TSF Seçimleri
#1
Değerli Satrançseverler

Yaklaşan seçimler nedeniyle forum ortamlarında bir süreden beri yönetim uygulamaları ile ilgili olarak değişik görüşlere rastlamaktayız. Bunların bir kısmı iyi niyetli iken, bazılarına katılmak ise gerçekten mümkün değil!

Ben Sayın Yazıcı ile geçmiş dönemde ciddi boyutta sorunlar yaşamış ve bu nedenle forum ortamından çıkarılmış birisi olarak,hissi davranmaktan uzak, mümkün olduğunca objektif olduğuna inandığım bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum.

8 yıllık Yazıcı dönemi başarılı mıdır ?

Evet başarılıdır. Bunu muhalif olan gruplar bile tam anlamıyla inkar etmemektedir. İş yapılan yerde mutlaka hatada olur. Fikir ayrılıkları yaşanır. İnsanlar zamanla birbirine ters düşebilir.Küskünlükler ve barış halleri olur. Bu insan doğasının gereğidir. Fakat doğruları ve yanlışları tartacak olursak, doğruların daha fazla olduğunu görürüz.

Sn. Yazıcı bence 3 büyük iş başarmıştır.

1- Satrancı Milli Eğitime sokmuştur.Yönetimin ilk yıllarında yaptığı son derece doğru bir başlangıç. Bugün yeni yetenekler bu sayede keşfedilmiştir. Ciddi eğitim çalışmaları yapılmıştır.

2- İş bankası gibi güçlü bir kurumun Satranca sponsorluk yapması sağlanmıştır. Son dönemlerde gazete ve televizyonlarda satrançla ilgili çok güzel tanıtım çalışmalarına şahit oluyoruz. Forum köşelerinde bu sponsorluğu sorgulayan bazende konu dışına çıkan kanaatimce iyi düşünülmeden yapılmış bazı tespitleri üzülerek okumaktayım. Bu ayakta alkışlanacak büyük bir başarıdır. Farklı bir şekilde çıkarımlar yapmak satranca zarar vermekten başka bir işe yaramaz.

3- TSF dünya çapında saygın bir kurum haline gelmiştir. Ciddi organizasyonlara imza atmıştır.

Bu işler yapılırken insanlar biribirine ters düşmüş, hatalarda yapılmıştır. Fakat global bakış açısıyla değerlendirdiğimiz zaman Yazıcı'yı sevmeyebiliriz, kişiliğini ve üslubunu beğenmeyebiliriz ama yaptıkları işlere de saygı duymak zorundayız. Çünkü bunlar basit şeyler değil. Fedakarlık, zaman ve efor isteyen zorlu bir çalışmanın ürünüdür bunlar... Yeri geldiğinde aile yaşantısındanda feragat edilerek kazanılmış bir başarıdır.

Gördüğüm kadarıyla Yazıcı seçimi yine kazanacak.Hatta geçen seçimlerden daha fazla oy alması muhtemel. Ama muhalif gruplar içinde yer alan fakat satranca hizmet etme kapasitesi olan arkadaşlarımızı mutlaka kazanmasının faydalı olacağına inanıyorum.

Son olarak Atalık'ın tek başına seçimlere girmesi durumunda 2-3 'den fazla oy alacağını sanmıyorum. Atalık bence satrancın oyunculuk tarafında kalmalı. Yönetimsel açıdan yeterli olmayacağı aşikar. Özellikle oyun gücü açısından altın dönemini yaşadığı şu zamanlarda 2650 barajını aşmak için uğraşması daha doğru olacak.Aksi takdirde oyun gücününde etkileneceğini düşünüyorum.

Saygılarımla
Dr.Murat Akdağ
Ara
Cevapla
#2
İleti, Hayata Dair kısmına taşınmıştır.
IECC 2246, MAPEJK 2300, DESC 2213
Best regards, iyi günler, mfSG, HT
Cevapla
#3
Değerli Satrançseverler

Seçimlere 1,5 aydan daha az bir zaman kaldı...

2 aday mevcut. Sayın Yazıcı TSF forum ortamında hakkındaki iddaalar ile ilgili detaylı açıklamalarda bulunuyor. Yaptıkları ve ilerisi için planladıkları ortada... Geçen süreç içinde deneyimli ve çalışkan bir ekip oluşturuldu.

Diğer aday Sayın Çakır ise şu ana kadar geçen süreç içinde bir açıklama yapmadı. Camia kendisini yeterince tanımıyor. Yaptıkları toplantılarda bir çok kişi kendisini ilk defa gördüğünü belirtti. Şahsen internet üzerinde yaptığım araştırmada Sayın Çakır ile ilgili doğru dürüst hiç bir bilgiye rastlamadım.

Benim burada anlamadığım bir şey var . Her defasında satranç dışından olduğunu ifade ettiği kişilerin yazışmalarını ve belli bir ELO'nun altındakileri satranççı kabul etmeyen ve kendi konuşmasında da tabandan ziyade tavanın önemini vurgulayan Sayın Atalık , acaba yaptığı araştırmada Sn. Çakır'ın Satrançcı geçmişi ile ilgili olarak nasıl bilgilere ulaştıda, Sayın Çakır'ı lideri yapmaya karar verdi. TSF forumda Sn. Tahsin Aktar'ı küçümseyen hiç hoş olmayan yazısına rastladım. Sayın Aktar bence mevcut federasyon içinde son derece çalışkan ve centilmen bir insandır.

Vaktiyle mevcut yönetimin Sayın Atalık'ı tekrar kazanmak için ne kadar uğraştına indirekt yollarla şahidim. Kendisini her ortamda onere etmeye çalıştılar. Fakat Atalık'ın kanaatimce sosyal iletişim kurmadaki yetersizliği süreç içerisinde kendisini bugünkü duruma getirdi.

Unutulmamalıdır ki Atalık Türkiye'nin en iyi oyuncusudur. Yazılarındaki satranç derslerini büyük bir beğeni ile izliyorum. 1992'den beri tüm köşe yazıları bende mevcuttur. Ve yeri satranç tahtasının başıdır. Yönetim ona göre değildir. Yeri milli takımdır !! Eylül sonu çıkaracağı kitabı merakla bekliyorum. Çok satacağından eminim

Mevcut oluşum şu anki şekliyle Sayın Yazıcı'yı daha güçlü kılmıştır. Gördüğüm kadarıyla alternatifide yok gibi...

Saygılarımla
Murat Akdağ
Ara
Cevapla
#4
Çok Değerli Dostum Murat Akdağ,

Sen de dahil herkes tutturmuş Ali Nİhat Yazıcı başarılıdır diye. Yanlışlarını Cengiz Keleş ve Hakan Aktaç dile getirdi ve gereğini, geçmişte benim de aynısını yaptığım gibi savcılığa gerekli belgelerle verdiler. Sonuçlarını göreceğiz.

Başarılı diye nitelendirdiğin 3 maddeye gelince:

1. Satrancın seçmeli ders oluşunu Ali Nihat Yazıcı'ya bağlamak kadar geçmişe haksızlık yapılamaz. Nevzat Süer ve Cumhuriyet Gazetesi ile başlayan okullararası satranç yarışmaları 1983 yılında Eski TSF Başkanı Muzaffer Özsoy'un girişimleri ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullararın eğitsel kol çalışmalarına satranç dahil edildi ve o tarihten itibaren düzenli olarak bakanlıkça TSF dışında Türkiye Okullararası Satranç Şampiyonaları düzenlendi. 1993 yılında SGM tarafından Axa Oyak Sponsorluğunda başlatılan okulararası satranç takım yarışmaları tüm bu çabalara ek olarak ayrı bir renk ve rekabet ortamı doğurdu ve öncelikle İstanbul da başlayan ve daha sonra diğer illere doğru yayılan bir şekilde satranç öğretmenliği bir istihdam alanı haline geldi. Benzeri turnuvalar örnek alınarak çoğaldı. 11 yıl kesintisiz sürdürülen, ikibine yakın öğrencinin oynadığı bu dev turnuva Ali Nihat Yazıcı'nın İstanbul Valiliğine gönderdiği yazı ile duduruldu. Halbuki durduruluğu yıl FIDE'de dünyanın en örnek okul yarışması olarak gösteriliyordu ve bu yazı FIDE sitesinde yer alıyordu) Önce Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde başlatılan il hakem kursları sayesinde satranç illerin tabanlarında yaygınlaşmaya başladı. Bugün il temsilcisi olan pek çok değerli arkadaşlarımız bu basamaklarda başarı ile görev aldılar. 2004 yılında satrancokulu.com da ve şu anda balkanchess.com da belgelerini göreceğiniz şekilde MEB ve Çocuk Vakfı tarafından işbirliği ile düzenlenen " Üstün Yetenekli Çocuklar Kongresinde" yapmış olduğum sunumda satrancın gerek bu çocukların yetişmesinde gerekse tüm öğrencilerimizin yetişmesinde ne kadar önemli olduğunu ayrıntılı biçimde hem yazılı hem sözlü sundum. Türkiyenin her yerinden davetli gelen tüm eğitim uzmanlarınca ve kongrede hazır bulunan MEB Müsteşarları tarafından bu sunumum ayakta alkışlanarak kabul edildi . Kongrede 300'ün üzerinde sunum yapıldı ama bunların sadec 30 kadarı yani % 10 luk bölümü kabul edildi ve bildiriler kitabında yer aldı. TBMM Başkanı Bülent Arınç kapanış konuşmasında da bu kabul edilen bildirilerin neticeye kavuşması için takipçisi olacağını söyledi. Bu dönemi takip eden ilk eğitim yılında da TSF ile MEB 'lığı bu konuda resmi iki makam olarak protokol imzaladılar. Herhalde benimle imzalayacak halleri yoktu. Bu nedenle tüm bu birikim ve ülke genelinde özveri ile yapılan çabaların ulaştığı netice olarak satranç bugün bu aşamaya geldi. Ali Nihat Yazıcı yada başkası olsa durum değişmezdi. Bunu Ali Nihat Yazıcı'nın başarısı olarak görmek aldatıcı olur.

2. Türkiye Liglerine İş Bankası'nın sponsor olması konusunda ise eski satranççılarımızdan ve yine SGM'nin o dönem eski sponsorlarından İsviçre Hayat Sigorta Genel Müdürü Abdullah Karacık'ın önemli katkısı vardır. Bu değerli satrançsever dostumuzun Ersin Özince'ye satranca sponsor olun yönündeki tavsiyelerini göz ardı etmek büyük vefasızlık olur. Karma Takımlar Ligi döneminde Cumhuriyet Gazetesi'nin sponsor olarak başlattığı Türkiye Ligine ulaştığı aşamada sponsor bulmak böylesine bir makam için herhalde o kadar zor olmasa gerek. Bu İş Bankası da olabilirdi, Axa Oyak gibi Sigorta şirketi de . Ama İş Bankası gibi sevilen ve büyük saygı duyulan kurumun Liglerimizi desteklemesi hepimizi memnun etmiştir. Bu konuda Devlet Bakanımız Mehmet Ali Şahin'inde önemli katkılarını unutmamak gerekir. Ali Nihat Yazıcı şanslı bir adam ona imza atmak kalmıştır.

3. Uluslararası alanda büyük organizasyonlara imza atmıştır diyorsun? FIDE'nin İspanya da düzenlediği 2004 Calvia Satranç Olimpiyatı Genel Kurul'unda TSF Başkanı Ali Nihat Yazıcı ile benim sandalyem yan yana idi birlikte Genel Kurulda idik. ( TSF Bu olimpiyata gidebilmem için Cumhuriyet Gazetesi başvuruda bulunmuş ancak TSF gerekli acredite'yi vermemiştir. Bulgaristan Satranç Federasyonu'nun şahsım için FIDE ve İspanya nezdinde yaptığı özel girişim ve olur neticesinde bu olimpiyata gelebildim ve genel kurul' a katıldım. Bu arada bunu da sırası gelmişken hatırlatayım dedim) Genel Kurul da gördüğüm manzara şu idi. Ortada yapılması gerekli organizasyonlar var ama FIDE mali açıdan zor durumda, bir kaç önemli organizasyonun dışında kimse bu yüklerin altına girmek istemiyor ve herkes topu birbirine atıyordu. Bu nedenle bu organizasyonların Türkiye ye alınması o kadar zor bir iş değildi. Ayrıca yapılan organizasyonlara dikkat edelim. Örneğin Avrupa Şampiyonasına dünyada ilk kez bir ülke adına protesto yapıldı o da Ali Nihat Yazıcı adına oldu. Adam tarihe geçti. Yüzün üzerinde Büyük Usta bizi dünyaya şikayet etti. Bu konu ile ilgili yaptığım başvurular neticesinde konu Asliye Ceza Mahkemesine kadar intikal etti. Sonucunu henüz bilmiyorum. Ama ortadaki gerçekler duruyor hala. Benzeri şampiyona daha sonra Antalya'da yapıldı düşük katılım olduğu gibi bu düzenleme esnasında ELO puanlarını yükseltebilecek Türk oyunculara kapılar maddi şartlar nedeni ile kapandı. turnuvanın düzenlenecği otelde kalınacak gibi tuhaf şartname yaratıldı. Analya da çok daha makul fiyatta kalarak bu turnuvada ELO'sunu yükseltebilecek belki de ünvan alabilecek oyuncularımız bu turnuvaya iştirak edemediler, doğru dürüst izleyici bile gelmedi. Bunun sizce yaraı oldumu? Bakın bu yıl aynı organizasyon Bulgaristan da düzenlendi. Oyuncular pansiyonda kalabildiler ve kimse maddi imkansızlıklar nedeni ile turnuvaya katılmayıp mağdur olmadı. Yapılan düzenlemelerin fiyakası varda faydası varmı diye sormak lazım!!

4. Senin söylemediğin ama benim ekleyeceğim bir başarısı var. WEB Sitesi. Yiğidi öldür ama hakkını ver demişler. Buradaki başarısını kutluyorum. Beraberindeki satranç akademisi çalışmalarını ve antrenör meselesinin çözülmesini. WEB sitesinde yasakçı tavrı olmasa daha da bu konuda göz hoş geleceğinden eminim. Ama eksikleri ve yanlışları buradan dile getirileceğinden korkuyor. Çünkü bu siteyi GSGM de takip ediyor. Yanlışlarının ortaya çıkarılması hoşa gitmez.

5. Yanlış mı doğru mu olduğunu henüz kestiremediğim icraati ise Suat Atalık'ın tamamen duygusal nedenlerle !!! tekrar milli takıma döndürülmesidir. Kuvvetli oyuncu olduğu muhakkak ama onu bence sadece bireysel turnuvalara göndermek doğru olabilir, çünkü o bulunduğu takımda kendisinden daha başarılı yüzdesi olan takım arkadaşı olsun istemez. Yapmadığını bırakmaz. Arkadaşlarının oyun sitillerini, çalışmalarını bile rakip takıma bildirir. Bu abartılı geliyor size değil mi? Onunla mili takımda oynamış oyunculara bir sorun bakalım. Neler diyecekler?

5. Veli Ozan Çakır 2002 ya da 2003 yıllarında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde Öğretmen Yetiştirme Kursunu verdiğim esnada tanıdım. Öğrencim idi. 6 ay kadar süren bu kurs zarfında kendisini tanıma fırsatım oldu. Efendi ve gayretli idi. Vasat bir imtihan neticesinde diplomayı aldı. Marmara üniversitesi Satranç Kulübü çalışmalarını o dönemde o yürütüyordu ve benim Axa Oyak turnuvalarına da 50 kadar saat göndererek destekleri de oldu. Bu ana kadar yanlışını görmedim. Ancak İTÜ de düzenlenen Türkiye Ligi maçları esnasında takımı hükmen yenildi. Adam masa ve sandalyeleri merdibenlerden attı, yüzlerimize fırlattı, Hür Yasin ile bakakaldık. Sinirlenince kendini kaybedecek ölçüde terbiye sınırlarını aşabiliyordu. Burada bende puanı kırıldı. Daha sonra hepinizin bildiği gibi 2 Ağustos 2007 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin ilk sayfasında fotoğrafları ile gördüğünüz gibi İstanbul Satranç Festivali esnasında turnuva alanına türban takılmasını anlatan kara çarşaflı ikna odaları kuruldu. Ayrıca yine aynı organizasyonda büyük bir fiyasko ile nasıl organizasyon düzenlemekse düğün nedeni ile bir gün turlar ertelendi. İlk 3 yıl benim kontrolümde olan bu organizasyon Ali Nihat Yazıcı'nın özel gayretleri neticesinde Cem Pekün ( kurduğu vakfı evinin odasından yöneten ve bu yönetimde bile bana göre çok yanlışları olan, küçük çıkarlar peşinde olan )ve Veli Ozan Çakır'ın kontrolüne geçti.

Başka daha konuşulması gereken çok şeyler var ama bu kadarının bile kafi olduğunu düşünüyorum.

Sevgi ve saygılarımla

H. Sertaç Dalkıran
hsdalkiran
Cevapla
#5
Değerli Dostlarım,
TSF sitesinde iki grup arasında geçen tartışmalar geleceğe umut ile bakamamıza neden olmaktadır. Haydi hayırlısı diyelim.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç Dalkıran
hsdalkiran
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi