Ödül Törenine katılma zorunluluğu
#1
Ülkemiz satrancının garabetliklerinden biri de ödül törenine katılma zorunluluğu...

Sporcunun otobüsü, uçağı kalkıyordur. Veya bir başka nedenle (sağlık, vs.) ödül törenine kalamıyordur.
Hiçbir önemi yok. Ödül alacaksan mutlaka ödül törenine katılacaksın, yoksa hakkını kabedersin.

Türkiye Hızlı Satranç Şampiyonası yönergesi:
"7.i. Ödül Törenine katılmayan sporcular, ödülleri için daha sonra hak iddaasında bulunamazlar."

(Ayrıca iddaa değil, iddia. Yazanlar galiba bahis oynuyorlar, akıllarında iddaa kalmış.)

Tekrar gibi olacak (önceki yorumum), ama uygar ülkelerde bu kesinlikle olmuyor.

Türkiye'de, sanki bir hapishanedeki mahkumlarmış gibi görülmediğimiz zaman, uygarlaşmaya başlıyoruz demektir.
Ara
Cevapla
#2
Bu "yerliyi her fırsatta cezalandıran sistemi"birlikte yarattık.Özmen anlatmaya başladı.Ama artık çok geç oldu.Bu cezaların azalmasını beklemeyin!Daha çok artacaktır!Siz bundan sonraki artışların olmaması ve kısıtlamaların gelmemesi için çaba gösterin!Bugün kadar yapılan uygulamalar artık değişmez!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#3
(01-10-2016, 11:40)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu "yerliyi her fırsatta cezalandıran sistemi"birlikte yarattık.Özmen anlatmaya başladı.Ama artık çok geç oldu.Bu cezaların azalmasını beklemeyin!Daha çok artacaktır!Siz bundan sonraki artışların olmaması ve kısıtlamaların gelmemesi için çaba gösterin!Bugün kadar yapılan uygulamalar artık değişmez!

Sayın Ateş Bey, her zaman şimdiye kadar yapılan uygulamaların iyi yönde değişmesi için bir olasılık vardır.

Ben "böyle gelmiş böyle gider" sözüne inanmıyorum. 
Evren özü itibarıyla değişken ve devingendir. Her sistem ve herşey (kişiler dahil) değişir ve gelişir. 
Bazen bu uzun sürebilir, sancılı olabilir. Ama eninde sonunda değişir.

Umudumuzu yitirmeyelim.
Türkiye'de de er ya da geç iyiye doğru değişimler olacaktır.
Ara
Cevapla
#4
(01-10-2016, 12:20)Halil_Ozmen Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sayın Ateş Bey, her zaman şimdiye kadar yapılan uygulamaların iyi yönde değişmesi için bir olasılık vardır.

Ben "böyle gelmiş böyle gider" sözüne inanmıyorum. 
Evren özü itibarıyla değişken ve devingendir. Her sistem ve herşey (kişiler dahil) değişir ve gelişir. 
Bazen bu uzun sürebilir, sancılı olabilir. Ama eninde sonunda değişir.

Umudumuzu yitirmeyelim.
Türkiye'de de er ya da geç iyiye doğru değişimler olacaktır.

Bu değişimin uygulamaya dönük  yapısında spora bakış açısının gelişmesi var mıdır?
...

Ödül törenine katılamamak anlaşılır bir şeydir. Mazeret varsa en azından bildirilir.

Ancak,
Yönergesini okuyup bir turnuvaya katılıyorsunuz. Orada turnuva programına dahil olan ödül törenini genelde baştan yok hükmünde sayarız görmeyiz bile.
Oysa tüm yönergelerde PROGRAM vardır. Yani turnuvanın bir parçası…Saatine bile bakmayız değil mi? Tabi bunu herkes için söylemiyorum.

Sonuçta eğer ödül almış isek törene katılır ve ödülümüzü aldıktan sonra da arkamıza bakmadan kayboluruz. Şimdi bu mudur sportmenlik, centilmenlik ve spor anlayışı?
Dereceye girenler, düzenleyiciler kendi arasında yapsınlar ödül törenini, ne çıkar?
Ben dereceye giren sporcu, yarıştığı çocuğu olan veli ya da sporcusu olan antrenör dışında ödül törenlerine katılan derece alamamış sporculara hemen hemen hiç rastlamadım.

BEN ÖDÜL TÖRENİNE KATILMAYI ZORUNLULUK HALİNE GETİRMEYİ DE YANLIŞ BULUYORUM.

Mesele sporcu olarak bizim spora bakış açımızdan kaynaklanmaktadır.

Nasıl ki bir tura katılmayınca bedeli ödüyoruz o zaman dereceye girmesek de bir ödül törenine katılıp-katılmamak neden tartışılır ki?
Ödül törenini, teknik toplantıyı, açılış törenini turnuva programından saymıyoruz. Onun için de katılmayı gündemimize bile almıyoruz.
Asıl sorun bence buradan kaynaklanmaktadır.
Ateş Bey'in dediği doğru bazı şeyler hiç değişmeyecek. Sadece değişme ihtimali ile birlikte bilindik şekilde uygulanıp gidecek. 


Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi