuşmasının ardından, dağıtım töreni gerçekleşti. Katılımcılara ev sahibi Okulun Müdürü Kerim Öz ve aynı okulun öğrencisi olan 7 Yaş Kızlar Türkiye Şampiyonu Elif Sarıca tarafından satranç sınıfları gezdirildi.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#18
Ben aradığım cevapları; bu yönetim gidince bile bulamayacağımı anlamış bulunmaktayım. Smile

ilginiz için teşekkür ederim.
Ara
Cevapla
#19
...

Sonuçta;
Bir tarihte bana bir soru sormuştunuz. Bunun teknik içeriği hakkında bilgi vermek durumundaydım.
Ticari konusu benim dışımdadır. Bilgim de yok fikrim de...

Ama dernek üyelerinin hiç birisinin kendisine yönelik olarak nakdi ya da dolaylı kazanç yapamayacağını yasal olarak biliyorum. Ötesi muhataplarını ilgilendirir.

Ama bunu asıl yapması gereken devlettir. Yapmadı!
Ne derneklere, ne eğitim kulüplerine hiçbir zaman hiç bir pay ya da avantaj, teşvik düşünmedi!

Ülke satrancına  hayırlısı olsun !

Saygı ve selamlarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#20
Heyoooooo,

Aşkın'da kısa yazabiliyormuş. Bahsi kazandım !!!
ENİS BİLYAP
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi