Çanakkale Hakemleri Avcı Çıktı
#41
Bir yandan elektronik cihazların salona getirilmesi yasaklanıyor.Bir yandan da kapalı ve çantanın içinde olmak koşulu ile hakem getirilmesine izin verebilir,deniyor.Herkesin gözüne esnetilmiş veya çelişkili görünen kural bu 2 cümledir.Ancak çözüm vardır.Oyuncu telefonu kapalı olarak çantasının içinde getirecek,çantayı açmayacak ve içindeki telefonu kimse görmeyecek!Daha sonra bu çantayı salonda hakemlerin gözünün önündeki bir yere koyacak!Tur bitene kadar çanta hiç açılmamışsa ve telefon ortaya çıkarılmamışsa sorun da olmayacaktır!Çantayı açmak ve alıp dışarı çıkarmak yasaktır!Bizim örneğimizde meseleyi en başından daha güzel anlatabilirdik.Hatay'lı sporcumuz çantayı alıp dışarı çıkmış ve kantine gitmiştir!Arkadan takip eden hakem bu çantanın içinde telefon olduğunu biliyordu.Kendisini"çantayı eline alma"şeklinde uyarabilirdi.Ama hakem kendisinin kazanacağı ratingi düşünerek sporcunun tuzağa düşmesini beklemiştir!Sporcu da kuralı veya Teknik toplantıdaki uyarıları bilmesi gerektiği halde bu tuzağa düşmüştür!Ben yine de şuna inanıyorum: Hatay'lı arkadaşımız telefonu kullanmadı.Elektronik yardım almadı!Kopya çekmedi.Yine de hükmen yenildi!Kendisinin dürüstlüğüne inanıyorum!Ama ne yazık ki aldığı hükmen yenilgi şevkini kırmıştır.Öte yandan bir kişi çıkıp Hatay'lı arkadaş 2 nci turda kime hükmen kaybetti?sorusunu yanıtlamadı.Aynı yanlışı bir yabancı yapsaydı aynı cezayı alır mıydı?Bu soru hakkında da kimse yorum yapmayacaktır.
Cep telefonu -salona hiç gelmesin- veya -emanetçiye bırakılsın- demek mümkün değildir!Çözüm yukarda söylediğim gibi çantanın içinde tutmak ve çantayı da hakemlerin gözünün önünde bulundurmaktır.Bu sorun ancak karşılıklı iyiniyetle çözülecek bir sorundur.2011 den beri yurtdışında en az 10 turnuvada oynadım.Hiç böyle sorunlara tanık olmadım!Yurtdışında hakemler her turun başında "telefonlar kapalı olacak ve görünmeyecek"şeklinde uyarıyor!
Telefonu açıp kopya çeken olmakta mıdır?Zaman zaman olmaktadır.Yazın çok sıcak bir gününde salonda klima yokken bir sporcu kalın ceket giymişse hakemler bundan kuşkulanmaya başlayacaktır!Bu gibi olaylar her zaman olmuyor!Olduğu zaman da çoğunlukla yakalanıyor!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#42
[size=large]Güncel :[/size]
During a game, a player is forbiden to have a mobile phone, electronic means of communication or any device capable of suggesting chess moves on their person in the playing venue. However, the rules of the competition may allow such devices to be stored in a player’s bag, as long as the device is completely switched off. A player is forbidden to carry a bag holding such a device, without permission of the arbiter. If it is evident that a player has such a device on their person in the playing venue, the player shall lose the game. The opponent shall win. The rules of a competition may specify a different less severe, penalty.

[size=large]Taslak :[/size]
During play, a player is forbidden to have a mobile phone and/or other electronic means of communication in the playing venue. If it is evident that a player brought such a device into the playing venue, he shall lose the game. The opponent shall win. The rules of a competition may specify a different, less severe, penalty.

Yukarıda taslak ile güncel kuralların karakter sayılarını yazacaktım ama emin olmak isteyenlere eziyet çektirmek istemedim. Sayması kolay olan satır sayılarına bakalım. Güncelin 4 satırı var. Taslağı 2 satıra indirmişler. Güncelde organizatöre ve hakeme oyuncunun telefonlu çanta taşıması için izin verme yetkisi veriyorlar. Taslakta bu izin yetkisi kaldırılmış. İşte bu çok önemli bir fark.
Ara
Cevapla
#43
(22-08-2016, 15:00)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Öte yandan bir kişi çıkıp Hatay'lı arkadaş 2 nci turda kime hükmen kaybetti?sorusunu yanıtlamadı.Aynı yanlışı bir yabancı yapsaydı aynı cezayı alır mıydı?Bu soru hakkında da kimse yorum yapmayacaktır.

Ateş Bey,
Oyuncunun 2. turdaki rakibi turnuva çizelgesinde mevcut.

LUTFİJA KLİND ! ARNAVUTLUK.

Kural yabancılara karşı uygulanmaz demiyor ki...

Aynı olay bir yabancı tarafından yapılsaydı yine hakem ve organizasyonca aynı işlem yapılırdı/ yapılmalıydı.
Bunda tereddüt edilmemelidir. Yoksa terazinin kefesi kaçar, altından kalkılamaz.

Çanakkale'de çok daha vahim bir olay üzerine yerli-yabancı ayırımı yapılmaksızın yerel bazda gerekli duruş gösterilmiştir.

Eğer sorunuz ülke genelini de kapsıyorsa aynı davranış ve karar yine hakemlerce uygulanmalıdır.

Bu konuda tüm sporcular, hakemler ve yöneticiler olarak çelişkisiz bir duruş sergilenmesi gerekmektedir.
Tabi bu benim görüşüm.

Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#44
Ayrıca hakemlerin mevcut bir KURALI harfiyen uygulaması neden hala tartışılıyor?
Kural hakeme yorum hakkı vermiyor ki...

Eğer hakem aynı durumu kurallar çerçevesinde kişilere göre farklı uygulama içinde olsaydı bunu elbette tartışacak ve eleştirecektik.

Böyle bir durum mu görüyorsunuz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#45
Olaya şahit olmadığım için bol bol ahkam kesiyorum.
Mantık kulelerini yerle bir ediyor, bol bol çam deviriyorum.

Yahu, olaya şahit olan hakem ortaya çıksa da, ne olduğunu cesurca ve dürüstçe bi açıklasa, şu özgür forumda.
Ben de boşa kürek çekmekten kurtulsam.

Ama açıklayamaz.
Çünkü buradaki yorumlardan haberi bile yoktur, belki.
Ara
Cevapla
#46
(22-08-2016, 21:01)Feti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Olaya şahit olmadığım için bol bol ahkam kesiyorum.
Mantık kulelerini yerle bir ediyor, bol bol çam deviriyorum.

Yahu, olaya şahit olan hakem ortaya çıksa da, ne olduğunu cesurca ve dürüstçe bi açıklasa, şu özgür forumda.
Ben de boşa kürek çekmekten kurtulsam.

Ama açıklayamaz.
Çünkü buradaki yorumlardan haberi bile yoktur, belki.

Feti Bey sonuna kadar haklı. keşke hakemlerimiz çıkıp burada konuyu anlatsalar bizde bazı çıkarımlarda bulunmaktan kurtulsak. misal oyuncunun rakibi çıkıp hakeme dese: "Benim rakibim çantasında telefonla çıkıyor diye." hakem ne yapabilir ki bu durumda? ki daha öncede dediğim gibi hakemler her tur öncesi telefon kuralını hatırlattı.

sonuçta sporda kurallar konur, sonra yanlış olduğu kabul edilip başka kurallar konur. bazen kurallar esnetilir. ama burada olması gereken iyi niyet.

burada ki kaç sporcu satranç oyuncularının iyi niyetli olduğunu söyleyebilir? (hakemlerden ve antrenörlerden bahsetmiyorum)

biraz konu dışına çıkacağım ama (artık bu konu en ince ayrıntısına kadar nerede ise tartışıldı) her turnuvada artık nerede is karşılaşmıyor muyuz?
-el sıkmayan rakipler
-maç bitince, yenildi ise taşları deviren oyuncular
-maç sırasında rakibi rahatsız etmeye yönelik hareketler
vb... bunları artırabiliriz.

yurtdışı turnuvalara gidenler bu tip davranışları pek görmüyor. veyahut hakemi nerede ise (sonuç yazdırma dışında) göremiyorsunuz.
en bu sene Letonya'da hızlı satranç turnuvasına katıldım martta. turnuvada Shirov, İvanchuk, Van Wely, Sveshnikov,... 40 üst düzey GM vardı. ve sonuçları gidip hakeme yazdırıyordunuz maç bitiminde. hakemi hiç görmedim. ve galiba bir hakem vardı böyle bir turnuvada o da bilgisayar başında. bütün oyuncular güler yüzlü ve yapıcıydı.

bizde ki yıldırımda maç bitiminde sonuç kağıdına imza attık. bu da bir güvensizlik değil midir? belki yapılması gereken uygulamadır (bilemiyorum) ama biz de hep oyunculara karşı bir güvensizlik hali mevcut.

ben genel itibarı ile tahta içinde olanlarla ilgilenme taraftarıyım ve kurallardan çok haz etmiyorum ama galiba bizim ülkemizde kuralların net ve düzgün uygulanması gerekiyor.

ama baksanıza sonuçta oyuncuya güvenmiyoruz, hakeme güvenmiyoruz (yabancıya uygularmıydı? kötü niyetle mi takip etti? vb...), antrenöre güvenmiyoruz. bu durumda da zaten kuralları harfiyen uygulamak kalmıyor mu? (ki dediğim gibi karşıyım, ben bir amatör olarak)
Ara
Cevapla
#47
Oyuncuya neden güvenmiyoruz?Çünkü Federasyon güvenmememizi emrediyor.Yerli oyuncu ne kadar çok ceza alırsa otoriteyi sağlamak o kadar kolaylaşır.Hakeme güvenmiyoruz.Çünkü geçmişde yaşadığımız olaylar yabancılara hoşgörü ile yaklaşıldığını göstermiştir.Örnek isterseniz,son tura çıkmayan yabancılar konusunu bu forumda tartıştığımızı hatırlayınız!.Herhalde unutmadınız!İlk gün yoklaması yapılmayan bir başka açık turnuvanın 42 kişi ile başlayıp 29 kişi ile tamamlandığını ve ilk turda 10 adet hükmen sonuç bulunduğunu burada yazmıştık!Bunu da herhalde unutmadınız!Bir Yüksek mahkeme toplanırsa bu konuları tekrar konuşuruz.Aşkın bey de orada sunmak üzere uzun savunmasını hazırlar.Hakem isterse esnek davranabilir.Bu esneklik kural ve talimatları çiğneme şeklinde olmayacaktır.Hakemin yapabileceği iyilik "çantanı salonun dışına çıkarırsan hükmen yenilirsin"demekten ibarettir.Hakem son örneğimizde sporcuyu izlemiş ve salonun dışına çanta ile çıkmasını beklemiştir!Ondan sonra da gerekli işlemi yapmıştır.Kuralları çiğnemeden esnek davranmak mümkündür.Yerli sporcuya değer vermiş olsak ona söylediğim kolaylık gösterilirdi!Bu kuralı esnetmek değil Satranç sporunun en güzel şekilde devam ettirilmesini sağlamaktır.Hakem benim dediğim gibi davranmaya mecbur mudur?Mecbur değildir.Ama yerli dinamikleri teşvik etmenin başka yolu yoktur.Yabancılara gösterilen kolaylıklar yanında yerliye bu kadar esneklik gösterilmesi kimseye bir şey kaybettirmez.
Antrenöre neden güvenmiyoruz?Çünkü küçük sporculara el,göz ve kaş işareti ile hamle bildirenler olduğunu biliyoruz."Elimle burnumu tutarsam fili oyna!Elimle kulağımı tutarsam kaleyi feda et!"diyenler vardır.Bunları herkes biliyor.Federasyon da biliyor.Ancak herkes bu acımasız düzenin kendi çıkarları yönünde devam etmesinden yana olduğundan bunları açıkda tartışmamız zordur.Aşkın bey de her nedense bu acımasız düzeni savunmakla görevli olduğunu düşünmektedir.İçinde bulunduğumuz sistem ve uygulamalar,yerli sporcuyu teşvik etmiyor ve yerli sporcunun kendisini geliştirmesine imkan sağlamıyor.Konuklar ise kendilerine gösterilen kolaylıklardan memnundur.12 ödül konulan turnuvaya 12 yabancı usta katılmaktadır.Sistem bu şekilde çalışmaktadır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#48
Aslında demek istediğimi örneklerle çok güzel ifade etmişsiniz Ateş Bey. burada ne oyuncuya, ne hakeme, ne antrenöre güven yok. Keşke herşey daha şeffaf olsa, hakemlerle oyuncular arkadaşlık seviyesinde yürütse.
ama büyük bir ayrışma var maalesef.

çok haklısınız ki bu satranç ortamında maç satmalar, daha önce ifade ettiğim gibi saygısızlıklar ama cidden federasyon nezdinde hiçbir şey yok.

başımdan geçen iki olay:
1) Gebze turnuvasında 2000 küsür bir gençle oynuyorum ve yendim. centilmence elimi uzattım rakip bakmadan masadan kalktı gitti (ki bundan bir önceki sene de anı turnuvada aynı olay başıma geldi) ama iş bu ya bu oyuncunun yakın bir akrabası Turnuva'nın ya gözlemcisi, ya hakemi. ben izmitliyim başhakem ve herkes tanıdık. dedim dilekçe vermek istiyorum, bu arkadaştan şikayetçiyim. neyse sonuçta veremedim. (ikna ettiler birşey çıkmaz diye)

2) Türkiye Kulüpler Şampiyonasında rakip takibin kaptanı 55-60 yaşlarında maçtan önce bana geldi bayan masanız kaybetsin biz maçı 7-1 kaybedelim bende gayet doğal olarak yüzüne güldüm ve duymamış olayım dedim. sonra maç 6-1 falan son bayan masa kalmış. ben kantinde çay içiyorum aynı ilin başka bir takımının oyuncusu geldi sizin bayan masayı abluka altına almışlar rahatsız ediyorlar dedi. hakemler etrafta. rakip takımın bütün oyuncuları masanın başında (ki sadece kaptanların bu hakkı var) indim masanın başına. bizim oyuncu taş önde rakip oyuncu sürekli beraberlik teklif ediyor ben bizim oyuncu geldi srdu ne yapayım diye? bende oyna dedim (tamamen hakem nezaretinde) sonra rakip takımın kaptanı beni oyuncuma hamle söylemekle itham etti (Ki ben zaten maça oyuncum bir taş önde iken geldim) neyse benim de ağzımdan bu arkadaşa! karşı Şerefsiz kelimesi çıktı. gittik başhakemin odasına ben gene dedim dilekçe veriyorum işlem başlatılsın. gene bir şey olmadı

maç sat diyenlere 2002 senesinde eğer bana böyle bir teklifle gelen olursa onu deşifre edeceğimi söyledim. neyse ondan sonra böyle bir teklif duymadım.

cidden yönetmelikleri okumadım ama bu oyun bir sporsa bir etik yönetmeliğinin olduğunu varsayıyorum. ama bu kadar olay yaşanırken, Suat Atalık dışında uygulandığına bir olay bilemedin iki olay duyduk.

o yüzden ben kuralların tam uygulanması yönünde fikir beyan ediyorum (tüm düşünce yapıma aykırı olmasına rağmen).

ama işte gene karşımıza büyük bir güven konusu çıkıyor. cidden sorun büyük ve ciddi ciddi konuşulmalı düşüncesindeyim.
satranç nereye gidiyor? oyuncular, hakemler, antrenörler nasıl daha etik seviyeye çekilebilinir? cidden herkes normal sporcu olsa (centilmen) zaten belki bu olayı veya böyle olayları tartışmıyor olacağız.
Ara
Cevapla
#49
Ateş Bey,
Öncelikle savunduğum şey kuralların uygulanmasıdır.
Bu konuyla ilgili KURALIN MAKUL ÖLÇÜLERDE DEĞİŞTİRİLMESİ gerektiğini burada kaç defa yazdım.
Siz de bunu hatırlayınız.

Sadece bu kural da değil!
Turnuva terkler, kayıt yaptırdığı halde gelmeyenler, telefon ve daha bir çok kural ile ilgili fikirlerim, eleştirilerim bu satırlarda duruyorken benim hala bu düzeni savunmamı (?!) söylemenize anlam veremiyorum.
Üstelik sadece eleştiri ve dikkat çekmek de değil...
Taslak yönetmelikler de hazırlayıp hem toplumun ilgi ve bilgisine sundum, hem de kurumun ilgililerine...

Bu durumda ÖZGÜR SATRANÇ FORUM da taslak yönerge hazırlayıp sunan tek bir üyeyi, DÜZENİ SAVUNMAKLA değerlendirmenin takdiri sizin olsun.

Söylediğim çok açıktı!
Hakemin kendisine takdir ya da yorumlama hakkı vermeyen bir uygulamaya girmesi, terazinin bir kefesini elle bastırmaya benzer. 

Kuralın dışında (iyi niyetli de olsa) uygulama yaptığı zaman rakip oyuncu ne diyecek?

Bir defasında terfi yapmak üzere olan bir oyuncunun masasına, oyuncunun kendi isteği dışında VEZİR ve KALE  koyan bir hakem gördüm. Bu bal gibi bir İŞGÜZARLIKTIR! 
Sporcunun velisi hakemin iyi niyetine bağladı! Çocuk Kaleyi görünce tereddüt geçirdi ve Vezirden vazgeçip KALE(??) çıktı. Oyun anında pat ile bitti.
Hakemin burada iyi niyetli ya da kötü niyetli olduğu önemli değil ki!
Önemi olan hakemin kurallar dışına çıkan işgüzarlığı idi. Sonradan rakip öğrenci ile hakem arasındaki tanışıklık derecesini de öğrendik. Durum facia idi! İsim vermeyeceğim.

Sonuçta kurallar değişmez değildir. Kuralları değiştirecek kişi ve kuruluşlar bellidir.
Hakemlerin kendilerine yorum ve yetki vermediği kurallar vardır.
Ama her kural da böyle acımasız değildir elbette.

Hakem, kendisinin yorumuna dayalı bir yetkilendirme varsa, o durumda yine kurallar çerçevesinde bir karar verir.
Eğer yorum yetkisi vermiyorsa, nasıl iyi niyetli bir yorumlamaya girişebilir ki?

Hakem oyuncuyu gözleme sürecinde şov yapmıyor. Avcılık peşinde de değil!
Sadece kuralı uyguluyor.

Eğer kendi iyi niyetiyle sporcuyu uyarsa idi, bence bu da insani bir durumdu. O anda rakibi bu uyarıya -hakemin uyarı yapmasının kurallar dahilinde olmadığı gerekçesi ile- itiraz etse durum ne olurdu, bilemiyorum. 

Siz turnuvalarda itiraz komisyonlarında yer almış bir kişisiniz. Durum size geldiğinde neye göre karar vereceksiniz?
Kurallarda yeri olmayan bir durumu dayanak yapıp, karar verebilir misiniz?

Bu gibi durumlar kuralların yeterli olup olmamasını zaman içinde ortaya koymaktadır.
Kim bilir önümüzde daha ne çok kural, ortaya çıkmamış bu gibi benzer durumlardan dolayı eleştiri alıp, hakemlerin yüzüne patlayacak? Cool

Kurallar ortak akla dayanarak tespit edilip değiştirilebilmelidir.
Bu duruşumu hiç değiştirmedim!

Şu an neyi savunduğumu düşünüyorsunuz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#50
Turnuvanın birinde geçer hikayemiz.
  
Oyuncu çok uzaklardan gelmiştir. Sonunda menzile erişmiştir.
İçinde satranç sevdası,
Etrafında satranç sadası,
Kokladığı tüm kokularda satranç havası,
Sanki gökyüzünün sonsuzluğuna kanatlanacak bir kuş hevesi.
Şölen başlar. Elinde mücevher olur taşlar.
 
İkinci gün oyuncu ayağa kalkar.
Çantasını eline takar.
Hakem pür dikkat bakar.
Oyuncu çantasıyla yürümeye başlar.
 
Hakem şaşırır.
-“Ne yapmalıyım acaba ?”
Düşünür.
-“Kural bana yetki verdi miydi acaba bu oyuncuya sıfır vermem için ?”
-“Başhakemime sorsam mı ki ?”
-“Ya ben başhakeme sormaya gittiğimde bu oyuncu telefonunu eline alır ve tekrar çantasına koyarsa, o zaman fırsatı kaçırırım.”
-“Veya şimdi hemen çantayı elime alayım, gideyim çantalının rakibine sorayım. Diyeyim ki, bak, çanta elimde, rakibin çantayı açmadı ve içindeki telefon da kapalı. Ama en küçük şüpheniz varsa tereddütsüz rakibinize sıfır size de bir vereceğim. İtirazınız yoksa çanta bende siz orada oyununuza devam edeceksiniz. Ne dersiniz ?”
diyeyim diye düşünür. Ama yabancı dil bilmediği aklına gelir ve vazgeçer.
 
Sonra,
-“Dur bakalım ne olacak ?”
diyerek oyuncuyu takip eder. Oyuncu önde hakem arkada.
Bir ara oyuncu hakeme “Kantin nerede ?” diye sorar.
“Hımm, kantinin nerede olduğun bilmiyor. Bilmiyorum desem başka yönlere gidecek, başkalarına soracak. Fırsat elimden kaçacak. En iyisi kantinin yerini söyleyeyim ki konum ve de pozisyonumuz değişmesin.
-“Kantin oyun sahasının dışında, işte şuracıkta.”
-“Teşekkür ederim, bir kahve alacaktım da.”
 
Beraberce tren vagonları misali önlü-arkalı yürüyüş devam eder. Kantinde oyuncu kahvesini alır. Sıra ödemeye gelir. Elini cebine atar. Bir de ne görsün, beş kuruş yok. O an hatırlar, tüm parasını ve kredi kartını çantasına koyduğunu. Tam çantasını açacakken aklına gelir, tur başlamadan önce başhakemin çanta kuralı uyarısında bulunduğunu.
-“Ama” der, kendi kendine,
-“Hakem zaten yanı başımda. Yanlış yaptıysam zaten şimdiye kadar peşimdeyken müdahale ederdi ve cezayı verirdi. Hem zaten kendi şehrimde çantalı gezmeler her zaman ve her yerde oluyor. Bunda şüphe çekecek ne olabilir ki ?”
Der ve çantasını açar.
 
Hakem tam bu sırada avcının avını kıskıvrak yakaladığı andaki heyecanı ve zevkiyle,
-“Dur” der.
-“Hakim önünde suçlusun. Cezalısın. Sana sıfır, rakibine bir verdim. Not tuttuğun kağıt parçasını derhal imzala bakıyım.”
 
Oyuncu şaşırır, hayret eder, etraftan medet bekler. Sonra itiraz eder.
 
“Olmaz böyle şey, yoksa rüya mı.”
“Çanta taşıyorum diyerek bu ceza reva mı.”
“Az önce yardımcıydın bana, şimdiki riya mı.”
“Sen kralsın da ben reaya mı.”
 
der ama naçar kendisini çokça hakemlerin olduğu bir odada bulur.
 
 
Arkası yarın…
Ara
Cevapla
#51
Diğer ülkelerde sporcu içinde telefon bulunan çantasını salonun bir yerinden diğer yerine götürdüğü için ceza almaz!Ancak telefonu herkesin görebileceği şekilde eline aldığı takdirde ceza alacaktır.Kuralların son şeklinden anladığımız gerçek budur!İçinde telefon bulunan çanta ile kantine gitmek tartışma konusudur.Önemli olan hakemin vicdanında yaptığı muhasebedir:Sporcu oyun bitmeden telefonu eline aldı mı?Telefona baktı mı?Kopya çekti mi?Yardım aldı mı?Haberleşme sağladı mı?Bu soruların yanıtı belli ise ceza da kesilecektir.Kuralı esneten öncelikle FIDE nin kendisidir.Ne diyor?Hakem izin verirse telefon salona getirilebilir,ama kapalı olacak ve görünmeyen bir şekilde bulunacaktır.Demek ki hakeme bazı yetkiler veriyor.Bu yetkileri sporcunun lehine kullanmak mümkündür.Bizim öncelikli amacımız yerli sporcuları kazanmak olmalıdır.Ne yazık ki içinde bulunduğumuz koşullar ve yapılan uygulamalar sadece yabancılara yarar sağlamaktadır.Yerlileri nasıl kazanabiliriz?Bu acımasız düzen içinde kazanamayacağımız bellidir.Sadece sporcu değil yerli dinamiklerin hepsi desteklenmeli ve hangi konuda yararlı olabilecekler ise o konuda önleri açılmalıdır!Örneğin Aşkın beyin "Eğitim"konusunda yaptığı çalışmalar çabuk unutulmuştur.Aşkın bey bugün Eğitim konusunda ilerlemeye devam edebilecekken bu forumda uzun yazılar yazan bir yazar haline gelmiştir.Aşkın bey bu mevcut düzeni savunuyor gibi göründükçe ilerlememiz mümkün olmayacaktır.Çünkü telefon konusunu bırakıp ikinci bir konuya gelemiyoruz.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#52
(23-08-2016, 22:21)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ... bey bugün Eğitim konusunda ilerlemeye devam edebilecekken bu forumda uzun yazılar yazan bir yazar haline gelmiştir.

[size=large][font=Times New Roman]Mesele uzun ya da kısa yazmak değil![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Fikri ortaya koyabilmek...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Anlaşılan ben fikrimi ortaya koyamadım!
Peki...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Siz öncesinden h3 sürüyorsunuz, Fg4 gelmesin diye...
Öyle söylemeliyim demek ki.
[/font][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#53
M.Aşkın TAŞAN[size=large]...[/size]
[size=large][font=Times New Roman]Siz öncesinden h3 sürüyorsunuz, Fg4 gelmesin diye...
Öyle söylemeliyim demek ki.
[/font][/size]


[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Var olan sisteme uymak ile var olan sistemi savunmak arasında küçük bir fark vardır. Bazen yanlış ya da eksik olduğunu bildiğiniz halde o sisteme uymak zorundasınız.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Ama o sistemi savunmak farklı bir şeydir. Nasıl örneklendireyim?[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Kırmızı ışıkta geçilmez![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Ama bu hayat-trafik  kuralını çok iyi biliyorken geçiyorsak kuralı ihlal etmiş oluruz. Sistem içinde bunun bir cezası vardır. Size gelen ceza, sistemin bir parçasıdır. Cezaya itiraz edebilir misiniz? Cezaya itiraz etmekle sisteme karşı gelmiş olmuyor musunuz? Ya da meşru cezayı haklı görmekle sistemi savunmuş mu oluyorsunuz?
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Oyuncu telefona bakmadı, hamle almadı diyorsunuz. Bu da öyle değil mi?[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Oysa kırmızıda geçerken diyelim ki;  ne bir kaza yaptınız, ne bir kazaya sebep oldunuz, ne de  en küçük bir risk aldınız. Bomboş alanda kendi kararınızla geçtiniz kırmızıda... Hem de bilerek![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] O an kırmızıda geçilmeyeceğini unutmuş mu oluyorsunuz?
...

[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Kurallar ve cezalar ÖNLEM almak içindir. Oyunculara zarar vermek için değil! Eğer oyuna ya da oyuncuya zarar veriyorsa o kurallar yeniden ele alınabilir, düzeltilebilir.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Burada oyuncu turnuva oyun salonunun dışında yine turnuva alanına dahil olan açık alanda kahve almaya gitmiş. Kural bunu da düzenlemiş. Hakem de bu kuralın düzenlendiği şekle uymuş.
 
Oyuncunun çantasını açtığı anda hemen koşup sinyal alıp almadığını ya da anında kapatılabilecek mesaj sayfasını mı aramaya koyulacak  gözleyecek yani?

[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Asıl işgüzarlık bu olmayacak mıydı?
Oyuncunun art niyetini nasıl  ortaya koyacak? Çantasını açtığı andan itibaren tam gözlem mi yapacak? Buradan itibaren gözlenebilecek ya da hakeme rağmen gözlenemeyecek durumlar olmayacak mıdır? [/font][/size][size=large][font=Times New Roman]Sonra benzer durumlarda aynı anda kaç sporcu için yapılabilir ki bu?
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] Zaten hakem başına düşen ortalama oyuncu  sayısı ortadayken...Evet belki aynı anda tüm oyuncular çantalarıyla masadan kalkmayacaklar. Ama her defasında masadan çantasıyla kalkan her bir oyuncu için bu sahneler mi tekrarlanacak? Yapmayın!
Hakemin başka görevi mi yok?
Hakemin o andaki bir başka görevi gereği oyuncuyu takip edemeyeceğini neden düşünmezsiniz?[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Bana hiç akıllıca gelmiyor![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Peki açık alanda takip ettiniz...
Ya tuvalette ne yapacaksınız? Oyuncu hamleyi aldı ve telefon şarjını yok etti. İstediğiniz kadar üstünü arayın.[/font][/size][size=large][font=Times New Roman] Telefonu açıp açmadığını nasıl  ortaya koyacaksınız? Görmediniz ki!
...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Arkadaşlar![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Kurallar burada ihlalin oluşabileceği her bir şekli öncesinden engellemeye çalışıyor.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Telefon çantanda kapalı şeklide duracak.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Yurt dışında olmuyor diyorsunuz değil mi? Orada kurallar mı farklı, oyuncular mı farklı davranıyor?[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Bir kural getirilirken aynı art niyet amacına hizmet eden ve aynı sonuca ulaşabilecek birbirinden farklı onlarca yöntemi, öncesinden engellemeye yöneliktir.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Caydırıcılığı olmalıdır![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Belli bir amaca hizmet etmelidir.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Kuralın bu haliyle hakem uygulaması açısından yapacak bir şey yoktur![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Ama o kural geliştirilebilir.

Bir de şu...
Burada -bu kuralın tartışılması bile gerekmez- diyen başka üyeler de varken, neden sadece beni bu sistemi savunmakla itham edersiniz? Bu şartlı reflesksinizi bir daha gözden geçirmenizi öneririm.
[/font][/size]

[size=large][font=Times New Roman]Selamlarımla.[/font][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#54
Laws of Chess’de geçen playing venue, playing area sözcüklerini incelemek istiyorum. Aynı sözcükler TSF’nin tercümesinde de var.
 
İngilizcedeki en çok kullanılan anlamları dikkate aldığımızda :
Venue : sözlük anlamı olarak mekan denmiş
Area : sözlük anlamı olarak alan denmiş
 
Bazı İngilizceden İngilizceye sözlüklerde de şöyle geçiyor :
Area : [color=#333333]part of place[/color], part of a room
[color=#333333]            for example ; [/color][color=#333333]the hotel reception area[/color]
Venue : [color=#333333]a place where people meet for an organized event[/color]
[color=#333333]               for example ; a concert, sporting event or conference[/color]
 
Benim anladığım kadarıyla ;
area daha küçük bir yer
venue ise daha büyük bir yer
 
Yanlışlar varsa lütfen doğrusunu bilenler düzeltsin.
 
Laws of Chess’deki anlamlar :
playing area: 11.2. The place where the games of a competition are played.
playing venue: 11.2. The only place to which the players have access during play.
 
TSF tercümesindeki anlamlar :
playing area(oyun sahası): 11.2. Bir yarışmanın oyunlarının oynandığı yer.
playing venue(oyun salonu/bölgesi): 11.2. Oyun sırasında sadece oyuncuların girebildikleri alan.
 
Şimdi, tercümede, bana göre bir eksiklik veya yanlışlık var.
‘Playing area’ oyun sahası olarak değil de oyun alanı/oyun salonu olarak tercüme edilmeliydi.
‘Playing venue’ oyun salonu olarak değil de oyun sahası/oyun bölgesi olarak tercüme edilmeliydi.
 
Konu dışı ama, bir diğer tercüme hatası ; ‘the only’ sadece olarak değil de tek olarak tercüme edilmeliydi. Yani ‘Oyun sırasında oyuncuların girebileceği tek yer’ olarak tercüme edilmeliydi.
 
Tekrarlıyorum. Yanlışım varsa lütfen düzeltin.
 
[align=justify]Kavramlarda anlaşamazsak birbirimizi anlayamayız. Birisi kabul derken diğeri kabil olarak anlarsa, birisi gabari derken diğeri çapari olarak anlarsa anlaşamayız.[/align]
 
Gelelim kurala.
Motomot düşünme ve hareket etme metodonu hiç sevmem. Ama toplumumuzda motomot düşünen ve buna göre hareket eden insanların sayısı oldukça kabarık.
 
Kurala motomot bir şekilde yaklaşmayı deneyelim.
 
11.3b nin TSF’ce çevirisi aşağıdadır :
Bir oyun sırasında, bir oyuncunun oyun sahasında cep telefonu, elektronik haberleşme aracı veya satranç hamleleri önerebilecek her hangi bir cihaz bulundurması yasaktır. Bununla birlikte, Yarışma kurulları bu türden cihazların tümüyle kapalı olduğu sürece oyuncunun çantasında bulundurmasına izin verilebilir. Bir oyuncunun hakemin izni olmaksızın bu türden cihazları içinde bulundurduğu bir çanta taşıması yasaktır. Bu türden bir cihazı oyun sahasında üzerinde bulundurduğu belirgin/aşikar ise söz konusu oyuncu oyunu kaybedecektir. Rakibi kazanacaktır.
[color=black]Yarışma kuralları daha hafif başka kurallar belirleyebilir.[/color]
[color=black]Hakem oyuncudan özel bir yerde elbiselerinin, çantasının veya diğer kişisel eşyalarının kontrol edilmesini talep edebilir. Hakem ya da hakem tarafından yetkilendirilmiş bir kişi oyuncuyu kontrol edecek ve oyuncu ile aynı cinsiyette olacaktır. Eğer bir [/color]oyuncu bu yaptırımlar için işbirliği yapmayı reddederse, hakem Madde 12.9 uyarınca gerekli önlemleri alacaktır.
 
Söz konusu turnuva yönergesinde sadece ‘FIDE Satranç Kuralları 11.3.b uygulanacaktır.’ şeklinde yazılmış. Çok eski zamanlardaki düşüncelerimi ve önerimi revize ederek diyorum ki, madde bu haliyle eksik yazılmış. Maddenin en az 2 kısmı var. Birincisi yasak kısmı. İkincisi yasağın esnetilen kısmı.
Yönerge şöyle yazılmış olsaydı daha makul olabilirdi : FIDE Satranç Kuralları 11.3.b kuralının özüne sadık kalmak şartıyla telefonlar kapalı olarak oyuncunun çantasında bulundurulabilir. Ancak çantanın taşınması yasaktır.

Yasağın esnetilen kısmının teknik toplantıda sözlü olarak belirtilmesi de yeterli değildir. Sözcükler yanlış anlaşılabilir. Teknik toplantıya bazı oyuncular yetişemeyebilir. Laws of Chess’de hakemin takdirine bırakılmış hususlar mutlaka yazılı olarak oyunculara bildirilmek zorundadır. Kuralın yazılı olmasında büyük faydalar vardır.
 
Kurala ve söz konusu turnuvada kuralın uygulanışına motomot bir şekilde yaklaşmayı deneyelim.
 
1-Kuralın birinci kısmında cihaz bulundurulması yasak deniliyor. Hakem sözlü olarak yasağı kaldırmış.
Önemli ve ciddi bir turnuvada bu yasak kaldırılmamalıydı. Yasak kalktığı an bu madde kapsamında tecrübeli ve tecrübesiz, çalışkan ve tembel, işgüzar ve iyi niyetli hakemleri ayırdetmek zordur. Hele hele oyuncuları ayırdetmek ! Ard niyetli oyuncular olabilir mi ? Aman Allahım ! Hem de nasıl ! Oyuncular arasında ard niyetli az sayıda oyuncuyu takip edeceğim diyerek hakem asli vazifesini dahi yapamayabilir.
 
Saygıdeğer hakemlerimize sesleniyorum. Önemli ve ciddi turnuvalarda kuralın yasak kısmını uygulamaktan çekinmeyiniz ve korkmayınız. Sizin arkanızda, sizi destekleyecek sizin sayınızla ve ard niyetlilerin sayısıyla kıyaslanamayacak fazlalıkta saygıdeğer satranççılar vardır.
 
 2-Oyuncu çantasıyla beraber ayağa kalktığında derhal müdahale edip gerekli cezayı vermeyen hakem ayakta uyumakta olup kurala göre asli vazifesini yapmamıştır.
 
3-Kurala göre çanta taşımak yasaktır. Burada hakem yasağı çiğnemiş. Çanta taşıyan oyuncuyu görmüş fakat müdahale etmemiş. Oyuncuyla ve çantayla beraber yürümüş. Burada hakem vazifesini kural çerçevesinde suiistimal etmiştir. Çanta taşındığını gördüğü an kurala göre müdahale etmeli ve vakit geçirmeden gerekli cezayı vermeliydi.
 
4-Çantalı oyuncuyu takip eden hakem takip süresince diğer masalardaki asli işlerini yapmayarak vazifesini suiistimal etmiştir.
 
5-Kurala göre çanta taşıyarak yürümek hakemin iznine tabidir. Hakem çanta taşınarak yürünmesine kendince izin vermiş fakat oyuncuya söylememiştir. Bu noktada kural kapsamında vazifesini suiistimal etmiştir. Rakibinin çanta taşıyarak uzaklaştığını gören diğer oyuncu bu anlarda neler düşündü kimbilir. Ben olsam bağırarak hakemlere haber verirdim.
 
6-Çanta taşınmasına ve çantayla beraber yürünmesine kural dışı olarak izin veren hakem sonunda kuralı bir kere daha hem de haksızca ihlal etmiştir. ‘Cihazı oyun sahasında üzerinde bulundurduğu belirgin/aşikar ise söz konusu oyuncu oyunu kaybedecektir.’ Oyun sahasında (TSF’ye göre playing area) cihazın (yani burada telefonun veya bilgisayarın, vb.) oyuncunun üzerinde bulunduğunu hakem tespit etmiş midir ? Hayır, tespit etmemiştir. Üzerinde bulundurduğunu tespit edebilmesi için kuralın devamında belirtilen oyuncunun üst aramasını yapmamış veya yaptırmamıştır. Cihaz oyuncunun çantasındadır. Oyuncunun üzerinde değil.
 
7-[color=black] ‘Yarışma kuralları daha hafif başka kurallar belirleyebilir.’ Oyuncunun telefonunu kullanmadığının tespit edilmesi halinde kuralın kapsamında olan bu esnekliği hakem uygulayabilirdi. Fakat hakem kuralın özünü kavrayamadığından kuralı kendine göre kaskatı uygulamıştır.[/color]
 
Sen hem metrelerce çantanın taşınmasına kurala aykırı olarak izin verip kural ihlali yapacaksın ve hem de üzerini aratmadan oyuncunun üzerinde cihaz olduğunu iddia edip bu iddia ispatlanmadan oyuncuyu yenik sayarak kural ihlali yapacaksın ve hem de kural sana telefon kullanılmaması halinde daha hafif cezalar verebileceğini bildirmesine rağmen kaskatı olacaksın, öyle mi ?!
 
11.3.b no.lu kuralın özünü kavrayamadığından ve tamamını bir bütün olarak ele almadığından, ve kuralı yanlış olarak uyguladığından dolayı bu hakemin değerlendirme notu düşük olmalıdır.
 
Vesselam…
Ara
Cevapla
#55
Feti bey,Son yorumlarınıza katılıyorum.Akla gelen ihtimalleri sıraladınız!Sporcu tur başlamadan çantasının içinde telefon olduğunu bildirdi.Şu halde bu kendisinin işlediği suçu hafifleten bir nedendir.Yurtdışında şöyle bir olay olduğunu bilen varsa lütfen bildirsin: Sporcunun çantası oyun salonunda duruyor.Tur devam ederken sporcu geldi ve çantayı 3 metre ilerdeki bir masaya taşıdı.Böyle bir durumda hükmen yenilgi almalı mı?Yurtdışında bana göre telefon görünür hale gelmeden vermezler!Bizim örneğimize gelince biraz farklıdır:Sporcu çantayı aldı ve salonun dışına çıktı.Bu örnekde yönergede yazılı veya Teknik toplantıda söylenmiş ise esas itibarıyla hakem kurulunun kararı doğru sayılır.Ancak bizim örneğimizde sporcuyu izleyen hakem "çantayı bırakman gerekir"diyebilirdi.Bu kadar iyilik yapmak kuralları esnetmek değildir!Karşılıklı iyiniyet göstermek bizi zor durumlara götürmez.Hakem bu iyiliği yaptığı takdirde Arnavut rakibi bu iyiliği görüp hakeme "sen neden rakibimin tuzağa düşmesini engelledin"demez!Oyun sırasında kurallara aykırı birçok durum oluyor.Hakemlerimiz bunlara ses çıkarmıyor.Hele bu yanlışları yapanlar yabancı ise onlara daha çok hoşgörü gösteriliyor.Örneğin sporculardan birinin kendi oyununu ayaktan seyredip rakibine tepeden bakması uyarıyı gerektiren bir harekettir!Böyle bir durumda bizim hakemler ilgiliyi uyarıyor mu?Ben bu örnekde verilen kararın mutlaka haksız olduğunu öne sürmüyorum.Ama büyük ihtimalle hakemler kurulunun kuralı katı uyguladığını düşünüyorum.Aşkın bey ise hakemlerin verdiği kararın doğru olduğunu göstermenin telaşı içine düşüyor.Hakemlerin verdiği karar doğru da olsa yanlış da olsa kabul etmek zorunda olduğumuz bir gerçek var: Yerli dinamikler teşvik edilmiyor.Cezalar,kısıtlamalar,katılma maliyetinin yükselmesi,Pazar günü maç oynatmayarak amatörlerin katılmasını engellemek ve diğer etkenler yerli dinamiklerin gelişmesini yavaşlatıyor.Aşkın bey burada hakemlerin kararını savunduğu kadar biraz da yerli dinamiklerin teşvik edildiğini bize örneklerle anlatsın ve benim tezlerimi çürütsün....İçinde bulunduğumuz sistem tamamen Federasyon Başkanı,yerel yöneticiler ve turnuva sponsorlarının istedikleri yönde ve ağırlıklı olarak konuk ustaları ihya edecek şekilde çalışıyor.Uzun yıllar böyle çalışmaya da devam edecek!Bu sistemde yenilikler yapılması için Türk Satrancını tanıyan isimlerin göreve gelmesi gerekir.Onlar da daha uzun yıllar göreve gelmeyecekler.Bunu çok iyi bildiğim için Federasyon yönetiminin şimdiki kadrosunu korumasının uygun olduğuna inanıyorum.Görev alanlar arasında Satrancı tanımayan isimlerin çoğalmasından korkuyorum.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#56
(24-08-2016, 16:35)Feti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: 11.3.b no.lu kuralın özünü kavrayamadığından ve tamamını bir bütün olarak ele almadığından, ve kuralı yanlış olarak uyguladığından dolayı bu hakemin değerlendirme notu düşük olmalıdır.
 
Vesselam…

[size=small]Sn. Feti,[/size]
[size=small]Kurgular gerçekten de çoğaltılabilir.
[/size]
[size=small]Ama ne yazık ki kurallar çok açık!
Henüz uygulamadan da kaldırılmadı, yürürlüktedir.
Hakem de bunu uygulamakla yükümlüdür!
[/size]
[size=small]Şöyle ki;[/size]
[size=small]"Oyuncular, oyun sırasında, oyun salonundan dışarıya çıkarken çantalarını yanlarına alamayacakları gibi, oyun alanı/oyun sahası dışına çıkmalarına izin verilmeyecektir. "
[/size]

[size=small]Bakın bu kural kesindir. Ama sonrasında makul bir düzenleme de getirilmiş değil mi?
[/size]
[size=small] - "Oyuncunun, oyun sırasında, çantası ile birlikte oyun salonu dışına çıkmasının zorunlu olduğunu hakeme bildirmesi durumunda; hakem, oyuncunun çantasında bulunan ihlal nesnesini teslim alarak, oyuncunun çantası ile dışarı çıkmasına izin verir."

Böyle bir şey de var!

Tüm bunlar oyuncu tarafından yerine getirilmemiştir.
[/size]
[size=small]Peki neyi tartışıyoruz?[/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#57
(24-08-2016, 22:19)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Feti bey,Son yorumlarınıza katılıyorum.Akla gelen ihtimalleri sıraladınız!Sporcu tur başlamadan çantasının içinde telefon olduğunu bildirdi.Şu halde bu kendisinin işlediği suçu hafifleten bir nedendir.Yurtdışında şöyle bir olay olduğunu bilen varsa lütfen bildirsin: Sporcunun çantası oyun salonunda duruyor.Tur devam ederken sporcu geldi ve çantayı 3 metre ilerdeki bir masaya taşıdı.Böyle bir durumda hükmen yenilgi almalı mı?Yurtdışında bana göre telefon görünür hale gelmeden vermezler!Bizim örneğimize gelince biraz farklıdır:Sporcu çantayı aldı ve salonun dışına çıktı.Bu örnekde yönergede yazılı veya Teknik toplantıda söylenmiş ise esas itibarıyla hakem kurulunun kararı doğru sayılır.Ancak bizim örneğimizde sporcuyu izleyen hakem "çantayı bırakman gerekir"diyebilirdi.Bu kadar iyilik yapmak kuralları esnetmek değildir!

[color=#1f497d][size=large]Böyle bir şey var mı ki?
Hakem buna karışamaz! Olayın gerçekleşmesi halinde devreye giriyor. Hakemin doğrudan oyuna müdahale edebileceği durumlar çok sınırlıdır. Yoksa ben yanlış mı biliyorum?
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large]O zaman çok farklı durumlarda da hakem iyilik yapmalıdır.
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large] Mesela:[/size][/color]
[color=#1f497d][size=large]Telefon çalınca neden ve neye göre maç bitiyor ki? Hamle almadığını hakem gördüyse neden yenik sayılıp rakip 1 puan alıyor? Belki telefonu çalan oyuncu muhteşem bir kombinezonla maçı alıp derslik bir oyun ortaya koyacak...Bu oyun satranca başlayan bir çok amatöre de ilham kaynağı olabilir, değil mi? Ama kurallara göre kaybeder ve rakibi -1- puan alır. Hakem orada "sizin telefonunuz çaldı ama hamle almadınız, ben gördüm" diyebilir mi? Oysa oyuncu maç yapmak niyetiyle oradadır.Kötü niyeti yok sadece telefonunu yanında unutmuş ya da koyacak bir yer bulamamış. İyilik ya da iyi niyetli yaklaşımsa bu da iyi niyetli yaklaşımdır. Ama ortada bir kural var.[/size][/color]



Aşkın bey ise hakemlerin verdiği kararın doğru olduğunu göstermenin telaşı içine düşüyor.


[color=#1f497d][size=large]Ateş Bey, [/size][/color]
[color=#1f497d][size=large]Anlamakta zorlandığım bir konudur. Konu dışına çıkıyoruz ama söyler misiniz, ben neyin telaşındayım?[/size][/color]
[color=#1f497d][size=large]Ben burada özgürce yazıyorum. En az sizin kadar!
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large]Benim yazılarım da ta başından denetlenmiyorken...
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large]Konu eğer beklenti ise, benim yönetimden bir beklentim hiçbir zaman olmadı. Bir oy hakkım da yok!
Yoksa bazıları gibi maaş falan aldığımı mı zannediyorsunuz? Shy
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large]Görevimin bittiğini hissettiğim andan itibaren söylediğim gibi yerimi gençlere devrettim. Geçmişte de böyle oldu. Gerçi bu sefer ki durumum biraz daha sağlık temellidir. Stres, boğuştuğum hastalığın bir numaralı tetikleyicisidir. Ne kurulları ne yönetimi hiç bir zaman düşünmedim ve düşünmüyorum. Bunu çok daha iyi yapabilecek satranççı gençler var. Bunu biliyorum.
[/size][/color]

[color=#1f497d][size=large]Sahi bunu sormak zorundayım! Ben neyin telaşındayım?[/size][/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#58
(24-08-2016, 22:19)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ...
Hakemlerin verdiği karar doğru da olsa yanlış da olsa kabul etmek zorunda olduğumuz bir gerçek var: Yerli dinamikler teşvik edilmiyor.Cezalar,kısıtlamalar,katılma maliyetinin yükselmesi,Pazar günü maç oynatmayarak amatörlerin katılmasını engellemek ve diğer etkenler yerli dinamiklerin gelişmesini yavaşlatıyor.Aşkın bey burada hakemlerin kararını savunduğu kadar biraz da yerli dinamiklerin teşvik edildiğini bize örneklerle anlatsın ve benim tezlerimi çürütsün....

[size=large] [/size]
[size=large][font=Times New Roman]Cevap hakkı doğduğu için...
Aslında bu konu dışında tartışılmalıdır. Ama bana burda soruldu.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Ateş bey sizin tezlerinizi çürütme gerekliliği hissetmiyorum. Ama düşüncelerimi paylaşırım.[/font][/size]



[color=#1f497d][size=large][font=Times New Roman]Bakın Ateş Bey,[/font][/size][/color]
[color=#1f497d][size=large][font=Times New Roman]Öncelikle bir düzeltme daha yapmam gereklidir.
[/font][/size][/color]

[color=#1f497d][size=large][font=Times New Roman]Hakem kararlarından çok, hakemlerin sisteme uymak zorunda olduklarının altını çiziyorum. Bu durum farklıdır ve karıştırılmamalıdır. Bu olayda da hakemin kendisine yorum hakkı tanımadığı kuralı uyguladığını söylüyorum. Bu hakemleri savunmak değildir! Tam tersi, hakemlerin tam olarak düzenlenmemiş olan kurallara uymasının eksikliğini ve yanlışlığını da ortaya koyuyorum. Hakem  -kural dışına çıkarak- asıl kaosu yaratmamak için kurallara uymak zorundadır  (!) diyorum.[/font][/size][/color]
[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Cezalar[/font][/size][size=large][font=Times New Roman] konusunda bir şey diyemem! Olayları yaşamam, uygulamaları görmem ve ona göre bir değerlendirme yapmam gereklidir. Verilen cezalar hakkında bu bilgilere sahip değilken bir fikir söylemem, iddiada bulunmam doğru olmaz. Ama yakın takip ettiğim bir kaç olayda ve verilen cezalarda muhalif  oldum ve burada da paylaştım. Fakat adli sürece yansıyan çok önemli davalarda ise süreci hiç yaşamadım. Zaten hukuk ve mahkeme  gerekeni yapmıştır.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Kısıtlamalar [/font][/size][size=large][font=Times New Roman]konusundan yurt dışına çıkışı kast ettiğinizi sanıyorum. İnanın bir bilgim yok. Yurt dışına nasıl çıkılır, bilmem bile. Belki bürokrasisi ile uğraşmak istemediğimden... Sadece bir defa Kıbrıs'a gittim. Ama oyucu olarak bir turnuvaya gidildiğinde yasal süreci takip etmek gereklidir. Keyfi uygulama ne sporcu ne de yönetici tarafından uygulanmamalıdır! Böyle düşünüyorum.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Katılma maliyetinin yükselmesi [/font][/size][size=large][font=Times New Roman]konusunda bu forumdaki ilk günümden beri aynı şeyi söylüyorum:[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]1-   Otel turnuvaları çok yüksek maliyetleri beraberinde getiriyor![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]2-   Buna karşı olmama rağmen ne yazık ki ben de katılmak durumunda kalıyorum. Yer bulabilirsem aynı otelde... Bulamazsam farklı otel de...O zaman da başka sorunlar çıkıyor ki bunu da çok yazdım. [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]3-   Satrancı artık üç haneli sayıların sonuna yaklaşan kitleler oynamaktadır. Eskisi gibi 30-40 kişi oynamıyor. [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]4-   Ne yazık ki satrancın sahası yok. En temel sorundur![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Pazar günü maç oynatmayarak amatörlerin katılmasını engellemek[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Valla ben katıldığım her turnuvada Pazar günleri de maç yaptım. Bunu siz yaşamış olabilirsiniz. Nerede ve hangi turnuvada bilmiyorum. Ama pazar günü neden maç yaptırılmaz anlayamıyorum? Araştırma yaptım kendimce ve pazar günü maçın olmadığı açık turnuva programına rastlamadım. Yanılıyor da olabilirim.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Yerli dinamikler teşvik edilmiyor.[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Buna kısmen katılıyorum. Ancak son zamanlardaki değişimleri de görmek gerek![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]"Sadece yemek ve yol parasını cebinize koyup gelin misafirimiz olun! 400 kişinin ücretsiz konaklaması bizden" diyen öğretmen kökenli ve o ilinin en sevilen insanlarından bir il temsilcisi eğer tüm enerjisini bu işe ayırmışsa...[/font][/size][size=large][font=Times New Roman] Bu iş onun en sevdalı işi olmuşsa...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Eylül ayında ilk defa katılmayı düşündüğüm Ankara-Çubuk turnuvasında emeği, enerjisi ve başarısı tartışılmaz satranç kökenli il temsilcisi arkadaşım benzer çok güzel şartlar sağlamışsa...[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Artık turnuvalarda sadece dereceye giren ilk 3 sporcuya değil, beraberinde özellikle yerele yönelik son derece yeni ve değişik, nakit ödüller varsa...

...

[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Yerli dinamik sadece sporcu da değildir benim anlayışıma göre! Çünkü sporcuyu kast etmiyor, "dinamik" kelimesini kullanıyorsunuz. Bu durumda kapsam genişliyor ve içine satranca emek veren diğer kişi ve kesimler de giriyor. Sporcusu, sporcu-antrenörü, hakemi, hakem- antrenörü,yöneticisi, satranç öğretmeni, velisi, satranca destek sağlayan tüm yerel kurum ve kuruluşlar...Ben böyle anlıyorum. Yerli oyuncular dediğinizde ise farklı bir kısıtlama getirirsiniz. Sadece oyuncuları anlarım o zaman.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Eğer kastınız yerli dinamikler ise oyuncuyu teşvik eden yeni düzenlemeler var yönergelerde.
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Bakınız, bunların bir çoğu eskiden yoktu değil mi?
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]1- 16 yaş altı sporcular için lisans ücretsizdir,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]2- Yarışma kategorilerinin ayrılması ve ayrı bir ödül konması. Bu eskiden pek yoktu,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]3- Turnuva katkı payının gereğinden fazla olması beni de rahatsız etmektedir, [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]4- Turnuvalarda makul bir kayıt ücretinin alınmasından, bunun da yerel yöneticiler tarafından belirlenmesinden yanayım,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]5- Unvanlı yerli oyunculara sağlanan koşullar, konaklama olanaklarına ilişkin bir bilgi rehberi, konaklama giderlerin karşılayan sponsorlar, yerel yönetimler-kuruluşlar-üniversiteler, [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]6-Artık son turda hükmen kaybeden sporcular hakkındaki yeni uygulama ([/font][/size][color=black][size=large][font=Times New Roman]son turda hükmen kaybeden sporcular başhakemin aksi yönde bir kararı yoksa final sıralamaya alınmaz ve hiçbir ödül alamazlar),[/font][/size][/color]
[size=large][font=Times New Roman]7- Kategorilerinde ilk 10-15 dereceye ait nakit ödüller,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]8- Kategorisinde “En Başarılı Kulüp” uygulaması,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]9- Kategorilerinde 7-8 yaş, 9–10 yaş, 11–12 yaş, 13–14 yaş, 15–16 yaş, 17–18 yaş gruplarının ilk üçer sporculara madalya ve ödül uygulamaları, [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]10- EN İYİ TÜRK SPORCU - EN İYİ BAYAN SPORCU- EN İYİ YEREL SPORCU - EN İYİ GÖRME ENGELLİ SPORCU-  EN İYİ 55 YAŞ ve ÜSTÜ SPORCU- EN İYİ; 8-10-12-14-16-18 YAŞ ALTI SPORCU NAKİT ÖDÜLLERİ.
11- Bu ödüller toplam ödüllerin % 30-40 varmaktadır,[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]12- Turnuvalarda lisans ili uygulaması.
13- Artan lig sayısı ve dolayısıyla liglerde mücadele eden sporcu sayısındaki artışlar.
14- Artan eğitim kulübü sayısı ve ona bağlı olarak yapılan (çok yetersiz de olsa) nakit ve malzeme yardımları,
15- Gittikçe çoğalan yeni açılan satranç merkezi ve gençlik ve spor kulüpleri.

Tüm bunları teşvik olarak görmüyor musunuz?
[/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Ben tüm bunların -yetmemekle birlikte - yenilik ve gelişme olduğunu kabul ediyor ve zaman içinde örnek teşkil ederek yaygınlaşacağına, diğer illerde yenilikler katılarak gelişeceğine inanıyorum.

Mevcut veya başka bir yönetim tarafından![/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman] [/font][/size]
[size=large][font=Times New Roman]Selam ve saygılarımla. [/font][/size]
[size=small][font=Calibri] [/font][/size]
[size=small][font=Calibri] [/font][/size]
[size=small][font=Calibri] [/font][/size]
[size=small][font=Calibri] [/font][/size]
[font=Verdana] [/font]
[font=Verdana] [/font]
[size=small][font=Verdana] [/font][/size]
[color=black][size=small][font=Verdana] [/font][/size][/color]
[font=Verdana] [/font]
[font=Verdana] [/font]
[size=large] [/size]
[size=large] [/size]
[size=large] [/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#59
Kişisel polemiklere girmek ne harcımdır ve ne de sevdiğim, istediğim bir husus.
Konudan sapılması da nahoş bir durum. Konuya sonuna kadar kilitlenmek kendime olan saygımın gereğidir.
 
Kuralcıyım. Mevcut kuralların harfiyen uygulanması taraftarıyım.
İtirazcıyım. Mevcut kuralları uygulamayanlara itirazım var.
İsyankârım. Bazı kuralların satranççılara hizmet etmediğini iddia ediyor ve değişmesi için çaba gösteriyorum.
Değişerek gelişme taraftarıyım. Satranç dairesinde olanların (satranççı, organizatör, hakem, antrenör, vb.) ilgilendikleri konuya vakıf olmalarını ve gelişmeden yana olmalarını istiyor ve çaba gösteriyorum.
 
Yenik sayılan satranççının hatasının büyük olduğunu ta baştan yazdım. Bu konuda herkes hemfikir. Hakemin verdiği karar bu saatten sonra değişmez. Ancak verilen cezanın adil olmadığını dile getiriyorum. Adil olmamasının nedeni hakemin kuralı yanlış ve katı uygulamasından dolayıdır.
Oyuncu çantasıyla beraber ayağa kalktığında hakem derhal müdahale etmeli ve 2.9. kuralın f, g, h alt maddeleri hariç diğer istediği cezayı vermeliydi.
 
Israrla gözardı edilen iddia şudur : Hakem çantalı oyuncuyu takip etmiş.
Bu iddiayı çürüten hiçbir cümle okumadım. Göremediysem ikaz edin.
Bu iddia çürütülmediği sürece hakem haklıydı şeklinde yazılıp çizilenler devekuşunun saklanmak için başını kuma gömmesi gibidir. Hakem bu olayda sütten çıkmış ak kaşık değildir. Hatalıdır.
 
Kuralda ‘Çanta taşımak yasaktır.’ deniliyor. Hakem talimatnamesinde ‘Kuralı ihlal ederek çantayla yürüyen oyuncuyu takip edin.’ şeklinde bir madde var mıdır ? Olduğunu sanmıyorum. Varsa da o garabet talimat derhal iptal edilmelidir.
Kurala göre ihlal görüldüğü an derhal müdahale edilip ceza verilmeliydi.
Israrla üzerinde durduğum nokta şudur : Hem ihlal görülüyor ve hem de derhal müdahale edilmiyorsa o gören ve müdahale etmeyen hakem mesleğinde en azından henüz yetkin değildir.
 
Ben hata yaparım, Hakem de hata yapabilir. Kişinin hata yapması onu zelil duruma düşürmeyecektir. Aksine hatayı kabullenmek erdemli bir davranıştır. Hakemin hatası kabul edildiği an ceza alacak ve mahkûm olacak değildir. Bu turnuvada eksi puan alan hakem diğer turnuvalarda artı puanlar alarak kariyerine devam edecektir. En başarılı hakemler bile bazan bilmeden, istemeden hata yapabiliyorlar. Hata kabullenilip tecrübe hanemize yazılabilirse bu bizim için kazançtır.
 
Kendi sorumluluğunda olan bir işde fakat kendisinin yapmadığı hatadan dolayı harakiri yapan Japonlar gibi olalım demiyorum. Zaten bu kafayla olamayız ve Japonların insana saygılı kültür seviyesine asla yetişemeyiz. Ancak bakar kör de olmayalım. Baktığımızı görelim. Sadece görmekle yetinmeyelim, aynı zamanda düşünelim. Üç ölçüp bir biçelim.
 
Dünya ya siyah, ya beyaz değildir. Türlü çeşit renkler vardır hayatımızda. Yaşadığımız olayların da türlü çeşit farklı nedenleri, tetikleyicileri, engelleyicileri, önleyicileri, sonlayıcıları vardır. Gerçekler bambaşkadır. İlk gördüğümüzün, ilk duyduğumuzun, ilk düşündüğümüzün aksine gerçekler bambaşka olabilir. Vereceğimiz kararlar ya idam ya özgür bırakma olamaz. Ara tonları arayıp bulabilen hakemler gelişmek için çaba gösterenlerdir.
Ara
Cevapla
#60
Yukarıdaki yazımda 12.9. maddeyi yanlışlıkla 2.9 olarak yazmışım.
Düzeltme için beni maille ikaz eden değerli bir hakemimize teşekkür ederim.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi