Satranç kulüplerinde kadının yeri
#1
Kadın başkanın olduğu bir dönemde satranç sporunun erkek sporu olduğu yanlış düşüncesi uygulamaya konularak kesinleşmiştir.

Türkiye İş Bankası Satranç Süper Liginde oynayacak kulüplerin oyuncu sayıları 6 ya indirilmiş. Bu altı oyuncudan sadece 1 i kadın olabilirmiş. Her ne kadar orada bir genç ve beş genel oyuncu görünüyorsa da hepsinin erkek olması %100 ihtimaldir.

Böylece kadın başkan satrancın erkek sporu olduğunu onaylayan imzayı atmıştır. Bu imza ya iş bilmezliğinden, ya hemcinslerini önemsemediğinden, ya da bulunduğu makamın gereğini yerine getiremeyecek kadar dirayetsiz olduğundan atılmıştır. Veya tüm bu olumsuz özelliklere sahip olduğundan imza atılmıştır.

Tepeden aşağı sayalım. Futbolda kadın takımları var. Basketbolda, voleybolda var. Masa tenisi öyle. Vb., vb. Briççiler bile kadın takımları kurarak turnuva yapmaktadırlar. Briççiler kadar da mı olamadık ?

Diğer spor dallarının kadın sporcu sayılarından daha fazla kadın sporcu satranç sporunda var. Ama kadına verilen değer diğer spor dallarının aksine satranç sporunda yok.

Feminizm düşünce ve eylem sistemi oldukça güçlü bir şekilde gelişmesine devam etmekte. Ama bizim kadın başkanın bu taraklarda hiç bezi yok ki ; kendi başkan olduğu uzun dönemde dahi kadın takımlarının oluşmasını zorlayamamış ve gerçekleştiremedi. Feminizm düşüncesini benimsemesi beklenilmemelidir ama hiç olmazsa Feminizmin eşitlik prensibini uygulamasa bile dile getirmeliydi.

Mevcut satranç ligleri TSF nin kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gördüğünün ispatıdır. Bu görüntü, TSF nin oluşturmaya gücü varken kadın ligleri oluşturmaması, kadınlara saygısızlığının ispatıdır.

“Biz kadına değer veriyoruz. Bak, Türkiye Kadınlar Şampiyonası bile düzenliyoruz.” Böyle diyene karşı derim : Para peşinde koşan, kadını ikinci sınıf seviyesine indiren, ona saygı duymayan, sadece erkek egemenliğinin boyunduruğunda mutluluğu tatmaya çalışan, satranç alanında kadını bağımsızlaştıramayan. Hadi oradan !

Bu güne kadar gerçekleşmedi ama kadın başkanın başkan olarak ömrü henüz tamamlanmadı. Daha zamanı var. Kadın takımları kurulması ve kadın takımları arası turnuvalar yaptırabilmesi için zamanı var. Ama düşüncesinde kadın takımları yok idiyse kadın takımlarını oluşturabilmesi için zaten hiç zamanı yoktu ve kalmadı.
Ara
Cevapla
#2
Nüfusumuzun yarısı kadın yarısı erkektir. Kadın-erkek nüfusu hep böyle olagelmiştir. Ama toplumda yapılan işlerde iyileştirmeler, gelişmeler hep erkekler ön plana alınarak yapılmakta, erkekler kadınlara göre yaşam kalitesi açısından, toplum içindeki etkinlik açısından, toplum nazarındaki önem açısından daha avantajlı durumlarını sürdürmektedirler. Satranç sporunda da durum böyledir.

Satrançta bir ümit doğmuştu. Satrancı yöneten başkan kadın olduğunda kadına pozitif ayrımcılık yapılarak durumlarının erkeklere göre daha fazla iyileştirileceği düşünülmüştü. Ama tam tersi gerçekleşti.

Kadın artık bugün itibarıyla satranç kulüplerinde, takımlarında bir sığıntı gibi yer bulabilmektedir. Daha önceki takımlarda 8 oyuncunun 2 si kadındı. Oran %25 idi. Alınan kararla yeni uygulamada 6 oyuncudan 1 i kadın olacak. Kadın oranı %17 ye düşmüştür.

Satrançta kadının etkisi, yetkisi giderek azalmaktadır. Bunun müsebbibi mevcut kadın başkandır. Bunun müsebbibi kadın başkanı seçen erkeklerdir. Erkekler kendi hegemonyalarını devam ettirmek için kadın başkan seçmişlerdir. Çünkü onların kadını kullanarak kendi çıkarlarını devam ettirmeleri, bir erkeği yönlendirmelerine ve emir altına almalarına göre daha kolaydır.

Sonraki yazımda erkeklerin kendi hegemonyalarını devam ettirmek için kadın başkanı nasıl kullandıklarını yazacağım.
Ara
Cevapla
#3
Sizin yazdıklarınızın gerçeklikle ilgisi yoktur.
Sizin mantığınıza göre futbol takımlarında da 11 erkek oyuncu oynatılınca kadınlara haksızlık yapılıyor.
Hatırlatmak gerekirse süperligde  zorunlu bayan masa uygulaması hala devam etmekte.
Söz konusu süperlig kulüpler şampiyonasını da sayarsak 4 ligden sadece birisidir.Niceliksel olarak çok daha büyük olan diğer liglerde böyle bir değişiklik yapılmadı.Süperligde yapılması tahmin ediyorum ki zorunlu masalardaki genç oyunculardan (veya ailelerinden) gelen maddi taleplerin zaten fazla bir geliri olmayan kulüpleri zorlaması nedeniyle olmuştur.
Olguların birden fazla yüzünü görmek gerekmektedir.
Ayrıca konuyu mevcut başkanın kadın olmasıyla bağdaştırmanız da en hafif değişiyle fazla zorlama olmuş.
Ara
Cevapla
#4
Eğer bir kıyaslama yapacaksak daha geniş bir pencereden de bakabiliriz.
Ülke genelini de konuşup diğer spor dallarını da kıyaslarsak başka sonuçlara varabiliriz.
Konu satranç ise eğer çok değil bundan 20 yıl öncesine gitmek yeterli olur. O yıllarda her bir kadın sporcuya karşılık 30-40 erkek sporcu oranıyla karşılaşırsınız. İller bazında bu rakam kadın sporcuların -0- olduğu illere de rastlanırdı.

Daha yakın zamanlara genelden bakalım...

BİNİCİLİK-BUZ PATENİ-CİMNASTİK-DANS SPORLARI-HALK OYUNLARI-VOLEYBOL
Bu branşlar 58 dal içinde kadınların daha çok lisans çıkardığı ve aktif spora devam ettikleri branşlardır. Hatta erkeklerden de çok...

Satrançta bir önceki yıl itibarıyla aktif sporcu  sayıları 38.293 kadın 77.545 erkek sporcudur.
 Bu rakamlar 58 spor branşı içinde özel konuma sahiptir. Bir çok branşta  1 kadın sporcuya 3-4-5 hatta 9-10 erkek sporcu düşmektedir.

 Satranca baktığımızda bu sayıyı ülkemizin geleneksel yapısı ve kadına bakış açısından yeterli sayılması yanlış olmaz. Bundan 15-20 yıl öncesine giderseniz başka oranlar, daha da gerilere giderseniz çok daha yetersiz oranlar bulursunuz.
Son gelişim özellikle iki binli yılların başından itibaren satrancın okullaşma süreci sayesinde  iki erkek sporcuya bir kadın sporcu olacak şekilde gelişim sağlamıştır.

Ayrıca sadece bir kategori yarışmasına bakarak belli bir sonuca varmayı doğru bulmuyorum.
Selam ve saygılarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
Mehmet Ali Bey,
Sizin kulüplerin sözcüsü olduğunuz için mi veya sadece alınan kararı desteklediğiniz için mi yazı yazdığınızı bilmemekteyim.
Yukarıdaki yazılarımı yeterince alıcı gözle okumadığınızı tahmin ediyorum. Eğer anlamak için okuyup anlayamadıysanız sorun bendedir. Yeterince açık anlatamamışım demek ki. Öte yandan, sözlerinizde çelişki olduğunu sezmekteyim. Sizin düşüncelerinizi tek tek mantıksal olarak yorumlayayım.

Benim mantığım, bünyelerinde kadın futbol takımlarını barındıranların bu konuda kadınlara haksızlık yapmadıklarını söylemektedir.

5. masa zorunluluktan mı kaynaklanıyor, yani sırf kural olduğu için mi, yoksa kadına saygıdan dolayı mı ? Eğer hiçbir yönergede, talimatta zorunlu kadın masası denilmiyorsa ve kulüpler mecburen, zorunluluktan dolayı kadın oyuncu barındırmaları gerektiğini düşünüyorlarsa yazık o kulüplere. Zorunluluktan değil, isteyerek, benimseyerek kadın oyuncu barındırmaları erkeklerin kadınlara saygısıdır. Kadın oyuncu barındırmak zorundayım diyen kulüpler ise ne yazık ki işin temel ana fikrinde kadına saygı duymamaktadırlar.

Niteliği belli olan üst ligdeki tasarruf diğer nicelikleri kısa sürede etkileyecektir.
Sizce fazla geliri olmayan süper lig kulüplerinin oyuncu azaltmaya giderek bütçelerini sarsıntıdan kurtaracakları düşüncesi, süper lig kulüplerine göre maddi geliri daha az olan birinci, ikinci lig kulüplerinde ve diğer lige yükselme ve yöre kulüplerinde isyana sebep olmaz mı ? Bütçelerini zorlamamaları için süper lig için alınan karar bütçeleri daha zayıf olan diğer lig kulüpleri için haksızlık değil mi ? Zengin kulübe kolaylık sağlayıp fakir kulübü daha da zorda bırakan zihniyet neye hizmet etmektedir ?

Liglerde kadın oyuncu sayısının azaltılması alttan gelenlerin hevesini, çalışma azimlerini kıracaktır. Onları hedefsiz bırakacaktır. En üst hedeflerden birisi olan milli takımda oynamak için ara hedefleri ele geçirmek önemlidir. Ara hedefler, yani bir kulüp üyesi olduğunu bilerek, birilerinin kendisini sahiplendiğini bilerek, aidiyet duygusu içinde azimle üst hedefe doğru ilerlemek doğru ve kolay olandır. Ara hedefleri yok ederseniz alttan gelenler üst basamaklara sıçramakta zorlanacaklar ve kısa sürede havlu atacaklardır. Mahalledeki, şehirdeki kulüplere üye olup o kulübün takımında yer almak satranççıya verilen en büyük teşviklerden biridir. Ama alınan yanlış kararla bu teşvikler kırpılmakta ve yok edilmektedir. Bu karar satranç alanında kadın cinsiyetine karşı alınmış olan, onu iten bir karardır. Bu kararı alanların en tepesinde kadın başkan vardır.
Ara
Cevapla
#6
Fiziksel kuvvete dayalı sporlarda kadın erkek kategorisi normal. Ama satranç gibi tamamen akıl ve zeka dahilinde bir mücadelede kadın erkek diye ayırmak neden? Gerçekten çok saçma. Bana göre satrançta kadın kategorisi diye bir şey olmamalı.
Ara
Cevapla
#7
-Kadın artık bugün itibarıyla satranç kulüplerinde, takımlarında bir sığıntı gibi yer bulabilmektedir. Daha önceki takımlarda 8 oyuncunun 2 si kadındı. Oran %25 idi. Alınan kararla yeni uygulamada 6 oyuncudan 1 i kadın olacak. Kadın oranı %17 ye düşmüştür.

-Eğer hiçbir yönergede, talimatta zorunlu kadın masası denilmiyorsa ve kulüpler mecburen, zorunluluktan dolayı kadın oyuncu barındırmaları gerektiğini düşünüyorlarsa yazık o kulüplere. Zorunluluktan değil, isteyerek, benimseyerek kadın oyuncu barındırmaları erkeklerin kadınlara saygısıdır.

Aynı kişiye ait bu yorumlar nedendir bilmiyorum bana biraz çelişkili gibi geldi.

Yakın zaman içinde TSF yönetimini eleştiren öyle garip yorumlar okuyorum ki bu yazılardan sonra yönetimden hiç kimseyi şahsen tanımamama rağmen yönetim çok özverili çalışıyor hissine kapılıyorum.
Ara
Cevapla
#8
Yorumlarımın, eleştirilerimin yanlışlanmasını beklemekteyim ki ; doğru olanı, gerçek olanı öğrenebileyim.
Yazılarım ya önemsenmiyor, ya gülüp geçiliyor. Veya birileri kırk yılda bir ortalığa çıkıp çelişki var deyip, garip yorum deyip geri çekiliyor.
Ama cesaretsizlikten mi, bilgisizlikten mi, çok bilmişlikten mi bilinmez ; çelişkinin, garipliğin ne olduğu söylenmiyor. Söylense de ben de yanlış giden yoldan doğru yola dönsem.
Taş atıp geri çekilmek korkaklıktır demeyeceğim ama taş yerini bulmuyor. Hedefe doğru taş atılmalı. Havaya değil.

Çelişkinin, garipliğin ne olduğu ortaya konulmalı. Kendi yazdığımdaki çelişkileri göremeyebilirim. Gösterin bana.

Öyle taş atıp kaçmak yok ! Bana yanlışımı gösterin ki, doğruyu öğrenebileyim.

Belki de ; benim doğruyu öğrenmem bile önemsenmemekte. Eğer öyleyse, taş atıp çekilmeyi bile mazur görebilirim.
Ara
Cevapla
#9
Hangi yorumların bana birbiriyle çelişkili geldiğini açıkça belirttiğimi düşünüyorum.
1' inci  yorumda neden kadınların zorunlu kontenjanı azaldı diyerek serzenişte bulunulurken, 2' inci yorumda ise zorunluluktan değil isteyerek kadın oyuncu bulundurulması saygı gereği  deniyor.
Eğer yorumunuzda belirttiğiniz gibi,  zorunluluktan değil  isteyerek kadın oyuncu barındırmaları erkeklerin kadınlara saygısıysa kadın kontenjanı 2' den 1' e düştü diye serzenişte bulunmak yerine kontenjana karşı çıkmanız gerekmez mi.
Sonuçta bir takımın tüm oyuncularını kadınlardan kurmasına  bir mani yok. Polgar kardeşlerin iyi bir eğitim ve sıkı çalışmayla neler yaptığına hepimiz şahit olduk.
Türk kadınlarından da  çok üst seviyelere gelip kontenjan sayesinde değil fakat  elo puanı sayesinde takımlarda mücadele edecek pek çok oyuncu çıkacaktır.
Ara
Cevapla
#10
Açıklama için teşekkür ederim.

Çelişkili denilen yazdıklarım başka bir yorumcuya cevaplarımdı. Seçtiğim kelimelerin bir kısmı da o yorumcunun seçtiği kelimelerdi. Örneğin; zorunlu.

Kabul ettim. Teoride ben çelişkiliyim. Teorik olarak takımın tüm oyuncularının kadınlardan oluşması için hiçbir engel yok. Bu teoriye göre TSF kadın kontenjanı ayırmak suretiyle satranç alanında kadınların bugünü ve geleceği için hiç de iyi düşüncelere sahip olmadığını belirtmiş oluyor.

Günümüz gerçeği şu ki ; Türkiye’de pratik teoriye maalesef uymamaktadır.
Yaşadığımız zamanda Türkiye’de ideal olan teori hiç yok. Genel olarak, çoğunluk insanlar tarafından insana ve özel olarak kadına saygı olursa teori belki gelecek zamanlarda geçerli olacaktır. Bu gelecek zamanın bir an önce gelmesini diliyorum. Sizce bahsettiğiniz konu, yani takımların tamamının kadınlardan oluşması önümüzdeki 5 yılda gerçekleşir mi ? On yılda, onbeş yılda ?

Yakın geçmişte, 6 turluk bir turnuvada 14 yaşındaki bir kızın 6 tur boyunca erkeklerle mücadele ederek kendisinden 1-2 yaş büyük erkekleri yenip 6 tam puan elde ettiği, ama ataerkil, erkek egemen satranç yöneticileri tarafından çeşitli katakullilerle dereceye bile sokulmadığı, tam puanlı kızdan 1, 2 puan düşük erkeklerin ilk üç dereceyi paylaştıkları ve kadın başkanın bu mağduriyeti gideremediği veya gidermediği unutulmadı, unutulmayacak. Bu kızın kız olduğu için mağdur edilmesi mevcut yönetimin sırtında kambur olarak kalacaktır.

Bre Mehmet Bey !
Siz de kalkmış mevcut sistemdeki takımların tamamının kadınlardan olabileceği ihtimalinden bahsediyorsunuz. Sizi anlıyor ve size hak veriyorum. İdeali budur. Ama bu ideale bırakınız yaklaşmayı mevcut yönetim tam ters istikamette gitmektedir.
Ara
Cevapla
#11
Birileri kendi başlarına karar almışlar. Bu kararın kimler tarafından alındığı malumdur. Kararı alanlardan birisi ve sözcüleri kendi ağzından aynen şöyle diyor.
 
“Süper lig kulüpleri olarak yaptığımız toplantıda alınan kararların bir i Süper lig maçlarının ALTI masa şeklinde oynanmasıdır.Alınan karar ilk dört masanın serbest olması beşinci masanın kadın masası ve altıncı masanın genç masası olmasıdır.Bu karar süper lig kuluplerinin son dört yılda alıp TSF yönetime ilettikleri karardır.Bu kararın arkasındayız. Mehmet Yıldız HBB satranç kulübü yöneticisi”
 
Öneri dememişler. Karar demişler. 4 cümlede 5 adet karar kelimesi var. Israrla karar da karar kılmışlar.
 
İşte böyleleri TSF’ye emir vererek en üst ligde kadın satranççı sayısının azaltılmasını ve minimuma indirilmesini sağlamıştır. Bu gibiler TSF başkanını emir eri gibi kullanmaktadırlar.
 
Sosyal medyada bu sözler yayınlandıktan sonra herhangi bir yalanlama yapılmadı. Şayet yalanlama yapıldıysa ne zaman ve nerede yapıldığını bilelim. Demek ki ; kararı kulüpler almış ve TSF ye dikte etmişler. Kararı alıp TSF ye iletmişler. Yani bir anlamda üst kurul karar almış, alt kurula uygulaması için emir vermiş. TSF yönetimi de verilen emri bir kukla gibi aynen uygulamış.
 
Pervasızlık, saygısızlık had safhada. Güç bende deyince ve TSF bu güce mahkûm olunca gerisi çorap söküğü gibi gelir. Kulüpler demişler ki ; artık biz bundan sonra takımlarımızdaki kadın satranççıları azaltacağız. Minimuma indireceğiz. Bu kararı uygularsan yaşarsın, uygulamazsan gidersin. Ya yaşarsın ya düşersin ! Zordur almak bizden gücü !
 
Bu sözlerden sonra şu anlaşılmaktadır. Kararlar dışarıda alındığına göre, TSF artık bir avuç ne idiği belirsizlerin at koşturduğu boş meydan haline gelmiştir. Bunlar kadına değer vermeyen, kadını hor gören, kadını önemsemeyen bir avuç ali kıran baş kesendir.
 
Onurlu kadın bu zorbalık karşısında isyan ederek ya gücünü etkin hale getirir ya da onurlu bir şekilde istifa eder.
Henüz vakit geçmedi.
 
TSF ‘hayır’ desin. ‘O kararı yönetim olarak biz aldık. HBB satranç kulübü yöneticisi kim oluyormuş. Bize emir verecek adam anasından doğmadı’ desin. HBB yöneticisi de ‘Ben yanlış yazdım, öneri diyecektim ama karar demişim. Farkında değilim. Kararı öneri olarak düzeltiyorum’ desin. Ben de tüm yazdıklarımı yazılmamış kabul edeyim.
 
Ve TSF şöyle yapsın. Tüm liglerdeki kadın oyuncuları iptal etsin. Tüm masaları serbest bıraksın. Ama karşılığında Türkiye’deki kulüpleri kadın takımları kurmaları için zorlasın ve kadın ligleri kursun. TSF bunu başarabilirse bu konu kapsamında şimdiye kadar yaptığım tüm eleştirileri yapılmamış sayacağım ve TSF’den özür dileyeceğim.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi