Türkiye'de Sistem Eksikliğı
#13
(08-09-2015, 18:00)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuhf...1023019518


Bakınız gösterilen kaynaktan aynen (olduğu gibi) alıntılar yaptım.
Sistemi birlikte inceleyelim.


...
3289 sayılı Kanun’un ek 9.maddesinin 3.fıkrasına göre: “...Genel Müdürlük, genel kurul toplantılarında gözlemci bulundurur. Gözlemci, genel kurul çalışmalarının bu Kanun ile ana statüye
22uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyerek, raporunu Bakana sunulmak üzere on beş gün içerisinde Genel Müdürlüğe verir. Genel Müdürlük, raporun verildiği, ilgililer ise genel kurulun yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde asliye hukuk mahkemesinde genel kurulun iptalini isteyebilir...”
Bu hükümde belirtilen Spor Genel Müdürlüğünün spor federasyonlarının genel kurulunda gözlemci bulundurması, gözlemcinin genel kurul çalışmalarını denetlemesi ve nihayet Spor Genel Müdürlüğünün genel kurulun iptali için yargıya başvurabilmesi, spor federasyonları üzerindeki idarî vesayet yetkisi olarak kabul edilebilir.
Yine aynı fıkrada yer alan: “...Olağan üstü genel kurul,
...Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen veya yapılan denetim sonucu görev başında kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere Bakanın (Gençlik ve Spor Bakanı) istemi üzerine, olağanüstü toplanır” hükmü, Gençlik ve Spor Bakanlığının spor federasyonlarının başkan ve yönetim kurulları üzerindeki (personele ilişkin) idarî vesayet yetkisini belirtmektedir.
1982 Anayasası, ‘bağımsızlık’ kavramını yargı organları için kullanmıştır.
Anayasa’nın 123.maddesine göre, spor federasyonlarının yürütme organı karşısında bağımsız olmaları mümkün gözükmemektedir. Anayasa’nın 123.maddesinin 1.fıkrasına göre; “İdare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür...”. İdarenin bütünlüğünü sağlamak için bütün idarelerin idarî vesayet yoluyla merkezden yönetimin idarî denetimine bağlı olmaları gerekmektedir.

“…spor federasyonlarının ‘bağımsızlığını’ düzenleyen ve 3289 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 6215 sayılı Kanun hükümleri Anayasa’ya aykırıdır. Ancak belirtmek gerekir ki, spor federasyonlarının gerçekte bağımlı olmasına (Anayasa gereği) sebep olan düzenlemeler de yine aynı Kanun’da yer almaktadır. Dolayısıyla spor federasyonlarının bağımsızlığının Kanun’da içi boş bir ifadeden öteye gitmediği de tespit edilebilir.
Anayasa Mahkemesi, Karar Tarihi:02.07.2009, Esas:2006/118, Karar:2009/107, Resmî Gazete Tarih ve Sayısı:19.03.2010/27526.;
“Danıştay 10.Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bir başvuru kararında, spor federasyonlarının genel idare içinde yer alan Spor Genel Müdürlüğüne verilen kimi görevlerin daha verimli biçimde yürütülmesi amacıyla kamu hukuku alanında etkinlik göstermek üzere, hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulan, hizmetle sınırlı olmak üzere kamusal yetki kullanan ve idarenin bütünlüğü ilkesi uyarınca merkezî idarenin vesayet denetimine bağlı birer kamu kurumu oldukları görüşüne yer verilmiştir”.
Bkz. Özelçi, agm, s.72’deki dipnottan.
“…Spor federasyonlarının tamamının “bağımsız” olarak nitelendirilmesi günümüzde kamu hizmeti anlayışındaki değişmelerin spor alanına bir yansıması olarak belirtilebilir. Kanun koyucunun yönetimleri kendisi tarafından belirlenen ve faaliyetleri için gerekli olan kaynakları kendisi bulan spor federasyonları oluşturmak istediği görülmektedir. Ancak bu durum birçok spor dalının özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ve ekonomik durumu üst seviyede olmayan ülkelerde yok olmasına veya gerilemesine sebebiyet verebilir. Çünkü çoğu spor dalının ve dolayısıyla spor federasyonunun Spor Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu hibenin dışında herhangi bir gelir kaynağının olmadığı bir gerçektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu konu sporun kamu hizmeti olma özelliğine uymayan bir durum da yaratmaktadır.”
“ …Bir kurumun bağımsızlığında önemli özelliklerden birisi de malî özerkliğe ne derece sahip olduğudur. Malî özerklik, kuruluşların ayrı malvarlığına sahip olabilmeleri ve kanunların öngördüğü esaslar çerçevesinde kendi organlarının kararlarına dayanarak kaynak yaratabilme ve harcama yapabilmeleridir.”

“Yapılan son değişikliklerle bağımsız spor federasyonları üzerinde Spor Genel Müdürlüğünün yetkileri azalmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamıştır. Federasyon başkanlarının seçimle göreve gelmesi bağımsızlık anlayışına uygundur. Ancak federasyon başkanlarını seçen genel kurulların kimlerden oluşacağının yeniden yapılandırılması gerekir.
Genel kurul üyelerini tek tek saymak yerine, genel kurulu oluşturacak üyelere ilişkin genel kurallar koymak ile yetinilmelidir. Merkezî idare ve Spor Genel Müdürlüğüne verilen genel kurul üye sayısı azaltılmalı, spor kulüplerinin temsilci sayısı arttırılmalıdır.
Bağımsız spor federasyonlarının malî özerkliğini sağlamaya yönelik gelir getirici faaliyetlerinin (sponsorluk sözleşmeleri gibi) arttırılması gerektiği bir gerçektir. Merkezî idare tarafından federasyonların malî açıdan desteklenmesi ülkemiz koşullarında bir zorunluluktur ancak bu durum bağımsızlık anlayışına ters düşmektedir. Bağımsız spor federasyonlarının gelir getirici faaliyetlerinin yokluğu veya azlığı nedeniyle bir spor faaliyetinin gerçekleştirilmemesi düşünülemeyeceğinden, spor faaliyetlerini yerine getiren spor federasyonları Spor Genel Müdürlüğü tarafından malî olarak desteklenmektedir.
Çünkü spor bir kamu hizmetidir. Anayasa ve kanunlar, spor hizmetlerinin gerçekleştirilmesi konusunda Devlete yükümlülükler getirmiştir. Bu durumda federasyonların malî özerkliğini tam anlamıyla sağlanabilmesi için yeterli malî imkânlara ulaşmasını beklemek gerekmektedir. Kuşkusuz bunun gerçekleşmesi ülkenin ekonomik ve refah seviyesinin yükselmesi, toplumda spor kültürünün yaygınlaşması, kişilerde sağlık bilincinin gelişmesi, eğitim seviyesinin artması gibi birçok etkene bağlıdır.

Her ne kadar 3289 sayılı Kanun spor federasyonlarının bağımsız olduklarını ifade etse de, çalışmada belirtilen düzenlemeler, tam ve gerçek anlamda bir bağımsızlığın mevcut olmadığını göstermektedir. Spor federasyonlarının bağımsızlığının Kanun’da içi boş bir ifadeden öteye gitmediği tespit edilebilir.
Bağımsız olduğu belirtilen spor federasyonlarının gerçekte “bağımlı” olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Anayasa’nın123.maddesinde ifadesini bulan idarenin bütünlüğü ilkesi de bunu gerekli kılmaktadır.

...



Tüm bunları değerlendirdiğimizde daha gerçekçi bulgulara ulaşabiliriz.
Özerkliğin bile sınırlandırılarak, asla gerektiği gibi özgürce düzenlemelere izin verecek şekilde (ancak yasal denetimler kontrolünde!) olmadığı kolayca anlaşılmaktadır.
Selam ve saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: sahmatiste - 05-09-2015, 22:11
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Naci Erdem - 06-09-2015, 09:47
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: sahmatiste - 07-09-2015, 23:36
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Naci Erdem - 08-09-2015, 16:35
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Miyazaki - 08-09-2015, 18:00
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 08-09-2015, 19:16
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Miyazaki - 09-09-2015, 05:11
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: yusuf_omur - 14-09-2015, 12:56
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Oktay ERTAN - 15-09-2015, 00:25
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Mojo Jojo - 16-09-2015, 07:05
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Mojo Jojo - 15-09-2015, 22:56
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Oktay ERTAN - 16-09-2015, 09:07
RE: Türkiye'de Sistem Eksikliğı - Yazar: Oktay ERTAN - 18-09-2015, 00:41



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi