Senin cevabın ne?
#1
13.jpg
Senin cevabın ne?

Bir yazımı, ' Satranç Okulu' adlı internet sitesindeki arkadaşlar tartışmaya açtı.
Kimi destekliyor, kimi karşı çıkıyor.
Mesela sitenin satranç programları moderatörü Servet Kültür üç aşağı beş yukarı benim gibi düşünüyor. Buna karşılık Milli Takım oyuncularımızdan Selim Çıtak karşı çıkıyor.
Ne demiştim? Önce onu özetleyeyim:
1) Satrancın kuralları oyun sırasında değişmez. Bu açıdan gündelik hayattan çok farklıdır.
2) Enformasyon açıktır. Gizlisi saklısı yoktur. (Yine hayattan farklı...)
3) Kapalı bir evrendir. Olay 64 karede olup biter. Hayatın evreni ise pratikte açıktır.
Bu üç özellik sayesinde (yoksa ' yüzünden' mi demeliyim?) bilgisayarların satranç oynama gücü olağanüstü bir artış göstermiştir. Dünya şampiyonunu dahi yenebiliyorlar.
Yakın bir gelecekte insanoğlu bilgisayarı asla yenemeyecek. En fazla beraberlik koparabileceğiz.
Bana karşı çıkanlar, satrançtaki hamle sayısının neredeyse sonsuz olduğunu... Bilgisayarların bu hesabı asla yapamayacağını ileri sürüyor.

İki noktada yanılıyorlar:
1) Makinenin işlem gücü artıyor ve daha da artacak. Saniyede 5-6 milyon hamleyi hesaplarken dahi dünya şampiyonunu yenebiliyorsa, gücü mesela 50 milyona ulaştığında varın gerisini hayal edin.
2) Daha da önemlisi: Makine, ' Yapay Zeka' ( Artificial Inteligence ) çalışmaları sayesinde, aynı insan gibi, önemsiz hamleleri 'düşünmeyecek' (yani 'hesaplamayacak', 'dikkate almayacak') şekilde programlanabiliyor.
Sabah'ın satranç yazarı Özgür Akman ile bu konuda mesajlaşıyoruz.
Geçen gün ona gönderdiğim mesajın bir bölümü şöyleydi:
"Bazı arkadaşlar, romantizme kapılarak, insan beyninin işleyiş biçimini yüceltiyor. ' Sezgiye' ve ' kavrayışa' olduğundan fazla önem veriyorlar. Halbuki 'sezgi' de bir hesap biçimidir. Basit hesaplamadan farklı olarak ' analojiler' ( benzeşen biçimler ) ve ' homolojiler' ( benzeşen yapılar ) üzerinden yürür."
Mesela bazen bir maçta golün geldiğini ' hissedebiliriz'. "Bu atak gol olur" diye bağırırız. Gol olduğunda arkadaşımız "Nereden bildin" diye sorar. Biz de "hissettim" ya da "sezdim" cevabını veririz.
Halbuki burada beynimiz, ' 2+2'de olduğu gibi aritmetiğe değil, 'benzeşme'ye dayanan bir hesap yapmaktadır. Kabaca söylersek; maçtaki pozisyon ile hafızasındaki 'maç enstantanelerini' karşılaştırmaktadır.
Unutmuş olsak dahi benzeri bir golü daha önce mutlaka izlemişizdir. Ve beynimiz bütün bunları bizim talebimiz olmadan, kendi kendine yapar!
Biz de kontrolümüz dışında gerçekleşen bu sürece, 'sezgi' der, geçeriz.

Kaynak: http://arsiv.sabah.com.tr/2007/01/24/akoz.html
Ara
Cevapla
#2
http://www.tursev.org.tr/forum/phpBB3/vi...p?f=3&t=12
Buyurunuz, Abidin Bey, cevabımdır. Smile
Ara
Cevapla
#3
Şu ana kadar öne çıkan iki görüşü de dikkatlice okudum. İnsan beyni sadece daha önceki durumlardan yola çıkip benzerlik oluşturarak mı işliyor? yoksa daha %5 çözülebilmiş insan beyninin mucizevi bir özelliği midir sezgi denen şey? İkisinin de kendi içinde doğruları olduğunu düşünüyorum. Fakat bilim adamları bile halen insanoğlunun sezgi dediği bir kavramı net olarak çözememişken bizim bu tartışmayı yapmamız abesle iştigal etmek olur diye düşünüyorum.
Kendi görüşlerime yer vermem gerekirse; insan beyni sadece gördüklerinden yola çıkarak bazı şeyleri anımsamıyor aynı zamanda o benzerlikleri anlamlı bilgiler haline getirerek(yani üzerine belli başlı yorumlar yapıyor.) de bize sunuyor. Bu bağlamda bakarsak benim teorim bu iki görüşün tam ortasında. İkisinin harmanlanmış hali de diyebiliriz.
Efe Kerem UZUNOĞLU
iletişim: [email protected]
Ara
Cevapla
#4
Abidin Hocam size katılıyorum ancak size şöyle bir ekleme yapmak istiyorum ben düşünüyorum ki glecekte öyle ispatlar olacak ki örnk: 1.b4 forse kaybeder diyebilecekler. Fakat eski oyuncular Cabaplanca, Lasker Fischer Spassky gibi oyuncular fritz den daha iyi taktik çıkarıyorsa insanlık zekası gittikçe kötüleşiyor demektir buda bilgisayarların eziciliğine neden olacaktır
Ara
Cevapla
#5
Bilgisayarları gözünüzde bu kadar büyütmeyin.
İnsan zihni bilgisayarları geliştirmek için harcadığı zaman, para ve enerjiyi insan beynini geliştirmek için harcarsa, o zaman da bilgisayarlar bize yetişemezSmile
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi