Başkan Olmak ya da Olamamak
#61
Hiç birimiz annemizin karnından belli yargılara vararak doğmuyoruz. Yaşadıklarımız, güvendiğimiz, inandığımız insanlarla olan deneyimlerimizin bizi farklı noktalara götürmesi, yanıldığımızı görmemiz ya da kendimizi geliştirmemiz kadar doğal ve insancıl bir şey olamaz.

Kimsenin forumda yazıp yazmama kararı beni ilgilendirmiyor. Ne Aşkın Taşan'ın, ne Mojo Jojo ne bir başkasının forum üyesi olarak bana karşı bir sorumluluğu yok. Ancak tutarlılık, tutarlılık diyerek, fikir üretme konusundaki yoksulluğunuzu, insanların 10 yıl önceki mesajlarına, vergi verip vermediklerine, dernek aidatlarına, hatta ve hatta ölmüş insanların ağzından kötülemelere varıncaya kadar seviyeyi düşürerek kapatmaya çalıştığınızda önce kendiniz tutarlı olmalısınız.

Satranççıların iyi yönetici olamayacağı tezi kadar büyük bir hakareti ve kusura bakmayın zırvalığı da daha önce görmemiştik. Burak Akgüç (2120) Türkiye'nin önemli bankalarından birinin genel müdür yardımcılığını yapıyor. Çetin Sel (2265) neredeyse 20 yıldır Türkiye ve dünyanın en büyük otellerinde müdürlük yapmakta, yüzlerce kişiyi yönetmekte. Orkun Dizdar (1910) daha geçtiğimiz yıl, saygın bir şirketin genel müdürlüğüne getirildi. Doktor, hukukçu, akademisyen, kendi şirketlerini yöneten daha bir çok örnek, hatta Türkiye Şampiyonları var. Hem şu anki mevcut yönetim kuruluna körleme simultane atacak, hem de mezun oldukları okul, eğitim, deneyim ve beceri olarak mevcut başkandan çok daha fazla özelliğe sahip, yönetim bilimleri konusunda eğitim almış, bir veya birden fazla yabancı dili olan bir çok satranççı var. Lütfen 'satrancı, satranççılar için, satranççılara rağmen' yönetme masalını burada değil, seçim zamanı geldiğinde Ankara bürokratlarına anlatın...
Ara
Cevapla
#62
Tsf burayı takip ediyor.

Satranç ilgi alanında olan yetkililer için, buradan konunun bir defa okunması gündeme alınması için yeterlidir.

Sorunları çözme görevi olan kişiler varken, onların işini ben mi yapacağım? ya da bir başkası mı?

Ama siz olmalısınız Aşkın Bey. Neden siz olmalısınız? çünkü 'TSF'de yetkiliyim' diye burada belirtip, Bachana konusu ile ilgileneceğinizi yazdınız, yanıldığımı sanmıyorum.
ilgilendiniz, sağ olun, var olun.

Ciddiye alındınız mı ? Hayır.

Fazla uzatmayalım bu konuyu, daha önce yazdım, bürokrasi falan palavra! Ben 10 dk içinde işlemleri başlatır, bilgileri toplatır, camiayı bilgilendirirdim, daha açık yazamam ki?

Başımıza musallat ettiğimiz, satranç sevgisinden yoksun olan kişiler ile TSF de uğraşıp onları yola getiremedim, doğrudur.

Buradan yola getirebilir miyiz?(miyim?) Hayır.

Gecenin bir yarısı ip taraması yapanlar, demek ki ve ne yazık ki burayı kendi istekleri doğrultularında takip ediyorlar, onca yazıya rağmen buradakilerle alay edercesine, esas satranç konularına hala kayıtsız kalıyorlar.

Şu anda var olan satranç ortamında;

KESİNLİKLE ESAS SORULAR NE? İLE BAŞLAYANLAR DEĞİL,

KİM? İLE BAŞLAYANLAR OLMALIDIR.
Ara
Cevapla
#63
Merhabalar,

Şuan Malatya ilimizde düzenlenen Kayısı festivalinde oynadığım için çok fazla girip okuyamıyorum.

Öncelikle bu forumu, forum kurulduğu günden beri takip etmekteyim. Yazılan yazıların hepsini okudum. Aşkın abi bana istediğin gibi hitap edebilirsin.
Aşkın abi yazında belirttiğin üzere (yanılıyorsam düzeltirsin) benim hedeflerime ulaşmamı temenni ediyorsun. Peki bu hedeflere ulaşmak için yazdığın/öngördüğün zorluklarla ilgili önerini neden göremedim? Madem genç bir kardeşinin başarılı olmasını istiyorsun, neden bu zorluklar ile ilgili çözüm amaçlı fikirlerini paylaşmıyorsun? Benim söylemek istediğim nokta burası.
Tehdit ile ilgili kısım ise bir önceki cümleme nokta koyup yeni bir satır ile başladığım yani başka bir konuya atladığım kısım. Belki cümle bütünlüğü var gibi gözükmüş olabilir. Farklı bir konuya geçerek devam ettim yeni bir paragraftan. Sadece eski defterleri açmanın, insanları kötü göstermenin herkes için zararlı olacağını düşünüyorum. Bunu kendimde dahil herkes için kullanıyorum. Ben insanları suçlamayı tercih etmiyorum uzun bir süredir. Direk yüzüne söylemek, iletişime geçmek daha doğru geliyor bana. Bunu da konu bütünlüğünü bozacaksa özelden yapmayı tercih ediyorum. Bir konu açıldı ve 1 tane yazı geldi sonunda projelerle ilgili.
Abdulkadi bey sorularınızı cevaplayacağım, görüşlerimi bildireceğim kısa süre içerisinde.

Yakup abi sana gelirsek Wink önce sorunlar var ise düzeltilmesini düşündüğümüz konular var ise onları belirleyelim - ki bu "ne" oluyor. Sonra çözüm üretip "kim" ile ilgili yazışalım. Ben "kim" için önemsiz demiyorum. Önceliğin "ne" olduğunun daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda seninle farklı düşünüyoruz.

Aşkın abi senin fikrine katılmadığım bir husus var. Federasyon yönetiminden herhangi birisinin bu forumda yazmamasına "zamanlarını bu yönde değerlendirmek istemeyebilirler" benzeri birşey yazmıştın. Burada satranç camiası mevcut. Burada satranç emekçileri mevcut. Bilgi her daim zamandan değerlidir bana göre. Ali Nihat Yazıcı döneminden itibaren hep muhalefet susturulmaya çalışıldı, hep sorular cevapsız bırakıldı. Peki bu yönetim kimin için var? Emin ol o dönemi içinde yaşayarak öğrenen birisiydim. Ben buna karşıyım. Federasyon yetkililerinden birisinin buraya girip cevap yazması, insanlarla fikir alışverişinde bulunması neden bu kadar korkutucu?

"Cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol" Mevlana. Acaba bize mesaj mı veriliyor? Smile

Kıvanç Haznedaroğlu
Ara
Cevapla
#64
(25-08-2015, 23:53)sahmatiste Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Merhabalar,

Şuan Malatya ilimizde düzenlenen Kayısı festivalinde oynadığım için çok fazla girip okuyamıyorum.

Öncelikle bu forumu, forum kurulduğu günden beri takip etmekteyim. Yazılan yazıların hepsini okudum. Aşkın abi bana istediğin gibi hitap edebilirsin.
Aşkın abi yazında belirttiğin üzere (yanılıyorsam düzeltirsin) benim hedeflerime ulaşmamı temenni ediyorsun. Peki bu hedeflere ulaşmak için yazdığın/öngördüğün zorluklarla ilgili önerini neden göremedim? Madem genç bir kardeşinin başarılı olmasını istiyorsun, neden bu zorluklar ile ilgili çözüm amaçlı fikirlerini paylaşmıyorsun? Benim söylemek istediğim nokta burası.
Tehdit ile ilgili kısım ise bir önceki cümleme nokta koyup yeni bir satır ile başladığım yani başka bir konuya atladığım kısım. Belki cümle bütünlüğü var gibi gözükmüş olabilir. Farklı bir konuya geçerek devam ettim yeni bir paragraftan. Sadece eski defterleri açmanın, insanları kötü göstermenin herkes için zararlı olacağını düşünüyorum. Bunu kendimde dahil herkes için kullanıyorum. Ben insanları suçlamayı tercih etmiyorum uzun bir süredir. Direk yüzüne söylemek, iletişime geçmek daha doğru geliyor bana. Bunu da konu bütünlüğünü bozacaksa özelden yapmayı tercih ediyorum. Bir konu açıldı ve 1 tane yazı geldi sonunda projelerle ilgili.
Abdulkadi bey sorularınızı cevaplayacağım, görüşlerimi bildireceğim kısa süre içerisinde.

Yakup abi sana gelirsek Wink önce sorunlar var ise düzeltilmesini düşündüğümüz konular var ise onları belirleyelim - ki bu "ne" oluyor. Sonra çözüm üretip "kim" ile ilgili yazışalım. Ben "kim" için önemsiz demiyorum. Önceliğin "ne" olduğunun daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda seninle farklı düşünüyoruz.

Aşkın abi senin fikrine katılmadığım bir husus var. Federasyon yönetiminden herhangi birisinin bu forumda yazmamasına "zamanlarını bu yönde değerlendirmek istemeyebilirler" benzeri birşey yazmıştın. Burada satranç camiası mevcut. Burada satranç emekçileri mevcut. Bilgi her daim zamandan değerlidir bana göre. Ali Nihat Yazıcı döneminden itibaren hep muhalefet susturulmaya çalışıldı, hep sorular cevapsız bırakıldı. Peki bu yönetim kimin için var? Emin ol o dönemi içinde yaşayarak öğrenen birisiydim. Ben buna karşıyım. Federasyon yetkililerinden birisinin buraya girip cevap yazması, insanlarla fikir alışverişinde bulunması neden bu kadar korkutucu?

"Cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol" Mevlana. Acaba bize mesaj mı veriliyor? Smile

Kıvanç Haznedaroğlu

Ben; Ne? Kim? konusunda, genel zaman diliminde, anlaştığımızı düşünüyorum ama bahsetmeye çalıştığım, özel zaman diliminde olduğumuzda, bu soru içerikleri, 'öncelik olarak yer değiştirmelidir' diye düşünüyorum.

Turnuvada başarılar.
Ara
Cevapla
#65
(25-08-2015, 23:03)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ancak tutarlılık, tutarlılık diyerek, fikir üretme konusundaki yoksulluğunuzu, insanların 10 yıl önceki mesajlarına, vergi verip vermediklerine, dernek aidatlarına, hatta ve hatta ölmüş insanların ağzından kötülemelere varıncaya kadar seviyeyi düşürerek kapatmaya çalıştığınızda önce kendiniz tutarlı olmalısınız.

Tutarlılık ve siz ??

Erşan bey, kusura bakmayın ama söyledikleriniz gerçekten çok saçma.

Çünkü aynı ve benzer olayların çok daha katmerlisini başkaları yaparken suskun kalmanızı önce kendinize izah edin.

Sonra da tutarlılıktan bahsedin.

Kimsenin 10 yıl önceki mesajıyla bir işim yok. O zamanlar ne forumda yazdım ne de birbirleriyle saçma sapan didişen yazıları okudum.

İnsanların kolaydan yana olmalarını burada gördüm.
Kolayı yazmak çok kolaydır. Kolayı yapmak da öyle…

Oturduğu yerden sadece yazarak ve eleştirerek aydın ve entelektüel pozlara bürünmüyorum.
Adımı mesleğimi ve yaptıklarımı saklamıyorum.

İnsanların adını ve mesleğini aşağılamıyor, bireylerin isimlerini anarak buradan utanç duyduğumu haykırmıyorum.

Hiç kimsenin şahsını adını soyadını ve baş harflerini kullanarak, onların kişiliklerine saldırarak, bel altı fıkralarla uğraşmıyorum.

Sizin gibi bilerek suskun ve tepkisiz kalıp yerimden seyretmiyorum.

Kimseye iftira atmıyorum.

Kimsenin mesleğini ve nasıl icra ettiğini afişe etmeye kalkmıyorum.

Çalmıyorum.

Yazdıklarımın arkasında mutlaka şahitleriyle yaşanmış bir olay ya da belge vardır.

Bana ne olur tutarlılıktan SİZ bahsetmeyin.
...

Benim mali genel kuruldan sonra bırakacağımı söylememe rağmen geri dönmemi yadırgadınız.
Sebebini de çok iyi biliyorum.

Ben bırakmıştım.
Ancak arkamızdan hem özelden hem de bu sütunlardan olmadık iftiralar ve gıyabi suçlamalar yer aldı. Elbette cevaplamak gereği doğdu. Bunu neden yadırgadığınızı anlamak isterim.

Benzer şekilde 2-3 üye daha aynı tavrı takındı değil mi? Onlara da aynı şekilde yaklaşım gösterdiniz mi Erşan Bey?
Tabi her zamanki gibi yine;
Görmediniz,
Duymadınız,
Bilmiyordunuz değil mi?

Yoksa yazdınız da biz mi göremedik?

Tutarlılıktan bahsederken biraz da bunları görelim değil mi?

(25-08-2015, 23:03)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Satranççıların iyi yönetici olamayacağı tezi kadar büyük bir hakareti ve kusura bakmayın zırvalığı da daha önce görmemiştik. Burak Akgüç (2120) Türkiye'nin önemli bankalarından birinin genel müdür yardımcılığını yapıyor. Çetin Sel (2265) neredeyse 20 yıldır Türkiye ve dünyanın en büyük otellerinde müdürlük yapmakta, yüzlerce kişiyi yönetmekte. Orkun Dizdar (1910) daha geçtiğimiz yıl, saygın bir şirketin genel müdürlüğüne getirildi. Doktor, hukukçu, akademisyen, kendi şirketlerini yöneten daha bir çok örnek, hatta Türkiye Şampiyonları var. Hem şu anki mevcut yönetim kuruluna körleme simultane atacak, hem de mezun oldukları okul, eğitim, deneyim ve beceri olarak mevcut başkandan çok daha fazla özelliğe sahip, yönetim bilimleri konusunda eğitim almış, bir veya birden fazla yabancı dili olan bir çok satranççı var. Lütfen 'satrancı, satranççılar için, satranççılara rağmen' yönetme masalını burada değil, seçim zamanı geldiğinde Ankara bürokratlarına anlatın...

[color=#0000CD]Tabi yazdıklarıma nereden ve nasıl baktığınız, nasıl anlamak istediğinizle ilgili bir durum.

Yorumunuzu çok çocukça buluyorum.
Bir kere;
Benim sizin söylediğiniz gibi;
"Satranççıların iyi yönetici olamayacağı tezi kadar büyük bir hakareti ve kusura bakmayın zırvalığı da daha önce görmemiştik."
...
Hoppala.
Bunu nasıl böyle anlar, çarpıtır ve istediğiniz gibi yorumlarsınız?

Bu yöneticilik konusunda asla görüşüm değişmedi.

Ama sizin yazdığınız ve hayatttan verdiğiniz örnek bambaşkadır.
İsimlerini verdiğiniz kişiler elbette iyi, çok iyi yönetici olabilirler.
Ben bunlar için bir şey söylemedim ki...
Onlardan hangisi satranç yöneticisi olmuş ve hayatlarını satranç yöneticiliğinden kazanmaktalar?

Bana yanlış ve ÇARPITILMIŞ örnekler vererek toplumda yanlış algı oluşturmaya çalışıyorsunuz, bu çok açık!

Ben yöneticiliği genel anlamda değil, satranç yöneticiliği olarak gördüm ve bu kapsamda yazdım.

Aşağıdaki fikirlerimin yanındayım.

Satranç yöneticiliği için elbette satrancın en içinden gelmek ideal olanıdır.
Kıvanç HAZNEDAROĞLU bu özelliği ile tam uygundur. Bunu yeni yazmıyorum.

Bunda bir sorun yok ki.
Benim bu anlamda bir satır yazım da yok.

Ben satranç yöneticiliği yapmak için sadece satrancın içinden gelinmesini yeterli görmüyorum.

Bu ikisi ayrı şeyler.
Siz ya bunu karıştırıyor ya da her ikisini bilinçli bir şekilde kavuruyorsunuz.

Bir kere hayatını satranç dışındaki mesleğiyleile kazanmak zorunda olan bir insan satranç yöneticiliğine ne kadar zaman ayırabilir ki?

Satranç turnuvalarına bile sadece hafta sonlarını ayırabilen, sadece liglerde gördüğümüz sn. Suat SOYLU bu konumda mesleğini bırakabilir mi?
Elbette aksi yönde özel kararı beni mutlu eder. Ancak şu aşamada bekleyebilir misiniz böyle bir gelişmeyi?

Ha, konumu uygunlaşır aday olur, zaman ayırır. Bu olabilir.


Siz, özel okulunuzdan haftada 2-3 gün izin alıp sorunlar ile belki de yerinde uğraşmak için zaman ayırabilir misiniz?

Hayatında sadece özel satranç eğitim merkezi olan birisi, örneğin sn Umut ATAKİŞİ bu zamanı ayırabilecek midir? Ama Umut'un yerine konuşmuş olmak istemiyorum. Fikirlerine ve kararlarına saygı duyarım. Ben örnek verdim.

Sevgili Kıvanç HAZNEDAROĞLU şu anda hangi mesleği icra ediyor bilmiyorum. Ama kendisini bu konuda yeterli görüyor, zaman ayırabilecek durumda demek ki.
Eğer öyle ise, yine de kendisine nacizane önerilerim geçerli olmak üzere, kararına saygı duyup yolunun açık olamsını dilemekten başka ne düşünebilirim ki? Kendisine bir güvensizlik mi belirttim?
Var mı öyle bir yazım. ÇARPITMAYIN!

Ben hayatını satrançtan ya da başka asli meslekten kazanmak zorunda olan insanların bu konuda yeterli ekonomik önlem almadıkça, GELECEKLERİNİ MADDİ-MANEVİ ANLAMDA GARANTİYE ALMADIKÇA satranç yöneticiliğine soyunmalarını, gelecekleri açısından uygun görmediğimi belirttim.

Kimsenin adaylığına karıştım mı?
Engel mi oldum?
Ne haddime ?
...
Bunların tarafımdan yapılmış gibi gösterilmesi olayı çarpıtmadır.
Bunu yadırgarım işte, gerekli cevabı da yazarım.
...

[b]Ununu elemiş eleğini asmış
deyimi vardır.

Bu anlamda maddi manevi gelecek kaygısı olamayan, hatta ailevi sorumluluklarının bilincinde olarak bir özverili planlama yapan insanların içinden, çağdaş yönetim eğitimi almış ve bunu uygulama alanına koyabilecek özellikte insanların yöneticiliğine olumlu bakıyorum.,

Bu konuda ister satranççı ister satrancın dışından ama illede satranç temel buluşma noktasında adayların profilini çizdim.

Aksini çok yaşadım.
Kendimden ve çevremden çok örnek gördüm bu yönde. Okulunu, mesleğini riske eden insanları bilmez misiniz?
Hatta yuva kuramayıp, yuvasının dağılanlarını...
İsim mi verelim illaki?

Ben bu konuda inandığım gerçekleri yazdım. Ülke satrancının zaman kaybına tahammülü yoktur.

Seçildiğinin 3. ayında koşullara yenik düşen bir adayın sorumluluğu sadece kendisinde değil, onu seçenlerde de olur.
Bunu hemen bir tehtid olarak algılayacak kişiler de olabilir.
Beni rencide edecekler de...
Bu anlamda sn.Ali Nihat YAZICI nın 3 dönem başkanlık yapmış olmasını, kendisinin bir devlet kuruluşunda görev yapması ve maddi-ekonomik anlamda eksiklik yaşamaması sayesinde, onun rahatlıkla kendisini aday görmesini sağladığını düşünürüm.

Bu söylediklerim yanlış mıdır?[/b]





[color=#0000CD][/color]









[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#66
(25-08-2015, 23:15)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ama siz olmalısınız Aşkın Bey. Neden siz olmalısınız? çünkü 'TSF'de yetkiliyim' diye burada belirtip, Bachana konusu ile ilgileneceğinizi yazdınız, yanıldığımı sanmıyorum.
ilgilendiniz, sağ olun, var olun.

Ciddiye alındınız mı ? Hayır.
...
Buradan yola getirebilir miyiz?(miyim?) Hayır.
...
Şu anda var olan satranç ortamında;
KESİNLİKLE ESAS SORULAR NE? İLE BAŞLAYANLAR DEĞİL,
KİM? İLE BAŞLAYANLAR OLMALIDIR.

Sorularınızın cevapları konusunda o kadar da umutsuz olmamak gerekir.
Camia ve onun içinden gelen yönetim birbirinden o kadar ayrı olsalardı bu gün bunları burada konuşup bazı çözümler de sunamazdık öyle değil mi?

Her sorunun çözümü anlamında söylemedim.
Ben en başından beri sadece söyleme değil, eyleme de dayanan yapıcı bir örgütlenme istemekteyim.
Bunu ne yazık ki 2-3 olayda gördüm.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#67
Çok uzamış yazışmalar sonunda ortaya konan önemli görüşlerin özetini yapmak istiyorum.Naci beyin küsmesi ve ayrılması gerekli değildir.Ayrılmamalı ve gerekli gördüğü zaman yazmaya devam etmelidir.Zaman zaman kırıcı çıkışlar olmaktadır. Bunlara dahi bir yere kadar dayanacağız.
Gelecekde Satranca emek vermiş,Satranç oynamış kişilerin Federasyon yönetim Kurulunda yer alması veya yer alanların sayısının artması ortak dileğimiz olmalıdır.Bu dileğin tersini savunuyor gibi görünmenin yararı yoktur.Bu konuda 2016 da yenilik yapılmasını sağlamak için sesimizi duyurmamız ve konuyu gündemde tutmamız uygundur!
Şike ve benzeri olaylar hakkında soruşturma açılmasının gecikmiş olması üzerinde duruldu.Bunun nedenini bana sorarsanız benim yapacağım açıklama bellidir:Şikeyi yapan yerli olsaydı çoktan hak mahrumiyeti cezası veya başka bir ceza almıştı.Yabancı olduğu için soruşturmanın başlaması gecikmiştir.Bana göre içinde bulunduğumuz sistem yabancıyı kollayan bir sistemdir.Siz ister katılın ister katılmayın!Yabancıya hoşgörü ve kolaylık,yerliye ceza ve yaptırım, ön plandadır.
Miyazaki dedi ki "Ateş Ülker bile kandırılmıştır.İnsanları dinlemek,sorunları çözmek anlamına gelmez"Ben şimdilik buna razıyım!Eskiden "insanları dinlemek"kısmı yoktu.Bu bir yenilik sayılmalıdır!
Bugünkü gençler Gelecekde yönetici olabilir mi?Olmalı mıdır?Tabii ki olabilir.Yöneticilik yönünde kendini biraz geliştirmesi halinde neden olmasın?Öncelikle halkın arasına karışıp,sıradan insanlarla diyalog kurmak Yöneticilik konusunda gelişmenin ilk adımı olabilir!
Ben de dahil bu sütunlarda Aşkın beye ciddi eleştiriler yapıldı.Bunun nedeni "kendisinin Federasyona yönelmiş eleştirilere kalkan oluyor" izlenimi vermiş olmasıdır.Bence kendisinin bu izlenime düşmemesi gerekir.Kendisi geçmişde de Eğitim kurulunda önemli çalışmalar yaptı.Gelecekde de yapabilecektir.Günlük yaşamda da herkesin kolayca diyalog kurabileceği ve tereddüt etmeden arkadaşlık edebileceği bir kimsedir.Forumdaki tartışmalarda bazı ifadeler maksadını aşabilmekte ve kırıcı olabilmektedir.Bu durumlara dikkat etmemiz gereklidir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#68
(26-08-2015, 12:14)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ben de dahil bu sütunlarda Aşkın beye ciddi eleştiriler yapıldı.Bunun nedeni "kendisinin Federasyona yönelmiş eleştirilere kalkan oluyor" izlenimi vermiş olmasıdır.

[color=#0000CD]Bu cümle bu güne kadar duyduğum en gerçekçi cümle oldu. Gerçekten böyle bir izlenim mi verdim?

Bunu düşünmem gerekiyor!

Ben haksızlıklara karşı savaşacağıma dair kendime söz vermştim.

Etrafımda satranççı ya da satranç dışından, her kim olursa görev sürem içinde görevime devam edeceğim.[/color]

Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#69
(25-08-2015, 23:53)sahmatiste Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın abi yazında belirttiğin üzere (yanılıyorsam düzeltirsin) benim hedeflerime ulaşmamı temenni ediyorsun. Peki bu hedeflere ulaşmak için yazdığın/öngördüğün zorluklarla ilgili önerini neden göremedim? Madem genç bir kardeşinin başarılı olmasını istiyorsun, neden bu zorluklar ile ilgili çözüm amaçlı fikirlerini paylaşmıyorsun? Benim söylemek istediğim nokta burası.

Kıvanç Haznedaroğlu

Sevgili Kıvanç,
Benim temennim sadece senin için değil, aday olarak başkan olabilecek tüm kişiler için geçerlidir.
Ülke şartlarını, seçim şeklini ve ne kadar hakkaniyetli olup olmadığını yakından yaşıyor ve biliyoruz.
Ben belki daha da içinden takip ediyor ve burada kendi kararımla paylaşıyorum.
Bunu benden daha fazla yapan da yok bildiğim kadarıyla...

Ama bir başkan adayına, hele sorunları birlikte çözmek isteyen bir adaya elimden ne gelirse elbette...

Mevcut yönetim, ya da aday yönetim benim için değişmez!
Ben satrancın emrindeyim.

Ancak belirttim ve bu konudaki kararım kesin.
Kurul ya da bana yakıştırıldığı gibi yönetim...
Asla içinde olmayacağım!
İstesem de bunu yapamam, zamanım olmayacak!
...

Benim için fikirsiz ve fikir yoksunu biri diyorlarken, sen fikirlerimden faydalanma erdemi gösteriyorsun.
Minnettar kalırım.
Adaylığını açıklamandan hemen sonra bu fikri belirttin. Sana bu fikrin ne kadar doğru bir zamanlama olduğu konusunda özelden yazmayı da düşündüm. Ama seni çok açık sözlü biri olarak gördüm. Burada senin isteğin doğrultusunda paylaşmakta elbette sakınca görmem.
Hedef aynı oldukça...

Ancak bu konuda bana sıra gelene kadar çok değerli üyeler de mevcuttur. Konum ve donanımları üst düzeydedir.

Bunların içinde kavgalı olduklarımın bir anlamı yok. Yiğidin hakkını vermek lazım.

Törpüledikçe öze ulaşırsın bazen...

Sonuçta seni camiaya kulak veren biri olarak da tanımak gerçekten de kıvanç vericidir.

Bu, umutlarımı artırır.

SELAMLAR.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#70
Herkese merhaba,

Aşkın abi son yazında belirttiğin üzere "adaylığımı" açıklamış değilim. Sadece böyle bir düşüncem var. Bu seçim veya bir sonraki seçim, şartlarım uygun olduğunda özellikle başkan veya yönetimde benimle birlikte birçok satranç emekçisinin olmasını istiyorum.

Aday olma zamanıma kesin karar verdiğimde ilk buradan açıklayacağım kamuoyuna.

Kıvanç Haznedaroğlu
Ara
Cevapla
#71
Erşan Gökerman'a ekleyeceklerim var. Satranççıların yeterince nitelikli olmadığı yönündeki forum yazılarını esefle izliyorum. TSF Yönetim Kurulu'nda rahatlıkla yer alacak eğitim, donanım ve yabancı dil bilgisine sahip onlarca genç arkadaş vardır. Sadece satranç konusunda değil, iş hayatı ve akademik beceriler, eğitim tecrübesi ve yöneticilik tecrübesi ve becerisi bakımından, forumda bahsi geçenlerden fersahlarca ileride fertleri vardır satranç camiasının.

Kendi kuşağımda veya yaşça biraz büyük veya küçük arkadaşlardan örnekler vereyim (hiçbirini tesadüfen yazmıyorum):

FM Selim Çıtak, Mehmet Kızılkaya, Perihan Meşeli, Nazlı Pınar Aydın, şu anda görev alan Berkay Tulay, halihazırda FM Alper Efe Ataman, Emrah Papatya, FM Can Ertan, FM Deniz Arman ve muhtemelen unuttuğum onlarca insan. Merkez Bankası, Kalkınma Bakanlığı ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görev alan, yabancı dil bilen bürokratlar var. Doktorlar var. Büyük şirketlerde çalışan, belki de işletme (MBA) master'ı yapmış mühendisler var. Akademisyenler var. Uluslararası örgütlerde (Birleşmiş Milletler'e bağlı alt örgütler) çalışanlar var. Hepsi çeşitli görevler alabilirler.

Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir.
Ara
Cevapla
#72
(26-08-2015, 21:42)Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Erşan Gökerman'a ekleyeceklerim var. Satranççıların yeterince nitelikli olmadığı yönündeki forum yazılarını esefle izliyorum. TSF Yönetim Kurulu'nda rahatlıkla yer alacak eğitim, donanım ve yabancı dil bilgisine sahip onlarca genç arkadaş vardır. Sadece satranç konusunda değil, iş hayatı ve akademik beceriler, eğitim tecrübesi ve yöneticilik tecrübesi ve becerisi bakımından, forumda bahsi geçenlerden fersahlarca ileride fertleri vardır satranç camiasının.

Kendi kuşağımda veya yaşça biraz büyük veya küçük arkadaşlardan örnekler vereyim (hiçbirini tesadüfen yazmıyorum):

FM Selim Çıtak, Mehmet Kızılkaya, Perihan Meşeli, Nazlı Pınar Aydın, şu anda görev alan Berkay Tulay, halihazırda FM Alper Efe Ataman, Emrah Papatya, FM Can Ertan, FM Deniz Arman ve muhtemelen unuttuğum onlarca insan. Merkez Bankası, Kalkınma Bakanlığı ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görev alan, yabancı dil bilen bürokratlar var. Doktorlar var. Büyük şirketlerde çalışan, belki de işletme (MBA) master'ı yapmış mühendisler var. Akademisyenler var. Uluslararası örgütlerde (Birleşmiş Milletler'e bağlı alt örgütler) çalışanlar var. Hepsi çeşitli görevler alabilirler.

Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir.
Bekara karı boşamak çok kolaydır!

Yazınızı okuyunca aklıma gelen ilk laf oldu bu.
Ne kadar uygundur bilemem.

Listeyi ben de uzatabilirim.
İçinde olmak ile dışarıdan saymak arasında ne kadar fark olabilir acaba?

Son cümlenizin kimin tarafından söylendiğini de merak ediyorum.

"Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir."

Bu yakıştırmanızı kabul etmiyorum.
Eğer saptırma ya da yanıltmaca değilse bunu kim diyor?
Beni mi işaret ediyorsunuz?
Ne böyle düşündüm, ne de böyle bir lafım olmadı.

Yazımda fikirlerim anlaşılmaz değil ve çok açık.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#73
(26-08-2015, 21:42)Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir.

[size=medium][color=#FF0000]Özgür Bey,
Bu çok ağır bir ithamdır.
Kim için söylediniz?

Şahsıma söylenmiş bir cümle midir?
Lütfen belirtir misiniz?[/color]
[/size]

(25-08-2015, 21:13)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Basit bir aramayla 'şüpheli üye' askerliğini yapmış mı yapmışsa kaç aylık yapmış, vergilerini ödüyor mu, ...

[color=#0000CD]Erşan Bey,
Biz aramızda satranç oynarken taş veya piyon uyuduğumuzda rakip o taşı alırken birbirimize takılır ve söylerdik; " yaa, bırak alsın. O da bu memleketin evladı. Askerliğini yapmış, vergisini zamanında ödüyor, elbette hakkı. Alacak tabi!"
Böyle söyler ve birbirimize takılırdık.
Yaklaşımınıza çok güldük, ama ben sebep oldum tabi. Kusura bakmayın.
Ankara Taraça'da buna benzer yüzlerce hikaye yaşanır her gün. Ya da kıraathanelerde...

Birbirine karşı samimiyeti ve dostluğu hak eden arkadaşlar arasında takılma amaçlı söylenebilecek bir laftı...
Size de bu lafı ağzımdan kaçırdım, özür dilerim.
Bu lafı ederken aramızdaki mesafe aklıma gelmemişti inanın.

Gerçekten de çok acı.
[/color]


[color=#000000]Bu arada tutarlılıktan bahseden zatı muhterem de 2014 mali kurulu sonrasında misyonunu tamamlayacağını ve forumda bir daha yazmayacağını söyleyen ama günde 10 tane mesajla forumu okunmaz hale getiren kişi ne tesadüf.[/color]

[color=#0000CD]Kusura bakmayın. Bir blogum bile yok. Ne zamanım var ne de donanımım... Bunu da aynı zat-ı muhtereme söylediniz mi?
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#74
(26-08-2015, 21:42)Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Erşan Gökerman'a ekleyeceklerim var. Satranççıların yeterince nitelikli olmadığı yönündeki forum yazılarını esefle izliyorum. TSF Yönetim Kurulu'nda rahatlıkla yer alacak eğitim, donanım ve yabancı dil bilgisine sahip onlarca genç arkadaş vardır. Sadece satranç konusunda değil, iş hayatı ve akademik beceriler, eğitim tecrübesi ve yöneticilik tecrübesi ve becerisi bakımından, forumda bahsi geçenlerden fersahlarca ileride fertleri vardır satranç camiasının.

Kendi kuşağımda veya yaşça biraz büyük veya küçük arkadaşlardan örnekler vereyim (hiçbirini tesadüfen yazmıyorum):

FM Selim Çıtak, Mehmet Kızılkaya, Perihan Meşeli, Nazlı Pınar Aydın, şu anda görev alan Berkay Tulay, halihazırda FM Alper Efe Ataman, Emrah Papatya, FM Can Ertan, FM Deniz Arman ve muhtemelen unuttuğum onlarca insan. Merkez Bankası, Kalkınma Bakanlığı ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görev alan, yabancı dil bilen bürokratlar var. Doktorlar var. Büyük şirketlerde çalışan, belki de işletme (MBA) master'ı yapmış mühendisler var. Akademisyenler var. Uluslararası örgütlerde (Birleşmiş Milletler'e bağlı alt örgütler) çalışanlar var. Hepsi çeşitli görevler alabilirler.

Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir.

Sayın Özgür AKMAN,

Yukarıdaki ifadenizde "tahkir" kelimesi ile kimi kastettiğinizi lütfen kamuoyuna açıklar mısınız?

Size bir görevi başında bir satranççı olarak soruyorum. Ağır bir itham var yazınızda.

Lütfen aydınlatınız.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#75
(27-08-2015, 06:53)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(26-08-2015, 21:42)Ozgur_Akman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Erşan Gökerman'a ekleyeceklerim var. Satranççıların yeterince nitelikli olmadığı yönündeki forum yazılarını esefle izliyorum. TSF Yönetim Kurulu'nda rahatlıkla yer alacak eğitim, donanım ve yabancı dil bilgisine sahip onlarca genç arkadaş vardır. Sadece satranç konusunda değil, iş hayatı ve akademik beceriler, eğitim tecrübesi ve yöneticilik tecrübesi ve becerisi bakımından, forumda bahsi geçenlerden fersahlarca ileride fertleri vardır satranç camiasının.

Kendi kuşağımda veya yaşça biraz büyük veya küçük arkadaşlardan örnekler vereyim (hiçbirini tesadüfen yazmıyorum):

FM Selim Çıtak, Mehmet Kızılkaya, Perihan Meşeli, Nazlı Pınar Aydın, şu anda görev alan Berkay Tulay, halihazırda FM Alper Efe Ataman, Emrah Papatya, FM Can Ertan, FM Deniz Arman ve muhtemelen unuttuğum onlarca insan. Merkez Bankası, Kalkınma Bakanlığı ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görev alan, yabancı dil bilen bürokratlar var. Doktorlar var. Büyük şirketlerde çalışan, belki de işletme (MBA) master'ı yapmış mühendisler var. Akademisyenler var. Uluslararası örgütlerde (Birleşmiş Milletler'e bağlı alt örgütler) çalışanlar var. Hepsi çeşitli görevler alabilirler.

Satranççıların "niteliksiz" diye tahkir edilmesi büyük bir gaflettir.

Bekara karı boşamak çok kolaydır!
Yazınızı okuyunca aklıma gelen ilk laf oldu bu.

....

Sayın Taşan bu ne demek ben anlamadım?
FM Selim Çıtak, Mehmet Kızılkaya, Perihan Meşeli, Nazlı Pınar Aydın, Berkay Tulay, FM Alper Efe Ataman, Emrah Papatya, FM Can Ertan, FM Deniz Arman ve muhtemelen unutulan onlarca insan satrancı yönetemez mi yani? Özgür Akman işkembeden mi sallıyor sizce?

Bu isimleri beğenmediniz mi?
Yöneticilik becerileri mevcut olamaz mı?
Peki MBA yapsalar ikna olur muydunuz?
Cevapla
#76
Yazılan her bir isim, TSF de olmayı, çalışmayı, öz ürün ile katkı sunmaya son derece yatkın ve saygın isimlerdir.

Bu soruyu neden kendilerine sormazsınız?
Onların yerine cevap mı vermeliyim?

HER BİRİSİNİN DE EĞER ÇALIŞMA İSTEKLERİ VE HEDEFLERİ VARSA ELBETTE, NEDEN OLMASIN?

Bu nasıl bir soru böyle şimdi?
Olayı farklı yöne çekmeyin!

Bu anlamda hiç böyle düşünmedim ve tek bir satır da yazmadım.

Satrancın içinden gelenlere karşı olduğumu söylemeniz ve bu anlamda bilinçli olarak kamuyu yanıltmaya yönelik farklı söylemleri desteklemeniz en açık anlamda abesle iştigaldir.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#77
Burada isimler üzerinden sayılan şahıslar var.
Evet, görev alabilirler elbette. Buna itiraz ya da engel mi var?

Benim burada söylediğimi anlamadığınız ya da anlamazdan geliyorsunuz.

Söylediğim çok açık!

Kağıt üzerinde bir listede olmak ile sizin söylediğiniz; “Merkez Bankası, Kalkınma Bakanlığı ve pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görev alan, yabancı dil bilen bürokratlar var. Doktorlar var. Büyük şirketlerde çalışan, belki de işletme (MBA) master'ı yapmış mühendisler var. Akademisyenler var. Uluslararası örgütlerde…”

Bakın bunların hepsi aktif meslek sahibi insanlar değil mi?

İçlerinden hangisinin yılın her ayında bazen tamamını, sürekli olarak haftanın 3-4 gününü iş yerinden izin alarak geçirebilir?

Ben bu şartlarda görev yapabileceklerini, ne kendi asli meslekleri açısından, ne de fahri olarak görev alacakları satranç yöneticiliği açısından verimli olamayacağını söyledim. (Anlam bakımından söylediklerim ile fikirlerimin çekilmek istendiği nokta arasında çok mesafe var)

Fakat asli mesleğinin temposunu bozmayacak şekilde olanaklara sahip yöneticiler elbette kendi kararlarıyla her türlü göreve talip olabilirler.
Bu çok normal ve doğal!

Günümüze kadar onuruyla görev yapan her bir TSF başkanımız (aramızdan ayrılanları minnet ve rahmet ile anıyorum) -ununu elemiş, eleğini ipe asmış- bir şekilde göreve talip oldular.

Bir kısmı mühendis, işletmeci, bankacı ve serbest meslek sahibi olan bu insanlar özverili bir şekilde çalıştılar ve konumsal ilişkileri sayesinde önemli iletişim ve maddi kaynaklar da bulmuşlardır.

Ben görevi başında bir öğretmen, memur ya da hayatını çalıştığı meslekten kazanmak zorunda olan bir federasyon başkanı, üyesi ya da görevlisi görmedim. Asli görevinden ancak belli koşullar çerçevesinde özel ya da resmi izinler alarak çalışanların tempolarını biliriz. Evlerinde ailelerine uykularına ayıracak zaman bulamıyorlar.
Devletteki ödeme sistemi yüzünden görev yolluklarını bile peşin alamayıp cebinden yaptıkları harcamalar ile sırf görevi
lerini aksatmamak için göreve giden, bu arada kendi okullarındaki özlük haklarının aksadığını bildiğimiz çok arkadaşımız vardır.

Bunun dışında bir konum belirtmedim. Yazılarımı satır satır, cümle cümle alınız.
Bir daha okuyunuz.

BENİM BU SAPTAMAM AŞAĞILAMA DEĞİLDİR!
SATRANÇÇILARIN NİTELİKSİZ OLDUĞUNU SÖYLEMEK, HİÇ DEĞİLDİR!


Asıl sizin bu yöndeki çarpıtmalı söylemleriniz bu yöndeki yazılarımı değersizleştirme, yönlendirme, topluma yanlış algı oluşturma amaçlarına yönelik gayretlerdir.

Yazılarınızın içinde de bu anlamda hiçbir fikir yoktur. Sözde bir saptama yapıp, bir TSF çalışanı olarak beni hedef göstermeye, toplum nezdinde değersizleştirmeye ve bir nevi aşağılamaya çalışıyorsunuz.


Asıl gaflet budur!


Sayın abdulkadirbener,
Bekara karı boşamak, bunu bilmediğinizi sanmıyorum.
Gerçekliğini yaşamadan bilmeden, kendisini zorluklar içinde çalışan insanların yerine koymadan onlar adına konuşmak, örnek vermek, liste yapmak anlamında kullandım.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#78
(28-08-2015, 10:20)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sayın abdulkadirbener,
Bekara karı boşamak, bunu bilmediğinizi sanmıyorum.
Gerçekliğini yaşamadan bilmeden, kendisini zorluklar içinde çalışan insanların yerine koymadan onlar adına konuşmak, örnek vermek, liste yapmak anlamında kullandım.

Atasözlerini kafanıza göre anlamlarda kullanamazsınız.

Türk Dil Kurumu Nickli Kullanıcıdan Alıntı:§ bekâra karı boşaması kolaydır
bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.
Atasözü

Ben sadece soru sordum. Bu kişilerin bilgi ve deneyimi, yöneticilik becerileri yetersiz mi diyorsunuz? Yönetemezler mi diyorsunuz? diye basitçe sordum. Demediğinizi bırakmamışsınız.

Bakın beyefendi, büyüğümsünüz, hürmetim var, demeyim demeyim dedim ama bu kadarı yeter artık;

(1) Bu forumda insanları tehdit ediyorsunuz, sorulunca da "aa ne alakası var ben onu mu demek istedim" diyorsunuz.
(2) Ara sıra insanlara gizli cümlelerle ya da açıkça hakaret ediyorsunuz, ilgili kişi cevap verince de demediğinizi bırakmıyorsunuz.
(3) Her lafa giriyorsunuz, muhtemelen de bu yüzden sık sık hata yapıyorsunuz, "bunu mu demek istiyorsunuz" diye sorulunca yine demediğinizi bırakmıyorsunuz.
(4) İşinize gelmeyen şeylerle ilgili susmasını çok iyi biliyorsunuz, işinize gelen konuları sürekli işinize geldiği açıdan dibine kadar kurcalıyorsunuz. Konu sulandırmakta bir numarasınız.
(5) Bir konu yazışılırken alakasız bir konuyu açıp olayı sık sık rayından çıkarıyorsunuz. Hatta çoğu kimsenin hatırlayamayacağı tarihi olayları bile deşmekten çekinmiyorsunuz.

Ayıptır. Hiç bir şey değilse bile en azından ayıptır. İnsanları ahmak yerine koymayın lütfen.

Bir dileğim var;

Satrancınız da sizin olsun federasyonunuz da sizin olsun. Görevi bırakmayın lütfen. Bir otuz sene daha satrancın idaresinde yer alın lütfen. Bir üyenin önerdiği gibi buradaki her yazı kontrol edilsin. Hatta her yazıyı kontrol eden de siz olun.

Her ortamı manipüle eden, her konuyu sulandıran, işine geldiği gibi davranan insanlar forumun yakasından düşmedikçe buradaki kısır yazışmalar böyle devam edip gidecek. Özgür forum ama özgürlüğün bile bir sınırı vardır. Sınırsız özgürlük anarşi demektir. Yazık ki yazık. Ben yazmaktan bıktım. Size kolay gelsin.

Kıvanç beyefendi, sorularımı geri alıyorum. Cevaplamak zorunda değilsiniz. Türkiye satrancı henüz bir GM'nin idealist idaresini bence hak etmiyor, böyle bir lükse hazır değil bence. Bu benim naçizane fikrimdir ve sebepleri vardır. Siz ya da başka bir GM Türkiye satrancında baş idareci olamazsınız zaten, buna müsaade etmezler. Dunning Kruger sendromundan muzdarip şahıslar var oldukça bu zor ihtimal.

Özürlerimle. Size iyilikler temenni ediyorum.
Cevapla
#79
Değerli Camiamıza,
Kısa bir zaman önce bu başlık altında süregelen yorumlara dayalı olarak yazdığım yazılarıma istinaden hakkımda konuyla hiç alakasız olarak, malum bir üye tarafından yazılan (bence) ağır sözler neticesinde bu forumu terk ettiğimi açıklamıştım.

Bu kararımı yayınladıktan sonra gerek özel mesaj ile gerekse de doğrudan bu satırlardan bana hitaben yazılanların, değerli büyüğüm Ateş ağabeyin, sevgili Kıvanç'ın, kendi yazılarının beni üzmüş olabileceğini düşünen hassas düşünceli arkadaşımızın, şu an aklıma gelmeyen bazı üyelerimizin de bana sahip çıkması sonucunda verdiğim "terk" kararının hatalı olduğunun farkına vardım.

Ben, bir iki satır yazıyı görünce burayı bırakıp gittiğimde bu davranışım her ne kadar "er meydanından kaçış" gibi görünse de malum kişinin satırlarının çok ağır suçlamalarla dolu olması, ne yazık ki benim de bunlara gereken yanıtları vermeye kalksam da camiamız tarafından anlaşılamayacak olması da bende anlık bir psiko-tepki oluşturmuştur.

Kararımın çok ani ve hatalı olduğunu kabul ve ilan eder, değerli camiamızdan özür dilerim.

Naci Erdem
[font=Trebuchet MS]ZESDER Balıkesir Zekâ ve Zihin Sporları Kulübü[/font]
Cevapla
#80
Naci beyin özür dilemesini gerektiren bir durum yoktur.Burada daha çok sayıda görüşlerini bildiren kimselerin yer alması ortak dileğimiz olmalıdır.Naci bey değil ama diğer arkadaşlar zaman zaman maksadını aşan ifadeler kullandılar.Bunlara gerek yoktur.Serinkanlı olmalıyız.Aşkın bey sözü uzatıyor ve bu defa gerilim artıyor.Mutlaka yanlış anlaşılmalar da oluyor.Satrançcılara kimse niteliksiz diyemez.Kim nerede demişse bunun bulunduğu bölüm ve kutuyu gösterelim!Bakın şimdi ben bir görüşümü tekrarlayacağım.Bu şekilde satranççıların önemini vurgulamış olacağım.Ben 2016-2020 döneminden ne bekliyorum?Abdülkadir Bener'e hak veriyorum.Bir Büyükusta'ya veya Satrancın içinden gelmiş bir kimseye Yönetimde önemli bir görev vermezler.Bunu da nereden çıkarıyorum?Bir Büyükusta veya Satranca emek vermiş bir başka kimse önce İş Bankası Liginde takımı bulunan kulüplerden birinde delege olabiliyor mu?Bugüne kadar olamamışsa bundan sonra da uzun süre olma ihtimali azdır!Her zaman dikkatimizi çeken ve yadırgadığımız gerçeklerden biri budur.Yönetim Kurulu üyelerinden önce Genel Kurul delegelerinin nitelikleri ve delege olma gerekçeleri nedir?Bu konu 2000 yılından beri tartıştığımız konudur!Bu konuyu da herkes tartışamaz.Ben deneyimli olduğum ve kelimeleri seçerek kullandığım için tartışabilirim.Şu halde delegelerin nasıl seçildiğini 15 yıldır tartışıyoruz.Ama bundan sonra bazı yenilikler olmak zorundadır.Ben şahsen 2016 da Gülkız hanımın Başkanlığa devam etmesinin uygun olduğunu düşünüyorum.Ama artık Federasyon Yönetim Kurulunda Satrancın içinden gelmiş 5-6 kişi bulunmalıdır.Yakup Bayram,Özgür Akman,Naci Erdem Yönetim Kurulunda bulunsa ne olur?Darbe mi yaparlar?Başkanın veya başka bir bürokratın bundan çekinmesi için bir neden mi vardır?Hiç olmazsa Satranca emek vermiş birkaç kişi bulunursa bugün yapılmakta olan eleştiriler azalır!Bunun dışında kulüpleri temsil edenlerin de zabıta memurları veya üst düzey yöneticiler değil kısmen de olsa Satranca hizmet eden kişiler olması idealdir.Hiçbir yenilik olmayacak ve herşey eskisi gibi olacak diye düşünülürse bu düşünce şekli yanlıştır.Çünkü şikayetler artıyorsa satrançcıların sesi de duyulmaya başlayacaktır.ABD de yayınlayan çok ünlü bir gazetede hakkımızda makale çıkarıldığını unutmayınız!Şu halde dış dinamikler bile içimizdeki olayların seyrine etki edebilmektedir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi