Nitelik
#1
Sevgili Satranççılar,

"Nicelik niteliğin unsurudur."

Bu önerme şunu düşündürür: Nitelik kazanımı olmayan nicelik, nicelik olarak bile değerlendirilemez.

Yani çokluk, çokluk olarak kaldığı sürece bir kazanım olarak görülemez ve bazı açılardan da kayıplar getirir.

Türkiye'de satrancın en temel problemi budur.

Milyonlar satrançla tanışmış gözükebilir. Ama bu milyonlar içinden gerçek satranççı yetişmiyorsa, bu oyuna bir anlamda "küsmüş" durumdadırlar.

"2, 3 yılda yetişip de" satranç eğitmenliğinden geçimini sağlıyor olmayı, haber değeri olan bir şey gibi görürseniz, popülizmin tuzağına düşmüş olursunuz.

Her konu her küpe girmez, onun şeklini almaz. "Yüksek lisans programı" da bu kavrayış şekliyle ilkin, içi dolmayacak bir başlık gibi duruyor.

"Program açılacak, branş oluşturulacak..." Bu başlık neden mi bu haliyle kaygı uyandırıyor? "Satranç eğitimini geliştirme projesi" anlatımı, satrancın girmediği ev kalmaması şeklinde bir beklentiyle bitiyor. İçi biraz böyle doluyor yani...

Türk satrancı genel olarak başlık atma, proje oluşturma işinde başarısız olmadı ancak sonrası da pek gelmedi. Adı konmuş, nice iş sayılabilir bu şekilde...

Artık biraz "nitelik" kazanımı için doğru adım atma zamanı geldi. Yani bugün soru şu: Satrancın master'ı mı? Satranç master'ı mı?

Henüz ilk ve orta öğretimdeki bir çok konu arzu edilen nitelik düzeyine gelmemişken, "yüksek lisans işi üzerinden düşünceler" yarar getir mi, bilinmez...

Çatı kurup içini doldurmak yöntem olarak izlenirken, şu unutulmamalıdır: İçi dolu olanın çatısı kendiliğinden vardır.

Bir de akla şu geliyor: Mesela neden bir doktora programı değil de, yüksek lisans?

Herkese sevgi ve saygılarımla, iyi bayramlar dilerim.
Ara
Cevapla
#2
(15-06-2018, 08:16)Kuvay Sanlı1 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sevgili Satranççılar,

"Nicelik niteliğin unsurudur."

Bu önerme şunu düşündürür: Nitelik kazanımı olmayan nicelik, nicelik olarak bile değerlendirilemez.

Yani çokluk, çokluk olarak kaldığı sürece bir kazanım olarak görülemez ve bazı açılardan da kayıplar getirir.

Türkiye'de satrancın en temel problemi budur.

Milyonlar satrançla tanışmış gözükebilir. Ama bu milyonlar içinden gerçek satranççı yetişmiyorsa, bu oyuna bir anlamda "küsmüş" durumdadırlar.

"2, 3 yılda yetişip de" satranç eğitmenliğinden geçimini sağlıyor olmayı, haber değeri olan bir şey gibi görürseniz, popülizmin tuzağına düşmüş olursunuz.

Her konu her küpe girmez, onun şeklini almaz. "Yüksek lisans programı" da bu kavrayış şekliyle ilkin, içi dolmayacak bir başlık gibi duruyor.

"Program açılacak, branş oluşturulacak..." Bu başlık neden mi bu haliyle kaygı uyandırıyor? "Satranç eğitimini geliştirme projesi" anlatımı, satrancın girmediği ev kalmaması şeklinde bir beklentiyle bitiyor. İçi biraz böyle doluyor yani...

Türk satrancı genel olarak başlık atma, proje oluşturma işinde başarısız olmadı ancak sonrası da pek gelmedi. Adı konmuş, nice iş sayılabilir bu şekilde...

Artık biraz "nitelik" kazanımı için doğru adım atma zamanı geldi. Yani bugün soru şu: Satrancın master'ı mı? Satranç master'ı mı?

Henüz ilk ve orta öğretimdeki bir çok konu arzu edilen nitelik düzeyine gelmemişken, "yüksek lisans işi üzerinden düşünceler" yarar getir mi, bilinmez...

Çatı kurup içini doldurmak yöntem olarak izlenirken, şu unutulmamalıdır: İçi dolu olanın çatısı kendiliğinden vardır.

Bir de akla şu geliyor: Mesela neden bir doktora programı değil de, yüksek lisans?

Herkese sevgi ve saygılarımla, iyi bayramlar dilerim.

Mikhail Botwinnik'in en güzel tespitlerinden biridir:
 "Kültürel değerler düşüşe geçerse satranç da bundan etkilenir."

Değerlerimiz uzun yıllardır özünü kaybetmenin eşiğinde, belki de kaybetti.
Her alanda...
Aile içi yaşantıdan eğitime, ekonomiden yönetime kadar.
Kolay yoldan çıkarlara ulaşmak geçerli gibi...
Tabi temelinde çok etken var.
Yazdıklarınıza son 20 yıldır eğitim pencerisinde bakan birisi olarak katılıyorum.
Saygılarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#3
Aşkın Bey,

Satrancın insana kazandırmak istediği kültür dilde yansımalı. Az öne paylaştığım. Estergon Kalesi Kuşatma Dili ve Satranç başlıklı yazım bu konuyu biraz içeriyor ama "kültür" konusunda düşüncelerimi yakın bir zamanda ayrıca paylaşacağım.

Saygılarımla,
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi